11 Mart 1935 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

11 Mart 1935 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Venizelos Kirid de Cumhuriyet Hân etti (Başı 1 inci sahifede) mektedir. Ölenler ve yaralananlar .. SOFYA, 10 (Milliyet) — Romadan bildiriliyor: Giritten alınan haberlere göre Ve- ve adamlarının O külliyetli paraya, harp malzeme tayyarelerine mı miktarda rine ve hattâ hai Uk oldukları, bü Trakyayı ve şar yük bir kısmı dukları bildirilmektedir. General Kamenosun kumanda et tiği Makedonyadaki âsiler 45000 as- ker ve 1000 topa maliktir. Amiral Demestikasın (kumanda ettiği âsi donanma adalardan topla - dığı askerleri o Makedonya sahile - rine çıkarmak için (o hazırlanmakta- dır, Bugüne kadar her iki taraftan da Makedonyada ölenlerin ve yaralanan- ların sayısı 2000 i geçmektedir. İsyan nasıl hazırlandı? ATİNA, 10 (Milliyet) — Emni- yeti umumi; riyeti Atina gaze- telerine verdiği bir tebliğde Venize- İosin en sadık arka mebusu © Pistolakisin isyan günü Gi- rilen gelerek (o Atinada bir takım terubatı idare, âsileri tersaneye gö- türecek otomobilleri karısınm kar » deşile birlikte | temin ederek pa - ralar dağıttığını ve akşam dı evvel tekrar Giride gittiğini bildiri. yor, Asileri tersaneye götüren o otomo- ve Plâstirasın kayın bi- edilmiştir. ATINA, 10 (Milliyet) — Türkiye, Romanya, ve Bulgarya elçileri Baş » bakanı ziyaret ederek vaziyet hak: kında izahat almışlardır. x elçisinin başbakanı ziya - zaman yaptığı o beyanatın aynisini Fransız elçisinin de yapaca- ğ: tahmin edilmektedir. iş hazırlanıyor ATINA, 10 (Milliyet) — Kılkış zarb- Hu Porudan tersaneye lunmuştur. i ki bir zırhlı olan Kllaşın topları Ave- şlarmdan Girit | le mevsimidir. Kimbilir içinizden kaç kişi şu dakikada nezledir. In- san s#ıcâklan soğuğa çıkınca veya bir yerde soğuk bava cereyanına maruz kalınca, nezleye tutulur. Buna hiç şüphe yoktur. V ücu - dün hararetinin muvazenesi bir - denbire bozulunca kan vücudün sathina, bilhüssa çok ince ve'na - zik burnun muhati kısmına bü - cum eder. Bu vaziyet nezleye s8e- beb o'wya kâfidir. Nezlenin ora- da vücude getirdiği kan toplanma sı iltihaba yol açar. İltihap denince de tabii akla derhal mikrop gelir. Filhakika nezlenin hakiki menşei havada mevcut birtakım tehlike - siz mikroplardır. Her gün onlar - dan milyonlarca, milyarlarcasını nefes alıp verdikçe yutarız, fakat hasta olmayız. Çünkü burnumuzun muhati kısmı bizi onlara karşı mü- dafan sds Fakat oğuktan kan iücumile hâsıl olan iltihap orada- | ki müdafaa kuvvetinin zayıflama- sını mucip olur. Binaenaleyh ora- da oldukça kuvvetli bir mücadele başlar. Nezle, onu vücude getir - İ mek isteyen mikroplarla vücut müdafilerinin hudutta giriştikleri muharebeden başka birşey değil - di Burnundaki kale - Burnun, vücu- rofun toplarından daha uzun menzilli dr. Yunanistanda sükün ATINA, 10 (Milliyet) — Atina bel diye Londra belediye reisine gön- Gi 'diği bir telgrafta Atina, Pire, Mora yazımadasile bütün eski Yunanistanda intizam ve asayiş berdevam olduğundan gelecek seyyahların eskisi gibi hüsnüka- bul göreceklerini bildirmiştir. .. Sevkiyat durdu ATINA, 10 (Milliyet) — General Kondilis şimdiye kadar Selâniğe gönde- rilen askerin fazlasile âsileri imhaya kâfi olduğundan artık sevkiyata nihayet ve- rilnesini hükümete bildirmiştir. Dünden beri sevkiyat yapılmamaktadır. Fenerleri yanmıyan vapurlar ATINA, 10 (Milliyet) — Bahriye Ba- kanlığı dün tebliğ ettiği bir emirde fe- meden ından kaptan ve sahip- lerinin emrin haricine çıkmamaları bildi. rilmiştir. . Bir general tevkif edildi ATINA, 10 (Milliyet) — Uçüncü or- du sabık kumandanı general Kiados ika- met etmekte olduğu Agrinion kasabasm- da tevkif . Selâniğin bombardımanı ATINA, 10 (Milliyet) — Selânikten bura gazetelerine gelen telgraflarda âsi- leri imba edecek taarruza hazırlık olan ilk bombardımanın başlamış olduğu ve tayyarelerin de bombardımana iştirük et- tikleri bildiriliyor. General Kondilis ileri giden kıtantın başmda bulunmaktadır. .. OTaymisin bir makalesi 'ATINA, 10 (Milliyet) — Hükümeti takviye için ehemmiyetli siyasi bir hare- ket mevcut olduğunu O Atina matbuatı teyit etmektedir. "Taymis gazetesinin Venizelos aleyninde yazılmış makalesi b. kov. uyma ile karakteristik bir alâkası olduğu da tah- min edilmektedir. , Gazeteler ne diyor? ATINA, 10 (A.A.) — Atina Ajansı bildiriyor: Bütün matbuat hemen tekmil Avrupa gazetelerinden gelen dostluk tezahüra- tanın ehemmiyetini ve bilhassa Balkan antantının Asanüdünü kayıt ve işaret etmektedir. Mesaje Daten (Messager d'Athenes) gazetesi inde diyor ki: 'unanistanın kanuni hükümetinin isyan hareketine karşı yapmak meburi- yetinde bulunduğu mücadelede, iki bü- yük istinatgâhi vardır: Dışarıda, hükü- met ve efkârı umumiyelerin tezahüratı artmakta olan müttefik teveccüh ve mu- habbeti, memlekette de nizam ve birliğe karşı suikasti takbih eden bütün vatan- daşların sadakati, Bütün komşu devlet- lerden, bütün dost (devletlerden gelen tezahüralın ehemmiyeti kimsenin gö - zünden kaçamaz. Bu dostluk şebekesi, Yunanistanın bütün dikkati her şeyden evvel dahilde nizamı iade lüzumuna çevi- rilmiş olduğu bir sırada, onun etrafta bir emniyet duvarı il tedir, Gerçi, Yunanistanın yakın veya uzağın- da, onün sıkıntılarından istifade etmeği “düşünecek kimse yoktur, fakat fikirlerde, devletler arasında barışın müdafaası hakiki bir tesanüt teşkil eden bu gayri kabili inkâr terakkiyi sena ile yadetmek de lâzımdır. Balkan antantı misakının mü hem olduğu nizamda iştirâk prensipi bundan böyle zaruret halini almıştır. Gazeteler bilhassa OB. Titülesko'nun beyanıt'nın ehemm'yetini kaydediyor - İsr D ğer Gbetten bütün gazeteler bü- &ön dünya #matduatmım — Venizelos'un di ketine karsı olan taki dün bir kapısıdır. Vaktile orta za- mandaki kale kapılarından nasıl yiyecek, içecek, sair levazır-** ser İ besiçe giriyordu ise hava da vur- İ numuzdan içeri öyle serbestçe gi - rer. Fakat birincilerde olduğu gibi | ikincilerde de bir t..':ş ve kontrol İ muamelesi vardır. Bu kafile ile be raber düşman unsurun içeri gir - memesi lâzımdı.. Şayet girmişler ise, onları bemen silâhlarındar. x- yırmak ve kendilerini fenalık et - miyecek bir hale getirmek icap eder. Burnun vücuttaki vazifesi budur. Mademki orta zamanlar - daki kaleleri misal almıştık. Bu misalimizi burna tatbika devam e- delirı. O vakte ait vukuatı okuyan lar Ulirler ki orta zamanda bir şa toy. mi: ler, dostane bir ziyaret k cile gelseler, yine dosdoğru . ,sri sokulmazlar, çar - puk çu. « birtakım keçi yolların dau rilir, Yanındaki rehber on lara © şmanl için kurulmuş ka- pani .ı, tuzakları kolayca atlattı - rır, Kalenin içinde de uçsuz, bu - caktız koridorlar ve dehlizlerden dolaştıktan sonra ancak şato sahi- binin yanına varılırdı. İşte burun delikleri de tıpkı bu esasa istinat eden tertibatı hav: Hava ora - daki bütün yolları bilir, tuzakları, kapanları atlar, onunla birlikte ge len düşmanlar, mikroplar ise mu- ayyen yerlerde takılır kalırlar, içe riye nüfuz edemezler, Vücudün her tarafında olduğu gibi oralarda da vücudün muhafız askerleri, ka- nım beyaz küreyveleri lenfavi ev- iye içerisinde kol gezmekte, dolaş- maktadırlar. Binaenaleyh mikrop- ların bu kadar iyi müdafaa terti- bötr alınmış bir kaleden içeri g'”- meleri o biç şüçhesiz çok müş - küldür. Girenler de beyaz kürey- veler tarafından öldürürler. Fakat soğuk neticesi kan toplanması do- b ywile müdafaa tertibatı zayıfla- mış olduğu için düşman, yani mik- roplar ilk siperleri işgal ederler. Müdxfaa Kuvvetlerinin faaliye- te geçmesi — Vaziyet yukarıda ta rif ettiğimiz şekle girdi mi, vü - cuttaki müdafaa kuvvetleri faali- yete geçerler. Onların faaliyete geçtikleri vücutte başlıyan hararet ten bellidir. Kan damarları, teh - dit edilen noktaya mütemadiyen küreyve getirirler, Burnun tıkan - ması, kaşınması ve başın ağrıması buna delâlet eder, derken kürey - manayı tebarüz ettirmektedirler. «Venizelos delice hareket ettir . PARIS, 10 (A.A.) — Yunanistanın Paris orta elçisi B. Politis, £ Ekselsior şu beyanatta bulunmuştur: 'enizelos dostlarını çok elim bir surette hayret içinde bırakmıştır. Zira dahili bir harp çıkarmak için giddi hiçbir sebep görülmemektedir. Venizelos delice hareket etmiştir. Hükümet denize hâkim duğu zaman, isyan nihayet bulmuş ola- caktır. Bu acıklı tecrübe, hiç olmazsa, | €iddi bir barış zımanı teşkil eden Balkan MİLLİYET PAZAR 11 Çocuklar, bu mevsimde | nezleden korununuz! İnsanlar nasıl nez.eye yakalanır,nezleye!| vaka andınızsa ne yapmalısınız ? İstanbulun bu mevsimi tam nez | veler di an mikroplar üzerine saldırırlar ve akmtı başlar. Bu a - kıntı mücadelede ölen mikroplar - la be;-x küreyvelerder buşka bir şey değildir. Muharebenin devamı — Bazı | hallerde zafer kolaylıkla temin edi lemez. Nezle bu-unda yerleşir ka- lr. Yani muhati kısmın bir par - çasında iltihap devam eder. Bu - nun neticesi nezle burnun yakinin deki diğer uzuvlera meselâ nefes borusuna bulaşır. Mikroplar bur- nun nihayetindeki oyukluğa ve yü zün kemiklerine dağılır. Oralar - da (simsite) denilen hastalığı, bur nun kanalları vasıtasile gözlere hü cum ederek orda da (konjonkti- vit) denilen rahatsızlığı, Nefiri Os taki'e ve kulak sandukasına gire- rek kulak rahatsızlıklarını vücu - de getirir. Derken burun ifrazatı geriden boğaza akmıya başlar. Mik roplar bu vasıta ile boğaza ve <i- ğer borusuna gider. Ses kısılır, 5k- sürük başlar. Halk o zaman (Nez- le göğsüme indi!) tabirini kalla- nır, Kat'i zaferi nasıl temin etmeli? Nezle olmuş adam evden çıkma - malı, yani tekrar soğuk ( almıya kendini maruz bırakmamalı, sıhhi kaidelere riayete daha ziyade dik kat etmeli, sıcak şeyler içmeli ve istirahat etmelidir. Eğer böyle ya- parsa ilâca dahi hacet kalmadan birkaç gün içinde kendiliğinden iyi olur. Şayet bazı antiseptik toz- lar kullanılacak ise bunların tah - rişi mucip olabileceklerinden sa - kınmalıdır. En iyisi burnu içinde kokulu bazı şeyler kaynatılmış 6r- cak su ile yıkamalı, yahut burnu içinde okaliptüs yaprağı kaynatı - len su buharına tutmalı veya bazı “ila yağlarla yağlamalıdır. Burnunuzu fazla silmeyiniz — Birçok tecrübe sahipleri nezle için şu esası koymuşlardır: Bir insan burnunu ne kadar az silerse nez- lesi o kadar çabuk geçer... Bu çok doğrudur, kanın toplanmasile büs- bütün rakik ve nazik bir bale gel- miş olan muhati gışann serbesti- sine ve hassasiyetine fazla müda - hale etmek hiç te iyi netice ver- mez. — e Dünyanın en büyük heykelleri Altı bin kadem yüksekliğinde, tepesi granit kayalarla örtülü Ros mor dağı Amerikanın en güzel, fa kat en vahşi havalisindedir. Ame- rikalılar bu dağın tepelerinde 927 yılındanberi granitleri oyarak A - merika devletini kuran dört bü adamın, Vaşington, Cefersin, Lin- | koln ve Ruzveltin heykellerini ya- pıyorlar. Eserler meydana çıkmak üzeredir. Her heykel belinden te - | pesine kadar altmış metre uzunlu» ğunda olacak, meselâ, Vaşingto - nun çenesinden tepesine kadar o- lan yüks .klik Leş katlı bir evin ir- tUifamı bulacaktır. Çok dik bir ya- maç üzerinde çalışabilmek için bü tün fenni vasıtalar tatbik edil - mektedir - Wi — Pl Milli fabrikalarımız fakir am ele çocuklarını unutmayor. Uruguvay Ve Paraguvay Gazetelerde arasıra okursunuz. Cenubi Amerikada o Urugvay ile Paraguvay hükümetleri arşımda Şako denilen bir yerde muharebe- ler oluyor. Cümburiyatle idare edi- len bu iki hükümet hakkında bir az malümat verelim. Paraguvay evvelce İspanyaya aid bir müstemleke idi. Fakat bir hayli muharebelerden sonra 1811 de istiklâline kavuştu ve cümhu - riyet şekline girdi. 457000 kilomet re murabbaı sathi mesahası, bir milyon kadar nüfusu vardır. Yani kilometre murabbaıma aşağı yukarı iki kişi isabet eder. Abalisi yerli- lerden, melezlerden ve muhacir - lerden mürekkeptir. Yarı medeni olan ahalisinden bir kısmı Para- guay nehri boyunda otururlar, Mü tebakisi Şako denilen ovalara da - ğılmışlardır. Şako yerli lisanda (Avyeri) demektir, Çünkü yerliler bu ormanlık yerde av hayvanı vura rak geçinirler. Memleketin cenubu bataklık bir haldedir. Ahalisi en ziyade nehir boyundaki şehirlerde, bilhassa neh İ rin sol sahiline toplanmışlardır. İ- dare merkezi ve en aklabalık şeh- ri Asonsiyondur. Yüzbin nüfusu vardır. Diğer şehirler âdeta kulü - belerden mürekkeptir. Memleket en ziyade Amerika çayı ve porta- kal ihraç eder. Amerika çayı püsküle benziyen bir ağaçtır. Portakal ağacı büyük- lüğündedir. Portakal ağaçları mem lekette büyük ormanlar teşkil e - der, birçok yerlerde de yaban por takalları vardır. Şakoda hayvan, koyun ve beygir beslenir. 250 ki- İometre kadar demiryolu vardır. Urugvay nehrinden o Asonsiyona kadar büyük gemiler işler. Urugvaya gelince, bu hükü. met te 1830 da Cümhuriyet şeklini almıştır. 186000 kilometre murab- bar mesahası ve birbuçuk milyon nüfusu vardır. Kilometre murab - baıa sekiz nüfus isabet eder, A - halisi melezlerle ecnebilerden mü- rekkeptir. Eski yerliler muharebe- ler yüzünden veyabud başka ırk - larla ihtilât ede ede ortadan kay - bolmuşlardır. İdare merkezi Mon- tevideodur. Yarım milyona yakın nüfusu vardır. Şehir son derece muritazamdır. Geniş sokakları, bü yük ve süslü balkonlu evlerile Montevideo cenubi Amerikanın Almanyada modern bir mektep modern şehirlerinden biridir. Urugvayda çok at beslenir. A- razisinin şüzde # şı otlaklır. Ancak yüzde beşinue çift sürülür. Memleket ihracatının yüzde dok - sanbeşi hayvan mahsulüdür. Mil - yonlarca koyun ve sığır yetiştiri » lir. Et konserveleri yapan, et su - yu hülâsaları çıkaran fabrikaları MİLLİYET PAZARTESİ Küçük Cemil Taharri memuru Küçük Cemil polis mesleğine girdikten sonra içinde büyük bir gurur duyuyordu. Kendisini merkezlerden birine vermişlerdi. On, on beş gün kadar bir vakit geçmişti ki, bir gün ko - miser öteki polislerle beraber, kü- çük Cemili de çağırdı. Komiser pek asabi görünüyor. du. Polislerle beraber Cemil de i - çeri girip selâm verdiler ve emir beklediler. Komiser bir müddet bir şey söylemedi. Sanki söylemek is- tediği şeyi zihninde toparlamağa çalışıyordu. En sonunda birden bi- re yumruğunu masaya vurdu: — Efendiler, dedi, sizin tembel- liğiniz yüzünden hapishane bom bo; duruyor. Siz memlekette hiç Dokuma Fabrikası (Bağı 1 inci sahifede) Çi diği yüksek kaliteli pamukiarım uk ziraatıma elverişli bir şo bulunan yuruumuzan yeuş lik Adana, Ege ve Eski | ve çauşına nayli ilerici akasında Şiz, yet veramj VE € isteğin tahaksal ge ve Snkarya W 1434 senesinde düş Bişüği bumuş olacaktır. Yurdun Zi. ekönorin bakımından çok mübiit mi hiyet arzeden pamuk ssiah işin le muhtaç olduğu kacuni mu€ bir an evvel tesi için bu kadi si hazırlanmıştır. , sanün yroyeemın caaslarına BÖ raat Bakanlığı ekilecek “ Bu tayin etmeğe ve bu çeşitleri Şi sinin ekimini menetmeğe albiye, g caktır. Bakanlığın tayin edeceği ekimi mıntakalarında çırçır © kanlığın tayin edeceği pamuk $ den başkası çırçrlanamıyocaka ek.mi mıntakalarında yetişen Kut.üler gereken yer ve zamaBÖ, dan doğruya bakanlık veya tav&€ ği bankalar tarafından al kanlık lüzum gördüğü yerlerde leri kurabilecek, işlet.Dbilecek VE çırçırı satın alabilecek, yeniden $ İeri kurulmasını yasak edebil meyanda pamuk alışverişinin linde yapılması mecburiyetini bilecektir. z Bakanlık eline geçen Çiğil rayanını tohumluk, yaramayan gi mış veya yağı çıkarıldıktan halinde hayvan yemi olarak P teyenlere verecektir. Bu kanun hükümlerine edenlerden 300 liradan 590 para cezası alınacaktır. Alİ murlarının vereceği raporlar ÜZĞ! hallerindeki idare heyetlerince İL Junacak kararlarla tayin si den başka diğer pamuk çeşi! karışığını ckenlerden bu cez8 beraber tarlalarındaki il rafları kendilerine ait olmak men söktürülecektir. Bur masif bi tarafından verilmezse BaksSiği rafları bütçesinden ödeyerek tahsili emval kanunu büküs | alacaktır. Proje kanuniyet sonra Bakanlar Heyetinin vE hırsızlık olmuyor mu zannediyor- sunuz? Hepiniz karakola toplan - mışsmız, çan çan çene'yarıştırıyor sunuz. Eğer hapi bom boş duracaksa, artık bize ne vazife ka lır? Bir giimpaydes derlerse bura- dan çıkıp ne iş yaparız? Şimdi he- piniz bir istikameti tutun, etrafa göz kulak olun. Mutlaka bir hır - $ız veya yankesici bulup getirin. Haydi bakalım, iş'başma, marş marş! Komiserin bu sözüne itiraz et - mek kimsenin haddi değildi. E - miri alınca tekrar bir selâm ver - dik. Sola dönüp, odadan çıktık. Hepimiz bir tarafa (o dağılmıştık. Kendi kendime hem yürüyor, hem düşünüyordum: — Komiserin hakkı var, diyor- | dum, hapishane manevi bir temi- nat sayılır. Başkalarma kötülük yapmak istiyen vatandaşlar, ha - pishaneyi gözlerinin önüne getire- vek bu niyetlerinden vazgeçerler. Böyle yürüyüp giderken, bir de ne göreyim, ileride iki kişi bir şey- lerle uğraşıp duruyorlar. Bunların yüzlerinde ie maske vardı. — Tamam, dedim, bunlar hır- sız, bankayı soyacakler, kendileri- ni belli etmemek için yüzlerine maske takmışlar. Birinin elinde destere, ötekinin elinde burgu, yerdeki bir çanta - nın içinde de çeşit çeşit âletler var dı. Yavaş yavaş yanlara yaklaş- tım, Beni görünce evvelâ durala- dılar. Fakat hensen kendilerini to- parladılar. İçlerinden bir tanesi dedi ki: — Polis efendi, sakm bizi hır- sız sanmayın. Biz bankanın me - murlarıdanız. Arkadaşlara bir 0- yun yapmak istiyoruz da.. Yanındaki da ilâve etti: — Efendim, dedi, maskeli ba- loya gidecektik. Yiyeceğimizi ban kada unuttuk girip alacağız, bize yardım etmez misiniz? Düşündüm. Belki doğru söylü- yorlar, belki yalan.. Her halde yan larında bulunmak, bu adamları yal niz bırakmamak daha muvafık - tı. — Elbette yardım ederim.. — Öyle ise siz şu pençerenin al tına eğiliniz. Biz sırtınıza binerek pençereden içeri girelim. Eğildim, artıma binerek içe - ri girdiler. Az sonra içlerinden bir tanesi bana bir torba attı: — Al, dedi, bu da senin hak - km! Bir de baktım ağzı bağlı tor - Daim içi tıklım tiklım altın dolu idi. Hırsızlar yine sırtıma binerek bir talimatname ile tatbik o BR! Kurban kese€* vatandaşlar Memleketimizin hava iğ sına çalışan Tayyare Cemi” düşkünlerin yardımına her 6 şan Hilâliahmer Cemiyetin$i İİ sesiz çocuklara şefkatle mayeietfal Cemiyetine; çek bir yardımda bulunmuş — ol gin: Karbanmızı veya Tayyare Cemiyetine © tebefi niz, Kurban kestiğiniz takdi risini, her halde barsağile Tayyare Cemiyetine verimi” Bi ml ve vatani os yıkile ifası için âzami bulunacağınızdan eminis- indiler. Hep beraber tanesi: — Torbayı taşıdığını? teşekkür ederim, dedi. ol Benim yerime başkas!.* zardı. Hem göz önünde yapsınlar, hem de çaldık!” ği ları insana taşıtamlar. Me? me? Bana! Bir polise, mümessiline! Ben kızmadım: ; — Ne zararı var efi taşırım, dedim. A Bir müddet yürümüştÜf yyf dan bunları nasıl etsem la götürsem, diye düşü”. gü Ikisi de iri yarı, güçlü # sanlardı. Boğuşmağa beni paralarlardı, Ben de nürken, meğer komise” koldan çıkmış, acaba biZİS, larda hava mı alıyoru” iye zifemizi mi yapıyoruZ trol ediyermuş. Hırsızlar önde, be” ire hu, ini elini tabancasına ye Sol elini ağzma si ols” halde muvaffakıyetime “ti retinden ileri ire İğ kooiğari karlı istediler. Fakat ne! lerdi? Kurşun hemen 9” yetişirdi. Netekim Komiser derhal hırsızla” geçirdi” okşadı intakmuarında pini gelişime

Bu sayıdan diğer sayfalar: