p MU a ğu — 134 üncü sahifeden mabat — — Teşekkür ederim... Susuzluktan ziyade kele- yim var... Dedi ve çekilip gitti, Bunun üzerin peder, hiç bir teessiir göstermeden içeri avdet etti; tekrar masadaki mevkiine oturdu. Yemek gene neş'e içinde O akşam, baba Estevle oğlu, beruberee tarlalara gitmişler ve uyun müddet dişarda kalmışlardı. Avdet i yaman vnalde onları bekliyordü, Köylü. oğlunu, oun doğru götürerek : — Kanı... dedi, Onu ağuşunu al,, Meyustür... * * dan artık, (Arl) kızdan balsetmiyordu. Bununla “beraber onu, bir diğerinin kolları arasmda olduğunu gösterdikleri balde, hatta eskisinden dahn ziyade, dalma seviyordu. Yalnız, hiç bir şey söylememek için çok mağrardn. İşte bu, onu harabediyordu. Ek- #eriya eğlence günlerini, kımıldamadan ve yalnız .olârak bir köşele yeçiriyor, diğer günlerini ise on âmelerin yapacağı işi, yalnız başına başarmak süre- wwle kendini tarlaya atıyordu. Akşam Olunca, (Arl) yalm tatüyor ve şehrin mağripta yükselen ince ve narin çan kulelerini görünceye kadar yürüdükten sonra asla uzakları gitmiyerek tekrar avdet ediyordu. Çiftliğin adamları onu böyle, daima yalnız ve mükedder görmekten ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Bir felâketten şüphe ediliyordu. Bir gün sofrada Vüldesi, gözleri yaşla dolu, otu bukarak: — Süyle Jan... dedi, Eğer halâ onu istiyorsun, Bana vepoosPiz, Peder, bicibiudan kızarmış ve büşinı önüne cE- işti Jan, başıyla, <hayıre işareti yaparak dişarı çıktı, ŞÜ gilnden itibarın ebeveynini temin ve şüphe ettirmemek için, her zaman şen olmuğu gayrek ede “Yek yaşıma tarzını değiştirdi. Onu daima, bilolurda, kahnrelerde, her nevi eğlence mahallerinde görüyor İhr ve bütün bu eğlenecleri kendisi icat ediyordu. Peder: slUnutin ve artık temamile iyi oldur diyor; valde ise dülmu korkuyar ve evlidınu eski- sinden daha ziyade nezaret ediyordu. Jan, kozahanenin yakınımda, küçük kardeşile yatı- yordu. İhtiyar Kadın, ipek böceklerinin geveleyin, kendisine ihtiyacı olduklarını bildiği için onların odalarinin yanı başında kendine bir yatak yaparak oruda yatıyordu. Çiftçilerin yalromu olan (Sen Eluva) bayramı gelmişti. Çiltlikte büyük meserret... herkes eğlence içinde idi. Havai fişenklerinin ve çölanbik ağaçlarını dolduran retikli fenerlerin ziyası altında «Yaşasın Sent Binvaz nidaları yükseliyordu. Janin memmün bir tavrı vardı; annesiyle dans “etimek istiyor ve zavallı kadın saadetinden ağlıyordu. Nıstilleyilde, yatmağa gittiler. Zirü herkesin uyu muğa ihtiyacı vardı. Jan uyumanıştı. Küçük kürdeş solma, onun geçeleyin mütemadiyen hıçlırıklarla 0ğ- Imlığını anlattı. Zavallı çocuk v gece çok izlirap o eekmişti, * LE Ertesi gün şufak sökerken valde, birisinin odasın- — Müdürü mes'ul: AHMET İp UYANIŞ No. 1798—113 dun köşarık geçtiğini işitmişti. Bir hişsikablelvuku ile; — Jan, senmisini,.. dedi, Jan cevap vermedi. Heyiz merdivende idi. Annesi çabuk yerinden kalkarak: — Jan nereye gidiyorsun?... O, tavan arasına çıkışlı, koştu. — Oğlum Allâh aşkına söyle... Jan kapıyı kapuyarık sürmeyi çekmişti. Kadın da arkusındün — Jan, yayının banu cevap versene, ne yapmak istiyarsuu.,. Kadın OKuranlıkta, fiireyen elleriyle o kapımı topuzunu ararkeü bir penceve açlarak bahçenin kaldırım. taşları üzerinde bir vucudün gürültüsü işitildi. Zavallı çocük: «Önü çok seviyorümk artik tahammis lüm Kalmadı deriişti. Ahl. ne kadar sefil kalplerimiz var, ve ne kalar kuvvetli ki tulıkir ve istihfaf bile gene aşkı öldürme- yor... O sabah köyün adamlari, Estevin giltliğinde böyle kim bağırıyor, diye biri birine sordular. Bu, bahçede, peübe renkli, kanla mestür taş tüasanın önünde, kolları üzerinde ölü oğlunu tutarak fervadeden valde idi. #Değirmenimden mektuplardan tercüme eden: Ferit Namık — 131 inci aphifoden mabat — göhrin her baralını aydanberi çalışıyorm. bilmiyorümü...... Takside üç — Ya! efendilerinizi terk mi ettiniz! — Hayır... Ticarethaneyi tasfiye eltiler. İşler okadar fena gidiyor ki... Ve şehirden uzakta ikamet etmeğe mecbur oldulur. Apartımanları kiralıktır, eğer aparlıman arayan bir tanıdığımız varsa... 85000 fironka... (Ceurcelles) sokağı... İyi bir mahalle... — Nasıl şimdiki hayatınızdan memnunmusunuz? fakside hayatınızı kazanabiliyormusunuz? — Hayır! pek iş yok. En çok taksi kullananların tücenrlar olduğu malürmdür. Onların gerian halledilecek bir çok işleri olduğun- dan biç vakit kaybetmek istemezler, Fakat, şimdi, tüccarlar satış yapmadıklarından, biç nesle etmiyorlur ve bunun için ya (metro) yi yahutdö otobüse biniyor- lar, — Mühim, bir buhran demek... — Maşallah, sizin hiç gazeteleri okuduğunuz yok galibal.... Şolörü yalnız bırakarak ayrıldım. “AHMET İHSAN Matbaası Limited.