KİLER EA m MİLLİYET PAZARTESİ 5 MART 1934 Ee EMLEKE e p> im e LU Diyarıbekiri bilir misiniz?) Tire-izmir yolunda Şarktaki güzel bir ve bugünkü vaziyeti DEARBEKMR Diyarıbekirde Dağ DİYARIBEKİR, (Miliyet) — Di- Yarıbekir cenubu şarki Anadoluda Dicle kenarında 23 bin nüfuslu hir şe hirdir. Az çok mümbit bir ovanın or- tasmda bunlunması, buradan itibaren Diclenin keleklerle seyrisefere müsa - İt olması, İrakı Karadenize ve şarki Anadoluyu Akdenize bağlıyan yolla- tn bu noktada şmesi eskidenbe- Şdilmesi, diğeri ki, daha kuvetlidir. rakın şimalden müntehi hududu bu- unmasıdır. İbrani lisanında Amit hu- £ nihayetini ifade ediyordu. Siyah zalttan yapılmış surları ve evleri layısiyle buraya ayni zamanda Ka- va Amit de denili a Piyarıbekir ilk kavim olarak Tura yeri taniyor. Bu kavmin bu havalide p, hükümetleri dört bin küsür se Kg, evveldir. Bundan sonra Diyarıbe- ii iyle Gildaniler, Midyeliler e- da Keyhusre kabileler arasmda Bekir bini Vail ka ile merkezi vilâyeti işfal ve kabile- Şini iskân ederek evler Tetten 284 sene evvel ikinci Kosta, tiniye zamanımda başlanmıs ve sur — #enede-ancak ikmal edilebilmiş- ir, Surun inşasında istimal edilen taş- ların çıkarıldığı yerelrde bir takım l Seksen e ler husule gelmişti ki burcu ihtiva eden surun muhil takriben sekiz kilometredir. Her ku- le muhiten 51, irtifaen 21, 22 metre. dir, Bu kulelerin içerisi vaktiyle za. bire anbarı olmak üzere fevkani ve tahtani iki kısma ayrılmış ve her bi- ri on beş, yirmi bin kile erzak ii bma kâfi büyüklükte olan bu anl bugün dahi bu yolda kullanılma! ir. Surun şayanı ehemmiyet burç- kasan şimal, garp ve cop ci- İeilerindedir ki, bunların başlıcaları vağkapını burcu ile Yedikardeş, Ben ye Keçi burglarıır. Yedikar. iler, Ben ve burçları halen ta şpliklerini muhafaza etmektedir. xe 4 gayet vasi olup içerisinde Şir çok sütunları havi bulunması ve Yiziyeti dolaymiyle caki bir ibadet daa maktadır. Sur. zı eserler gösteri; i, te mülüleüm da surun min bağ Yaşamasna hizmetleri dokun. 'akın zamanlara kadar sur verginin a- hakkında - kuvvetli üliden alındığı Yivayetler vardır. Gerek burçlarm ve gerekse Malıklarının Set kısmmlarradır bf Milarm dökülmesine mahsus Renk i - 1 lerle müdafilere mahstis siperler fi bir çok yerlerde metanetini muha ağa etmektedir. Surlarda esasen dört kâpı açılmıştır ki, bunlar Dağ, ale, Mardin. ye Yenikapı İrmlerini ir. Bu isimler kapıların mütevec Çk bulundukları şehir, ve kaabaya Dae edilmiştirler. Şehrin içerisinde İsye nazır İçkale namiyle bir ka- a vardır ki, çevresi hemen bin eye yakmdır. İckalenin de on kulesi vardır. Bu iç kale içerisin- Viran kale namiyle maruf fve enin da, itibaren elli metreye yakın irtifa bir kale daha vardır. Burada Cen ing © Moğolların hücumiyle Yıl Er erenlmmekteği. hama Kalenin boş olan iç kısmındı tertibatı elen görülmektedi vihaagaplar tarafından Şamın fethi ta işelen sonra Diyarıbekirin fethine de bp, Börülmüş ve hicri 19 senesin ir, pp prbekir İslâmlar eline geçmiş- lar çakat bir zaman sonra Bizanslı burayı tekrar almışlardır. Bun gi > i, onra Selçukiler burayı kati su- kada arık Oğulları, Akkoyunlular, #aptetmişler ve muhtelif zaman Müşleşoyunlular burada, hükümet sür F, # # Hi; Bi şehrimizin tarihi 2 Ml kapısının dış tardhı tir. İşte o vakittenberi Diyarıbekir Türk hükümeti idaresine geçmiştir. i mevcut mimari kıymeti haiz eserler hep Türkler tarafından vücude getirilmiştir. Surların bir kusuru - Anadolunun esmer bir şeh- ri olan Diyarıbekire nereden bakılır- sa bakılsın kalın bir sür ve bu surun üzerinde sivrilmiş bir kaç minare u- cundan başka bir şey görülmez. Ye kılmamak üzere yapılmış olan bu mu azzam duvarlar kapıların öşiğine ax yak basmcaya kadar şehri gözden sak İsmaktadır. Bugün lüzumsuz ve ma: hizmetleri olmuştur. Zaman 7a- nüfusları artsa bile dört duvar Pek ehemmiyet- görünen bu hâdise bu mmtaka ta- yılabilir. Eski devrin şehir güçlükle tesis edebildiği emniyet ve asayiş bu gün sahasını genişletmiş ve bütün mmtaka ulaştırılmış bir vazi- yettedir. Şimdi Dağ kapısı kısmında ki surun pek cüzi bir kısmı ancak yı- kılabilmiş ve Dağ kapi dışındaki ge nişliğe doğru yeni yeni binalar yapıl mağa başlanmıştır. Artik beş on «9 pe tonra gitikçe büyüyen yeni ve bü- yük bir şehirle karşılaşmak imkân vardır. Diyarıbekirde surun hava cereya- nına mani olması bilha: sokak- ların dar ve ekserisinin süpürüntü yı ğmlarile dolu bulunması a hrin dışından içeri girildiği zaman mahsur havanın bozukluğu derhal hissedilmektedir. Memlekette her Pe vi hastalık ve bahusus nezlenin baş ağrilariyle umumileşmesi i hep şehir havasınınyazın -- 45 e çıkması gerek volkanik taşların mesamatlı ve siyah lığı dolayısiyle kuvvei belüiyesinin faz lalığı, kışın ise santigrat derecesinin 15 © düşmesi i Diy: vat tabir edilen sudur ki bir kaç dö - öirmen döndürecek cesamette olup evvelce gayet cesim bir bent vasıta i ik mahalden gele- cereyan ediyor- hafif, berrak den Bidayeten pek lei bulunan bu su 13) hâsıl olan ihtiy: daki zayiatı tel etmek üzere dere inmiş bir kol ile bir. len su kendi tabii rengini kaybetmiştir. Şehir iindeki secrıları ekseriyekle bozuk olan've sucular tarafından saman ve talâşla beraber atılan gübrelerden is- timal edilmiyecek bir hale getirilen bu sü son iğneyle ei eee la şehre getiril e başlanmıştır. Hamry m Anzele ve Ka ardır. Bu sular kasaba” ma evde havuzlar teşkil ettiği gibi ca lerde ve yüze yakm çeşmelerde de akmaktadır. Diyarıbekir binaları sur dahilinde mahsur bulu: Zı mimarisinde hariçten ziyad. tezyinata ehemmiyet verilmiştir. Çok evlerin avlusu geniş ve yaz günlerin” de taht kuracak damları vardır. Bina Bir otemobil Taarruza uğradı TİRE — Geçen akşam Tire - İzmir yolunda bir otomobil, meçhul kimseler tarafından taarruza uğramıştır. Muhi- Gmizde derin bir tesir uyandıran vak'a- Bayındıra tabi Has köyünde Hi Emin oğullarından Süleyman Efen bastalanan ailesini tedavi ettirmek üze- Ye doktor Saip Beyi şoför Ahmet efen- in idaresindeki otomobil ile köyüne götürür. Ayni otomobil ile ve Süley- man efendinin refakatinde avdet etmek- te olan doktor Saip Bey şehre yak - laştıkları vakit ortalık kararmıştır. reye yarım saat mesafede Taştepe mev- kiinde taşların küme balinde cadde or- tasına yığılmış ve yolun kapatmış ol. duğunu gören şoför biraz duraklıyor | ve yolun bir kenarından geçmeğe çalı şıyor. Tam bu aralık: — Dur kıpırdama yakarım. Sadasını işitiyor. Yolcular bir taar- ruza uğradıklarını anlıyorlar ve otomo- bile son hızımı vererek kaçmağa mu - vaffak oluyorlar. Arkadan süreldi bir silâh ateşi baş- dıyor. Atılan (25 - 30) kurşundan bazı. #1 ötomebilin çamurluğuna, bazısı te kerleklere ve motör kapağına tesadüf ediyor ve - mesut bir tesadüf olmak ü- zere - yolculardan hiç birisine mermi isabet etmiyor. Şoför Ahmet efendinin soğuk kan- halığı ili saruşturulan bu Felüketten sonra yı zabıtayı vaziyetten ha - berdar etmişlerdir. — İşi lâyik olduğu ehemmiyetle el& a- lan zabıta sıkı takibatta bulunmakta ve haydutları pek yakında ele geçire- coğini ummaktadır. Kaçarken tutuldu AMASYA, 3 — Şehrimizin Zara rahiyesine bağlı Köyceğizde feci bir cinayet olmuş, Hasbi isminde bir genç fena bir kadın yüzünden gene ayni köyde oturan Mahmut isminde bir a- damla oğlunu öldürmüştür. Katil kaç- mak isterken yakalanmıştır. Bundan başka Ama: iş ve orada birkaç kurşunla öldü— rülmüştür. Her iki cinayet üzerinde tahkikata başlanmıştır. lar kâmilen karataştandır. Diyarıb. EY iyarıbekirde 30 a yakm cami var dır. Camilerin dahilinde ve minare- idelerinde kıymetli çini tezyi- matı ve kitabeler vardır. Bu çinilerden bazı evlerde de mev <uttur. Camikebir avlusunun şark ye garp cephelerindeki müzeyyen sütün başlıkları Romalılara, şimal ve cenup <ephelerindeki yazı ve tezyinatta Te- yaifi Mülüke atfolunmaktadır. Camii kebirin yanında bulunan Mesudiye medresesi de tari ir eser olup Emir Mesut tarafından yapılmıştır. Behram Toprak kavgasında Dört kişi yaralandı AYDIN, (Milliyet) — Aydına yarım saat uzaklıkta bulunan Çeş- tep köyünde dört kişinin yaralan- masile neticelenen bir hadise ol- muştur, Çeştepe köyü civarında bir mer'a vardır. Bu mer'a köy halkından ye- di şahsa aittir. Bunlar son defa ta- puya müracaat etmişler ve (tapu kayıtlarını çıkararak mallarına sa- hip olmuşlardır. Buna mukabil köy lü bu mer'ayi mal sahiplerinin kö- yün şahsiyeti maneviyesine sattık- larını iddia ve haklarını ispat için mahkemeye müracaat etmişlerdir. Köyle tapu sahipleri arasında mü- nazaa devam ederken bu yedi kişi- den Ahmet oğlu Şak'rle kardeşi Tahir mer'aya giderek beğendik. leri bir yerini kendilerine ayırma- ğa başlıyorlar. Bunu haber alan hissedarlardan Ahmet oğlu Sadık ile Küçük İlyas oğlu Musa mer'a- ya gelerek iki kardeş böyle kendi kendilerine ayırmak hakları olma- nı usulü veçhile herkesin hisse- ayrıldıktan sonra tarif e debileceklerine ihtar ediyorlar. A- ralarındâ başlıyan münakaşa kav. gaya çevriliyor. Tahir tabancasını çekerek Sadığa ateş ediyor. Ve Sa- dığı sol memesi altından yaralıyor. Yaralı Sadik Tahire hücum ediyor. Bu defa Tahir pıçağını çekerek Sa- dığı alnından yaralıyor. Kavgayı ayırmıya çalışan Musa da bir pi. çak yarası alıyor. o Silâh seslerini duyan köy bekçisi İbrahim yanma Ömer Efendi oğlu Dayudu alarak vak'a yerine geliyor. İbrahim Ta- hirin tabancasını elinden alıyor fa- kat Tahir üzerine prçakla hücum ederek bekçiyi de yaralıyor. Bu a- rada carih Tahir de alnından yara- lanıyor. Şakir vak'a mahallinden kaçıyor yaralılar köye geliyorlar. Deşteban İbrahimle kahveci Beşir oğlu Ali yaralıyı Aydına getirirler- ken Şak'rin arkalarından iki kur- şun attıklarını söylüyorlar. Vak'adan haberdar olan jandar- İ mamız hemen Tahir ve Şakiri yer kalamığ, tahkikata başlamıştır. Yaralı Tahir memleket hastaha. İ nesine kaldırılmıştır. ir ve âlimleri yet Diyarıbeki o nisbette faal değil undan yı çok defa zevkinin esiridir. Müteca viz değildir. Misafirperverdir. Yeni! ğe mülemayildir. Gördüğü iyiliğe mi netarlık göstermekten ; ziyade filen mukabele yapmak İster. Sayi hayatı Surun haricinde ve şehrin şimali garbinde bulunan küliyetlii bağ ve bahçeler arasmdaki köşkler sa: teşkil etmektedir. Şehir hayatında ba zı hususiyetler nazara çarpar. evler düz damlıdır. Hattaâ yeni ya Paşa camiinin iç kapımnın sağ ve sol cihetlerindeki | ters döşeme! NE hayretle temaşaya değer mimari e maharetin alâmetidi; anlaşı makta ve csaş mahalli kestireleme- mektedir. Halk Türktür Diyarbekir bugün şarki Anadolu- nun büyük bir idare merkezi olarak inkişaf etmektedir. a Halk anasıl Türktür. Tarihi vesi- kalarımızda başta burada Turanilerin hâkim bulunduğu nazarı dikkate a- mınca bunun bir hakikat olduğu te- zahür eder, Binaenaleyh müstevli mil etlerin zaman zaman bu muhit üze- rinde bıraktıkları tesirler neticesi ola rak bugün Diyarbekir ahalisi Arap, Farisi, Süryani, Kürt, Gildani, Erme- ni İisanlarına da vakıftır. Türk lisanı hakiki hüvi tama men muhafaza etmiş, yalnız ihtilâtın fazla tesiri altında pek az yabancı lü gatlar almak iztırarı karşısında kal mıştır. Mahalli tabirler resmi lisanla- rımızdan fazla kendini korumuştur. Vilâyete tabi şark ve garp nahiyele- rinde bütün tesirlere rağmen elân Türk isimlerini muhafaza etmiş köy. lerimiz vardır. Asırlardanberi Türk kültürünün pek ehemi i bir kayna gr olan Diyarıbekirde bir çok Türk şa ai « bahçelere larından yaptık ci vam eden yazın sıcaklarında Diclenin takriben bir saat mesafedeki Dicle gi malinden başlıyarak köprüde nihayot bulan Hülle Çadır âlemleri mehtapl gecelerde meşhur karpuz bostanları memleketin zevk ve hayat yatağıdır. Vaktiyle yetiştirilen gül ve menekşe bahçelerinden bugün Alipmar güllü- ğü ile Mardin kapısı bahçelerinde bir kaç menekğelikten başka bir şey kal- mamıştır. muhtelif meyve ağaç- ları varsa da ipek böcekliğine olan fazla rağbet dolayısiyle bunlarm kis mı âzâmni'dut ağaçları teşkil etmek tedir. Burada âlâ nefis kumaşlar ile her türlü eşya ve levazım imal edilmek suretiyle sanayii zaman za- man inkişaf etmiştir. Vaktiyle in ipeklilerin büyük bir kıymeti vardı. Hali hazirda da iki mensucat fabrika sı vardır. Bu fabrikalardan başka ev- lerde de dezgâhlar bulunmakta ve bez, gibi şeyler vücude ge- tirilmektedir. Şeftaliliklerde de bu- lunmakta ve lâtif manzaralar görül mekte ye mebzul, lezzetli şeftali - ler yetiştirilmektedir. Şerabıharir i Diyarıbekirde Şerabıharir tabir o- Tunan bir nevi şurup yapılmak- tadır ki, terkibinde bir çok baharat bulunan bu maşrup buraya mahsus olup bunda her tafara hediye sure- tiyle gönderilmektedi Diyarıbekirde kavun, karpuz gil meyveler pek çoktur. Hususiyle gi vercin gübresile yetiştirilen karpuz ve kavunlar büyüklüklerile meşhurdür. açılmasını yaylasının şirin ve nüfusça | kalabalık bir şehri olan Sıvas bir . kız bisesinden mahrumdur. Geçen yıl lâğvedilen kız muallim mektebi binası bu arzunun ta hakkuku için beklenen bir yuvadır. St yas yaylanın tam bağrı mesabesindedir. Tokat, Amasya, Samsun, Diyarıbekir, E- lâziz, Malatya, Kayseri, Erzurum, Er zincan yolları üzerinde bulunması ve bu- gün mevcut kız orta mektebinin de 300 ,e yakın talebeyi ihtiva etmesi ve ayni zamanda Sıvas bir kaç yıl evvel büyük bir irfan merkezi iken ve sinesinde po- lis, sıhhiye, sanatlar, ziraat, erkek ve kız muallim mektepleri ile bir liseyi taşıdığı halde bugün yalnız bir lise, erkek mual- lim mektebi, sanatlar evi ve ilkmektepler kalmıştır, Merkezde bulunan dokuz ilkmektep- ten ber yıl yüzlerce ibi genç kız- larımız da mezün oluyorlar. Bunlar da erkek kardeşleri gibi okuma hevesi gün geçtikçe daha fazlalaşıyor. Bunlardan başka Sıvasa merbut ka- zaladan da her, yıl mezun olam kızları. mız da leyli bir teşkilât mak için bin bir müşkülât içinde başka vilâyetlerde okumağa mecbur kalmışlar. dır. Kina, eren Tokat, Amasya, Kay- seri, Erzincan, Erzurum, Elâziz, Diyar. bekir, Malatya vilâyetlerinde de genç kızlarımızı toplıyacak bi rmüessese yok- tur. Sıvasta açılacak bir kız lisesi bu vi- lâyetlerimize de cevap verecektir. Sivasta bir yıllık mazisi olan kız orta- mektebi cidden büyük varlıklar gösteri- yor. Srvas kız ortamektebinde geçirilen bir kaç saatlik intibalarımı “Milliyet, 0- kurlarına bildiriyorum. Kız orta mektebinin büyük kapısından içeri girdiğim zaman mektebin li muavini ve türkçe hocası Behram Lütfi Beyle karşılaştım: — Buyurun bakalım, srra bize mi gel- di?. — Mektebiniz varlıklarile yakından 2- lâkadar oluyorum.. Çoktandır gelmek istiyordum, lâkin işler bırakmıyor-ki.. — Burada olmaz, şöyle odaya gidelim. Orada ei Ğ venden çıktıktan. sn et Be. yin odasına girdik. İki gazeteci karşı karşıya oturduk. Behram Lütfi Bey de gazetecidir. Mek- teplerinde çıkan (ik İz) mecmuasının ini idare etmek için mektebimizde bir çok kollar çalışmakta dır. İnzibat kolu.. arkadaş mahkemesi vardır. Bu mahkemeyi müaşeret ve sih- hat heyeti teşkil eder. Talebenin izzeti- nefsi yüksektir. Onunla her zaman alâ- kadar oluruz. Neşriyat kolu: Talebenin (İlk iz) a dile ayda bir çıkardıkları müstakil bir de Yeni nüfus kanını çıkacak Türkiyede nüfus ii umum müdür Ali Galip Beyin hazırla” dığı rapor üzerine yeni bir nüfus kanu» nu çıkarılmasına hizum hast olmuş - tur. gk Manik Naim ştar. da ya, İs - viçre ve Belçika nüfus kanunları da göz öaünde tutulacaktır. Hususi komisyon tarafından tetkik edilen lâyiha yakında meclise sevkedi- lecek ve bu sene behemehal çıkarılacak tır. Eski nüfus kanunu kırk iki madde- Tik idi. Yeni kanun 200 maddeden faz- Kanunu medeninin bazı maddeleri eski Ee m bu yüzden bir çok Sk Yik a Zoünü #ldiğı gibi doğum, ölüm; başam Dizimi işleri de osmalaştımtak > ie Bu seneki tütün SİNOP, — Bu seneki tütün mikta- m beş bin denk tahmin olunmakta. Geçen sene on üç bin denk olduğuna nazaran bu sene dahâ fazla demektir. Geçen seneki fiyatlardan cesaret alan tütüncüler bu sene daha fazla çalışa- rak miktarı tezyit etmişlerdir. Henüz muayyen bir piy: mevcut olmadığı ta la ibi tar. sela can gelmeleri bile 40 - 50 kil ağırlığında olan kavun ve karpuzlar pek çoktur. Ziraat ve sanayi Diyarıbekir bugün Bir münakale noktası, ayni zamanda ehemmiyetli bir idare merkezi olmakla beraber muhitinin zirai faaliyeti ile çok alâka dar bir şehirdir. Burası cenubu şarki Anadolunun bir istikbal vadetmektedir. Sulama tesisatının arttırılması fen ni ziraat usullerinin taammümü husu teşebbüslerin büyük tesiri 0- Diyarıbekirde bakırcılık, demirci- lik, kuyumculuk gibi bazı küçük sa- nayi versa da bakırcılık bilhassa şöh- ret bulmuştur. Sıvaslılar bir kız lisesi istiyorlar Sıvasın merkezi vaziyette olmasından civar kasabalar da istifade edecektir SIVAS, (Milliyet) — Orta Amadolu | mecmuaları vardır. İşte (masanın üzerine de duran bir demet kâğıt müsveddeleri- ni göstererek) bu ay çıkacak mecmuamı- zm yazıları. (İlk iz) de talebenin © düşündüğünü tetkik ve okuduğu kitap mahsüllerini ba mecmuanın sayıfalarına serer. . mecmu- amız mektep muhitinde ve haricinde iyi tesirler bırakmaktadır. Behram Lütfi Beyin (İlk iz) mecmu- asmın müsahabelerinden bazı parçalar aliyorum. Bu maarifçi ve gazeteci arka daş yazdığı müsahabelerinin hepsini bu. günkü ve dünkü mektepe hasrederek ta- İebeye bugü maarif prensiplerini hazmettirmeğe çalışmaktadır. “Bugünün mektebini anlıyarıyanlar tuhaf iddinlarda bulunuyorlar. Meselâ şok münevver bir zat bana dedi ki: “E- fendim çocuklarımızın vaziyetini tuhaf görüyorum, derslerini bırakıyorlar da ki» Sonra / yaptığımız işin iyi me - tice ğine kani oldum. Demek ki biz gocuğu mektebe bağlamıya muvaffak ol- muşuz. Esasen Maarif Vekâletinin bize sizdiği vazife yolu da budur. Çocuğu mektebe, muallime, işe bağlamak ve sev. li Temsil kolu: Mektebimizde bir de gü- zel sahne vardır. Bu sahnede her zaman talebe fırsat buldukça ruhi ve ahlâki te- mayüllerinin irkişafına yarar © piyesler temsil ederler. Konferanslar verilir. Okuma zevki: Mektebin kıymetli ki- taplarla dolu olan bir de | kütüphanesi vardır. Burada toplanan kifaplar talebe- nin okuma ihtiyacına tekabül edecek va ziyettedir. Talebe ders kitarlarında müş külütta kaldığı sualleri burada halleder, okur. Onlar hakkında icap ederse müna- kaşa da yapar. Bu kütüphaneden başka bir de mektebin okuma salonu vardır. Bu rada talebe gazete ve mecmualarla daha yakından temas halinde bulunur. Onla- rı okur, takip eder. Mektep burünleü ha“ li ile cümburiyet maarifinin en kavi ikametle ilerlemektedir. Talebe çok faaldir, Muallim buldurucu, düşündürü- ü i Talebenin heyei va Bu izahata çok teşekkür ederek ayr lırken, ders zilinin çaldığını ve talebenin ikişer ikişer bahçeye indiğini gördüm. iie havası içeriden bahçeye dolu- r Bir kaç talebe kol kola girmişler, stiklâl muharebesinden, inkılâp tarihin- den bahsediyorlar, Güne alaz da çalışıyor, kaymağı. yo, İnkılâp yürüyor. Öyle diyebilirim ki Sıvas kız orta mektebinde cümhuriyet maarifimizin bütün safahatını birer birer görebiliriz. | Mektep Müdürü Saim ve Behram Lütfi Beyler cidden mektep için büyük varlıklar gösteriyorlar, İşte göğsümüzü gururla kabartan bir müessese, kız orta mektebi... Maarif Ve- kilimizden ihtiyaç halinde görünen kız in açılışını memnuniyetle bekliyo- ruz. Istanbulda ağaç kesilmiyecek ANKARA, 4 — Rasgele ağüç ket menin önüne geçmek üzere Zirant ve- kâleti tarafından hazırlanan kanun lâ- yihası meclise sevkedilmiştir. Ziraat encümeninde tetkik edildik - ten sonra umumi heyete arzolunacak - tar, Bu sene çıkarılacak olan bu kanun 4 maddedir. Yalnız İstanbula şamildir. Adalarda çam kesilmi; ibi memurluğundan müsaade alınacaktır. Almmadığı takdirde ağaç sahibine, ke- 1700 ve kestirene ağır ceza verilecek - tir. Cezalar üç aydan başlıyarak iki se- neye kadar hapis, 200 liraya kadar pa- ra cezasıdır, Kanun , İstanbulun tabii güzelli; de müzakere edilmekte olan orman ka- nunu alacaktır. Bu kanun 198 mad - dedir. Yirmi senedenberi hazırlanmış, bir lâyihadır. Bu kanun da bu sene behemehal çıkarılacaktır. Kanunun üçüncü maddesi aynen şöyledir: “Ormanların, aksi sabi Mk öle sinen celle ee Tetkik seyahati , GERMECİK, (Milliyet) — Şeh rimiz muallimleri Kurban bayra- mında Denizliye bir tetkik seyaha- ti yapacaklardır. Seyahat dört bay ram günü sürecektir. Tokat varidat bütçesi TOKAT, (Milliyet) — Umumi Meclis yol parasını altı liraya ib- lâğ etmek suretiyle varidat bütçe- sini 708,899 lira olarak tesbit et;