VILLIYET'in Pefrikanı: 23 Nakleden: M.F. Sumers kelepçeyi Dai'in iki eline de bağladı artık rahattı Hülâsa (Fantoma - Hırsız namile maruf 0 lan Marten Dal hususi bir baloda ga- yet garip bir hursızlık in içine karışmıştır. Çalınan şey ev sahibi Ma- dam Koverlihin yeşil elmasıdır. Bunu Br'na isminde bir genç kız aşırmıştır. Maksadı şudur: Çünkü “bu yeşil el- mas Cimi Barinjer isminde bir adamın iği gece bunun üstünde idi. V sın bir parçası da cinayetin ol duğu yerde bulunmuştu. Brina bu'mü- cevheri tekrar elde ederek (kendisini kurtarmak istiyordu. Halbuki mücev- her tekrar ortalıktan esrarengiz bir $€- kilde kaybolmuştur. Bunu acaba ev 3- bibi Kaverlih ayırmasın? o Pakat ncden bu adam böyle bir hırsızlığı o yapacak- tr? Işte Dal, şimdi. genç kıza bir yar- dım olmak üzere Koverlihin arkası takip etmiş ve onun da bir gece Cimi Darinjer'in katledildiği daire de #ynı şe kilde mu görmüştür. Dal şim- sı Ken evine gi i Kondon gözlerini açtı: Tabil acık idi. Çünkü hava al mak için açık bırakamrım. — Öyle ise telefonun çalmasına niçin cevap vermediniz? Kendon şaşkın şaşkın cevap ver di: — Telefon mu? Çalmadı ki... — Emin misiniz? Aşağı yukarı, Benim uykum ir. Eğer kapı kapalı olsa da- dim. Sümers Dal'e, bakı- yordu. Fantoma hırsızın başı alâ- ka ile uzanmıştı. Polis hafiyesi tekrar Kondon'a döndü. -- Garip, dedi, bu sabah benim le konuşan kadın, telefonunuzun sant üç buçuktan, dörde çeyrek kalana kadar bir çeyrek çaldığını, #zin de cevap vermediğinizi söy- ledi, Kondonun yüzü uzadı. Umuzla rips silleti, — Eğer doğru ise çok garip, de- di. — Evet, doğru, çünkü bu kadı - nın söylediklerini tahlkik ettim. Bir çok dakikalar çaldıktan sonra te- lefoncu kız kendisine (cevap ver- miyorlar) demiş. Kadın: bir daha | çalmasını istemiş. Çünkü onun söy İediğine bakılırsa bu bir hayat ve- ya ölüm meselesi imiş. Fakat mü- temadiyen çalmasına rağmen hiç bir cevap almamamış, nihayet ka- dın telefonu kapamış. Kondon bu sözlerden rahatsız olmuştu. Fakat işi alaya boğuyor- du: — Belki, dedi telefon numara- Sını şaşırmıştır. Mademki bu kadı. nın bana bu kadar müstacel bir haberi vardı, ne olduğunu bilmek isterdim. Sumers onu baştan aşağı süz- dü. Ve: — Size verilecek hiç bir haberi yokmuş. Yalnız evde olup olmadı- ğmızı öğrenmek istiyormuş, Kondon bir saniye lâkayıtmış gibi durdu, sonra bozulmağa baş - ladı: — Niçin bunu bilmek istiyor - muş? — Bilmiyorum. Hiç bir fikrim yok. Siz ne düşünüyorsunuz? — Vallahi benim de haberim yok. Kadınların öyle garip hisleri vardır ki... Zannedersem çılgının birisi olacak. Fakat şu adama ba- kım uyuyor, Onların ikisi konuşurken,fantoma hırsız birdenbire bir hareket yap- mıştı. Eğer onu polis bafiyesine bağlayan zincirler olmasaydı, dü- şecelıti. Sumers müvazenesini kay- bedecekti. Bir iskemle çekti ve Dal'ı oturttu. — Ne var? Ne oluyor? diye mı- rıldandı. Hızlıca hırsızın omuzları nı silkti ve bağırdı: — Hey! Uyan artık uyan! Sa - na söylüyorum. Polis hafiyesinin nazarı dikkati başka bir istikamete teveccüh edince, Kondon daha rahat nefes almışir. İlerled — Ne garip adam dedi, bir mev kuf bu vaziyette ne demeğe uyur? Uyanacağını zannediyor mu sunuz? — Uyacacak mı? Eminim. O- nun uyuduğunu bile zannetmiyo - rum. Bu tipleri ben tanırım. — Peki yuttuğu hap? Sumers, Dal'i uyandırmak he - vesinden vazgeçti. Endişeli bir tarz da yüzüne baktı. Ve nabızlarmı yokladı. — Sahimi? dedi. Bak şuyediği Baneye... Hayır, Dal öyle kendisi. ni öldürecek bir adam değildir. Bu | da bir manevra olacak! Ümitsiz bir tarzda Dal'e bakı - | yordu. Onun başı ise, gittikçe sar- kıyordu. Hırsızın derin bir uyku- ya daldığı zannolunabilir don ellerini rop dö şambrının cep- lerine sokmuş bu eğlenceli sahne- yi ama am — Fakat ne olursa olsun, başı- nım ağrısı geçmiş olacak. Bu ilâç her halde kuvvetli bir ilâcmış, Şim di ne yapacaksınız? Sumers: *— Bana biraz su verin dedi. Kondon zili çaldı. Hizmetçi i- çeri geldi. Biraz sonra su hazır - dı. Sumers serbest bulunan tek eli ile Dal'in yüzünü gözlerini ıslattı. Fakat bu, ördeğin sırtına düşen bir damla yağmur kadar bile tesir yap mamıştı. Poiis hafiyesi uyuyan adamı tehditkâr bir nazar'a seyrediyordu. Kondon dedi ki — Niçin kelepçeyi çıkarıp ta ken disinin bir müddet uyumasına mü- saade etmiyorsunuz? Sumers hiddetle baktı: — İşte, dedi, bu enfes bir fikir. | Bu adamın ne mal olduğunu benim kadar bilmezsiniz. Ben onunla yüz lerce defa karşılaştım. Onun ya- pacağı bir vaziyet evvelden kesti- rilemez. Öyle manevracı adamdır ki.. Dal'in başma baktı. Bu kafa, kapalı bir kutu idi. İçinde ne ol - duğu malüm de; . Bunun içi den çok müthiş fikirler fışkıra Dirdi. Kondon: — Daha bir müddet ayağa kal. kacak gibi değil dedi. — Hayır, bu adam en ümit e- dilmiyecek bir zamanda birdenbi- re zıplayabilir. Kendisine kelep- çeyi geçirirken ne söylediğini far- kettiniz mi? Ümit ettiği şey tama- mile bu imiş. Kondon tırnaklarına bakiyor - du. — Bu sabah çok meşgulüm, di- yordu. Yatım öğleden sonra saat beşte hareket ediyor. Henüz ba - vallarım da bitmedi. Eğer kelep - çeleri çıkarmaktan korkuyorsanız. — Korku mu, kim korkuyor? Kondon tebessümünü saklaya- rak cevap verdi: — Affınızı rica ederim. Kelep- çeyi çıkarmıyorsunuz. Fakat bu sj- zin de bareketinize mâni oluyor. Size diyecektim ki en yakın polis karakoluna telefon etseniz de im- dat isteseniz... — Bitmedi — Seyyah geldi Königetcin vapurile dün Kmanmı- za yüz küsür seyyah gelmiştir. Kemalpaşa mahallesinin tahririne başlanıyor Birinci mıntaka kadastro hu - dudu dahilinde bulunan Kemalpa- şa mahallesinin tahdit ve tahriri - ne yakında başlanacaktır, Bu ma - halle hududu dahilindeki © gayri yeni kadastro ve kanununa göre tesbit edileceği için, emlâk sa biplerinin büyük istifadeleri var - dır. 'eni kadastro kanununa göre bütün muamelât pulsuz ve harçsız olarak yapılacak ve yalnız cüz'i bir tahrir harcı alınacaktır. Diğer mahallelerin o kütüklere yazılması bitmek üzeredir. Yakın. da tapu idaresine devredilecektir. POLİSTE Bozuk yemek Dolapderede oturan ekmekçi Hasan yediği yemekten para ali” metleri göstermiş ve tedavi için Gure- ba hastanesine yatırılmıştır. le ima bibi Esma ve diğer kiracı Fatma ile kavga ettiğini ve bu yüzden çocuğu - nun düştüğünü iddia etmiştir. Tahki - kat yapılıyor. Soğuktan ölen iki aylık çocuk bulundu Samatyada Hacıkadın mahallesin de Çeşme meydanında duvar dibinde i- ki aylık bir ölü kız çocuğu bulunmuş” tur. Polis çocuğun aramalıta- İ iW. Menteskiyö Medeni kanunu nasıl aldık | (Başı 1 inci sayfada) torluğunu unadığım zannetmiş, Hal - buki o zamanlar biz Viyana önlerinde bulunuyorduk. O zaman Osmanlı imparatorunun tahmini ne idise, dünya medeniyetine nümüne olmuş Türklerin kanun önün- de diğer milletlerden, ğı demek bun- Türk milleti o kadar her aldı ve | o kadar hızla yürüyor ki yakmda ha. nunu medeni bu milletin & seviyesine dün bile gelecek diğer prensiplerle e'as- lar vazedilecektir. Şu dakikada şahit olduğumuz vaka- lar bize bir şey gösterir. Vüktile (se- viye, seviye) diye feryat edetlerin bo- ğuk sesinden başka bir şey (/miyo - ruz. Millet ilerliyor hız alıyo: ve yeni prensipler kanunumuza girecektir, Bütün bu sebeplerden kanunu me- deni müarızlarınm fikirleri o reidedi di, Seviye tezinden başka bunlar şuna da itiraz ediyordu: Zahiren ilmi görü - nen bu sebep biraz tetkik edilince o da zayıftır. Memlekete göre p'emsip, o hüküm, ihtiyaç, vaziyet, kanun nazariyelerin - den bahsediyorlar, lik bakışla insanı düşündüren bu tez ciddi bir düşünce önünde ayakta dura- maz, Türk ibtlâli, Türk vatanını mode- m bir hukuk ile techiz etmeğe haxar verdiği gün medeniyet bir aile hasnde »oryola”'sinden değil, Dirkhaym gözünden bakınak lizumdı. Buniar bugünkü bir arada olan ve e yalın bulunan devletler Eri edir, Milletler artık © bir devlet gölmeğe yakLaşmıştır. Hakikat şudur: Medeni o seviyeye dahil m yacı beyün birbir. lerinin aynid rasında 17 İnci asır » daki farklar yoktur ki milletler arasın da ayrı ayrı kanunlar olsun. Muarıza- rın aldandıkları nokta şu idi: 20 inci asrı 17 inci asır kafası ile mütalen etmek... Bütün bu balımlar - | — msarızlarımını — ne haline | Nihayet bütün bu ilmi bakamlar mü-| talea edildikten sonra Türk milleti i- çin gene seviye dünundan bahsetmek, gene ber milletin kendine göre ihuyacı vardır demek istiyenler için Türkiye yi ya Tasmanya © vahşileri gibi veya Hotanto gibi saymak lözim idi. Böyle bir fikir kabul edilemezdi. Edilmedi ve reddolundu. z Zamanmızda medeni milletlerin ih- tiyaçları birbirine o kadar girifttir ki bunlar müşterek bir medeniyeti tem- sil etmekte ve bir aile hayatımda bulun- maktadmlar. Bu birlik manzarası içti. mal, iktisadi sahada değil, bötün e larda kendisini gösteriyor. Medeni devletlerde prensipleri birdir Bir iki misal vereyim: Modern milletlerin kanunu esasile- rine bakınız. Meselk demtkrasi siste mini kabul etmiş devletlire © bakınız. Kanunu esasilerde hep ana hatlar bir- dir, Ingiliz şartlarmda vicdan hürriyeti, Fransada , Belçikada, Türkiyede, Yuna- nistan, Avusturya, Almanya kanunu © #asilerinde bu aynidir. Prensipler bir- birinin eşidir. idare sistemi bepsi par- lâmanterdir. Bir ilki diktatörlük istisha edilirse, hepsinde kontrol millete aittir. Hâki- miyet milletindir. Siyasi hürriyetler ayni vaziyettedir. Ufak tefek belki farklar vardır. Fakat ana hatlarda fark yoktur. Ticaret kanunlarına bakalım. Bun- ler da hep birbirinin aynidir. İflâs, mua- melâti ticariye hepsinde aynidir. Pren- sipler eştir. Ceza kanununu açınız. Hiç bir mem- lekette hırsızlık mübah değildir. Cina- yet iyi şeylerden telâkki edilmez. Taam- müt ile irtikâp edilen cinayetin cezası bep idamdır - Kanunu medenileri gözden geçiri niz muasır medesiyetleki bir millette borç için hapis “tecrübe etmek muvaffakryetsizikten baş yoktur. Birden ; yade karı almak (yoktur. Hepsinde kız ve oğlan müsavi hak â- Kanunu medeniyi almağa mecburduk Biz modern medeniyetin kanumla- rm , hukuk prensiplerini, & bakımdan #bik mecburiyetinde idik. 1 — Medeni nüllet olarak yaşamak için, 2 — Lozan munbedesi ile taahhüt değildir. Made ki ayni hukuk prensi lerine istinat edecektik. Şu halde yeni | baştan kanun hazırlamağa hüzum yok- | bu. Hazır kanunları ulak tadilâtin alır- dik, Beybude vakit kaybetmezdik. Esasen vakit kaybedemezdik. Mede- niyete yetişmek © lâzımdı. Bu en kes- trine bir yoldu. 10 senelik tecrübe bize gösterdi ki ihzarı kavanin komisyonla rı çalışa çalışa bize bir eser © vereme- di. Tecrübesini ettiğimiz bir işi tekrar ka br şey değildi. Sebep te yoktu. Nitekim Belçika, italya, Hollanda, lspanya kendi kendilerin kanun yapma- mışlar, Fransız kanunu o medenisini u- fak tadilâtla almışlardır. Medeni millet olduğumuz i de bunlar gibi yapardık. Bir cihete da- ha şaret edeyim; © samimi bir kanaa- timdir. Hukuku medeniyesini, icra ka- mununu, usullerini tedvin etmek bence muasır bir harp plânını hazırlamaktan daha az zor bir şey değildir. Almanlar kanunu © medenileri için 30 sene çalıştılar. Bu o kadar zor bir seyi bu kadar dar — bir zamanda yap- mak lizmmdı. Kaybedilen o zamanları kazanmak izim geliyordu. — Ne için biz hazır kanunlar durur. ken kendi kendimize kavun yapalım? Buna sebep yoktu. Bız medeni camianın efkarım kabul etmez bir uzvu isek neden ayrı bir ka- nun yapınak için çalışalım, Bir misal vereyim: — Tayyare icat edilmiş uçuyor. I- ki kişi bir ovada günlerce, aylarca, yıl larca meşgul. — Ne yapıyorsunuz, diye soruyor- sunuz. — Tayyarı icat ediyoruz, diyor. Halbuki onlara © pencereden uçan tayyareseri gösterin. Bundan başka zamanımızda en kiv- yetli slühler var, iki akıllı kendi kendi- lerine odalarma girmeler, yeni bir silâh arıyorlar, Hahyuki bizde böyle değil... Elimiz- de benz karamartin var, oturmuşuz, bir yeni sistem mavzer arayacağız di. ye uğraşıyen Yani kanunlar yapılmış, biz bâki ©- dada kendimize göre, bir kanun diyip duruyoruz. Hukukta muasır medeniyet!, Yaşıyacak bir millet bundan istifa- de ederler. İşte Japonya... Biz muasır milletin prensiplerini hangi sahada tat- bik etti isek derhal ileriledil. işte ordu, işte Türk tabibi, bunlar muasır medeniyetin bizdeki eserleridir. Hukuk sahasında da böyle yapmak hi- zımdır. Bu iş biraz zor olurdu. Fakat hız zorluğu yıkmakdadır . Modern hukuku medeniye tati 5 e- dileli henüz 10 sene olmadı. Ortasaki muvaffakıyet Türk hâkiminin muvaf - Kanunu medeni ilk çıktığı zaman- larda idi, Muarızlar bunun tatbik edi - İemiyeceğini söylüyordu. Ne dersiniz, iki ay sonra verilen bir hüküm Ameri- kada alkışlandı. Maamafih biz hakikati görürüz. 6 ıncı hukukün cereyan eden vak'a; oğlu Türk olan bir Bayan oğlunun ve- fatmdan sonra küçük oğlunu yani to rununu omasından almak istiyor. Çünkü asker olan oğlunun karısı hiristiyan- mış... Jalâm hukuku mucibince büyük Annesine geçmesi lizım imiş. mahke - meye müracaat etmiş. Ren Bay Kemald. Hocalıktan gel- hudi vatandaş Baki türkçesi gibi yaz- miştir. Olkudum.. Kendi geldi — Çok istifade ettim. Senin baştan başa yanlış yaptığın ve bizim muvaf- ve sordu. lar da bana hak verdiler. Kanunu medenimize dair bir ten- kit okudum. Berlin istinaf mahkeme- sinden Priç yazıyor: — Bu kadar kısa bir zamanda mu- vaffakiyetli bir kanun tercümesi gör- edim. Fri söy! vzca metinleri gözden geçirerek yor, Kanunu wedeni altı ayda tercüme edildi. Demek istiyorum ki tercüme bakımından kananu medeni çok mu - vaffakıyetli olmuştur. Tercüme hatası o günlerde öyle propaganda yapıldı ki: — Tercümesi yanlış. diye herkes söylüyordu. Bu çoktahlile değmez nokiai naza- ir şey daha ilâve edeyim. nün birinde eski Yunan medeni tarihini merak ettim. Marks isminde bir adamın oseri. Müellif bu kitap 38 inci tabı demiş. 38 inci tabında © bir mukaddime yazmış diyor Bu eski Yunan metinlerini tek- tar gözden geçirerek tashihat yaptım. 38 uncuda olabilir karilerim bana yar dım ederse bunda biraz taahihat yapa- ra nun manası mefhumlarda bir de- sidir, Eserde mefhum ve hükümlerde bata edilmemiştir. Muarısların bir itirazı daha ifeyi bir ta- rafa bırakarak ne katoliklikten mülhem bir kanun alarak memleke - timizde tatbike çalışıyoruz.,, Burada şahsiyat yapmadığım için isim söylemiyorum. İsviçre kanunu medeni. kümindan mülhem değildir. Bu Roma hukukundan mülhemdir. Roma huku- ku din esasından mülhem değildir. Me temelini teşkil etmiştir. medeni Alman hukukundan, bu da al. man Cermen değil Romendir. t onun böyle demesi Yendi aza ol. mamastnı icap ettirdi. Türkiyenin kanunu meednisi bir ka nunun sereden mülhem olduğunu bil İn in İsviçre kanunu mecdni- Alman, Fransız alınmadı? Belli başlı sebepler şunlardır: İsviçre en demokratik bir devlet 6- larak kuruldu. Bu Avrupadaki de - mokrasinin beşiğidir. Kanunu mede - ide de bu prensipler müessir olmuş- ter, Türk ihtil ise tam bir demokra- tik hareekt anan istiyordu. Bu ba» kımdan kanunu medenisi İs - tendi. İkincisi anlaşılması en kolay bir kanundu. En yeni prensiplerle mücehhezdi. Italyan, Fransız, Cermen arklarma tatbikini göstermi; Bizde de ekalliyetler vardı. Fransız kanunu medenisi çok eski yaşatan kazai maddelerdir. Ihtiyarlamış, Yeki haline gel miş, iki koltukta götürülen bir kanun. Artık yepyeni bir Türk milletine böy- İe bir kanun verilemezdi. Alman kanunu medenisi olabilir- di. Çok mühim ve çok felsefidir. Al man müelliflerince de kabul edilmiş: tir ki bu çok felsefidir, Alman hâkimi tarafından bile anlaşılması müşkül - dür, Almanya imparatorluk devrinde a- ristokratik idi, Bunun tesiri vardı. Biz zadengânlığa gitmiyorduk. Böyle bir şey mevzuu bahsolamaz. > lsviçre kanunu medenisi çek iyi İ- Bunun için İsviçre kanunu medeni- sini tercih ettik. lığa 11.9.924 tarihinde Şükrü Kayanm başkanlığı altında 2 Gazalı bir komis- yon yapıldı. 11-9-925 de işini bitirdi. 11.1926 da Millet Masliine verildi. 11-2.926 da kabul edildi. Atatürk kendi locasından kendi €- serinin hazır bulundu. Ke meli çıkmakla Türk mil etinin 13 asırdanberi daha doğrusu 11 aamdanberi mukadderatıra hâkim eski hukukun cereyanı kesiliyor. Türk iletinin bahtında ve taliinde kendi- yeni bir açılmış oluyordu. *“Muarızlar yine durmıyacak ve çok söyliyeceklerdir. * Fakat bu söylemenin neticesi Türk milletinin ilerlemesine ve hız alması” na sebep olmuştur. Demokraside muarızlarım samimi tenkitlerden kaçınmamalıdır. Samimi demokraside tenkit pren * sipin yörümesi bakımından lâzımdır. tenkit edenleri inki » n alkışlarım. Medeni- yet döğüşmeyi iyi bilmektir demiştim. Bunu bilen en medeni millettir. Be- nim döğüşmeden, savaştan anladığım bilek, yemrmk gücü değildir. Kılıç kuvvet değildir. Kavga, savaş bar. demek iki mil- i bakımlar - Yeni komisyon kuruldu ve hazır - fakiyetlerini bilek gücü bakımdan birleştirmesini bilerek Vi: yanaya kadar gitti, Günün birinde Bizanslıların önüne böyle dayandığı zaman surlar açıldı. Eski devir devi Türk milletini yükselten kılıç de - ildir. Kılıcın sırtı bir medeniyet kal- dıramazdı. A'manya and maya girecek? mr. türmiyen, dış siye Bay Ro'emberg, vaktiyle Papen'in çok kıymet yaya karşı umumi bir bına girişmek f.krini b ve bu bususta bazı İngi linin müzaheretini ümit lunmuştur. Böylece, oynıyacakt tirmek güç olmakla beri; man cevabının tebliği 9 hatırdan çıkarılmaması vi türlü unsurların o mevi kârdır. Fransız gazeteleri! PARİS, 14 (A. A.) — N (Başı 1 ine nın cevabı hakında ilk b? zerine mütalea yürüten * şark andlaşmasının, Fi zarında emniyet ve hü vatile ayni zamanda ta. cap eden bir mesele old ni geçirmiş olmasına © mekte ve demektedir ki: | “Vaktinden evvel R edildi, tazminat ve ts men ilga edildi, hukuk nındı, zicri tedbir alımı lanmasına müsaade edi lame ihtiraslar sından şikâyet ediyor. kendisile teşribi! zihniyet, şebbüsüne hak verdire€ anlaşmaya hiç te uygu? Ekselsiyor gazetesi, ten'e sordağu bir Sanli — Evet ulusun vatanın istikbaline lâzmadır. Fakat ber nel menfaatten ilham tır, Orduya itimat Almanyanın kütle halis silâhlanmasının doğru te karşı vakit kaybet! mevkiimizi de tahkim hetle tefsir etmiş ve şimdiki vaziyeti bugü” lâta girişmiye imkân den daha geniş zahati rakmıştır. Yeni Soyadı alar * Avukat Bahir, eşi Tuncay, kardeşi Ustanböl Si tiği Mahir, eşi Saime, Oğ” fat (Verdi) soy adım bulunan ETEFAK £ SEE İĞ Sİ NE PE 2 Ço) eye £ li di