Hemi Yine sokak terbiyesi Diyor lar ki: — Bazı insanlar var. Parklarda ge yerlere fmdık kabukları, m atıyor. Şakır şakır şehrin umumi zevki içim e itina ile ile çiçekleri harıl harıl koparıyorlar. — Bazı insanlar var, Tramvay, rile uzun uzun sohbete dalıyor. Ge- lip geçenin yolunu kesiyor ve çar- Pıp geçenlere terbiyesizce ukalâlık ediyorlar. Bütün bunlar doğrudur. Ve bütün bu her gün şahit oldu- Avrupanın Istanbul gibi büyük şehirlerinde yere kâğıt ve kabuk atanlara herkes hayretle bakar. Ve belediye bu terbiyesizliği yapanı derhal cezaya çarpar. Parklarda, umumi bahçelerde üç yaşındaki çocuklar bile kumlar ü- zerinde koşar, oynar. Fakat çemen ve çiçek kısmına parmağını bile u- zatmaz. Çiçek koparanlara ne mu- amele edileceği meçhâldür. Çünki böyle bir cinayet işliyen oralarda görülmemiştir. Umumi gişelerde bilet o alrıken berkes, yar çırağından son ekse Yâns Hı kadar sırası bek- ler. Teliyesiik edip öne geçmiye çalışanı tükürükle linçederler. Yere tükürenlere ne yapılar, meş hulümüzdür. Çünkü böyle bir pis- lik kral: henüz ilân edilmemiştir. Yan kaldırımlarda durup konu- şanı değil, sağı, solunu bilmeden sersem, salak gideni iki adım atma dan muma çevirirler. Çünkü umu- mi cereyana karşı durmıya kalka- nın akıbeti şuna buna çarpıp yere yuvarlanmaktır. ... Bütün bunlar küçük (şeylerdir. Fakat bir cemiyetin medeni sevi- yesini gösterdiği için mühimdir. Zevkimiz kısır, sokak terbiyemiz kıtır. Ne yazık ki balolarda fırıl fırıl Rumba oynıyanlarımız. e bile sokak terbiyesinin bu küçük kaide- lerinin gafilidirler. Parktan çiçek koparan, sokakta yere tüküren bir insan ha Rumba dan başka bir şey değildir . Burhan CAHİT Sur haricindekilerin mahalli ihtiyaçları Fatih kaymakamı Halük Nihat ve C.H. E, Fatih kaza reisi Dr. Hikmet Beyler dün Eyüp nahiyesi reisi Hulü- si, Fener ve Eyüp fırka reisleri ile be- raber sur haricinde mahalli bazı ih- tiyaçları tetkik etmişlerdir. Bu meyan da İlerispor klübünün Edirnekapı di- #nda vücude getirdiği spor sahası da görülmüştür, (İş Bankasından alınan cetveldir) 24 AĞUSTOS 1933 Akşam Fiatları : al Tab isaY Tersi > İrem © Haz ll ie en m z Raktum Seydi maki şap | amed! m Te aakesiye FR eş . 10 ” sw ESHAM İş Bankası Na Telefon na .. 580 Bomonti 20,75 a klalnn ME $ Terken 8 Masala Gömen e za Azda ilim RS $ Sark Mr Bir. harkye AE İİ 5 ÇEK FİATLARI arş 1206 $ Pre 18,8325 Landez 096 $ Viyana 42825 Nüzerk 65,15 $ Madrit 55 Brüksel 3385 | Berlin 16793 Milano 8065 | Ze 42325 Atina, 828778 İ Poşte 37 sizene YAZİ Balgat | 36776 Sofya 676 S. Bükreş 3405 Amaterdazı 117 * Moskova 1088 NUKUT (Satış) Kurup Kuroş »ir, Şi, 3 ele Sm A Dolar e e — 2 Kiret 29 $ 2 Zaleti 2— DE Belçika 18 $ 20 Ley 023 — Pisi Si mDer — 20 Lava 025 $ 1 Alm as 21 Kur Çek 1165 1 Mecidiye © 057 1 Florin, Roninot 0 248 Ekonomi Tütün stoğu Mahsul senesine emniyet |Belediye ile kiracı arasında havası içinde giriliyor lar idaresinin n tetki- Pr e üç Balkan memleketlerinde de tütün stoku mikdarı pek azdır. Dünya piya- sasmda şark tütünleri İehine müsait bir cereyan vardır. 1832 tütün mahswlünden Samsun ve Artvin mıntakalarından gayri yer stok yoktu içinde geçen sene mahsülünden Sam- sunda 30.000, Bafrada 50.000, Alçam da 20,0000 kilo i er satılmış- tir, Ze 160 kuru: ley yükselen bu satış Siedilimler ira mem- mundur. Artvin mmtakasında da son olarak 30.000 kilo satılmıştır. Bulga- ristanda temmuz ayına kadar geçen mikdarın baziran ayına kadar 15 mil. yon okkası satılmıştır. Köylü elinde kalan ancak 7.387.000 okka kadar- dır. Şark tütünleri müstahsili memle- ketler yeni mahsul senesine tam bir em Biyet havası içinde girmiş bulunmak - tadırlar. Şarap ofisi Fransız hükümetinin delâletile bir şarap ofisi ihdası etrafındaki cereyan İlerlemektedir. Bu itilâfa dahil alaca” ğrm Bulgaristan da Paris elçiliği vası- tasile Fransız hüleümetine bildirmiştir. Lüleburgaz panayırı Bütün Trakyaya şamil olmak — ber sene Lüleburgaz merkezinde lan hayvan sergisi açılmıştır. Sarya Trakyanın muhtelif Edirne. den bir çok meraklı ve hayvan sahibi Burgaza gitmiştir. Sergi münasebetile ayni zamanda Burgazda bir de emtia ve hayvan pa- kurulmus devam em ş olup üç gün * lik mahsul fındık tanik özümündeki Süzer gülü m8. den ihraç yapmama karar. vermiler e güzel gittiği işin piyasaya çok fındık geliyor. ortasında Trabzonda bir fındık fındık mütebassısları, müstahsiller, ta- Girler, hükümet mümessilleri, iletısat. çağırlacaklardır. gılar Çavuş üzümü Marmaranın en nefis çavuş üzümünü yetiştiren Gebe ve civar mıntalasında mahsul gecilemiştir, Keyfi. ka geçen seneler gibi olan omahsu- Tün yağışların İrem zararla yüzde 40 noksan olacağı tahmin edilmektedir. ilk üzüm bu hafta içinde İstanbula gönderilmiştir. Fransaya yaş üzüm ithalâtı Fransa hükümeti yaş üzüm ithali- tın: konlenjana vazetmiştir. rey yaş üzüm ve yaş meyva şim, Fransa Gide wüsüsde mak İiâzmdir. Bundan başla, yaş imayva ainbelij- üzerinde, * hangi | mer larının memieketten geldiğine dair işaretler, üzüm olursa fileksera şahadetnamesi de bulunacalı- tar, Yeni ölçüler Yeni ölçüler kanunu ahkâmı bir iki ay sonra tamamile talbik edilecektir. iktısat vekâleti bu işe ait hazırlıklarla meşgul olmak üzere sanayi güler memlekete hele yalız latanbal, Yi, kahelünimiz Şikagoda buğday NEW - YORK, 25 (A.A) — gen eylülde yapılan ei TEZ arel tasfiyesi neticesinde baş görteren halli tesirler üzerime Şile g0 piyasasında bağday fiyatı iki Buçuk Giresonda fındık GİRESON, 25 (A.A.) — Köylünün getirdiği kabuklu fındığın ökkası bor sanm kontrolü altımda 30 kuruştan sa tıldı. e — Tetkik gezintileri Halkevi dershaneleri ve kursları şubesi tarafından tertip edilen İstan- bul tetkik gezintisinin beşincisi dün öğleden sonra yapılmıştır. Mezbaha» buz fabrikası, ve Silahtarağa elektrik fabrikası tetkik edilmiştir. gider z Tepebaşı bahçesi anlaşma oldu Şimdiye kadar Tapebaşı bahçe ve tiyatrosunun o müsteciri | bulunan M. Lehman ile belediye arasında yeni bir anlaşma yapılmıştır. Bu itilâfname mu- cibince belediye bütün hesaplarını tas. kedecek, buna mukabil belediye asri sinema binasını iki sene müddetle M. Lehmana kiralıyacaktır. o Ancak M yenileştirecek, sinemanın içini, dışını boyatacaktır. Kışlık yatro ila bahçe ve dükkân. lar mukaveleden hariçtir Beyazıttaki kavis Beyazıtta Üniversite Fen fakültesi önündeki tramvay kavsinin düzeltil. mesi ve köşenin kaldırılması ameliye- si bitmiş gibidir. Bugünkü şekilde Be- yazıttan Edirnekapıya kadar cadde dümdüz. olmuştur. Bu kavsin ve cad- denin düzeltilmesi için belediye ve tramvay şirketinde 15 seneden beri muamele cereyan etmiştir. Bu kaviste şimdiye kadar müteaddit tramvay ka- zası olmuştu. Pollate Yankesici Karsköyde sabıkalı yankesici Todo- ros ötekinin berikinin ceplerini karıştır rrken görülmüş yakalanmıştır. a hayla iç sil ERE çağ A barakarak fendinin idaresindeki otomobil çarpmış ve yaralanmasına sebebiyet vermiştir. - Vapurda cerh 'akup yakalanmış! h Beyoğlu hastanesine kaldırıimıştar. Sigaradan yangın çıkıyordu Eyüple Kurukavakta kg iken Gani sigarasını pencere umulmuş, ateş çıkmışsa da li müştür, Çakmak sinde bir ik bulunmuştur. Karakola giderken Memnu silâh taşıyanlar Zabıta evvelki gece muhtelif yerler de şüpheli adamlar üzerinde araştır ma yapmartşır. Bu araştırmada Beyoğ anda Hasan ve Kasım isimlerinde iki kişi de büyük bıçaklar, Orhan ismin de birinde bir kama bulunmuştur. Ci balide Ahmet isminde birinde bir ka ma bulunmuştur. Cibalide Ahmet isminde birinin ö zerinde bıçak, Sadullah isminde birin de bir saldırma, Kocamustafâpaşada Alinin üzerinde bir tabanca ve bir çok EE lam ie Tabanca ve bi. çaklar lerini onüğimie Li yı adliyeye verilmişlerdir. Esrar « Mehmet ve Osman isimlerinde iki ————— Sivil tayyarecilik imtihanları Vecihi Sivil tayyare mektebinde ye tişen pilotların in bugün başlanacak ve imtihanlar ay sonunda bitecektir. İmtihanlara saat on dörtte başlanacaktır. İmtihan han günleri ve ders ler şunlardır: İnşaat ve mülâ 268-933 cu- marlssi saat 14-16 Pusla ve seyriseferi havaiye 26-8- 933 cumartesi günü sat 16 - 18 Motör 27 - 8 « 933 Pazar saat 14-16 Meteoroloji 27-8-933 pazar sast 16-18 Uçuş nizariyaiz 31-8.933 ersen. koltukları © İSTANBULDA Kuşbakışı Büyükada... İ Cuma günleri onu beş geçe kalkan vapurla Adaya gidenlerin vay haline.. Büyükadanın tarifi — Adanın kadını, başka şey..— Günahı telefon eden kariimin boynuna! — Yaşasın Mei diye-eğim geliyor.. Geçen hafta içinde bir meşin » ada oturduğum odanın telefonu > Ale. Kiminiz? İS abarrizlerimnden © Selülkeiin Beyle görüşmek istiyorum. KE ilrommiıs Salâkallin -Bonlml O rası neresi efendim? — "Büyükada... Ben, okuyucuları. nızdan birisi. —Teşerrüf ettik! Bir emriniz ini var? dah sıfatile söyliyeyim ki , kırgınım? *Slidin Efendim? — Bir gün de ne olur Büyükadaya gelin canım... Meselâ, bu cuma günü. Olmaz mı? —— Hayhayı. — Adamızda sizi alâkadar edecek pek çok şeyler bulacağmıza eminim.. — Arzunuzu yerine getirmeğe çalı» gurum efendim. —Ben de Adaya ait yazınızı bekle. rim! Sin kağan Kendi kendime: iz meçhul karim hakkı var, dedim, Büyükada bahsetmiyeli epeyce zaman geçti. Ve karar ver. dim, cuma günü, onu beş la pura ile Büyükadaya simi. .. m lee leri bu mevsimde onu beş geçe kal. kan Ada vapuruna binenler bir saat yirmi dakika ayakta seyahat etmek mecburiyetinde kalırlar, Kınalıya kadar, değil bir yere ilişip oturmak, gen bile serbestçe dola- sılmıyor. Vapuru, trklem tıklım dol duran bu kalabalık, azacık susmasını bilen m > bari... Ağızları dursa, çeneleri işliyor. Gövertede, çe- kirdek kabuğuna basmadan yüzün ümek n4 mümkün!. . Belediyenin yerinde Memi ilk yapacağım iş, şu kabak çe- Hileli yasak elmek olurdu. Kınalınm önünden süszülerek geç- öz ara Burgaza çıkacaklarm Bir nemi vatandaş, parasına hı- yıp bir şişe su smarlamış. Suyu, â Fakat içtikten sonra beğenmedi: — Sen bize Terkos suyu yetirdin!.. — Hayır, eföndim.. Halis Taşde- suyu... Müthiş hiddetlendi: — Kimyahanede tahlil yaptirtirim. Küerkim faile agi bana aşi: İlâleme yedi buçuk © kuruşa Terkos suyu içiriyorsunuz.. Ayip de- gil me?. Bu ne rezalet efendim? buçuk hıncını bir avuç çekirdekten çıkara- Tak hırahı harslı çiğnenmiye başladı. Simit istiyen çocuğuna annesi, su- sm tanelerini gösteriyor; ve öğürür gibi hareketler yaparak; çocuğu si- mitten tiksindirmiye çalışıyor. ide vapur, hemen yarı ie luğını iskeleye döktü. Bunlar, belli ki Sadık Beyin meşhur plâjma gidiyor- lar. Hepsi de yağlı müşteriler... On kuruş banyo parası verip sabahtan akşama kadar denizin içini harman yerine çevireceİler!. . Artık Büyükadaya geliyoruz, İskelenin üstü, hıncahmç dolu... Vapurun yanaşmasını e beklemiye vakitleri yokmuş gibi, halat atılır a- tulmaz bir kaç yüz yolcu bacaklarını açıp İskelede soluğu aldılar. Demir parmaklığın önünde tatlı tatlı sarılış- malar, öpüşmeler, çıtır pıtır konuşma- lar oluyor; vapurla iskelenin arasmda çok geçmeden bir insan rıhlımı teşek. Kül etti, Bu rıhtım; sallanıyor. fakat hön olduğu yerde... . İlerlemek (o imkâ- mi yok, Biribirlerine uzaktan çığlıklar ile geldiklerini haber verenler var: — Şeritli, .. — Bonjour İMasümel... — Ah, canım kızım. ,. | raba le Tapeköye kader tezin GEZİNTİLER beyler. Adım atabilirsek yürüyeceğiz. Rıh- um, bir türlü parçalanmıyor ki... Nihayet öndekiler, insafa geldiler. e saflar arasında bir hareket ol- Sie bir kale fetheder gibi önü- müzde açılan mazgal deliklerinden i- gelince hemen tatlı sulaşı- yorlar. Susuz Ada için bu kadarcık sululuğu da çok görmiyelim!. . Büyükadaya güzel demek, onu hi- çe saymak olur. Çok güzel demek te bir şey ifade etmez. Dünya cenneti, . Mev'ut toprak.. Bütün bunlar, bas- makalıp tarifler... bıma Büyükadayı kullandığınız keli- melerin biç biri ile tarif edemiyece- im. Burada rüzgür bile başka türlü esi yor, çamlar Başka türlü ses veriyor. | İâsük tekerlekli arabaların asfalt yel üzerinden kayıp gidişleri, boynu çm- graklı eşeklerin, dünyanın en güzel yükünü sırtlarında taşıdıklarından ha bersiz, Nizam yolunda tırısa kalkışla- rı, sant kulesi önünde heyecanlı bek- Muhakkak kadın, başka şey, Ada- nın kadın gene başka gey... Istanbul sokaklarında rastladığımız. kadın tiplerile, Ada kadınmn birihi- rine benzer tarafı yok. | Tur yolunda, Duatepesinde, Yörük Alide (Yorgolo) Dilde, Lünaparkta, hâsıl: Adanın bütün köşe bucağında Adanm kadmı kendini kolaylıkla ta- nıtıyor, kolaylıkla sevdiriyor. Fakat öyle sanırım ki amana e sevmiyor,. — » yazma, Büyükadanm her darafını sonra var- Ür Fakat egr mame telefon eden kariimin boynuna olsun!. . ihtiyaçlarını, eksiklerini, Adanm âlem lerini bana bir mektupla bildirecekti. Mektubu, bütün bir hafta bekledim. Bu satırları yazarken bile hâlâ bekli- yorum. Boş yere beklediğimi bilereir bekliyorum! Yazımı bitirmeden şunu da söyliye- yim ki, Ada, Büyükadayı kastediyo- rum, dehşetli ucuzlamış. En temiz bir Tokantada bir liraya e silrekeğ Sahildeki g: yedi buçuk kurusa bir Kalas Beki Ucuzluk, nihayet döne dolaşa Adaya kadar ge- lebildi. Gitme gelme vapur, eşekle yahut &- Adanın nüşte iştahlı bir yemek. - bun- lar, adam başına üc EİN içinde? . İnsanın “Yaşasın buhran!,, diyeceği seliyor. le M. SALÂHADDİN Mahkemeler için sicil teşkilâtı yilâyetler adliyelerinde bir müd- neticeler teş gelecek sene başına kadar ikmal ilan, Mısırlı misafirler Şehrimizde bulunmakta olan Mı- sırlı gazeteci ve hekimler dün ki trenle Ankaraya gitmişlerdir. mn bint rinin mal ba saat 15. 15 v yali tihanları ha i uçuş imi va gari. Ziraat tayinleri Gazıantep ziraat memuru Mustafa Bey Diyarıbekir ziraat memur ve aşıcı mü- tehassıslığına, | İstanbul ağaçlama me murluğuna Beykoz ziraat memuru En- ver Bey, Beykoz ziraat memurluğuna Silivri ziraat memuru Fahri Bey, Siliv- ri ziraat memurluğuna Edirne zirant mektebi mozunlarından F; Ber Ke- şan ziraat memuru vekilliğine Ahmet Eyüp Bey, Ankara merkez zirsat me- . murluğuna Yadiyir Yekta Bey, Zira- at umum müdürlüğü mümeyyizlerinden Avni Bey Nazilli pamuk islah istasyo- mu baş asistanlığına, Adapazarı tohum. Allah şifa versin!.. — Haftanın yazısı — Şehrin kendi kendine çizdiği yeni imar hattı üstüne tesadüf etmiş ma- halleler vardır ki; içinde Fatih devrin den kalma sokaklarda yapılmış iğri iğri şahniş direkli evler ve onların ya «n modern kübik Bu mahallelerin binaları na- en asırlarla © ayrılmışsa, onların içinde oturanlar da zihniyet itibarile biribirlerinden o kadar uzak- tar, , İşte bugün sizi bu mahallelerden bi- götüreceğim: Mahallenin ismini söylemiye hacet yok: Maçkaftarafla- rında bir sokak. Üç katlı siyah renkli barap koca bir berhane. Yanında say yaz — onlar da yaşlı — iki halayığı yar. Büyük ev bir kaç kısma ayrılmış. İşvehâl Hamm dört odalı bir kumda . — Yandaki sile ük Jerden turuyor. Ne tüccarı? Orası malüm de gil, Zaten bugünkü tüccarlardan han- kızı var, Adı Rebia, “Lâkin arkadaş ları hattâ evdekiler de omu Ruhi diye çağırırlar. (Hayskul) da öyle çağırmış lar, kızm adı öyle kalmış. Fena da değil, . Yakut manasma geliyormuş. Rubinin merakı alafranga şarkı söyle mektir. Gelelim beri tarafa: İşvehâl Hanım yaşlıdır ama sofudur. Sabahle- yin erken kalkar. Aptes alır, sabah na- mazını kılar, bir parça kahvaltı eder, talrar yatar. Senelerden beri burböy- 'an saat ona, on ““Bitişikteki kübik apartmana © töe- carın ailesi taşmdı kadm ve taşmalı batı huzuru kaçmıştır. Neden?.. On beş gün var ki; her sabah saat sekiz buçuk dokuzda tüccarm “iie gön İpvehâl Hamam köşedeki - otururken tü kızı bayılır hanım! . — Sabahları bağıran aa m? — Evet! — Allah şifa versin!.. Sar'ası mi var, yoksa'sinirli mi?.. — Hiç bir şeysi yok efendim! — Ey ar o, ha ka haha diye katılacak gil ei nemle © Katran şar. y içi çıksın inşallah! Patla» ş sm... ) —A,a.. Şuna bak!... İşvehâl Hanım. i kapatıp çekildi... Bu hâdiseyi hizmetçi, (Ru bi) ye anlattı. Kız güldü ve geçti. Bir gün Rubi balkonda (Yıldızların altında) şarkısını söyliyordu. İşvehâl | Badr... — One güzel vi Tyler. — Hoşunuza mı gitti simdi. — A! Elbette hoşuma gi Kur 5 iy Melle sabaklari, “lay hay hay!» diye bağıran? — Evet efendim! Egzersiz yapıyo- rum. — Ne yapıyorsun? — Ezzersiz. . — Kuzum evlâdim! Ekserli mi, ek“ sersiz mi? Neyse onu yapacağına bur, günkü gibi akıllı uslu şarkı söysene. Bak yaradana kurban olayım! Ne gü” zel sesin var. Şöyle bir gazel, bir mâs” dal piy: de, diye! Onu biliyor musun?. | — Hayır efendim!. — Ah evlâdım! Senin hocan kimse : il i H İ : i j : |