MİLLİYET CUMARTESİ * (Başı 1 inci sahifede) : tn hız aldığı gündür. Kendi. varlığını inkâr eden bir rejimi yıkıb da yüce var. lığa kavuşan Türk milleti, büyük bir 65. vinç ve heyecan içinde ulusal yükümünü MILLIYET'in Tefrikası: 17 Sahanlıkta tabancalı adamın karan- ükta gölgesi bile zor görülüyordu Hülâsa | Pantoma - Hirsiz namile maruf ©- lan Marten Dal hususi bir baloda ga yet gerip bir hırsızlık vakasının içine karışmıştır. Çalınan şey ev sahibi Ma- dam Köverlihin yeşil olmasıdır. Bunu Brina ininde bir genç kız aşırmıştır. Maks: « şudur: Çünkü bu yeşil el- mas Cim. -orinjer isminde bir adamın katledildiği gece bunun üstünde idi. Ve elmasın bir parçası da cinayetin o duğu yerde bulunmuştu. Brina bu mü- cevheri tekrar elde ederek © kendisini kurtarmak istiyordu. Halbuki mücev- her tekrar ortalıktan esrarengiz bir şe- kilde kaybolmuştur. Bunu acaba ev sa- bibi Koverlih aşırmasın? Fakat neden bu adam böyle bir hırsızlığı tir? yapacak- İşte Dal, şimdi genç kıza bir yar dım olmak üzere Koverlihin arkasını takip etmekte ve elması bulmağa çalış maktadır.) Dal kendi kendine: “acaba Ko- vwerlih orada şimdi ne yapıyor? di- ye sordu. Bü adamın harekâtı git- tikçe kendisine daha garip görü- nüyordu. Barenjer'in evinde ne işi vardı?. Ne gibi bir vicdan azabı üzerine da onu bu de- rece asabi bir hale sokuyordu? Ni- çin? Düşüncelerini bir tarafa bıraktı | ve pencereye baktı. Acaba rüya mı görüyordu, yoksa sahiden per- denin önünden bir gölge mi geç - . mişti?. Bir müddet bekledi. Fakat bir şey göremediği için aldandığı- na hükmetti, Esasen bu hayret e- dilecek bir şey değildi ki... Kover- lih odanın içinde pekâlâ dolaşabi- lirdi. Niçin ikinci bir adammda ölünün içine girdiğini zannediyor- du. Birden, genç adam kahkaha ile gülmeğe başladı. Şimdi işi anla - mıştı.. Pencere aralıklı ve rüzgâr i- çeri girerek perdeyi datıyor- du. Buradan uzaklaşmak içi: ye tekrar geri döndü. Gene karşı kaldırıma geçti. Kapıyı itti. Ve merdivenleri tırmanmağa başladı. İkinci kata geldiği zaman hiç se bepsiz, gayri ihtiyari durdu ve ka- ranirklara nüfuz etmek istercesine gözlerinin bütün kuvvetile etrafı- na bakındı. Ne bir şey gördü ne de bir şey işitti. Bu sabah beyni ama da fena işliyordu. Gene omuzları- nı kaldırdı ve yukarı çıkmağa baş- lndı, Fakat bu sefer ayakların u- cuna basa basa çıkıyor, duvara tu- tutunuyor ve merdivenleri gıcır - datmamağa çalışıyordu. Çıkacak daha bir iki basamak daha kal - mıştı. Dal boşu boşuna tekrar bu- raya geldiğini düşündü ve broşu bir kere yokladı. Gene durdu. Ve bu sefer sırtın- da bir ürperme hissetti. Bu sefer muhayyel bir endişenin tesiri al - tında değildi. Dar bir çizgi halinde bir aydınlık karanlığı yarıyordu. Ve Barenjer'in kapısının aralık ol- duğunu ime Dal, acaba Koverlih dışarı çıkmak üzere mi diye Bini. Sonra gözlerini ka- pmın aralığından sızan aydınlı tan çekerek karanlıklara daldırdı. Orada yalnız müphem bir gölge şeklinde bir adam duruyordu. m ———— Dal onu henüz görmüştü ki adam pd el bir adım attı. İşte hadiseler şimşek süra- tile briirini takip etti, Meçhul a- dam kolunu kaldırdı. Kapının ara- lığındaki aydınlıkta bir rovelver £ şıldadı. Fantoma Hırsız bir çığlık kopardı. Si! hı tutan kol bir sani- ye titredi. Tabanca patladı. Bunu, odanın içinden gelen bir inilti ta - kip etti. Dal koşa koşa son basamakları çıktı fakat daha ziyade ilerliyeme- di. Sahanlıkta, tabancalı adam kar- er içinde istihzalı bir kah- kaha aksetti, adam zıpladı ve Fan- toma - Hırsız üzerine atıldı. Fan- toma muvazenesini kaybetti ve mer divenlerden ta alt kata kadar yu - varlandı. Yanından birisi geçmiş ve ona bir tekme ile beraber bir Si de küfür savurmuştu. Sokak kapısı - nm hızla kapandığını duydu. Başı dönüyordu. Ve kendisini kaybet - memek için röraşıyordu. Ne ya; ğını bilmez bir vaziyette cebini yokladr. Yesil elmaslı brox orada i lyordu. Bir cinayetin önüne geçti- | yapıyor. «Yüce milletim ? Gül, eğlen, sevin; her şey senin, her hak senin. Sen, Türk için gereken ve- “Nakleden: M.F. idi. Bunu anlar anlamaz müteselli oldu. Dal güçlükle ayağa kalktı. Ve trabzanı tuttu. Hayır, hâlâ ayakta duracak mecali yoktu. Kafa tasının ikiye ayrıldığına kanidi. Fakat hiç te müteessir olmuyordu. Yuvar - landığı merdivene baktı. Gözü merdiven sahanlığna takılmıştı. Bu kadar vahşice taarruz eden a- damı gözünün önünde canlandır - yor fakat muvaffak olamı- . Çünkü hâtırasında ondan yalnız müphem bir gölge kalmıştı. Başını hafifçe çevirdi ve şaşala- dı. Karanlığın indeki bu ziya hüzmesi ne idi?... Evet şimdi hatırlıyordu. Adam i- leri doğru bir adım atmıştı... Son- ra bir rovelverin namlusu parla - mış, bir ses işitilmiş, ve bir cinayet irtikâp olunmuştu. —— Parmaklarile trabzanı yakaladı. Büyük b.r gayret sarfederek ayağa kalktı, Ve sarhoş bir adam gibi iki tarafa yıkılarak yukarı çıkmağa başladı, Merdiven bitip tükenmek bilmiyordu. Yukarı, sahanlığa çık- tığı zaman, merdivenlerin ayakla rınin altından kaydığını hissediyor du. Ziya hüzmesi gözünün önünde parlıyordu. Biraz trabzana dayan- dı ve bu baş dönmesinin geçmesi- ni bekledi. Sonra kapıyı açtı. Nihayet içeri girebilmişti. Duv. ra sırtını verdi. Yazıhanenin üstü- ne konmuş bir lâmbadan zayıf bir ziya aksediyordu. Etrafa bakındı. Sanki bir elektrik cereyanma tu - tulmuş gibi titredi. Kafasının bü - tün uyuşukluğu gitmiş, gözünün ö- nünde oynaşan gölgeler kaybolmuş tu. Müthiş bir manzara karşısında idi: Cimi Barenjer'in koltuğunda Koverlih oturuyordu. Vücudu ha- reketsizdi. Başı sol omuzunun üs- tüne düşmüş bir kolu, masanın ü- zerine uzanmışkı. Fantoma - Hırsız hayretten dona kalmış gibi idi. Bundan bir ay ev- vel de Cimi Barenjer ayni koltuk- ta, ayni masanın başında öldürül müştü, Şimdi de Koverlih ayni a- kıbete uğramıştı. Dal bir adım daha attı. Ve dur- du. Gözlerini oğuşturdu. Gözlüğü kaybolmuştu. Belki merdivende düşmüştü. o Fakat ne ziyanı var? Dal'in bütün dikkati yeşil bir tele v& madeni bir cisme takıldı. Bu te- lefondu. Koverlih'in elinin altımda duruyordu. Ahize yerinden çıkmış kolunun yanında idi. Dal uzun uzun buna baktı. Dü - şüncelerini toplamağa çalışıyordu. İşte bu garipti. Cimi de şüphesiz imdat çağırmak için ahizeyi aç - mıştı. Ceset bulunduğu zaman te- lefon teli halınm üstünde sarkıyor- du. Halbuki şimdi telefon ahizesi masanın üzerinde idi. Bu teferrüat istisna edilirse ( vaziyet eskisinin ayni idi. ——— Fantomo - Hırsız ilerledi. Gö - rünüşe nazaran Koverlih te tehli- keyi hisseder etmez imdat çağır - Yalnız vaziyetlerin (biribirine müşabeheti garipti. Genç adam şimdi yazıhanenin yanında idi. Yüzü kül gibi olmuş, etrafı tetkik ediyordu. Birdenbire eğildi. Koverlih'in sol omuzunun altında siyah bir leke vardı. Bu le- ke sıcaktı. Ve oradan incecik bir kan sızmış, pıhtılaşmıştı. Dal elile yaraya dokundu. Son- ra Koverlih'in nabızlarını yokla - yarak yüzüne baktı. Memnundu. Yara sathi idi. Adamcağız sadece bayılmıştı. Katil, kurşunu iyice he- defe isabet ettirememişti, Belki kendisinin bağırması, katilin elini titretmişti. Genç adam daha rahat nefes a- İstanbul saylavlarından: Abdül- hak Hâmit Tarhan, General Şükrü Naili rimli işleri kendi düşünce ve kestiri- iminden başka bir ölçüye vurmıyan, bü- fr tün ulus işlerinde kayitsiz, şartsız, ber |! salâhiyeti kendinde toplyan o Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsil edilen yüce bir varlıksm. Sevgili yurttaşlarım. Bugün, her kalpte yaşıyan eyni ülkü ile hepimiz büyük inkılâpların heyecanı içinde bu ulusal varlığı da kıvanç ve se- vinçle kutlulıyoruz. Ne yapsak yerinde, ne yapsak azdır. Türk varlığı eşi görülmiyen bir di- riliş, göz kamaştırıcı bir ileri gidiş &- bidesidir. Yüzlerce yıl acun ülkelerine kanad açan, yer yüzü uluslarma önderlik ya- pan büyük soyumun altın tarihi Sam- sunda doğan ve bütün Türk eline ışığı. İstanbul saylavlarından: Bay Ne- şet Ömer, Bay Halit Etem nı salan bir güneşin oğtında yeniden par- lamış genç, dipdiri bir Türk devleti 0- larak canlanmış ve yeniden hızlanmıştır. Bu hız acuna yalnız bir ilerleme sa- vaşçışı değil, doğuda ve batıda bir ya- rış kurucu ve koruyucusu kazandırmış- ter. O günden beri kolu (gibi kafasının da kuvvetli olduğunu bütün acuna gös- teren Türk; erkeği kadar kadınının da değerli olduğunu isbat ediyor. Her Türkün nabzında çarpan asil kan, tek bir nabızda gibi vuruyor. 18'milyon birlikte çalışıyor, birlikte başarıyor.,, B. Refik Ahmet kürsüde Bayan Nakiyeden sonra, Şehir meclisi azasmdan Refik mi kürsüye çıkı rey almanın, letin iyetini kullanması de- mek olduğunu söyledikten sonra demiştir ki: “ Arkadaşlar, milli hâkimiyetin yo- gi için memnundu. Hiç şüphesiz şimdi gidip bir doktor çağırmak lâ- zımdı. Belk de Koverlih tarafın - dan imdat istenen kimseler gele - | ceklerdi. Fakat ne zaman? Dal'in | vazifesi gidip bir doktor bulmaktı — Bitmedi - SUBAT 1935 Memleketin her Bucağında seçim Alay hareket ediyor Nutuklardan sonra, Cümhuri- yet âbidesine, belediye namına bü- yük bir çelenk konmuştur. Çelenk konma merasimini müteakip, şe- hir bandosu |: lâl marşını çalmış tır. Marş dinlendikten sonra, en önde rey sandığını hamil bulunan kamyon olmak üzere, alay Taksim- den hareket etmiştir. Sandığın ö- nünde, şehir bandosu yürüyordu. Sandığın arkasında da Valinin, son ra fırka reisinin, intihap tefti yeti azalarının, Üniversite, ticaret odası heyetlerinin otomobilleri i- lerliyordu. Alay İstiklâl caddesinden ga- Yet yavaş geçiyordu. Evlerden, a- partımanlardan, o mağazalardan “konfetiler, serpantinler atılıyordu. Bütün bu merasim esnasında, €n çok nazarı dikkati celbeden şey, ahalinin ve azlıklara mensup yurt- daşların, şevk ile, heyecanla, can- İstanbul saylavlarından: Bay Ham- di Denizli, General Refet dan gelen bir istekle yaptıkları te- zahürler olmuştur. Galatasarayda, şehir bandosu kamyonlara binmiş, ve rey sandı- ğını tşıyan kamyonun önüne geç- miştir. Alay bu şekilde Tepebaşı, Şişa- e yokuşu, Galata, Karaköy köp- ği Di halk, esnaf teşekki 1. leri, meydanı doldurmuşlardı. As- keri bando, Ulusal marşı çalıyor- du, Rey sandığı burada, her ta- rafta olduğu gibi, halkın çoşkun alkışlarile karşılandı. Daha büyük bir kalabalık halini alan alay, An- kara caddesi yolile fırka önüne çıkmış ve oradan Beyazıda gel- miştir, İstanbul saylavlarından: Bay Ya- şar, Bay Salâh Cimcoz Konferans salonunda Beyazıt meydanında, iki yerde, iki ayrı müzika çalıyordu. Fatih ve Emnönü kazaları ikinci müntehip- leri, halk, ellerinde bayraklar oldu ğu halde sandığı karşılamışlar, te- zahüratta bulunmuşlardır. Beyazıt meydanı, o bir mahşer manzarası arzediyordu. Rey san - dığını Jaşıyan kamyon, Üniversite konferans salonunun iç kapısına kadar girince, alay durdu. Sandık indirildi, salona alındı. Bundan sonra, alaya iştirak eden yüzlerce otomobilden ikinci mün- tehipler salona girmişlerdir. kürsüsünün önü ne yerleştirildi. Vali ve belediye reisi Muhittin Üstündağ sandığın kapağını açmış ve içinin boş Sie ğunu gösterdikten sonra kapamış. Taksimde Bayan Nakiye nutuk söylerken niindiln MÜTEFERRİK HABERLER Amerikalı seyyah geliyor Bü hafik çarşamba gönü çahri- mize Amerika bandıralı nigs- tein vapurile 180 kadar seyyah ge- lecektir. Vapur Nüyorktan hareket ettiğinden yolda başka limanlar - dan da İstanbula seyyah almıştır. 16 bin ton hacminde olan bu'vapur limanımıza ilk defa olarak gelmek tedir. Vapur ertesi günü Amerikaya hareket edecek ve buradan Akde- niz limanlarma ve Amerikaya yol- cu alacaktır. Hapıshaneler ve avukat kanunu ANKARA, 7 — Hapishaneler ve avukatlar kanunu lâyıhaları ü- zerindeki tetkikler bitmiştir. Bun- lar, yeni meclise verilecek ilk lâyı- halar olacaktır. Avukatlar kanunu lâyıhasında gösterilen ihtisas züm- releri evvelce yazıldığı gibi büyük şehirlerde tatbik edilecektir. Yunan boreları ATINA, 8 (Milliyet) — Londra da Yumanistanın alacaklarile mü- zakerelerde bulunan Besmazoğlu- nun bu müzakereleri devam etmek üzere bir hafta kadar daha Londra da kalacağı hükümet mahafilin - den teyit edilmektedir. Viyanada muazzam bir balo VİYANA, 8.A.A. — 1934 sene- sinden beri ilk defa olarak Viyana şehri senelik fakirler balosu muaz- zam salonu ile leri kâmilen donatılmış olan şehir binasında verilmişdir. Bu balo ta- rihi ve an'anevi bir balo idi. Ve Jirdi. Reisicümhur ile hükümet azala- TI, belediye azaları tarafından me- rasimle karşılanmıştır. Belediye reisi, baloyu, hükümet reisi en bü- yük Viyanalıya bir kadeh ikram etmek suretiyle açmışdır. Eski imparatorluk ailesi azala- rından bir çoğu baloda hazır bu- lunuyorlardı. Sardaki kuvvetler LONDRA, 8. A.A. — B. Con Saymen tayyare ile Parise gitmiş- dir. Sabıkasızlar da parmak izi aldırıyorlar NEVYORK, 8.A.A. — Meşhur milyarder, Rokfeller'in oğlu kendi arzusile parmak izini aldırmıştır. Amerika adliye tahkikat dairesi şefi B. Huver, bütün iyi vatan- daşları da parmaklarının. izlerini almağa davet etmiştir. Şimdiye ka- dar bir çok tanınmış kimseler par- maklarnın izlerini «lerini aldırmışlardır. Rakusi müebbed habse mahkâm oldu PEŞTE, 8. A.A. — Macaristan- da komünist diktatörlüğü esnasın- da halk komiserliği etmiş olan x kusi müebbet hapse mahküm ol muştur. muştu. Ön sıralarda Fırka genel kâtibi Recep Peker ve refikası yer almıştı. Şehrimizde bulunan bazı aki saylavlar da göze çarpıyor - ören siyah bir remzi) fır- kanın İstanbul namzetleri, diğer neral Refet, saffet Uludağ, Nezihe Muhittin, Ali Fethi, İsmail Şefik i- simleri yazılı idi. İlik reyi faka genel kâtibi Bay Recep Peker, ikinci reyi de refika- $ı atmıştır. Bundan sonra sıra ile (o ikinci müntehipler reylerini kullanmış - lardır. Reyler dün yazdığımız ka- za sırasile atılmıştır. Dün reye iş- tirak eden ikinci müntehiplerin sa yısı 1625 idi. On altı namzet ittifakla seçildi. Rey atma işi akşam saat 18 e kadar devam Çe Rey atma işi bittikten sonra, heyet huzurun- da sandık açılarak reylerin tasni- fine başlarmış ve tasnif saat 20 ye gelmeden bitirilmiştir. Tasnif ne- ticesinde Cumhuriyet Halk Fırka- sının İstanbuldan gösterdiği 16 namzet m İstanbul saylavı diği ani ei Refet 200 rey alarak Boş beli inci saylavlık teşem merdiven | her seferinde imparator baloya ge | Bir tren carçaşai For Vilyam - Ontaryo, 8 Ü ii Bir tren, geçit üzerinde içinde olan bir kamyona çarpmıştır. müş, 5 işçi yaralanmıştır. Amerikada yeni bayı8” hk tahsisatı VAŞINGTON, 8 (A-A.)” yındırlık işlerine ve işsi d in hükümet projesi da mücadele devam etmekti Hükümet, bayındırlık iş çin erilecek aylık ücretleri masını istiyordu. Ayan-ve mebusan mec deki ileri gelen unsurlar b (kıtlık ücretleri) tesis ham etmişlerdir. Atlantik hava posti NEVYORK, 8 (A.A.) — w düşünülen, Lindbergin tesbit “Ğİ hazırlandığı Bahri Muhit aşırı bot) bu hattı yapmak isteyen şirket; İĞ metten bat üzerinde beş moltsöf Ül kiz bin kilometrelik neşir dairesi EĞİ beş telsiz istasyonu kurmak için ade istemiştir . Tayyare yıldırımda düşmemiş LAHİ, S.A.A. — Suriye Öğ rinde 7 kişinin ölümüyle nel” nen tayyare kazazı kikat yapan hükümet mem yarenin yıldırım isabetiyle belki makinasının kırılması © ne yere düşerek parçalandı dirmiştir. | Mareşal Pilsudskin'in © kardeşi öldü VARŞOVA, 8. A.A. — Pilsudeki'nin ölen kız ka! İ cenazesinde bulunmak üzre hükümet erkânı ve yü ve mülki rical hususi | trei noya hareket etmişlerdir. oradadır. Sovyetlerin aldıkları man gemileri HAMBURG, 8. A.A. — hükümetinin satın aldığı. <caret gemileri üzerlerinde »© mürette atı olduğu halde bur bareket etmişlerdir. YENİ NEŞRİYAT. Türk Tıb cemiyeti” mecmuası Dotkor Şükrü Hazım Tinef, sör Nissen, Dr. Osman lik, Dr. Etem Bakar, Prf. Bul Toker, Dr. Fethi Erdenin havi olarak çıkmıştır. DOKTOR 4 Rusçuklu Hal Hakkı Galatasarayda Kanzık karşısında Sahne sokağında 3” ralı apartımanda 1 numara İ“ Ziya Karamürsel, Gy fa, Yaşar, Hayrullah Erkile ral Hakkı Şinasi, General Naili, Fakiba Ünyen, müstakil saylavdır. lav da general Refettir.. İstanbuldan zetliklerini koyan diğef rey Bütün memleketl& Dün memleketin muhtefi fi rinden aldığımız bir çok * yapılan seçimin her yerde e gibi kutlulandığı an Halkevleri ve bütün k' ula ulunmuşlardır. SeSye ve ii nutuklar ER ni saylavlara ramiz