748 UYANIŞ No. 1731— 46 İçtimai görüşler; Medeniyet isi Memleketimizi ziyarete gelerek İstanbul limanına lenger atan İngiliz. harp gemileri arasındaki tayyare gemisi, şüphesiz benim gibi, herkesin de hayretini celbetmiştir. O ne muazzam şeydir öyle! GucenBlisa- beth dretnotu onun yanında bir oyuncak gibi kalıyor. Bu kadar havaleli bir cisim deniz üstünde nasıl du- ruyor? Okyanusların dağ gibi cesim dalgalarına karşı nasıl yıkılmıyor? Gemiye yakından bakılınca o akılları durduracak giriftlikler nedir öyle? Bu gemiyi kim ta- savvur etmiş, evvelâ muhayyilesinde kim yaratmış? Plânını kim çizmiş; ince hesaplarını kim yapmış? Sonra nasıl ustalardır onlar ki o plâna göre bu koc: deniz binasını kurup çatmış? Gemi için sarfedilen milyonlarca liranın boşa memesi, plânın v3 rini hakkile kavrıyan tatbikatçılar var; bir tatbik işini anlayıp maddileştiren ustalar var. En büyüğün- den en küçüğüne, en naçizine kadar bütün bu işi boşaranlar birbirine uygun; birbirini mütemmim. Za- ten böyle olmasa, bu eserler nasıl vücut bulur? İngilizlerin bu yaratıcılıklarında içtimai vaziyetle- rinin en başlı amil olduğun şüphe yok. Bu milletin tarih içindeki içtimai teşekkül ye tekâmülü derin ve kuvvetli bir dikkatle tetkike lâyıktır. Meşhur Edmond Dömolin, «İngilizlerin tefevvuku sebepleri» isminde bir kitap yazarak, İngiltereyi içtimai bir noktai na- zardan tetkik etmeğe çalışmıştı. Filhakika, İngilizler, Büyük Britanya adasına cent cent, yani kabile ka- bile hicret edip yerleşmişlerdir. Bu centler, içtimai istikbal ve hüriyetlerini daima muhafaza edegelmiş- lerdir; bunlar hakkı ile tatbik olunmasına, son (©. tecrübelerin iste- nilen neticeleri vermesine o bağ- lıdır. Hangi yapmış olursa olsun, bu mu azzam iş insani- yetin malıdır; in- saniyet ne büyük bir medeniyet ve terakki merhale- sine varmış *ki böyle (o akıllara durgunluk veren eserler yaratıyor. Almanların Bre- nien'i olduğu gi- bi Amerika'nın da, şuphesiz başka bir sistemde böyle tayyare cemi- leri var. Japonlar bile böyle yaratmalara müsteittir- ler, İnsan bunları gördükçe <Biz mi kabiliyetsiziz, saltanat devri mi bizi bu hale koydu?» Demekten kendini alamıyo : Kalkıp da kendimizi İngiliz, Fransız, Alman, Amerika gibi büyük milletlerle mukayese edemeyiz; fakat Garb'e bu kadar yakın olduğumuz halde Ja- ponlar kadar değilse bile onlara biraz yaklaşacak kadar neye olamıyoruz? şte beni teessüre sevkeden bu noktadır. Niçin medeniyet âleminde naçiz bir eserimizle olsun yer tutamıyoruz? Ah! O mel'un saltanat idaresi!, Onu ne kadar telin etsek azdır. Cümhuriyet gelmeseydi, dü- uyanın siyaset âleminde bugünkü kadar bir muva- zene amili olmamız imkânsız kalacaktı. İngilizlerin ilmini beğenmiyenler şu koca tayyare gemisini görsünler. Bu harika ilimsiz, yahut, diğer Garp milletleri önünde ilmen geri kalmış zannedilen bir millet nasıl yaratabilirdi? Orada elbette dünyanın en büyük alimleri bugün de var; onların mazariyele- millet Tayyare patriyarkal birer aile makamında, iken sonradan cent reisleri, bü- tün cent fertle- rine hak ve mu- keziyet» işte bö- yle tarihi bir tekâmülün neti» gemisi Foto: Cumhuriyet dır m vi bağ İdiiterenin yal nıziktisadiyatına degil, o edebiyatına, irfanıma, il mine de kıymetli bir surette tesir etmiştir. İşte İstanbul limanıhda o muazzam tayyare ge- ördüğüm vakit tarihi bir tekâmülle daime kalan içtimai bir tesanüdün ancak böyle medeniyet ve terakki eserleri vücude getireceğine bir kere daha kani oldum. Bu bize milli bir tesanüdün insani medeniyetteki ehemmiyetini de açıkça gösterir. İngilizleri ferdiyetçi zannedenler aldanıyorlar; bir ingilizin insaniyetle hareket etmesi ferdi değil, içti- mai bir meziyettir. İnsiliz cemiyeti hemen Dütün fertlerini kendi damgasile damg galamıştır; binaenaleyh o bir fert değil, bir şahıstır; ve her İngiliz — nerede bulunursi bulunsun — İngilitere” yi temsil ettiğine kanidir. Bize ne güzel ibret alınacak bir saha! Kâzım Nami GELECEK NUSHAMIZDA BARBARLAR Halit Fahri B. in en yeni şiiri