Amerika sefirinin Gözile & E hi hareketinden evvel Padişah- Ana yurdun kalbinde o —— Devlet merkezinin içerde emniyetli bir yere taşınması zamanı çoktan gelip geçmişti Büyük Petro Rusyanın Avrupa- ya karşı bir pencereye malik ol- ması için Saint Petresburgu inşa | etti. Etrafta hırsız varsa pencere tehlikelidir. Hele bu pencereler deniz üstünde olup hırsızların da filoları bulunursa tehlike büsbü- tün artar! İstanbulun deniz üstün- de çok güzel bir yer olduğu doğ- rudur. Avrupaya açılmış pencere lerin en güzeli idi; ancak mevkii de çok tehlikeliydi. Avrupa devlet adamları Türkiyeye “Avrupanm hasta adamı, ismini takmışlar ve hallerine göz dikmişlerdi. Marma- ra ve Boğaziçinden esen deniz rüzgârları hasta bir adama şifalı gibi görünürse de bu adam daha ziyade dağların kuvvet verici ha- vasına mubtaçtı, Bu mühim hal kati kavramış olan ve hal Türk milletinin, Osmanlı İmpar: torluğu adı verilen levantinlerin çürük halitusından büsbütün baş- | ka olduğunu bilen Mustafa Kemal meselenin doğrudan doğruya özü- nü ele aldı. Sonradabu hakiki Türklerin Osmanlı an'anesinden ve asırların vücuda getirmiş oldu- ğu İstanbulun lüks payitahtından çekilip uzaklaştırılması lâzimgel- diğini anladı; Tıpkı Musa “Pey- gamberin İsrail oğullarını Fravun- ların buyruk saldıkları çürük me- deniyetten çekerek çölün saf ve temizleyici havasına götürmek i- cap ettiğini anlamış olduğu gibi. Mustafa Kemal büyük bir kalp mütehassısı olduğunu ispat etti. Bütün dünya İstabulu Osmanlı İma- paratorluğunun kalbi biliyordu. Evet, ancak müşarünileyh yalnız Türk ırkının kalbile alâkadardı; © bunu nasıl kuvvetleştirmeli ve ne- reye yerleşt'rmeli? Musa Peygam- ber gibi o da milletini saraj intri- kalarının nesli bozuk muhitinden çekip çıkaracak, Osmanlı buyru- undan uzaklaştıracaktı. Bu işin en iyi bir surette başarılması, on- ları ana yurdun tam kalbine götür- mekle kabildi. Osmanlı payitahtı- Bın s'nirlendirici nüfuzundan ve yabancı donanmaların mütemadi > tehdidinden kurtarılmış bugünkü Türkün bir defa daha Asyayı sü- pürerek Akdenize varan eski gün- lerin Türkü gibi olması için, onları © yüksek bir yere götürecekti. Mus- tafa Kemal yeni Türkiyenin mer- » kezini, şimalden cenuba ve doğu- dan batıya giden kervan yolları- » man birleştiği noktadaki eski ve merkezi Ankara şehrine taşımağa rar verdi, Mik payitahtın — İstanbuldan Ankaraya, limanda in- kişaf etmesi gayet tabii olan bin bir türlü menfaatlerin çarpıştığı ve her türlü tehdide açık bir payi- © tahtın, Anadolu içinde seviyesi da. ha yüksek bir yaylâya taşı <idden alâkaya değer bir ise. lir. Orada yalnız hükümet işleri. nin buyruğu buhınacak ve bütün refahını bu sayede görecek olan © küçücük bir şehirde toplanmak su. retile hükümet, büyük bir emniyet içinde ve başka cazibelere kapıl maksızın sükün ve selâmeti fikirle kendi işlerile uğraşabilirdi. İlk faslımızda klişes'ni koydu- umuz ve Mustafa Kemalin Sam- İa yaptığı mülâkatı gösteren, biz. © zat kendileri tarafından çizilm'ç | kroki, İstanbuldaki her Türk hükü. © metinin yabancı donanmalarmın » boğazları kontrol altına alması İse ne dereceye kadar meş- gul olması lâzrmgeldiğ teba- © rüz ettirmektedir. bu İ rokiden bahsetmiştik; burada ise Gümlelerinden iki tanesini tekrar. ; hyacağız. “Peki nereye baktığını sanıyorsunuz ?,, Bunun üzerine he- men küçücük mavi tekneleri ç di. “Yıldız köşkünün tam karşısın- Boğaziçinde demirli duran “ müttefikin donanmalarına bakı- “yordu.,, Evet devlet merkezinin içerde emniyetli bir yere taşınması zamanı çoktan gelip geçmişti bile, Şimdi de bu Enek Amerikali 'an yazıcısının, Türk devlet mer- inin ana yurt içine taşınması sa : ie bilerek Mustafa 6mal ile George Waschi asında bir müka; bi Ön sözde 5 coğrafya bakımından, iç e noktasmdan, hükümet şe cihetinden hattâ çağ itibarile İ larının arttırılması | biribirinden büsbütün ayrı olan iki hayatın hikâyelerini b'ribirine ka- | —ebemaltan kaslanmar Ru vazı. | cı Bismark ve Mussolini gibi öz- den milliyetperverlerin siyasi inki- şaflarını araştırırken de kendini İ ayni yola sapmaktan alamamış ol- duğunu itiraf eder. Mustafa Ke- male dair tetkiklerinin daha baş- langıcmda bu Türkün başardığı işleri, yalnız kendi George Wa- schington'umuzun yaptıklarma değil fakat Musa Peygamber, Mar- tin Luther ve İngilterenin VİLI nci Henry'sinin & faaliyetlerine çok benzettim. Bu faslın başında Musa Peygamberden bahsettik; şimdi Geoge Waschington'a benzeri k- leri gözden geçirelim de Luther ve İngiliz kralını başka bir fasla bi- rakalım, Birinci reisimiz Ceneral Waschington'un, payitahtı Filâdel- fiya'dan Waschington'a taşıdığı gibi Mustafa Kemal de Ankarayı İstanbul limanına tercih etti. Paşa lâkabı, cenerallere veri- len bir ünvandır bu da bizi bu iki zatın mesleklerinde olan daha bir çok benzerliklere getirir. Her iki- si de neticelerinde birer cümhuri- yet doğuran savaşlarda, ceneraldı. Her ikisi de kurulmasına yardım ettikleri cümhuriyetlerin (birinci reisi olmadan evvel, inkılâpçı bi- rer kumandandı. İste size üçüncü bir müşabehet daha: George Waschgington, bü- tün inkılâp harbi esnasında, mi tefiklerimiz Fransızlarla olan müna sebetlerinde hayretlere şayan bir fetanet göstermişti, Bu kitabın ya- zıcısı (18 nci asrın Amerikası için hatıralar) adlı eseri için, Birleşik Amerikayı Leyington muharebesi- le (1775), bükümet merkezinin 1800 de Waschington'a taşınması arasında geçen zaman zarfında zi- yarte eden Fransız asker, papaz, kadm ve seyyahları tarafmdan ya- zılmış seksenden fazla hatırat toplamıştı. Bunların hepsi de ister Amerikalıları sevsin isterse sevme- sin, George Waschigton'dan dai- ma saygı ile bahsetmişlerdir. An- cak Fransızların zaman zaman is- temiyerek onun sabır ve tahammü- lü ile oynamış olduklarını biliyo- Yuz; buna rağmen Waschington onların büyük Okyanosu geçerek (hem e vakitler Okyanos yolu şim- 'dikinden çok daha uzundu) gek melerindeki gaâyenin (o faydasmı gözönünde tutmuş ve Fransız müt- tefiklerimizle daima mükemmel bir uzlaşmayı muhafaza etmiştir. Ayni veçhile Mustafa Kemal de Türkiyenin Alman müttefiklerile faydalı ve mütesenit bir anlaşma- yı muhafaza etmiştir. Kendileri de George Waschington gibi bazan yabancı müttefiklerinin dilekleri. ni, Türkiyenin tehlikeli vaziyetile telifte zorluk çekmişlerdir. Fakat müşarünileyh daima azim ve sebat göstermiş ve muvaffak olmuştur. Müşarünileyhin pek tanmmış olan mesleğinin bu müşkül safhası üze- rinde lâyık olduğu derecede ısrar edilmemektedir. Türl muharebelerinde Mustafa Kemal Hazretlerinin ihtiyar buyurdukları bu tavrı hareket her türlü med'h ve sitayise lâyıktır nitekim George Waschington bütün inkılâbımız es- nasında Fransızlara karşı takmdı. ğı vaziyet dolayısile zamanında ve lüzumu kadar metheylemişti. Türkçeye çeviren, Ahmet EKREM MİLLİYET CUMA 6 Ti Tibete giden İngiliz MMUZ 1934 | Seyyah filozof insanları yola getirecek yeni bir formülden bahsediyor Hodbinliği yenmek birin Açık sarı saçlı, mavi gözlü, or- 4a boylu, zayıf bir adam. İsmini söyledi: T. İllion, Memleketinin gazeteleri ondan “filosof seyyah, diye bahsediyorlar, Senelerdenbe - ri geziyor, daha da gezecek. Şim- e Hemen he- men Kaf dağını aramağa çıkmak gibi bir şey. Bugüne kadar oraya ancak sekiz Avrupalı gidebilmiş; onlar da memleketin sırlarına bir törlü akıl erdiremedi. Mr. İllion'a sordum: — Seyahatinizin gayesi nedir? — Cografya tetkikatı.. Fakat asıl maksadım bu değil, Bundan sonra Mr, İllion in - san, kemal, medeniyet ve makine hakkında düşündüklerini anlatma- ğa başladı. Zamanımızın birçok adamları © gibi o da makinenin düşmanı; onu, insanı selâmet yol- dan ayıran şeytani bir icat sayı - yor. Medeniyet hayatı yeknesak bir hale sokuyor. “Halbuki hayat sırf göreneğe dayanan bir şey ol- mamalıdır. Medeniyet boyundu - ruğuna razı olmamak için çok bir İ paraya da ihtiyaç yoktur.,, Mr. İllion insanın mütemadiyen kendini mükemmelleştirmesini tiyor. — Fakat, diyor, bunu söyle - mekle kalmak olmaz. En iyi ve en çok fayda veren vaiz, hareketleri- mizdir. Ben, bu kadar zorluklara katlanarak seyahat edebiliyorum; demek ki insan makineye muhtaç olmadan'da güç işler görebilir. Kendimizi hodbinlikten kurtar - malıyız, İnsanlar bep 'egöizma ile hareket ediyor; halbuki asıl düş - man odur, onu yenmemiz lâzım - er. — Demek ki siz insanı değiş- tirmenin kabil olduğuna inanıyor- sunuz, — İnsanı değiştirmenin değil, İnsanda kendini değiştirmek ar - zusunun uyandırılması kabil oldu- ğuna inanıyorum. Mr. İllion yalnız geziyor; fa Kat yanma ar almak is miş. Gazeteye ilân vermiş, gelen üç yüz kişinin ikisini; tecrübe et- miş. O iki kişi imtihanda muvaf- fak olamamış. — İmtihan ne idi? dedim. — Bir gün 120 kilometre yü- rüdük. Bugünkü maç (Başı 1 inci sahifede) ruf Yunan atletleri Mantikas ile Yorgakopulos ta gelmedi. Gelen Yunan atletleri Lambru ile Çu- kalastır. Bu atletler bugün yalnız 100, 200 ve 800 metreye girecekler dir. Diğer müsabakalar kendi at - letlerimiz ayasında olacaktır. Lam bru veya Çukalas'tan biri hiç ol - mazsa geçen sefer gelen Paterakis gibi atlet komple olsa idi her mü- sabakaya girer ve bu suretle bü - tün müsabakalar daha zevkli olur du. Maamafih atletizm noktasından olan bu aksiliği futbol maçınm te- lâfi edeceğini ümit ediyoruz. $. Galip Doçentler toplandılar (Başı 1 inci sahifede) Verilen kararlara gönderilerek bu mesele hakkında mümessiller dün akşam Ankaraya Bundan başka doçentler ayrı 8. dekanlara mü dir. Toplu ve müşterek bir şekilde ların en aşağı 200 göre, iki kişiden mürekkep bir heyet Ankaraya vekâletle temas edecektir. Seçilen hareket etmişlerdir. yrı bir istida ile mensup oldukları caat ederek maaşlarının arttırılmasını istiyecekler- müracaat olunmuyacaktır. Maaş- olması iste necektir. ,, Üniversite rektörü (Neşet Ömer Bey de dün akşam Ankaraya gitmiştir. Neşet Ömer Bey bu me sele etrafmda vekâlete izahat vere- cektir. Aldığımız malümata hukukta, 6 edebiyatt dişçide, vardır. Bunlardan 20 sini ida 35 öre, Üniversitede 25 tıpta, 15 2 eczacıda olmak üzere 63 doçent in asli ma aşı 55 lira, 13 tanesinin asli liradır. 10 fende, maaşı 55 ve 45 lira asli maaşı olanlar daha evvel Üniversitede veya mu- allimlikte bulunarak kıdem peyda alanlar ise üniversiteye yeni teşki Doçentlerih iddiasına göre para ise çalışmak için lâzım gelen le kifayet edemez. Doçentlere, y lâtta girmiş olanlardır. Asli istenen bu 80 nunculardır, ellerine geçen para 78 c Ünive, hariçte de çalışmak mümkün olma maktadır. etmiş olanlardır. 35 lira asli maaş maaş- liradır. Bu kitap ve mecmua satın almağa bi- ede fazla iş verildiğinden Doçentler, maaşlarının arttırıl madığı takdirde istifa edeceklerini | söylemekle beraber, Maarif vekâle ti kararında m, dir. Vaziyetin ne olacağı bir iki gün sonra belli ola caktır. Şimdiye kada, tur. Bunlardan üçü Tıp fakültesin tin istifa ettiği söylenmektedir. istifa eden doç emtlerin adedi altıya baliğ olmuş: dedir. Yeniden, Huküktan üç doçen şart — 120 kilometre mi? — Evet, dört saat o uykudan sonra. Bittabi saatte altı kilomet- re yürümek, koşar gibi yürümek, het gün olmaz. | “Arkadaşlarımda aradığım şart | lar şunlardı: > Bir münevver adam ol- ö dil bilmek; “2 — Günde vasati 560 kilo- metre yürüyebilmek; “3 — Birkaç gün kuru ekmek ve su ile geçinebilmek; “4 — Tahtessıfır 16 derecede ısrtılmamış bir çadırda - döşeksiz yatabilmek. Sizin Sanşo'nuz olmak bay- Ii müşkül. Mr. İllion bir hayalperest ol. duğunu kabul etmiyor. “Bir kişi- yi fikirlerime ikna etsem o da bir başkasını bulur, böylece çoğalı « rız,, diyor. — Dünyayı cennete mek istiyorsunuz, dedim. Sonra üşündüm, bu da yanlıştı. Onun msanlar hodbinlikten ta- kartulmuş © varlıklardır. İlkion, insanların her ancak niyetlerine göre muhakeme edilmesi lüzumundan bahsediyor. Hayır, dedim, cennet değil, Her insanın bir ilâh olmasını is tiyorsunuz. Dünyayı bir o Olimp haline getirmek.. Güzel gaye. N.A. döndür- Trakyadan gelen Museviler (Başı 1 inci sahifede) küyet sahiplerinin mahkemeye müra- caatlarma ve tazyik gördüklerini id- dia ettikleri şahıslar hakkında kanu- zi haklarımı aramalarına mâni deği ir, Dün Istanbula gelmiş bulunan Mu ilelerinden bazıları ile görüş - tük. Bunlardan bir kısmı İstanbula daha geniş mikyasta iş yapmak niye- tile geldiklerini ve kendilerinin öz va İ Arzuhal encümeninin | lere yük ve moloz taşımağı tandaş olduklarını söylemişlerdir. Birçoklarınm da birib'rlerinin hare ketine bakarak geldikleri anlaşılmak tadır. İstanbula gelen Musevi aileleri ekseriyet Balat, Ortaköy, Kuzguncuk, Kuledibindeki © akrabaları o mezdine yerleşmişler, beş on aile de otellerde- dirler. Kendi nezdine Trakyadan bir iki akrabası gelen şehrimizdeki Musevi tacirlerden Nisim Taranto Efendi, dün kendisile görüşen bir muharrimi- ze şanları söylemiştir: — Ortada hiç bir mesele yoktur. Bazı arkadaşlarımızın Trakya munta- kasından ayrılmaları evvelâ bizi de endişe ve hayrete düşürmüştü. Fakat, katiyetle tahmin ediyorduk ki, hâdi - sede bir yanlışlık mevcuttur. Ve bu vaziyet Başvekil İsmet Paşa Hazret- lerinin beyanatlar: ile de teeyyüt et - miştir. Başka memleketlerde Yahudi di manlığının yer tutmasına imki lebilir. Fakat bugün Türkiyede bir Musevi meselesi mevcut değildir. Tük lük küçüğümüzden büyüğümüze ka- dar tamamen kanımıza işlemiştir. Ken dimizi bu vatandan ayrılamıyacak ka dar Türkleşmiş o buluyoruz. Çocuk - larımız: Türk kültürüne göre yetişt'ri yoruz. 500 sene sonra bile böyle bir düşmanlık mevzuu bahsolmıyacaktır. Esasen ortada hiç bir mesele de yok - tarı, Bazı muhavvileler temizlettirildi Dün, evvelce abonelerine haber ver. diği veçhile , elektrik şirketi şehrin bir kaç muhavvile merkezini temizlettirdi- ğinden bazı semtlere cereyan (o verile memiştir. Meciis tatil Kararı verdi (Başı 1 inci sahifede) du Bundan sonra evrak varideye ge- çildi. İlk müzakeresine başlanan ve mayi madeni mahrukat kanunu lâyi hasının depo ed İmiş olan petroller - den kanunun mucibince almması lâ- n gelen resmin alınması | hakkında- ki istidaya dair arzuhal encümeninin mazbatası münakaşayı mucip oldu müdahalesine rağmen itiraz eden hatipler bu mas eden nektanm İ müzakere ed li rafından derme kabul edilmediğini ileri sürdüler netice- de mazbata da bütçe ve maliye encü - menlerine havale edildi kanununun gişt ral Bundan sonra belediye kırk dokuzuncu maddesinin o mesine dair olan lâyihaya geçildi. Bu lâyihada şehirlerde ve şehirler arasın daki otöbüslerin işletilmesi hakkında belediyeye ait olduğu kabul ediliyor- du. Söz alan Ziya Gevher Bey, hükmün çok yerinde ve bütün dünyada kabal edilmiş bir esas olmadığını, bu hak- kım belediyelere verildiğini kaydede - rek, yalnız buna mukabil otobüs de- nilen nakil vasıtalarının otobüs olma sını istemek hakkımızdır. Otebüs de- nince az çok kazalara (o karuserisi vw » kavmet eden ve içindekileri muhafa - İ za edebilen arabalar demektir. Yoksa sigara kâğıdı kalınlığında kontrpaalkalarla yapılan ve araba - dan başka her şeye benziyen otebüs- mahsus kamyonlardan yapılmış arabalara oto- büs deyemeyiz. Dahiliye Vekili Beyden bu hususu temin edilmesini rica etmek hakki - muazdır. Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Bey mütaleaları çok doğru ve ye- Nazarı dikkate alacaktır. rasile 934 bütçe ci maddes'le Mü tahrisatla Bunu mütcakı, kanununun on seki dafaa © vekâletine verilen 935 senesinde verilecek 2425 numara! ahhüt ve salâhiyetle Denizyolları Akay işletmeler le ka ve havuzlar hakkındaki ta: muvakkat maddesine seyrisefainin tas hakkındaki müzeyyel kanun lâ devlet davalarma takibe me - mketler hakkmdak! kanun jâyi le Edirne sabık posta telgraf baş rü Sabri Beyin affine mahal ol- ndığına dair arzubal encümeni maz batası ve bazı ölüm cezalarının tas - İ dik tezkerelerile kazanç vergisi ku - nununun $l ve 42 maddelerine bazı hükümler ilâvesine dair iâyiha, Sümerbank sermayesine kırk iki mil. i esine, belediyeye ait ah- hakkındaki kanunun ba zı maddelerini tadil eden kanumla değişiklik yapılmasma, gizli nüfusla » rın yazımma Dahiliye vekâleti mer - kez teşkilâtı ve vazifeleri kanununur. rel posta on ikinci maddesinin tadiline dair lâ yihalar müzakere ve kabul (edildik - ten sonra celse beş dakika tatil edil. miştir. İkinci celse İkinci celsede İsmet Paşa Hz. kürsüye gelerek hükümelin siyaseti hakkında beyanatta bulundu ve hü - kümete (205) © reyle ve mevcudun ittifakile alkışlar arasında hükümete itimat edilmiştir. Ismet Paşa Hz. lerek demiştir ki: — Çetin işleri başarmak için si - zin kıymetli teveccühünüz kuvvetle - rin en başmdadır, en esaalısıdır. Her güçlüğü kolaylaştıran büyük kuvvet- tir. Müteakiben meclisin 1 & 1934 te toplanmak üzere mesi hakkımdaki Tekirdağı Cemil Beyin takriri kabul edilmiştir. Reis Kâzmm Paşa Hazretleri: — Şimdi kabul buyurduğunuz tak- rir mucibince Meclis bugün üçüncü iç- tima senesine nihayet verecektir. OAr- kadaşlarım dairci intihabiyelerine gide- rek lâzmmgelen tetkikatı tatil müddeti zarfında yapacaklardır. Dedikten sonra muvaffakiyet temennilerinde bulunmuş tar, Kâzım Pş. Hz. geliyor ANKARA, 5 (Telefonla) — Mec- lis Reisi Kâzm Paşa Hazretleri bu akşamki trenle İstanbula hareket et- miştir. tekrar kürsüye ge- Yurttaş, Az çok kazancın dan mutlâka tasarruf vazifen- dir, borcundur. Bunu iyi bil, belle ve yap. M.I. veT.C., DOKTOR Rusçuklu Hakkı Galatasırayda Kanzük eczahanesl karşısında Sahne sokağında 3 numa- ralı apartımanda İ numara 38ç 1mm i Dr. Hafız Cemal Dahiliye mütehassısı Cumadan başka günlerde saat (2,30 dan 6 ya) kadar İstanbul | Divanyolu No. 118. J Muayenehane ve ev telefonu: 22398 yazlık ikametgâh telefonu: Kandilli 38, Beylerbeyi 48, VAPURCULUK TÜRK ANONİM ŞİRKETİ İSTANBUL ACENTALIĞI Liman Han, Telefon: 22925. Mersin yolu Sadıkzade 5 PAZAR günü saat 10'da Sirkeci rıhtımından kalkacak, e Ça nakkale, İzmir, Küllük, Bodrum, Ra. dos, Marmı , Fethiye, Kal- kan, Alanya, Mersine gi ayni is kelelerle beraber, Taşucu, Anamur, Kuşadası ve Geliboluya uğrayacak Trabzon yolu Dumlu Pınar PAZAR sünü saat 20 de Galata rıhtamından kalkacak. Gidişte Zon- guldak, İnebolu, Ayancık, Samsun, Ünye, Ordu, Giresun, Tirebolu, Gö- rel, Trabzon ve Rizeye, Dönüşte bunlara ilâveten — Of, ve Sürmeneye uğrayacaktır. alya, einen smmm KİRALIK amman Tamamen tamir edilen | bilümum konforu havi Yeni Postane | arka- sında Aşır efendi caddesinde Türki. ye hanmda oda, depo ve mağazalar kiraya verilecektir. Fiyatlar ehven- dir. Türkiye hanmda (3) ncü katta Rüştü efendiye müracaat olumuması, 1 mmm İstanbul kumandanlığı sa - tımalma komisyonu ilânları Birinci Fırka Satınalma Ko- misyonu tarafından bildiri- len ilânların ihalesi Fındıklı- da Satmalma Komisyonunda yapılacağından iştirâk edecek lerin şartnameleri görmek ü- zere her gün İstanbul Kuman danlığı Satınalma Komisyo- nuna müracaatları. (2) (3686) 3, K. O. ile sari mukavelele- ri olan müteahhitlerin muka- veleleriği — İstanbul Kuman lığına ek için yapıla- cak muamele hakkında İs- tanbul Kumandanlığı Satm- alma Komisyonuna müracaat ları. (3) (3678) Çorlu Askeri Satmalma Ko- misyonundan : Malkaradaki kıt'at ihtiya- <ı için 13,000 kilo Zeytin Ya- £ı kapalı zarfla münakasaya konulmuştur. İhalesi 17 Tem- muz 934 salı günü saat 15 te- dir. Taliplerin şartnameyi gör- vaek üzere her gün ve münuka- saya iştirak için de ogün ve vaktinden evvel teklif ve temi- nat mektuplarile Çorluda As- keri Satımalma Komisyonuna müracaatları. (3038) (3227) 3878 7 Ankarada M. M. V. Satın- alma Komisyonu Reisliğin- der : Ordu ihtiyacı için 200 çift seyyar eczayı baytariye sandı- ğı ile 1000 adet ampul kutu- ları kapali zarf o usulile satm — alınacaktır. Ihale- si o 24-7.934 salı günü saat 14 de icra edilecektir. Ta- Tipler şartname ve rümünesini görmek üzere her (ogün öğle- den sonra ve münakasaya iş- tirâk edeceklerin o gün ve saa- tinden evvel teminat ve teklif mektuplarile birlikte M.M. V. Sa. AL Kom. na müracaat- ları. (3053) (3455) ... —- Ankarada M.M, V. Satın- alma Komisyonundan : Hava kıt'aları ihtiyacı için | 11460 metro mavi renkte kış- | kk elbiselik kumaş kapalı zarf- la münakasaya konmuştur. İ- halesi 23-7-934 pazartesi gü nü saat 15 tedir. Taliplerin nümune ve şartnameyi gör- mek üzere her gün ve münaka- saya iştirak içinde o gün ve vaktinden evvel teklif ve temi» nat mektuplarile Ankarada M.M.V.Sa.Al. Kom. na müracaatları. (3054) (3456) 3886