Ba | ü A ti 5 FECRİ ATI g9 Bi naşı tenkidi edidi — Şehabettin : gülayman'ın cevabı edebi nesline kari EM. eser e Si bir pri İarkinr tetkik adilik gelen bele etiiler. Bu lâkaydiye Sri bekilir ve İerinde bak gölemdei dimeğ tsh» ii meniz hür e bir uz bir “başkalık, bir di - müşahede oğçuler ve bunlara ma- lik olanlardı. Bu onların hakkıydı, dünküler naşıl bir dâbiyi edeb ve- rememişler. #ransız Edebiyatının Parnssse'larıyla, hakikiyyunile ig- fidaklama: 5 er, bise o sü. rotla Asar vermişlerse yeniler de in, Henri de EHâgnler, Mae, —terlinek, Rodenbaoh, Yerhalren, İbsen gibi o zamana kadar fikir ve giir zevki gerpilmemiş üştndla- pa sölekleşiye eaenen geldiler, e er iki mes- Hu de vüeyde getirdiği teceddüdü şekil iktitef itibariyle birbirine bensiyorsa da esas itibariyle tame- ik ayıtdıp;-başlıadın : Çönkli fs. tudiarın tebeddülü ile eserlerin de âima ve na değigmeşi sarayi ve tabifdi izi <danat sanat içindir ejrakıtia teplanysorigr, «Sanat şahsi ve mahterem- dire diyorlardı. Bu umumi hatlar : ile eyni baz iki nesil de #debi bir p mevcudiyetine mâlik olmak için lâzım gelen ikinci de- tesode, ve mütemayiş hatla gra- sında muhafaza edemiyorlar, fordi istidatların, mâziperestliğin müş- terek tehlikesi ala yamalı gibi imtiancından mürekkep garip bir kelita tegkil ediyorlardı. İkisi de kavi, metin bir mek- © tep değildir. Müşterek bir #alileri vardır: köhne dimağların târizine hedef olmak. Birgok şahıslar manâtız bir 8e- alya «Gençler ne yaptılar! İFikçok şeyler bekliyerdnk, bula- mâdık, ortada, ne verf> Giyörler. Buün Ben de düşündüm: ede. biyatta b aasarı itibara alı- nır. Bewelir şekli ye esaş itibariyle 2 beraber ince işkihzaların, , tabetlerin zevkini geşizdi. #eceğği sonra ilk Bu gsküler iban, yenik ve kw rik bir ialâbie dü lar. Edebiyatı Cedidenin iiüselsel, mütemadi, şaüşehkel bir tslübu vardır. Edebiyatı Cedide, uzun uzun teybihlerle, istinrelerle, terkiplerle ekseriya fikirlere işsleyi hayat ey- liyordu. Feoriâti kelimelerin ru- hundaki gizli mâna ve fikirleri okudu. Edebiyatı Ceşlida istipdadın te- siriyle remze, kinayoye meyyaldi. Esasında hayal ittesliğinden ziyade, hayal azameti vardı. O, his ve fi- kir itibariyle daima basit olan şey- lere koşuyor, onları muhteşem ve mutantan bir libâs ile örtüyordu. Halbuki Fecrâti bis ve fikir iti- beriyle en girizan, en mümtez mıntakalars bd... Onların eşyaya verdikleri ha- yat İle bügünkülörin vetdikleri hayst arasinda derin, tilkemmez bir mesafe vardır. Dünkü edebi- yatta maras! bir slma yoktu. Bu- günkünde mevcuttur. Dünküler . bügünkü vahşi, garip, 26i elemleri tadamadılar, bugünküler hiasetti- ler. Bttirdiler. Edebiyatı Cedide mensur çliri taşıdı, Wdebiyatı kazıra fantezilerle inde gar Dünkülerin tohaatisatı sade, hü- sit olmakla beraber duğıhığti. Bu- günkülere gelinçe hir nalfia, bir mihver öotralında takâtsiimaği muh telif simalarda dönğürebiliyorlar. Hdehiyatr Cedide musav- vir, Kecriâti şairleri ranhalildir. "Fikret - Hali Mya veli hi. kâyede ancak Hauf'la ruh mâlikâ- neslne girebildi. Feoriâti ise o has- san kayab atsandan bir dakika bile ayrılmadı, iğtimât, biküyelerinde bile ruhu tetepnüm etti, > mma