e Heyecan sakinleşiyor Yugoslavya kralı ve Fransız hariciye zarının katillerile meydana gelen siyasi hayrına şakinleşmektedir. Marsilya ci- nayetinin bir dereceye kadar yirmi sene | evvel irtikâp edilen Saraybosa cinay tine benzemesi de alâkadar devletle. müteyakkız davranmağı sevketmiştir 1914 yüzında bazı devlet heyecana kapılmalarıdır ki e ik harp İncinsini meydana & Yirmi ne evvel alman dı de ettiği anlaşılı Bu heyecan içinde Yugoslav hüküme- &, Yugoslav halkı Yugoslav matbuati- Bin gösterdiği itidal cidden takdire yıktır. Facianın akabinde memleketin bazı kısımlarında komşu memleketler aleyhine yapılmasına teşebbüs edilen ni mayişlere derhal nihayet verilesiğlir. Hâ- disenin, Yugoslavyada Sırp o unsurile Hırvat unsuru arasında yeni bir mücas delenin başlangıcı olacağı zannedilmi; 8. Artık böyle bir tehlike olmadığı anlaşılmıştır. Yugoslavyada vaziyet normal bir şekle girmek yolunu tuttu- ğu iddia edilebilir. Yugoslav kabinesinin is'âfasında husı bir mâna yoktur.Hükümdarlar değiştiği zaman, kabineler de istifa eder ve baş- | vekiller de yeniden hükümeti teşkile me. | mur edilirler, Uzunaviç'de bunun için çekilmiş olacaktır. Nasıl ki, yeni hükü - meti teşkile tekrar memur edilmiş we hü- kümet, aşağı yukarı, eski tarzda teşkil edilmiştir. du Cinayet etrafında tahkikat Cinayet etrafında yapılan tahkikat , bunun dallı budaklı ve bir çok memle- ketlerde kökü olan bir teşkilât tarafım dan tertip ve tatbik edildiğini anlatmak- tadır. Katilin ilk günlerde zannedildiği gi- bi, bir Harvat olmadığı, Makedonyalı ol- duğu anlaşılmıştır. Malümdur ki, Yu- goslavya aleyhine çalışan iki teşkilât vardır: Makedonya ihtilâl komitesi, Hır- vatlar tarafından teşkil edilen Ustaca | teşki'âtı. Bu teşkilâtların bir çok mem- leketlerde şubeleri vardır. Fakat Hırvat teşkilâtının en büyük faaliyet merkezi Macaristandadır. Macaristanda Yu: | lav hududu yakınımda Yanka Puszta de- | Bilen bir çiftlikte geçen yaza kadar bir çok Hırvat milliyetçileri yerleşmiş bulun makta idi. Bunların Yugoslavya aleyhi ne tedhiş hareketi yapmak için orada ta- lim gördükleri iddi edilmektedir. Mar- silya cinayeti ip eden Georgiyef'in de burada bulunduğu söylenmektedir. | Her halde anlaşılıyor ki, katil Makedon- yal: olmakla beraber, Hırvatlarla hare- ket etmekte idi. Yuyoslav hüküm: aylardanberi bu vaziyete Macar hüküme- #nin nazari dikkatini celbediyordu. Yan- ka Puszta kampı geçen yaz kapanmış ol- maka beraber, Hırvatların Macaristan. daki faaliyetleri devam etmektedir. Bu yüzden Macaristan Fransızların da çok şiddetli tenkitlerine hedef olmuştur. Küçük itilâf ve Balkan misakı devletleri Kral Aleksandırm cenaze merasimin- £ ve Balkan merasimden sonra bi kralın ölümile meydana gelen vaziyeti tetkik etmişlerdir. Müzakereden sonra neşredilen iki tebliğ, küçük itilâfla Bal kan misakı devletleri arasındaki müna: betlerin yakınlığını göstermesi itibarile dikkate İâyiktir. Bu vesile ile iki tebliğ meşrediirsiş olmak yaparak, nidir. Yalnız birinde dcüçük itilaf», diğerinde de «Balkan pak ta devletleri» tabirleri vardır .Tebliğler- de her iki grup ta aralarındaki münase- betlerin yakınlığı tekrar teyit etmek- te ve cinayeti de takbih eylemektedir. Kral Aleksandırın yası, küçük itilâfla Balkan devletleri arasındaki (yakını tebarüz ettiren bir hâdisa olmuştur. Fi hakika iki grup ayrı ayrı âmiller ara sanda vücut bulmuştur. Fakat vücut bul. malarma sebep olan bu âmiller osasla- rında değişmediği gibi, her iki grupun da hedefleri biribirine uymaktadır, Ge- rek küçük itilâf ve gerek Balkan dev - | Haftalık Siyasi İcmal a letleri grüpunun birleştikleri nokta sul- hun muhafazasıdır. Vücut bulmalarına sebep olan mülâhaza bu olduğu gibi, her iki grupu da yürüten muharrik kuvvet Fransız kabinesi dilen Barthou'nun yerine eski başvekil. | Yerden Laval geçmiştir. Dahi ye reisi Marchandeau geçti. Marsilya ci Bayetinden ziyade Staviski hâdisesine kurban giden adliye nazırı Cheron' yerine de âyandan Lemery tayin e M. Laval, son intihaptan evvel başve- kâlete geçtiği zaman, Bilâhara bütün Avrupaya sirayet edecek olan buhran, Avusturyada başlamış ve Almanyaya in- tikal etmişti. Bu aralık çok şiddetli bir harici siyaset takip etmiş ve Amerika - ya da gitmiş olmakla beraber, Fransa ile Almanya arasmdaki münasebetlerin gergin olduğu bir sırada Berlini de ziya- ret etmekten de kaçınmamıştı. Binaen- aleyh belki Briand ve Barthou kadar suplesi olmamakla beraber, her halde gok faal bir devlet adamıdır. Yeni Fran- sız hariciye nazırının Romayı ziyaret e deceiinden bahsedilmektedir. Oyle an - laşilıyor ki, Laval, selefinin bıraktı noktadan işe başlamıştır. Bu ziyaret es. nasında Çekoslovak hariciye nazırı M. Beneş'in de Romada bulunacağı söylen- mektedir ki, icüçük itilâf grupunun bu çok salâhiyetüki ve dirayetli devlet ada- mının, Fransa ile italya arasındaki ma- zik müzakereler sırasında Italya payi- tahtında bulunması, müzakerelerin iyi bir netice vermesi bakımından hayırlı- dır. Uç nazırın değişmesile kabinesinin er'-isine nazaran kuvvet bul- duğu iddin edilemez. Fakat anlaşılıyor- ki, başvekil kabinesine yeni nazırları alırken, geçen şubat ayından beri tecessüs. eden müvazeneyi bozmak istemen Filhakika Doumergüe kabinesi, bir ce lunu Tardicu'ye, bir kolunu da Herriot'a vermiş yürümektedir. Bu müvazene: bulduktan sonra, başvekil, ne bir, ne de r tarafa meyletmek istemiyor. Doumergue > Fransa'nın karşılaştığı buhran Fakit şimdi Fransız hükümetinin ka ehemmiyetli buhran, hükümet teşkili hattâ her Fransız kabinesinin ka şılaştığı bütçe müvazenesi müşkül mergüc bunu yapmağa karar vermiştir. Başvekil, Fransiz bül lâmentoyu feshedebilmesini ra maliye kanunlarının yaln; tarafından teklif edilmesini ve memurla. rm kanunucsasi ile grev hakkından mah- rum edilmelerini talep ediyor. Dou- merguc tarafından ileri sürülen bu tek- | litler, bilhassa sol cenah zümrelerinin razlarına hedef olmuştur. Esa: mete muhalif olan sosyalistler, bunları faşistlik telâkki ediyorlar. deri M. Blum yazılarile başvekile hücum ediyor. Daha mutedil olanlar, demokra- in tehİikeye düştüğümü söyliyorlar. Başvekilin müsssesan meclisini topla- mağa karar verdiği bildiriliyor. meclis tekliflerini kabul etmezse, mergue fn edecek Geçen şubatta Frühüz hükümetinin bin bir müşkülüt ile teşkil edildiğini hatırlıyanlar, merguc'in bu kararı kar, Dow meselesi halledilmezse, Fransada birinci dereöede ehemmiyetli bir buhran mey- Sosyalistlik, Komünistlik Birçok memleketlerde faşistliğin kuv- vetlenmesi, sosyalistlerle komünistler a- rasında bir yakınlık meydana getirmek» tedir, Ikinci ve üçüncü enternasyonal, bi ribirine uygun prensiplere inanan ekol dei ildir. Bununla beraber, nihayet de bir veya diğer şekilde sos mi kabul etmiştir. Binaenaleyh me- İk muhafazakâr veya hiberallere maza- Tan biribirine daha yakındırlar. Fakat iki kardeşin kavgası pek müthiş olacağı gibi, bunlar da harptenberi birbirinin düşmanı Milliyet'in Edebi F omanı: 18 İZMİR ÇOCUĞU Yazan: Nezihe MUHİDDİN Ferihanın'cevap vermesine kal- madı baş uçlarında peyda olan bir garson: — Hanımefendi — dedi — sizi Man bekliyorlar. Feriha derhal kalktı... İçi i sığmıyordu. Telefonda (o bekliyen kimdi? Ahizeyi eline - alıp kulak verince sarsıldı. Bu Yenerin sesiy- di. Nasılsınız Feriha hanım?.. Si. zi dün gece rahatsız bıraktığım i. çin ben de rahatsızım, bu gece hiç uyuyamadım... — Hasta değilim Yener Bey... İş- te apareyin başındayım. Bahçe- deydim. Çok sevindim... Sizinle görüş- mek mümkün mü? — Ne zaman?.. — Ne kadar çabuk mümkünse o kadar çabuk... dargın mısınız? — Size dargın olmak kabil mi? — O halde bana bir zaman ta- yin ediniz... — Peki Yener bey. — Yarın sabah gelebilir miyim? Elbette gelirsiniz... Sizi bek: — Fakat nerede. konuşmak istiyorum. Feriha parmağında parlayan yü. ğü gayri iradi / elinden çıkar. mıştı — Sizi Yorgoluda beklerim. — Teşekkür ederim... Yarın sa- at dörtte oradayım. — Saatikide geliniz Yener bey... O zaman mutlaka serbest olabil! rim, — Ne kadar erken olursa o ka- dar memnun olurum. Size kararla» rımı söyliyeceğim, Zannederim ki onlardan şikâyet etmiyecek; . — Kararlarmızdan mı bahsede- ceksiniz? — Evet Feriha hanım... Fakat sesiniz ne kadar çok titriyor., Sizinle yalnız Sosyalist li- | Ölüm karşısında! Londra — Avusturalya yolunu tepeden aşmağa kalkışan uçakçı - lar(1) dan sekiz kişi, uçakları par çalanarak düştüler. Fakat bu dü- şüş geri kalanları ürkütmedi. Bel- ki onların kezik (2) lerini arttırdı. 11,296 konaklık yeri üç gün için de aşarak Avusturalyadaki (Mel- bourne) a varan bu değerli uçucu- lar, geçtikleri yerlerden bol bol alkış topladılar. Ölenler, öldü. Fakat ölmiyen - ler, bengi suyu (3) içmiş gibi, öl. mezler arasına karışmış oluyorlar. Bu gelip geçici acun (4) da, a- dını kökleştirebilenlere ne mutlu! Değilmi ki, ne kadar yaşasak, bir gün ölüm var. Öyleyse, ondan bir kaç yıl önce geldi diye neden kork malı?.. Göklerde, toprağm üstünde, yahut altında insanlığa her gün yeni yeni yararlıklarda bulunan - lar, ölümü göze almamış olsalar, çöpü bile yerinden krmıldatamaz- lardı. Sen, ben, biz, ölmeği hiçe sayacağız ki, başkalarını yaşatabi- lelim. Londra — Avusturalya yolunu kuş kanadile aşan uçakçıların ö- lüme karşı — gösterdikleri soğuk kanlılığı beğenmemek ve başar - dıkları işin önünde eğilmemek el. den gelmiyor. M. SALAHADDİN uçâkçı — Tayyareci, (2) kezik bengi suyu - Abıha, | 0 — cesaret (3) yat, (4) Acun — “DERYA l | | Bugünkü program | İSTANBUL 0, Plâk neşriyatı, 1830: P A bülrerlri ii Tera Ruşen, Cevdet Beyler ve Mama Faridun ve Şökran ahin ök naşı habe, 21,15: Filharmenik senfonik konser. 23.30: Şili ve musiki. 24: Mesahabe, 2405: Dans muni kini, 545 Khz. BUDAPEŞTE, 550 m 18,38; Plâk, 10,10: Spor. 1936: Stem Tagnanili ken 2 iapeşte konu <i siyaerte dair konferana. 2340: Çinge Ks, LÜKSEMBURG, 1304 m. ama, 2135: Kabara numaralı leri. 22.20: Tarannili konus: 40: Tazannili komserin de. arışık konser. 2350: Radyo orka tras 2420: Hille konseri, 24,45: Plâk, Khz PRAG, 470 m. neşriyat. — Musahabe, 20,46 eserlerinden iki apara 23,30: Rusça haberler, 904 Ks, HAMBURG 332 m. MAH CUM ARI ç | Fransızca Sözlü JOHN BOLES LUPE VELEZ - GİZLİ SEVDA İRENE Canlı DUNE Geti men döl ında geçen filimlerin en v&thişi Öz Türkçe ile Bilmecemiz Bilmecemizin halledilmiş şetli 1234567891011 ARAMAK MEN OL LL LU Geçen defaki bilmecemizi doğru hal- ledenler arasında çekilen kur'ada bi - Galatasaray lisesinden 929 mu- maralı Bülent Bey, ikinciliği: İstanbul şeker şirketinde daktilo Nebire Refik hanım kazanmışlardır. İdarehanemize müracaat ederek be. diyelerini almaları kendilerinden rica olunur. Hediyeler cumadan maada her gün saat üçten yediye kadar tevzi olu- Bur, ... Bugün, geçen haftaki bilmecemizin balli ile yeni bir bilmece daha takdim e- diyoruz. Milliyet, haftada iki bilmece derce - der ve doğru halledenlere kur'a netice. sinde hediyeler ver Bilmecenin biri salı günü, ötekisi cuma günü intişar ©- der. Taşradan © aldığımız mektupları nazarı dikkate alarak Xal müddetini tem- dit ettik. Bundan böyle salı günü tak- dim ettiğimiz bilmecenin müddeti per şembe günü akşamı nihayet (18) e ka- dardır. Cuma günü dercettiğimiz bil - mecenin müddeti de pazartesi akşamı gene (18) e kadardır. Osman öz türkçe mukabilleri in boş hanelerine yerleştire. izden kestiğiniz çekil ile birlikte (Milliyet bilmece memurluğu- na) gönderiniz. Kur'a neticesinde ka - zananlara gazetemiz hatıra olarak birer hediye verecektir... Geçen defaki bilmecemizi halleden 2 : kur'ada birinciliği Yeni bilmecemiz 1234567891011 m alm amışlardır. Bundan sağ- tifade etti. vaziyetinde yi ların ve bilhassa faşistlerin anlıyan komünistler, şimdi bârış- aşizme karşı beraber hâröket etmeği teklif ediyorlar. Bu, esasen Fran- sada filen meydana gelmiş bir vaziyetti yada da ve bir dereceye kadar Â- vusturyada da olmuştur. Şimdi bu teşri- ki mesainin beynelmilel sahaya da teş- mili teklif ediliyor. Evvelce Almanyada fa; leşmeği sosyal demok re teklif etmişlerdi. Fakat © zaman ko- münistler bu teklife cevap bile verme- mmişlerdi. Şi rafından ileri sürülmesi çok yandır. Brükselde yapılan bi görüşülen bu meselenin ne netice vefe- ceği meraka değer bir meseledir. ses Deniz silâhları m e karşı bir- Gelecek sene toplanacak silâhları konferansının zeminini hazırla mek için Japonya, Amerika ve İn, arasmda temaslar başlamıştır. 1935 se- mesinde deniz silâhları konferansının toplanmasıma sebep, 1922 senesinde Va- şingtonda imzalanan deniz silâhları mu- kavelesinin mukadderatı hakkında bir karar vermel Bu mukavele aynen de- vam edecek mi? Yoksa değişecek mi — Bana onlardan şimdi olsun söylemez misiniz? — Peki söylüyeyim... Sizi sevi- yorum Feriha... Sizi ne kadar çok sevdiğimi daha derin anlıyorum... Ve bana o gece sizi sevmeme müsa- i Hislerime inanırsmız değil mi Feriha? — Oh... Ne diyorsunuz? Beni seviyor musunuz ?.. Yener... Yener bey... Oh yarabbi!.. — Ne oluyorsunuz Feriha Ben o gece sizin o kadar sıcak sa- mimiyetinize karşı soğuk davran dım. Sizi gücendirdim - biliyorum. Fakat kendimi affetireceğim... — Yener bey... Ben ben başka şeye karar verdim... Dinleyiniz be- iraz — Yarın Feriha... Yarına kadar sabredelim... Yarın Yorgolu tam saat ikide Feriha. Telefon kapanmıştı. Feriha düş- memek için koltuğun arkalığına dayandı. ... Ertesi sabah Servet Naim Bey öğle vapurile İstanbula iniyordu, Telefondan sonra sapsarı bir çeh- re ile yanıma avdet eden nişanlı nım solgun hali son derece tecessi sünü celbetmekle beraber hissiyatı nımeydana vurmağa ces«ret edeme mişti, Biraz sonra Feriha itizar e- ve değişecekse, yeni mukave kâmı na olacaktı Işte Londraya gelen Japon ve Ame rika murahhaslarile İngilizler arasında an iki taraflı temaslarda bu sualle- imeğe çalışılmaktadı tirmiştir, are edilen gemi inşa etmesini istiyor. Sonra tayya- re wkleden gemilerin ilgosma: teraftar- | dır. Diğer taraftan deni emilerinin | arttırılmasını da istiyor. İngiltere gemi- | lerin hacimlerini azaltmak, fakat adet- | lerini artırmak istiyor. Amerika ise, In- gilterenin aksi olarak, gemilerin ha | Simlerini artırmak, fakat adetlerini zaltmağı daha muvafık buluyor. Hü ber üç devlet te karşı tarafı atl salışıyor, Her üçü de ayni derecede kur naz olduğuna nazaran birinin. di mkân yoktur. Her halde atlatmasına & uzan şarkta ünal perlitn siyasi vaziyetin karışması | lan Vaşington deniz silâhlarmı tahdit mukavelesinin tekrar edilebilece- ği çok şüpheli görünüyer. Ahmet ŞUKRU bir şeyler döndüğünü anlamakla beraber her ne bahasıma olursa ol- sun Ferihaya malik olmağa karar işti. Parasının kalbine verdiği | bir gurur ve cesaretle bir izzetine- fis meselesi yaptığı bu işten muzaf- | fer çıktığını anlıyarak seviniyor- | du. Feriha gibi genç ve çok güzel bir genç kız da her zaman ele ge- | şen fırsatlardan değildi. Servet bey vapurun lüks kama- sında kendi kendine birçok projeler siziyordu.... Evvelâ bugün nişanlı- sma bir çok kıymettar hediyeler a» | lacaktı. dın kalbinin böyle cici- lere karşı ne kadar zayıf olduğunu | biliyordu. Sonra ona ulüvvücenabr nın büyük bir nişanesini de göste- recekti... Ondan sonrası kolaydı. Bir ke. re evlendikten sonra kız tamamile kendi malı olacaktı. Onu istediği gibi kullanabilecekti. Hattâ bir da- ha ona İstanbulun yüzünü bile gös- termemek kabildi. o Zaten Feriha biran evvel evlenmekte kendisin- den ziyade acele ettiğini anlatma- mış hattâ sarahatle söylememiş mi idi? Ferihanm bu sözünü hatırla » mak onu müsterih ediyordu. Ab - lak çehresine geniş bir tebessüm 1 — Muktesit (6) Ben değil, o de- (3): 2 — Kamer (2) 3 — Amca (3). 4 — Elem, keder (4), Ayı yuvası (2) 8 — Gekdeğil Zönu (3) Nota (2). Arka (3), (2), Bir venk (4), (4) , Ceht, eziyet (4). lem, istirap (4), Beyaz rabıt edatı (2), 8 — Asi (5). 9 — Fidan (3). 10 — Fermset, izan (7). 11 — Dalalet, hiddet (3), Firuze, gö- zün üstünde (3). (2), Yukardan aşağı 1 — Ehemmiyetini kaybetmek (8). 2 — Aksi snda, fikir (2). iba (2), yayılıyordu. Saadetten başka dü - şönecek hiç bir bulanık nokta yok . Bu mesut düşünce ile köprü- > çıkar çıkmaz bir taksiye atlı- yarak doğru Beyoğlunda Böhor efendinin müesesesine gitti. İki arkadaş uzun uzun görüştüler. Ni- hayet karar verildi. Yenere haber gönderdiler. Yener üç vapuruna yetişmek için elindeki işleri tamamlamağa çalışıyordu. Müdürün kendisini is tediğini haber alınca hayret etti, Acaba yeni bir iş mi havale ede - ceklerdi. Yahut işten çıkarıldığı - ni mı söyliyeceklerdi. Müdürün odasına girince şaştr- dı, Servet Naim Bey i tuğa kurulmuş kendi. tebessümle bakıyordu. Zengin adam azemetle Yenere hitap etti: — Yener Bey bugünkü kararı- mızı tebliğ etmek için arkadaşım Mösyö Bohor bana müsaade etti, Yener büsbütün şâşalamıştı. Mü €ssese namına yabancı bir ada - mm söz söylemesi garipti. Fakat © intrikalr menfaat işlerini / bili- yordu. Cevap vermeden bekledi. Servet Bey : Sizi müesesenin bütün işle- rini kontrol etmeğe memur ettik. Şimdi baş müfettşsniz. Maaş - İğ Cugün MELEK siusmasına Zevk ve saadet kraliçesi FRANZISKA GAAL tarafından edilen İLK BAHAR Resmi Geçidi mütemadi kahkaha temsil İki saat İlâve olarak: Marsilya'da sulkasta uğrayan Yuğoslarya (o kralı, <ALEK. SANDR Hr. ile M. BARTHOU" nun vefatı, Marsilya ve Paris'te yapılan bilümum merasim, Bu- gün sant İl de tenzilâtlı matine Osmanlı bankasından: Yüzde 5 Faizli, 1918 tarihli Dahili Jstikraz tahvilleri hamillerine 1 Teşrinisani 1934 vadeli ve 34 numaralı kupon bedelinin 1 Teşri. nisani 1934 tarihinden itibaren Osmanlı Bankasının Galata ve Ankara idareleri ile vilâyet mer: kezlerindeki bilümum şubeleri gi- şelerinden tediyesine başlanacağı ilân olunur . 20.— Türk lirası itibari kıymeti beher tahvil kuponuna mukabil kâğıt para olarak 50.— kuruş ve- ek Meccani lisan dersleri C. H. F. Şişli nihayösinden: Fırkamız binasında 3 İlkinci Teşrin cumartesi gününden itibaren . ticari he- sap ve muhasebe ile fransızca, alman. ca, italyanca , ingilizce san © dersleri ücretsiz olarak verilecektir. Arzu eden herkes akşamları saat 17,30 da fırkaya müracaatla kayıtlarını yaptırabilirler. “YENİ NEŞRİYAT İ Damlalar Genç -şairlerimizden İsmail Safa Beyin «Damlalar» isimli bir giir kita bı daha çıkmıştır. Prüzsüz ve temiz bir lisanla yazılmış olan bu kitap, (Zindan) dan çok daha muvaffak bir ir. Bu güzel şiir mecmuasını ka- erimize tavsiye ederiz. Kurtuluş ve kuruluş savaşı üzerindeki yazılarım Halkevi reisi Ali Rıza Beyin, Kur. tuluş savaşımdaki hatıraları, ve kur» tuluş ve irki savaşımızın muhtelif yıldönümlerinde, muhtelif mevzular İ üzerinde açık türkçe ile ve hörkesin anlayabileceği bir dil ile yazdığı ya- zıları “Türk kurtuluş ve kuruluş sa- vaşı üzerindeki yazılarım" adı ile bir kitap halinde çıkmıştır... Kurtuluş sa vaşında Büyük Erkânı Harbiye şube müdürü olarak, ve son ön yılda da Harp akademisi harp tarihi hocan 0- larak bulunmuş olan Ali Rıza Beyin Cumhuriyetin on birinci yıldönümüne armağan ettiği bu kitabı okuyucula - rumıza tavsiye ederiz. Holivut Holivut'un 24 teşrinievvel nüshası çok güzel resimler ve birçok film mevzula- rı ile intişar etmiştir, — ——————— çabuk , acele (3) » 3 — Emare (2), meyan (3). 4 — Dakik, hamur yapılır (2). gey. ri meskün (5). 5 — Kurmızı (2). taze, civan (4), 6 — Siyah (4). 7 — Mısır (4), tahattur etmek (5). 8 — Nota (2), yama (2); dantel (3) 9 — Kerre, ezmelkten emir (2), alâ- met, emmekten emir (2), ahiz (4), 10 — Arzu, istek (5). 11 — Nihayet (3), fert (4). nız da iki misli artmıştır.. Dün ge- ce Ferihadan işittiği sözlerle bu sözleri mukayese edince genç a « dam birdenbire hayret etti. Feri - ha o kadar içten samimi idi ki, sözlerinden şüphe ( edilemez: Mutlaka bunlar kendisile istihza ediyorlardı. Hakarete bile tenez- zül etmiyen bir gururla gözlerini bu garip adama dikti. Servet Bey devam ediyordu: — Hakkınızda çok iyi fikirler uyandıran da nişanlımdır. Bu adam mutlaka delirmiş saç- malıyordu!. Kimdi bu türedi ni - şanlı? O Servet Beyi bekâr olarak biliyordu.Bu sefer gülümser gibi oldu. Fakat Servet Bey izahat ve- riyor ve kendi aklınca genç adam- dan intikam alarak onu ezdiğine ayni zamanda büyüklük gösterdi: ğine inanıyordu. . - Nişanlımı tanırsınız. Mar - mara klübünde arkadaşmışsınız Feriha Hanımefendi Bu ismi işidince sendeledi. Bir- denbire meselenin içinden çıkamı yordu. Hiç bir cevap vermeden arkasmı dönüp odadan çıktı. Odasına girince kendini topl yarak düşünmeğe başladı. Demek Feriha bu sersemle nişanlanmıştı! Kendini para için satmağa karar — Bitmedi —