o. 14p5—520 i saman sevgisine Nuranın lâkayıt kalması bütün ümid ve neş'esini kırabilir, yarım inkisatım ebedi kışgınlığa çevirebilirdi, Bu kisa misafirliğin uzun ve karşılıklı bir aşk yolculuğuna dönmesini pek imümkün gör- müyordu. Nuran hakkında hiç birşey sormamağa, Zon- guldakğan ayrılıncıya kadar ona henüz rengini, şeklini almamış bülunan hislerini şçmamağ'a ka» rar verdi. Ya hiç bir şey beklemeden sevmek veya sevmemek... Sevmemek onun iradesi heritinde bir geşdi. Sevilmeden, okşenmadan büyümüş bir adem. olduğu için sevgisitte mukebele edilrsesini gü. gelliği özler gibi özlüyordu. IV Günler geçiyor, Macid Zonguldağa gittikçe 19ınıyorde, Nuran hemen her gün Aliyelere uğrıyor, ya bir yemeğin nasıl pişirileceği hakkında veya bir örgü, dikiş için Aliyenin fikrini aliyordu. Aliye nekadar iş ve ev kadını idise Nuratı da o nisbette hin, hayal ve sevgi imallükıydı ortalık sâpürürken, başinı önüne iğmiş dikerken elindükinden ve önünden başka bişey ve düşünmezdi. ” iğmel için yaşıyan, uykusu uyan. lığından çok Süzen bir kadın. Akşam sekisi yatar, sabah sekisde Kalkar ve gündüzleri de birkaç saat kestirirdi. Yüzüne bir bakan onün iömüde duymuğ ve yaşamış bir İnsan olduğuna, kızlı vasfı olan <renkli görüşler ve r> de» resini idrak etmediğine hükmedebilirdi. Ökudar nebsti bir hayata malikdi ki, ba iki gencin bir gün n sevişebilecekleri asla aklına gel. mezdi. Onlari ebediyen iki arkadiş' kalatak sanırdı. Madd, süt kardeşini böyle görür, böyle tanırdı. # » 4 Ö sabahı Macid, endam aynasının kurşısında fünü düzeltirken beynini kurcalıyan, hilketç er ni düşüncelere kendini kaptırdı. Şimdi ayna karesinde büküyordu. Kısa boyuna, &