13 Eylül 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

13 Eylül 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kari Gözile Gördüklerimiz n . Bir Rica Mektuplarınızın Gir- Mesini — İstiyorsânız Kısa Yazınız.. Bazı karilerimiz dert ve şikâyetlerini Anlatırken fazla tafallâta giriyorlar. Bu hal birçok şikâyet — sahiplerine —att Mektupların günlerce beklemesini İmtaç tdiyor, Bu gibi mektupların mümkün Bertebe kiza olmasını bifhassa rica #deriz, Yeni Fırkada KİMLERİ GÖRMEK İSTERİZ? Halkı 8. C. fırkası bugünkü memle- keti idare eden meb'usların fırkalarıma Töçmesi için teşebbialerde bulunaca- Bina memleketteki teşkilâtimi — seri bir Yarzda imkişaf eltirmesine ve yapacağı İşlerde halka İstimat etmesine İntizar eder, Halk; &. C. fırkası masıl «lelide Malarının seciyelerini tetkik ediyorsa, bunların da öyle bir tetkike tabi t Yulmasını ister. Bugün memlekette nice ciddi ve Billetin mazarında mevkileri olan va- Yandaşlar vardır. ki, buslar bugün bir Müşeye atılmışlar, —memlekete — hiz- Metten menedilmişler veya herhangi Bir sebap ve sevaik tahtında çekil- Bişlerdir. Halkı Bunların bilgilerinden ve gür- Tülerinden İstifade —etmek ister ve Remlekete hizmete davet eder, Yoksa bugün memleketi idare eden- kerin yeni fırkaya intikalile memleketin lakünden başka bir türlü idare *dilebileceğini halk kabul edemez. Aksarayı İrfan PİYANKO BAYİİ Ankara piyanko bayiliği hakkında Semiyet rels vekilinin cevabını ekudum. Sorarım ; beş lralık bir işi bile lân- tiz veremezlerken, senede 40,000 lira Vüridat getiren bu İşi nasıl ilânsız ver- diler ? Bülün bir milletin yardım ettiği Bir cemiyetten gelecek bir faydayı bir kişiye inhisar ettirmek için aizmaname- lerinde bir madde var mı? Şunu da Jütfen yazımız ki eğar te- Binatını gösteren bir bayle bilet ve- "ilmez ve iş toptan verilirse pek dü- Tüst bir iş yapılmış olmaz, alâkadarla- Tn dikkatlerini celbederiz. « Ankara: $ : Bu karlimiz ismini ve yarzmamıştır. Mötaleası makul *lmakla beraber bundan sonra İmzasız "Tektup gönderirse dercetmekte mazur İstağız. HÜKÜMET GAZETELERİ- NİN NEŞRİYATI Hükümete mensup gazetelerin isnat- "M—ı.ım çok eski ve ruht bir hastalık« :'ıb(hn kadar milletin - 1stirabatma Mmiyet —vermiyen bu zevat bugün halla tahkirden çekinmemektedir. Bunlar dost sözünü hasmane telâkki eu kimselerdir. Üsküdar Kadri Amet CEVAPLARIMIZ Kümil Bey — “Mtetemizde ba tarz yazı İçin boş ye- ı' olmadığından maattcessllf derci ŞÖMkün olmamıştır. 'Sagat Araprade Köpek Deyip Geçmiyelim, Bir | |'Çoklarının Bu.Hayvanlara İnsan- dan Fazla Kıymet Verdiği Vardır AŞT ea çe N p Yukarıdaki resimler Londra-| içinde sürünen, hayvanlarla bir da bir (köpekler kulubüjğn de alınmıştır. Burada köpeklere, insan yavrularına bile yapılmı- yan muameleler yapılıyor. Re- simleri sıra ile takip ediniz. Göreceksiniz ki burada köpek- | leri banyo ediyor, temizleyip süslüyor, — hatta elektrikle kıllarina tuvalet yapıyorlar. Bu kulüp münhasıran kö- | peklere mahsustur. Burada kö- peklere mahsus bir baytar, bir | eczane vardır. Senede bir de- fa tertip edilen köpek sergi- sinde teşbir. edilen köpekler | burada yetiştirilir. Bizde sokaklarda topraklar arada yaşıyan kansız ve cansız B ç, y çocukları düşündükçe ©: man- Zzara insanın içini sızlatiyor. ihtiyatkâr olunuz KIŞ KOK Kö AKLAŞIYOR .. .. .. .. mMmurunuzu şimdiden tedarik ediniz Kârlı çıkarsınız Yedikule kok kömürü az miktar ile çok iş görmek hassasını haiz olmakla meşhur olduğundan bilhassa (mer- kezi teshin) ler için tavsiyeye Şayandır. evlere kadar gönderilir Atideki yerlere müracaat ediniz: Yedikule gazhanesi Elektrik evi, Beyazıt meydanı Metro han, Satie mağazası Tel. İs. 2072 N ze l AS8 n Bey. 914 Kadın Ve Kalp İşleri Niçin Bana Hiyanet Etti? Kadınları Getiren Niçin Aldattı ? Adanadan bir kariim soru- yor: “Altı senedir. evliyim. | Karımı ihmal etmediğim gibi ona ihanet te etmedim. Bunu her zaman kendi de itiraf eder. Onu azami derecede de seviyordum. — Bütün bunlara | rağmen karım bana hiyanet etti. Şimdi bir başkasile yaşı- yor. Bunun sebebini, sizin, bir kadını hiyanete sevkettiğini söylediğiniz. sebepler arasında bulamadım. Siz bunu nasıl izah edersiniz?,, Ben kadımı hiyanete sevk- eden sebepleri izaha çalıştığım zaman tabii umumi kaideler- den — bahsettim. Yoksa her kadını — ihanete — sevkeden okadar hususi sebepler olabi- lir ki onları umumi çerçiveler içine almak mümkün olmaz. Bu gencin başına gelen va- kada kadının hususi karakte- rinin çok dahli vardır. Hoppa meşrep kadınlar vardır ki on- larda hiyanet, marazi bir has- talık halindedir. Erkekler ara- sında da hiçbir sebep yokken karılarına ihanet edenler yok mudur? Kadınlar arasında da “Ahirde bir sebep olmaksızın ulyanet edenler bulunamaz mı? Bu hiyanette daha ziyade ka- dıniın rühi haletini araştırmak lâzımdır. Onun için kocaların karılarını iyi tetkik etmeleri ve haleti — ruhiyelerine tamamen vükıf olmya çalışmaları bir zarurettir. Hanım Teyze BİR MUAMMA Beyoğlunda İsmail Beye: Nişanlınızın birdenbire kaçmak istemesi sizi sevmediğinin, ve evlenmekten kurtulmak — için kendisini tehlikeye atmıya bile ranı olduğunun en basit ifade- sidir. Yalnız bu mektup haki- katen onun tarafından mı ya- zılmıştır .? Onun tarafından yazılmışsa ciddi bir maksatla mı, yoksa sizi tecrübe için mi yapılmıştır? Bunu iyice tetkik etmedikçe bir hüküm verme- yiniz. Ben bu işte daha ziyade zeki bir kızın oyununu sezi- H.T. Harekete Sebepler , e/ YEMBAL MA N KATYAPYAR H İNTA İN DA AYA ANARIOTTARTAARARGARA . Bu elbise de siyah krep- döşindir. Yanda kalça üzerine yerleştirilen büyük bir fiyonga vardır. İç astar pembe ipekten intihap edilirse umumi manzara çok çazibeli olur. Beşikta-ş Dikiş Yurdu Beşiktaş Dikiş — yurdunun sekizinci sene — mezunlarının bir senelik gayretlerile yaptık- ları eşya bir sergi haline ge- tirilmiştir. Bugün (2) de açıla- caktır. X————a&_—._——_w “SON POSTA,, NIN Tefrikası: No 27 SA Arsen Lüpen'in Son Sergüzeşti ea MUHARRİIRİ MORİS LÖBLAN İMDAD GELİYOR B’#u ağ gz açık olarak mi- "dandı: — Bunları biliyordun ha? Rıul; “i"xdî';liı'nek benim mesleğim- *“l" fiçıları bir odaya ka- İi.ı'"d' ve anahtarını da ken- İi Rayl sordu: q“ılî _îldeıı bir dakika daha ! Fica edebilir miyim? âay hay, — Siz demin vasiyetnameyi | aldı. Artık gitmek üzere | eokurken ben son sayfada bazi rakamlar gördüm. Noter, söyledi: — Evet, dedi, bunlar, anın zihni meşguliyetini ren ve tesadüfen konmı kamlardır. — Hakkınız var M. Ber- nar, fakat bu rakamları kop- | ya etmeme müsaade eder mi- siniz? Ve Raul şu rakam satırım notetti : 314151691314153101112912 1314 öste- ra- sayfayı göstererek | bir | — Teşekkür ederim, dedi. Bazı böyle tesadüfler insana ip ucu temin eder ki bunları ihmal etmek doğru olamaz. Belki bu rakamlar da o ne- Beşu noteri parmaklığa ka- dar Ieşg etti. Geri döndüğü vakit, iki hemşireyi ve Raulü sessiz buldu: — Ey.. Bu rakamlara ne dersin? Bana kalırsa bunların! biçbir manası yok. Raul mırıldandı. — Olabilir. Raul, herşeyi bilen bir a- dam gibi duruyordu ve her- kes ondan birşeyler söyleme- sini bekliyordu. Dedi ki: — Bu rakamlar bizi mese- lenin en can alacak noktasına götürebilir. | — Yan? — Yani Üüç söğüt ağacının yer - değiştirmesine. — Peki ama, mademki, ı Mösyö Montesyönün plânı üç söğüdü bugün bulundukları | yerde gösteriyor, artık mesele kalır mı? — Fakat, şu plâna iyice bir bak bakaliım. Toprak üs- tündeki ameliye bu kâğıt üze- | rinde de yapılmıştır. Bak sö- ğütlerin yerini işaret eden baçları kazımışlar. Bir pertev- sizle bakarsan kolayca görülür. Beşu sordu: — O halde? Raul cevap verdi : — ©O halde, dedi, benim söğütlerden birinin dalı üstüne yattığım günü batırla. İşte o | bugün bulundukları yere uza- zaman ben tesadüfle ve her istikamette bu pilân üstünde riyazi bir kat'iyetle görebile- ceğimiz şeyi arıyordum. Şu çüteüli- ve ğü kürüe “kalölll eline al, Ve Mösyö Montesyö- nün emirlerine tevfikan orta- daki söğütten bir çizgi çek. Beşu Raulün dediğini yaptı ve Raul devam etti: — İyi. Şimdi, cetvelin altı- n sütuna tatbik ederek, ara- ziyi ihata eden bir çizgi çek Tamam. Cetveli kaldır. Bu su- retle sen bir zaviyei hadde resmetmiş — oluyorsun ki bir dil'ı sola ve üç söğüdün — ilk | yerine doğru uzanıyor, öteki | dil'i da sağa ; ve — söğütlerin miyor. Burada bir arazi boş- | . hlağu açılıyor ki, Montesyönün plânına göre İ numarayı ih- tiva eder: Yani şatoyu... Yahut numara iki ki, av kulübesini ihtiva eder. Anlıyor musun ? — Evet. — Bu birinci nokta. Şimdi ikinciye gelelim. Bu arz boş- luğunda ne var ? — Kayalıklar. — Tamam. Beşu düşündü: — Yani, dedi, sen demek istiyorsun ki, bütün bu ame- liyatlardan maksat, birinin his- sesini öbüründen almaktır. Evet. Müsyü Montesyö- nün ölümünden sonra, birisi, vasiyetnameyi ele geçirdi ve sonra buraya gelerek şeriki cürümlerile beraber söğütlerin yerini değiştirdi. JArkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: