, 7 4 |) iy YE 7 Aydın ormanları hrip edile edile yok denecek hâle geldi YDIN, (Miliyet) — Vilâyeti- A en zengin orman mıntakası # ağar, Çine ve Karacasu ka- üç kaza ormanları hakkın- Nos malümat vermiştim. hektubumda merkez Aydm iyle, Nazilli ve Söke kazala- manları hakkında edindiğim matı yazıyorum. «zi teşkilât itibariyle ormanlı 9k müsait olan vilâyetimiz, ev ? orman itibariyle yurdun en “Pm yerlerinden olduğu bu gün anan eserlerinden anlaşılıyor. n Aydın ovalarında yaşayan ihatli dinç, ve sağlam dedeleri- b. bu kuvvet ve kudretlerini inin mutedil olması ve arazinin ağaçlarla ve sık ormanlarla be iş olmasından edinmişlerdir. e idarelerin müsamahası ne- Elişi güzel idare edilen vi- miz ormanları tahrip edile si ida geli my a erecede azalmış, de biri bile kalmamıştır... ana, 2888 eski idarelerde tatbik | ondalık lünün dı ini. usulünün de or- sk mahvolmasında bü- a Zirai, sıhhi bü- dası olan ve memleketimi- Hite Di ve en büyük serveti- r RE ormanlarımız, Os- i larının yurdu keyfi arzu ye idare ettikleri isti evinde olduğu gibi, meşruti- inde de büyük ihmale uğ- dr gerirde de ondalık usulü iy ir, yg ümhuriyetin on senelik feyiz- nde ise her sahada olduğu i larımızı da ele almış, taki papa kurtarmak ve tek i Sany e koymak için şiddet di Beki tedbir alınmıştır. ? kay erin yurdu ve yurt- İsmar mi keyif ve heveslerini elerine karşı, yurttan “iliği, , Han aldığını yine yurdun » se refahına harca Çinhariyet idaresinde on se ki lira öürfetmiştir. ie © lâyikiyle tesbit ve ame İmipyen kücük mukavele- i, ra terkedilen orman- imdi pek kesif olmıyan or ve e © alı ir ip ve mü İlan or, da” bulunduruluyor. aya, hisar a İse ş, *tiriliyor ve balta- fi hüyor, amağa müsaade dm, l Tile kazalarınm Ki Ka özi tutan arazisinin cak 1500 kilometre mu- Er on , ormanlık teşkil” ediyor ri himmet olmasay. 9 bunun da eld dünhe edilmez, > rsye: a 1923 te 1200 lira gelir > anlar muhafaza ve üre- ik le 932 senesinde 500 İİ müag rülmüş, buna mukabil Di, içinde her sene 6000 - , > Arasında masraf edilmiş ih; amlar, her sahada oldu. ş işa, ümhuriyetin, ve onun gi ehen minin ormanlara verdi ve kıymeti ve or- (İn ve my hafaza ve ilerlemesi diş, himmeti gösterir bir dit d © / Yup Ayaktan ölüm İn ilde 14 — Sevas vilâyetine Masa, Kazasının Budaçayır kö- İn çala yiminde bir köy genci ii a saatle gene ayni köy- ka ıntılık yapınak iste İİ en kap or giderek vk mm ni d Ahmet ve Hüseyin bi, mi Halamın evine Sövmaği ge riya çağırmışlar ve Slmüyanlişlerdir. Hasan iki gü İn” >» Vak'a iile ta Me Ydn kaş Yo astrosunu tehiş *n iyi, Milliyet) — Kadas- ee Halit iz İni Sall gelerek Kadas- N ve teftiş etmiş, du, Senle Aydından ayrık” izet) — Sıtma efe Den Eİ dünü Beys Ekrem trenle aydına gel- gok kesif mınta- | | ve Turhala nakledilmiştir. Bu, Si- sit AYDINA Mücadelesini teftis! pi » (Mü SİVAS, (Milliyet) — Cümhu- riyet rejiminin bahşettiği hürriyet sayesinde Sivas Ticaret odası memleketin iktısadi ihtiyacını hü- kümeti cümhuriyemizin yüksek nazarlarına koymaya muvaffak olmuştur. Gerek matbuatile ve gerekse umumi kongre ve oda ta- rafından doğrudan doğruya Vekâ etle temas neticesi memleketin di ğer aksamına nazaran himayeye muhtaç vaziyeti tebarüz ettirilmiş ve bu hakikat tesbit ettirilmiş ol- makla beraber Sivas topraklarının ve meteorolojik ahvalin yapılan tetkikat neticesi elverişli olmayı- şından şeker fabrikası hükümetin büyük arzusuna rağmen Sivasta kurulmazma imkân görülmemiş vas için büsbütün kaybolmuş de mek te değildir. Sivas şehri ve Tur hala doğru hat güzergâhı olan Yıl dızeli ve civarı Turhal şeker fab- rikasma mükemmelen pancar gön derebilirler, yeter ki, çalışılsın. zaten gayede Sivas köylüsüne hizmet idi, İktisat Vekili Beyefen dinin Sivası teşrifleri münasebe- tiyle Ticaret ve Sanayi odası tara- fından kendilerine sunulan rapor* la şeker fabrikasından manada tren tar'feleri ve Sıvasta bir yün fabrikası inş: sma da temas edile- rek bunlar için de hükümetten di- lekte bulunulmuştu, Vekil Beyin verdiği cevapta şeker için tahki- kat yaptırmakta olduğunu, tarife- ler için Nafia Vekâletine yazdığı- nı ve gelecek cevabm bildirileceği ni, yün fabrikası için de henüz tet- kikat yapılmadığını bildirmişler- di. Odanın raporuna bu suretle ce- vap veren bu gibi bir çok asariyle iştihar etmiş olan muhterem Iktı- sat Vekilimizden elinden gelen her şeyi Sivas için de esirgemiye- ceğini kuvvetle. ümit edebiliriz. Memleketi demir ağlarla ören, i- marı ve refahı icin hiç bir seyi €- sirgemiyen Cümheiyet Hek b kasının umdel er vatandasın derdine deva olabilecek mahiyet. tedir, daha ziyade bir sanayi mer- kezi olmak istidadında olan Siva- sın hükümetin kudreti nisbetinde eskidenberi iştihar etmiş olduğu bu emele elbette bir gün kavuşa- tır. X Sak nlcılığımızın istikbal ve in- kişafı burada açılabilecek bir yün fabrikası ile feyz bulacak ve terak kisine medar olacaktır... Memleketimizin nüfus siyase- ti, nüfusunun artması Merkezi A- nadolunun sanayileşmesini âmil- dir. 7 Sivasın Hinterlandı Vasi Sivas hinterlandını yaşa- tacak olan Sivas şehri gi vetli bir istihlâk memba ol i YeNi dir, Çünkü o halihazırir thlâk © merkezlerinin Srvasa olan uzaklığı Ve bu seferki, Pancar tecrübeleri de bir misal teş kil edeceği gibi Sivas diğer vo. yetlerimizin tabiat tarafını an en dilerine bahşedilen maadin, m man, tütün, incir, aİYON pak fındık, deniz avlari sa MEMLEKE HABERLERİ Sıvas ticaret odası son senelerde ne yaptı Sıvaslılar yün fabrikası istiyorlar TE ederiz. Meselâ Sivas - Erzurum şimen- difer şirketinin yapacağı rivayeti çıkan çimento fabrikası, Şirket bu hususta henüz bir karar vermedi. ğini söyliyor. Acaba tüccarları- mız bir şirket teşekkül ettirip böy le bir teşebbüste © bulunamazlar mr? Sekiz sene sürecek olan. Sivas « Erzurum yolu ve Sivasın her ta- rafa bağlı merkezi vaziyeti bir çi- mento fabrikası için bol istihlâk menabii noktai nazarından her za, man kârlı olacaktır. Sivas çermiklerinin ıslahiyle civar vilâyet ve kazaların rağbeti- ni celbedip buralardan seyyah cel betmekte Sivaslılar için ihmal e- dilmiyecek büyük bir nimettir. Yumurta ihracatı. Sivastan ihraç edilen yumurta- nın tren ücretlerinin tahfifine ve memleketin bolca yetiştirdiği pa tatesin ibracma yol aç bu mahsulü tenzilâtlı tarife ile ih raç etmek için Oda tarafından te- şebbüsatılâzimede bulunmaktadır. Kakvehaneler fazla Asrımız sürat ve faaliyet asrı- dır. Herkese uymıyan ezilmeğe mahkümdur. Kaybedilen zamanı telâfi için soluk almaksızın çalış- mak azminde olduğumuzu da ma- alesef eski devirlerin itiyadı ola- rak bakaya kalmış olan (o mebzul kahvehanelerin tahdidi ile delim, bu dileğimizi de hükümete iblâğını makamı aidinden rica e- deriz. Oda azaları Hükümeti merkeziye son Oda heyeti intihabında Oda azaları» nın okur yazar olmalarını mecburi kılmış ve bu son intihabat bu şera it dahilinde vukubulması da hükü metimizin Odalara atfettiği ehem miyetin bariz bir delilidir. Muhterem azalarımız kendile- rine verilen vazifeyi benimseye- rek ve idrak ederek me dereceye kadar çalışıyorlarsa muhterem tüc car ve esnafımız da ilmü irfana o derece ehemmiyet vermesine ve cehaletle hiç bir iş yapamıyacak- larma inanmaları lâzımdır. Devlet bizi Avrupaya bağladı. Sıvastan İstanbul tren yolu ile bir bucuk güne indi. Bu maddi bağlanışm yanında manevi bağlanış fırsatlarını da bol bol bize bahsediyor. Bunlar. dan istifade etmek vazifemizdi Baskâti MUZAFFER Avlın #efterdarlığı AYDIN, (Milliyet) — Ankara def- terdarlığına tayin olunan defterdar Ba- ha Beyin yerine henüz kimse tayin dilmemiştir. Vilâyetimiz defterdar vekâ- İleti varidat müdürü Salih Bey, tarafın. dan yapılınaktadır. Salih Bey, uzun müddettenberi Ay» dında varidat müdürlüğü yapmış, ken- disini halka çok sevdirmiş, hazine hü- kukunu ve ferdin haklı dileklerini koru- muş bir zattır. ğ Aydın sıtma mücadelesi AYDIN, (Milliyet) — Aydın vilâ. yeti sıtma mücadele riyasetine, Manisa reisi Dr. Kâni Bey tayin olunmuştur. Köni Bey dün Aydına gelerek vazife- sine başlamıştır. Aydın mücadele lâbo- ratuvar sefi Dr. Hasan Bey (Adana m e vzi edilmiş o külliyen mamur. Bu sebepten Odanın Yesi bu açık vaziyet nafiz nazarlarına koymak © tar. Bunun için yilâyetin diğ e cilerinin de muavenetini rica Se riz. Akai takdirde muvekkti yeti haiz olan lk rum hattının Divriğiye muvassı tından sonra Sivasın ehemmiyeti sıtma mücadele enstitüsüne müdür ta- yin edilmiştir. Hasan Bey şimdilik Es- kişehire gidecek ve Eskişehir reisi gele- siye kadar vekâlet edecektir. İzmitte dikiş sergisi mütevazı çalışan var. İzmit dikiş yurdu ismini bu müessesede her sene bir çok hanım- lar, genç kızlar bir sergi hazirlamakta- dırlar. Bu deri. ik rem da çok güzel ve muv: ir sergi açmışlar. dır. Bu sergide teşhir edilen eserler sergiyi gezenler tarafından çok beğenil. tcarivesi çok dü ir, Bunu şimdiden düşünerek kücük pi yasta sınai inşaatta | bulun rını muhterem tüccarımiZâ ——— SATİE 18 TEŞRİNİEVyEL ÇARŞAMP çokağıda | Union Fran iş YEMEK PİŞİRME £ derslerini? teftiş, aman iş tur, Ya eli A a. Elektrikli Mutfak wn ŞİRKET i BA günü saat 15 de Kabristan muhterem abaliY GİRMEK SE mektedir. Yurt müdürü Sacide Hanımı tebrik eder, memleket kızlarına göster - diği faydalı işleri takdir ederiz. in bir salonunda ELEKTRİKLE küşat resmini icra edeceğini e arz eder. (8620) RBESTTİR 81) İzmitte imar işleri Kış ve sinemalar - Çınar ağacında tarzanlar İZMİT, (Milliyet) — Bu Son günlerde İzmitte göze çarpan ve durmadan devam eden büyük bir imar faaliyeti var. Eski mezarlıkların, yangın yer lerinin yer yer güzelleştiğini, yeni yeni binaların yükseldiğin, bu, ha rap, toprakların bü; bir mamu- reye benzediğini gördükçe için i- çin seviniyor, yeşil ve tabii güzel- liklere cömertçesine sahip İzmit, bütün bütün! yeşilleşiyor, değişi- yor diyebiliriz. Bu göz alıcı imar faaliyetinin herkesin parasızlıktan, işlerin ke- satlığından yana yakıla dem vur- duğu, bir zamanda olması dikkate değer bir hâdisedir. Para ile imanın kimde bulundu- ğu bilinemiyeceğinden geçelim. Yalnız şurayı ilâve edeyim ki, İz- mit, hayati şartları itibariyle cid- den çok ucuz bir şehirdir. Bu w- cuzluk arasında bilhassa memurla rın canını sıkan ev kiralarının pek pahalı olmasıdır. Burada oturula- bilecek bir evin kirası yirmi, yir- mi beş lira arasında tehalüf etmek te olduğundan devam etmekte 0- lan imar işleri sevinilecek bir hâ- disedir. Çünkü ev kiraları son za- manlarda hissolunacak kadar u- cuzlamıştır. Kış ve sinemalar Son baharın ürkek ve titrek parmakları mevsim sonu perdesi- ni açtı. Bu, perdenin açılmasiyle beraber güzel ve cazibeli yaz gün İerine veda eden İzmitliler şimdi kışı hoşça geçirmek için akın akın sinemaların dar, sıhhi olmıyan ça- tıları altına giriyorlar. İzmitte iki sinema vardır. Biri sesli, i sessiz. Sesli sinemanın da s lacağı söyleniyor. Sesli sinema çok rağbet gör- mektedir. Bilhassa iyi filmler olur sa oturacak yer bulmak bir mesele balini alır. Geçen gün bu sesli si- nema “Mavi Tuna” isimli bir film göstereceğini büyük büyük ilânlar la yaydığı"halde başka bir film göstermiş; Kalkın #emahatini sui- istimal etikiştir. Fakat bu sinema- cı efendilöre haber vermek lâzım- dır ki, bu kabil hareketleri teker- rür etmesin.Cünkü halk aldatılma- ğa aslâ tahammül edemiyor. Ve bu satırlar, halkın dileği, arzusiy- le yazılmıştır. İzmitte kışm en çok sevilen bir ciheti de Deniz orkestrasının her hafta Üssü - Bahri | salonlarında verdiği könserdir. Garbin en seçi- Ji parçalarını bize tattıran, Üssü - Bahrinin o kıymetli (oOkumandanı Mehmet Ali Paşa Hazretlerini ve değeri çok şefi İhsan Beyi, sanat- kâr gençleri takdir ile anmayı bir vazife biliyoruz. Yalnız yazma- dan geçemiyeceğiz ki, bu, hafta- da bir gün, bize yıllardır tahassü- rünü çektiğimiz ruhumuzun gıda- sini kana kana, doya doya tattıra- mıyor. Cümhuriyet Bayramı sevinçleri Cümhüriyet bayramı yaklaştık ça şehrin manzarası değişiyor, gü zel, sevimli bir renk, şekil alıyor. Ellerinde bayrak, fener, kandil çe şit çeşit ampuller gezen bir çok in sanla: sesleri boğuluncaya kadar bağırıyorlar: — Bayrağın nizami şekli böy- le... — 5 tane 5 kuruş.. Bayrak. — Kandil yüz para.. Beğen be- endiğini al.. Herkes beğenip beğendiğini al dıkça alış verişler çoğalıyor. Fa- kat diyorlar ki, Yahudi vatandaş- lar İstanbuldan buraya yığın yığm bayrak, kandil ve saire gönderi- yorlarmış. Ve gene diyorlar ki, gönderdikleri bayraklar hiç te is- tenilen şekilde değilmiş, Şehirde göze çarpan başlıca hu susiyetlerden birisi de yer yer ku rulan taklar oluyor. Bütün müessese ve daireler kurdukları takların birbirinden gü zel olabilmesi için azami dikkat gösteriyorlar. Halk tabakaları bu hummalı çalışmaları gördükçe he yecandan düşüyor. Genç ihtiyar, çoluk çocuk bütün millet io © te taşkın neşeler var.Herkes biribi- rine soruyor: — Bayrama kaç gün kaldı? ii N Bayram niçin bu kadar uza- ir İzmitlilerin bu kadar sabırsız olmağa hakları da var, Başka şe- Hergün bir yazı : &i Hanımlarımız nasıl gençleşiyorlar? Kendisi 80 yaşında amma, altın sarısı saçları, kudretten sürmeli gözleri var.. Gülsuyu ile yıkandıktan sonra — Krem masajı — Elektrik makinesi faaliyete geçiyor —Aman gıcıkla- nıyorumi—Dışarıya devrilen kirpikler— Hesap puslası! Evde kadın.. Sokakta o kadın. Bun- lar, sanki ayrı ayrı iki mahlüktur. Biri- birlerine hiç benzemezler. Hele bazı ka- dınların sabahlık hali, acıklı mı acıklı dır, Boyaları dökülmüş, eski bir ressam paleti gibi yüz.. kılları © yoluk, renksiz kaşlar. Çukurlarının içinden bakan kir. piksiz gözler. Ayni kadını, tuvaletini yaptıktan son- ra görün; teşhis kuvvetiniz ne kadar fazla olursa olsun, mümkün değil kendi- sini tanıyamazsınız. Bu & düşünce bana şu mevzuu hatırlattı: Kadınlarımız nasıl gençleşiyorlar, nasıl güzelleşiyorlar, / ve meticede nasıl tanınmaz hale geliyorlar? Ne zamandır, bu sihirbazlığı yakın- dan tetkik edebilecek bir yer arıyordum. Pe ye biri, Beyoğlunda bir yer - dn İnstitut de Benute ye git! Orada her şeyi gözlerinle gö rürsün.. Dükikânın sahibi Dimitro Efendi İs minde biri. Beni görünce; nezaketle ö- nüme geçti: 'anlış geldiniz efendim, dedi, Er- kekler tarafına yandaki kapıdan girecek- siniz! — Hayır! Ben hanımları görmeğe gel- dim!,. — İçeride tanıdığınız bir hanım ini var? Biraz durakladım, nihayet adımı söy- liyerek: — Ben gazeteciyim. Dedim, kadınla rımızı nasıl gençleştirdiğinizi anlamak is- tiyorum... — Hay hay.. Size anlatayım.. — Anlatmak kâfi değil, o Görmek te lâzım. Tekrar önüme geçti: — Olamaz efendim? — Niçin? Harem mi var? — Harem değil anma, bazı hanımlar, istemiyorlar ki bir başkası tuvalet yapar- — onları görsün.. Anlayorsunuz değil mi , ÇAnlıyordum amma, anlamış görünmek işime gelmiyordu. —Canım dedim, ben şöyle bir kena- ra ilişir, sesimi çıkarmadan seyrederim. — Tuhaf olur amma. Müşterilere karşı. — Hiç tuhaf olmaz. Ve onun cevabını beklemeden yavaş- i im, Dükkân sahibi bir emri- e geçemeyince bana bir is kemle uzattı. Oturdum. gecin bir iznfendi var. Bu lam em SANMAK il ö: ka geliim (iy süreli Dükkân sahibi, buna hafif bir işaret yaptı ika, bayer. Demek itiyor Beyaz önlüklü genç bir kız, elinde tülbentle yaşlı hanımın o yanma geldi. ir iki el darbesile tülbendi başına sarıp ensesinden düğümledi. Öteki kızlar, ortada fırıl fır dönü yorlardı. Masanm üstünde düzüne ile şişe, tüp- ler dolusu krem, ve bir hayli tuvalet eş- yası birikmişti. Hamfendinin başı sarıl- dıktan sonra, kızlardan biri şişenin için- den akıttığı su ile pamuğu güzelce ıslata- rak yüzüne buladı. Ortalığı | güzel bir gülsuyu koküsu bürümüştü. Anladım ki şi içindeki gülsuyundan başka bir şey di i.Fakat bu muhteşem H. ef. nin yüzünde gezdirilen pamuğun biraz sonra aldığı manzarayı ne siz sorun, ne de ben söyliyeyim. Kömür denilen nes- nede ancak pamuk kadar siyah olabilir. Bundan sonra, Kuvaför kız, kremin yar- dımma müracaat etti. Fakat, bu kağşa- mış, yer yer buruşmuş çehrenin boşluk- larını rem özi bir kaç tutumluk krem ne yapsın? Kızcağız, şişenin yarısı- nı boşalttığı halde eli gene bl idi, Ve bunu parmaklarile & masaj yaparak ihtiyar müşterinin yanaklarma, göz ka- paklarına, çene çukurlarına, ara yerine uğuştura Kremin vazifesi de bitmişti. Bu sefer, ortaya tabanca gibi bir şey geldi. Kordonunu prize taktılar. Ucun- daki lâstik boruyu ihtiyar o müşterinin hirlerimiz yalnız bir bayram yı pacak. İzmit bayramların bayramı nı, Zira büyük başbuğun büyük na- mına dikilen heykelini Cümhuri- yet bayramında görecek olan İz- mitliler akla, fikre gelmez tezahü rat içinde o gün coşkun bir deniz pe engin engin kabarıp taşacak- - 1 Çınar ağaçlarındaki Tarzanlar #- Meşhur Demiryolu caddesinin iki tarafını baştan başa kaplıyan büyük çınar ağalçları tekrar kesil meğe, budanmağa başlandı. Bu yüksek ağaçları bir sincap gibi tır manan en uç tepesinde pervasızça ve büyük bir souk kanlılıkla balta sallıyan insanları gören halk hay- retten hayrete düşerek “Tarzan, Tarzan” diye söyleniyorlar. ların yanında gölge kalır NE Cevdet YAKL ike ai Meşhur Tarzan bizim Tarzan- | projenin tanzimine yüzünde gezdirmeğe başlayınca cağ yakalan kop gil men LEE genç İz ürkekliği ile haykırıyorda; az 7 Aman, yapmayın. Fena e yorum — Niçin ölenin? pray ses çıkarmamıştınız? eee — Bilmem. Neden? Bugün gıcıklanı- yorum, Ve kahkaha ile gülmeğ i taraftan da Löstik za ce yetinden şüpheye & düştüğünü gö saaller soruyordu; (© Bye — Hiç buruşuk kalan k a ybr yacak, değil — Hiç... Hiç... Bir tane bile, Si RE e bile. Siz me Lâstik borulu elektrik makinesinin bü raşukları düzeltmek gibi nazik bir va zife deruhte ettiği anlaşılıyordu. “Bundan sonra © Hamfendinin yüzüne yüz derecede kaynar suda ralatılmmış bez: İerden üsttüste iki kompres yapıştırdı. lar. Kompresleri kaldırdıkları zaman, ka kızarmıştı. — Ey gençlik! Senin için ne azaplara ay Diye söylerdim. oydukları ik suya © batırılmış ne içim le, nmefendi o hafifçe (oürperdi. o T. rar pamukların rolü başlamıştı. İh. tiyarın yağlı cildinden daha bir hayli müzahrafat çıkarıldı. Kaşlar o cımbızla yolundu, kirpiklere rimel sürülerek dı. şarıya devrik bir o vaziyet aldırıldı. Gü- zelleşme ameliyesi bununla bitmemişti. dı lara ruj, © yanaklara boya, yüze bir kaç tabaka pudra sürülmesi de ih- mal edilmedi, Artık, herşey tamam olmuştu. , Hamfendi, iki dirhem bir | çekirdek e e amima kalktı, sallana sal lana yürüyerek vezneye ödediği panax e 100 kuruş saç kesmek ve ondülasyonj 400 kuruş saç boyaması, 150 kuruş masaj ve makyaj, 80 kuruş imani 100 kuruş Pedikür (bunları daha ev. vel yaptırmış olacak) 780 kuruş. Yedi buçuk liraya gençlik satn ak mak ta fena bir şey değil ama, boya gü zelliği ile ten güzelliğini erbabı ne olsa ayırt ediyor. Bütün bu ameliyatın ne kadar sürdü- ğünü de söyliyeyim: Tamam üç saat! Bir koltuğun üstünde kımıldanmadan üç saat oturmak, ve bu esnada bir hayli işkence çekmek pek kolay değil! Dükkân sahibine sordum: — iniz de var, de- Ph mllanei kızlardan biri cevap ver — Erkekler, kadınlardan çokt.. R Semimi göre erkek müşterile. rin tm: i v < ş* iğ ışı geçmiş zengin ho- , Vaktile acuze kaynanalardan biri geli ninin rengi bozulmadığını yüzü buruş- madığını görünce fena halde kıskanmış? — A kız, sen yüzüne ne sürüyorsun ki hiç ihtiyarlamıyorsun? Diye sormuş. dini de: — Kasaba gidip derimi yüzdürüyo- vara. Üeakımi veri. aynanası inanmış. Doğruca kasaba koşmuş. Bol para vadederek yü- zünün derisini — bıçakla soymağa razi etmiş, Kasap, derisini kal 1; can cas ile — Aman! Diye bağırinca kasap be gağı elinden bırakmış: gilterten vaz geçeyim! 'akat gelinine karşı genç görünmek gayreti il işi yarıda bırakamamış — Yüz, kasap yüz, güzelliktir! De- miş, Perükâr dükkânlarında kendini sant- lerce çendereye bapsedenler de bu kay- nana gibi: © — Yüz, berber başı! Yüz. Güzellik» tir! Diyorlar. Fakat bana © kalın zorla güzellik olur mu, olmaz mı? O da ayrı mesele. Trabzon stadyomu TRABZON, (Milliyet) — Trabzon stadyomunun inşası için elli bin liralık bir keşif yapılmıştır. Yeni plâna baş- lamak üzere açık kalan kısım muvakka ten mıntaka tarafından tahta ile çeyril miştir. Aydın mensucat fabrikası NAZILLI, » (Milliyet) — Nazilli kurulacak mensucat Fabrikayı ide ameliyesini yapan ve or kaşın sondaj layan gruptan mühendis ei Pam göre: stas; fabrikaya sezi tın güzergâ yonların ge > Bu i harda temel atma tar. e a i j