SERVETİFÜNUN Reisicümhur İsmet İnönünün Büyük Ölüye gönderdiği çelenk burada, gene böyle vapurlar içe- risinde, fakat sevinçle karşılıyan İstanbullular, şimi Ona: — Elveda diye bağrıyorlar! Yaşlı gözleri ufukta uzaklaşan Ya- vuzun siluetinde, acı hakikati ar- tık tamamile kavrıyarak, bitkin ve meflüç yerlerine çöküyorlar : — Elveda, Atatürk ! Ankarada Ankara, 21 (Muhabirimiz Emin Karakuş telefonla bildiriyor). Bugün Ankaralılar, hayatlarının en 461 ve kederli günlerinden bi- rini yaşadılar. Saat dokuz. Bütün ecnebi kıtaat Bankalar caddesinde sıralanıyorlar. Temiz ve yeknasak elbiselerini giymişler, komutanları tarafından son bir teftişten daha geçiyorlar. Mebuslar Mecliste ve Halk Partisi umum merkezinde yavaş yavaş toplanmağa başlıyor- lar. Atatürkün başucunda dört bü- yük General nöbet bekliyor, Fah- rettin Altay, Asım Gündüz, Hüsnü Kılkış, Cemil Cahit Toydemir... Sa- at dokuzu on geçiyor. Başvekil Vekiller ve bütün mebuslar kata» falkın yanıbaşında sıralandılar. Yukardan heykelin önünden Riyaseticümhur bandosu ve arks- sından bir kıta asker tarafından çekilen top arabası getirildi. Top arabası beyaz eldivenler giymiş 72 er tarafından çekiliyor. Biraz sonra nöbet bekliyen Generallere, Ata- türkün yaverleri de iltihak etti ve hep birden tabut üzerindeki bay- rakları kaldırdılar. Büyük Ölünün tabutunu omuzlarına aldılar ve 12 mebusla beraber büyük bir hürmet ve dikkatle top arabasının üstüne koydular. Cenaze arabasının üze- rinde duruyor. Yanıbaşında 12 Ge- neral kılıçlarını çıkarmış esas va- ziyetinde duruyorlar. No. 2205—3520 Bu esnada Ankarapalastan al- fabe sırasile çıkan ecnebi heyet- leri caddenin beritarafında sıralan- dılar. Geçit resmi onu on geçe baş- ladı. En önde Türk süvarileri ge- geliyor, Iu dakikada kulaklarımız yalnız nal seslerini işitiyor. Türk sancağı geçerken sivil'murahhaslar başlarından silindir şapkalarını çı- karıyorlar, Generaller, komutanlar ellerini kaş veya omuz hizasına kaldırarak selâm duruyorlar. Süvarilerimizden sonra muhtelif çapta toplar ve daha sonra manga kolu -nizamında sert adımları ve şimşek bakışlarla askerlerimiz ge- çiyor ve bunu Harbiye okulu ta- lebesi ayni sert adımlarla takib ediyor. Askerlerimizin bu geçişi yarım saat kadar sürdü. Bunlardan sonra gene alfabe sırasile evvelâ Almanlar, kalçadan fırlıyan sert adımlarla geçiyorlar. Bunlardan sonra Bulgar kıtantı ve bunları Fransızlar takib ediyor. Her takım Büyük Şefimizin önüne gelince komutanları tarafından sağa bak! ileri bak! komutanlarile selâm res- mini ifa ediyorlar. İngilizler geçiyor. Muntazam ve gayet sâkin adımlarla ilerliyorlar. Süngülü Güfekleri sağ ellerinde, omuzlarına dayıyarak yürüyorlar, çok muntazam geçiyorlar... Yunan askerleri geçiyor. Her kıttanın önünde bir de Türk mih- mandar beraber yürüyor. Askerler Büyük Ölünün hizasına gelince kendiliğinden başını çevirerek 86- lâm veriyor ve yollarına devam ediyorlar. Yunanlılardan sonra kardeş ve müttefik İran askerleri geçiyor. Üzerlerinde tam teğhizatları ve teslihatları ile halk üzerinde derin tesirler icra ediyorlar. Bunları ta- takiben Romen bahriyelileri geçi- yor. Manga kolu ile sert ve ayak» larını yere vurarak yürüyorlar. Bunların arkasından büyük dog- tumuz ve komşumuz olan Sovyet bahriyelileri geçiyor. Tüfeklerine takılı süngüler ileriye doğru ta- kılmış... Gene ayni sert adımlarla ilerliyorlar. Dost Yugoslav askerleri palto- ları sırtlarında ve tüfekleri omuz- larına asılı olarak geçtiler. Bunları