Mo, 2106—420 imıatımızın üç seneyi bulan çalışması - Avrupa mu- tyesikisini evvoldenberi tanıyan ve sevenler müg- “wi < İsli; gaye için müsmir olmamıştır. Halbuki oümmis İairei ettiğim gibi işe halkımızın daha Cunku Taği ettigi tiyatrodan - fakat yapılan baş- İimaş S5 İsremile yanlış bir tarzda değil - başlar Mink «vx «isis verimli olacaktır TM iz lyatrosu Operet Kısmının temenni et- Mağ yanl li kotasını, kendi zevkim için değil, fakat rm ir anriğileket meselesi olarak daima candan “re im, We halâ ümit ediyorum. 444 “w ihecnun opereti bana, arzumun ve ili Mes gey ve kısmen de olsa tahakkuk ettiğini gisi Merçi eserde musikiye çok az yer verilmiş, “Bull “«5n ekestranın yarım saat istirahate çekil. — diği ais - şarkılar gelişi güzel serpilmiştir. Bir > ögren İsti, $arafını teşiril eden primadonna ve- ya wilerju güzel şarkıları bu eserde de yoktur. İlme! ülleki elâmanlara göre tertip edildiği için T üjermi; iibverini teşkil e edecek kadar vazıh ne yi W priaşadonna, ne subret ve ne de jönkomik Farm mukabili, hafif mevzuu hoj buluşlar ve te F “niz öükiylerie eğşlenmiştir. Karikatürize edilmiş > ineonuh “İpi, ermeni şivesile konuşan arslan ve ni- 2 het Viywpş eyjeretlerinin noter tiplerini andıran çantalı döst alacaklı hoş buluşlardır. Fakat eserin MW innakii Şayıftır. Halbuki kıymetli san'atkârımız li Mest Cemilden daha ciddi bir çalışma mahsulü “1 olan r ümit “müd Hiç olmazsa güzel bir Mei © kuş dücebkoyabilirdi. 4 “eetlie mevzuuna ve rollere geçiyorum: <«İstan- ri i ilisini unutmak için annesi Cshidenin terli gine gekilen bir elan) Kerim (Refik vİLerimi) var. Genç ressam çifliiğin hayatına çabuk ii i ağtinaştar. Fakat bu sevgide, Ali Çavuşun (Behzat Sl ve im yeğeni olan ve çiftlikte çalışan, bir müddet- E beri dö Kerime modellik yapan Gülsümün (Melek — al izgi) tesişini de aramalıyız. Anne oğlunun İstanbul» vap Li j İski macerasını duymuş ve onu, halâ li > iz bu sevgiden kurtarmak İçin yeğeni genç b “er Tok İleyi (Yasti Zobo) mektupla eli sittliğe © çağırmıştır. Tok derhal gelir, fakat arkasından da, krali erimin İstanbuldaki gönül mecerasının kahramanı p olan Mis Semiramis (Feriha Nergus), meyetinde Âdâbı muaşeret ve dans muallimi Zartzurtyan (Hazım), Wdadısı Hamide (Turan) ve Ketti (Şevkiye | ile “yi . “yökün eder. Konuşmalardan iz ki Mis Semi- Mi mis, eski sefirlerden Hikmet Beyin (Emin Belli - © hoppa biğiyütülmüş kızıdır ve ailenin mali vaziyeti, 7 5 bütü itün dış görünüşe rağmen pek berbattır. Ekmek © — yedikleri kapının kapanmaması için Zartzurtyan, “. . Ketti ve Hamide bütün zekâlarını kullanarak Misi, “b seügin bir âilenin verisi olan ressam Kerime vermek > istiyorlar. Fakat Semiramis hoppa ve şımarık bir İk kızdır. Ötomobil kullanır, şöför caketi giyer, başında ia - &paket, ayağında pantalon vardır. Daha ziyade bir “ a Miner özentisini andırır. Gülsümde de Kerime gı içli bir sevgi başlamıştır. Semiramis bunu gezer WW Kerim ile araları büsbütün açılır. Dadı, Ketti ve > İzi irişan arayı bulmak işin çabalarlar. Bestekâr : mr hüsnü niyetine rağmen dalma yeni çam- nit bey evinde bir eğlence tertip iişlir. Genç kamsı Leylâ (Bedia) alacaklıları ma- UYANIŞ 79 haretle atlatarak eğlencenin zevkini kaçırmaz. Beste” kâr Tok bu fevkalâde gece şerefine bestelemekte olduğu Leylâ ve Mecnun operasından bazı parçalar oynamak ister, fakat Leylâ rolünde olan Gülsümü aşkının bütün hararetile öpmek isterken işi ciddi sanan Ali dayı tabancasını çekerek ir — Karkaşalık esnasında, zaten evvelce mg O Leylâ ve Kerim otomobil ile çiftliğe ai imi sonra ilk kargaşalığın sersemliğinden kurtulan ev halkı firarileri tekiben çiftliğe giderler ve birçok karışıklıklardan sonra operet; Gülsümü Kerim ile, Bemiramisi Tok ile, .. Zartzurtyanla hatta Car hideyi ihtiyar sefirle ve nihayet Hemlde kalfa ile Ali dayıyı evlendirerek tam bir tuluat komedisi gibi bitiyor. Yalnız tuluat komedilerinde düğünleri inşal- lah gelecek haftaya müşeşa bir .programla yapıla cağı ilân olunur, Burada, sahneye kolkola gelen genç çiftlerden anlayoruz ki, bn işde aradan çıkarı- lıyor ve herkes, üç çe ei bir didinme ve terleme» den sonra muradına eriyo; Eserin tertibine göre çi olarak kabul etmek- liğimiz lâzımgelen ressam Kerimde - ses mevznu bahis olmamak şartile - Refik Kemal iyi idi. Oynu ga mecbur olduğu bu rolde sesi yoktu diye kendl- sini mazur görmekliğimiz lâzım geliyor. Onu bu akşam, senelerce evyelisi Şevkiye ile beraber oyna dıkları, Mariçanın kontes lizası ile karşı karşıya baron Kolman çubman rolünde görmek isterdim. Melek Ergi köylü Gülüm (olarak, gehirliliğe özenmiş köylü kızından daha iyi idi. Eserin çok az musikili olması güzel sesini dinlemekliğimize mani oldu. Vasfi Rızanın bestekâr Tokunu hemen hepiniz, operet görmeden gözünüzün önüne getirebilirsiniz. Bazı daima olduğu gibi, Iyilik etmek isteyen fakat bir çok karışık işlerle kendini üzen ve bağını binbir derde sokan fazla saf bir genç idi. Her operette yaptığı gibi yanık sesi ile ve tekrar ettir. len şarkısını söyledi. Feriha gua, hocalar ve mürebbiyeler elinde gımartılmış sarışın bir bebek idi. Sesinin hiç bir oyunda değişmeyen baygin tonu yine hoşa gidiyordu, Hazım her cümlesine muhak- kak İransızoa veya osmanlıca kelimeler şokan, arada felsefe savuran mükemmel bir adabı muaşeret ve dans muallimi Zartzurtyandı. m kıymetli sanatkârlarının o hepsi kendilerinden çok birşey beklemeyen hafif rollerini muyaffakiyetle oynadılar. Behz Butak tem bir Ali çavuş, Turan, İnglik mürebbiye mukallidi bir Hamide kalfa idi. Şevkiye her zamanki, peltek ko- nuşan Rum dilberi idi.şYalnız Bedia, son zamanlarda büsbütün artan ve inaana genki iç! eziliyormuş gibi gelen, kelimeleri pek fazla uzatarak konuşması ile bana biraz sıkıcı geldi. Fakst hoşlananlarda olabili- yor tabil Yazımı bitirmeden evvel bir daha ve israrla söylemek isterim ki; eğer halkımıza Avrupa musiki- Bini sevdirmek istiyorsak, bu işte, mühim yardımı dokunacak olan operet sal meli istifade et- meliyiz. Bunun için ber mevsim çıkarılan beş altı oöperetten mühim bir kısmı Avrupa operet lerinin musikisi lâtif ve syni zamanda hafif olünlar rından intihap edilmeli, bir iki tanesi de yerli ope- retlerimizden - ilk zamanlarda taklit de > tarra en fazla yaklaşanı olmalıdır.