helemeği banu asün sürüçeğini tahmin ediyor, e uni sthevgisisi kendişine yek fatta, seki, düşü- ge esalaır, “a o, hiç aklından geçirmediği bir şey söylenmiş gibi olurdu. Onun için ebedi- bir aşk ve birleşme zaruri bir hürriyet havasıydı : kendi hüviyetini kendi yuvasında bulsbilecekti. İşte bir gün karşısına çıkan adamı, Macidi varlığına çok yakın, düşüncelerini vücudünde toplamış buluyordu. Mimfir kaldığı günler içinde onu her gün gördü. Bir iki cümle olsun konuştu. Karşılaştılar, selâmlaştılar, gülüştüler, manâ dolu göslerle bakıştılar. Fakat aşkı, sevgiyi dil- İerile anamadılar. & , Aynlık günü geldi, çattı. Sabahleyin Macidi uğurlamağa gelenler ara- sında Nuran da vardı. Erken erken onun İs- keleye kadar geleceğini hiç ummıyan Macid sevgilisini karşısında birdenbire görünce şaşırdı. Zaman geri geri gidiyor, dünyayı bulunduğu yerden ibaret sanıyor, buradan ayrılamamaktan koşkuyordu. Senelerdir hasretini çektiği sevilme, sevme, kıymet verilme ihtiyacını bu suda Nuranın göz- lerinde renk ve ışık hslinde görüyordu. Kendini Nuranın kolları arasına atmak : -— Sevgilim! Diye hıçkırmeak arzusu birşimşek gibi bey- minğe çaktı, Hareket zameni yaklaşıyordu. Macid herkesin elini sıkıyordu. Sıra Nuranş geldi. İki genç birbirlerinin gözlerinin içine, derinliklerine ba bakıştılar. — 'Tabif, ablama mektub Das arasıri bisi .de hatırlarsınız değil mi Macid Bey? Heyecan ve teessüründen Nuranın titriyen sesile sorduğu suale cevab veremedi. Başını sal- ladı. Yüzünde gülmekle ağlamsk arasında ka- rışık umanâlar belirdi. Koşar gibi vapura yürüdü. Sahiller gözden kayboluncıya kadar mendi- lini salladı. İskeleden sallanan birçok mendiller Grek ufak bir nokta. halinde Nuranın yeşil mendilini farkediyor, göşleri bu mendilde, sanki yalnız seligiliyordu » — Devamı var # ADAN İLKAN Bemmesi Lai