ğ i Ni ary MİLLİYET CUMARTESİ 16- ŞUBAT 1935 BİLLİYET'in Tefrikası: 24 sıvışmıştı, Dalda Hülâsa ntoma - Hırsız namile maruf ©- lan Marten Dal hususi bir baloda ga- yet garip bir hırsızlık #akasının içine karışmıştır. Çalman şey ev sahibi Ma- dam Koverlihin yeşil elmas:dır. Bunu Brima isminde bir genç kız aşırmıştır. Maksadı şudur: Çünkü — bu yeşil el- mas Cimi Barinjer isminde bir adamın katledildiği gece bunun —üstünde idi. Ve elmasın bir parçası da cinayetin ol- duğu yerde bulunmuştu. Brina bu mü- cevheri tekrar elde ederek kendisini kurtarmak istiyordu. Halbuki mücev- her tekrar ortalıktan esrarengiz bir şe- kilde kaybolmuştur. Bunu acaba ev sa- hibi Koverlih aşırmasın? — Fakat neden bu adam böyle bir hırsızlığı yapacak- tır? İşte Dal, şimdi genç kıza bir yar- dım olmak üzere Koverlihin arkasını takip etmiş ve onun da bir gece Cimi Barinjer'in katledildiği daire de aynı şe- kilde vurulduğunu görmüştür. Dal şim- di K n'urn evine gitmiştir. | — Niçin imdat istiyecekmişim? — Mevkufu indirmek ve araba- 'ya koymak için... İki adam onu pek alâ götürebilir. O zaman kelepçe- yi çıkarmağa da hacet kalmaz. Sumers kendisine şöyle biçim - siz bir nazar atfetti. Kondon'un bu sözlerinde gizli bir — istihza saklı Nakleden: M.F. Kondon içeriki odaya gitmiş oradan meydanda yoktu Burası bir yatak odası idi. Her şey darmadağındı fakat Kondon içer- de değildi: Sumers odanın diğer tarafında bir kapt — gördü. Oraya koştu. Burası bir banyo dairesi idi. Penceresi açıktı. Sumers pencereye koştu. Baktı. Bu pencere evin etra- fını dolaşan bir balkona bakıyor- du. Kondon gözükürlerde yoktu. Sumers'in ağzından bir küfür çık- tı. Sonra Dal'ı bıraktığı odaya dön- dü. Kapının eşiğine — gelir gelmez, durakaldı, ağzından büyük bir çığ- hık çıktı. Biraz evvel — Fantoma - Hırsızın uyumakta olduğu koltuğa gözlerini dikti. Şimdi — bu koltuk bomboştu. Sumers ne yapacağını şaşırmıştı. Dört bir etrafı tetkik et- ti sonra gene koltuğa bakmağa baş ladı. Boğuk ve ahenksiz bir sesle: — Gitmiş... dedi... fakat nasıl? Kelimeler boğazında kaldı. Elindeki kutuya baktı. Bu yeşil elmas parçasinın onca artık hiç e- hemmiyeti kalmamıştı. Onun için yakalamaktı. Birden kederli yüzünde bir se- vinç ışığı yandı. Hiç kimse, hattâ Fantoma - Hırsız bile, elleri arka- sında kelepçeli olduğu halde çok uziğa gid di. Telefona hücum âdi. — Mül 1, dedi, mademki siz de burad niçin gazeteci- leri, fztoğrafcıları da davet etmi - yorsunuz? Şimdi kuduracak derecede hid- detli idi. O vaktile Fantoma - Hır- sızı yakalayacağına yemin etmiş- ti. Şimdi de bu işi tek başına ba - şarmağa muvaffak olmuştu. Uyuyan bir mevkufu zincirle bağlayarak polis karakol sev - ketmek doğru bir şey değildi. Her kes kendisile alay edecekti. Kondon: — Mademki, _dedi benim nasi- etti. Bağıra bağıra — bazı emirler verdi. Birkaç dakika sonra yüzler- ce göz elleri arkasında kelepçeli olan bir adamı arayacaklardı. Bu çok basit bir şey olacaktı. Şapkasını aldı ve koşarak oda- dan çıktı.. Kapı arkasından gürül- tü ile kapandı. Telâşı arasında te- lefon ederken masanım üzerine bı- raktığı altın kutuyu almağı unut- muştu. Sumers gittikten sonra oda- nın kapısı yavaş yavaş açıldı. Fan- toma-Hırsız - içeri girdi ve doğru hatlerimi dinlemiy Bura - da bulunduğumuz müddet zarfın- da gözlüklerini çıkarıp hakikt hü - viyetini neden meydana çıkarmı - yorsunuz? — Bunu bi'âhara yaparım. Bu- nu yaptığım zaman bir iki polis unun şahit olarak bul sını arzu ederim. — Öyle ise bana müsaade edin de gidip giyineyim. S in cevabı h tu halin- ya gitti. Altın kutuyu almak için elini uzattığı vakit bileğinde çelik bir kelepçe sallanıyordu. Onik'nci kısım Eldeki kelepçe' r En alt kata geldiği zaman Dal omuzlarını kaldırmış, bağ ke- narlı gözlüklerini cebine koymuş ve üzerinden — Fantoma - Hırsız de çıktı ve hiçbir şey anlaşılmadı. Zaten Kondon da odadan çıkmış- tı bile... po'is hafiyesi — gözlerini Dal'ın üzerinden ayırmıyordu. Hep 'ayni yerde, ayni vaziyette durmak, Fantoma - Hırsızın uyan- masını beklemek hiç te hoş bir şey değildi. Sumers bir koltuk almak ve oturmak istedi serbest olan ko- lunu uzattı fakat koltuğa yetişeme- di. Fantoma - Hırsız bu vaziyette saatlerce kalabilirdi. Utanılacak bir haldi bu... Sumers allah verede gazeteciler bir şeyden kuşkul t atmıştı. Ceketinin cebine soktuğu sağ ko lunda iki çelik yuvarlak vardı. Bi- risi sağ bileğinde kilitlenmişti. Di- ğeri kısa bir zincirin da salla- en mühim mesele Fontoma-Hırsızı Yur;ldı hava vaziyeti Karsta bir metre Kar var! KARS, 15 (A.A.) — İki gün - " den beri şehir ve civarına şiddetli kar yağmaktadır. Birincikânundan şimdiye kadar yağan karın kalınlı- ğı bir metreyi geçmiştir. Bu yüzden gidip gelme hayli güçleşmiştir. TRABZON, 15 (A.A.) — Trab zon ilk karı dün gördü. Sabaha kar şı başlayan kar devam etmiştir. Fırtınadan telefon telleri bozul - muştur, Şiddetli kış birdenbire bas tırdığından bugünkü yeni yol alâ- kadar teşkilâtları yoksullara yardı ma çağırmıştır. ERZURUM, 15 (A.A.) — Dün “akşamdan beri şiddetli bir yağmur ve kuvvetli lodos fırtması esmek - tedir. Erzurumda bu mevsimde yağmur hemen hemen görülmediği için hayretle karşılanmaktadır. Ucuz ayakkabı Ayakkahıcılar bir koope- ratif teşkiline karar verdi Ayakkabıcılar cemiyeti dün sa- at 13 de, Çarşıkapıdaki cemiyet merkezinde yıllık kongresini yap - tı. Kngreyi cemiyet başkanı Bay Nuri açtı. Evvelâ idare heyeti, son- ra mürakıp heyeti raporu okundu. Raporlar kabul edildikten sonra, yıllık bilânço tetkik edildi ve iyi görüldü. Bunlardan sonra kooperatif şu- besi azaları tarafından bir teklif yapıldı. Bu teklifte deniliyordu ki: — Cemiyet perakende ayakkabı satmak için bir şube açmalıdır. Bu- rada hem ayakkabıcılar cemiyeti - nin reklâmı yapılabilir, hem de halka ucuz ayakkabı satılır.,, Yapılan bu teklif alkışlar arasın da kabul edilmiştir. Verilen karara göre, idare heyeti tetkikat yapa - cak, şehrin en uygun yerinde bü - Bundan sonra yeni idare heyeti seçimine geçildi, eski idare heyeti olduğu gibi yerinde bırakıldı. Ye- ni idare heyeti gene eski başkan Bay Nurinin riyasetinde teşekkül etmektedir. Evvelce üç kişilik olan idare heyeti dört kişiye çıkarılmış- tır. Bundan sonra, idare heyeti a- zalarının huzur haklarının kaldı - rılması yolunda bir teklif yapılmış bu teklif te alkışlarla kabul edil - Cemiyet nizamnamesinin tadili gelecek kongreye bırakılmıştır. Ge lecek kongre 15 gün sonra yapıla- caktır. Ziraat amelesi için lâyiha ANKARA, 14 — Ziraat Vekâle nıyordu. Dört bir etrafına dikkatli dikl tinden ziraat lesini himaye için bir lâyiha hazırlanıyor. Bir nevı zı- l baktı. Görünürde hiçbir tehlike yoktu. Herhalde Sumers, Fantoma Hırsızın şimdi daha uzaklarda ol- ©. masalar diye dua ediyordu. Dal'ın üzerinde derin bir uyku- ya daldığı koltuğa baktı. Bu çok sağlam yapılı bir şeydi. Fantoma- Hırsızım sol kolu aşağı doğru sal- lanmıştı. Sumers ihtimamla bu ko- hu tuttu koltuğun arkasına getirdi, sonra cebinden çıkardığı küçük bir anahtarla kendi sol kolunu hırsızın sağ koluna rapteden kelepçeyi aç- dı. Öbür kolu da serbesleyince Dal ı sol elini tuttu, bu el nemli ve so- gükta. Az sönraktşdi Üileğinden £ zmn sol koluna. ,taî;mışu. Sumers n;. hat bir nefes aldı. Dal'm iki eli ar- kasından bağl İ rai iş l lacak olan bu proje hakkında ziraat enstitüsündeki pr: fesörlerin de fikirleri al kta - MEMLEKETTE Trabzonda çarşaf ve peçe ile mücadele TRABZON, 15 (A.A.) — Şeh- rimiz gençlerinin teşebbüsü ile dün yapılan bir toplantıda, Türk kadı- nının saylav seçtiği ve seçildiği be- lediye ve umumi meclislere aza o- lârak girdiği bu günlerde kadınla- rımızın hâlâ çarşaf ve peçe taşıma- larının doğru olmadığını kararlaş- tırmış ve bu yolda hazırlanan di - lek kâğıdı hali içtimada olan bele- diye başkanma verilmiştir. Belediye meclisi başkanı bu dile ği belediye meclisinin ruznamesine almıştır. Dilek idare encümenine Hayat uzun bir uyku, â$7| | da onun rüyası imi$ş'| Ben, pek rüya görmem. Görsem de çoğunu aklımda tutamam. Fa- kat gördüğüm rüyalar içinde öy - leleri de vardır ki unutamam. İlk gençlikte görülen rüyalar gibi.. Bir takım kimseler, gözlerini kapar ka- pamaz, hattâ bazan, gözleri açık- ken rüya görürler. Hani herifin bi- verilmiş olup belediye li ilk toplantısmda müzakere edil - rek bir karara bağlanacaktır. . Adanada peçe ve çarşaf yasağı ADANA, 15 (A.A.) — Şar mec- hsi dün saat on beşte şubat devre- sinin son toplantısını yaparak da- ğılmıştır. Bu toplantıda çarşaf ve peçe yasağı hakkında encümenin yeniden hazırladığı mazbata okun muş ve sözbirliğiyle kabul edilmiş- tir. Yasak 16 mart 1935 gününden başlıyacaktır. Trabzon tayyare cemiyetinde TRABZON, 15 (A.A.) — Tay- yare Cemiyeti kadınlar derneği fa- aliyetini genişletmiş, fırka teşkilâ- tı gibi mahalle ocak ve yuva teşki- lâtına başlamıştır. Kadınlarımız bu teşkilâta seve seve girmektedirler. Az zamanda pek çok aza kaydedil miştir. Fındık satışları TRRABZON, 15 (A.A.)— Dün borsada tombul fındık 24 kuruşa arzedilmiş ve 23 kuruşa talip bul- muştur. Fiyat.ar müstakar bir hal- dedir. Satıcılar piyasaya mal arz.t miyorlar. mevcudu çok az olduğundan piy ve n si bekleniyor. Trabzonda büyük bir ilk mektep TRABZON, 15 (A.A.) — Hu- susi idare beş bin liraya büyük bir ilk mektep binası satın almıştır. Ya kında yeni mektebin açılması ya - pılacaktır. Adanada grip salgını ADANA, 15 (A.A.) — Grip sal gını şehrimizde de genişlemiş ve o- kullar bir hafta tatil edilmiştir. Sıvasta Behram Paşa suyu SIVAS, (Milliyet) — Sıvasın belli başlı ve yıllardanberi temiz ve sıhhi şeraiti haiz olarak içilen i- ki suyu vardır. 1 Kepenek 2 Behram paşa suları. Kepenek suyu, bütün halkın istifade edebilmesi için demir bo- rularla şehre, — indirilmiş büyük çeşmelerle mahalle aralarına tak- ılıııı edilmiştir. İlkbaharda da bele- dır. iyenin su için çizdiği plânlar dai- resinde yürünerek yani mahalleler çeşit anahtarlar kilitler asılı idi. Masamsı bir şeyin üzerinde bir te- lefon makinesi duruyordu. Dal te - ştı. Bu vaziy hiçbir hareket yapamazdı. Polis ha fiyesi de rahatsız vaziyetten kurtul ştu. Uyuyan adi y nı bekliyecekti ve onu kendi elile polis merkezine teslim edecekti. Şimdiki halde Dal'ın çok derin bir uykuya daldığı anlaşılıyordu. Su- mers gözlerini, Fantoma - Hırsızın üzerinde bulduğu küçük altm kutu- Kutuyu açdı. Ve içinde bir yeşit elmas parçası görünce birden titre- di. Kendi kendine: — Yeşil elmas... yeşil elmas... diye mırıldanıyordu. Elirede kutu olduğu halde, biraz evvel Kondon' un girdiği odaya doğru gitti. Kapı- yı açtı ve: ; — Mösyö Kondon! diye bağırdı. Hiçbir cevab alamayınca Sumers bir kere Dal'ı iyice süzdü. Fanto- ma - Hırsız iki eli arkasında bağlı olduğu halde, saatlerce — süreceğe benzeyen bir uyuşukluk içinde idi. lefonu açtı. Küçük Trianon'un nu- marasını verdi. Cevap veren Metr- dotel'e: — Lütfen salona bakınız acaba birisini bekleyen bir genç kız var mı?. Orta boylu ince bir kız, koca- man, kurşuni gözleri var, ufacık kalkık bir de burnu var. Orada ise lelş_fona gelsin, ona bir şey söyliye- ceğim, Birkaç dakika sonra Brina'nın heyecanlı sesini işittiği zaman: — Brina, dedi. Ben, Marten Dal.. Evet her şey yolunda.. Fakat biraz geç lllllı'ilğl!lı galiba... Beni biraz bekler misiniz?.. Soara telefonu kapadı. Elini hâ- lâ cebinden çıkarmamıştı. İhtiyara döndü ve: |— Müşkül bir vaziyete düştüm. diye itiraf etti. Bana yardım eder- misiniz?,. a— Eğer olimden birçey gelirie, sus, Mersin ve Antalya ile Izmirde tat- kik seyahati p: n Yüksek iktisat fakültesine mensup 37 talebe; başlarında muallimleri Bay To- go bulunduğu halde Antalyadan bura- ya gelmişlerdir. Gençler; — vilâyetin köy bürosunu ziyaret ederek örnek köyleri ve vilâyet köylerinin beş yılda i temin ede- cek olan proje hakkında malümat almış- lardır. Gençler; Urlanın Kızılbahçe örnek köyünü, köydeki kredi - kooperatifini, spor meydanını okuma odasını ilk mek- Hi tel d ri, arkadaş — Bugünlerde büyük bir para- ya kavuşuyorum.. Müjdesini ve - rince öteki sormuş: — Ne 0? Yoksa mirasa mı ko- nuyorsun? — Hayır, ama karımla benim görülmüş-güzel rüyalarımız var.. demiş. Içimizde, rüyalara bel bağlaya- rak, gaipten hazinelerden büyük servetler bekliyen keskin kurun - tulu kimseler eksik değildir. - Meselâ rüyada yumurta görmek bizde muhakkak surette ele para geçeceğine delâlet eder. Halbuki, hıristiyanlara göre, yumurta yalan söz demektir. Rüyada bit görmek, bir bakıma para, bir bakrma da sı- kımntı ile tabir edilir. Vaktile, osmanlı paşalarından biri rüyaya çok meraklı imiş, ken- disi için, iyi rüya görenlere bol bol ihsanlarda bulunurmuş. Bir gün herifin biri, rüyasında paşayı, cins bir arap atına binerken görmüş. Ertesi sabah, yemeyip içmeden ko- nağa koşmuş. Vekilharcı bularak anlatmış: — Paşa efendimizi, — bu gece tanrı hayırlar versin, duru bır ata binerken gördüm. Hayvan, benim elimde idi. Paşayı buyurttum. O da, hızla gelip ayağını üzengiye.. Vekilharç birden bire haykır - — Orada kes!. Sakım hayvana bindirme!.. Biraz sonra, herif paşanın hu- zuruna çıkarılmış. Rüyasını ona da anlatmağa başlamış; fakat ve- kilharcın tavsiyesini unutmıyarak: — Efendimi yağmızı üzengiye koyarken, uyandım, de - miş. Paşa, cebinden bir altın çıkara- rak: — Al şunu... demiş, eğer hay - vana binmiş olsaydım, rüyanın yüz altın değeri vardı. ğ Herif, bunu duyunca; dayana - mi : — Kulunuz bindirecektim ama, vekilharç olacak teres bırakmadı, demiş. Rahmetli Ahmet Haşim rüya i- çin derdi ki: — Beynimizin içinde, her keli - menin bir höcresi vardır. Bu höc- reler, uyku arasında biribirine ka- rıştığı için, karmakarışık şeyler gö Rüya görenler, rüyaya inananlar, " met Haşimin bir sözü ve bütün rüy? | kesilen bir takım, rüyılhf' bilirim. riye benzer kızlar... lar kurulmuş. Çalgılar kiler içiliyor. Derken uya biri yok. Böyle rüyaların rince, içime âdeta ma ker. ç Fakat, rüyaların korkunt ğ ları da vardır: Deniz yüksek bir kapa parçasl... baş döndürücü bir uçurum” sizi bu uçurumdan aşağı ” yor. Yahut ta, bir dağ kurtların hücumuna uğr! Dört tarafınızı eşkiya kaçmak istiyorsunuz, 4Y biribirine dolaşıyor, hep © nuz yerde bocalıyorsunuz: Çocuklar, rüyalarında mektebi görürler. Yangım mektep alev alev yanryor: günü g-lip çatmış, elde S17 Bütün çocuklar hep bir a87 — Smıfta kaldın, sını$t& diye haykırıyorlar. ü Gençlerin rüyası hepsit” yi hdır: Hayali sevgililerle, , andıran bahçelerde, kol Ko y laşılır. Mehtaba karşı, rında sevda yeminleri € da bir, kıskançlık sahneler! gili, başka birinin kucaği? şık, gözünü kan bürümü$; * onları gözetliyor. Derken © İki silâh sesi ve rüyada kâ” cinayet!.. Eski kadınlar, gece vakti, söyletmezlerdi. Mutlaka $07 | cekse, ışığa baktırır: ' î Gündüz niyetine lerdi. 4 Onların itikadınca rüy? mekte değil, yormaktadır: Hayat, uzun bir uyku, 44 rüyasıdır, derler. Gerçel“g ç yanın aşka benziyen tar*', tur. Kimi bu rüyayı, blll’i nuna kadar tatlı tatlı seyf”, mi de korkunç kâbuslarla ” | nün gecesini bitirir. / Rüyada kazanılan şeyhl;" j nın elinde kalsa, hepimiz run) kesilirdik. , Arkadaşlardan biri ge$ anlatmıştı: ' — Rüyamda, bir koca 9ji su mücevher gördüğümüN ji saatimi götürüp Emniyet * P na rehin ettim. n Kuş olup havada uç! müştüm. Ertesi den, düştüm, kolum kırıldi Gayet güzel bir kadıf Ji tiğimizi rüyada gördüğü y si günü, bizim hatun, ağf/ (f lar.dı. Az kalsın, Dimy-tâ £ besi teklerinde bir düz lüğü var. Buraya halk kayak yazı- sı diyor. Bu düzlüğün çevresi kıymetli mü esseselerimiz ve kenarlarında da mahalleler sıralanmış — bir halde- dir. Belediye tarafından hazırlanan ve getirilen borularla burada da su t_ıksîmıtı yapılacaktır. Etrafa a- ğaç diktirmek suretile buraların da ha güzellik verilmesine ilkbaharda gılışılacıkur. Kayak yazısı da a- ğaçlenımış ve suya kavuşmuş ola- caktır. Sıvasta bir piyango çakildi köy ve bural SIVAS, (Milliyet) — Ziyagök tetkikler yapmışlardır. — | Alp okulunun fakir ve kimsesiz ço- " Yılda bir buçuk milyon kilo — tuz, ukl ders İevi ve el- istihsal edilen Çamaltı tuzlasını, Me- | biselerine sarfedilmek üzere oku- nemende Kubilây menkü taşını, büyük | İun himaye heyeti tarafından 2500 Gadir köprüsünü ve B daki ha- | biletlik bir piyango hazırlanmıştı. beleri de ziyaret üşlerdir. Küçük haberler * Japonyanın Ankara büyük elçili- ğine tayin edilen M. İyemasa bu ay ni- Biletin bir tanesine her keseye el- verişli olabilmek için 25 kuruş gibi ufak bir değer konmuştu. Beletler Sıvas ve havalisinde büyük bir is- tekle satılmıştır. Yalnız kazalar- dın.157 ye yakın bilet satılmaya- üyük y olan 55 lira kıymetindeki halı 1813 numaraya çıkmıştır. En iyisi de bu değil mi? Büyük ikramiye nerede kaldı, çıktı, çıkmajdı deyib heyecan sar ları ar erimed böylece başlar, başlamaz çıkması daha iyi oldu. Diğer, numaraların sıra ile okunmasına devam edildi. Ve 204 bilette bu suretle kumaş, saat, kravat, çorab, tablo gibi he- diy !or paylaşıldı. Aydında iki idam kararı AYDIN, (Milliyet) — 932 yılı ilk kânun ayının 28 inci gecesi Çi- nenin demirci dere köyünde otu- ran eski umumi meclis üyelerin- den karacasulu bakkal Mustafayı parası için boğub öldüren Ayni köyden Salih oğlu Ahmed ve kar- duğunu zannediyordu. Hem, esa- Lâyiha Mart da Mecli de bul ürü i i ! zann T K SÖT rürüz. iderken evdeki bulg ;rn,a:,:: :.:-ıayıcıktıuhmdî) ;== verilecektir. SA çeşmeleri de o epen' t"."“'îî" : ı.scuîıüı','rk höcresi, rüzgâr Şorduk 8 g öbür kaldırımına ge;'erken ve bir Antakyaliıl ü inci suyumuz olan Behram pa- eşek lımlılısle v qlrâ'mBır_deh:ıkânz, Higsi gilfel MA bile atlarken için için gülü- BEĞRY AA dün şa da kepenek kadar kuvvetli bir çuyor. Yığı:ıruı:ı ıhöcreıi ’fuıv îıb:ı:: Sol ır;:m benden yordu. Şehirde — bu işe en ziyade toplandılar su olarak bilinmektedir. Bunun da | Şine karışır, gökten fare yağdı Kilar li Üa zörald hayret Edükek Glan adam Sırmda V Sehrimldeki Antakyallar 'dan Ve a G K Yü BOYL B gl Senee MA FT olacaktı. Bu kelepçe hikâyesini bir sabah saat 4 de Hılkev':ı.de topl eh temiz bir hale sokulmasına | * Fakat öte yanda rüyaya inanan n'ı'e“dıııyyl'ı'îı;bii:lrhîz” gün hikâye etmek ne kadar hoş bir | tıda, Istanbulda tahsilde bulu çalışılmaktadır. Ba h da d ( har da var. Uyka alammada görülen | Töelari Ürnikken gö Törük, Antakerahları yit dçiüi ne gibi mir borular sipariş edilmiştir. Boru- bir' cpi . Bt E |görülen | neleri, uyanıkken gö Taksiyi bir, iki kilometre katet- | tetbirler al İlürmgeleceğini ğrkgdiâ;h' Ha işi de beşl tuğanı ileri süredleri " S G t flkten warz çörü. Kakk mlcak bir- | kotuşmuşlardır. Antakyalılar kur- | Şo M gea PRma suya da törniz | — Bea kendi hesalım da evin kapısını çaldı. Epey bekledik- | dukları cemiyette, yeni bir idare he | (, içinde şehre ş olacak: — a;k;m a€ ten sonra ziyaretçiyi tanıyarak git- | Yeti seçmişlerdir. K piyangosu noter önünd salon iki kişi tarafından yaP ti, kapıyı açtı. Bu, çıplak başlı, :ı— i , Sıvasta kayak yazısını larmdâ ve oldukça kalabalık bir se- Zıım dd:::’" raporu ile belli vi ve sert gözlü ihtiyar biı_'.adımdı. Ö:nek koy?e nde talebe ığıçlımı â::: huzıır:;dı çekildi. Numarat: mesi noktasındı bOZT Döe n el S a aa zEare z e| F SUYAS. ÜRÜĞEZ — — Siysim | he ile başladı. Ve ilk olarak dolap Fkemöde vaçluların yafı rda bir sürü ve âşehi ü l ü - ç çeşi! ederek Eskişehir, Adana, Tar- üst n düşen ve sey te- | tan piyang, bü p Ğ di Doktor'raporu ile h? : kişi tarafından yapılab! laşıldı. Aydım ağır cez? mesi suçlu Ahmed ve ©* rar ölüm cezasına çarP” na karar verdi. Aydın spor kons AYDIN, (Milliyet) mıntakası spor ko! Bay Fevzi Tokerin ba$'". pi toplandı. İstifa eden eski g raporunu eski reis N: i kudu. Rapor canlı idi: gij hakikaten ğı 8? ) Rapor ıyııeç;ı:ı’:ıı:yılılî''ııgı v sabların bakılması içiP " ef Yeni mıntaka heyeti "du. Birinci reisliğe daşı Osman ile suç arkadaşları Bahri hakkında Aydın ağır ceza mahkemesinde Osman ve Ahmede idam, bahriye de 5 yıl ağır habis cezası verilmişti. Temyiz mahke- mesi bahrinin cezasını tastik etmiş ve diğerlerininkini yaşlarının tes- Kri> AEĞ Dt SS A kinci reisliğe hakim liklere Nadir Birvar, ©, han Cemal Ayaktopt " yeP'i fiz Tunçer, Celâl, Nih'd'- Mj Nafiz, Şükrü, Etem F ve zeki seçildiler. — kEL S 4 LNM MN D LÜ ViPAı SN DB YS Saste DÖEP ber di ON vee DS KENER L ERC a v n