SER VETİFUNUN Sahibi ve müessisi A. İhsan Tokyöz Neşriyat Müdürü : H. Fahri Ozansoy Fiyatı 15 Krş. UYANIŞ SİYASİ - EDEBİ—İLMİ —SOSYAL— HAFTALIK GAZETE © Kuruluşu 1891 Yu ŞI — em 90 No. 2354 Telgraf : Sorvebifünun İstanbul Telefon: 21013 2 Birinciteşrin 1941 Perşembe 've müsrüflük HAFT A HA S B I HA Lİ Avrupanın karanlığı — Şafak sökecek mi — Harp zamanında para peşinden koşmak çok yanlıştır — Elele verip israftan kaçmalı — Bıkkınlık ve azgınlık Yazan : Hafta hasbıhalini yazmağa 0- turdum. Muharebenin yürüyüşün- den mi bahsedeyim 9 Okuyucula- rimız bu çok karanlık yürüyüşün daimi tesiri altındadırlar. Harp duracak mı? Tanrı bilir! Avrupa- nın ve dünyanın karanlığına şafak sökecek mi? Bunu da Tanrı bilir! Ben yazımın burasında iken odam- dan İçeriye bir arkadaşım girdi. Çok zenginlemiş bir müteahhitten ateşli ateşli bahsetmeğe başladı. Güldüm ve sordum; — Çok zengin olmuş da ne ka- zanmış? Hususi bir otomobil &lıp keyfince gezebilir mi, bir güzel köşk yaptırmağa kalkabilir mi, tatlı bir Avrapa seyahatine çıks- bilir mif Arkadaşım buna şimdilik he- yır dedi, bekleyecek. Ben gülme- ğe başladım nekadar bekleyecek ve neyi bekleyecek? sonra düşün- düklerimi kendisine anlattım: Bİ- ze lâzım olan yalnız kendimize güvenmektir. Borcumuz yurdaşla- rın yardıma ihtiyacı olanlara da- ima el uzatmaktır. Avrupa karan lıktır diye kendimizi karanlık gör- mek, ümit kesmek çok fena bir şeydir. Fakat bu nekadar fena İse Ahmed İhsan ondan kopar fazla para sahibi olacağım diye hırsa kapılıp paraya tapınmak daha fena bir yoldar. Nasuhi Baydar arkadaşımızın 29 Eylül 941 tarihli Bıkkınlık ser- levhalı kıssa fakat çok güzel bir yazısını okudum. Serlevhayı oktıdu- gum zaman acaba neden bıkıyor diye endişe etmiştim, fakat satır- ları okuyunca devlet idaremizde kırtasiyecilik denilen ve devlet memurlarına mahsus olan kötü hastalıktan bıkıp usanan ve bütün iera faaliyetlerini genç yaşlarında kaybedenlerin halini tagvir ettiği- ni ve onlara cesaret verdiğini gö- rünce muharrir arkadaşımı can- dan alkışladım, Nasuhi Baydar'ın yazısı benim de içinden yetişti- gim ve ruhumda çok mukaddes sevgisini dalma yüşattığım Mülki- ye mektebinden (şimdiki o Si- yasal Bilgiler Okulu) yetişen Va- lilerin pek işe yaramadığı iddiası- na karşı cevaptır. Çok güzel olan bu yazıdan aşağıki satırları alıyo. rum, Bugünkü odı ile «Siyasal Bilgiler Okulu» nun gerek ders proğramla- rında ve gerek bu programların tat- — Hazıra dağlar dayanmaz — Biri yer, biri bakar kıyamet TOKGÖZ İstanbul 30 - Eylül - 1941 bik şekillerinde noksan varsa izale- si, şüphesiz, lözımdir. Ancak, ne eski Mektebi Mülkiye; ne yeni SI- yasal Bilgiler Okulu talebesini ile- ride iyi ve faal vali olmaktan alıkoy- muştur. Meslekten yetişme valiler arasında faal olmıyanlara, mesuli- yetten kaçınanlara, işi oluruna bağ- lıyanlara tesadüf ediyorsak bu hal- lerinin sebebini bizzat mesleki he- yatlarında aramalıyız. Mektepten çı- kan genç, bütün ruh ve bedenini memleketinin saadet ve refahına tahsis etmek karoriyle ilk memuri- yeti başına koşar. Lâkin, öğrendik- lerini tatbik ederek bir şeyler yap- mak istedikçe özeline sahibi yaş- klarının, temkin ve sükünet favsi- yeleriyle; bozan istihzalariyle, sık sık mesuliyet tehditleriyle karşılaşır. Kitap bulamaz. Muhit bulamar. İn- kişaf imkânı bulamaz. Yavaş yavaş hevesi kırılır. Çok zaman etrafa u- yar. İMahallin öâdetleriyle uzlaşır, kıymeti hazıradan mahrum bir ne- vi kalem efendisi olur; evrak hava le, meclislere ve tezahürlere riya- set eder. Bu adam bıkkındır. Kırtasiyeciliğin ve hükümet memurluğunun doğurduğu bikkın- — Lütfen sahifeyi çeviriniz — 229 — — Servetifünun 2354