Haftanın yazısı İhtikan lâstiği Akıl ermiyecek kadar garip bir vaka, dinleyin: Samatya taraflarında oturan do- kumacı ustalarından — Hüseyin *fendi diyelim — acaip bir hasta- İiğa uğramış, bir türlü tedavisi ça- Tesini bulamamış ve ne hekim, ne adamcağızın derdine çaresaz ışlar. Hastalık nedir?. Efendim. Hüseyin efendi mun- bir adamdır. Akşamları işin den gelir.. Evde anasile karısı var- dır. Gelin kaynana | biribirlerile me kadar O geçinebilirlerse bunlar da o kadar anlaşabilmektedirler. azlasını beklemek meşe ağacın- dan incir toplamak istemeye ben- zer. Hüseyin efendi, akşamları eve Seldiği zaman bu iki kadının pek #ülmiyen çehrelerini gö, tik neşesini kaybetmiştir. Lâkin bi- Pisi anası öteki de karısı, ne yapı- labilir. Böylece idare eder durur. ,, Hüseyin efendi. içki de içmez. saat yedi buçuk, sekizde ini yer.. Dokuz buçuk ona doğru yatar. Karısı sofra kaldır. mak, bulaşık yıkamak gibi sebep- lerle kendinden sonra yatar. Kay- Mana hanım işe el sürmez. Gelini de biraz hırpalar. Kızcağız sesiz- aldırmaz gibi görünür, lâkin iç- İşte hikâyesini nakledeceğimiz ailesi... Hüseyin efendinin hastalığı ne- Mir? Hüseyin efendi on beş gün- denberi | yatağa yatınca kulağına tesler gelmektedir. Bu sesleri ön- Seleri civardan geliyor sanan Hü- Seyin efendi dört | gün bir sıraya İitince endişeye düşmüş, işi anası- Ma açmış, Kadın üç ihlâs bir fatiha p Baba Caferin Talana i t etmiş, o akşam gi ler işitil- Miş. Bu sesler o Hüseyin efendiye > 7 Seni öldürecekler, Ayağını denkal? diyormuş. al gün kadar | geçtikten sonra üseyin efendinin Muayene ediyor, kan muayenesi Yaptırıyor, / hiç bir sey çıkmıyor. Akli melekeleride yerinde. Hal. Bukü sesler devam ediyor. Hem bu Jefer, anasının aleyhine söylüyor- ler. “Anan seni karınla birleşip lürecek,, | diyorlar. Bu seslere ekimler (Hallucination) derler. bilağına ses gelmek. Eskiden de 1, takım meczupların kulağına böy * sesler gelirmiş te evliya olduğu” ui Zannederlermiş. Hüseyin efen- yen bu ses işitmesi mahallede şa- olunca eski itikatlı bazı yaşlılar ini öpüp duasını almaya kadar Sini ilar Vaka (polise de aksetti. vdi Hüseyin efendi, deli mi yok- bei mi kestiremediği için garip tey rsemlik içinde yaşıyor fakat üç” Sık sık kendisine “anan seni ürecek, dikkat et,, diyordu. yiirgün çalıştığı müessese Hüse- nç “fendiyi Bakırköy hastahanesi- ui, gönderdiler. Müşahede altına Ne Biraz bromür. O gece sesler iyor. Ertesi gece gene yok. Bir bi (3 mütemadiyen sükünet. Kes- Afiyet ettiği için hastahaneden öne giliyor. Evinde se2- a €ser yok. Fakat ikinci gece © ayni nakarat... Hüseyin efen- n artık deli olduğuna herkes miyglirs Kendisi de bu halden nev- İÜ elin orzahamenin önünden ge İken eczacı kendisini çağırıyor. iz Hüseyin efendi! Gel baka- —öreder, nasılsın bahakım... ek adi diyelim de iyi olsun.. Ah eder Artık benden ümit yok. in Canım böyle lâf etme! Senin biraz bozulmuş. Hepsi ie, hepsi geçer... Yüştüyeyin efendi biraz oturup gö- Zaç, len sonra kalkıp giderken ec- diyor kiz fak, Hüseyin efendi! Sizin bir u- an varı, Baray, Herabı?. Ben ilâelarımın gi vermiyor mayam? Misler! Yal Evden bazı şeyler al- Ne aldılar? — “e tane ihtikan lâstiği.. ye münesebet?. YK ei üç tane bir buçuk met. lap, Mikan lâstiği kırk kuruştan Spieki vereyim © ama bir kere va zzacile görüştükten iki gün son- n efendi ile karısı kara- — ade ( vermektedirler. Bu göre; seyin efendinin karısı, kayna MAARİFTE likmekteplere Kayıt başlıyor Maarif idaresi muhtemel tehacüme karşı koyacak Eylülden itibaren ilk mektep- lerde kayıt ve kabul muamelesine başlanacağı için, maarif müdürlü- ğü her sene artan tehacümü na- zarı itibara alarak şimdiden hare- kete geçmiştir. Bu sene, muhtelif & semtlerde yeniden bazı ilk mektepler açıla caktır. Bu arada, Fındıklıda inşa edilen ilk mektepte de faaliyete geçilecektir. Bütün modern tesisatı haiz bu- lunan bu mektep tam bir nümune mektebi vaziyetinde o çalışacak- tır. Maarif müdürlüğü, kayıtlara başlandıktan sönre ve Kizuma gö- re tehacüm görülen mıntakalarda- ki mekteplere şubeler ilâvesine ka- rar vermiştir. Üniversitede yeni ders senesi Bu yıl, üniversitede tedrisata teşrinievvelin on beşinde başlan- ması takarrür etmiştir. Bütün fakültelerde derslere ay- ni zamanda başlanılacaktır. Diğer taraftan, eylül imtihan- ları programı tesbit o edilmiş ve fakülte koridorlarma © asılmıştır. Hukuk fakültesinde ikinci devre imtihanları on beş eylülden teşri- nievvelin onuna kadar sürecek - tir. Min. Hariciye Vekili Cenevreye gidiyor Cemiyeti Akvam heyeti umumi- yesinin Eylül içtimama iştirak et- mek üzere Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey yakında Cenevreye gi- decektir. Tevfik Rüştü Bey Eylü- lün dördünde şehrimizden hareket edecektir. | BORSA i (iş Bankasından alnan cetveldir) 23 Ağustos 934 AKŞAM FİYATLARI 1STIKRAZLAR TAHVILAT etken dahili BAS $ Rah 118 rami 28,10 a“ 70 410 7100 ESHAM sma 8/40 $ Reji kuponsuz e ed $ Telefon 99 ) Terkos - Çimento riyet Bankası © 5550 Tramvay 3 Anadolu Hisse 27,10 $ aBiya ŞiraMyriye 1026 Şa mecra ÇEK FIYATLARI 17a 6477 NUKU Kuruş Amsterdam Solya 160 1 106 2 ww 24 2 nasından çok bizar (olduğu için kadından kartalmak istemiş. Bu- nun için çare ararken doktor Maz- har Osman Beyin bir kitabı eline geçmiş. Bu kitapta kulağa ses gel- me hâdiselerinden bahsediyormuş. Düşünmüş taşınmı; aldığı üç tane ihti ribirine ekliyerek bir ucunu kocası- nın karyolasının o başaltına, öteki ucuna da evin eskimiş döşemesin- den geçirerek oodanın altındaki ğin ucuna huniyi takıp, mahut sözleri söylüyormuş.. Maksat kocasını ana- nin karısını evrakile birlikte müd- deiumumiliğe göndermiş, orada da menimuhakeme kararı vermişler, Çünkü harekette cürüm mahiyetin- de bir şey o yokmuş... Biliyorum. Siz buna inanmazsınız. Ben de söz verdiğim için bu vakanın kahra- manlarının isimlerini, yerlerini, yurtlarını tamam vermiyeceğim. Lâkin gelin bu sefer inanın, kırk yılda bir gazeteci sözüne!. FELEK İşgal esnasında 16 martta şehit edilen askerlerimiz için bir âbide inşasına karar verilmişti. Belediye dükkânları istimlâk etmektedir. âbidenin rekzedileceği mevkideki Yukarıdaki resim istimlâk edilen ve yıkılan binaları gösteriyor. EKONOMİ Kürkçülerin bir müracaatı Bundan bir müddet evevl şeh- rimiz kürk tacirlerinden bir kısmı Ticaret odasına çok mühim bir mü- racaaita bulunmuşlardı. Birçok kimselerin müsait vaziyetler ihzar ederek ecnebi memleketlere git- tikleri ve oradan ucuzca tedarik et- tikleri kıymtli kürkleri / sırtlarına giymek suretile hiç bir resim ver- meden döndükleri yolundaki bu müracaat ehemmiyetle karşılan. mış ve tetkikata başlanmıştır. Bu yüzden çok zarar gördükle- rini iddia eden tacirler bu işi mes- lek edinen ve mütemadiyen kıy. metli kürk taşıyan birçok kimsele- rin mevcudiyetini öne sürmüşler, hattâ bu hususta pek çok misaller. de gösterebileceklerini bildirmiş. lerdir. Ticaret odası, bu şekilde ka- çakçılık yapılmasına mâni olmak için her şeyden evvel alâkadarların malümatlarma müracaate karar vermiştir. Bu arada kürk tacirleri dinlenecekler ve diğer bazı müte- hasısı zevatın da bilgilerindenisti. fade edilecektir. Sovyetler Yunanlılardan > tütün alıyor Sovyet Rusya, Yunanistandan 2 milyon kilo tütün İacaktır. Yunanlılar buna mukabil Sovyet malı alacaklardır. Bir senelik kibrit çöpü Kibrit ve çakmak önhisarı İ- daresi, memleketin bir senelik kib- acmı temin için Rusya ve n 3 bin metre mikâbı getirtmeğe karar up GÜMRÜKLERDE Memurların hizmet müddetleri Gümrük ve inhisarlar vekâleti, gümrük müdürlüklerine gönder - diği bir tamimde bütün memur- ların hizmet müddetlerinin histe- si: temiştir. İsteğile tekaüt olan, doğrudan doğruya teksüde çıkarılan, ölen ve memuriyetle (alâkası kesilen memurların tekaüt (o aylığı veya maaş bağlanabilmesi © müamele- leri ötedenberi bir hayli uzamak- tadır. Bu listeler tanzim edilerek vekâlete gönderildikten sonra ma- aş bağlanması muameleleri sürat- le yapılabilecektir. — Lehistan sefiri geldi Lehistan sefiri Comte ( Potocki ve refikası Polonia vapurile şehri- mize gelmişler ve Yeniköyde yaz- lık ikametgâhlarıma gitmişlerdir. Hava raporu Sıfır derecei bararete ve deniz se- wiyesine indirilmiş barometre bu sa - bah: Saat 7 de 780, 14 te 729,5. Dere - cei hararet 7 de 21, 14 te 24,5. Aza- mü derecei hararet 26,5, asgari 1. Rüzgâr ekseriyetle şimali şarktan Azami sürati saniyede 14 çıkmıştır. esmiş metreye ka Hilâliahmerin gezintisi Hilâliahmer Cemiyeti Alem- dar ve Küçükpazar nahiyelerinin müştereken tertip ettikleri deniz gezintisi dün yapılmış ve çok eğ- lenceli olmuştur. Şirketi Hayriyenin 68 numa- ralı vapurile Boğaziçi Sütlücesi gidilmiş ve akşam geç valât köp- rüye dönülmüştür, par İl Edebi müsahabelere dair “Edebiyatı Cedide” nin üslüp üstadı Halit Ziya Beyefendi gül ve krizantem mevsimleri arasında â- #âki bir bahçe sohbetine başladı. Üstadımız uzun — yılları dolduran bir sükültan sonra taze bir heye - can ve sade bir üslüp ile edebi ha- yata adeta yeniden doğuyor. O ka- dar ki yeni yazılarının altında “U- | saki Zade,, imzası olmasa bu has- bıhalleri piyasaya yeni atılmış bir gencin kalem mahsulü zannedece- ğiz. Fransız gazetelerinde fıkra ya - zan muharrirlerden biri uzun yıl - lar mücadele ettikten sonra artık imzasının eski kuvveti kalmadığını görünce müstear bir namla mesai- sine devam etmiş ve görmüş ki yep- yeni bir kari kittesi peşinden geli- yor. Bu alâka ona taze bir heyecan vermiş ve yeni bir hamle ile yazıla- rına revaç vermiş. Üstadımız eğer üslübu ile şöhret kazanmış bir edip olmasaydı bu - günkü yazılarında bu samimi hile- nin izlerini arardık. Yalnız bir nokta var. Halit Ziya Beyefendi son makalelerinden bi - rinde edebiyatta hayat çarelerini ararken bu tılısımı yalnız üslüpta buluyor. Homâre'in kasideleri, Dante'nin eserleri hâlâ yaşıyorsa bunun esra- rı üslüplarındadır, Diyor. Edebiyatı Cedidenin (üslübu â- li) üstadı için bu iddia pek haklı - dır. Fakat yazı sanatının cevherini yalnız üslüpta aramak onun fikir ve gaye noktasındaki kıymetini in- kâr etmek olmaz mı? Bence kalemin edebiyattaki rolü sahibinin sanat hünerini göstermek te değil, cemiyetin © bünyesindeki ideal kabiliyetleri söküp çıkarmak- tadır. Bunu kuvvetle başarabilen eserdir ki yarına malolabilir. Us- lüp bugünün sanat < telâkkisinde ikinci plâna düşmüştür. Güzel yazı yazmak için bize mekteplerde nü- mune diye gösterilen edebi parça- lar, teşbih, istiare vesaire gibi sa- nat malzemesi bugün elimizde na- sıl iptidai bir marangoz avadanlı- ğı gibi kalıyorsa üslüp ta edebiyat ta o kadar kısır, verimsiz bir mari- fet haline gelmiştir. Fakat lisan ve edebiyat bu ferdi meziyetleri ihmal ederken oOonun yerine cemiyetin ruh ve bünyesine hulül edip bütün hayat unsurlarını aramak sanatını kabul etmiştir. Biz yüksek üslüba kurban giden bir edebi devrin s0- nuna yetiştiğimiz için bunu daha yakından hissediyoruz. o Elmaslı gelin başlıklarına benziyen üslüp ilk bakışta göz kamaştırır. Fakat altını karıştırınca oyası ve foyası meydana çıkar. Fakat o cemiyetin köklerine, ülküsüne, milli heye- canına saplanarak oradaki cevheri deşen ve yaşatan bir kalemin ver - diği eser; üslübu göze çarpmasa da yaşar ve yaşadığı devrin canlı bir tarihi gibi daima ayakta durar, Bilmem yanlış mı düşünüyorum. Burhan CAHIT Denize Düşen baba kız Dün Kasımpaşa açıkların- da cesetleri bulundu Birkaç gün evvel Haliçte bir yü- rekler acısı bir facia olmuştu. Ka- sımpaşa önlerinde bağlı duran Ko- caeli vapurundan Halide isminde i bir küçük kızla babası Mehmet e- İ fendinin denize düşerek boğulduk- larını haber vermiştik. Bu iki zavallının cesetleri dün Kasımpaşa açıklarında bulunmuş ve denizden çıkarılmıştır. Zabıta doktomu muayenelerini yaptıktan sonra definlerine ruhsat vermiş- tir. Gümüş paralar pi Heyet bugün taslakların tetkikini ikmal edecek Yeni basılacak gümüş parala- rın şekillerini tesbit etmek üzere çalışan heyet bugün son içtimar Bı yaparak kararını verecektir. Jüri heyetine gönderilen tas- lakların — tetkik ve tasnifi işi bu toplantı ile tamamlanmış olacak- ilen taslaklar, yeni gümüş arın basılmasında örnek tu- tulacaktır. Darphane ve damga matbaası müdürlüğü, basım işine ait hazırlıkları tamamlamak üze- redir. Bu itibarla, gümüş paraların basılması kısa bir zaman mesele- si halini almıştır. Bu işte kullanı- Jacak ü ü him bir ledikten sonra yeniden darik edilecektir. BELEDİYEDE Şehri Ağaçlandırma Belediye bir çalışma prog- ramı hazırlayor iye iki sene evvel Üskü- Belediy: darda Şemsipaşa sırtlarma fidan- lar dikmek suretile bu sahayı a- gümüş te- bir zaman içinde çok güzel bir hale gelmiştir. Belediye, şehrin muhtelif yer- lerinin ağaçlandırılması için çalış- makta devam edecektir. Bunun i- çin bir çalışma programı hazırla- nacak ve bu program tedrici bir surette tatbik edilecektir. Gıda maddelerindeki hilelere karşı Şehirde gıda maddelerinde hi- | le yapılmasına mâni olmak için bir çok talimatnameler vardır. Fa- kat bunların tamamile tatbik edil. mediği görülmektedir. Belediye talimatnamelerin tat- bikini temin etmek ve diğer taraf- tan şehrin umumi sıhhatini koru- mak için yeni bazı tedbirler almak niyetindedir. Ayni zamanda hil sütlere» karşı da tedbir alınacaktır. Mahalle işleri Muhtar ve ihtiyar (o heyetleri vazifelerinin belediyeler tarafın « dan görülmeğe başlanılmasından sonra bazı işlerin mahallelerden seçilen mümessiller tarafından ted- iri takarrür etmişti. İlik zamanlarda çok ağır şekil de görülen bu işler, belediyenin birkaç ikazından sonra yoluna gir- miştir, Bu arada, mahalle mümessil- lerinin nahiyelerle daimi surette temasta bulunmaları da temin €- dilmiştir. Mümessiller, nüfus ve askerlik işlerinin teshili yolunda eski ihti- yar heyetlerine ait maballe defter. lerinden de istifade edeceklerdir. Kızıl ordu manevralarında askeri heyetimiz Sovyet Rusyada Kızılordu tara- fından yapılacak manevralarda bu- lunmak üzere askeri bir heyetimiz davet edilmişti. Fahrettin Paşam riyasetindeki bu heyet Rusyaya ha- reket etmiştir. Emniyet müdürlüğünde bir istifa Şehrimiz emniyet müdürlüğü dördüncü şube müdürü ( İsmail Rasih Beyin istifa ettiği haber verilmektedir. Gaze cceilerin istedik- leri ve gazetelerin rolü Matbuat Müdüriyeti erkânından Sadri Etem Bey, İstanbul Matbuat cemiyetinde gazeteci arkadaşlari. le bir musahabe yaptı, Ve bunların ihtiyaçlarım, gazeteciliğin memle- kette ilerlemesi için ne yapılması lözumgeldiğini sordu. Bu musaha- bede bulunamadığımdan dolayı çok mditeessirim. Fakat bulunanlar. dan cemiyette ne konuşulduğunu öğrenebildik. Meslektaşlarım Tür- kiyede gazeteciliğin inkişahı için birtakım dileklerde bulunmuşlar. dır. Gazetecilerin o umumi vesaiti nakliyeden istifadeleri, pasaport meselesi, ellerinde resmi makam- lardan vesika bulunan arkallaşla- rin müşkülâta uğratılmamağı, bu meyanda zikredilebilir.. Bu noktaları hepimiz bir gazete ci olmak dolayısile candan temen- ni ederiz. Hangi meslektaşımız is- tihbaratını ucuz ve kolaylıkla te- min elmeği istemez. Fakat bu istediklerimize muka- bil ne yapacağız, halka ne verece- giz, bir defa onada göz gezdire lim; bu nokta şimdiye kadar sade bizde değil, hiçbir memlekette hal ledilmemiştir. Dünyanın her tara- fında gazeteciler yalnız isterler — fakat hakikati söylemek lâzım- gelirse — bu elde ettikleri sühület- lere mukabil halka fazla bir şey ve remezler... Gazeteciliğin kısa bir tarihçesi ni yaparsak inkişafının bilhassa ne cihette olduğunu pekâlâ görebili- riz, Gazetecilik tıbaatin icadile be- raber neşvünema bulmuştur. Ilk ga zeteler “Aviso,,lar bir nevi heber vesaiti nakliyesi idi. Halkın ihtiya- cı olan malümatı ve bilhassa piya- sa haberlerini veriyorlardı. Son- ra tekâmül etti. Bu haberlere mü- talealar, fikirler ilâve edilmeğe başlandı... Fakat, bunlar nihayet mahdut bir zümreyi alâkadar edi- yordu. İlk gazeteciler, bu alâkanın hududunu fazlalaştırmayı düşün- düler. Çünkü gazete satışı umuldu ğundan fazla bir kâr temin ediyor. du. “Milliyet ve can,, masuniyeti cemiyetin tanıdığı hakların en bi- irncisi idi. Bunlara yapılan tecavüz halkı çok sıki bir şekilde alâkadar ediyordu. İşte gazeteler bunların hikâyesine başladılar. Diğer taraf- tan yeni sanayi hayatının inkişafi- le ilânlar O gazetelerde büyük bir mevki tuttu. Bir ilân edebiyatı baş ladı. Ve hattâ bu ilânları verenler birçok gazetelerin dahili işlerine varıncaya kadar müdahaleyi ileri götürdüler... Gazetelerde sanayi harehetleri- nin neticelerini kabule muztar hal. muşlardı. Bunun için eskisi gi zete sade “haber vesaiti nakliyesi, olmaktan çıktı. Ve ticari endişeler gazetede daha hâkim bir mevki'al. mağa başladı. Bugün nasıl bir kâğu fabrıkası, bir ticarethane, bir saatçi fabri. ise gazete de aynen, ik- tısadi mânada, bir “iş,, tir. Yirmin işlerden tef- rik etmek lâzımdır. Çünkü gazete neşriyatı ile umumi menafi arasın da sıkı bir rabıta O mevcuttur. En mahir, en usta gazeteci, bu xw mi menafile kendi müessesesinin me- nafiini telif edebilen gazetec:r. Fakat bu her zaman kabil mi dir? Hayır! Maalesef bu hiçbir yer de istenilen neticeyi verememiştir. Çünkü gazetenin sahibi ya bir şahıstır veya bir şirkettir. Her iki vaziyette de evvelâ hususi men- faat hâkim olmaktadır. Bundan bir müddet evvel, Cemi- yeti Akvama merbut, beynelmilel fikri (veya zihni) Teşriki “Mesai Enstitüsü, gazetelerin fikri sahada rolü hakkında bir anket , açmıştı. Bu ankete. Sanin Cano, Henry'de Jouvenel, Kingsley Martin, gibi birçok tanınmış muharrirler cevap vermişlerdi. Bu muharrirlerin bir« çokları hemen hemen ayni noktai nazardadırlar. İşte bunun önüne © geçebilecek tedbirler almak lâzımdır. Aklımı- za gelebilen tedbirleri ise yarınki yazımızda teşrihe çalışacağız. Mümtaz FAIK Bir Sovyet rejisörü gelecel Yakında Sovyetlerin büyük re jisörlerinden ve beynelmilel şöh- reti olan M. Tairofun İstanbula geleceği haber verilmektedir. Rejisör burada Türk tiyatro- sunun bilhassa © operet kısmı ila meşgul olacaktır.