. fGtEüyla e — <i '.î,'n?' Pos HAREM DEHLİZLERİNDE DELİ BİR PADİŞAH, İNSAFSIZ BİR CELLÂT DEMEKTİ 'VE ONUN z HALKI İÇİN DAİMİ CİR TEHLİKE İDİ... L — Affet Hünkârım, Günahsız Bir Kulunum. ŞUURSUZ SATIRI, SARAY Ve birdenbire kızı kucakladı, yatağa doğru sürü'cdlemek istedi. Kendisine — gönül — verdiğine inanmış, bilmukabele de gönlü- nü vermiş olduğu kızın bu kuvvetli deraguş üzerine mesut iniltilere boğulacağımı, baygın bakışlar ve ılık buselerle meş- bu tam bir teslimiyet göste- receğini uman Üçüncü Osman, birdenbire müthiş bir surette sızladığını düydüu, hayran ve muztarip geri — çekildi, elini sızlıyan uzvu üzerinde dolaş- tırarak kekeledi: — Beni sen mi yumrukla- din kız? Bu sual, ahmak bir hay- retten ziyade deruni bir endi- şeden doğuyordu. O, burnu- nün sızlaması delâletile yum- ruklandığına şüphe etmiyordu. Fakat bu yumruğu Gülnihalin atmasına ihtimal vermiyordu. Seven ve sevilen bir kızın vuslat deminde hoyratlık etme- sine - kendi zu'munca - imkân yoktu. Hele o kız, bir halayık ve vuslat aryan da tacdar olunca bu imkânsızlık büsbü- tün katmerleşiyordu. O halde yamruk kimin tarafından atı- mış oluyordu?.. Hünkâr, bu ciheti bir türlü tesbit edemi- yor ve gene meş'um ellerin tecavüzüne uğramış olmak en- dişesile © manasız suali yapr yordu. Gülnihal, düşmanına karşı hayatını muhafazaya çalışan bir yaban kedisi gibi pençelerini sıkmış, bir köşeye çekilmişti. Arlık ne hafız Beşirden imdat, ne cinlerden yardım bekliyor- du. Bütün güvenci, kendi kuv- vetinden ibaretti. Oradan ya tertemiz çıkmak, yahut sevgi- lisine nezretmiş olduğu serveti yıpratmaksızın ölmek istiyor- du. Hünkârın sersem bir. wt rap ile kekelediği sual özerine dudaklarına kadar yükselen “evet, kelimesi bu fedakâr azmin en beliğ bir ifadesi o- lacaktı, ve o, bu kelimeyi söy- lemekle - sonu pek vahim - bir mübarezeye girmiş bulunacaktı. Fakat o kelime, gene du- daklarında kaldı, odanın eşi- ginde Hafız Beşirin munis se- si titredi: — Sultanım, mi var? Bu ses, şaşkın Hünkân çileden çıkardı. Burnuna inea yumruk darbesine rağmen he- nüz tehevvür edemiyen sersem fiçı barut gibi müthiş bir infi- lâk gösterdi: -— Seni melün senil Başıma sardığın — belâ gibi bir de ardıma düşer, benimle alaya kalkarsın ha, dur öyle ise!, Feryadile — zayıf — kölenin üstüne atıldı. Boğazından ya- kaladı, sürüye sürüye taş merdivenden indirdi, köşkün yakmındaki havuzun kenarına kadar — götürdü ve iki, üç defa salladıktan — sonre zavallı adamı bir cılız hindi gibi su- yun içine attı. Kölenin sürüklenirken tartaklanırken — başı — taşlara, mermerlere çarpmiş, birkaç yerinden yarılmıştı, yaralardan bir ve t#a",,wriın Tarihi Tefrikası: 24 Hünkâr, şöyle böyle hıncını çıkardığı için biraz sakinleş- mişti. Kölenin suya dalıp çıkışını, bazen de yüzmiye ça- hşıp bilâhare kendini bırakış- mı, kanlı mevcelerin oynayışı- nı seyrediyordu. Bu mazlum manzara, kedilere iğne sokan sinekleri ipe dizen huysuz ço- cuklar gibi, onu eğlendiriyor- du, menfur bir haz bütün ben- liğine yayılmış gibidi. Fakat yarı kalan visalin üzücü hatırası, o dakikadaki hazza de galebe etmekte gecik- medi, biraz ötedeki zarif köş- kün: içinde kalan ' güzel “kaz, birdenbire gözünde canlandı. Artık kölenin boğuluşunu değil, kızın — tatlı tatlı bayılmasım görmek istiyordu. Ayni zamah- ! da Hafız Beşirin henüz lâzım ı bir vücut olduğunu hatırlamıştı. | Gülnihalin kendisine taaşşuku | 1 vi girdi. Hayret! Oda sahih çıkmadiğı takdirde köleyi sorguya çekecekti. Bütütn bu mülâhazalar, onu havuz başından — ayrılmamıya ve kölesini de affetmiye icbar ettiğinden şişman vücudunun müsaadesi nisbetinde havuza eğildi — Beri gel habis - dedi - bu günlük murdar canını sana ba- Samsunda | Vukua —Gîle; Hadise- lerin Aslı Nedir? Samsundan : Cumartesi günü başlıyan belediye — intihabatında, — salı gününe kadar devam edem lüzumsuz münakaşa yüzünden reylerin ancak yüzde onu bile atılmadı. Encümen, Halk Fırka- sındandı. Azaları da namzetler arasında idiler. Bu itibar ile işlerin — yavaş — gitmesindeki sebep —ve hikmet kolayca anlaşılır. Bittabi bu yüzden halk hayli müteessir oluyor. Bi yüzden birinci günü'san- dığa ancak yirmi üç rey atıla- bilmiştir. İkinci günü halkın is- rarı Üüzerine ancak yüz om İrey atıldı. Bunun da yüz seki- zi Serbest fırkaya aitti. Bu vaziyet — karşısında dördüncü günü yani (salı) günü hergün sandık başında bulunan Ser- best fırka murahhasını içeriye almamıya karar verdiler ve al- madılar. Fakat delediye önün- de toplanan halk, buna taham- mül etmedi ve bu yapılar SONLPOSTA Son Posta'nın Bilmecesi 12345678 91014 DA KTK RTTTETKTR 1 — Uyandırmak (4) sula- ve hürmetle öptü, yime mak (4) SEel Mei bt ei E> 2 lRDANİ bi Garayya (8) renk alan iyen (2) rek inledi: 3 — Ümit et! (2) su (2) 4 — Vakit (5) müsterih, sız bir kulunum! asude (5) Hünkâr, 5 — Sual edatı (2) emmek- ten emir sigası (2) G—... 7 — Nota (2) nota (2) 8 — Tamamlamak (5) ya- kınlık (5) gene alevlenmişti. ha 9 — Teecssür nidası (2) bey- Artık burnuna yumruk d ğ " | gir (2) m— cwım ::“k;ı, P","k',il 10 — İle (2) Aptal (5) içe- risi (2) l1 —Ermeni ismi (4) yemek pişiren (4). * yüzyüze gelse avını bırakmı- İşte bu mecnun karar va bu müfteris iştiyak ile merdi- Gümeiinllağnieisisiemetelarelaelü ü Darülfünun Emini venleri çıktı, köşkün yatak Kim Olacak? Darülfünün emaneti dünden itibaren — münhaldır. Emante Yusuf Ziya ve Muammer Raşit Beylerden birinin intihap edi- mesi kuvvetle muhtemeldir. Çimento Fiatları boştul.. ! Hünkâr, iptida şaşırdı, sou- ra dişisi aşırılan bir canavar gibi kuduz bir tehevvüre ka- pıldi, — merdivenleri atlıyarak hareme doğru koşmıya başla- dı. Şimdi, Valde sultanı daire- n a sine götüren enderun takımt Yuksek Mi? yerlerine dönüyorlardı. Şehrimizde — çimento fiat- ( Arkası var | Tarının yüksek olduğu hakkın- -— da şikâyetler vardır. Ticaret Yeşilköy'de Yeni odası 7 çimentocüyu bir içti Bir Mekhep mâa davet etmiştir. Komsiyon içtimammı önümüzdeki Pazartesi günü yapacaktır. Almanya Arpa Resmini İndirdi Berlin ticaret mümessilimiz Almanyanın, almanyaya ithal edilecek yemlik arpadan aldığı gümrük resmini indirdiğini ticaret, odamıza bildirmiştir. Almanya bundan böyle arpanın yüz ki- losundan (12) mark yerine (6) mark alacaktır. Gazi Muallim Mektebi Muallimliği Beyoğlu 19 uncu mektep müdörü Cemal B: Ankara Gazi muallim mektebi Türkçe muallimliğine tayin edilmiştir. — —— —— ——— - Veşilköy'de yapılan yeni mektebin açılma merasimi ö- nümüzdeki çarşamba günü ya- pılacaktır. haksızlığa göz yummadı. Bu arada belediyenin kapısı kırildı. Vali Kâzm Pı:ıı..ı Polis, müdürü, Müddeiumumi ve Ser- best fırka reisi Şefik Avni Bey Belediyede idiler.Galeyana gelen bu halkı teskin için Vali Paşa ve Şefik Avni Bey sükünet tavsiye ediyorlardı. Yalnız hadiseye sebebiyet verdiklerini iddia eden Müd- delnmumilik Kogu zade Sü- leyman ve Kefeli zade Muhit- tin beyleri Müddei umumiliğe davet ederek ifadelerini aldı. Hâmit Bir Noktayı Tashih Ilgma tâbi Eldeşte belediye intihabına dair bir yazı çıkmış- tır. Bu yazı Eldeşin merbut olduğu Tlğına alt olmak lâzım geliyordu. Çünkü Eldeş nüfus itibarile belediye - teşkilâtına tâbi değildir. Tashih ederiz, FATİH-HARBİYE Peyami Safanın Son Romanı Birkaç Güne Kadar Gazinin Harf fakılâbını | SON POSTA Sütunlarında || namamıştır. Teşikleryeti5 — Halledilen Bilmecemiz |Sinema Ve Tiyatronun Farkı Nedir? Sinema, Tiyatroyu Neden Öldürüyor? Haftada 30 — defa gösterik miş, fakat Nevyorkun yedi bin — sinemasında. — Aradaki dehşetli farkı — düşünürseniz ve bir piyese nisbetle bir fil- bırakabileceği - hasılati hesap — ederseniz - sinemanılt tiyatroyu —niçin — öldürdüğnü anlamış olursunuz, ve bu suretl ikisinin arasındaki farkı daâ Sinema, tiyatroyu niçin öl- dürüyor? Bu sütunlarda, bu mesele ile hiç meşgul olmadık. Fakat bu suale afaki surette cevap vereceğimiz yerde sade> ce rakamların belâgatine göz atmamız kâfidir. Amerikada meşhur aktris “Sirilmud,, bir piyeste rol almış. Bu piyes haftada sekiz defa oynanmış, Bu hal üç sene devam etmiş. Bu piyesin filmi yapılmış. min müşahede imkânımı elde eder- siniz. YARIN AKŞAM MELEK VE |DARÜLBEDAYİ TEMSİLLERİ İSTAMBUL ELEDİYESİ ELHAMRA *sîîzı..ı;::. lâde gala € -ZMF_KTUP nn W n n " lıııı'” ; l K l W.S.Maugham — A. Muhtar -Ü Bu akşam Millet tiyatronunda Nati B. ve Cemal Sahir B. ykumpaayalaf! çifte şalrler gayet gülünçlü oyun. KIf kımdan sonra azanlar. Kahkahalı kemedt Varyete - Duatte. EKREM REŞİT nEsRuıLıEE NOUVELLE REVUE FRANÇAİSE BEYOĞLUNDA LİBRERİ MONDİYALDE — BULUNUR. .. -.. Üi Ve Yemek Tenvirint€ Müteaddit AVİZE bilvasıt? tazam V" tabldir: MAURICE CHEVALIER ve JANNETTE MAKDONALD j İhtar; biletler her iki sinema şişelerinden şimdiden tedarik edilebilir Salonların Odalarının Mahsus LÂMBALI neşrettiği ziya mun- konfor SMIE de Metro han Tünel meydanı, Beyoğlu - Elektrik evi, İstanbul - Caferağa Muvakkithane caddesi, Kadıköy - Hayriye iskelesi No. 10 Üsküdar. Tavsiye Eden Nutku i l İstanbul vilâyeti M: İnkılâp müzesi için kıymetli bazı kitaplar ve albümler alın- | devnirin kiş mesni saafler bit edilmiştir. Vazife (ı,) maktadır. Mısır ve Suriyeden bazı kitaplar getirtilmiştir. saat (9,30) dan ( 12) ** Haa SDT Te ee a. a ede ĞA nu pi yeni inkılâ- : g CU bini tavsiye eden nutkunun ede"fhr Önu - ç aslı büyük bir karton üzerine tîî""w“ M g yaptırmıştır. Ki kalemle | © t ve yeni lıırHerıl:ş_;uılan bu * M;#v nutkun iki sayfası o vakit gaze-| maması için — eseriğ —— pçof teler tarafından fotoğrafı çıka- | bazı ecza vurulmuştür. — gi rılmak için alındığından bulu- * İnkılâp müzesinde * ü i lecektir. Zamanla bu yazıların bozul-