6 Sayıfa SON POSTA Ağustos 6 EYİP SULTAN KİMDİR .Serdar, Kendi Kendine Sorduğu Suale Bir * Kadının Cevap Verdiğini Duyunca Sıçradı Yakup Tülleri Açtı, Meydana Çıktı Cafer, | RDS T a 3 v işkenceye tahammül edemiye- | rek bayılınca, reis mevkinde- | ki adam yerinden - fırladı: — Yetişir! diye haykırdı. Sonra yanındakilere döndü: — Çok metin adammış, dedi! Yarın derisi yüzülürken bile gıik demiyeceğe benziyor. * Çocuk Sütunu N Papaslar önlerindeki sah- nenin hiçbir. noktasını göz- Dünkü bilmecemizin halle- dilmiş şekli şudur: 12345678 091011 N Fikirlerimiz Kendimize Göredir den — kaçırmamışlardı. ©ODMADUAUNA Kedi — Ben balıklara ba- yılırdım ama, bu tehlikeli yerlerde onları: görmiye bile dayanamıyorum. Baksana nasıl Evdoksîya'm;ı dgönderdiğî a- | ğ p - j ğ riyOru: güll!yorlnf. ü dam üç Arap fedaisini peşine | ©Ti a â r ı ee GZ OA D Z DT N P Hazır Cevap Olmak | Iyi Bir Meziyettir Kedi — Yahu, bu gözel ocağı nereden buldun? Sıçan — Ormanda buldum. İçinde ateş te vardı. Şimdi kendimize kahvaltı pişiriyoruz. I da, biraz kenara çekilmiş gibi duran evlerden birine girdiler. Bi sdaya aladilar! Bu evin pencereleri, o za- man İpodrom denilen yarış yeri ile büyük sarayın iç ta- rafıma bakıyordu. Yakup bin İsa, mahzun, mahzun sarayın taş duvarlarını tetkik ediyordu. Dedi ki: — Cafer bu odalardan aca- ba hangisindedir? Serdar — Yakubun — yüzü pencerelere dönüktü. Arkasın- da kim var, kim yok, haber- dar bile değildi. Fakat kendi kendine mırldanır gibi - sor- duğu bu suale, ince bir kadın sesi cevap verince yerinden fırladı : Yakup, maharetli bir manevra değiştirdi. taarruza geçti: — ©O manastır sizin eviniz için başka türlü söz söylediniz ? — Orada Teodozya ile bir- likte bir işimiz vardı. evimiz burasıdır. — Pek zannetmiyorum. — Sebebi ? — Sebebi şu: Kanastime göre'sir Bizanam ' ileri gelen ile sözü ailelerinden birine mensupsu- | | nuz. Böyle bir aile kızı, kos- kocaman bir evde yalnız ba- | Kendisi | Asıl | yeceklerini söylemiş ve etmiş ti: kim — Benim olduğumu | düşünmeyiniz. Bir papas - kızı kâfidir. | Yakup'la Evdoksiya en son | olduğumu — bilmeniz defa işte bu şekilde ayrılmış- lardı. | Arkası var ) “Podralı Delikanlılar — sokakla- | Beyoğlunun bazı rında son zamanda bir takım garip kıyafetli, podralı, düz- .de Soldan Sağa, Yukardan şağı : 1 — Mıhlanan (4) en şiddetli ceza (4) 2(;)— Kaşığın arkadaşı (5) asu- 3 — Köpek (2) fakat (5) no- ( E Vilâyet âmiri (4) uçan a- teş ) $ — Kadar (3) evin bir kısmı ) bir muharrir. (3) 6& —Keli felli () 7 — Büyük ir Vapn () lâkin (3) yeni i AMMADA SUAL Bir - gün hoca nehirleri ân- latıyordu. Bitirdikten sonrt: — Soracağınız — birşey var mı? dedi. Çoçuklardan biri elini kaldırdı: Zilin dakika var? çalınmasına - kaç | BİR SÖZ FARKI İki arkadaş konuşuyorlardı: — Bir gün tramvaya bindim. Halbuki cebimde beş kuruşum dahi yoktu. — Biletçi gelince ne yaptın? — İki tane yüz para vudim_._ — Merak etmeyin; arkada- şınız. kurtulacaktır. Bu kadın Evdoksiya'nın ta | kendisi idi. Sırtındaki elbise ödden muhteşemdi. Manas- tırda, Evdoksiya ile beraber gördükleri diğer Rum kadını da iki adım arkada duru- günlü delikanlılara bolca tesa- | | düf edilmektedir. Bu vaziyet | polisin de gözüne bunlar — toplanmıya mıştır. 8 — Küçük inek (4) endaht (4) 9 İ Teessür (2) şeytanın aldı- 1 dua (5) de (2) 10 »« Meşhur bir komik (5) ta- | vuk #esi (5) | 11 — Düz, saplı tencere (4) sa- birli Kayvan - (4) ita:olurabilir mi ? çok Siz soracağınıza — Görüyorum ki- siz meraklı bir — insansınız. böyle — sualler evvelâ çok aç olduğunu tah- min ettiğim karnınızı doyu- runuz. Sonra da arkadaşınızı ilişmiş - ve | başlamıl- wkMEilİğrrirRa_poîu Devam Ediyor | : yordu. Evdoksiya neşeli, görünüyordu. Bütün bu olan, biten şeylerden haberi yokmuş gibi sordu: Demek selâmettesiniz. Halbuki ben sizi yakalanmış zannediyordum? — Hayır, diğer bir arkada- şımız yakalandı. — Yarın sabah leceği söyleniyor. — Evet, haberimiz var. — Peki, bu hadiselerden sonra daha burada oturmak istemenin manası nedir? — Hiç bir manası yaktur. Arkadaşımız yakalandıktan sonra elbette ki onu burada bırakarek - gidemezdik. — Arkadaşınız - kurtarılırsa derhal gitmiye söz verir misiniz? memnun idam edi- — Nasıl gidebiliriz ; daha burada yapacağımız iş var. Bu cevabı alan Evdoksiya'nın yüzü ciddileşti. Dedi ki: Aramızda hasıl olan cemilekârlığın derecesi ne olur- sa olsun halen birbirimizin düşmanı — olduğumuzu — unüt- mıyalım. Siz bize hayatımızı bağışladınız. Yakalanan arkadaşınızi size iade etmek istemekle iyiliği- nizin — mukabelesini — yapmış oluyoruz. Fakat baba ve kar- deşlerimiz aleyhinde yapaca- ğınız — işlerde size yardımcı olamayız. Evdoksiya sustu. Deminki tebesümünden eser kalmamış- bı. Fakat Yakup, kendi içinde | kaymyan his ateşinin genç kı- zı — alâkasız — bırakmadığını görüvordu. Bu bahis üzerinde nasıl kurtarabileceğinizi düşü- nünüz. Şimdilik, yapabilece- #iniz en salim şey bu olsa gerektir. * Her dakikası heyecan ve vak'a dolu Bizans misafirliği- nin ikinci gecesi idi. Brüleeme : gelemibin. Hklr lâket kâfi gelmiyormuş gibi içlerinde en iradelisi olan Yakup, bambaşka bir havaya dalmıştı. Evdoksiyayı seviyordu. İra- desiz, şuursuz, ümitsiz bir hisle seviyordu. Arkadaşı Cafer'in kurtarıl- ması meselesini bile ikinci de- yoce' “bir " ehcimniyölle Sirtk olmuştu. Fakat — duygusuna — olan bu mağlübiyetini arkadaşla- rından itina ile saklıyor, hiç bir şey sezdirmemiye çalı- şıyordu. O gece Üüç arkadaş, kısa bir konuşmadan sonra dikkatli, dikkatli silâhlandılar. Evdoksiyanın delâletile ön- lerine mahut ihtiyar kılavuz düştü. Maksat şu idi: Sahilde yakın gizli bir kapıdan sahile inmek, sabah karanlığında, işkence meyda- nına götürülecek olan Cafer'i, mühafızlarını — elinden — kur- tarmak. Bundan sonrası hakkında Evdoksiya şu talimatı vermişti: “— Tekrar ayni eve dön- mek ve sonra ayni yoldan geldikleri gibi kaçmak.., Evdoksiya, bütün bu müd- det zarfında saraydan ayrıla- Şimendifer Siyasetinin 'Mali Tesirleri Nedir? Zararlı Mı Oîh;ştu;, Yoksa... | Baş tarafı 1 inci sayıfadan | masraflarının haricinde, işlet- me masraflarının mütezayiden | artması suretinde tezahür e- decektir. Ankara - Sivas hat- tile Samsun - Sivas hattının işletme netayici bu itibarla şayanı dikkat bir misal arzet- mektedir. — İşletme — netayici hakkındaki — mülâhazat pek bedbinanedir. Tamir ve tecdit masrafı ha- riç olmak üzere safi işletme masarifi Ankara - Kajseri hat- tında hasılatın. (* 215) ne, Samsun - Sivas hattında tak- riben ( *6300)üne baliğ olmuş- tur, Hatlarda tamir ve tecdit masrafları dahili hesap - edilir- se bu nisbetler yüzde (275) ve (465) rakamına baliğ olmakta- dır. Tesisat sermeyesine faiz hesap olunduğu takdirde ise bu rakamlar ( 46 430 ) ve (*6 680 ) ile lâzımgelir. Bu rakamlar lehte olarak değişse bile, hatların mali netayici, umumiyetle mü- sait addedilemez. ŞİMENDİFERLERİN ZARARLARI Ecnebi mütehassıslar inşası mutasavver olan hatlarla, inşa edilmekte olan hatların beher kilometresinde senelik safi iş- letme açığını (tecdit masarifi ee A S dain Bd » 5| ifade edilmek | | bin dolar hesap etmişlerdir. Buna nazaran aşikârdır ki, | yeni *hatlar — istikraz akdine imkân verecek bir esas teşkil edemezler. Diğer taraftan şi- mendifer — inşaat B2, -2-3 sene gibi kısa bir Zamana- sığdırılan ilk kısminın istilzam ettiği —masraflar, bi- dayeten 200 milyon Türk İirası olup neticeten berhalde daha fazlaya baliğ olacaktır. Bunun, devletin varidatı adiyesinden tesisini de gayri kabil addet- mek İâzımgelir. İnşa müddetini temdit etmek, filiyatta inşası mutasavver hat- ların defaten inşasından sarfı nazar ederek birini diğerine takip ettirmek demek olacağı- na göre hükümetçe şayanı ka- bul görülmemiştir. HÜKÜMETİN TUTTUĞU YOL Buna binaendir ki hükümet Masarifi cariyeyi, varidatı adi- yesinden ödemek şeklile istik- raz şekli arasında mutavassıt bir tarzı tesviyeyi kabul et- miştir. Müteahhitlerle üzerinde itilâf edilen ve halen tatbik olunan şekil, inşa ve tesis masrafları- nın iİnşa müddeti esnasında mesainin — ilerlemesine — göre olmayıp, lâakal inşa müddetinin bir misli ile ölçülen vadelere programının | GŞ Ayı Halanın Pastası Bir gün Ayı hala çocuklara ikindi kahvaltısı için pasta yap- mıştı. | Hala pastayı elie aldı. | | *“Ben yemek odasına gidi- yorum, haydi siz de arkamdan gelin, kahvaltı edelim.,, dedi. Tam kapıdan geçeceği va- kit kolu çarptı, pasta elinden yere düştü, çakır, çukur bir ses çıkardı. Ayı Hala pasta- nin yere düşünce böyle ses gçıkarmasından şaşırdı. Eğildi. Bir de ne görsün. Pasta diye içeri götürdüğü Şşey, — ters esası dahilinde hareket edil- | miştir. ECNEBİ GURUPLARLA YAPILAN MUKAVELELER Belçikalılarla münakit mu- kavele mucibince, gurupça inşası taahhüt olunan iki hattın inşası müddeti 2,5-3 sene iken inşa masarifinin altı senede tediyesi ve tediyatın bu surelte tecik- den — mütevellit — faizlerin de yedi senede tediyesi tekarrür | etmiştir. ( Faizleri de - dahilin | olduğu halde mevzuu mukavele | olan tediyat 17 milyon dolar- dır. ) İsveç gürüpu (mevzuu mu- | kavele 55 milyon dolar - tediye müddeti 7 sene) ve Kayse- ride atelye inşaatını taabhüt etmiş olan (Fox) Biraderler firmasile münakit mukavele- lerde de ayni esaslar hâkim- | Ben de | bu çanağın üstüne boşalttım. kapatılmış bir toprak çanak değil mi? îi.ışını arkaya çevirince üç yaramazın sahici pastanın ba- şına oturduklarını, yemek - için hazırlandıklarını görünce büs- bütün kızdı: “Sizi yaramazlar sizi. Ben arkamı çevirince sahici pastayı aşırdımız, yerine bu toprak çanağı koydumuz, değil mi? kremayi, pasta diye Haydi pastayı alın, içeri gö- türün, şimdi size bir az pasta | yok. Cezanızı beğendiniz mi? ba gelince: Bu, bir Alman mali konsor-| siyomunun inşaatı esnasındaki masarifi cariyeye tekabül eden | miktarı tediye etmesi ve mev- zuu mukavele olan masarif | ve faizi aylık taksitlerle sekiz senede istirdat eylemesi esasi dahilinde bir — kombinezona Mmüstenittir. Yeni bir mukavele ile İsveç güurüpu için tediyatı — daimet usulünün tatbikine gidilmiş ol makla beraber, tecili tediyat usulü yalnız inşatta muhafazâ | edilmekle kalmamış, ordu vt | bahriye mübayaatına da teş” mil edilmiştir. Son defa kar bul edilip tahminen 240 mik yon İiralık tahsisatla tahakkuk ettirileceği ifade edilen yenl nafia programı için de bif istikraz akdedilmiyecek olu.stı bu usulür tatbik edileceği a" lağılmnktadır.