Kelimelerin zulmü Hafta yazısı Bir ameliyat yapmak isteyen cerrah nasıl hastasını bir takım i- lâçlarla uyutur, yahut onun ameli- yat yaptığı yerindeki . hissini kıs- men iptal ederse, hayatın her şu- besindeki tam veya yarım mütehas sıslar ve daha doğrusu (erbap) de- nilen adamlar erbabı geçindikleri işte bir adama bir ameliyat yap- mak isteyince onu tıpkı cerrahın yaptığı gibi uyutur yahut hissini ip- tal ederler. Lâkin ba iş için doktsr- ların kullandıkları şırıngalar, klor- formlar kullanmazlar. Kelime, lâf kullanırlar . İnsanların bu kelime- lerden çektikleri zulüm kaleme £€- lir şey degildir... Romalı meşhur (Neron) bu kelimelerin yanında kuzu gibi kalır. Bu kelimeler ne- lerdir? Size bir haç şabenin bir kaç | kelimesini yazıvereyim : Eve dülger çağırdınız. İş yap- kıracaksınız. Pazarlık esnasında araya şu kelimeleri | karıştırır ve çokça karıştırır: Kolona, kadron, küpeşte, mahya, falçagonya, per- vaz, çifte dolap falan. Siz bunlar- la sersemlersiniz, ondan sonra herif size yüklenir. Avukatta işiniz var. İşte zalim kelimeler: Protesto, ödemeemri, nakz, tem- yiz, ehli hibre, duruşma, mütesel- sil kefalet, noter falan.. | Bir kalemdesiniz.. İşte zalim ke- limeler: ki Macip, müzekkere, müsvedde, mukabele, tebyiz, kayıt, muamele istizan, istilâm., İ Motorcu ile işiniz var. Şu lâfla- Ya dikkat edin.. Piston, sektör, süpap, volan, manyetor, buji ı Hocailelâf ederken: , Eliyazübillâh, hadisi kudsi, aye- #i kerime, sevap, günahı kebir. Doktorlarla görüşürken: 'ansiyon, enlermitans, Mevralji, anestezi. Pehlicanla görüşürken: Paça kasnağı, kurt kapanı, kaz kanadı, kazık, şiraze peşkabzı, sarma, kündi Sporca ile görüşürken: ,, Esofman, sufi, | fule, dabi V sistemi, tempo. senkup şandel, Yorgancı ve döşemeci ile görü» | şürken; Farbala, markiz, korneş, istor, | kordon, saçak, lâke, jardinyer... Balıkçı ile görüşürken: Msina, zoka, uzun olta, sektir- me, çapari, orkos suları, yalova Yarığı, ilarya, sarı kanat, çinakop, Matbacı ve mürettiplerle görü- Şürken: Punto, katrat, batone, italik, en- terlin, file, reaksiyon, rotatif, bat- tal, İstanbul, Liyone. Edip veya filozof ile görüşürken: İ ve Ahmet efendiler isminde iki zen li gündür şekrimtzde; Balaman rın tanılmış eserleri çalınmıştır. alından dinlenmiştir, Esrar Kaçakçıları Bursada bir şebeke ve ima lâthane meydana çıkarıldı iç Anadolu ile şehrimiz ara- sında esrar kaçakçılığı yapan bir kaçakçı şebekesi ve bir uyuşturu- cu maddeler imalâthanesi mey - dana çıkarılmıştır. İ Vak'a şudur: Kilisten İstan - | bula elmas satmağa gelen Akkâş gin adamın esrar almak için Bur saya gidecekleri muhafaza teşki - lâtı tarafından haber alınmıştır. Bu vaziyet üzerine bu adamla- rın peşini iki muhafaza memuru, takibe başlamışlar ve bundan bir kaç gün evvel memurlar da onlar. la birlikte Bursaya hareket et - mişlerdir. Ahmet ve Akkâşın takipleri Bur | sada da devam etmiştir. O sırada | bunların hüviyetinden şüphe eden Bursa zabıtasile elele verilmiş, her ildsinin hareketleri sıkı bir kon- trol aitma alınmıştır. | Bir gün bunlardan Ahmet Ka- raköye hareket edecek (otobüse bir heybe getirmiştir. Şoförün şüp- hesi üzerine Ahmet kaçmak iste - miş, fakat o sırada etrafta tertibat alan muhafaza memurları Ahmedi derhal yakalamışlardır. Heybe otobüsten alınmış, için- de tam 13,5 kilo esrar bulunmuş. | tur. Artık bütün ümitlerini kesen | Ahmet bu esrarı Gerbanlı Meh - | metten aldığını şoför Mustafanın evinde sakladığını itiraf etmiş ve bunlar da derhal yakalanmıştır. “Gerbanlı Mehmedin evinde bü- yük mikyasta esrar imalâthanesi Bergson, roalite, mefküre, tah- teşşuur, sembol. Portahalcı ile görüşürken: 64 lük, Alâiye, (o Dörtyol, halis Yafa, Mahyacı ile görüşürken: Anada sönük var, üvey aykırı düşmüş, öksüzü yak. vi) Boyacı ile görüşürken. Astar, ispatola, ripolen, sikatif, teölen, eğriboz, nefti, İngiliz bezi- ri, İspanya üstübeci.. Saatçi ile görüşürken: | o Pandol, maya, zenberek, kadran, | mil, fener... Mazi Börüyürken: arya, dağlıç, dış k ürek, sarmak, Hile be Fa Kürek i Di bu sözlerden yüz binlerce yezadilirim. Hep bildiğimiz şeyler- ih Görüştüğümüz adamlar bun- ları söyler ve dikka, i falladıkmı yükleniyler “1 105 sonra korkutacak mi, © yılda an 5 yıldıracak mu, sızdıracak mi; onu yapar. Bunların en sayanı dikkat ol. heveskâr bazı politikacılardır. Mi lar da büyük adamlara bey, paşa gibi ihtiram lâkabı ilâve etmeden; — Dün akşam Mehmetle bera. berdik. Hüseyin ile görüştüm. Is. mail bize gelmisti. | Ben Nuri'ye söylerim. Diye lâf eder ve karşı sindakini bununla yıldırıılar. Ve biz böylece bir takım kelime: lerin zulmü altında yaşar gideriz. âkin alışmış olduğumuz için bun- i dan sikâyet etmek, ya kurtulmak istemek aklımıza gelmer.. > i FELEK k İşten el çektirme iksek mühendis mektebi pro- lerinden bir zata görülen lü- | Zerine vekâlet tarafından İş ten ej gekktirilmiştir. ara fesör, keşfedilmiştir. | Bursa adliyesi © dördünün 3 | tevkifine karar vermiştir. Muha -- hbarat bürosunun edindiği ata nazaran, bu şebeke en | mühim kaçakçı şebekelerinden bi- Plâj mevsimi Belediyeye müracaatlar şimdiden başladı Havaların ısınması üzerine şeh. rin mubtelif yerlerinde deniz ha- | mamları ve plâjlar tesis etmek ü zere müsaade almak için beledi- yeye müracaatlar başlamıştır. Bu sene deniz hamamları ve plâjlar için müsaade verilirken son yapılan plâjlar talimatnamesinin İ daha sıkı bir surette tatbikine dik- | kat edilecektir. | Her sene olduğu gibi bu yaz | mevsiminde de açıkta denize gir- mek menedilecektir. Recep Beyin bu akşamki | dersleri Cümhuriyet halk fırkası umu. mi kâtibi Recep bey bu akşam in- kılâp tarihi enstitüsünde dersleri- rine devam edecektir. ç Recep Bey bugünkü dersinde | inkılâp mefhumunun ruh ve ma « nasını izah edecektir. Recep bey müteakip derslerin. de istiklâl savaşımı anlatacaktır. Recip bey yarın Ankaraya dö- necektir. | Efgan sefiri geldi 'Ankaradan İzmire gitmiş ora- dan Bursaya geçmiş olan Efgan Sefiri Ahmet Han şehrimize gel. miştir. MILLIYET CUMARTESİ 14 Japon bahriyel Ni NISAN 1934 n e ilerinin bandosu dün öğleden sonra Gülhane parkında | halka bir konser vermiştir. Bu kon. serde Japon ve Türk havalarile beynelmilel şöhret sahibi bestekârla. “ Japon bandosunun verdiği bu kon. ser dün çok kalabalık bir halk tar) eeeeeeeereeeresererereeereseeeeeeeeeaeae aka ea ee eeeeeaeeeeaeeaameaaai ağ eememaasesaaesiemeeeşsaneasiesssssesezesene. Çocukların dişleri Yapılan muayenede t alebeden yüzde doksa- nının dişlerinin çürük olduğu görüldü Diş tabipleri cemiyeti ida Diş Tabipleri Cemiyeti heyeti i- daresi dün cuma olmasına rağman cemiyet reisi ve Diş tababeti mek- tebi müdürü Kâzım Esat Beyin ri- yaseti altında toplanmıştır. Vilâyet dahilindeki ilkmekteple- | rin mevcut 45 bin talebeden 35 bin talebenin dişleri diş tabipleri tara- fmdan muayene edilmiş ve bunla. ra ait fişler üzerinde dün uzun ü- zadıya tetkikat yapılmıştır. Bu top- lantıda semt ve mekteplere göre grafik statistikler çıkarılmıştır. Şimdilik yapılan ilk O tahminlere göre talebenin yüzde doksanında çürük diş olduğu anlaşılmaktadır. re heyetinden bazıları, ! Mütebaki kalan on bin talebenin de fişleri peyderpey cemiyete gönde- rilmektedir. İki ecnebi diş tebabeti profesörü Paris diş tababeti mektebi pro- fesörlerinden diş tababeti cemiye- ti reisi profesör Rova Rai Fouro- gvet şehrimize gelmiş ve diş tabip- leri cemiyeti heyeti idaresi ile gö- rüşerek bütün ecnebi memleket - lerde Türk diş tabipleri cemiyeti mecmuasının ecnebi muhabirliğini kabul ettiklerini söylemişlerdir. Biz böyle düşünüyoruz, Siz acaba ne dersiniz? Bütün dünyada mevcut en ça- lışkan milletlerden biri hiç şüp- hesiz Japonlardır. Daha çok ya- kın bir zamana kadar tamamen zirai bir memleket olan Japonya bugün tamam'le çehresini değiş- tirmiş ve belli başlı sınai mem- leketlerden biri olmuştur. Çünkü her ne sebebe mebni olursa ol- sun zirai kalmış bir memleketin ahalisinde eğer çalışma kudreti fazla olursa bunun ilk imkân zu- hurunda saany'e doğru atılaca- ğı muhakkaktır. Çünkü ziraatle sanayi arasında büyük farklar vardır. Ziraatte nihayet insan toprağın çerçevesi ve hududu i- gindedir, Orada çalışmağa, ora- dan istediğini çıkarmağa mec- burdur, Halbuki sanayi böyle de- ğildir. Onun çerçevesi ziraate nazaran çok vasidir. Sarfedilen mesai ile elde edilen mahsul a- rasındaki nisbet daima mebsu- ten mütenasiptir. İşte Japonlar bu sırrı bulmuş- lar ve kendilerine şimdi sanayi sahasında büyük bir mevki yap- maşlardır. Son Japon dampingi bunun büyük bir misalidir. Fa kat acaba bunların yegâne mu- vaffakıyet sırları çalışmaları mi- dır? Hayır bunu kat'iyetle iddia edemeyiz. Asya ırkının en müm- taz hasletlerinden biri de müte. vazi olmasıdır. Bu ırk diğerleri gibi eserleri- ni şiddetle ortaya atmaz birden bire meydana çıkmaz. Onun si- yaseti hiç ortalığı velveleye ver- meden yavaş yavaş sahai faali: yetinin hudutlarını genişletmek ve dünyaya yayılmaktır. Japor- lar işte kendilerinde bulunan ba Ksleteji son derece istifade etmesini bilmişlerdir. Evvelâ ci- var adalara, Çin sahillerine Hin- di Çiniye “Malais,, adalarına 0- radan Hinde kadar mallarını sev ketmişler ve buralarda bulunan ahalinin ihtiyacı olan pamuklu eşyayı temin eylemişlerdir. Ni- hayet bir gün Mançöster ve Lan- kaşir sanayii bu Japon tehdidi- nin kuvveti altında bocalamış ve İngiliz sanayiini korumak için tedbir almak lüzumunu hisset- miştir, Japonya hiç şüphesiz uzak şarkın Britanyasıtır. Onunla coğ rafi vaziyeti aynıdır. Japonya Britanya rolünü oynamak isti- yor fakat maalesef sanayi için lazımgelen en mühim bir kuv- vellen, kömürden kısmen mah- ramdur. Bunu da şimdi Sakelin adaları temin etmeğe çalışıyor. İşte Japonların iddiasındaki sır ve hikmet buralardadır. Son iki Japon gemisinin İs- tanbulu ziyaret etmesine bakar- sak bu fikirl, izi başka bir sa- hada da görürüz. Japon bahri- yelilerine hepimiz sokakta rast- geldik. Ve hepimiz kendilerini sevdik. Bunun için üç dört sene- dir bütün dünyada mal dampin- gi yapan Japonların şimdi de sempati dampingi yaptığını söy- liyebili Bütün bu saydığımız esasların hepsine birden malik Türk mil. eti ve Türk vatanı için Japonya herhalde çok güzel ve istifadeli misaller vermiştir. Biz böyle düşünüyoruz, Siz acaba ne dersiniz? İl v yiv : > J Jimnastik Şenlikleri Bu sene bin beş yüz talebe iştirak edecek Lise ve orta mektep talebele- rinin yedinci jimnastik şenlikleri bu sene mayısın on sekizinde ya- pılacaktır. Mekteplerde talebe muallimle- rin nezareti altnda (hazırlıklara | başlamıştır. Mayıs içinde bütün mektepler talebesinin iştirakile u- mumi provalar yapılacaktır. Bu se ne İstanbul mekteplerinden kız ve erkek olmak üzere 1500 talebe genliklere iştirak edecektir. Şenlikleri idare için Maarif ve- kâleti başmüfettişlerinden Selim Sırrı Beyin riyasetinde bir komis- yon teşekkül etmiş ve mumaileyh mesaisine başlamıştır. Bu seneki jimnastik şenliklerinin daha parlak bir şekilde yapılması için ık Memleket menfaati bütün menfaatlerin fevkindedir Bir gazete gözüme ilişti: Bulgaristana külliyetli miktarda balmumu verecek ve mukab'linde şeker alacakmışız. İşin mühim tarafı balmumu ve. rip şeker almakta değil,. Bi şin en mühimi tarafı, şa | her yakmakta olduğumuz kibritlerin şöp kısımlarının — memleketimi- zin en büyük orman © ve kereste memleketi olmasına rağmen, — İs. veç'ten, Romanya'dan, yar! ecnebi memleketlerden gelmesindedir. Bir vakitler şem'alı diye bir ne- vi kibritler vardı. Minimini kutu- larda satılır, şamalı olduğu için ko- lay kolay sönmezdi. Memleket bal- mumularımı kibrit sanayiinde kul. lanmak suretile onlara çok iyi ve emin bir istihlâk mahalli bulmak imkânı varken (o ve bundan başka memleketimizin birçok ormanları bulunurken ecnebi memleketler - den çöp getirtmek, bizi şaşırtan bir hadise olmak şöyle dursun, havsa- lamıza hiç bir suretle sığmıyan bir iştir. Eğer kibrit için İsveç'te veya Romanya'da — yetişen hususi cins bir ağacın vücuduna muhak- kak surette lüzum varsa ve memle ketimizdeki ağaçlar cins itibar'le buna müsait değil, — ki müsait ol- duğu muhakkaktır ve ilk kibrit şir. keti bu maksatla fabr'kasını orman mınlakasında (tesis etmişti. — o İ takdirde pekâlâ şamalı kibrit çıkar İ mak ve bu işte memleket balmu- mularından istifade | etmek için şirketi icbar etmek kab'ldir. Denilebilir ki şirketin makine te sisalı, şamalı fitil işlemeğe müsait değildir. Bu, bizi alâkadar etmek ten çok uzaktır. Bizi gal “ den, Romanya ağaçlarının değil, dahili mahsulâtımızın istihlâkidir. irket, kendi menfatini N ket Rakı olabili hat bizim de memlek: ni her şeye tercih etmek, olduktan başka üstelik v dir de. Sonra $u nokta da unutulmamak lâzımdır ki, şirket, memlekette in- larda bulunulmaktadı Öğrendiğimize göre, bu seneki şenliklere ; bütün Türkiyeden kız | ve erkek on bin talebe iştirak ede- çektir. Esnaf Bankası Bazı müesseselerle iştirâk suretile anlaşmalar yaptı Esnaf Bankasının vaziyetinin ıslabı ve her sene karşılaşılan za - rarlarla sönmekte olan bu banka- İ mın canlandırılması için bazı teşeb- büsler vardır. Esnaf bankası bu meyanda ba- gı taahhüt, im ve nakliyat mi esseselerile iştirak suretile anla; malar yapmıştır. Banka yakında bu sahalarda çalışacak Yugoslavyada emlâk bırakanlar Yugoslavyada Agrar kanunu mucibince hükümet tarafından va- ziyet edilmiş olan Türk emlâk ve arazisinin tasfiyesi için iki hükü- İ met arasında aktedilmiş olan iti- İ lâfnamenin yakında İskoçya mec- İ lisince tasdiki beklenmektedir. Bundan sonra itilâfname mer'i- İ yet mevkiine girecektir. Bu itilâf- name mucibince emlâk ve arazi me selelerinin mütekabilen hal ve tes- viyesi için Yugoslâvya hükümeti, Türkiyeye 17 milyon dinar, bizim paramızla beş yüz bin lira vere - cektir. Bu paranın ( yedi milyon dina- rı bu sene, 1 milyonu da gelecek sene tesviye edilecektir. Beş yüz bin Türk lirası Yugoslavyada em- lâk ve arazi bırakmış kimselere istihkaklarma göre dağıtılacak - tır, Şehrimizdeki Almanların spor bayramı İstanbulda bulunan Alman Hit- lerist gençler tarafından dün Şiş- hide Bulgar hastanesi yanındaki spor meydanında bir spor bayra- mı yapılmıştır. Mühendis Schitter bir konfe - rans vermiş, bunu Dr. OGuckesin bir nutku takip etmiştir. Bundan sonra gençler bir geçit resmi yap- mışlardır. Erkekler ve genç kızlar Alman usulünde bedeni hareketler , halk hisar halinde rakipsiz çalışan bir | müessese, kibrit te her sınıf halkın ekmek su kadar mübrem ve zar, ihtiyaçlarından omadutolan bir maddedir. Şirketi, makinelerinde bu yolda bir tadil yapmağa mecbur kılmak, rakipsiz vaziyette olan bu in 7 il yeme yar ilk ei edilmez Ve nihayet şunu da unutmamak lâzımdır ki, memleketimizdeki sir.“ ketlerin muvalfakıyetlerinin birinci | şartlarından (birisi de, memleket menfaatlerine hürmet et tiklerini göstermek suretile muhit: lerinde bir sempati uyandırmak!.r. Salâhaltin ENIS |, Diş tababeti kongresi İstanbulda eylülde toplanacak olan ikinci milli Türk diş tababe- ti kongresine Yunan diş tababeti profesörleri de iştirak edecekleri- ni bildirmişlerdir. Bu arzuyu ce miyet memnuniyetle kabul etmiş; tir. Milli kongrede yapılacak ilmi sergi hakkında Avrupa fabrikala - rile cemiyet idaresi muhabereye başlamıştır. (Iş Bankasmdan alınan cetveldir) 11 Nisan 934 Fiyatları ahvilat Ünitürk “ nı 5 ..). .. ESHAM ia e 20 dü. Şir. Hayriye Şerk m, ÇEK FİYATLARI Prağ 1s sera derim Madrit Amsterdam Sofya SA NUKUT (Sat) dansları, bayrak yarışları yapmış- lardır. Bundan başka bir de futbol