Haftanın filmleri pa Artistik: Fındıkçı hız Ipek : Kartallar uçarken i Melek: Kız mısın, erkek misin ? Saray: Yataklı vagon cilveleri. Türk : Ben fahişe miyim? ARTISTIK Fındıkçı kız | (İngilizce ) L Oynayanlar: o Liliyan Harvey, *w Ayres, yeBu film sevimli artist Lilian Har| £Y'in Amerikada çevirdiği ikinci midir. Eğlenceli ve neşelidir. Lil şen bu filmi ana lisanı olan ingiliz oynamıştır, Mevzuu bir güzel ve fakir kızın epin bir gence tutulması, bu gen ke 0 amcasının ısrarına rağmen e a evlenmeye tenezzül etmeme- k Ve bunun üzerine izzeti nefsi kı- Man kızın birçok maceradan son- a tekrar emeline muvaffak olma- | ir Pek Kartallar uçarken ( Fransızca ) ç Pnâyanlar: Frederic March, arry Grant, Carol Lombard. Bu film harpte iki rakip tayya- Zabitinin maceraları ve bunlar. | birinin rakibinin ölümü karşı- da gösterdiği mertliği hikâye | haftaki bi ler. Tafsilâtı geçen ilemizde verilmiştir. Bu film Bösterilmenine geçen hafta başla - | veyek iken bir taraftan ondan ev- velki (Şeytan Kardeş) filminin PK tatulması diğer taraftan da kayanın bozması üzerine ancak bu ta gösterilmeye başlanmıştır. MELEK | e — iz mısın, > “rkek misin? o ( Fransızca ) | Corey yanlar: Meg Lemonier, rita, kei sene gösterilen filmler içinde bi,» bemen en şirini budur diye © Esasen fransızca ve man * hay olarak oynanmış olmasın E çka serapa eğlenceli bir eserdir. e mühim rolü almış olan Meg Le | d, pier ismindeki genç Fransız ka | in: hem güzeldir, hem de çok gü oynamaktadır. Filmin mevzuu, bir artist komis is bürosunda biribirini tesadüfen iyan bir erkek ve bir kızın iş alamayıp dönerlerken ekmek pa 51 çıkarmak için buldukları ga - SİP bir çarede muvaffak olmaları * bu yüzden her birinin hem zen fin, hem de mesut olmalarıdır. ilm cidden güzeldir. Bar Yataklı vagon ilveleri Margi Fransızca ) tapptuf Fransız aktrisi Sen m oynanmış olan film ge- “. si iken ondan Va ge İm olan Kazano- hay minin EE Vlmcelie b dakaya kalmıtşır. Bu film haki-— Florelle fem Malümatı geçen haftaki sahi- bi, yazmıştık. Filmin mevzuu I, Ptensin istemediği bir prenses- *vle i tü, , necek yere tesadüfen gö - diz, *evdiği bir kadınla elele izlenen ıztiraplar ( Fransızca ) ağ mayanlar; Kay Francis, Wil. Wir well bu filme iki muktedir “agla güzel oynadıkları, heye - Prem ş güzel b'r eserdir. Mevzuu bir çaypir kadınla idama mahküm Tvametin biribirlerine rastlayıp SAvagleridir. Filmin asıl ismi sez ilmiyen seyahat) oldu - Te mevzuun hazinliği der- “aygır. Ciddi ve güzel bir » Tnasiray Boma'da Prençip tara: Hin'n öldürülen Arşidük Ferdi- Yanın © sırada râkip olduğu ara- Holly Yeni çevrilecek bir film için Avan götürüldüğü yazılmış sip simi hükümeti bu haberi lak, nerikanı firmaların 1933 a bağ masrafları bir milyar İ ha var: Joan Harlow. Bu genç ka- İ un, diğerlerinin erişilmesi En mesut yıldız: Joan Harlov Hoolyvod'da son (o zamanlarda dillere destan ettiği bir yıldız da- dının diğerlerini kıskanacak he- men de hiç bir şeyi yoktur. Atlet yapılı gençler onu da bir gün kaçır dılar, onun için de bir kaç delikan- İr kendine kıydı. Fakat onunla diğerleri arasında bir fark varsa, o da Joan Harlow. gayri kabil addettikleri “saadet,, şahika- sna yükselmiş olmasıdır. Daha 16 yaşında iken bu kabma sığmıyan haşarı kız “kimyevi müs- tahzerat kralı,, nın oğlu Mâc Grew e âşık olmaz mı? Kız daha leyli mektepte okudu. ğu, binaenaleyh sıkı bir nezaret al- tında bulunduğu için, bir gün ken disini bu del'kanlıya kaçırttı ve a2 sonra da düğünleri yapıldı. Fakat acele işe şeytan karışır. mış. O zaman Harlean ismini ve. ren Joan Harlow, hayatmı hağla- dığı adamın ıslah kabul etmez bir ayyaş olduğunu gördü. Yalnız ay- yaş olsa iyi, müstahzeratı kimyevi. ye kralının oğlu kafayı tuttu mu, karısını pataklamaktan hiç te çe- kinmiyordu. Daha o yaşta inkisarı hayale uğ- rıyan zavallı çocuk günün birinde evden kaçtı ve talâk istedi. / İşte ilk aşk ta böyle başladı, böyle bitti. Fakat aşkta kaybeden... başka Fındıkçı Kız #hy mezarda kocasına iltihak edi- yordu. Siz artık herkesin Joan'r teselli edeceğini zannedersiniz. Ne mü- nasebet? Bilâkis neler, neler söylen medi, Genç kadını nelerle itham et mediler. Az kaldı, sinema âlemin- deki mevkiini bir daha ele geçmi. yecek surette kaybediyordu. Çün- | kü sinema âlemi böyledir. O zaman, ninesinin bir nasihati- rr (Gizlenen ıztıraplar) filminden bir sahne “ şeylerde kazanırmış. Joan sinema- ya girdi, ilk zamanlar muvaffaki- ince, 1928 de birinci mu- sini akdetti. Gerçi haftada 300 frank alıyordu, fakat servet ve şöhret yolunun ucunda bulunuyor- du. Plâtin sarısı saçları herkesin te- cessüsünü tahrik edecek kadar gü- zeldi. Hâlâ çocukluğu üzerinde ol- duğu için, o zamana kadar kimse- Me Te derieri yapıyordu. es>lâ pijama ile plâja çıkıyor. Ar knkananlar mepenzaie ta edenler mi ? Bilhassa kıskananlar neler, ne- ler uyduruyorlardı? Hele eski ko- cas: da, izdivaç hayatına ait mah- rem mektupları neşretmeğe başla- yınca, diller bir karış olmuştu. Joan Harlow'un kendi hüsnü ni- yetinden başka © güvenecek şeyi yoktu, Çünkü maddi — geliri azdr. Bir müddet fırtınanın geçmesi: bekledi. Her fırtına gibi, bu da ge- lip geçmişti. Halbuki di bütün dünyanın tanıdığı belli başlı artistlerder ve artık zengindir. Yalnız “Saa- det,, i arıyordu, Bu da rejisör Paul Bern'in siması halinde karşısına çıktı. Fakat bu işte de bir diken vardr. Bu diken de kim? o Dorothy Mil- lette. , Bu kadın 1920 ye doğru Bern ile evlenmişti. Bir gün kavga et- mişler, kadın kocasını bıraktığı gi- meçhül bir delikanlı ile kaçıp gi. Aramalar boşa çıkınca ro sör artık kendisini “bekâr,, addet- meğe başlamış ve yeni bir acı kafasına koymuştu. Ve Joan'la ev- lenmişti. Tam o sırada Dorothy etile, ke- İmei ile, dipdiri karşısına çıkmaz mı? Bu kadın kocasına diyordu ki: — Geç olsun, güç olmasın. Ben anladım ki, senden vazgeçemiye- ceğim. Zavallı Bern'in halini tasavvur edin. Hiç aklına gelmediği halde, şmdi iki kaı koca vaziyetine düşmüştü. Ne yapsm? V: içi den çıkılır bir şey olmadığı — için bir gün Bern'in tabanca kurşunu i- le vurulmuş olarak, cesedine tesa- düf edildi. Çok geçmeden de Doro- ni zin — Bir kız sevda peşinde koşma- malıdır. Sevda öyle bir şeydir ki, en düşünülmedik zamanda gelir, seni bulur, Artık Joan kendisini sinemaya vermişti. O sırada si larından Hal Rosson birlikte çalışıyordu. Hattâ muvaffakıyeti- nin bir çok taraflarmı ona (o med- Yavaş yavaş bu arkadaş- lık daha samimi bir hal'aldı. Ve yundur. filminde Lilyan Harvey günün birinde artık dayanamıyan Hal içini açtı, ilânı aşketti. Zaten içten içe anlaşmışlardı. İki gün sonra evlendiler, O za- mandan beri Joan Marsh hayatını, iş seyahat ve kocası arasında geçi- riyor, Sinemalarda biraz hareket Geceleri yirmi üçte kapanmak mecburiyeti üzerine birkaç zaman dır durgunlnk ve zaaf geçiren ai - nemalarda bu hafta biraz hareket Bu hareketin üç sebibi ! | — Halk yavaş yavaş bu saat mesel alışmaya başladı. 2 — Sinemacılar asıl filme do » kuz buçuktan evvel başlamıyorlar. 3 — Bir aralık pek hafifleyen filmler de düzelmeye başladı. Bu hafta geçen haftaya nazaran daha fazla seyirci hareketi olmuş- tur, Halk een matinelere daha fazla rağbet gösteriyorlardı. Film- ler hafifleyince evvelce görülme - miş iyi filmleri ikinci gösteriş ya - pan ucuz sinemalarda görmeye başladılar Şimdi de artık yavaş yavaş normal sinema hayatı av - det ediyor. Bu haffta şehrin birinci film gösteren beş sinemasında beş gü - zel film vardır. Bundan üç tanesi eğlenceli, neşeli ve şarkılıdır. Ve üç maruf kadın artisti tarafından oynanmıştır. Bunlardan rupa filmi birisi Amerii Diğer kalan iki film de dramdır ikisi de Amerika filmidir. ve gü zeldir. Geçenlerde de yazdığımız gi - bi sinemaların çalışmamasına yal. ruz ha'kın gelmemesine değil, bir az da filmlerin zayıf oluşu ve he- le havaalrın birden bire bozuluşu sebep oldu idi. Şimdi bir taraftan halk, bir taraftan da sinemacılar ba itiyatlarına dönmeye başladı- sı, Sabr. Küçük * Pariste Yedinci Edouard si: | nemasımmn kapıcısı yaman bir sine-| ma münekkididir. Görüşlerine ve hükümlerine herkes inanıyor. Courteline'in meşbur © “Saat 8.47 treni” ismindeki romanı Fran sada filme alınacaktır. * Almanyada Reichs Filmkam- mer en iyi kış sporlarını gösteren | iki film için biri 1000, diği 500 marklık iki mükâfat koymuş- tur. Almanyada bir sinema firma- ikebire bir sinemacılık hati tertip etmiştir. * “Dört silâhşörler,, bu ay Ber- linde çevrilecektir. * Jean Harlow romancılığa da başladı. “Gündüzden geceye,, is- | minde ilk romanını neşretmiştir. # Dubarry filme alınacak. Wer- ner Bross bu film için baş rolü E- mile Jannings'e teklif etmiştir. * İngiliz film imalât artık. | ça artmıştır. Hattâ mevcut stüdyo- lar kifayet etmemektedir. * İngilterede Charles Langhton i “Tahtelbahirdebir kadın,, ismin- de bir film çevirecektir. Fox Japonyada Çin - Japon muharebesi hakkında bir film çevi eri senesinde İrlandada yüz filmin gösterilmesi menedilmiştir. 743 filmin de bazı yerleri kesilmiş- bir. Sinema haberleri * Fransız rejisörlerinden B. de Mille Amerika Cümhurreisine bir istida göndererek, üzerinde yüz altm dolar bulundurma'ına müsa- ade edilme: is r, endisine ameli- * Apandisitt İ yat yapılan Joan Blendell (o şimdi nekahet halindedir. * Hindistan Hü i altı yüz bin köyde harsi filmler göstermek için seyyar sinema teşkilâtı yap- mak niyetindedir. Bu filmleri aşa- ğı yukarı iki yüz elli milyon kişi seyredecek. Mary Pickford'un Moskovaya geleceği ve orada bir kaç film çe- vireceği söyleniyor. * Fransada Jagues Haik ve A- dolphe Osso firmaları iflâs veya- hut tasfiye halindedirler. Bu se- bepten cinema sindika odası ikin- ci rsisliklerinden istifa etmişlerdir * Carl Frevilich Almanyada “Ba har şarkıları,, isminde (o yeni bir film çeviriyor. * İstatistiklere göre, Amerika- da film firmalarının 1933 hasılatı 1932 den fazla olmuştur. * Laura Laplante ve Reginalde Denny için yeni bir film hazırlan- mıştır. * Meşhur muganni Karuzo'nun oğlu da sinemada artist oldu, Şim di Amerikada yeni bir operet fil- minin İspanyolca versiyonunu çevi riyor. Kız mısın, * İvan Petrovitch yakında Var- | şovaya gelecek, beş film çevirecek- tir, " Columbia'nım 1933 teki safi kâ- rı 241778 dolardır. 1932 de (202 bin 207 dolardı. * Tolstoi'nin “Basibadelmevt,, ini Rouben Mamoulian (nisanda Anna Sten ile beraber çevirmeğe iryacaktır. * Paramounth uzun bir müddet in Joan Marsch'ı angaje etmiştir. Kızıl ordunun teşekkülünün yıldönümü bugün tesit ediliyor Bugün Kızılordunun teşekkülünün yıldönümüne tesadüf ediyor. Bu merasim yapılacaktır. Bugün dünyanın en muntazam ve kuvvetli vari teşkilâtı şimdiki Harbiye Komiseri ve ordu kumandanı Voroşil tekemmül etmekte ve gittikçe daha ziyade makineleşmektedir. Yukarıki ye: münasebetle Sovyet Rusyanın her tarafında askeri orduları arasında bulunan Kızılorduman bilhassa sü- ilofun eseridir. Kızılordu her tene bir derece daha imler Kız'lordunun muhtelif sınıflarına ait | ku'aların bir geçit resmi esnasında alınmıştır. erkek misin? filminden bir sahne * 1933 te Amerikada 4635 sine ma kapanmıştır. 1932 de ise 5895 sine . Tabii yeni açılan- lar da başka! Yaman bir figüran Paris sokaklarından birin tasvir için bir küstah satıcıya ihtiyaç ha sıl olmuş. Pariste kestane © şehre cahil tiplerdir ve pek bunlardan birini bulmak ta o kar dar güç olmamış. Mahdut fikirli, sade ve mütevazı bir adam.. Yapa mala Serinin baş kadın arti i her gün yapmadığı kat rejisör ona rolünü izah 6- diyor. Diyor — Bütün yapacağın iş, her za- man bütün kadın müşterilerine yap tığın gibi, bu kadına da kestane satmak.. O kadar.. Adamcağız başmı sallamakla, kendisine verilen rolü pek iyi an- ladığını ifade etmiş. Kestaneci bağırıyor! “Haydi s- cak, sıcak..., Tabit filmde figüran- da var, Hepsi sıcuk le- rin başına gelince, her biri alabile- ceği kadar almış. Sıra filmin baş- kadın artistine gelmiş. Fakat kes- taneciyi yerine koydunsa bul.. A- damcağız bütün kestaneleri figü- ranlara sattığı için, pılıyı pırtıyı toplayıp evine i ural Bro ol» 25 senedenberi sinirleri teskin tehlikesiz ve herak't en çok istimal olunan bir ilâç. alyş edi m eo az e A