| | : ; İ k Marthe Richard Yazan : Tercüme eden: M.F. Madamki benden Fransaya yardım edecek intikam almak fırsa- tını esirgeyorlar, kendimi yakarım Hülâsa IMfarthe Richard Pransa casusluk teşailât taralından Ispanyaya gönde- rilmiştir. Vazıfesi orada Alman casus eşli girmek ve iki cihetli casus- luk yapmaktır. Marthe bir sürü mace- ralardan sonra Alman caşuslarınn reisi baron Fon Krohn (le tanışmıştır. Ben- dan bir çok malümat almış ve bunları Transaya bildirmiştir. Şimdi Marthe bir fırsat bularak Pa rise dönmüş ve şefini bularak ona Ba Tonu soymak için kurduğu bir dolabı anlatmış ve tekrar İspanyaya avdet et- miştir.) Bildirilen yerde bir İspanyol lo- kanta salonu vardı. epey bekle- dim... Asabımın gerginliği son had- dini bulmuş... bu beklemek yok mu beni in çileden çı- karıyordu... Beklemek... her zaman beklemek... Ve bu müddet zarfında Fan Krohn'a tahammül etmek! Eğer ben her zaman faydalı ol- mak fırsatları zuhur ettikçe işımi ertesi güne bıraksa (o idim Fransız gizli teşkilâtı benden şikâyet eder ve hattâ beni kullanmazdı.. Mös- yö Mujicat gözüktü Hakikaten sa- kallı bir adamdı fakat sarı sakallı, tatlı bakışlı bir adamdı Kendirini takdim et! — Kumandan Çok terbiyeli idi, işini bildiği an- laşılıyordu ve bir şef tavrile ko- nuşuyordu: — Her şeyden evvel, dedi. Bütün mektuplarınızı bana vereceksiniz... onları bem göndereceğim... Mad de Mösyö dö M..' ün yerine geldim. Bir karışıklık daha... Benim şefim hakik; ii . Kumandan R.. i anmealı mı idim? Paristen bu hususta hiç bir talimat almamıştım ve Aluet olduğumu bi- le bilmiyordu. Parladım: — Kumandan, dedim, riçin pa- rulasız geliyorsunuz?.. Artık bık- tım. Pariste benimle alay ediyorlar. Avdet etmek için Pasaportumun vizesini itsedim.. Niçin bana yardı- mı esirgiyorlar?. Bu suali onlara sormanız! sizdeu rica ederim, Kumandan şaşkın şaşkın bakın- dın.. Çok hayret etmişti... İliddeti- min karşısında ne yapacağını bil- miyordu. Bana Fra sız gizli teşkilâ iımın kapiten Ladoux'nun vaziyeti- nin ne olduğunu benden saklıyor- Jardı. Uzaktan bir şeyler hissedi- yordum fakat seb:bini bilmiyor- dum. — Burada kalmak istemiyorum , diye devam ettim, Artık tahammül edemiyorum. Eğer yapmak iste diklerimde serbest bırakılsa idim iki senedir çok faydalı işler başa- rabilirdim.,, Kumandan.. Başını sallıyor, sa- kalını sıvazlıyordu. Etrıfına endi- şeli endişeli bakını i terbiyesiz bulduğu âşikâı ben tedbir falan düsünecek halde değildim. Tekrar: — Eğer Paristen hiç bir cevap alamazsam, dedim, eğer bana pro- jemi mevkii file koyabilmem için gene yardım göndermezlerse benim neler yapmağa kadir olduğumu bi- lir misiniz kumandan?... Madamki benden Fransaya yardım ede. rek intikam almak fusatını e- sirgiyorler... Kendimi © yaharim.... Barona hakikati haykırırım sonr. gidip her şeyi sefirine anlatırım. Ataşe naval'larını bu vaziyetten sonra kullanamıyacakları için onu geri çağırırlar. Sinirden ne hale geldiğimi bilmi- yorum, Kumandan beni teskin et- meğe uğraşıyor: — Sabrediniz, diyordu, her şeyi yazacağım.. — Evet... sabrediniz demek ko- İay... Fakat artık sabretmekten de biktem anlıyor musunuz? bıktım, usandım. Ya pasaportumu yahut ta müsbet emirlerini göndersinler... Aylardanberi sabrediyorum. 2 — Fon Krohn da çok sinirli idi.. Yü zünden hissiyatını anlayacak ka- dar onu iyi tanımıştım. Fena bir haber (o almış olmalı - idi?.. Ne idi bu haber?.. Ona hakikati anlattırmak için boş yere uğraştım. Nihayet Baron Fon Krohn, AL man sefiri Prens Batibor'la vuku- bulan bir konusmadan sonra, bana bitkin, zaval'ı hi- halde hir deniz. altı gemisinin bir İsnanvol semisini İ bule torpillediğini ve bu yüzden Alman- 7a.le İspanya arasındaki diploma: im e sefer, iyeti hükümeti fena kızmıştı. Belki de düşmnlarla birleşecekti. in bütün Daya Ni hazır- : ve bugün yanın terke- deceklerdi. ee — Ya ben? dedim. Bu meselede ben ne olacağım? Baron Fon Krohn ıstırabla bana bakıyordu beni kaybedeceğini dü- şünüyordu. ia kalacaksmız. Ve — Siz bu: benim işimi siz göreceksiniz.. Por. tekizden para alacaksınız ve gene Portekizden bize malümat verecek: siniz. Gittikten sonra size başka talimat ta veririm. O anlatıyor, ben | dinliyordum. Memnuniyetle güldüm... Baron da gülüşüme memnun oldu. Fakat ben, Almanlar eğer İspanyayı ter- kederlerse, kasanm rnuhteviyatı. nın kıymeti kalrasyacak diye sevi- niyordum. Çünkü kasanm içindeki. ler yalnız İspanyadaki casuslar hak kında ve İspanyol sahillerindeki denizaltı gemileri hakkında malâ- mat rdu. Su halde artık yar- dıma ihtiyacım kalmıyordu. İspan- ya, Almanyaya ilâru harbederse o . er olacakt ve artık spanyadan malümat hacet kalmıyacaktı. 2 — Size itimadım vardır, Alman. yadaki seflerim de bu itimadı bili. yorlar... Buradaki teşkilâtımızın şe fi giz pincaksmz Harp biter bit. mez Berlin sizi bir krali: il > içe gibi ka: Vaziyetin ilünçlüğü i bii kari ri nm eyhat:.. Almanya, İspanyadan özür diledi... Madridde bulunan Al manlar Madridde kaldılar. Baron Fon Krohn da onların arasında idi. İskoçya usulü duş yapıyordum: Ü. mit... ümitsizlik... ümit... (Bitmedi) Sivasta ışık , SIVAS, (Milliyet) — Sıvas ışık birliği m ışıktan mahrum ye le ışığa kavuştur. mağa çalışmaktadır. Uzunyol, eski kale, Aydoğan ve bazı mahallele- rin ışık işleri de yakında başlana. cak ve bu suretle (oralarda ışığa kavuşmuş olacaktr. Sivasta yeni bir fidanlık SIVAS, (Milliyet) — Şehrimiz. de yeni bir fidanlık yapılmasına verilmiştir. Bu fidanlık için lâzımgelen hazırlıklara başlanmış. tır, im tohum ekimine başla- Balıkesir şehir klübü BALIKESİR, (Mülüyer) — Çok sı düşün Cm nihayet kuruldu. Vali kayden ie kanı Ba Şahinin yardımı ile kulüp Yapılalıdan © hemen hiç bir işe yaramayan evkaf oteli bu kulüp i- gin tam yerdi, otelin geniş salonları şimdi döşeniyor önümüzdeki bay. ram açılacaktır. ji Amasyada müsamere AMASYA, (Milliyet) — Orta. mektep mezunu gençler toplanarak 3-1 935 pe: akşamı (piley- ne mektebi) şalonunda (halkevi) namma güzel bir müsamere verdi. ler. Gençler (Kozan oğlu) piyesini büyük bir muvaffakıyetle temsil e- derek hararetle alkışlanmışlar ve davetlileri memnun bıraktılar. i Bundan başka da çok kıymetli onferans, şiir ve marşlar söy'üye. yek halle mill bis ve heyezarle. rını kabartmışlardır. Bahkesirde spor BALIKESİR, (Milliyet) — Balı. kesinle bu sırada belli areketi mıntaka kupası içi > lan Futbol © “yraçlarıdır. Her yazı bu maçlar birincilik maçlarından daha hararetli olur. Bu yı' merkezde idman yurd mülhakatta Ayvalık idman a basta gitmektedir. Kupa birincili. ipe en çok idman yurdu yaklaşmış ir başlı spor MİLLİYET SALI 13 İKİNCİKANUN 1935 (MEMLEKETTE mağ | Burnunda sinek ile do Akşehirde Şarlak suyu şan adam kimdir ? Akşehir bankası suyu şehre ulaştırdı. | Kaldırımları bozulmuş cadde üze i i e! 1 ö : .. ..y sara Şimdi elektrik vermeğe çalışıyor bir yüreğin sızısı nasıl dökülür! AKŞEHİR (Milliyet) — Burada | ve mahallelere çok sık bir şekilde varlığıle biz Akşehirlilerin göğüş- | konulan yangın muslukları vasıta- g 2D iğ lerini kabartan bir milyon Türk li- rası sermayeli Akşehir bankasının iktisadi sahada tüccar ve esnafımı- za pek çok yardımı olmaktadır. Bu banka yalnız iş sahiplerine ti- cari sahada hızlanmalarına yar- dım etmekle kalmıyarak, o umumi sıhhat bakımından çok İüzumlu o- lan ve bir saat mesafede bulunan şarlak nammdaki güzel bir suyun şehre isalesinde de memleket nam ve hesabına azim fedakârlık göster miştir. Bu temiz ve güzel su kenti- mizin her tarafında akmakta çarşı sile belediye adamları tarafından çarşı ve sokaklar sulanmaktadır. Bu sayede halkımız toz topraktan harrik olarak yapmağı da üzerine almıştır. Yeni elektrik tesisatının projeleri ikmal edilerek tasdik için Bayındırlık bakanlığına gönderil- mek üzere bulunmuştur. Gönderdi- ğim fotoğraf belediye meydanm- daki fıskiyeden © şarlak suyunun yükseldiğini göstermektedir. Kaldırmları bozulmuş yolun üstünde bir demir tekerlek sesi duyuldu. çevirdim: Ağzına kadar dolu bir çöpçü arabası... Bu arabanın içinde; neler yok- | ne ben açtım: i tu, Altı üstü patlamış teneke maşrapalar,| © — Size bu elbiseleri, bu elle tutulur yeri kalmayan rp e verir? leri e . si ” gi rel irem — Belediyeden alırız. i kil vallı.. Şu yahudinin parasını b çüyü demiyon mu? Aramızda kıza bir süküt givesile anlattı , — Geçende senin gbi bir parçaları, çekle çöpleri arabaya ir sü ö-| gördü. “Oğul... böyle etmel | yalm ükenmey ecek bi sürü karık ie ba Çöpçü, duvara yakın bir yerde arabası. | erine mahrop barde ça durdurdu. Ağzımda sirasi, eğilerek, | ebeler gm kazak Ma a” efendileri arar, bulur, diye Ba çıkın, menin mesi ii? İçinde ne Yer demedim. merak etmeden, arabasının bir ii dl Se Pelet Onun ördi sıra yürüyo- | — Sen mikoptan köri Aydında fakir çocuklara deve güreşi — Yoh... Mihrop, bizi gö rum. kür , ge e — Çöpçü... azıcık bana bakss — Sekiz on saat Arabasını durdurup yüzüme baktı: dinlenürük de... Zabah alaca Şntan, beriya Evlerin si birer birer ğu, uykudan daha uyanmaz. ee, “vay çöpçü imiş!,, deyin kapatır. Çöpçü oldu isek suç işleri de bizim eve uğramı- orMuş! âyet ettiler... ç “ ele Mi damar, ok gibi ka- bardı belli kö izzeti nefsine do- a z eke teneke gübreyi alkoy —U gün yok efendi. - 51 | kak sokak gezdir. Hele yaz anı geliyor da günde iki nöbet GiüYo- | kimizi Allah bir kuluna”g Koku bir yandan, ssrcah bir de peşinden z — Ne var, ne yok, sizin çöpçüler âra- sında... geçiminizden memnun MUSUNUZ bari? dk Kendisine edebi bir münakaşadan ” setmişim gibi, ağzımı iki karış açarak ha- va baktı, Memnun olmak sözünün ne de- Başı alan köşklü tülü AYDIN, (Milliyet) o — Aydın | köşklü tülü güreşmişler Âlimağa halkevi içitmal yardım şubesi bay. | tülüsü kazanmıştı. Bu yıl iddia ile ramın 2 nci ve üçüncü günleri, orta | çok iyi bakılan köşklü tülünün ve ilk okullardaki yoksul ve kimse. | kazanacağı mangal başı güreşlerin- iz çocukları giydirmek üzere de. | de söylenmektedir. ve güreşi yaptırmıştır. Deve güreşinin en tatlı yanı man- Güreşe sekiz çift tülü girmiştir. | gal başı güreşleridir. Gece deveci- Ayağa Aydınlı Ahmet çavuşunun | ler han kahvesinde toplanır, deve- türlüsü, Osmanbüklü ve sepetçi tü- | ler dışarı takılır, davul (o zurnalar lülerini yenerek kazanmıştır. çalar, mangal başında eski deveci- Ören bari İer ünlü tülü güreşlerini anlatırlar. köşklü Hamzanın Deve güreşinin modası geçti di- ü renen Aydınlı Bay Eyü. | yenlere karşı, deveciler şu yerinde i karşılığı veriyorlar: — Deve güreşinden maksat de- ve neslini ( eyileştirmektir. Deve hem barışta ve hem de savaşta ya- rarlığı görülen bir hayvandır. At cinsini eyileştirmek — içinat koşuları yapıldığı gibi deve cinsini | eyileştirmek için de deve güreşleri yapıyoruz. Güreşin tertip heyetine Bay T: lât, Bay Muharrem, başmuallim Şükrü çok çalışmışlardır. Ve iyi ne- le | tice alınmasını âmil olmuşlardır. Samsundan geçerken Bu bol ışıklı kentimizde gençler okuyor EGE VAPURU ( (Milliyet) — | demet, gül, karanfil, şebboy saçı Samsunun ne güçlü ışığı var... Şa- rın bayındırlık içinde göz çeken bucakları alev alev, yarıyor... Konuğumun penceresinden Sam- suna bakıyorum. Kentin renk, ko- ku, güzellik içinde yüzen semtleri insana, yudum yudum, ATATÜRK saygısını, ATATÜRK, sevgisini ATATÜRK'e gönül (o bağlamanın mutluluğunu tattırıyor... Karadenizin köpüre köpüre, ta- şan dalgaları, (Atatürk parkı)nın kıyı'arını öpüyor... Sevdalı sevda» lı, bakınıyorum; atam, hızlanmış atmı, kırandan kırana sürüyor gi- Samsunun gözleri baranlı le türlü türlü cicekler açan kızları, İ büvük Akracı'nın o yoluna, demet muşta — Ötede beride elinize epeyce şey £€- gerin. Çöpler arasında kimbilir me. bulursunuz! Demin arabaya attığı çıkını hatırladı da benden şüphelendi mi bilmem, hemen wa j "e elimize bundan başka ne geçecek? Güldüm: Arada, (8000 Yiralık çılımlar bul- duğunuz da oluyor... Başımı salladı: — Allah daba bu yana kadar arabası işe yarar bir şey bulma- dire! — Kimdi o, sizden birisi, geçende epey para Ge EĞE ne oldu?.. Başı beliya çattı, Üstelik keç günler mahbus yattıza Ülkümüzün dönmez gezgincileri, | burayı da Atatürk £ sevgisi, Ata- bulunmadığından galip sayılmış ve | türk kokusu içinde burculandırmış- başa konan halıyı almıştır. Bu tülü ile yenipazardan Âlim a- ğanm tülüsü güreşecekti fakat, Â- lim ağanın çok hasta olmasından tülüsü gelmemiştir. Geçen sene Âlim “Bir yönde ulusal musiki için | ye denilen yede mi bir yönde verilecek mü | ianmuştur. > geye samerenin eksiklerini tümleyor- lar, bir yönde bitik, gazete okuyor- N ağa tülü ÇORUM, (Milliyet) — ar... . Her köşesinde; ışık, aylaş, sevinç a har: dre üni v var... Samsunü geziyorum.. — Yıllarca önce gördüğüm toprak sıvalı, top- rak kokulu, gün görmez yapılar, ak laşa aklaşa, verimli, bayındırlı, gü- zel bir diyar olmuş... Denizde vapurlar, karada tren- ler, otomobiller, arabalar, gürültü- ler, ökonomi varlığının sesi gibi... Karadenizin hırçın, güvenilmez suları, (EGE)nin yönlerini yala- ”“Şimdi, Samsundan uzaklaşıyo- Gözlerim ATATURK kurçağı- | nın alanma takılıyor... Güçü çok ısıkların, bir yıldız sağması gibi, Türkün ünlü oğlunun başmda çev- postalar günü gününe başlamış, bir çok z ilk kaynağı olmak gönencini sezmiş Samsunun, nazlı ve övünçlü olmakta tümen tümen, payı vardır... kendisini döğenci kö; gocuk sahibi bir zavallı resinden,,i okudun mu? Mer” — Bayan Fehamet, “Roman,, mr ; okuyorsun? — Kuzum Çetin, bana “Anka- ra,,yı verir misin?.. ATATÜRK çocuk'arma okumı- Piyanoda, gö ü perde perde, yükseliyor: GE Türküz, cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi, Türke durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri. lar tarafından parçi mişse de, sonradan don bulunmuştur . > Karın vilâyete bağlı da zayiat yaptığı kayde