No*'1868—183 Sulh ve Müsalemete çalışan gruplar —3 inci sayfadan mabaat — Paris konferansında Avrupa devletlerinin gümrük sistemlerinin muhtelif şekillere tâbi olması ticari faa liyeti az gok sektedar ettiğinden Avrupa memleket- leri gümrük sisteminde bir ittihat vücude getirilmesi beynelmilel piyasada bir gayri tabiilik yapan ve fistlara müessir olan Devlet primlerinin &aldırılması ve gümrük muamelâtının basitleştirilmesi ve güm- rük takyidatının tevhidi, ve transit mesaili etra- fında Barsilona ve Jenevede verilen mukarreratın teyidi, ve iktısadiyat âleminde bir resanet ve emni- yet vücude getirebilmek için uzun müddetlerle bey- nelmilel muahedatı ticariye akti, meseleleri nazarı itibara alınmıştır. 1930 da trost ve kartellerin kont- rola tâbi kılınması, meseleleri konuşulmuştur. 1931 Bükreş konferansında bilhassa iktisadi buhran mese- lesi etrafında uzun boylu münakaşat cereyan etmiş, bu meğele ancak devletlerin sıkı bir teşriki mesaisile kabil olabileceği neticesine vâsıl olunmuştur. Bükreş konferansında tetkik olunan mesail mufassal rapor halinde Mecliste bütün arkadaşlara tevdi edilmiş olduğundan burada tafsilinder içtinap ediyorum. Parlâmentolar birliğinin itkisadi meseleler üzerindeki mukarreratı siyasi mesaile nisbeten müfit neticeler henüz bahşetmemiştir. Dünyanın geçirdiği büyük ve emsâlsiz buhran karşısında Devletler gayet kat'i ve esaslı tedbirleri alamamaktadırlar. Milli menfaat ve milli siyaset mefhumlarını cihan ve bilhassa Avru- papın umumi menfaatile telif ettirmek pek müşkül görünmektedir. Maameafih bütün milletler delegele- rinin bir arada dünya iktısadi mesailini konuşması bile şüphesiz ki aslâ faideden hali değildir. Bizim memleketimiz için büyük bir ehemmiyeti haiz olma- makla beraber diğer Avrupa memleketleri için umu- mi barpten sonra çok büyük bir siyasi mesele ma- hiyeti arzeden akalliyetler meselesine de konferans temas eylemiştir. Viyanadaki içtimada akalliyetlerin vaziyetlerini ve onların haiz oldukları kanuni hak- ları tetkik etmek maksadile ittibadın içinde daimi bir komisyon teşkili, © Beynelmilel parlâmentolar birliği demokrasi reji- minin bir mahsülüdür. Binaenaleyh birlik harbi umumiden sonra demokrasiye müteveccih husumet- kâr fikirler ve cereyanlar karşısında bu rejimin en eyi bir rejim olduğunu ve rejimi müdafaa etmeği bir vecibe telâkki etmiştir. Birlik içtimai ve sıhhi mesaile de temas ederek dünya aiyon istihsalinin tahdidi hakkında devletlerin ahiren ittihaz ettikleri mukarrerat birliğin muvaffakiyeti eserlerinden biridir. Bundan başka içtimai sahalarda hayli mukearrerat ittihaz edilmiştir ki; bunların en mühimleri geçen sene verdiğimiz raporda ımufassalan münderiçtir. 1889 dan bu ana kadar parlâmentolar birliğinin faaliyeti eserlerini mümkün olabildiği kadar telhis ederek arzettim. Her halde ati için medeni beşeri- , yete büyük ümitler vadeden ve müesseseye Türk zekâsının ve Türk iradesinin de inzimam ve iştiraki şüphe yok ki; faideden hâli değildir. Umumi harpten evvel Brüktel içtimaına Osmanlı İmparatorluğu gayri SERVETİFÜNUN 15 Zeconte de Lisle, Türkçeye çeviren : POEMER BARMAKEK dan. MACİT AL Hialmarın kalbi Berrak bir gece, buzlu bir rüzgâr esiyon kar dökülen kanlar gibi kıpkızıl olmuş, Kılınçları avuç- larında, gözleri korkunç bir kalde, binlerce kahraman işte orada mezarsız uyuyor ve hiç birisi kımıldamıyor. Üstlerinde haykırarak dönen bir yığın kara karga var. oğuk ay solgun ziyasını uzaklara dökerken, Hialmar, döğüşte dökülen kanlara boyanmış bir halde, iki elile kılıncının kabzasına dayanarak kanlı ölülerin arasından kalkıyor: — Hey!... Daha bu sabah gülüp kuvvetli seslerile çalılıkların koyuluklarındaki kuşlar gibi şarkı söyli- yen sağlam ve neşeli bukadar gencin arasında bir parça soluğu daha kalmış birisi var mıf.. Hepsi sağır, Çelik serpuşum parçalanmış, zırhim delinmiş, baltamın çivileri sökülmüş, gözlerimden kanlar akıyor. Denizin ve kurtların ulumasına benzer muazzam bir gürültü işitiyorum. — Burayagel karga, benim yiğit insan yeyicim!.. Göğsümü demirden gaganla aç ve kalbimi soğu- madan Yimer'in kızına götür; merak etme, yarın bizi olduğumuz gibi bulursun.. Jarlelerin (*J altın testilerini tokuşturarak birlikte halis biradan içip şarkı söyledikleri Upsal'i (**) sür atle uçarak geç, ey fundalıkların serserisi! Benim rişanlımı ara, ve ona kalbimi götür. Kuzğunların ziyaretgâhi olan kulenin tepesinde onu bütün masumiyetile, uzun siyah saçlarile gö- recekâin. İki zarif gümüş küpe kulaklarından sarkar ve gözleri güzel akşamların yıldızlarından daha parlaktır. Git, muzlim e&âi, ona kendisini sevdiğimi söyle; ve işte kalbim. Onu kırmızılığından, sertliğinden titrek ve olgun olmayışından tanıyacak, ve karga, Yimer'in kızı sana tebessüm edecek!.. Ben ölüyorum. Ruhum yirmi yaradan akıyor, ölüm saatim geldi. Ey kurtlar, benim kırmızı kanımı içiniz. Ben, genç, kahraman neşeli, hür ve lekesiz bir halde güneşe, Allahların arasına oturmıya gidi- yorum. E9J Kurunu vustada, İskandinavyada kontluk unvanı, (99) İskandinavyatın eski hükümet merkezlerinden biri, resmi bir surette iştirak etmişti. Genç Türk Cümhu- riyeti 1931 den itibaren bu konferansa müşahit sifa- tile iştirak etmektedir. Milletlerin cihanın huzur ve sükünu ve medeniyetin tealisi namına tevhidi faali- yet etmek istedikleri mevzular üzerinde parlâmen- tomuzun iştiraki her halde çok münasip olmuştur.