© SERVETİFUNUN No. 1816 —B0 Ankara Postası Civar bağlarında — Ankaranın Çamlıcası Dikmen — Dikmenin — — arkasında balığı bol göl — Mamak köyü i Bana böyle demişlerdi: — Terene binmeden gözlerinizi yeşillikler ile iyice doldurunuz; kana kanı bakınız; çünkü Ankarada yeşilliğe hasret kalacaksınız! Ankaraya ben, son sentlerde birkaç defa kışları gelmiştim ve ancak ikişer üçer gün “kaldiğim için etrafını görmeğe vakit bulamamış- tını ve mevsim de imüsnit değildi. Bundan dola- yıdırki bana gözlerinizi bahar yeşillikleri ile döyurümüz diyen zata adeta İnanmtiştim. “Nekadar yanlış imiş ve Ankarı hakkında söylenilen çök şeyler gibi buda hakikattan tzak- iğ» İşte üç haftadır buradayım; fırsat buldukça bütün civari gezdim, dolaştım. Babam Ankara Defterdarlığı yaparken çocukluğumda da Anka- tayı görmüştüm. Çocukluk. hatıralarım arasında Ankaranın bağlarını pek alâ biliyordum. Ö eşki bağlar şimdi daha güzelleşmiş, içine zarif köşkler yapılmış, muntazam şoselerle şehre bağlanmış ve temin elerim ki bu yerlerde İstanbulun yeşillikleri ile doyurduğunuz gözlerini; yadir- gamıyor. Dikinen bağları Çamlıca gibi yüksek, yünrüt gibi yeşil, güzel ağaçlarla donatmıştır. Orada gölgeli ağaçların altına oturup yanımızda şırıl şir eziz suları akan çeşmenin yüzel suyundan içerken kendimi alıştığım yeşülik yerlerden hiç uzaklaşmış bulmadım. Dikmen'in arkasında, on kilemetre kadar uzakta iki tane göl dahi var; birisi oyaya yayılan suların çok büyük saha yaparak vazları kürü halde olmasi ghetamiyetini gideriyor. Pakat onun solunda, Dikmen tepesinin arkasında, sıralanmış dağlar arasına sıkışmış dar ve uzun, girintili çıkıntılı bir göl daha var; eğer etrafındaki dağlar ormanlık olsaydi İsviçre göllerinden hemen farksız olurdu. Bu'göl denize iştiyakı biruz azalttı. Hele göl kenarında toplanmış Rumelinin Keserye ve Ühri muhacirleri balıkçıların voli çektiklerini gördü- zaman ökadar keyiflendim ki tarif edemem. tarafta onar balıkçı iplerine sarılmış çekiyordu ve . gölün dibini tarıyarak gelen ağın kesesi yaklaştıkça içinde çırpınan cilâlı gümüş gibi parlak balıkları zevkle seyrediyordum. Ağın kesesini kum üzerine boşalttık. İzmarite benzer balıklar gözlerimi kamaştırdı ve aralarında iki tane <Sarıbalıks3 vardı. Burada sarıbalık ismi Ankara 24 Mayıs verilen bu göl balığı İsviçre ve Bavyera göl- lerinde çok makbuldür, eti leziz ve beyazdir. İzmarite benzi yenlerin tavası çok iyi olur İsviçre, Bavyera ve hatta Fransada göl ve dere kenarlarındaki köylerde bu balıklardan taze taze yemek için uzak şehirlerden gelirler ve buna <Fritwres? yezmesi derler.Bizde Dikmen arkasındaki gölde Fritür eğlencesi kurmuş olur yorduk. Bülıklarını inze taze tava yapdığımız gölün sağ tarafında zümrüt gibi yeşil bir ova uzanıyor; ve ovanın öle ucundan yüz kadar deve kervani aheste adınılarla yürüyor ve siri- larındeki mahsul çuvallarını taşıyordu. Develerin çan sesleri etraf dağlara aksederek kulaklarmızı okşarken hen Ankara hakkında İstanbulda duy- duklartının yanlışlığın düşünerek kendi kendime şaşıyordüm. Bir başka gün Ankaradan Kayseriye giden yeni demiryoluna müvazi bir caddeyi tutdum. Cebeci mahallesini, onun zarif köşklerimi görerek ve soldan kalan eski Ankara kalesinin nrka kıs- nunı seyrederek gidiyorduk. Biraz sonra Kay- seri demiryolunun onülikem Köprüsü altını kurulmus şosenin güzel bir köprüsü üstünden geçtik ve zümrüt gibi yeşil, kavak ağaçları, sökütler ve meyva ağaçları ile dolu içinde şakir şakır deresi nkan bir vadiye gidik. Çıplak dağlar arasinda Afrika valaları gibi uzanıp yiden bu yeşil ve sulak dere, sebze bahçelerile dolu idi ve nihayet ufak bir köye geldik. (Orada muntazam iki kahvehane, birkaç dükkân ve kerpiçten yapma çok iptidai eski köy damları vardi. Kahvehânede otüran ihtiyar bir köylü baba ile çabuk ahbap oldum. Ben ona köylüler dilile söylüyordum ve © Sordu — Siz İstanbullu değilsiniz demek? — Hayır, ben de sizin gibi köylüyüm. — Sizin köy ierede? — İzmit yakınında Değirmendere. — Buraya benziyor mu? — Çok benziyor. Baranın adı ne? — Mamak derler evlât! Bak şimdi elektriki. mizde var; Ankaradan Cuma günleri çok misa- firler geliyor, alış veriş oluyor. — ek memnunsün ? — Allah bereket versin ! Ahmet İhsan