Milliyet'in Romanı: 30 Yazan: Marthe Richard Richard 50 santigramlık antiprini suda ezin ve mektuplarınızı bununla yazın Hülâsa (Marthe Richard Fransa casusluk te$- kilâtı tarafından İspanyaya Sen Sebas- tiyen'e gönderilmiştir. Vazifesi orada Alman tame teşkilâtma girmek ve iki cihetli casunluk yapmaktır. Orada ken- disine kur yapan Walter isminde şi me le Alimi tanaşmaştı. Banunla bir parkta gezerken Stephan isminde bi- risine rast gelmişlerdir. Stephan bir AL man casusudur. Onu Alman çasus tet- kilâtlr reisi Baron Fon Krohi mıştır. Kendisini bu teşkilâtm içine al- esaşlar ve casusluk Yili üzere Fran- esya göndermişlerdir. Şimdi Marthe Ri- chard Fransa casusluk | teşkilğti reisi M. Ladoux'ye İspanyadaki maceraları hakkında malümat vermektedir.) — Collargolium'le yazılan yazı. ları okuyabilecek misini — Merak etmeyin, dedi. Fran - sada kuvvetli kimyagerlerimiz var ar. : — Yoksa, dedim, bunun sırrını da öğrenir ve size yol; Tekrar vazife hırsı mı sarıyordu. Bir işe başlamıştım. Devam edecektim. Çarka kapılmış- tım. Yüzbaşımın yanından ayrılma - dan evvel: — Yarın, dedim, size telefon e- derim. Ve ne zaman hareket &de- ceğimi bildiririm. Üç gün sonra Jacob sokağında- ki M. Delorzue bana Von Krohn'un sorduğu sunllerin cevaplarını getir ilbadsik; mişti, a bu adamın karşı. sına tekrar vazifesine sadrk bir Al| man casusu olarak çıkmam lâzım- dı. Yüzbaşı Ladoux'nun o verdiği malümat doğru Fakat bayattı. Çoktan eskimişti. Bu malümatı bütün Alman hiz- setine giren diğer Fransız casus- larma gönderiyordu. Almanlar bunları tahkik ediyorlar, doğru bu *luyorlar ve bittabi hizmetlerindeki Fransız casuslarından zerre kadâr şüphe etmiyorlardı. İşte ben de Jacob sokağmdaki bu bürodan Madritte Calle Algor- ta'daki dostum Madeleine Stepino ya bir mektup yazdım. Ve Baron Fön Krohn'un tavsiyesi mucibin - € satırların arasında Collargoli - um'la istenilen malümatı kaydet - tim. Yüzbaşı mektubu aldı. Ve kendisinin göndereceğini söyledi. Hilâ hakkımdaki şüphelerinden vazgeçmemişti, Resmi bir lisanla bitap ederek dedi ki: — Bundan sonra “Alouette, #lir. Eğer bir vasıta ile size bir emir vermek icap ederse bu isim parola olarak kullanılacak tar. Tam bir hafta Berlitz omekte- binde İspanyolca dersi aldım. Hiç bir dosta tesadüf etmiyordum. Ne tiyatroya, ne sinemaya “gidiyor, u- mumi hayata karışmaktan ihtiraz ediyordum. Baron Fon Krohn'un söylediği gazeteye bir ilân verdim. Ve bununla hareketimi bildirdim: “Bir oda hizmetçisi aranıyor. Filânca günü müracaat edilmesi,, İspanyadan bir kart aldım: Ma lümat talep yordu. Collargo- lium'la yazdığım mektubun gecik- tiğini anlıyordum. Hareket edeceğim günün arife- sinde yüzbaşı Ladoux bana Alman lar için mütemmim bazı malümat daha gönderdi. Bu malümata şu mektubu ilâve etmişti: Aziz dostum Madam Sizi alâkadar eden şehirler hak kında yeni bir malümat alamadım. Mevcut malümatla iktifa etmeniz zaruri görülüyor. Her türlü hâdise- ye karşı Cerbere'deki askeri posta şefine veyahut hususi komisere mü racaat edebilirsiniz. Fakat ancak bariz müşkülât karşısında kendile- rini görürsünüz. Yalnız dikkat edin ki etrafı - nızdan kimse sizin tavsiyeli bir ka dın olduğunuzu farketmesin. Ken- dilerile temas ederken daima bu ciheti nazarı dikkate alarak ona göre tedabir ittihaz edersiniz. Bize göndereceğiniz mektupla- rı Antipirinle yazarsınız. Bu ga - yet basittir. 50 santigramlık bir an tipirin tableti alırsınız. Bunu iki ka şık suda eritirsiniz. Bu suretle şef- keye maraz kalırsanız kolaylıkla ve tehlikesizcede yutabilirsiniz. Evvelâ alelâde bir mektup yazar ve sonra kalemle satırlar arasına Tercüme'eden: M. F, bu mürekkeple istediğiniz malü - matı haydedersiniz. Beyaz veya - hut mat krem renginde kâğıt kul- lanmanız lâzımdır. Söyliyeceklerim bundan ibaret. tir. Güzel seyahatler temenni eder ve hürmetle dost ellerinizden öpe- rim madam. Imza: Jean Câvenol Size göndereceğim mektuplar hep Jean Cenâvol imzalı olacaktır. ,.. Artık tamamile mukabil ca susluk teşkilâtma girmiştim. Ö - nümde tehlikeli, yalçın, karanlık bir yol açılıyordu. İspanyada ise Baron Fon Krohn beni bekliyor - du. Hiç şüphesiz o da çok heye- | canlı idi, Ve benim avdetimi ken- di arzularına karşı müsait bir ce - vap olarak telâkki edebilirdi. Aşık baron Baron beni Jurn'da bekliyor « du. Kendisini kalabalık arasında farkettim. Yüzünün hatlarını biraz unutmuştum. Eğer dikkat etmesey dim, bana doğru ilerleyen bu ada mın baron olduğunu pek anlaya . mazdım. O elli iki Cam gözünü tek gözlü da saklamış, mekanik ilerliyordu. Ben ise yirmi yaşlarında idim. Kendim hakkında öyle kanaatle - rim vardı ki Fon Krohn'un karşı - sında bunlar hakikatle çok sert bir şekilde çarpışıyordu. Eğildi. Bir saniye zarfında yüz başı Ladoux'mun bana tahmil etti- ği vazifenin korkunçluğunu hisset tim. adımlarla (Bitmedi) Yatı meccanilik İmtihanlarında Kazanan talebeler Yatı devlet mekteplerinde meccani okumak için imtihana gi- renlerden kazananların listesini neşre başlamıştık. Bugün de son i- simleri neşrediyoruz: Manisa; Mustafa oğlu Bekir Semi, Mustafa ağn Özsan, Süleyman oğlu Rifat . araş? Abdülkadir oğlu Necdet, Mustafa oğlu Ayhan, Bilâl oğlu Hayrullah. Ni Mustafa oğlu Raif, Besim oğlu Hı- zer, Muğla: Yakup oğlu Irfan, H. Hbrahim kizi Semiha, Şükrü kızı Hakat, Muş: Tahsin oğlu Ziya, Mahmut M. Cemal Niğde: Mutahhar oğlu Muzaffer, Halit oğ- hu Sırrı, Faik kızı Melihat, Abdullah oğlu Mustafa, Adem oğlu Ziya. Ordu: Mosa oğlu Asaf, Ali Osman oğlu Osman, Mahmut oğb” Sabri Siirt: kemali oğlu Necip. oğlu A Sinop: Mustafa oğlu Hüseyin, Hüseyin oğ- hu Remzi. Tekirdoğ vilâyetinden: Abidin oğlu A. Zihni, Hüseyin oğ- Mustafa, Tokat: Şükrü oğlu A. Turban, Tahvil oğ- ha Seli Ali oğlu Salih, eni ön oğlu Vahdi, Seyit Ah met oğlu Salih. Van: AN zan öğ Gal Zonguldak: Süleyman oğlu M. Yılmaz, Ekrem kızı Perihan, Ali oğlu Salihattim. Afyon: Halim oğlu Samih, o Ahmet oğlu Cemal, A. Rahmi oğlu Arif. Halil oğlu Ref, A. Ahmet © oğlu Abdullah. Mardin: Ayfer oğlu Musa, Derviş oğlu Sa- 'dettin, Ahmet oğlu Mahmut, Abdi oğ- hu Ali, Ali Rıza oğlu Rifat, © Fbrahim oğlu Ahmet, Nurettin kzı Saadet, Mehmet Ali oğlu Kemal, Emin oğlu Orhan. ha Muğla: İbr kızı Nazife, oğlu Fikret, Mehmet Ali Muş: Tahsin oğlu Salih Tahsin, Samsun: Osman oğlu Aziz, Numan oğlu Ke- mal, Kâşif oğlu Şökrü, Yusuf © Bahri oğlu Hasan, Salih oğlu ei Ali oğ- ha Alek; Hüseyin oğlu Aa oka Hüseyin, Al kazı Leman, Osman oğlu Ahmet, Mehmet kızı E- MİLLİYET CUMARTESİ :0 LR malak Londra mektupları ppi Londrada 29 Birinci teşrin Dün; çocukluktan uzaklaştığım zamanlardanberi unuttuğum bir bayram havası içinde uyandım... Alnımdan çizgiler silinmiş, ruhum hayatın bütün aksi izlerini silmiş geldi bana... Sevinç ve duygu, be- ni çocuklaşlırmıştı... Sanki cumhu- riyetle yaşıt gibiydim... Hangi Ke- malistin büyük sevinci, büyük da- , cumhuriyetle yaşıt değildir Kendimi o kadar bayramın, memleketin havasına bırakmıştım ki; erkenden giyinirken, bir kaç eksiği, dükkânların bayram diye kapalı olacağını kestirerek, tamam layamayacağımdan korktum bile... Sefarete doğru yürüyorum; cad- denin yapılması yeni bitenen gü- ir halkevi ve- karile gözlerime gülüyo: yeni ve güzel cumburiyetimi eski, saltanatlı, modern Mküyaliz ra elverişsiz, isli ve yanındaki bu yeni ve temiz, dern ve makul bina gibi, jimler arasında görür gibi oluyo- rum... Başımı yukarı (o kaldırdım: Yıllardanberi ayyıldızı, bu kadar göğsüm kabarık, gözlerim dolu do- lu, seyrettiğimi hatırlamıyorum; Bir kere de uzun bir Avrupa yol- culuğundan rken Türk suları- na girince bindiğimiz gemiye bay- rağımız çekildi hemen çıka- rak, uçarak, birden onun hizasın- da olmak ve onu iğilip ö deki ilk ışık gibi boz göğün ucun- da kıpkırmızı, parıl pal yanıyor... Salonlardan beş on lisan birden taşıyor... Türkün bayramm in- sanlığın bayramı gibi kutlulandığı- nı kabul ediyorum; diplomasi ne- zaketlerini, şahsi dostluk hatırla- rını unutmak istiyorum; mazlum insanlara ve muztarip beşeriyete yeni bir umut ve ülkü kaynağı o- lan genç Türk cumhuriyetini bü- tün milletler bir arada kutlulayor- i geliyor bana... hanım ve Fethi bey, misafirlerini Türk misafirper- iğinin en ince, en güzel tezahür ile karşılayıp ağırlıyorlar... Türk irünün Avrupa medeniyeti ile imtizacma bir örnek gibi komuşma- ları zaman zaman salonun bir kö- şesini takdir ve tebessümlerle 'dol- duran müsteşar Sedat Zeki bey ve gözleri bir kronometre gibi her va- kanın ve her insanın inde olgun bir ruh ve bilgi (tahlili ile duran Nizamettin Âli bey, Türk cumhuri- yetinin mümessilliğini salâhiyet ve nezaketle kullanıyor! İşte; Londra darülfünununda, Kembriçte, Oksfordda okuyan ve Üniversitelere girmek için hazırla- nan Türk talebesinin hepsi birara- da... Yakın bir zamanda; memle- ketlerine, yeni ve olgun (bilgi götürecek olan Türk gençlerinin en küçük, en kısa konuşmaların. da bile azmin ve iradenin, bilgi- nin ve İnanın emareleri var... Salonlardan Türk ve dost bir ka- labalık akıyor... Ankaraya yakışan, Ankaradan kopup gelen bir hava içindeyiz; o kadar ki: bazan dalıp Ankara palas salonlarında böyle akşamlarda muhakkak rastgeleceğ! miz büyüklerin ve dostların yer - lerini aramak, biribirimize görüp görmediğimizi sormak bile aklı- mızdan geçiyor. Nihayet; biran, herkesin gözü, duvarlardan birinde, loş renkleri- ne rağmen bir meşale gibi yanan bir büyük resme çevriliyor; “o,,nu görmek için şimdi neler feda etme- ye hazırız... Coşkun bir İskoç müziği, kim bi- Tir hangi talebe grupunu veya as- ker partisini ardma katmış, her- hangi bir vazife veya seyahat için bir yerlere götürüyor; gözlerimiz biran akpalı; kendimizi Ankaranın Mehmetçiklerin tunç yüzleri gibi tavanların altla- rından evvel, ruhlarımızın içlerine doluyor... Behçet KEMAL mine, Mehmet Zeki, Hu Mehmet, İbiş oğlu Süreyya, Sıvası “Ali oğlu Idrit, Kemal oğlu Tuğrul, Tahir kızı Zebra, Mustafa oğlu M. A- Vi, Sıtkı kızı Zekiha. Tekirdağ: Akif oğlu Nusret, Trabzen: Mustafa oğlu Niyazi, Ahmet oğlu vam birer sayı ile berabere bitti, 1934 nkü Lik maçları (Başı 1 inci sahifede) şumuza gitti. Oyunun umumi cereyanı ve şek- Wni böylece anlattıktan sonra böyle bir oynanış içinde yapılan gölleri de anlatalım Maç başladıktan pek az sonra Fe- Derbahçe sağ içi Muzaffer eşapevari bir akışla hasım müdafilerini atlattı ve iki vuruşla İstanbulspor kalesinin önüne geldi. Üçüncü vuruşu arkı bir şüt ve kalecinin mâni olamadığı gü - zel bir gel oldu. Bu gol İstanbulsporluların gayre- tini katiyen kırmadı ve on beş yirmi dakika sonra İstanbulsporun soldan bir akınında solaçık Reşattan güzel bir pas alan Salâhattin vole bir vuruşla ve yirmi metreden fevkalâde bir şüt- le nefiz bir beraberlik sayısı yaptı. İlk devre bu netice ile bitti. İkinci devrede sene Salâhattin, i adar olmaamıla beraber, ge bir önle ikianbulaporu galip vaziyete çıkardı. Fenerbahçe tehlike. li bir vaziyete düşmüştü. Bunu anla ynca ortadan oynamak sistemini bı- rakarak sağ ve sol açıklar vaslıasile oynamağa koyuldu. Bu derhal ken “ini gösterdi, oyun açıklı ve gol imkânları belirdi. Sağdan bir hücumda Fikret bir ka- fa vuruşile ikinci sayıyı yaptı. Biraz sorma da gene Fikret müdafii iyi bir vücut harolile aklatarak atlaktıktanı sonra havadan gelen topu çok güzel bir kafa vuruşile üçüncü defa kaleye soktu. Pek çok geçsinden Namık aya- ina geçen bir fırsatı, kaçmaması yüz de doksan bir şekilde hafif bir vuruş la kaleye gönderdi... Böyle bir vazi- yette İstanbuspor kalecisi sıkı bir şüt beklediği için yerden hafif ve faltolu gelen topu elinin arasından kaçırdı. Oyun bu suretle 4 - 2 Fenerbahçe lehine bitti. Fenerbahçede Namık ve Naci istis- na edilirse hepsi iyi oynadılar. Bilhas- #a Fikret, Niyazi, Esat, Covat ikinci devrede çak muvaffak oldular. / İstanbulsporlulardan fena oynayan gösteremeyiz. Hepsi vazifelerini yap- biler, Esat Hamdun Şeref stadında Dün Beşiktaş Şeref stadında da hik maçlarına devam edildi. İlk maç Be- siktaş gevç takımı ile Vefa genç takı mu arasında oynandı. Bu iki klübün küçükleri temiz ve dürüst bir oyun oy payarak berabere kaldılar. İkinci maç B takımları maçı idi. Ancak Beişktaşlılar takım çıkarama - dıklarından Vefalılar hükmen galip geldiler. Günün üçüncü maçı ikinci küme “akımlarından Hilâl ve Eyüp arasın. da oynandı. Eyüplüler bü hafta, Karagümrü - ğe karşı oynadığı oyundan büsbütün sr miri e ipne biribirlerile anlaaşı âhenkli oyun oyna - yan © KANA? 2 <0 yendi. Nihayet günün son maçı Beşiktaş Ve Vefa takımları arasında hakem Beykozlu Şazi Beyin idaresinde oy - nândı. Beşiktaş oyuncuları, bir aydır mütemadi çalışmanın tesirile yorgun - du. Bu noksanlarını bilen siyah beyaz- İı oyuncular bütün enerjilerini birin- ci devrede teksif ederek çok sayı çı - karmak, ondan sonra yarı müdafaa sis teminde bir oyun oynamak taffını ih- tiyar etüler. Oyun başlar başlamaz, Beşiktaşm beş forvedi birden hasım kalesine in- diler. Haflar, ikinci bir hat şeklinde besliyordu. Bu taktik temere - sini vermekte gecikmedi ve hemen da ba Vefalılar kendilerini toplamadan sekizinci dakikada sol içeri Şeref takı munın birinci golünü kaydetti. Top gene ayni sürâtle, birkaç de- fa iki kaleyi de ziyaret ettikten sonra 15 inci dakikada tekrar Şerefin aya- ğma geçti. Kendi pozisyonundan şüp- be eden Şeref daha vaziyetinde bulu- nan arkadaşına topu geçirdi ve yerin- de bir plâse ile de Cavit Beşiktaşım i- kinci golünü attı. Bu golden sonra Vefalılar daha düzgün ve şuurlu oynamağa başladı - lar, Hücumlarını açıklardan ziyade ortadan işletiyarlar. Yalnız; üç ortaları şütör olmasına rağmen Vefalılar on sokiz pas dahi- | linde iş göremiyorlar. Bu aarda, oyunun 32 inci dakika- sında Vefaya bir frikik oldu. Çok w- zak mesafede olmasma rağmen Muh teremin doğrudan doğruya kaleye çektiği şüt, güneşin kalecinin gözüne girmesi dolayısile ağlara takıldı. Uçüncü golden sonra, Vefalılar takımlarında ufak bir değişiklik yap- lılar ve hemen hücuma geçtiler. Muhteşem soldan gelen bir topu yakalıyarak sıkı bir şütle Vefanm bi- rinci golünü kaydetti ve biraz sonra da devre bitti, ikinci devreye başlar başlamaz Ve falılar soldan bir akın yaptılar ve sol açık Mustafa Vefanm ikinci golünü yaptı. Beşiktaşlılarda yorgunluk alâlmi gözükmeye başladı. Vefallar oyuna ta il hemen hemen in sonlarına doğru, Vefa kalesi bir karışıklığa uğ- radı. Lütfi nizami bir şekilde topu ha sm oyuncularından kurtardığı halde, keride bulunan hakem bunu penaltı olarak gördü. Hakkı bu suretle Beşik taşın dördüncü golünü yaptı. Oyun bu haksız gol üzerine çığırından çık- . Oyuncular toptan ziyade adama bakmağa ve çok sert oyhamağa baş- ladılar. Devrenin sonlarma doğru büsbütün sevkini kaybeden maç tatsız bir hava içinde, 4 « 2 Beşiktaşın galibiyeti bit. 'aksim sahasında Taksim iel Beykoz Süleyma» niyeye karşı baştan nihayete kadar temiz, güzel ve hâkim oynadı. Fakat m. hacimlerinin anut ve beceriksizliği yüzünden hem penaltı kaçırdı, bem de ancak bir gol çıkarabildi. Buna il penaltıdan bir gol yedi ve © e Talebe Birl Birliği Kongresi (Başı 1 inci sahifede) dair olan (3) ve (31) inci maddeleri - nin ortayı koyduğu yeni vaziyet izli. Kongreyi birlik reisi Osman Nari Bey açtı. Hep birden istiklâl | marşı söylemdi. Divanı riyaset intihabatı ya- pıldı. Birinci reisliğe | Nedim, ikinci reisliğe Dürrü, kâtpiklere de İsmail Haklı ve Tuğral Beyle- sçeildiler. Dünkü kongre o kadar gürültülü ol. du ki, reis bir kaç defa celseyi tatil et. mek, ve sonra yeniden açmak mecbu - riyetinde kaldı. Bütün bu gürültülere sebep olan, üniversite talebe talimatnamesinin 30 cu maddesinin şu cümleleri idi: (Fa - isilkelerin cemiyetleri sütün üniversite talebesine ait işleri beraber görüşmek Ni yapamazlar. Talimatnamenin (31) inci maddesi şudur: “Talebe Cemiyeti bir makızma veya müesseseye yazı ile müracamt edebil - mek için dalan özinimi alır.,, Talimatnamenin diğer maddelerim de, iakülte cemiyetlerinin nasıl bir çer çeve içinde hareket edecekleri tasrih e- i - ir. işte dün kongrede celse açılıp mü- | zakere başladığı zaman evveli bu mme- görüşüldü. Evvelâ sakin olan ha- va, biraz sonra hararetlendi, bir çok a- | e sök nl Bir çok kimseler bağı - yorlardı — Universite talebe talimatnamesi - ww hükümlerine göre, talebenin mede. | ni hakları nazarı dikkate alınmamıştır, Üniversite talebesinin cemiyet | kurma halıkı, cemiyetler kanununun büküm » leri, medeni kanım, hattâ hukuku esa- siye kanunları nazarı İf alınmadan bir talimatname yapılmıştır. Talebeler bu yolda olan fikirlerini mütemadiyen söylüyorlardı. 5 liyeceğimi söyledikten sonra , yeni versite talebe talimatnamesi rilmesi için Şürayi Devlete mürucaat e- dilmesi kararlaştırıldı. Bu tekkif itti faka kabul edildi , bir öza: — Bu talimatmame tatbik edilirse, talebenin zararına olacaktır, diye bağı ryordu. Bundan sonra, Milli Türk Talebe Birliğinin nizamnamesinin intihabata müteallik maddesinin değiştirilmesi teklif edildi. Talebe Birliğinin tam ma» nasile federasyon şeklini alması ve tek dereceli intihap esasınm kabulü iste - niyordu. Bunun için bi- encüme > seçik di. Encümene Mahmut, Nedim, Ekrem ve Sabri Beyler girdiler. Seçilen bu encümen biraz sonra tet- kikatını bitirerek nizamnamenin 1Z ci greye arzetti. Kongre bu şekli İeabul et- &, Bu madde şu şekle konmuştur “Birlik idare heyeti azaları doğrudan doğruya kayıtlı azalar tarafmdan oe- çilir. Kayıtlı azalar kongre umumi he- yetini teşkil eder. Kongrede eski ida - re heyeti raporu tetkik ve tenkit edi- ir. Ve yeni idare heyetine © program takdim edilir. İdare heyeti namzetleri, namzet olabilmek için, kongrede hazır. bulunmaları icap eder. Her ihtisas şu- besinden idare heyetine azami beş kişi Intihnbak ikinci teşrin ayında olur. Ve birliğe kayıtlı azaler mueyyen bir yerde toplanmış olarak, bir sandığa rey atarlar, Seçme zamanı asgari on gün ev vel ilân edilir, ve asgari iki gün devam eder Talebe Birliği nizamnamesinin bu maddesi şu şekilde kabul edildi. Bundan idere beyeti o intihnbatına Fakat verilen bir töklif ö- neticesi alınmcayaı kadar, şiradiki idare heyetinin faaliyetine devam etme- i tarıldı, Maarif vekili Abidin Beye tazimat tel - grafları çekilmesi teklif alkışlarla len bul edildi. Kongre divanına, ür üversite | talebe lete müracaat için salâbiyet | verildi. Kongre divanı bugünlerde lâzem gelen kanuni müzmeleyi hazırlayarak, şürayi “devlete müracaat oluna Yunan Hariciye Nazırı Atinada (Başı 1 inci sahifede) “Ankarada enüsmir eserler meydana gelirdik. Türk - Yonan itilâfı, Balkan misakımı doğurmuştu. Ankarada akte- dilen konsey de bu misakı takviye et- içim de “Türkiye ve Yunanistan tica- ri ve iktisadi işleri tanzim edilmekte - dir, Bu ayın on beşinde toplanacak o- Jan mütehassıs heyet tütün ve kuru ü- teşriki mesai etmesi için çalışacaktır. denştir. » Hariciye nazarı bugün toplanacak 0- lan mazırlar meclisinde Ankarada ya- pılan işleri izah edecek, bundan sonra da Arnavatluktaki Yunan ekalliyeti me- selesi müzakere edilip bu hususta hü- kümetçe mühim kararlar ittihaz edile- cektir. Dr. A. KUTEL Karaköy Topçular caddesi e ŞEHİR TE PEBA ŞI TİYATRO" Bu akşam Sant 20 de MADAM SAN JET Komedi 3 perde ve bir başlangış. Yazanlar Viktoryen | ernbu! Betediçei ar a İn ti ii ij Sardu ve Emil Mora azal mn “l ... Eski Fransız Tiyatrosunda Bu akşam saat o 20'de YARASA OPERET 3 perde, Besteliyen Yohann Straust Tercüme eden: Ekrem Rağit. Fiyatlarda büyük tenzilât . Deniz yollarıj IŞLETMESİ Acenti : Karsköy Köprübaşı Tel, 42362 — Sirkeci Mühürderzade Şii Han, Tel, 22740. | AYVALIK YOLU MERSİN vapuru 10 İkinci Teşrin CUMARTESİ günü saat 18 de İzmire kadar. vi MERSİN YOLU ÇANAKKALE vapuru 11 İkinci Teşrin PAZAR günü saat 10 da Mersin'e kadar. (7573) sno KARADENİZ YOLU VATAN vapuru 10 İkinci Teşrin CUMARTESİ günü saat 18 de Hopaya'kadar. (7574) #7 İstanbul kumandanlığı sa - tınalma komisyonu ilânları İstanbul Kumandanlığı em rindeki kıtaat ihtiyacı için 53000 kilo bulgur kapalı zarf- Ja satın almacaktır. İhalesi 6 İkinci teşrin 934 salı günü saat 15,30 dadır. Taliplerin şart- name ve nümüneyi görmek ü" zere her gün ve teminat mak buzlarile o gün vaktinden ev- vel Fındıklıdaki Komisyonda hazır bulunmaları. (199) (6791) 8084 İstanbul Kumandanlığı kıs taatı ihtiyacı için 750 kilo ay“ va, 750 kilo zerdali reçeli pa- zarlıkla almacaktır. İhalesi 15- İkinci Teşrin - 934 Perşembe günü saat 16 dadır. Taliplerin şartnameyi görmek üzere her gün Fımdıklıda satmalma ko * misyonuna müracaatları ve i“ | haleye iştirâk edeceklerin de vaktinde komisyonda hazır bü Tunmaları. o (274) (7510) ... “e İstanbul Kumandanlığı ki taatı ihtiyacı için 1200 kilo domates salçası pazarlıkla alı nacaktır. o İhalesi 15 - İkinci Teşrin - 934 Perşenbe günü s8 at 15,30 dadır. Taliplerin her gün Fındıklıdaki satmalma ko misyorluna müracaatları ve İ“ haleye iştirâk edeceklerin vak* tinde komisyonda hazır bulun maları. (273) (751 Du İstanbul Kumandanlığı kr” taatı ihtiyacı için 5,500 kilo kuru soğan pazarlıkla alma” caktır. İhalesi 18 - İkinci Teş” rin - 934 Pazar günü saat 16 dadır. Taliplerin şartnameyi görmek üzere her gün Fındık" Irda Satınalma Komisyonuna müracaatları ve ihaleye iştirak edeceklerin de vaktinde Ko” | misyonda hazır bulunmâları. j (268) şın Merak Kumandanlığı Kıt'atı ihtiyacı için 300 adet | direk eb'adı 7 metre 650 fin: | eek e e kilometre galvanizli tel 3m kutrunda 150 kilo katran 5 kilo bağ teli pazarlıkla alına" caktır. İhalesi 15 İkinci teşri 934 tarihine müsadif Perşem” günü saat 14,30 dadır. 78” liplerin şartnameyi göl üzere her gün Fındıklıda 88 tınalma komisyonuna mür# caatları ve ihaleye iştirâk © deceklerin de vaktinde komi#” onda hazır bul yonda zey Pay a