24 Temmuz 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

24 Temmuz 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

dilimizle Öz dili kurtarma yolunda... Öz dilimizin ana kaynaklarını &- raştırarak bugünkü yazz ve konuş- ma dilimize en uygun gelecek söz karşılıklarını bulma işini umduğu muzdan çok iyi başaran Dil derne- Zi, 18 Ağustosta toplanacak kurul. ley için çalışmağa başladı. Derne- ğin tarama dergisi adı altında çı- kardığı söz karşılıkları içinde kala- ğa o kadar uysal gelenleri var ki dilimize şimdiden girmiş sayılabi- Hirler. Dilimizi özleşti yolun. da lk ileri adım atıldığı gün, bu işin yürüyeceğine inant olmıyan. lar çoktu. İlk kurultayda, bilir bil. mez, ileri geri lâf edenler oldu. Dilin birdenbire değiştirilemiye- ceğini bu işin başarılması, uzan yıl. lara bağlı olduğunu ileri sürenler bulundu. İşte, görüyoruz ve onlar da görü yorlar ki, iş yürüyor. Dil derneği, başka dillere kaptırdığımız öz dili Sin güçlüklerle, | bize geri getir- pieğe çabalıyor, Dağıtılanı topla- mak, boşalan: doldurmak, gideni çevirmek unutulanı bulmak, kart- şanı arığlaştırmak o (1) bulananı durultmak için elden ne gelirse girişilen bu çetin savaşın, hergün yeni bir hız aldığı. mı görüyoruz. Dernek tarama der- gisini bitirince, türkçeden osman- fıcaya söz karşılıklarını bulma işi- sarılacaktır. iğ ne “ Bu gidiş, o gidiştir ki pek yakın. la, Belki üç beş yıl sonra, bizi bü- ii kez k sözlüğüne (2) havuş- Savaşın en başındaki başarıcı onarıcı (3) Gazinin önünde iğil. > ve #anaşlrında yorgunluk Hee ii bileylamak ilik yem M. SALAHATTIN (1) Arıglaştırmak — temizlemek, saf bale getirmek, (2) Sözlük — lügat (3) enarmak gelmek. — whdesinden Bu, program ISTANBUL : 18,30: Plâk neşriyatı. 19: Çocuklara ma- gal 198: Türk musiki O neşriyatı, (Kemnn Reşat B. Tanbur Mesut | Cemeil B. Kanun çeke H. eker Vedin Rıza H. ) 2120 jam ve borsa rleri, 21,30; ü ve tango orkestrası, meyen 223 Kiz. VARŞOVA, 1345 m. 18,15: Senfonik da münikisi. 19,45; İzci m. gaz - tayyare iyatı İ Jilberin 3 per Faina,, opereti, 20,15 Mesikiri, 823 Khz. BUKREŞ, 364 m. 3 « 15 gündüz neşriyatı. 19: Mesahaba, 19, 06: Motsi orkestrası. 200: Musahabe, 20,45 Plük. 21: oKnferanı. 21,13: Radyo orkestra, tarafmdan senfonik konser 22,15: Muzahabe. 2,30. Senfonik Konserin devamı. 23: Haber er. 23,30: Plâk, ! A Munahabe, 24,30: Danse ı Kiz. BELGRAT, 497 m. Ru kentarası. 22: Reklâmlar, 22.10 22,40: Plâk. 23: O Haberler. — Kahvehane konseri. 2350: Dans plükları, Khz. LUKSEMBURG, 1304 m. ika neşriyatı. ZI: Düeya haberleri, 21,20 Kanser. 21.36: Mazahabe/ 21,40 Hayvanat aşma ii 2145: Konaersin devamı. Carbant, 2240: Belçika © şarkıları 2815; lm çikan şi 23,15; 545 Khz. BUDAPEŞTE, 550 w. 20401 Koman konseri, 2120: Stüdyodan bir Biyer 2310: Budapeşte © konler oram, ; Hava raporu. 24,15: Mani bakımı. 175 Kr. MÖZKOVA im. 17,30: Musahaba, ae il el A 19 #İyona vermeleri. (78) (3690) 4104 ZA 8 F > A | EEE GAS Top atan! Kavunlardan elde, şimdi bir “to- patan,, var. Kırkağacın o bal gibi kavunları henüz boylarını göster. mediler, Topatanları da gezgincilerden aldımz mı, tuza batırıp yemekten başka çare yoktur. Frenklerin s0f- le! gibi ai açmak için yedikleri tatsız vanda, ik Del bağlanmaz. Bee , Geçen gün, arkadaşlardan biri- ni koltuğunun altında büyücek bir topatan kavunu ile geçerken yolun- dan çevirdim. Topatana yanyan Pe görünce gülümsedi: — Mutlaka, kaça aldığımı sora- caksın! Haber vereyim de merak. tan kurtul... Tamam altmış kuruş saydım!.. — Çok pahalı değil mi? — Pahalı elbette. Ama, manan- a daha aşağı almak kabil de- — Bari iyi kavun mu? | — İyisi fenası ne olacak, bildi. Zimiz topalan, rr iğilerek sö: a: — Pahalılık böyle giderse, kor- karım, kavundan evvel topa ben atacağım.! Kulak MİSAFİRİ IRTIHAL Maarifimizin eski emekdarlarmdan; Uluköy, Bakırköy, Yeşilköy, İste. bul, mekteplerinin muallim ve müdürlük lerinde bulunmuş olan muallim Fevzi Altuğ Bey irtihal eylemiştir. e Merhu- mun cenaze namazı bugün öğlenden son- ra Yeşilköy Cami şerifinde kılınarak Yeşilköy kabristandaki medfenine def- nedilecektir. Te Balediye bahçesinde yy a. 11 | İn günü saat 22 de ADALAR İstanbul Levazım Amir- liği Satın ga Komisyonu | REVUSÜ Yazan Ekrem Reşit Besteleyen Cemal Reşit Harbiye oMektebi için 420,000 kilo Kuru Ot4A- ğustos 934 cumartesi günü saat 14dekapalı zarfla alına- caktır. Şartnamesini görecek lerin her gün ve taliplerin bel- li saatten evvel teklif mek- tuplarını Tophanede Komis- 24,05; Holamdaca A, Tâ m. ; Genelik neşriyat. 22: Dani me 6000 Khs. MOSKOVA, 5025 M. 22; Yükeek dalgadan nakil Khz. PRAG, 470 m. , 1, 19,20: Almanca neşriyat, 19,55 hesnbaba, 21/40: Müsahnbe. 21, şiriyat, 22: © Murahabe, Ecnebi dillerde haberler. Khz. Devtsehiandasnder, 1871 21,55; Neşeli smüsi: | «badeüden.) 23:: mHiberler, 23,30: Tek. adan akşam konseri, 24: RESLAU, 316 m. konseri. 21,48: Şarkılar. 23,10: i, 23.20: Aktümlite 2345: Dans 04 Khz. HAMBURG, 33 7m, 20,45 Lirik bir temsil 22,35, vi izan) 24: Mef gece Khz. HAMBURG 332 m, 20,30 “Esrtma ve rüzgür sahneleri,, operalar dan sahneler. 22,30: Aktünlite 2330; Haber ler. 24,50: Akşam konseri (Maks Şönber i- daresinde.) 1: Plâk, Çocuk sevinçli gözlerle bakıyor. du, Hoca konuşuyordu.: irana le — Dün yıkadılar. — Eska ne vakit yıkadılar? —Hişi — Bu elbiseyi p şi ne vakit verdiler. Hadi bakayım. Bir aferin da- ha. Uslu dursan Vali eni urbalar veririm. Çocuk anasına babasma kavuş. muşçasına bir sevinçle © koşarak çıktı. Müdür Sansarostan daha be- ter aptallaşmıştı. Sakır sakır tit riyordu. Hoca müdüre hiç bir şey söylemedi. Çocukların içine daldı. Arkasından elpençe gelenlere - hemmiyet vermiyordu. Başka bir cuğa sordu: peer) Aferin! Pek usluya benziyorsun. Size pekmezli helva verdiler mi? Yazan: AKA GÜNDÜZ Çocuk düşündü. Bir türlü hatırla TENİ — Müdür efendi ön ei endi! Vermedi mi? — Verdi efendimiz, ii Kaç teneke var anbar memu- — Dokuz teneke efendimiz. — Yedi tenekesi ne oldu? MAYİ yazik yendim sarfiyata ei a rica etmiştim, si: bal yl 5 iz. verdiler efen- die, Dördü sarfiyata kayit, dördü Koridorün bir köşesi, kak gözlerle feldir Feldar Bak 8 yrm Vilâyet size verecekti, > Gel baka; avrum! Maşal. Tah! Uslu akli; birseoğe ko i- yorsun. Senin adın ne? — Sansaros, — Sansaros ta ne demek. Müdür, hocan kulağına yaklaş. illa 5 Sm ilhami me —... MİLLİYET Ha — Hurafe serilerinden —- Bursanm Uludağ eteklerinde, tepecik bile denmez bir tümseğin- de yeşile böyanmış demir parmak hk bir avuç toprpağı çevrelemiş, yolculara sorarsanız size “Hayya aleyhisselâm, ın türbesi olduğunu söylerler. Ve Hayyaaleyhisselâm kim? Bir peygamber mi? Bunu bi- len yok. Kime sordumsa bu merhu mun hüviyetine delâlet edecek bir ize rastlamadım. Bir gün bir ihti- yar yolcu ile bu küçücük türbenin önünde selâmlaştık. — Baba! Ateşin var mı? Karşılıklı çubukları tüttürdük. Yer ibtiyar bir ağaca sırını Hair yere çömeldi. Ve karşı: mızda bana çok esrarengiz görü - nen bu Hayya aleyhisselâmın tür- besine ait bir efsaneyi anlatmağa başladı. — Gerçi siz gençler böyle efsa- nelere metelik vermezsiniz amma biz eski kafalar bunlara bir başka kıymet veririz. Cin, peri masalla - rile, acaip ve esrarlı ninnilerle bü — Anlat baba! Güzel efsaneleri dinlemek ve sevmek için onlara inanmak lâzımgelmez. Anlat ba - kalım. dedim. Ihtiyar çubuğundan geniş bir nefes çektikten sonra başladı. — Çok eski zamanlarda buralar | da bir büyük zelzele olmuş bu zel ibne bütün topraklar yarılmış. Şimdiki bu türbenin bulunduğu yerde de büyük bir delik açılmış: | Gel zaman, git zaman > bütün bu çatlayan topraklar birleşmiş, fa - kat bu delik kapanmamış. İşte bu civar halkı bir büyük yılanın ka. ranlık gecelerde buradan çıkaral şehrin bütün sokaklarını dolaştığı na inanırlardı. Güya bu yılan şe - hirdeki yeni gelin olan kızların zi- faf odalarına kadar girer ve onla. rı boğarmış, hemen her gün me - | zarlığa yeni bir gelin cenazesi gö- mülürmüş. .. .. Günün birinde Hacı Babanm Durmuşu diye ,apılan yirmi beş yaşlarında gürbüz bir delikanlı ci- var birinden bir kız e çırmış ve Uludağın o zaman pel tekin olmadığına — inanmış hal - kın itirazlarına kulak vermeden dik bir bayırda bir kulübeciğe bu- güzel kızla beraben sakin olmuş- lar. Hacı Babanın Durmuşu gün - | lere karanlık gecelerde bu kor - kunç yılanın yolunu beklemiş. Bir Ağustos gecesi ay battıktan sonra ağaçları sarsan bir fırtına ile be- raber yanmış otları çıtırdatarak, lık çala çala bu canavar bu kü- gük aşk kulübesine doğru yaklaş- mağa başlar. Hep böyle karanlık ve fırtmalı gecelerde uykusu ka - çan ve gelinlerin azrailini yollar- da bekliyen Hacı Babanın dürmü şu canavarın yaklaşmakta olduğu | nu görünce bir köşeye sinmiş ve pusu kurmuş, yılan ikrvrana kıv- ranâ gerile gerile atlayarak kulü- benin eşiğine kadar gelmiş. Dur - muşun, dorta, düşmana karşı da - ima belinde taşıdığı bir piştovu vardır. Fakat bu silâh şimdiye ka- dar kullanmamıştı. Çünkü Durmuş düşmanlarını şimdiye kadan hep kuvvetli parmaklarının sıkıştırdığı yumruğile mağlâp etmişti, Fakat bu defaki düşmanı yumrukla ye - tı. — Mazur görünüz efendimiz. Bu çocuk aptaldır, Adı Osmandır. Fakat şüpheliyiz, anası babası gö- liba in olduğu için başlarından atmışlar sanıyoruz. — Senin baban nerde? götürdü. — Anan nerde? ir Karlı tepedeki yolun kenarı: — Neye bıraktınız? O see Sıcak arabalı vapu- ru te la sile uyanınca onun! — Burada sana ne lar? e — ne yapıyorlar? — Aptal diyorlar. — Daha, daha? — Korkutuyorlar, — Başkalarının da kulaklarını çekiyorlar mı? — Çekiyorlar. — Ne yemek veriyorlar? ba: SALI /4 TEMMUZ 1934 yyaaleyhısselâmın tür besi nilecek gibi değildi. Piştovuna sa- rıldı ve tetiği çekti. Yılan kısa bir inilti ile yere yuvarlandı. Sabaha karşı oradan geçenler Durmuşu sustalı bir çakı ile bu »nm ka- fasını kesmiş ve bir ağaca asmış buldular, Durmuşun sevgilisi gibi © gündenberi evlenen bütün yeni gelinler bu belâdan kurtulmuş ol. dular. Fakat civar halkın korkulu itikadı bu yılana bir türbe yaptı ve onun hışmından korunmak için ona “Hayya aleyhisselâm,, dedi - İer. İşte bu yeşil demir parmaklı- ğın içinde bu merhum yılan med - fundur. buraya gelirler ve bir adak eda ederler.,, İhtiyar hikâyesini bitirdi. Göz- lerim bu yumruk kadar türbenin esrarlı parmaklığına dikilmiş, öyle İmışım. İhtiyar çömeldiği yer - den kalktı. — Eyvallah delikanlı, gerçi siz böyle efsanelere inanmazsınız am ma.. diyerek yanımdan uzaklaştr. Ben ise inanmayan adam o gün- den itibaren yolumu değiştirmiş - tim. Hayya aleyhiscelâmın türbe - sinin yakınından bir daha geçe - mez olmuştum, Makbule ADNAN Sultanahmette San'at mektebi sergisini görünüz. 3 Ağustos Cuma günü 17ye kadar açıktır. 4082 Deniz yolları İŞLETMESİ i : Karaköy Tel, 42362 — Sirkeci Mühürdarzade Trabzon yolu VATAN vapuru 24 Temmuz ŞALI 20 de Galata rıhtımm- dak, İnebolu, Sinop, Samsun, Fal, * Güden, > Vakekebizi Trabzon, Rize'ye. Dönüşte bun- lara ilâveten Sürmene, hu ya uğrayacaktır. (4080) Sü Ayvalık yolu BANDIRMA vapuru 25 Tem- muz ÇARŞAMBA 19 da Sir. keci rıhtımından kalkacaktır. (4081) Asrın umdesi “MİLLİYET” gi, Gelen evrak yeri verilme: geçen nğahalar 10 kuruştur. Gerek gebze a ler iç müze ml ent edilir. Gazetemiz ünlerm meyi cm mes'uliye aptal değilsin. Hadi bakayım, ko. şarak git Sey il Bir çok çocuk koşarak geldiler. — Sansaros mk e Ona iyi bakınız. Sakın incitmeyiniz. Eğer bana söz verirseniz yarm size pekmezli helva ile kıymalı mantı — Söz veriyoruz! Mahir hoca burnundan soluya soluya müdürlük odasma girdi. Hepsini kendince bir divana çek- ti: — Arkadaşlar! dedi. Hepiniz coluk çocuk — sahibisiniz. Biz güz sizin O çocuklarınız o da bura. ya girebilir. (oOSize tavsiye ederim, © ölünceye (kadar ço. cuklarmızın sağlıklarma dua edi- niz. Yoksa ben yapacağımı bilir. dim. Umum müdür veliyi ziyarete gi- der gitmez müdür efendi geniş, fakat kızgın bir nefes aldı. — Hep.o Sansaros olacak aptal işi berbat etti. Hoca da gitti gitti de o hmzırın piçini buldu. Yeni gelen genç bir muallim söze karıştı: — Müdür Bey! Sansarosun ba- Bammmmaremn)> Tel. Beyoğlu: 4887. <dili>3835 İ liye Levazım dairesine münakasaya ! zır bulunmaları ilân olunur. i 29-7.934 pazar günü saat on birde pazarlıkla den çok seviyordu. Çünkü muallıme İİ ittihadı Mimi Türk Sigorta Şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muainelesi icra eyleriz | Sigortalari halk için müsait şeralti havidir Merkezi idaresi * Galatada Ünyon Hanında i Acente bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. 7 Nafıa Vekâletinden:; Çubukderesi üzerine beton olarak kısmen inşa olan barajın geri kalan kısmının bitirilmesi ve bu baraja muavin tesisatın yapılması ve bendin inşası esnasında bukçayı suların akıtılmasını temin edecek muvakkat raların açılmasr ve inşaatın tatbik ve icrasma muktazi büli ameliyat kapalı zarf usulü ile münakasaya konulmuştur. nakasa 5 Ağustos 934 tarihine (o müsadif Pazar günü * 15 de Ankara'da Nafia Vekâleti o Müsteşarlık Makam yapılacaktır. Taliplerin cari seneye mahsus Ticaret Od ehliyeti fenniye vesikalar: ile (67,500) liralık temi ıl ( | g | muvakkateyi hamilen aynı gün ve saatta Komisyonda b maları lâzımdır. Talipler bu husustaki sartnameleri ( lira mukabilinde Ankara'da ONafıs Vekâleti Malzeme dürlüğünden tedarik edebilirler, Hâlen şantiyede vekâlet ©İ rinde bulunan tesisat ve alât ve edevatm münakasa şart! mesinde tasrih edildiği veçhile bilâbedel teslim edilme meşruttur. (3870) İstanbul C. Müddei umumiliğind gi İstanbul Hapishane ve Tevkifhaneleri için bir | sene fında muktezi 6000 kilo pirinç 1750 kilo fasulye 1750 Nohut 850 kilo sade yağı 2500 kilo sabun münakasaya dilmiştir. Taliplerin şartnameleri görmek üzere her gün iştirâk (o edecekl 7-8-934 salı günü saat 14 de İstanbul Vilâyeti Muha: liğinde müteşekkil komisyonu Omahsusuna müracaa! lân olunur. (3977) İstanbul Üniversitesi Mübay Komisyonundan Universite Merkezi ile Fakülteler ve müştemilâtii.. senei maliyesi için (Maden, kok, mangal kömürü ile © nu) müzayedeye münakasa kanununun maddei mah tevfikan 15-7-934 tarihinden 5-8-1934 tarihine kadar ki İı zarf usulile münakasaya konulmuştur. Taliplerin her £' r ol edebilirler. Talipler teminatlarını bir gün evvel Uni ğ Muhasebesine yatırmaları ve * ihale günü olun: 5-8-1934f zar günü saat 15 te Universite Mübayaat Komisyonı (3843) 42, Deniz Levazım Satınalma Komisyonundan! 8 ton Gaz : Açık azaltması : | Ağustos 1934 ba günü saat 14 de Deniz Levazım depoları ihtiyacı için8 tonGazl “ | dustos 1934 tarihine rastlayan Çarşamba günü saat 14 açık azaltma ile satın almacaklır Şartnamesini görmek almak isteyenler her gün ve azaltınaya . gireceklerin de ri ; vakkat teminatlarile birlikte Kasımpaşada kâin Komisy0” raüracaatları. (3755) İstanbul Sıhhi Müesseseler Muhasebeciliğinden Mülga çiçek Aşısı Müess esesinde mevcut bulunan bin küsür kile Saman, 408 kilo Yulaf ve 486 kilo gil İsteklilerin belli vaktinde Demirkapıda Mülga Çiçek Muallimi zir dışarı çıkınca mürlür, üç mubasır, anbar o memuru dert- leşmeğe başladılar. Bunlar da nereden çıktılar? — Yeni kafalı müdür efendi ye- ma, — Söyle. — Çok iyi bir şey buldum. Müessesesine gelmeleri. (4091) # veriniz. latır, dershaneye girince Sani Bir kaç muallim: su kaldırıp söyletirdi. 1 j — Biz suçsuz yere azar işittik, | (Bir gün Sansaros peltek mii, hiç müteessir olmadık. Müdürü u- | min odasına girdi. Bir şey / mumiyi haklı gördük. mek istiyordu. Ortalığa buzlu bir süküt çöktü. — Ne var? söyle. / li | ni kafalı! — Dilinizi açmak için. i Kay yen ay e er ni canım! Sansaros çocuklarin köye kapmaca — ilam az ” Ağustosm doğru © Sansaros eski | dilinize ilâç buldum, Şansarosluğunu / yeniden almış. | OZ... a Kovanın en şen, en afacan, en şey- Sizin ibi »ğpiger epi iş tan çocuğu olmuştu. Bütün çocuk- ii Ee bili nin 8 lar onu seviyorlardı. Muallimler | epitel çen dilin de zekâsma şaşıyorlardı. En zor ? b i hesap işlerini zihninden halledive. | deniz kenarlarına gitmiş. KE riyor, en çapraşık kraatleri su gibi | kendine söylemiş, söylemi A okuyuveriyordu. Hele türkçe ve kı | açılmış ta dünyanı en güz! şan adamı olmuş, Kıraat kita” var. Getireyim de okuyunuz” bark Genç muallimin yüreği çok iyi yürekli “ge tu. Sansarosu okşadı, teşekkü” Ya E, dediğini yapacağını vadeli, olanı biteni öteki muallimler? raat muallimi Sansarosu kardeşin- muavinlik ediyordu . Muallim iyi- den iyiye peltekti, Bir cümleyi on dakikada zor söylerdi. Evvelki yıl #foya tutulduklan sonra böyle ol bası bir şeh ttir! — Demem o demek değil evlâ- dım. Ağzımdan kaçtı. Teesürüme muş. Her ders için bir gün önce- den odasma çağırır, ka- pıyı kapar, yarınki dersi zarzor an- Jattı. — Bil Mübayaat Komisyonuna müracaatla şartnamelerini teti5. N I H

Bu sayıdan diğer sayfalar: