li zdirerek kıza ver güldü, sonra izize seslendi: — Mayrik, bugün, akşam saat beş- te Galatasarayındaki patiseride bu - luşacağız! alaz pencereye döndü, delikan - Mya başımı salladı. Araplar, kızm an ge di. b bklin k eriyordu. fakat ne çabuk.. Bu, hayret edilecek bir şeydi. Kendi kendine: — E.. Yavrum, Füruzan. Erenköy değil.. Beyoğlu lerce bir kızın peşinde dolaşmağa lü- zum yok. Muvaffakıyet için bir se - Tüm kâfi... bankadan çıkınca doğru e git. Kız, beyaz şapka, muntazam bir tuvaletle biraz sonra geldi: — Nasıl da ağnadin, Füruzan Be. — Tabii Matmazel Armen, kalp - ten kalbe yol vardır. Pasta yediler, dondurma aldılar, Şuradan buradan konuştular. Kız, Fü Tuzanın bankada memur kerr öğ- renmişti. Delikanlı da pederinin ne iş çomar sordu. Beriki izahat ver- : Babası ticaret meşguldü. Sabah - leyin erkenden çıkar, aksam geç va - kit gelirdi, işleri çoktu. Öyle ki, ken- disi bile onan yüzünü bazan göremez- Biraz sonra caddeye çıktılar. Te - benm; kımp açarnk. z #derek devam ettirirlerdi. Ev sahibesinin kızı Madam Lili bu işin farkma varmıştı. Pansiyonerine | takıldı: — Füruzan Bey., Nasıl mahlemiz - den memnunsun? Öteberi yakaladin acap. — Ne gibi Madam? — Beni enai yerine alık. Bunda Beyoğludur, boş dururlar? Müstakil bir matma - | zel bulmuşsundur. — Canım, kuru kuru Malmaze| bul mak ne olacak. İnsan, adamalell: is- tifede edecek bir ev tavuğu bulmalı. Dul kadın kızardı: — Aman sen de. Boş lâflar eime. | kat Tavuğu ne yapacaksın, ta - caksın me? Ni — Ona, ne hacet, âlâ tavuk göğsü sü olur! Bu söz, Lilinin gözünü açtı, Banka mananz be e si yeni be elem sayılırdı. Kendisinden on lira ev kira- Tarihi roman :120 MİLLİYET SALI Zi NISAN 1934 sından fazla istifade edebilirdi. Kar - şikilerin, toy e Ea e Füruzanın onlar muşlu; kendisinden iyisini mi bula » caktı, Füruzan evlenmek meselesini gi - dip annesine açamazdı. Buna muhak- kak mümanaat edeceklerdi. İşe bir şetres gekli verseydi, acaba nasıl ©- İurdu. Kızın babası, anası bunu kabul ederler miydi Birgün ihtiyar ev sa - işi açtı: — Madam.. Size bir sırrımı söyli- Yeceğim. Ayıp değil ya, ben karşiki e seviyorum; onunla evlene- #im. Çok rica ederim bana bir iyi - ie yapımız. — Zevzeklik etme.. Dilencinin kı - zmı ne yapacaksın | müşsün, Dümenini çevir, yoksa akın - bya kapılır, boğulursun. Bunlar sana münasip familya değildir, ağnadın? — Ya. Halbuki, kız babasının ti - caret yaptığını Tevekkeli değil... Ben de her gün acmıp o dilen- ciye sadaka veriyorum! — Hal, keyfiyet böyledi nanmazsan alttan alta takip nirsin. Banka memurunun etekleri tutuş - muştu. Demek bir taraftan babası, bir taraftan kızı kendisini soynmuşal O akıtam işinden çıkınca köşe yiz kahveye oturdu. gören bir Adam, iki kat, mütemadiyen dileniyordu. Orta- bir sonra ya- müddet vaş doğruldu, delikanlı da kabveden rr Peşinden gitmeğe başladı. A - dam, Ârmenin oturduğu evin kapısma gekdi, hep amet çıkararak kapıyı açıp gi üruzan, kapının ö- nünde, şasmıştı. İçeriden baba, kız Güneşin Oğlu Baykut yavaş yavaş diriliyor- 'du. Bora, delikanlınm canlandığı- Gi seviniyordu. gördükçe sevi Si Baykut iki ii sonra Fu ni açlığı zaman . Borayı görmüştü. Delikanlı Se- Hitayi gördü.. Korkulu rüyadan uyanır gibi, gözlerini oğuşturarak yattığı yerden kalkmak istedi. A- yakları ateş —— yanıyordu. Kı- Baykut: Peli Başım dönüyor. Hiç bir şey hatırlayamıyorum. Dedi.. Biraz düşündü: — Uykumun arasında Mirvanın sesini işittim... Bora hayretle Baykut'un yüzüne baktı: — Mirva kimdir? .— Semiranın erkek kardeşi Mu- hafızlardan biri atıldı: — Semiranın erkek kardeşi yok- tur. Sen nerden biliyorsun? — Semirayı ben de tanırım. Baykut (o mahcup oldu. Önüne bakarak mırıldandı: — Demek beni aldatmış ha..! Yazan: İskender FAHREDDIN | MÜTEFERRİK HABERLER 7 POLİSTE Esrarkeşler Karagümrükte kabak çe- kerlerken yakalandılar Karagümrük'te oturan Süley - man birisinin esrar sattığı içmekte olduğu haber alınmış, evi aranmış ve bı ramada 3 kişi esrar içerken cürmü meşhut halinde yakalanmıştır. Sü- leyman ve esrarkeşler, esrar kabak ları ve nargileleri ile birlikte adliye ye sevkedilmişlerdir. Kaçak Bulgar sigarası satarken Salâhattin isminde birisi kaçak Bulgar sigarasile © yakalanmıştır. Salâhattin 9 uncu ihtısaş mahkeme sine sevkedilmiştir. Sokak ortasında kumar gisi Vasfi, Salâhattin ve İbra- him isminde dört kişi Tophane ci- varında sokak ortasında kumar oy- narlarken cürmü meşhut halinde yakalanmışlardır. İkl sarhoşun cinayeti Kantarcılarda oturan Sadık “ve Osman isminde iki kişi sarhoşluk yüzünden biribirlerile kavga etmiş- erdir. Bu kavga neticesinde Sadık pı - çakla Osmanı muhtelif yerlerinden ağır surette yaralamıştır, Osman hastahaneye kaldırılmış, Sadık ya- kalanmıştır. Bir çocuk zehirlendi Küçükpazarda oturan Zeliha H. ın iki yaşındaki çocuğu zehirli bir maddeyi ağzına atmış, zehirlen - miş, hastahaneye kaldırılmıştır. Yükün altında kaldı Balıkpazarında bir bakkal dük- kânında hamallık eden Mehmet bir arabadan yük alırken düşmüş, yük- lenmek istediği yükün altında kal- mış, kalçasından yaralanmış, has- tahaneye kaldırılmıştır... Çatalcadan gelen talebe talebe Çatalca C. H. Fırkasının hima- yesinde bulunan 24 kız ve erkek ta- lebe dün şehrimize gelmiş ve İs - tanbul lisesine misafir edilmiştir. Çocuklar Fırkanmn vesHalkevi - nin vereceği müsamerelerde bulu- nacak ve İstanbulda 3 gün misafir kalacaklardır. — Bugün bankacıdan bir vura İş sy — Pösini bitmiştir! — Bana da bir şey vermedi. Yakın da maaş alır, gözünü aç. B e alan, Alia ei elikanlı, reza) > hami holieiiyes ie ene. ne verdiği sözü hatırlayarak süküt et ti. Beyoğlu hayatıma, çapkınlığa lâ - net etmişti. Dilencilere soyulup, beş parasız ka larak dilenmemek i e ertesi gün eş - yalarını toplayarak Erenköyüne, köş döndü. ke O.N, ruyordu... Delikanlının kendi ken- dine söy endiğini işitince: —— Onun hocası da düşmanımız. dır, dedi, fakat sen onu kurtarsay- dım bile, o, gene kocasına kavuşa- mıyacaktr. Çünkü, Kral Oşaser'in bu sabah ölüm haberini aldık... Baykut bu sözleri işitince şaşa- Bora muhafızıma döndü: lamıştı: — Madem ki Semirayı sen tanr- Nasıl, dedi, Oşaser öldü mü? yorsun.. Haydi, hemen yola çık ve — Evet. kendisini, . beslediği la beraber onu bulma-| arslanların ağızma almış. ğa çalış! Baykut gözlerini ağaçta salla- ... Mig, nan kadına dikti. Bir kaç gün sonra Baykut, ölüm meydanında topla- Bora'yı öldürmek isteyen krali- çenin ölümünden hiç kimse müte- casir değildi. nan halka, Kral Oşaser'in karısı- Hitay delikanlını € yun Bora'yı öldürmek itediğini &n| taz 7 rg mış ve reisi vuracağı sırada ka- İzi di, “bede üre- dın elinden hançeri aldığımı söy-| yim, Mm eni lemişti. Bora kalabalığa yüksek sesle ba- gırdı: — Onu ben affediyorum... Seiz de effediniz! Kurultay azaları hep birden bağ rışmağa başladılar: — Yasamıza karşı gelemeyi: Ulularımızı öldürmek isteyeni öl- dürmek isteriz. O gün Hamat meydanmda, u- zun yıllardan eri ölüm cezmar gör- meyen bir kadın, o kurumuş ağaç dallarına asılarak idam edilmişti. Baykut, sarayın bahçesinde otu- ruyordu. — Tanrım, onu ölümden kurtara madığım için, sen beni affet! Elim- de bir kuvvet — olsaydı bu kadını kocasına kavuştururdum. Hitay, Baykut'un arkasında du- ... Kral ve zevcesinin ölümü Suri- yelleri sindirmişti. Yerliler yeni (kuvvet ilâhı)na tapıyorlar, ma- betlerde zafer ve muvaffakiyet du- aları okuyorlardı. , Akıncılar Anadolu ve Mısır üze- rine inmek üzere, yol eksiklerini tamamlamışlar ve su tulumlarını doldurmuşltrdı. Sertelli'den gelen Orta Asya Türkleri'Hamat dağlarını sardık- tan sonra, canavar avlamağa ve kü çük kuşlardan yüz çevirmeğe baş- lamışlardı. Türkler dağlık yerlerde yaşamağa alıştıkları için, Suriye- den sonra gidecekleri ve geçecek- leri arazinin de dağlık olduğunu biliyorlar ve günler geçtikçe sa- bırsızlanıyorlardı. Güneş'in oğlu Suriyeye Türkler- BELEDİYEDE Temiz ekmek Kepek ve ve paspal una karıştırılmıyacak Unlardan hasıl olan kepek ve paspal esas itibarile hayvanlara yedirilmesi lâ. zım geldiği balde bazı fırınların bunları ekmek imalinde kullandıldarı ve bu su- yetle eye ekmek fiatlerini düşürdük- leri görülmektedir. Belediye, ekmekte kullanılacak unun evsafını temamile tayin ettiğine göre buna mugayir olarak kepek , ve- ya ekmeklik olmıyan adi un kullanan fr rınlar hakkında tahkikat yapacak ve halkın başlıca gıdasını teşkil eden ek- mek tcareti etrafında hilekârlık yapan- esnaf aleyhinde takibat yapılacaktır. Sinemalar ve yangın tertibatı Sinemalarda belediye fen heyeti ta- rafından yapılan talimatnameye tevfikan yangın koruma tertibatı alınmıştı. Sine- #malardan sonra tiyatro binalarında da bu kabil tertibatın alımamsı muvafık gö- rülmüştü. Istanbulda mevcut tiyatro bi- nalarında çoğu ahşap olduğu için bura- Jarda almacak yangın koruma tertibatı. nın sinemalardan daha farklı bulunma- sı icap der. Bunun üzerine belediye fen heyeti ti- talimatname Bulaşık hastalıklar Bulaşık hastalıklardan iyileşip kalkan larla ölenlerin kullandıkları eşya ile has- halde son günlerde bazı kimsele- eu kabil eşyaları kaçırarak tebhirha- neden gelen memurlara vermedikleri görülmektedir. : Bunlar hakkında şiddetle takibat ya- pılacak ve bulaşık hastalık çıkan evle- rin eşyası esaslı surette temizlenecek” tir. İtfaiye makineleri Anadoluda bir çok belediyeler, itfa- ye makine ve İevazımı alırken kâfi dere- code malümat ve tecrübe sahibi olma. dıkları cihetle bazı defalar aldanılmak- tadır, Bunun üzerine dahiliye vekâleti Istanbul belediyesine bir fezkere yaza- rak belediyenin şimdiye kadar hangi fabrikaların itfaiye makinelerini aldı- ğını ve bunların görülen fayda ve za- rarlarımı sormuştur. Vekâlet bu malü- matı aldıktan ronra itfaiye (teşkilâtı: yeniden yapacak ve yahut teşkilâtı 15- Jah edecek belediyeleri tenvir edecektir, Vöğosler eb 'uslarının gelişi teehhura uğradı Şehrimizi ve Ankarayı ziyaret edeceğini yazdığımız Yugoslavya meb'uslarının Belgrattan hareket- lerini bir kaç gün için tehir ettikle- ri haber alınmıştır. PRE akman, e Mezar ihtikârı e 2. Üstüste ölü gömenler yakalandı Edirnekapı haricindeki mezarlıklarda * bir mezara üstüste bir kaç ölü gömdük- eri için Ali, Saim, Mustafa Çavuş ve Feyzulih isimlerinde dört kişi ln da tahkikata başlanmıştı. Yapılan tahkikat cenasında raazarlık. lar müfettişi Necmeddin Beyle bir po- lis komiseri, iki memur ve © civar hal den bir baş bırakmak istiyordu. Kurultaycılar birleştiler ve: — Buraya Baykut'tan daha mü- nasip bir baş olamaz. Diyerek, reisten, Baykut'un Ha- matta bırakılmasını istediler. Bora Türklerin bu isteğini der- hal kabul etmişti. Bâykut o gün kucakla Bora'nm çıkarılmış ve Kral Oşaser- in tahtına ee Fakat, © ne bir kral, ne ilâh.. Hiç bir şey de- ğildi. Hiç bir şey olmak istemedi. — Türk akıncıları Anadoludan dönünceye kadar, yeni kurulan bu yurdun sadık bir bekçisi olarak ka ! Dedi.. Tahtın etrafındaki inci ve zebercetleri elile sökerek, akıncı- lara avuç avuç dağıttı. — Kahramanlar. koç yeğitler...! Bunların hepsi sizin hakkınızdır! Baykut sendeliyerek ayağa kalk- Bora'nın boynuna sarıldı. Ayaklarım bir kahpenin yü- zünden yaralanmamış olsaydı, şim- di azgm bir boğa ile güreşmek is- terdim. dilerim ki, yeryüzünde eşsiz bir gü- neş gibi, daima parla... ve bütün Birime bülün insanlara örnek vi Hitay, genç rı Hamat şehri- ni terketdi, ye işinden müteessi Kimbilir? belki m bir daha hiç görmiyecekti. Bora akıncılarla beraber biç bir kadın götürmemeğe söz vermişti. Hitay erkek gibi atıcı, vurucu ve Saidkzn koğdünlininiiiideikin zl ileğik > e. İtalyanın tavassutu bir netice verebilecek mi ? Bu ebatı şimdi, bu ziyaretin, silâhları bırakma nin girmiş olduğu layi mühim bir mahiyeti haiz ol- duğunu kabul etmektedirler. Or- ta Avrupa'ya sit meseleler, İngi- liz - İtalyan görüşmelerinde ilk plânda olacaktır. M. Mac Donald ve Sir John Si- yet, böyle bir anlaşmayı ümit eti m mehafili, memurların maaşlarmı azaltmağı icap ettiren İtalyan iktisadi ve bütçe ağ rinin, İtalya hükümetini bir silâh. lanma yarışına girmekten ve bin- netice silâh konferansının akim kal masından içtinap ettireceğini tah- min etmektedir. Diğer taraftan, İngilizler, İtalya- nın Almanya nezdinde müdahele- de belini, silâhları bırakma hekkında bir anlaşmaya o varabil- mek için Almanya'yı milletler ce- miyetine döndürebileceklerine ka- »idirler. Londra görüşmeleri esnasında, İngi- Tiz devlet adamları 17.3 tarihli Roma am- laşmaları hakkında M . Suviç'in izaha- tını dinliyecek, fakat hiç bir tenhbüt al- İ ema girmiyecektir. İngilterenin cevabı PARİS, 23. A.A, — Maten gazete- sinin, Londra muhabiri bildiriyor : İngiliz hükümeti, 16 nisan tarihli Fransız notasına birkaç güne kadar ce vap verecektir. Görünüşe bakılırsa, Im- giliz nedası, Almanya olsun veya olma- sm, derhal Cenevre'ye dönmek prensi- pini ileri sürecektir. İngiltere'nin silâh- ların azaltılmasından ziyade bugünkü seviyenin istikrarma olan İtalyan projesine İ muhtemeldir. Afrika meselesi PARIS, 23. AA, — Havas ajansı bile diriyor h gezetesi, Lor habirinden aldığı malümata göre, M. Su- viç Londrada Libiya ve İngiliz-Mısr Sudan'ı hududunda çıkan ibtlâfı da gö- rüşecektir. “İtalyanlar, bodettam 30 ilamatre w Kufra ile Ovenat'yi işgal etmiş- lerdir. İtalya'nın, şimdi o Habeşistan'ın simalden Sudan'ın cenubuna gidecek ©- lan Massaun şimendöfer projesinden İ temamen vazgeçmek niyetinde olduğu zannolunuyor. Buna mukabil Italya, İn- giliz Kenya'sının şü müzakere yolu ile kendisine erazi verilmesini is- temektedir. Temps'in makalesi dövüşçü bir kız olmakla beraber, onu bile götürmek istememiş: — Sen Hamatta Baykut'la bera- ber kalacaksın.. ve onun vi bayat yol a karısı olacaksın! Kiler Baykut'u sevmiyor değil di. Fakat, o, Em mu e öilemediğine yanıyordu. — Bu nasıl bir erkek.. ne duy- gusuz bir delikanlı?! Diyerek, içini kemiren gönkeim bir türlü yakasını sıyır: Bora, Baykut'a da ayni sözleri söylemiş: Sakın Hamatta soyumuza ya- için bulunmaz bir eştir! Demişti. Hitay, Bora'dan ümidini kesince ykut'a aramızdaki kardeşlik bağ ları çözüldü! ve o geceyi birarada ge- çirdiler.... *.* Suryeden ayrılırken Batıya siyah gölgeler düşüyor- Güneş ulu dağların ardına göç- müştü. Güzelliği © enginlerde damla damla eriyen bir akşamdı. Ortalık esmerleşince, Hitay'la Baykut'u biribirine bağlayan 8es- ler.. güvercin, bülbül ve kırlangıç sesleri dinmişti. Güneş'in oğlu, gökten sulara dü- şen yıldızılarım sönük ışıklarına dalmış. Türk © topraklarına yeni ülkeler katmak için, bir ayağını Sakaryaya, ötekini de Nil'e uzat- mak istiyor.. Her iki suyun kıyıla- m milletler cemiyetinden almış sile ii farlar ehemmi, dettikten sonra diyor ki * “ Ingiltere ile tinlya hangi bir teşebbüste bulun: gin evvel be evvel Londra ile aralarında meselenin esasında Şi ar nl leme fak olmaları lâzımdır, Cenevrede hayret ! CENEVRE, 22. A.A. — Al tahdidi teslihat konferansını ve cemiyelini terk ettiği gür devletler arasında ceryan eden ratın son zamanlarda müsait bir © ya girdiği ve bir mukavele ile i nin kısmen silâhlanması ve müsellah devletlerin | teslihatı tükomun muhafaza edilebileceği ül kanaatleri burada umumiyetle i Fransanın İngiltere hükümetine Hi son cevap bütün bu kanaat ve erin gayri varit olduğunu gö tir. Fransa bülkümeti son 24 Almanyanın teslihatma yanaşır ründüğü halde ansızın noktayi Bı değiştirmesi, yani Almanyası”. hattın kanuniye kesbetmesine mümanat eder bir vaziyet alışı V hayretler tevlidiğinden hali i tır, Alman askeri bütçesinin. ması Fransanın bu karari amil olduğu söyleniyor, nın teslihatını kabul edemi) mumi komisyonun e teklif Eğ cap etiği müalaası ileri Yi Fransanm cevabının ilânı diye © denlerde mevcuttur, d rma Türkleri yerleştirmeyi * nüyordu. j Bu yolculuk çok uza) e on yıl. kibilir? daha fazla sürecek. Sertelli'ye de dönemiy! * anası!'Onu bir miydi? Ulun hatunun gözleri tan gene mi kör olacaktı? ayin kendi kendine nırlarını nielani Bu? 1 alnımın akı ile çıktım. rıma zengin ve sulak to zandırdım. Kimseye madım.. Yurdumun ve il mın selâmeti için canımi ye attım. Yüce (dağlar. göllerden aşarak, sırtı yen ve düşmanlarına ? Türk neslini dünyaya tw tık hiç kimseden korkuf” namm gözleri W cesetini çıyanlar yese dözği rinde Sertelli'ye dönet onun kemiklerini nim gibi ölümden yi yetiştiren ananın kem mak borcumdur. sarayi Bora, Hamat dan akan suyun başın dalgın bakışlarile ©! yordu. Birdenbire ince pa” dın elinin alnında 89 du.