Ef od izde m B Kunduz ormanlarında BAFRA, (Mili tabumda vi ya) zebildiğim; Osmancık, Ve irköprü ve Boyabat kazalarından ine yakn Türk işçisine ekmek ve- İren » Kunduz Ormanları Türk Li- da girketi) fabrika ve ormanların Payı bahsedeceğim. Tonlarla keres- e &den bu müessesenin güzi- müdürü Memduh beyden. or- mandan başlıyarak ihracat iskele- sine kadar olan (o bu geniş sahayı Şöğmeme müsaadelerini diledim. akın alâkamızdan memmun olan Memduh Bey benimle beraber üç gün gezmek suretile bizzat izahat vermek lütfunu esirgemediler. Saya fabrikası Bafrada bulu- - Psi şirketin sahai faaliyeti 300 ki- Sia araziye yayılmış yor, senesi ağustosunda İ Bankasını idaresine goçen"fab- ka halen senevi . (60000) metre mikâb: kereste mal edecek asri techizata malik bulunuyor. Vezir. y Bu mel itle üç günde ge- ant arasında buluna; n (Kunduz) or eerünl (14000) hektarlık araziyi 1epiyor. Ormandan kesilen kütük &, Darıçay, Ayd, Pelimcik, Ze: iy akcabökteki depolara getiri- r. Buralardan Kızıl ırmağın a- İenin daş Kedilerek 150 - 20 ame de e daimi takiplerile 25 - 30 gün- bileğin akıntı ile fabrika sa- vinçle, “dar getiriliyor. Otomatik Te vâsıtasile tomruk depola- len ge, 'adan da (Kopsika) deni- siliyor, meye almarak başları ke- Meda & adan otomatik araba- ler (yaerikaya ithal edilen kütük- zam barak) tesmiye edilen muaz- » pışkı makinelerine verildiğin- de yü saniye sonra kereste halin- © depolara sevkediliyor. de K ya 26 kilometre mesafe- dre) aradeniz sahilindeki (Kunca- İske evkiinde fabrikanın ihracat iskele ve depolası mevcuttur. Fab- kolan buraya kadar sevkiyat lo- ovotifli dekoville yapılmaktadır. Saya ğızda vapurları o tahmil ve rikgeuna sevkiyat yapmak için fab- <aya ait müteaddit motörlü mo- paz vesait mevcuttur. ve erikayı işleten 220 beygir kuv iindeki İokomotif ve dekovildeki ime lar tamamile kereste ta- ta dn yu. en i e cat olduğu gibi mantasan “birle ern kerestecil Kunduz ormanlarında katiyai nasıl yapılıyor, keresteler nasıl hazırlanıyor köprü, Osmancık ve Boyabat kaza. | marangozhane vardır. ik kesme ameliyesi Bine yakm amelenin 600 - 700 ormanda (2401 fabrikada 70$i Kumcağız sevkiyat iskelesinde ça- lıştırılmaktadır. Fabrika halen yir- mi dört saat bilâ fasıla çalışmakta- dır. Müdüriyet O amelenin mesleki bilgilesini çoğaltnak için kendile- rine mütehassıslarla haftada iki de fa ders verdirdiği gibi bir defa da umumi bir konferans verdirmekte- din. Kış geceleri iki saat okumakta amele için mecburidir. Amelenin iaşesile de yakinen alâkadar ola: fabrika idaresi öğle & yemeklerini beş kuruş mukabili yedirmektedir. Bir kap ve bol olarak o verilen bu yemek etlidir. Bekâr emelenin ika- metine mahrus sıhhi yatakhaneler mevcut olduğu gibi — istirahat za- manlarını göçütmek için salonlar, park, futbol, — voleybol sahaları Mevcuttur. i Fabrika amelesinin bir de (Kun- duzspor) isminde futbol teşekkülü mevcuttur. Yalnız fabrika arazi- sinde saha için tefrik edilen kısım gayri kâfi gelmektedir. Balra be. lediyesinin sahanın (o iltisalindeki mezarlıktan ufak bir kısmı bu sa- haya ilâve etmek suretile yapaca- ğı fedakârlık mahalline masruf bir himmet olacaktır, Bu muazazm fabrika idareci ve işçilerinin tamamınm Türk olması her sahada Türkün muvaffak olabi leceğinin en bariz delilidir. RAGIP Aydında tütün ekimi AYDIN, (Milliyet), —Aydın Inbisarlar Başmüdürlüğü mntaka- sında bu sene 18275 dönüm tütün e kilimştir. Geçen sene ekiş 20054 dö nümdü. Bu sene Aydında 500, Çinede 4000, kuşadasında — 8000, Sökede 3000, Denizlide 1700, — İspârtada ; 1000 ve Ereylide 75 dönüm tütün ; ekilmiştir. Geçen 10473, Sökede 3719, Selçukta 487 ; Denizlide 1174, Çalada 92, Çivrilde 7, Tavasta 8, ve İspartada da 499 ve Eğridirde de 530 dönüm tütün ekilmiştir. Bu sene başmüdürlük mrntaka- sındaki tütünlerin çok iyi olduğu ve ekiş noksanının bu suretle telâfi olunacağı alınan raporlardaz öğre nilmiştir. ie sene Aydında («. 610, Çinede 2952, o Kuşadasında | | tep musiki tedrisatı nasıl yapılır MİLLİYET PAZAR 8 TEMMUZ 1934 N 5 MEMLEKE Çorum gü Zamana itibar— Toz ve su—eskilikle | Elâzize treni sokan Cümhuriyet yeni bir zafer daha kazandı zelleşiyor yenilik mücadelesi — Gazi heykeli ÇORUM, (Milliyet) — Çorum Gü- neşi çok sicak.. Kavurucu, Yakıcı, bu- paltıcı bir hava var.. Vakıt vakıt, se- kilden şekile girerek Maşuluuna #zun uzun üzüntü vermekten haşlanan oy- nak, kıvrak kadmlar gibi, durup da- rup savrulan rüzgârlar da olmasa, a» dam başında beliren | çeşmelerin 80» ğuk suları içmekle kanılmıyacak.. Düz ovanın yer yer buzlaşmış bu- caklarından kopup sürüklenen dalga dalga toz ir anda peydala« | niyor, yer, ada podralan- dığını görürken, gözünüze kaçan toz- ları çıkarmak için mahmur mahmur etrafınıza bakınıyorsunuz. Çorumda sineklerin fırkaları, karargâhları ordu: ları var... | Akim deri yin kill se bağının, köseleşmiş tepelerinde damla damla erir, kızıllaşırken, ye meleye gelen koyun, sığır sürüle, ni görüyer, bir vilâyet merkezinde bu- Tunduğunuzu unutarak, yeşilliklere gömülmüş, mor kanatlı, serin dereli köylerde (olduğunuzu | sanıyorsunuz. Ve bu, zamanınızı, koluna su helkin- lerini takmış, salına salma © yürüyen genç kadınlar, kızlar, ağır ağır, gicir ger gi kağrılar daha kuvvetle tekit ediyor. Çoruma ayak bastığım akşam, han- dan otele inkılâp etmiş bir palasa in- miştim. Gi hissinin e verdiği son. suz acılık içimde alevleşirken, pence- relerden karşı dükkânların irili, ufak- kı levhalarına dalgm dalgm bakıyor- 'dum. Gözlerime ilişen satırlar, zaman bakkaliyesi, zaman lokantası, zaman perükârı, zaman kçbapçısı, zaman bil mem neyi, hep zaman zaman... Dik- kat ettim; Çorumlu dostlar, zamana uymak için enteresan jesi yapmış» Har? Bununla (beraber, zamanın de- Hiştiğinden, dünyanın döndüğünden 9 anlarda belliki, çok- > icme İşe ei am pa yı ili çarşaflara sı! 1 sarılmış lar, değil insanlardan horozlardan bile kaçıyorlar. Şapka yeirne, kalpak boz- F l — Çarümda Elâzizde irfan hayatı Muallimler için açıl A Eşi MM D- ğ Etözizde kursa iştirak ELAZIZ, (Milliyet) — Elâziz mualimleri için Halkevinde hazi- İ kanın 2 sinden 22 sine kadar de- vam etmek üzere bir kurs açılmış- | tır Bu kursa bütün köy ve şehir | mekteplerindeki muallimler istirak etmiştir. | o Kursta ortamektep tarih mualli- mi Talha Bey tarafından Türk ta- © rihinin esas noktaları üzerinde se- ri halinde könferanslar verilmiş - tir. Ortamı musiki muallimi Sadi Bey de muallimlere illkmek- ve bu münasebetle (milli, vatani şarkılarla musiki dersleri, hayat | bilgisi dersleri ve ders mevzuları | toplantılar ve temaslar yapıldı DUL PMAYA nesneleri görüş öl ık. Diyorlar ki, Ço- rum, yailiğin mücadele ettiği şehirlerin başllcalarındandır. Gazi Türkiyesinin unaran, başaran varlığı bu, memlekette şuur ve imanla ken- disini göstermekte o gecikmemiştir. Eskinin tek katlı, kararmış, çamur &i- valı harabeleri, birer birer silinirken | yenin güzel, modern binaları yüksel- | miş, yollar tamir ve yaptırılarak boy- dan boyan ağaçlarla süslenmiştir. İlk | İ mekteplerinvarlığı da dikkate değer, Çorumlular büyük kurtarıcrya bir şük- ran borcu ölarak heykelini rekzetmiş- | lerdir. Heykelin bulunduğu bahçeye park ismi verilmiştir. | Memleketin genç ve saygıya değer bir belediye reisi var. Konuştuğum İ tanıştığım, tanışlırılan insanlardan genç reisin mütemadi methini işittim; Çorum ve Çorumlular belediye reisin- den az değil, çok pek çok yenilikler, umuyor, bekliyorlar. Gerçi, belediye- nin heryerde olduğu gibi parası, pulu yok ama, Çorşm adlı diyarın hayati işlerini, sağlık şartlarını, bakımını el- lerinde tutanların azim ve enerjilerini yokluğu varlığa çeviriyor... aşli başına muvaffakı. benliğimizi yayma yolun- da, Her evimize nasıp an mü. kemmel bir kütüphanesi, okuma salon ları, güzel! sanatlar şubesinin varlığı, | / Deştiyat şubesinin çalışması var. Bu, tatlı ve sıcak çatı da muhakkaktı, bir kusur aramak lâzımsa spor şubesinden | şikâyet edebiliriz. Çorumda bir idman yurdu mevcut olmakla beraber, yal nız futbolle inhisar eden sporları bile silik, sönük bir gölge gibidir. Yaşları ve vücut teşekkülleri | henüz inkişaf devresine girmemiş o çocukları bana sporcu diye tı ırdıkları vakıt, hay- ret içinde bucaladığımı itiraf ede. | başladım... | ad Gazi heykeli an kursta samimi — eden muailimler, » aralarındaki irtibatları temin et - mek üzere muhtelif şarkılar öğret- miğtir. Ortamektep beden terbiye- si muallimi Rıza Nadir Bey ilk - mektep beden terbiyesinin 9 aya nasıl sıkıştırılmak üzere tertip et- miş olduğu şemalar dahilinde ders ler vermiş bu mü tle 100 ka- dar terbiyevi, sıhhi oyunlar 45 şe. ma öğrelmiştir. Kursta ilktedrisat müfettişi Kâzım Bey * tarafmdan seri halinde mesleki konferanslar verilmiştir. Kurs Maarif Müdürü Cemal Bey tarafından idare edil- miştir. Cemal Bey ayni zamanda mesleki ihtiyaçlar ve umurak, hemmiyetli noktalar üzerinde > cok Zi LE Elâzizde Zlâzize ilk trenin “vardığı ve bu münasebetle büyük tezahürat yapıldığını telgraf haberi olarak yazmıştık. Elâziz muhabirimizden dün bu hususta © resimler ve tafsilât al- | dik. İlk trem 29 haziranda Elâziz istasyonuna girmişse de, asıl me- ilk tren na da “Kardeş İrana doğru, cür. leleri yazılmıştı. Defne dallarile süslenen tren uzaktan görününce halkın heye canı büsbütün artmış, alkışlar ve yaşa sesleri arasında tren takm ğ altından geçerek istasyona gir-/'$* rasim İ temmuz pazar günü ya- O gün bütün şehir adeta bo- sanmış ve halk, kadın, erkek, ço- luk çocuk daha sabahtan istasyo- na dolmuştur. İstasyon binası bayraklarla süslenmiş ve binanın önüne belediye tarafından bir tak yapılmıştı. Takm bir tarafına “uzun se neler seni bekledik,, , diğer tarafı- Balıkesirde yaz BALIKESİR, (Milliyet) — Balrkesir şirin bir kasabadır. Ba- İkkesir halkı şen ve çalışkandır. Böyle bir halka güzel, temiz . bir şehir yakışır. Fakat yaz gelince, o Balılsesir .bayağı (o sevimsiz bir hal alıyor. Lodos essentoz, poyraz essen toz. Bu toz bulutu yakıcı sıcakla be - raber olunca insan uzaklara kaç- mak ibtiyacını hissediyor. Şehrin bazan caddeleri sulanır, fakat bu ekseriya akşam üzeri o- İur, O vakit zaten hava durulmuş- tur ve töz yoktur. Halk küme küme halkevi bah- çesine ve belediyenin mini mini parkına dolar. Biraz hava almak, biraz yeşillik görmek — için ufak himmetlere minnettar kalmaya ha- zırdır. Suyu ve bahçesi az bir şehir yazın ne kadar çekilez şeydir, bu- nu Balıkesirliler pek güzel (o bili- yorlar. Eğer belediye elindeki va- sıtalardan programlı tarzda istifa- de e Mei man- zarası şecektir. İnsan şadırvanlarda akıp gi den suyu ve tozdan kaçışan halkı gördükçe cidden müteessir olu - yor. . Ni imdi mektepler tatildir ve bü- tün. masum eğlencelere mubtaçtırlar. Bakımsız bir çocuk bahçesi olduğumu bilmek ve yav- ruları sapanla kuş avlar veya âva- re dolaşır görmek te hoşa gitmi- yor. Güzel niyetli ve cidden doğru insanlar elinde olan belediyeden daha gayretli bir alâka beklemek icap ediyor, faydalı müsahabeler yapmıştır. 20 “günlük bu kurstan muallimfer pek istifade etmişler ve muhtelif mev- j tarlâsma girerek hayvanlarını öt Ti nı görmüş. Bunları tarladan çıkar kendi kendilerinin yüzlerini yırt « mışlardır. Deşteban İbrahim Hüseyinin ve Kel Mehmedin bıçağile vuruldu ğunu söylüyor. Çingeneler Hüseyi- ni İbrahimin öldürdüğünü iddia &- diyorlar. Hepsi de yakalanmış ve adliyeye p-— - i trene kavuştuğu bu büyük (ogün hararetle kutlulanmıştır. Bundan sonra da diğer nutuk- lar söylenmis, halk geç vakite kas dar istasyonda davul zurna çala- rak, milli oyunlar oynanarak şen İikler yapmıs!» Tarlada kavga AYDIN, (Milliyet) — Aydma bağlı ve bir saat uzakta Arapku- © yusu köyünde bir cinayet olmuştur yy bekçisi Cincinli Ibrahim köy arazisini dolaşırken Acarlar köyün den Çingene ormancı o Hüsnü ile Kel Mehmet ve karılarmın mısır lattıklarını ve mısır kopardıkları- mış ve ceza almak üzere hayvan. larmı da köye götürmek istemiş - tir. Çingeneler buna mani olmak için Deştebanın üzerine hücum et- mitler ve döymiye başlamışlar, bı çakla da başından yaralamışlar - dır. Bu kavga esnasında ormncı Hüseyin de bıçakla $ol kolundan yaralanmış ve bıçak kolunu kese rek kalbine saplanarak ölümüne sebebiyet vermiştir. Kadınlar da —wstur, AYDIN, (Milliyet) | — Aydın halkevi köycüler şubesi komite he- yeti, Söke (o kazasının merkez ve barası nahiyesine bağlı köylülerile Söke ve Barasında temas etmiş ve dönüşte Ortaklar, - Germencik ve Karapınar nahiyelerine bağlıb'r- çok köylere de uğrıyarak köylüler. le konuşmuşmalar yapmışlar, ihti- yarlarını tesbit etmişlerdir. zular üzerindeki bu konferansları büyük bir alâka ile takip etmişl, dir.