31 Ekim 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

31 Ekim 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rdüklerimiz Bir Koyundan Kaç Pösteki Çıkar? Muhterem efendim, Ben burada mütenhhitiikle meşgulüm. kazanç vergisi İçin beyan me vermiye mecbur olduğum halde annamemi kabul etmiyenler istihkak larından kazanç vergisi mamile ilat Sera ettiler. Bilâhare Maliye ee tarafından bu gibi vergiler kellefin © beyanname vermiye mec- İSA denmesile alâkadar memurlar *İİY beyin tazyikından kurtulmak 300 lira kazanç vergisile beraber SE eddeti zarfında beyanname erp nden dolayı ©00) lira da Yi nakti tahakkuk ettirdiler. ni diye kadar bir koyundan İki aş alınmaz kaidesi mevcattu. Halbu- iş nden üç pösteki yüzdüler. Buna Yaştım, siz ne dersiniz? Şebinkarahisar Tönükkapısı Müteahhit Menzilci zade İbrahim MAARİF VEKİLİ BU İŞE BAKMALIDIR adan on bir ay evvel Haymana * nahiyesi muallimi iken nahiye arkadaşları ile beynimizde edeni ilmi münakaşa melleesi tahkir ettiğim bahanesile mıntaka müfettişi tarafından e edilerek işten el çektirildim. dal kanuni olarak bugüne kadar bir netice elde edilemedi. Sefalet dük, Allkadar makamatın mater İni celbetmenizi bilhassa rlen Mile efendim, Eskişehir Hacıseyit mahallesinde 150 numarada mukim İkizce sabık muallimi A. Atilâ Meyan Tekiüğa Mba DEFTERDARLIĞIN NAZARI DİKKATİNE Vakapanında Atlamataşında Araba- a, mesinde hurda bir otomo- var. Çalişyor, Evvelki gün tahsil akşam Üzeri geldiler, Kazanç Meksresi istediler. Olmadığını “söyler 60) lira karımç vergisi takdir v. ve derhal parayı istediler. emedim. Zaten otomobili işletmiz m Adam başına iki liraden tahulldara sekiz lira | verdiğim kare meseleyi kapatacaklarım söy- » Veremadim. WE Üzerine karakola götürdüler. Mü mabiye müdürüne şikâyet Söz dinletemedim. Posta ile Mirecekleri tehdldile elimden (34) taka senet aldılar. Kafalete rabtan va, © *itiler. Borcum varsa malım Maral? haczetsinler. Borç için böyle Yapılabilir mi? Niyazi MALÜLLERİN PARASI Meveğ bir kısmının hakkı hâlâ Kara ed. Halbuki kış bastırmak tey Eğer ba zamanda haklarımız < »e © İhtiyaçlarımız temin imiz ii sılamtı çeke- İL Alâkadar kli Bu ei “ Baby eu olması çok hayırlı ve Olacaktır, Beyoğlu: harp malâlü Bedri Teğyi rika i numarası: 10 Akdeniz sahillerinde bir sünger rı. Altta: Bir Gangava ve bir dalgıç sud. Akdeniz kıyılarımızda vaktile yerden biter gibi yükselen şehir- İer bu seri ve vâsi inkişaflarım sahil (ahalisinin o süngerciliğine borçludurlar. Dünyanın belli başl üç sün ger tarlasından birisi de Anadolu kıyılarıdır. Tiftiğin Ankaraya has olması kabilinden sünger de sahil- lerimize hastır. Fakat halkımız bu işe büyük bir ehemmiyet vermiş değildi. Üâkin üzümünün, incirinin ve başka mahsullerinin çok para etmediğini gören ahali üç sene evvel dikkatini denize çevirdi, sünger avcılığına atıldı. Mühim Bir Servet Birçok sünger avlayıcı şehirlerimiz arasnda: Meselâ ufak “ Borum ,, şehri bu sene yevmiye iki bin liralık slinger çıkarmaktadır. Süngerlerimizin yüzde doksanı İngiltereye, mütebakisi Almam yaya gider, Verilen rakam bu işte henüz bir baş- langıç ifade eder, ali için ise geniş hazırlıklar yapılmaktadır. Garip Bir Âbide Lâkin iki şey ahalinin bu söyine hall olmaktadır: Birincisi sabıtal saydiye mizamnomesidir. Mülga düyunu umumiyenin sulan Ha- mit devri başına alt bir doğruşu olam bu nizamname evvel emirde buyünkü variyâte muvahık değildir, sonra pek muğlâkar. PEYAMİ SAFA SON POSTA'nın Edebi Romanı FATİH -HARBİYE Yap, attiksinirli sözlerine de- Mba medi liseye giderken tüng, arı Şinasiyi bu yol üs- Yeçg, beklediği günlerin he- ğe hatırladı. e Ekseriya kıra P oturdukları tanıdık bir dep İyeci dükkânının önün- Sak, © Eeçiyordu.. İçeriye Sok ba © loş havası içinde bir ka, Stralar gizliyen bu dük- kağ, MU en uzak © maziye :M İğ inin onu çok mes'ut ii itirafta mecbur olu- | ( Fakat, birkaç adım ileride, kaldırım üstüne sandalyalarını çıkarmış bir kahvenin önün den geçerlerken Neriman gene biraz hararelendi: — Al İşte bir tane daha. Sokak ortasında © oturuyor, kahve içiyorlar.. Daha güzel bir hayata karşı iştiyakını uyandıran bu kahvelere karşı kinini tekrar döktü, Tramvay bekleme yerine kadar geldiler. Fahriye her zaman oradan ayrılırdı. Dur- an çıkarken. Sünger zıpkınla, elbiseli ve elbise. siz dalgıçla, birde gangava denilen ve denizin dibinde sörüklendirilen bir torbayla avlanır. Kıyılarında — #fimger bulunan — hilkümetler bu üç wsulü üçüne de ellerindeki bölün vesalte yardım ederler. Halbuki bizde, süngerciliğin alâka» dar bulunduğu makamların hu İşte ihtisas sahibi olmaması delaysile ve buna Hİveten nitâmnamenin muğlüklığı hâsebile © süngereilerimiz. — muavenete değil müşkülüta uğruyorlar. Bu hal, memleketin zararma olarak bu zengin san'atı, daha doğarken felce uğratmaktadır. Çalışkan adamların aradıkları himaye değil, lâkin meşru süyle- rinde, kendilerinin serbes bırakıl- malarıdır. Bunun için de bu İşin ait bu- Tunduğu makamların: balık nedir, sünger nedir? öğrenmesi icapbe eder. Ayni zamanda Hamit dev- rinin bir abidesi gibi ortada ka- Jan zabıtai saydıye nizamnamesinin bugünkü ihtiyaçlara göre değiş- tirilmesi lâzımdır. Çünkü sünger artık Akdeniz kıyılarının iktısadi belkemiği meselesidir. Önümüzdeki sene sünger ih- racatının milyonlarca liraya baliğ olacağı muhakkaktır. İkinci Hail İkinci haile gelince: Kıyıla- rında sünger namına ne varsa, çıkarıp tüketmiş olan ön iki dular. Bir Fatih - Harbiye tramvayi (o yaklaşıyordu. Bu iramvay, Nerimanda bütün arzuları şiddetle uyandıran bir münebbih haline gelmişti. Onu görür görmez ani bir arzuya kapıldı: — Haydi, dedi, istersen Beyoğluna kadar çıkalım. Fabriye razı oldu. Hemen tramvaya atiadılar. Nerimanın kendi kendine pek te itiraf edemediği bir zaaf vardı: Ma- cide rast gelmek ihtimali. Bu ümit Nerimanın neşesini iade etti. Fakat tramvay biraz ilerledikten sonra, Ner.mn parmağile Fabriyeye caddede bir şey gösterdi: — Allah aşkına bak! Dedi, SON POSTA | Akdeniz Sahillerimizin İktisadi Bir Can Damarı iSüngerciliktir. Ne Yapıp Yapıp Kurtarmalıyız.. ada Rumları Ankaraya kadar kol salmışlar ve mütehassıs ünvanının örtüsü altında, dal gıç makinelerini kıyılarımıza sokmuşlardır. Bunlarla bir mu- kavelename yapılmıştır. Muka- velenameye nazaran Türkler- den usta dalgıç yetiştirecekler. Bu Nasıl Mukavele ?.. Halbuki bu adamlar aylar- danberi yüz binlerce liralık sün- k İstanbulda Kaç |Almanlar Tütüu İthalini Dispanser Var? İstanbul beldiyesinin İstan- bulda 10 dispanseri vardır. Bunlardan dördü emrazı adiye, beşi emrazı zübreviye, biri de verem için açılmıştır. Milli Sanayi Birliği Tekrar Toplanacak Milli Sanayi birliği önümüz- deki pazar günü saat ikide tekrar toplanacaktır. Bu top- lantıda mensucatçılarıla çorap- çıların boya ve perdah nok- sanları konuşulacaktır. Bu nevi sanayiciler devlet tarafından boya ve perdah işini yapacak bir merkezi tesisatı vücuda getirilmesini istemektedirler. yol üstünle mezarlık olur mu? Koskoca cadde... Ortasında mezarlık... Mezarlar arasında yaşıyoruz. Ky yk Galatasaraydan tünele doğ- ru yürüdüler. Neriman Beyoğ- luna çiktığı vakit, halis Türk mahallelerinde oturanların çe- Zu gibi, kendini büyük bir seyahat yapmış sanırdı. Gene Fatih uzakta, çok uzakta kaldı. Tramvayla bir saat bile sür- miyen bu mesafe, Nerimana Efgan yolu kada uzun görü- nüyordu ve Kâbille Nevyork arasmdaki farkların çeğuna İstanbulun iki semti arasında kolayca tesafüf edilir. Bir İstanbul kızı (olduğu için ONerimanın bu farklar g geri, yani mühim bir miktar milk serveti aşırmalarına mukabil bir tek Türk dalgıç yetiştirmemişlerdir. Binaenaleyh mukavelenin feshi lâzımdır. Lâkin bunlar el'an harıl hanl Türk servetini kaçırmakla meşguldür. Bu servet Türklerin- dir. Hükümetin de bu servetin bekçisi olması icap eder. Aksi hal bu havalinin halkını acı bir inkisara uğratacaktır. Öz Türk Azaltıyorlar Almanya hükümeti Tütünj vergisini o arttırmak üzeredir. Bunun sebebi Almanyada son zamanlarda tütün istihlâkinin azalmasıdır. Tütün vergisinin arttırılması Almanyaya yaptı- ğımız senevi 2-3 milyon kilo tütün ihracatının O azalmasını mucip olacaktır. Ke Yeni Fırkanın Tahta- kale Ocağı z Tahtakale Serbes (fırka ocağı dün merasimle açılmış ve halk çok alâka göstermiştir. karşısındaki hayreti azalmıştı; fakat, bir zamandanberi ken- disinde yeni bir hayatın işti- yakı ve yeni bir medeniyetin şuuru uyanmıya başladığı için bu farkların her birine ayrı ayrı dikkat etmekten hoşla- mıyordu. Bir ıtriyat mağazasının ca- mekânı önünde durdular, Bu- rada herşey, tek başına kon- muş zarif bir küçük şişenin tatlı mavisi, kırmızı bir ipek püskül, siyah kadifelerin arasına gizlenmiş bir ampblun yumu- şak ziyası, bir gümüşün pari- tısı,. gözleri ayrı ayrı çekiyor ve zaptediyordu; burada her şey, rahat ve mes'ut insanların kullanmayı (oadet O ettikleri Ve Kalp İşleri Kadının Sadakati Meselesi Bazı Kadınlar Niçin Sadık Olmazlar? Bir kariim soruyor: “Dört senedir evliyim. Ka- rımı seviyorum, O da beni se- ver görünür, Kazancım yerin- dedir. Karımın her ihtiyacını temin ediyorum. Yaşayışımız iyidir. Karımın yemesi, içmesi, giyinmesi (oo emsali (O kadınla- rmkinden aşağı değildir. Buna rağmen sadakatinden emin değilim. Bunu kıskançlığıma atfetmeyiniz. Elimde iyi fena vesikalarım vardır. Uzun uza- dıya düşündüm, tahlile çalış- tım, karımı Ohiyanete sev- keden sebebi bulamadım. Ba- na bunu izah eder misiniz?, Cinsi ahlâk noktasından ka- dınları birkaç sınıfa ayırmak mümkündür. Her kadın cinsi ihtiyacının zebunudur, Fakat bu ihtiyaç bazı kadınlarda ba- sit, bazı kadınlarda müfrittir. Sonra bazı kadınlar yalnız bir erkekle (düşüp kalkmaktan zevk almazlar. Bazı erkekler gibi, kadınların da bazıları de- ğişiklikten hoşlanırlar. Fakat kocalarını aldatmak- tan en ziyade zevk duyan kadınlar koketlerdir. Bunlar zaten tam manasile aile ka- dını olamazlar. Bütün endi- şeleri kendilerini mümkün ol- duğu kadar fazla erkeğe be- yendirmektir. Bu kadınlar mü- temadiyen erkeklerin kendi- lerine iltifat ettiğinden bahse- derler. Hatta bazan bunu tahayyül eder, ve bu hayali bir hakikat gibi anlatırlar. İşte ortada hiçbir sebep ol- madığı halde kocalarını ak datmaktan zevk alan kadınlar bunlardır. Çünkü bu kadınlar erkeklere karşı çok zayıftırlar. Ufak bir iltifatı bile reddede- Aile içinde tesadüf ettikle- mezler. ri akraba ve ahpapları baştan çıkarırlar. Eve teklifsizce gi- ren erkekler bunların daima gizli âşıklarıdır. zi Hanımteyze -—— TAKVİM — Gün 3130 -Teşrinievel-930Hınır 178 Arabi Rumi 7. Cem.elahar-1949 | 17-Teşrinievrel-134 Vakit-Ezani-Vasatı | VakıtEzani-Vasati “Güneş 1 18 | 6.28 | Akşam Ji Öğle | 648) 11.58 | Yatsı | 13 kimdi | 9440 | 14.49 | İmsak (11.38 eşyadı; burası, ayni zamanda, bir insanın ne kadar mes'ut olabileceğini hissetiren imkân- lara doğru açılmış pencereydi. Neriihan burada her duruşun- da, bu pencereden onların saateni Oimrenerek (o seyredi- yordu. Bir gün Şinasile bu ıt riyat mağazalarından birinin camekânı önünde ( durmuş- lardı. O Nerimandaki O arzuları sezen Şinasi demişti ki: — Bu camekânlar kim bi- lir kaç Türk kızını baştan çıkardı ve çıkaracak! Neriman, buradan hemen her geçişinde bu sözü halırl- yor ve gülümsiyordu. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: