"6 “Ağüstos ” " * SON!'POSTA İttihatçılar Divanı Âlide Hesap Veriyorlar İaşe İşleri İçin Almanya'dan Iki Mütehassıs Getirilmişti: Fakat, İşler Neden Bu Derece Fena İdare Edildi? ı KM Cemal Paşa | Reis Aptullah Azmi efendi Masasının üzerinde duran kâ- ğit tomarını iki elile tutarak =ı:bü sesle -okumiya ; baş- “ ihatçılar m çıkardığı müşkülât karşısında halkın ilıtı'yıî:: tehvin edecek yerde şahsi menfaatlerini temi- ne koyuldular. Bazı maddi ve ükmi şahısların para kazam- | malarına çalıştılar, memleketin iktisadiyatını batırdılar! , Divıniye meb'usu Fuat Be- yin, takririne sekizinci madde * olarak kaydettiği bu satırlar reisin ağzında müthiş bir it- hamname şeklinde tınlıyordu. Sait Halim Paşa: — Bütün bunları ben mi mm? Demek ister gibi , sağa, sola çeviriyordu, | Feisin son kelimesi biter, bit- mez; — Bütün bunlar. benim a | ::;_ıındı yapılmış — değildir, Aptullah Azmi Ef. biraz ibi oldu: — Fakat Paşa Hazretleri zahâlilerinin zamanlarında da şeyler olmuştur. Sait Halim Paşa — Sefer- berlik esnasında bazı kimse- lerin emvaline vazıyet edildi. Nuri B. (Kerbelâ) — Vazı- yet değil yağma... Sait Halim Paşa —Bunu da rbiye hazırına sormak lâzım. Reis — Pekalâ, fakat bütün bu meseleler vükelâ meclisinde haklarında hiç konuşulmadı mı, hiç şikâyet vaki olmadı mi? — | SEr L a “hiçbir: tödbir “ittihar edilme-” Hasan Rıza B.'ilk defi olarak | di mi? .dmmtîdi: aZ Sait Halim Paşa Bu suale b ek meselesine ne cevap verıebildi: buyurulur? Sait Halim Paşa' — İttihat ve Terakki cemiyeti para top- lamıştı, bu parayı bir cemi- — Talât Paşanın riyaseti altında teşkilât yapıldı, iaşe ü ile meşgul olması için İmanya'dan iki mütehassıs ( Yete vakfedecekti. Bunu ak- ltlîrildyi, fakat az zaman sonra g“mg' '"d""m' 'Çhmildl'dı:î ben - çekildim. İşlerde başka | DirinCe, duymuş ve deri gekil aldı. mr:ıı'e miştim, : | | “Bir siyasi fırka iktısadi mlğ:rbell apah 'a » bimd, Bey | teşebbüslere girişemez,, demiş- 7 | tim, onlar da bu gibi işlerden — Esnaf cemiyeti ile diğer vaz geçeceklerine söz vermiş- Semiyetler zatıâlilerinin zaman- larında teşekkül — etmemiş lerdi. Aradan biraz zaman Midir ? geçince: — Hayır, bütün bunların |- “Topladığınız paralara el Biz “Üirinden habesim” yok. | süzmeyinik, dödim, . .Bir. yere vakfedecekleri — cevabını. ver- diler, vadettiler. Vaitlerini tut- tular mı, tutmadılar mi, .bilmi- yorum. Sait Halim Paşanın bu | cevabını müteakip reis, Divani- ye meb'usunun sekizinci itha- | mını okudu: | “İttihatçılar sansür koydular, I matbuat ve muhabere hürriye- Fakat bu cemiyetler ve şirket- Şurayı Devletten geçerek teşekkül etmiş — olacaklardır, aenaleyh hareketlerinde ku- | Sur görülürse mahkemeye veril- Meleri mümkündür. İstievaba başladığımız daki- kadan beri hiçbirşeye karış- Miyarak — sükütu — muhafaza &tmiş olan ( Hudeyde) mebusu “SON POSTA,, NIN Tefrikası 11 SERVER BEDİ İNGİLİZ CASUSLARI İLE KARŞI KARŞIYA Balkon kapısınin bir kanadı hafif hafif açılıyordu. Ali Şakir, birdenbire, hızla kolunu uzatarak re- Volverin namlısını — gölgelere tevcih etti ve İngilizce bağırdı — İçeriye bir adım atar- Sanız, derhal ateş ederim! kurşun ziyan ettirmiyeceğinizi ümit ederim. Arkada duran gölge tama- | mile geri çekildi. ve arkada- | şıni kolundan - dürttü. İkisi de birden çekildiler. Bu gürültüden İhsan uyan- mış ve başını yastıktan kal- | dırmıştı. B SO LEN | — M a LA M Şaşırdığı ve hiçbir şeye ka- | etti: Tar vermediği bellidi. — Korkma, dedi, herşey Ali Şakir bir daha emretti: | bitti. — Budala serseriler! Hay- İhsan yatağında iyice doğ- di.. Geldiğiniz yere... Bana | ruldu: İmee D K tini İhİâT ettiler. . Sait Halim Paşa bu iştihamı | kabul etmedi: H — Muharebe esi ıda her devlet sansür vazetmişi#rarsa ile İngiltere de dahil olmak şartile.. Bu, gayri tabii Rir-şey değildir, Esasen “—memlekette idarei örlfiye mevcut olduğuna göre bu, kanuni bir harekettir. Ragıp B. — Fakat ecnebi azetelerin memlekete - itha- ine de mani oldular. Sait Halim Paşa — Fakat bu, Almanya müstesna olarak her memlekette yapılmıştır. ve elzemdir. Bugün aradan epeyce zamanın geçmiş olmasına Tağ- men ben yine ayni kanaatte- yim. Reis verilen cevabı kâfi örerek ithamnamenin — başka ir kısmına geçti: Memlekette can, — mal ve arz. hürriyetine — musallat oldular. Çeteler teşkil ettiler. Artık Sait Halim — paşamn istievabı son kısmına yakla- şıyordu. ( Arkası var) — Ne var? Ne oldu? Bu gürültü nedir? ; Ali Şakir bütün elektrikleri yaktı ve yataktan âtladı. — Sersemler... diye mmlb- danıyordu, amına da çoçukça işler yapıyorlar ha... 'ğ Balkon kapısına gitti ve kesilen camı muayene etti. — Parlak... tam kağa hır- sızı kâfirler... ? İhsan hâlâ merakını tatmin edememiş, soruyordu: — Ne yapmışlar? Balkon camını mı kesmişler? Ali Şakir arkadaşına olanı biteni anlattı. İhsan yatağının içinde doğ- rulmuş, oturmuş, hayretle bal- kon kapısına ve takdirle Şa- kirin yüzüne - bakıyordu. — Şakir sordu: 1 MALÜLLERE VERİLECEK PARA Askert malüllerden indemli yüzbaşı Rifat Bey harbi umum! sonunda yedinci derecede tekaüt edilmiş yaşı müsalt ol- duğundan bir işe konulmasını istemiş, #akat bu müracaat akim kalınca, para ile iç yapmıya - başlamıştır. Neticede Rifat Beyin param azalmış ve“SON POSTA,da malüllere maaş verileceğini duyar duy- maz A.ıhııyı müracaatla parasını iste- miş isede Eskişehirde şube reksinin kayıt muamelesinde yaptığı bir yanlışlık metitesinde parayı ancak Üç ay sonra alacak — vaziyete — girmiş. — Rifat Bey: mademki ber türlü vesikam vardır,o halde hana parayı versinler ve bu. işin yanhış tashihile alâkası yoktur; demektedir. ÇIKTI 150, GİRDİ 103 Bundan Üç ay evvel Galata posta- Besindeki — kutumun bedeli icarını verdi- Himde anahtar Ücreti olarak benden S0 kuruş talep ve tahsli ettiler, Hal- Bukl bundan birkaç sene övvel bir defa anahtar bedelini tediye etmiş, fakat her matılsa makbuzunu zayi etmiştim. Esasen anahtar Ücreti almaksının posta kimseye kutu vermez, Bu parayı geri almak için bir istida fle müracaat etmek Mzım geldiğini dildirdiler. İstidayı ver- dim. — Filhakika paramı iade ettiler, Fakat verdiğim para 150 kuruş olduğu halde cebime yalmız M3 kuruş girdi İşte hesabi: İstida için 18 kuruş pul, latidanın yazılan birkaç satı- vın altında müdürün imzasa için 30 ku- raşluk pul ve makbuz için 2 kuruşluk pul. Ceman 47 kuruş masraf 186 kuruş 'tahall etmek için. Sorarım: bu parayı miye aldılar ve şimdi niye lede ediyor- lar ? Ayni muamele yalnız bana değil, her kutunun müstecirine oldu. Herkes KS0 kuruş verdi, sonra 103 kuruş cebine girdi. Hürmetler, *Hatı Baba, TASHİH HATASI Karlimiz (E. P.) Bey bundan şikâ- yet ediyor. Mani olmuya çalışacağız. BİR YAZIYA DAİR Davutpaşa'da Hamza Bey — Göz- derdiğiniz. yazı bir. iatibadır. Halbuki biz hayatınızın en canlı vak'asını sor- muştuk. Aradaki farkas dikkat buyur- mamızı rica ederir. YALOVA GAZİNOSUNDA Fi VB KAÇE Bir karilmlz, Yalovadaki pilâj gazi- nosuna ait bir hesap puslası göndermiş, pusladakk şive ve lisan - yanlışlığından soara rakamların fazla — pakallığından bahsetmiştir. Bu listenin İlk hanesinde yumurtanın, yunirta ! şeklinde yanlı olduğunu ve İki yumurtanın da 90 kuruş ettiğini biz de hayretle gördük. KARAGÜMRÜKTE BİR SOKAK Karagilmrük Nuretti tekkesi caddsi uzun samandanberi tamir görmemiştir. Son zamanlarda tamiri için teşebbüs edilmişsede akim kalmıştır ve yine cadde eski pisliğini muhafaza — etmektedir. Lütfen nazarı dikkatin celbedilmesini rica ederim. Ahmet CEVAPLARIMIZ Mehmet Kadri Beye — Yevmi ga- zetede şiir derci mutat değildir. Daha ziyade nasre çalışmanızı tavsiye ederir. Gazoz fabrikasında Hikmet Efen- diye — Geçen sene Bahriye mektebine, AÂskeri mekteplere kabul edilen talebe- ler arasından vücudu müsait olanları seçilmişti. Kâzım Efendiye— Tâli mektebe gire- teksiniz. Şeralti yoktur. İmti olacak, liyakat gösterdiğiniz « Nacaksınız. Şayet muayyen bir mektehi intihap ettisenli yazınız gernitini Öğre- mip derhal kaydedelim. Orta 'Anadoludan Bir Seda — İmza sile yazı yazan haklıdır. Fakat hüviyetini ——— —— ——— — Sen uyudun mu ? Ona bakalım. — Bal gibi, — Âlâ.. Mesele yoktur Ööy- leyse.. — Bir kere.. Sen bağırdın mı, ne oldu? Sesin rüyama girdi; sonra tekrar senin sesinle uyanınışım. Fakat, baktım.. Çıt yok. İki arkadaş birer cıgara yaktılar; Şakirin gözleri dahıyor ve yüzü gülüyordu: — Ben bunu da tahmin etmiştim, dedi; adeta, zavallı- lar benim çizdiğim bir plânla hareket ediyorlar; atacakları her adımı biliyorum, — Bundan sonra ne yap- mak - istiyecekler? Bunu tah- 'Haddimiz Olmıy arak Söyliyelim Kgrınızı Hiç Bir Suretle Ihmal Etmeyiniz Mühim Bir Mesele Kadınların kocalarından en büyük şikâyetleri, ihmal edi- meleridir. Kadın bir kedi gibi daimi surette kendisile meş- gül olunulmasını — ister. Kadın, herşeyi affeder, ih- male Hü yumamaz. “Kadınm bu — rühi- zafını bilmiyen kocalar evlendikten bir müddet sonra kendi âlem- lerine dalar, karılarını ihmale başlarlar. Bir çok aile facia- larının mebdei bu ihmaldir. Yeni evli bir kadın akşam olunca kocasını heyecan içinde bekler. Bu intizar bir müddet erkeğin hoşuna gider, fakat nihayet zevkini kaybeder. * Erkek ya yorgundur, ya işi aksi gittiği için sinirlidir. Ka- dın beklediği iltifatı bulamaz. Bu, ayrılığın ilk adımıdır. onra zaman ile bu ihmaller artar. Kadın kendisine başka eğlenceler, başka arkadaşlar aramiya mecbur kalır. Niha- ğet zaman gelir ki karı koca irbirlerine yabancı bir hale gelirler. İşte o günden itiba- ren aile yıkılmış, kadın başka- sının olmuştur. Elveda tatlı ümitlere, Evinizin yıkılmamasını ister- seniz karınızı ihmal etmeyiniz. Hanımteyze (Hanımteyze, bu sütunda ken- disine sorulan suallere cevap verir.) min edebilir misin? — Eğer bizi kâfi derecede Tra;ıv:;yja —Bulı;şan Hasretzedeler “Esma Hanım İzmitten buraya yeni gelmiş ve dün sabah, Ayasofyada oturan bir tanıdı- ğına gitmek için Sirkeciden tramvaya — binmiştir. Kadın- cağızın şehrimizde bir ablası vardır, fakat Aadresini bilme- mektedir. Tramvay Sultanahmette dur- duğu zaman kadin, inmek istemiş, fakat bir ses: “Kız, | Esma!, diye haykırınca du- raklamış ve arkasına dön- müştür. Esma, diye haykıran kadın kendi ablasıdır. Ayni tramvaya ikisi de Sirkeciden bindikleri halde birbirlerini ancak Sul- tanahmette — görebilmişler ve altı senelik hasretin acısını, oracıkta birbirlerine sarılmak suretile çıkarmışlardır. Tevek- keli, dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur, dememişler, —— — anladılarsa, artık bu işten vaz geçmeleri lâzım gelir; ama ben pek ummuyorum. Tam bu sırada oda kapısı vuruldu. ir bağırdı: î—.klı(inı o? İtalyan — şivesile Fransızca söyliyen bir ses: — Açınız, mösyöl... — size bir telgraf var. Ali Şakir ayağa kalktı ve biraz düşündü; gece yarısı ne telgrafı olabilir? İstanbul- dan mı acaba? Faket içine bazı şüj de giriyordu, hemen açmak istemedi ve sordu: — Ne vakit geldi? — Şimdi — geldi, ğada müvezzi be, zalamanız İâzım, — Benim yerime siz imza- layınız, ben * aplağım. eler piyi açınız,.. iyor, im- Vakıt-Ezani-Vasati Güneş | 9.38 |S. 1 Zarif bir iç çamaşırı nümu- nesi; ipekliden yapılmıştır. Bir Biçareyi Namaz Kılarken Vurdular Balıkesir, 3 |Hususi) — Sın- dırgıda Feci bir cinayet oldu, Karacalar köyünden — ihliyar Mehmet çavuş, İbiştepe muh- tarı Hakkı tarafından öldürül- dü. Maktul ©o sırada mamaz kılıyordu. Mes'ulü Kendisidir Geçenlerde, maml'arında, müşterilerden bir — hanım mücevherini kaybetmiş- ti. Hamam müdürlüğüne bu- na dair haber verilmemiş, eş- ya teslim de olunmamıştır. Bittabi müdürlük için hiçbir es'uliyet mevzubahs olamaz. —— TAKVİM — Gün d1 &AguîtgîlOSO Hizır 81 Arabi 10-Reblülevel - 1348 Rumi 5- Ağustos - 1346 — Vakıt-Erank Vasatt — Akşam (2.— (1527 Yatsı O 146 X0 İmsak | 738 | 457 (12.20 851 h&W n ——— —— — Olmaz.. Kabul etmezler, mutlaka siz imzalamalısınız. — Öyle ise söyleyiniz, mü- vezzi oda kapısma kadar gelsin. — Buna hacet yok, Mösyö. telgraf kâğıdı burada, bende, — Öyleyse biraz bekleyiniz. Dışarda ses kesildi. Ali Şakir düşünmiye başladı; bherşeyde bir — hile kokusu arıyan vesveseli zekâsı, yeni bir taarruz — ihtimalini hesap ediyoruz. Olabilir ki bu herifler, bütün kuvvetlerile odaya — hücum ederek zorla çantayı ele geçir- mek - istiyorlar; bunun için Şakir, kapıdaki adamla lâkır- diyi uzatmış ve onün İtalyan şivesine dikkat etmişti. ( Arkası var ) Kalamış ha — 1