Kari Gözil Gördüklerimiz BARUT İNHİSARINDAN MEMNUN DEĞİLİZ , İsmet Paşa ve Maliye Vekili Bey #kusun: Sivas #utkunuğda ( inhisarları ) Büdalzaya taallük eden sözleşiniz ata- #anda iki kellme arasma — sıkıştırarak E*çirdiğiniz (harut) inbisag hakkımdaki, idir ( Barut, çruyelyer,| fiğek' sö- Zünden çok mu müstaripkiniz ?) sözün- başka birşey değildir. Gönül ister- di ki Paşamız diğer İnhisarlardan *İduğu gibi bu İnhisardam da vatana Ve Mmillete “temin Ve ihda buyurülmüş ah Seneratı mülüdedeb Bahiz bıyurulsun! Cevapsır kalan suâlinize cevap ve- Pyim. Evet Paşam çok — muztaribir. Çünkü muttali olduğumuza güre yarı , Hrmayesini hazinei maliyemizin —et- Miş olduğu bu türedi şirkette yemnır *önebi tebansı Museviler hökimdir. Ka Bunlarımız herhangi — bir şirketi gayri memur istihdamında takyit etme- Sine bir aörü komiterleriniz — bu işin Tetkikile tavzif etmesine zağman ae | Yüzk ki e kamiserlerimiz uyuyer, ve | İtte bu şirket te mürakabesiz ve keyfe- Mayeşa harekette muhtar ve serbesi er.! — Anlıyamadığımız — hikmetin Virisi bu. Diğerlerine gelince: Müstah- Üemininin — kasmı Dazamını —— teşkil Musevilerin tahsisan ecnebi tebansı ası ve bunlardan bilhassa “Nazih,, ilemindeki Şaham ise mütareke- G Romsamyaya iede> ettiğimiz ; ganaim tzgühlarını — tefrik ve — fabrikalardan İtlirdada memur Römen heyeli meya- Tında vazife görmüş bir Yahudi olma- tüdir, Çengelköyünde : Şükrü BİR TAVZİH Cümhuriyet gazetesinin 16 eylül 936 Tarihli salı nüshasının ikieci sayfasında ir'de gazetecilerin istintakında sor- #ularım hikâye eden bentlerde çahsımı Nüökadar teden bir yazıya — tesadüf *dilmiştir. İstintak dairesinde ifadem Ahsrken güya (Acar adam olduğumu, Yevkif edilmiyeceğimi, Kantar karakolu Kakkında vaktile söylediğim sözlerden Yaptığım münakaşalardann sonra daima Mücadeleye - başladığımı ve fstlevabumın iki saat devam ettiğini ) biüldirmektedir. Bu sözlerin uydurma — olduğu — istintak Zaptının tetkikile de anlaşılır. Bir bakış- ta (Don Kişot) vari şu efsanevi “sözlerin 32 çok kendisine malik bir intan "tarar findan ağra alma şöye >dürsün, halıra bile getirilmiyeceği esasen — sözlerde Kayri tablilik mevcut olduğu gibi ser- Fönun kananunen gilizli simasına binaen Bunun bir maksadı. mahsusla yazıldığı Meydana çıkmaktadır. Bana isnat edi- İa elddiyettesi arf gu hezeli yazıların M tarafından ve ne maksatla tasni *dilülğini biliyorum. Bu yan şabsiyetimi #adişeye düşürmekten — ziyade Adliye S“löritesinin en hazsas ve en ince nok- Mlarnı tehlikeye düşürmez mi? Bana ""dıkn işba beyanatın - kat'iyen aslı 'Verüm yoktür. Ve keyfiyetin gazetenize ihan dercini rica ve teyidi hürmet Ölerim efendim. İzmir avukatlarından y Fuat CEVAPLARIMIZ > Darphane muhasebesinde ayn'yat tibi M, Hasip Beye: 1 — Peyami Safa Beyin müs- ';:îı ismi Server Bedidir. Kendisi 'OS" öğleden sonra SON ae Zalmimın l MK üha Zekeriya l’huıyı zevcesidir. h sım Kısası sütunu mu- i Peyami Safa Beydir. N Arsen Lüpen'in — Niçin mi? Çünkü artık Muamma aydınlanmak üze- b r. Mösyö Gersenin nasıl tledildiğini ve bu altın hikâ- M' öğrenmek istemez mi- Bfnrınd dedi ki: be, Elbette “isteriz. Fakat .&u anlamak için burada kal- S sart değil a. 13 hı arttır. Ayın 12 sine, €© nihayet 14 üne kadar.. b tarihi kim tesbit et- N'l mi? Başkası mı? 5u Ne ben, ne de başkası! Kim ya? L *SON POSTA,, NIN Tefrikası: No 37 İMDAT GELİYOR Bir TiyatroPiyesi Butun Aîmanya- da B k Bır Heyecan Uyandırdı.. Herşeyin B “ AŞK'Nedir ? İstinin" Yaklanitrasını istiyen ; bir Hanım sorüyür: * “Kâdın ve kulp işleri, sütu- münda hergün üşk ve sevgi ke Kmelerile karşılşiyorum. Asrı- mızda âşk var midir e bü- gün, romantik Mmubayyeleler, hassas insanlar için bir ideal olan aşk, tamamile ölmüştür. Maddi ve bedeni hislerin - ya- rattığı şeylere aşk demek, bil- :| mem, doğru mudur ?,, Bedenle — rubu - birbirinden bu kadar ayrı düşünmek eski felsefenin yaptığı şeydi; en hayali . aşkları bile. doguran cinsi ihtirastır. Bunun için in- sanlarda bu temayül kadar, aşk ta ezeli ve ededidir. Fakat, cemiyetteki değiş- melerle beraber, aşkın tarz- ları başkalaşır: dastani devir- lerin aşkı, romantik devirlerin aşkı, maddi ve hakikatçi devir- lerin aşkı başka başakadır. Bugün madde asrındayız. Bugünün aşkları maddidir. Fa- kat, insan daima muhyyele sahibi bir mahlük olduğu için, bugünün aşklarına bile hayal karışır. Fakat eski devirlere nazaran daha az derecede, Netekim herşey bir derece meselesidir. Hanım Teyze Saraybosna Hadisesinden Sonra: Viyana Kabinesi ârşıduk Ferdinandın Katli Münasebetile Sırbistan'a Verilecek Ülhmatomu Hazirliyor.. Almanya'da (30). milyon halkı lehte, (30) milyon halkı da aleyhte mütalea beyanına sevkeden piyesin adı (7914) tür. Muharriri -Müller'dir.Mevzuu harp aleytar- lığıdır. Oynandığı yer Alman Tiyatrosudur. Piyes — muhtelif memleketlerde birer sahne gösterdiği için bir nevi Revü de addedile- bilir. En ziyade nazarı dikkati çelbeden cihetini, san'atkârların temsil e!!ıklerı sima- lara benzemekte gösterdikleri " meharettir. an'atkâr Pol Hen- kels, Macar Baş- İf — vekili Kont Tica'nın rolünü yapmış ve kendisini ona ta- mamen benzetmiye mmuvaffak olmuşt ; San'atkâr — Junke Alman — Başvekili Betman — Helveg'in rolünü oynamış . ve simasını Başvekile benretmekte müs- tesna bir meharet » göstermiştir.. İngiliz — gazeteleri - bu piyesten « bahse- derlerken ' Almanya'da tem:” dilmiş olma- sını bile bu memleketin Cümhuriyet yolun- attığı adımın sağlamlığına bir dçlxî_ olarak göstermekledirler. Muallim Muavinleri Dev- let İmtihanı Verecekler Ankara2 i(Hususi)—Türkiyede | — 6-7 bin muallim muavini var- dır. Bunların bir kısmı sanayi mekteplerinden, bir kısmı or- * A San'atkâr — Hübner de Jeneral Moltke- Ye tamamen benzemiştir. (Friç Reyf) te Grandük — Nikola - ya tamamen benzemiştir. * ta mekteplerden mezundurlar. Maarif vekâleti bunların Dev- Kadın Ve Kalp İşleri “Aşk,, Denen Şey Var Mıdır? ir Derecesi Olduğunu Unutmayınız Dradan siyah bir rop, vü- cuda yapışık. Kumaşta kulla- ni emenin inceliği ve robun vücuda tamamile intı- bakı, tesirini son derece art- tırıyor. Çeşmeden Su Akıyor Kadıköy'de Altıyol ağazın- da yapılan Kayışdağı suyu ak- mıyordu. Belediye su işleri mü- let imtihanına tabi tutulmala- | düriyeti çeşmeyi tamir ettirmiştir. rına karar vermiştir. İmtihanı Çeşmeden dünden itibaren veremiyenler — tasfiyeye — tâbi | tekrar istifade edilmiye baş- tutulacaklardır. lanmıştır. Liman Şirketi | Dağılmıyacak — TAKVİM — Ankara, 21 (Telefon)— Liman | Gün 3022“- Eylül - 1930 Hızır 140 şirketi müdürü Hamdi Bey Arabi Rumi dedi ki: “ tetkikatım 'bir Bafta | >8.Rebillaharlas | 9 <Eyim - 136 sürecektir. : Vakat-Ezani Vasati | — Vekmt ETARI Vasti — Şirketin lâğvı mevzuu bahs m Akçam Ni 18 9 değildir. Bilâkis sermayenin |Öğle | s.sg 12.7 | vatı | isı 1se - Çar hbir ziyafet canasında, seferberlik emirnamesini imzz ederek bütün Rusyanın mukadderatını tayin ediyor.. tezyidi düşünülmektedir. kindi İ Saalıssa | lmsak İ957 4.7 birden seviyordu; biri saf ve temiz, öbürü muğlâk ve muz- tarip. iki kız kardeşi, birden sevmekle, belki de ayrı ayrı dedi. | — Ben ancak söylediğim - tarihlerde harekete geçebilirim ve X hazretlerinin omzuha pençemi koyarak size - altın Fakat bugünlerin kendine mahsus bir zevki de vardı: Gittikçe yaklaşan son derece heyecanlı bir mücadeleyi bek- lemek, — bilhassa hafif, —şen, MUHARRİRI MORİS LÖBLAN Son Sergüıeşü rera Cat bil gezintisi yapmayı teklif etti ve muvafakatlerini aldı. Bu müddet zarfında, hizmetçi de Paristeki apartımanı hazır- hyacaktı. — Bu tarihi kader tesbit | etti. Artık kader bile bunu değiştirmiye muktedir değildir. — Fakat siz buna kaniseniz nasıl oluyor da muamma sizin için hâlâ meçhul kalıyor? — Artıl. >nammadan eser kalmamışlır. bir iki nokta is- tisna edilirse ben hakikati ta- mamile biliyorum. Raul bu sözleri kendinden o kadar emin, o kadar kat'i söylemişti ki büyük bir hayret uyandırdı. Bertrand : —O halde faaliyete geçiniz, tozlarını teslim edebilirim. Karşisındakileri hayrete dü- | şürmek — istiyen bir sihirbaz edasile söylüyordu ve onlara teklif etti : — Bugün - Eylülün - dördü. | Yedi sekiz gün daha kaldı. || Sabrediniz. Son istifade edelim daha hava alalım. Raulün sözünden dışarı çık- mıyan kadınlar sabrettiler. En- dişali saztler geçiriyorlar, hat ta arada | wbrlerile kavga ediyorlardı. İkisinin de gözleri Rauldeydi? Bütün mukadde- ratı onda görüyorlardı. haftadan ve — biraz tatlı Mmevzularda gayet maha- yetle konuşan Raulü dinlemek iki kız kardeş için de unu- tulmaz. bir zevkti. S Raul kendi kendine soru- rdu: yor “Hoppala.! Ben gitgide bu iki tatlı arkadaşı sevmiye baş- ladım. Yalnız, acaba hangisi daha çok hoşuma gidiyor? İlk önceleri Katerine fazla meyle- diyordum; . fakat, sonra Ber- tarand zihnimi işgal etmiye başladı, daha kadın, daha ma- hir.. Şaka değil, fena tutku- num, ,, Kimbilir, belki Raul ikisini illerde görünen ayni kadını :tı'ı' olüyordu. Böylece 9 eylüle kadar gel- diler. Tarih yaklaştıkça, Bertrand ve Katerin daha sakinleşiyor, hatta Raul kadar soğuk kanlı olabiliyorlardı. Arnolt ve Şarlot şatoyu tanzim ederken, onlar | da bavullarını hazır ediyorlardı. Keyfi pek yerinde olan Te- odor Beşu, aradabir Şarlot'u sıkıştırıvermek fırsatını zinhar kaçırmıyordu. Şarlot bir hafta- ya kadar ailesine gideceğini | söylüyor, Beşu da ona refakat edeceğini ilân ediyordu. Raul, iki kiz kardeşle be- raber Beritanyada bir otomo- 10 Eylülde, Bertrand şato- dan çıktı ve faturaları tediye etmek için köye gitti. Avdet ettiği vakit, Raulün kayık içinde nehirde balık tuttuğunu ve yirmi metre ötede Kateri- nin onu seyrettiğini gördü. Bertrand da biraz öteye oturdu ve kız kardeşinin yaptır F gibi Rualü seyretmiye baş- dı. Rual suyun - üstüne eğil- | miş ve oltasile meşgul - değil gib' görürüyordu. Nehrin di- binc. »e manzata mı seyre- diyordu? Yoksa birşey mi düşü- nüyordu ? (Arkası var) e