31 Ekim 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

31 Ekim 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAREM DEHLİZLERİNDE HEKİMOĞLU ALİ PAŞA SORDU: OĞLUNLA GÜLFİDAN, ! MERCİMEĞİ FIRINA MI VERMİŞLERDİ? Fıtnat H., tamamen ciddi- leşti, beni dikkatle süzüyor- du. Birdenbire: — Efendi baba! - dedi- k- zınız yerindeyim, lâkin görgüm kuvvetlidir. Müsaade ederseniz size bir vereyim: Seviniz, vunlatı düşünmiyerek! Çünkü famiz aşk, emelsiz aşk, hakild aşk bir şuledir, maşuku 'da tenvir cder. Vuslat — istiyen aşk, sade bir iştihadır. Kar- şısındakini alâkadar etmek için birçok şartlara ihtiyaç gösterir. Bilâihtiyar sordum : — Ne gibi? — Yaş uygunluğu, mevki cazibesi, servet — bolluğu ve saire ve saire! — Ya siz ihtiyarların da sevilebileceğini söylemiştiniz. — İhtiyarların - hassas, nük- teşinas olmak şartile - sevile- bileceklerini ve seveceklerini | yine söylerim. Şukadar ki bu “sevgiler, gönülden gönüle mü- badele olunan temiz bir duy- güdan ibaret olmalıdır. Ya- tağa giden aşk yolu ihtiyar- ların — tayyedemiyeceği kadar uzundur, dikenlidir. — Sürü sürü genç odalık taşıyan ihtiyarlar yok mu? — Onlar gönül değil ten satın alan budalalardır. Ekseri- ya başkalarının aşkma cilâ ve- rirler, tenine tasarruf ettikleri gençlerin yüreğini zorla yat ellere verdirirler. Dayanamadım, itiraf ettim : — Bana da Gülfidanın teni lâzım, yüreği kendinin olsun. Fıtnat Hanım dudaklarını büktü. — Öyleyse - dedi - muska- ları alınız, güle güle kullanınız. Lâkin unutmayınız ki genç bir kızın ruhuna tabiatin astığı muska, bizim molla Haşmetin karalamalarından çok kuvvet- lidir. İşte, devletli bu sitemli sözlerden sonra molla Haşme- tin meşinlere koyup diktiği muskaları aldım, evime dön- düm. Daha sokakta iken birini boynuma astım. Eve girer girmez de ikincisini odamın kıbleye nazır cephesine yerleş- tirdim. Şimdi üçüncüsünü Gül- Fidanın odası eşiğine koymak kalmıştı. Bunun için geceyi bekliyor- dum. O güu dinlediğim sözler beynimin içinde dolaşıp duru- yordu. Mollanın muskalarından Gmide — düşüyordum, — Fıtnat hanımın ağır sözlerinden ye'se kapılıyordum, fakat yüreğim- deki alev sönmüyordu, damar- larımdaki fırtıma dinmiyordu. Gülfidanı çılgın bir iştiha ile istiyordum. Sabahtanberi onu görmedi- ğim için ayrıca üzülüyordum. Yemeği, kendi odamda yedim. Gülfidanın da oğlumla bera- ber yemek yediğini hizmetçi- den öğrendim. Hayatımda ilk defa olarak genç olmadığıma hayıflanıyordum. Oğlumun yaşında olsaydım şüphe yok ki Gülfidan tarafın- dan reddolunmıyacaktım, (deli- likle itham — edilmiyecektim, muska almak için şuna buna yüz suyu dökmiyecektim, Fıt- nat Hanımın dilile yaralanmı- yacaktım. Bu acıklı düşünce- ler arasında gene ilk defa olarak oğlumu kıskanıyordum. | Onun gülerek, eğlenerek Gül- | fidanla baş başa yemek yemesi | beni haset buhranlarına düşü- I rüyordu. Oğlum; ömrümün yegâne mahsulü ismimin ve malımın tek mirasçısı, ocağımın biricik kandili, ©o dakikada gözüme başka türlü görünüyordu. San- ki bütün — şefkatim, bütün muhabbetim silinmişti. O, ben- den bir parça yabancı bir mahlük imiş gibi sinirime dokunuyordu. Az kal- : | Sin, sofradan kalkacak, onların | yanına gidecek, kızı - saçlarım- | | dan tutup - odasına kapıyacak oğlumu da evden kovacaktım. | Fakat Gülfidanla onun bir ) kardaş — gibi — büyüdüklerini, | birbirini o gözle görüp o hisle sevdiklerini düşünerek hidde- | time galebe ediyordum. İ ( Arkası var| Günün Tarihi Harici Siyasetimizde Fırka Fark_ı_katur İktidar mevkiinde bulunan ka- binenin rengi ne olursa olsun harici siyasetimizde hiçbir. fark olmadığı, olmaması icap ettiği, iki devlet reisinin hükümet mer- kezimizi ziyaretleri esnasında da- ha iyi anlaşılmış oldu. İki gün evel Serbes fırka lideri Fethi B. Mösyö Venizelos ile konuşuyordu. Yunan başvekili : — Zatı ililerinin ve fırkanızın Türk - Yunan itilâfnamesinin esa- salına — taraftar — bulunduğunuzu ümit ederim, demişti. Fethi bey bu suale şu cevabi verdi: — Hüökümetin sulha müteveccih olan her teşebbüsüne taraftarım. Bu gibi sulha matuf meselerde mubhalefet ve fırkacılık mevzuu bahis değildir. * Fethi bey bu düşüncesini bilâ- hare gazetrcilere — söylediği şu #özleri ile daha ziyade izah etmiş oldu : “—M. Vezelos'un Ankaraya gelerek Türk- Yunan siyasetinin samimi bir dostluk safhasına gir- mesini gösteren Ankara ziyareti bütün —memleket için şayamı memnuniyettir. Adalar denizinde ve Trakya'da komşu iki devletin yekdiğerine emin olarak dahi erile meşgul olabilmeleri fırka farkı olmaksızın herkes için bir muvaffakiyet sayılabilir. , Yunan Başvekili Dün Ve Bugün Takip Ettiği Siyaset Hakkında İzahat Veriyor Yunan Başvekili Ankarada Türk gazetecileri ile konuşurken maziyi hatırladı. Bizimle dün düşman, bu- gün dost olarak karşılaşıyordu, kendi acndisine bir sual sordu: — Bana, dün neye öyle yaptın, bugün neden böyle yapıyorsun? diyebilirmisiniz dedi ve: “—Bu sualin cevabını hadisele- rin tahavvülünde araştırmalıdır. ,, Cümlesini ilâve etti. Yunan baş- wekili tarihten heyecanlı vak'alar- la dolu bir yaprak açmıştı. An- latmıya başladı. İlk Muharebe 1898 senesindenberi Türkiyenin (Girit) adası üzerinde lafzi bir hâ- kimiyetten başka hiç bir alâkası kalmamıştı. Buna rağmen Türkiye, adanın hiç bir zaman Yunanista- na iltihak etmemesini İstiyordu. 1910 — senesindeydik. —— abiüliye müracaat ettik. Anlaşmak iste- dim. Cevap alamadık. Halbuki Giritliler meb'us intihap etmi Yunan parlemantosuna — gön mişlerdi. ben bu meb'usları kabul etmiyor, mutavassıt bir tarmı tes- viye bulmak istiyordum, fakat Hbabiâli aldırmıyordu. O sırada Sırbistan ile bulgaristan Türk've aleyhinde ittifak etmişlerdi. Yu- nanistanı da aralarına almak isti- yorlardı. Kabul ettim. — İlk harp böyle çıktı. İkınci Muharebe *Balkan muharebesi esnasında Ada- ları işgal etmiştik. Bu Adaların mukad. deratını Londrada süfera konferantı ta- yin edecekti. Müzaksreye başlandı ve beş tazesinla Yunanistanda kalmasına karar verdi. Türkiye bu kararı kabul etmedi. Muharebeye bazırlandı, İngiltereye iki zablı ssmarladı. Bu gemller gelince mü- eadeleye alılacaktı. Adalardenizi kena- rında oturan rumları telicire hazırlanı- | yordu. Solt Halim paşa ile benim müş- | terek dostumuz olan M. (Dilon) u tavas- | *uta memur ettim. Sadrazam ile konuş- Jmak iztiyordum. Brükselde buluşacaklık, | Yola çıktım. rken Münihte Avas- turyanın Sırbistana Ültimatom verdiğini işittim. Büyük muharebe çıkmak ürere idi Mülâkat geri kaldı. Vaziyetimiz Nazikti... Sizin gurup galip gelirse Türki- ye adaları, Bulgaristan da Make- donyayı alacaktı. Harbe girmemiz Tâzımdı. Fakat kıral razı olmadı; çekildim. Fakat kırala bu ihtima- Ha Önüne geçmeyi teahhüt et için Alman hükümdarına müraca- at etmesini tavsiye ettim. Alman hükümdarından cevap çıkmadı. Tekrar iktidar mevkiüne geldiğim zaman Bulgaristan Sırbistana hü- cum etmiş bulunuyordu. Sırbistan ile mevcut muahede- miz mucibinee muharebeye atıldık. Memleketimizin menafüi bu- nu icap ettiriyordu. Neticede kaybettim, O başka.. Bunun münakaşasına girişmiyeceğim. Bittabi sebep ve amilleri var. harpten kaçmak için her ça- reye baş vurdum. Adalar işini halletmiye ça- lıştım. Hatta ahali mübadelesi esasına yanaştım. 1914 de Brüksele giderken bumnu bir prensip olarak kabul etmiş- tim. Bu izahatım size gösterir ki bugün takip ettiğim siya- set, dün takip ettiğim siyaset- le tezat teşkil etmez. Her iki siyaset memleketimin menafiini temin gayesine matuftur. Bu da benim sadece vazifemdir. Yunan Başvekili bu sırada ayağa kalktı. Heyecanlı bir sesle ilâve etti: Türk Düşmanı Değilim — Bana Türk düşmanı di- yenler var. Ben Türk düşmanıj değilim, Türk düşmanı olma- dım. Memleketinizde epey Gi- ritli vardır. Onlara sorunuz. Giritte çalışırken Türk elemanına karşı nasıl bir hareket takip ettiğimi söylesinler. ,, değilmiş te | Bilmecemi: 56789 1 — Bir İran şehri(5) tam (5) 2 — Hikâye sigası (3) de- niz ortasındaki toprak (3) tör- pü (3) 3 — Ri (2) nakliye vasıta- sı (5) ölçü (2) 4 — Dolâr memleketi (7) 5 — Bir kasabamız (4) her- kes (4) 6 — Bir ekin (4) trpan (4) 7 — Tabeden (4) sayı (4) 8 — Kudurmuş bir halde..(7) 9 — Koyun sesi (2) bazır (5) yama (2) 10 — Unvan (3) manasız bir söz (3) renk (3) 11 — Maksat (5) küdret (5) teşrinisani pazar akşamı Majik sinemasında BİLLİE DOVE sesli ve şarkılı filimlerinde GLORYA Sineması K MAN örkestrasımn mıııuı.' vük e ııl: vücud CAZBANT KIRALI isimli san'at harikasını arz ıîd takdim de:;âımlmf Bugüne lar gör üz en mu- azzam eserlerden daha muh- teşem, daha zengin, daha sevimli ve eğlenceli olan bu san'at harikası, sesli, şarkılı, Fransızca sözlü, Türkçe iza- hatlı ve baştan başa renklidir.| Bu hakiki şaheserin muvaf- lık_iyelini yalnız artistlerine e_ğıl. ayni zamanda mizanse- nin aramet ve ihtişamına, emsali görülmemiş renkle- rine, orijinal —ve canlı dans, şarkı, varyete ve korolarına medyundur. Güzide yıldızlar.. Danaslar... Dilber kızlar... Şar- kılar ve dünyanın en büyük cazbandı. Bu filmin bütün melodileri münhasıran Co- lumbia plâklarında kayt ve imlâ edilmiştir. Gösterilmekte olan FOX mamulâtından nefis ve lâtif MANÜUELA Filmindeki VAKEROS Şarkılarile “GÖZLERİM Nakarati İN dolaşıyor.. İÇİNDE, Yazılar filmin üzerinde olup, Amerika stüdyolarındâ BAA yapılmış ve muzikalıdır HERE KERR İ ’în Tamamen Fransızca sözlü yegâne filmi olan SUZANNE BİANCHETTİ, MARY GLORY, GABRİEL GABRİO, PARİS KIRALI. ile beraber 9 nefis melodiler filmi: temsil ediyor BİR TANGO n - | TANGOLAR, baş döndürücü havalar V ı | | Gösterilen bu iki DÜZTABAN Görülmemiş komedilerinde pek b LÜTFEN Pek yakında MELEK SİNEMASINDA B DÜZTABAN ve B B Dün akşam ALKAZAR ı €en soğ ve ea TIBAC, P: iyük muvaffaktye Aalşam Asri Sinemada GEORGE O'BRİEN ve Tarafından Vİ temsil Iîs_lİA VALLI | TİTANİK Filminde korkunç, müeasir 'e bu müthişve muazzam geminin di ve cana dokunan — sahhi H YANA dovu Yağ'lqt z ingene raks ve ASSO kıları, nge. atlutmekle müttehem Kendini şecaatle müdafaa vcek veson derece ve FOX filmi eden İVAN PETROV” ı'.î' UNÜTMAYAN KADİN | Fransızca sözlü pek mükemmel ve hisst filml. Pek yakında n PE R n sinemasında z GABY MORLAY ve CAMİLLE BERT bu haftta MELEK SİNEMASIDA Ea büyük Fransızca sözlü MÜTTEHEM... KALKINIZ! Muazzam ve pek mücssir filmlerinde seyirelleri müteheyyiz “Üyf tedirler. İlâveten: FOx JURNAL dünya havadisleri 8 İZELOS nutkunu söylerken. Bu akşanıdan itibaren Ankaraya müvasalatı ve istikbal meratimi intibatı Hepiniz ELHAMRA bu hafta SİNEMASINA M.VENİZ gönterilcetkğ idip dilber ve sehhar ANNY ONDRA yı şayamı hayrtt CAZZ (DİE VON RUMMELPLATZ) Almanca sözlü ve muhtelif varyete numaralarını muhteşem filminde görünüz. İlâveten: FOX FĞR KIZI NAL sözlü dünya havadisleri: :,4' ö Sti Venizelos nutkunu söylerken. Bu akşamdan itibaref Venizelosun Ankaraya muvasaleti ve istikbal merasimi Teşekkür İrtihali darübeka eden ve Beyazıtta — Bakırcılarda kâin hanesinden kaldırılarak Eyüp Sultan — civarındaki — makberi mahsusunda rahineti rahmana tevdi edilen pederimiz Sam- sunlu Alemdar Zade Hafız A- ziz beyin cenazesinde hazır olan ve elemlerimize iştirak ile gerek bizrat ve gerek te- lefonla beyar” taziyette bulu- imi İ0 nan zevatı kiranı arzı — teşekküre mani olduğundan ifaya muhteren tavassut eyleri iz .fgndî“_;'( Li Alemdar zade # evlâtları namıma Hasp! Birbirini Yaral“d’#' | Beyoğlunda © ile seyyar — satıcı ederek birbirini turan Bohöf y WM

Bu sayıdan diğer sayfalar: