| Belediye (Başı Bşinci sahifede) kika istirahat için celseyi tatil “ti. İkinci celse Teinci celse saat 16,10 da Sadet dı, Sadettin Ferit Bey meclisin son tima gününde okunan raporun ma - e uygun olarak bıtlarını okuttu. Bu meyanda Abbas Bahtiyar Beyin de izahatını okuttu. Mehmet Ali Beyin beyanatı Bundan sonra Mehmet Ali Bey söz alarak dedi ki: — Muhittin Beye cevap vermiye - i yazanlı tanbul meclisi umumisi vardır. Mesuli- yet hususunda bankada hukuku mane- vi hiç bir mesuliyet bulunmayabilir. Buna mukabil belediyenin mesul el: mes Mizm gelir. Banka fenalığa doğru gitmiş olabilir. Bizim vektile haberi - miz olup tedbir almamız lâzımdır. fikrin zıt da vardır. Belediye iğ değildir. Çünkü banka fena yola sap- me mi Onun umami > hükümleri, kendi w #owmi hükümleridir. Urumi kanunlara tabidir. Belediyenin bir de şahsiyeti maneyiyesi vardır. Bütün bunlarda hu- kuku umümiye kanunları icabı olarak hareket edilir. Bankanın (idaresinden doğan bir mesuliyet var, bir de idare- mütevellit bir mesuliyet heyeti tefti Mesuliyetin ikinci safhası müren - Be mesuliyetidir. Bu da adli müraka - be olarak vardır. Bankaya koyduğu - muz sermayenin avakibinden doğan me- suhiyete gelince: Belediye meclisinin bu husustaki ei ya icra ves3 ih- mal erme , len İçe Öke Pe baz "edildiğini söylüyorlar, Meclis ka - rarları Dahiliye vekâletinin — tasdökile mevkii meriyete girer. Fakat o tarihte meclis kararlarını belediye reisi tas - dik ediyordu ve mevkii meriyete giri- Reyi işari ile kararlar verilen meclislerde şahsi mesuliyetler ta- yin edilemez. Muhittin Bey fırka- Fun içtimaından bahsettiler, Bura- dâ fırka mevzuu bahis değildir.Bu rada mesuliyeti deruhte etmiş va- ziyetteyiz. Mesaliyeti ararken fır- ka içtimaını zikretmek doğru de- . İdarci hasusiyenin parasına a bn MTiikider olmadığını söyledi - lem bebedrel. mazsa, meclis nasıl haberdar ola. bilir?.. Bir mahasebed'nin keyfi ile bir bankaya para ei ması doğru değildir. Binaenaleyh Du paranın mesuliyeti muhasebeci ile makam arasında kalırken, mec- disi hiç alâkadar etmez. MİLLİYET ÇARŞAMBA 4 MAYIS 1994 reisi ile hatipler Şehir meclisinde karşı karşıya! — Raporlar vardır. Bilhassa Bt sim Afif Bey Iş Bankasından Es maf Bankası müdürlüğüne tayin 6 İı. Makam 6 ay sonra bizi na davet etti. Biz raporu ma kama ayın 9 unda verdik. Müddei- umumiliğe gönderilen suretin ta- rihi de 10 dur. Makam muttali e- dildi. Vakit vardı. Müzakere edi « lebilirdi. Gazeteci (o arkadaşlarımız bu memleketin mühim rükünleridir. Vazifelerini yapıyorlar. Ben ay - rıca neşriyat yapmadım. Teessürlerimi Muhittin Beye beyan ederim. Muhittin Bey, Bankanın vazi- yetini ilk zamanlarda iyi gitti, di- yorlar. Hayır, fena gitmiştir. Bu müesseseye bankacılık tekniği gir memiştir. Bizim verdiğimiz rapor vaktinde tabedilerek azaya dağıl- mamıştır. Gizli bir şey yoktu. Ra- poru yazan arkadaşlar arasında da kat'iyyen ihtilâf yoktu. Sonra Muhittin Bey bana: Neden kor- kuyorsunuz, dediler. Niçin korka yım?. Hiç bir şeyden korkmuyo- rum, Hudut haricine çıkılmıştı. Onun için müdahele ettim. Muhi Gn Beyin bu sözlerini bana tev- cih etmelerini doğru bulmadım. Esnaf Bankası meselesinin yap - muş olduğu akisler bendenizce Cüm- kariyet hayatımızın feyizli inkılâp hâdiselerinden addolunmalıdır. Çünkü evvelâ Cümhuriyet Türki - lar eden her me bariz ise inkıldbımızın tekâmülü için çizilen iş bölümünde herkese düşen vazife ve mesuliyetlerin de o kadar e hemmiyetli o kadar ciddiyetle takip 0- hunması lâzım geldiğini bu vak'a gös #ır.Çünkü bu vazifenin bü; ü ğü yoktur. Hepsi milli birliği mili bü tünlüğün birer müdafaa ve terakki âmilleridi Gene bu hâdise milli hayatın en bü yük varlığını teşkil eden ve Cümhuri- yet hükümetinin pek büyük itinasına geyretine mazhar olan iktisadi iş bölü münde vazife almış olanların yalnız mensup oldukları müesseselere kar - şı değil millete karşı da büyük mesu İiyetleri bulunduğunu bir kere daha hatırlatmıştır. Gene bu hâdise eski devirlerin me inkılâpçr Türk cümhuriyetinn çalmış olduğunu bütün memlekete ilân etmiştir. Rence bu hödiseden alınacak ders budar. Bence Esnaf Bankası işinde en üyük mesallerden biri işte bu kadit zihniyettir. Artık Türk mille imis savaşında her Türk ülküye sihletile intizama istinat eden âhenkli çalışmasile inkilâbın yük sekliğine inanmak medeni bir insan #fatile millete karşı almış olduğu va zifeyi takdir ederek onun hakların - dan şereflerinden nasıl iştifade ederse mesulyetinede o. nisbetle katlanacak- Büyük Millet Meclisinin yüksek kürsüsünden meclisimiz koca beledi- muş olduğunu isbat eder. ten Büyüh Millet Meclisine, Dahiliye Vekili Beyefendiye teşekkürü vecibe bilirim. i Muhittin Beyin cevabı Galip Bahtiyar Beyden sonra Mu- hittim Bey söz aldı. Hararetli hara - Muhittin B, cevap veriyor Muhittin Bey Hilsmet Beye cevap vererek dedi ki: — Mesele esas itiherile halki ve çirkindir. Herkes müteessir olmuş - ter. Fakat kimse, Hikmet Beyden da - ba az müteessir olmamıştır. Fakat yal- reflere hürmet etmek lazımdır. Bir dil kayması fena hisler u; “Hiyaneti vataniye bahsi, Muhittin Beyden sonra Kemal Bey söz aldı: — Geçen içtimada okuman rapor ü- zerine hissettiğim nefreti ifade ettim. Misal olarak yalnız tayyare piyangosu işimi alıyorum. Tayyare ine sit (80) küsür bin bira mahvolmustur. Bu, orduya vardım ik ele toplanan para- yi ortadan yok etmek hiyaneti vatani- y değil de nedir?.. Bu fikrimde israr ediyorum. Hat i Muhittin Bey cevap veriyor Muhittin Bey bu sefer güler yüzle kalktı, Kemal Beye hitaben dedi ki: — Gayet tabiidir ki siyanet vazife kat Esnaf Bankası Tayyare Cemiyeti- ne bir milyon sekiz yüz bin lira kadar bir varidat temin eliniştir. Kalan borç altmış bin liradır. İş mahkemededir. Tabii mesulü meydana çıkacaktır.,, Etem İzzet Beyin byanatı Müteakıben gazetemiz umumi neş- riyat müdürü Etem İzzet Bey söz ala rak Muhittin Beye cevap verdi. Etem İzzet Bey dedi ki : — Muhittin Beyefendi, daha söze başlarken Milliyet gazete - sinin neşriyatından da bahsetti - ler ve bazı parçaları okuttular. Ben bu mecliste bir zaman gazeteci olarak değil, daima bir şehir ve halk mümessili olarak bulundum. Madem ki kendileri bu noktaya te- mas ettiler, ben de temas ede - m. Türk inkılâbının mütebariz ve mümeyyiz vasıflarından biri de fazi lete, açık kalpliliğe, feragate ve mertliğe verdiği kıymettir. Kema- list rejim faziletin ök'deleşen bir ifa desidir. Ve biz, hepimiz bu reji- min bu ülkünün inanmış çocukla- rıyız. Gazete de bu ülkünün en asil müesseselerinden biridir. Ve “Milliyet” te bu inkılâbın öz ve hassas bir unsurudur. Temas ve takip ettiği mevzu da en hassas bir suiidare ve bir suiistimal me- selesidir. Cümhuriyet «rejiminde mes'ul ve mesuliyet hör zaman ve nerede olursa olsuri'diliri adım takip edilecektir. “Mülliyet” te in- kâbın kendisine #ahmil ettiği bu vazife üzerinde durmuştur. Gaze- te daima budur, ba olacaktır. Ve mes'ulü her zaman her yerde bu olacaktır. Esnaf Bankası bahsine gelin- Ne yazıktır ki kuruluşundaki hüsnü niyete rağmen bu müessese imparatorluk ihtilâfinin hile, entrika, menfaate destek o- lan bir seciyenin temiz vicdanları- muz arasında tutunmak isteyen son bir tezahürü olmuştur. Her şeyden evvel bu noktayı, bu vaziyeti tes- bit etmeğe mecburuz. Reis Beyefendi, efkârı umumiyede, memleketin her kıyı ve bucağında de rin bir alâka uyandıran, ve çok şâ - mil; niş bir mevzuu içine alan bu di her safhası üzerinde durma - lem münası hem de lüzumu kal ce: kadaşlara rey kazandırıyorduk. Galip Bahtiyar Beyin beyanatı Bundan sonra Galip Bahtiyar Bey söz aldı, dedi ki — Çok samimi olarak söylü - yorum ki Muhittin Beyin sözlerin- den büyük bir hüzün duydum. Bu sözüm samimidir. Biz | Muhittin Beyi bizim safta görmek istiyor - duk. Raporumuzu sürpriz gibi te- lâkki etmeleri doğru değildir . Ben yapoöru sürpriz olarak geç verme- dim. Vaktinde verdim. Mecliste Esnaf Bankası işir!'n tahkiki harar| Doktor Hikmet Beyin sözleri Bundan sonra dektor Hikmet dedi Bey Hep gitmiş. ab bütü bütün bun » ları tecesürle gördük. Bu büyük tece - sürün sevkile Stavieki rezaleti, dedim. Fakat tarizimin böyle tefsir edilece. an bilmiyordum. Şimdi izah edece - Ben memlekette bir teşekkülün #ptlarında mevki almış bir damn. Hi er müsaade hâdisenin sadece belediye rei onun mânevi ve maddi mesuli ne taallük eden kısımlar üzerinde do- racağım. Muhittim Beyin büsnüniye- tinden verdiği izahata göre, şüphe et- miyebiliriz. Fakat Muhittin Gi çok safdil olamalıdır ki bütün bu hâ- diseyi alâkadarların Hüsnü niye - tine bağışlasın, Muhittin Bey ma- zideki harekâtile banka işinin ef- kârı umumiyede ve mecliste mü- zakere edilmesine taraftar olma- mıştır. Hâdiseyi , kendi maddi ve manevi mesuliyetini örtmek için zamanın ihmaline terketmeyi mu- vafik bulmuştur. Halbuki bir gün akli selimin kendi zekâ ve kendi- takabileceğini dü- şünmeli Muhittin Beyin bu - gün buradaki izahatı kâfi derece- de tatminkâr değil Ortadaki bir çok misal ve hâdiseleri tekzip iştir, Bu misal ve hâdi - seleri şöylece sıralayabiliriz. Etem İzzet Bey burada Galip ek — Dedikodu olur, şahsiyat olur, de di. ve birden mecliste konuşmalar başladı. : Etem İzzet Bey; — Şahsiyat yoktur, hâdiseleri an - e is bunları görüşmek ve açıkça söyle meli için toplanmıştır. Büyük Millet Meclisinin kararı, bu meselenin İstan bul Şehir Meclisinde açıkça konuşul masını emrediyor. Gene Furtun zade Murat, Sadi, İs- mail Sıtkı, Mehmet Ali (Beyoğlu) bey ler bu bahislere temas edememek lâ- zum geldiğinde ısrar ediyorlardı. Bu ande meclis azası âdeta ikiye bölün - müştü, Bir kısmı: “Söylesin, söylene- — , dinliyelim,, diyorlardı. Bir kıs olan kısımları geçelim.,, yerlerdi. Reis vaziyete hâkim olamıyor: — Efendim, muhavere şeklinde ol maz, diyip mütemadiyen çan çalıyor d hu. Kadın azadan Refika Hulüsi Behçet Hanım: — Aman bunları geçin canım, Safiye Hüseyin Hanım: — Söyleyin, Etem İzzet Bey söyle yin, asıl bunlar konuşulacak. Beyoğlu azası Mehmet Ali Bey de: — Cansm Etem İzzet Bey, o mad- deyi geçiver, diyorlar, belediye reisi bey asabi asabi: — Söylesin efendim, söylesin efen- dim, diyor ve uğultu salona gtitikçe hâkim oluyordu. Etem İzzet Bey: — Bu bahse devam edip etmemek için meclisin kararına ihtiyaç vardır. Reye koyunuz. Ve bu sırada reis çıngırağı kuvvet le sallıyarak: — Reye koyuyorum efendim, diye sesleniyordu. Etem İzzet Bey devam ediyordu: — Efendim, haydi onu geçe- lim, fakat Faik Bey İzmirden 18 nisan 1934 tarihli “Milliyet, gazelesine verdiği izahatında: — Ben ke hiç bir şey yi pmadım. Ne söylendi ise, uhittin Bey ne cmrett yaptım, diyor. Bu da şah: Bunu da geçelim mi? (gürültü - ler, geç, devam sesleri.) Etem İzzet Bey.— Bunu da ge çelim, fakat Faik beyi kendisine atfedilen yolsuzluklara — Tağmen Iktısat vekâletine tavsiye eden, o- nu korumaktan geri kalmıyan Mu- hittin Beydir, diyorlar. Bunu da mı geçelim? Bu damı şahsiyat? Şahsiyat ise söylemi iyeyim. Son - da.. (Gene şahsiyat, bunları geçe- Jim sesleri) , Bu sırada Etem İzzet bey ö - nünde not halinde duran vesika- ları birer birer geçmeğe mecbur oluyordu ve Sözüne tekrar şöyle devam etti: .— Pek güzel, hepsinden oüzgeçtik yelim, Bankadaki senetler on beş bin lira, on bin lira gibi kıy - mette dört senetlen bahsediliyor. Bu senetlerde birinci imza Muhittin Beyin dir ve senette yekdiğerimize kefili müteselsil wfatile İstanbul Esnaf ban- kasından on beş bin lira aldık var - dır. Bu senetlerde imzası bulunan ze vata 1932 senesinde ikinci icra daire in 1198 - 32 numaralı (üçüncü şah ihbarname) si ile müracaat edil - . İmzaları bulunan bu zecat; “Vacibültediye borcumuz Yoktur, cevabını vermişlerdir. Bu sırada belediye reisi bey gene asabiyet gösteriyordu: — İlk söylediğim senetlerden baş- kası, yoktur, diyordu. Gene azadan bazıları: — Bu işleri geçelim, geçelim, di - yorlardı. Etem İzzet Bey — Efendim, bütün vesikaları geçiyorum. Bel- ki bu vesikalar veya kulağımıza gelmiş olanlar arasında doğru ol mıyanları da vardır. Fakat kesi remiyorum, hangisi şahsi, hangi şahsi değil, Daha bu meclis kül etmeden beş sene evvel, yani bankanın ikinci tesis senesi olan 1927 de bankada belediye müra- kibi olan iktısat mürakibi Kemal Ömer Bey işlerin kötü gittiği hak- kında bir rapor vermiş. 1931 se- nesinde Afif Besim Bey banka mü- dürlüğüne gelmiş, bankanm vazi- yetini tetkik etmiş, 400502 lira nın tamamile ziyaa (o uğradığını, bankanın vaziyetini, koruma ve kurtarma çareleri kalmadığını tes bit eden bir rapor yapmış ve ban- ka müdürlüğünden çekilmiş. Bunlardan da bahsetmek şah - siyat mı? Bahsetmiyeyim mi? 1931 senesinde İktisat vekâle- ti de ayrıca bankanm vaziyetini Maliye vekâletine bildirmiş, Ma- liye vekâleti de resmi ire bir tamim (yaparak, bankanın vereceği teminat mektuplarının kabul edilmemesini tebliğ etmiş- tir. Demin izahatı arasında Mu - hittin Bey hâdiseden meclisle be- raber haberdar olduğunu söylemiş ti, Bu ifadenin aksini isbat etmiş olmak için bütün bu raporlardan Muhittin Beyin malümattar ol - ması lâzım gelen vaziyetlerden bahsetmek şahsiyat mıdır? Bun - ları söylemiyeyim mi? Bu sırada gene Mecliste: “Devam etsin, etmesin, diyenler vardı. Etem in Gi üyorsunuz ya efendim, de - iseler bunlardır. pal vam etsin diyenler de var, devam et- mesin di “ mİ ördee ba - hisleri geçelim. İstenil se gire- lim, dedi ve beyanatına devam ett — Şehir Meclisi 1933 Nisan içti - da manda ilk defa banha vaziyetine il | hesbetmiştir.. Muhittin Bey de ayni yi hassasiyetle karşılamış, fesini yapmış ve bir de komisyon iey- kil etmiştir. Bu komisyon bütün bu- hassasiyete rağmen Muhittin Bey ta- rafından tem yedi «y sonra 29 eylül ie bir heyeti vazifeye başlatmamış - tır. Heyette Milli banka direktörle « rinden, mali müessesattan da mü - messiller bulunacaktı. Bunlar vazife- ye çağırılmamışlardır ve bur arada ge sen yedi az zarfında Muhittin Be - yin komisyonu davet etmesi için hasa Si teşebbüsler , buna rağmen belediye reisi Beyin ihmali devam et- İkinci bir nokta: Muhi kemisyon raporunun Lemi a karada iken mecliste okunmasını adeta bir suikast gibi gösterme - ğe çelişir. Vaziyet tamamile bu - nun aksinedir. Yedi aylık bir te - ehbürle komisyonu çalışmağa ça- ğıran Muhittin Bey bir buçuk se- nelik bir intizardan sonra neticeyi almak istiyen meclisin bu raporu okumadan dağılmasını bizden bek- leyemezdi. Raporu okumadan da- ğılan bir meclis, kendi kendisini mahküm eden bir meclis olurdu. Meclis vezifesini bütün hassasi - yeti ile yapmıştır. Muhittin Bey idarei hususi - yenin 78 bin lirasının kendi malü- matı tahtında verilmediğini söy - lüyor. (Haberim yoktu) diyor. Haberim yoktu demek, vali ve icra makamı olan Muhittin Beyi mesu- liyetten kurtaramıyacığı gibi, ölü bir adam da mezardan çıkıp ne bize, ne hiç kimseye hesap vere- cek vaziyette değildir. Muhittin Bey yolsuz, mecra - sız, ışıksız bir şehrin halkı tara - fından vergi şeklinde belediye ka- sasına verdiği 200 bin lira yenir- ken, buna karşı susmakla ve alâ- kadar olmamakla mesul vaziyete düşmüştür. Muhittin Bey hâdise- de hiç değilse manen mesuldür. Şahsençok © sempatik, muhterem bulduğumuz Muhittin Beye belediye reisliği vazifesindeki bu ii de layısile buradaki muhabbet ve - setimiz eğer eksilmişse, bizi imes vim Muhittin Beyin mukabelesi Bundan tonra Muhittin Bey çok a- sabi bir halde ayağa kalktı: — Etem İzzet Bey tabii bir alış - kanlıkla elini mürekkep | şişesinden çıkarıp yüzüme svıyor.Faik Beyi hi- maye etmedim, İktisat vekâleti hak- kında referans istedi, Vermedim. Be- sim Beyin, Kemal Ömer Beyin, Os - wanlı Bankasındaki teknisyenin rapor ları yoktur. İsbat etsinler. Meydana çıkarsınlar, dedi. ve devametti: — Banka ile iki hususi münasebe- tim olduğunu söyledim. Eğer bunlar - dan başka sahsi bir senedim çıkarsa, bu topraklar üzerinde namussuzum, diye bağırırım. Ve bu arada Muhittin Bey Galip Bahtiyar Beye: — Var mı Galip Bahtiyar Bey? di ye hitap etti. Yanında oturan şimdiki banka mü dürüne de sordu: — Var mi? Yapa Calip Bahtiyar Bey: “İskontolu ve ipeğek senedat arasında görmedik.,, pa müdürü de: “yok” dedi. Muhittin Bey — Bahsedilen icra vasıtasile yapılan ihbar süt işi için alı nan on bin lira kadar paradan gelat olsa gerektir. Muhittin Bey mukabelesine devam ederek: —— Yeli aylık teki bahsinde be nim kabahatim yok. Bin bir iş arasın di da bu kararmı unutmuş ola- bilirim. Yedi ay sonra kâtipler zaptı Meyan niçin bu şağırılmamış? dedim ve derhal ko - A ettim. Bu bahisler ha- e cevap Yermeğe tenez - va elmem. Etem İzzet Beyin hakkım va memet isnat etmelerine de yal “lem İzzet Bey tekrar sötüyer ye » pverdi: kimseye leke atmak tıy- sekile değilim, Netekim hiç kim- se de bana en küçük bir leke at- fedemez. Ve bütün bütün idealist ve namuslu gençler daima ayni kuvet ve aynı vaziyetedirler. Muhittin Bey İktisat vekâle- #nin Faik Bey hakkında istediği malümatı vermemekle de bir suç işlemiştir. İzle nilen malümatı verseydi, ve desey- di hi: “ Bu adam Esnaf bankasını batırmıştır. Dört yüz bin lirayi is- raf etmiştir. Bu vaziyette bir a damdır. Onun için Banka müdür- lüğünden azledilmiştir.” O zaman iktrsat vekâleti de Faik Beyi İzmi. re ölçüler baş müfettişi yapmazdı. Muhittin Bey bu vaziyeti ile söy- iğinin aksine olarak Faik Beyi lediğinin korumuştur. Muhittin Bey: Raporlar yok - tur. İsbat edilsin, dı se, Jehat edile; dedi. beş gün vazifede kalmış, ütün vaziyetleri görmüş, banka nın yuvarlandığı girdaptan kurta rılamıyacağı kanaatine vâsil ola rak uzun bir rapor yazmış ve bunu da Muhittin Beyin muavini olan Hâmit Beve bizzat vermiştir. Hep si bertaraf en son belediye ikti. sat müdürü Asım Süreyya Bey af yon inhisarı muhasebecisi Ekrem Beye bankadaki vaziyeti tetkik et tirmiş ve banka meclisi idaresinde bulunması tabii vazifesi iken ora dan ayrılmıtır, Muhittin Beyi bu istifade ve bu vaziyette mi ikaz etmemiştir? Ticaret müdürlüğünün müteaddit iflâs ve tasfiye taleple- rine Muhittin Bey karşı getmişür. Rapor yok diyen Muhittin Bey. Bü tün bu vaziytleri nasıl ifade ede- bilirler? Bütün bu vaziyetleri na Belediye reisi bey senet mesele sinde de ilk beyanatında mevzuu bahsettiği senetlerden başka ban kada şahsi senedi olmadı de ediyorlar, Olabilir. Mı o halde bu sözlerile vaziy: zih etmiş oluyorlar. Kendi nanmalıyız. Dört yerine iki senet leri olabilir. Bunlar da herhangi bir belediye işi içn olsun. Fakat ilk günden beri ve şu dakikada bile bankayı, onun alacaklarını koru - yan Muhittin Bey her. şeyden ev vel icra dairesi kendisine müraca- i zaman imzası olan senet yin borcunu ödemediğine (yok) diyor. Kenan Ali Bey (bor cum yok) diyorsa o da ona bakarak böyle diyor. Ve bütün borçlular ay ni şeyi yapıyorlar, Muhittin Beye düşen ilk vazife alacaklılar topla nırken kendi borcunu da ödemek olmalıdır. Muhittin Bey tetkik komisyonu - mun yedi aylık bir teahhürle içtiman davet edilmesindeki mesuliyeti kâtip arkadaşlarına atfediyor. Muhittin Be ye inanmalıyız, öyle olsun. Avni Bey diyor ki. Bundan sonra Avni Bey söz alarak dedi ki: — Herkesin, taşkın dahi olsa hak- kı vardır. Şehir Meclisi hak ve me - saliyetler üzerinde gayet map bir gösteriyor. F; i kür kaydedelim. Geçen sene, geçmiş günlerin fena he saplarını halen takip ettiği seyre göre takibe muhterem arı me mir ettik. Bankanın müsbet seyri Ü- zs7inde | tevakkuf o etmeklâzımdır. Borçlular adliyededir. Biz tasfiyeden bahsetmek salâhiyetini haiz değiliz. 200 küsur bin lirayı kurtarmak mese lesi var. Bankanın tasfiyesi hakkında karar verilemez. J Nakiye Hanımın da sözü kesildi Avni Beyden sonra Nakiye Hanım söz aldı. dedi kiz ii alen bir der oldu. Kadınları a Nakiye Hamm cümlesini tamam ükselei madan her taraftan Sesler — Bu mesele mevzuwmuz haricidir. Nakiye Hanım oturmağa Mecbur oldu Meclis'in kararı vetakrir Müteakıben 20 imza ile verilen bir takrir okundu. Takrir bu husustaki müzakeratın kifayetine dair idi. Tak- rir aynen şudur: Riyasete iye kadar cereyan eder müzakerat ve verilen izahat, me& lisin bu işe memur ettiği heyelin tetkikatı neticesinde Esnaf banka sının vaziyetine dair verdiği ve 15 nisandaki son celsemizde mü zakere eylediği rapor hakkında, © meclisimizin o müsebbipleri i soğ t Binaenaleyh € sasen keyfiyet hükümete intikal eylemiş ve dahiliye ve iktısat ve kâletleri müfettişleri filen bu işle meşgul elmaya başlamış olduğun göre bu mesele hakkındaki müze“ diğe maldzleinin Bölüme ğer nin teklif ederiz efendim.” akririn okunmasını müteakip Beyin, Esnaf Bankasmın 189 dilme Kakma teklifi reye ko” > Bu a teklif reddedildi. Meclis saat 19 da nihayet buldu Y? rın tekrar içtima edilecek. Tüznam? deki diğer maddeler müzakere olun” caktır. Faik Bay de dinlenecek Esnaf Bankası meselesi hakkımdı” ki adli tahkikat devam. se Müddeiumumi muavini Ahmet Muh lis Bey dün de eski şehremini dl ye Esnaf bankası müdürü Şerif Beyi li Şerif Bey Faik Beyden sonra ba” ka müdürü olduğunu ve ye sladığr zaman bankayı müşe' iyeti bulduğunu, bir ank sene bu vasi ” , (Devamı 7 inci sahifede) amam mama