f San'at aleminde | Öğünmek “Azizim Nurullah Ata; Hoş adamsın vesselâm. Münaka- şa etmiş olmak için (o münakaşaya girmek keyfi, bazan, hattâ bir çok defalar kendi fikir ve kanaatlerin- den fedakârlığı bile göze aldıracak kadar seni sarar. Bu zevk sende si- yaha beyaz, beyaza siyah dedirte- cek kadar seni kendinden geçirir. Mesteder. Yazımın daha serlevha- sından benimle münakaşa edeceği- ni anlamışsın. Çok doğru bir itiraf, Senin bu tuhaf bir tabiatindir üs- tat!, Serlehha şu idi: “Sanatkârın ten kide cevap vermeğe hakkı var mı- dır?,, Ben yazımda sanatkâra bu hakkı ya veriyorum. Ya hut vermi- yorum. Burası — gayet tabiidir ki — yazım okunduktan sonra anlaşıla- caktır. Gerçi lep demeden leblebi- yi anlar bir üstat olduğunun muhak kak ise de daha yazıyı okumadan münakaşa edeceğini anlamış ol man ispat ediyor ki ben hangi fikir- de isem mutlaka sen onun tersini söyliyeceksin. Ne olursa olsun mü- nakaşaya karar verdiğine göre ben madem ki “yoktur” diyorum. Sa- | na da “vardır.,, Demek (düşüyor. Netekim sen de öyle ( yapıyorsun. Canını seveyim senin!. “Fayda u- muyorsan,, kaydile beni münaka- şaya davet ediyorsun. Bu bahsin münakaşasından ne fayda memül ki.. Faydadan sarfınazar yalnız s6- ninle karşılıklı konuümak keyfi ye- ter. Herkes bilir ki insanın kendisine ait hükümlerinde aldanması ihti- mali mevcuttur. Şayet insanlar ken- di haklarındaki samimi kanaatleri- i söylemeğe mezun olsalardı Dün ya bir maskaralık dünyası olurdu. ortalıkta ahmakların azametinden geçilmezdi. Azizim; her insanda hotbinliğin tohumları vardır. Bunun içindir ki muaşeret ve mevzuat, bu gaflete dü şenleri gülünç bir hale koyuyor. Ab dülhak Hâmit kendisine “Şairia- zam,, İsmail Safa “Şairimaderzat,, deselerdi şiir kralı diye imza atan Filorinalıdan daha az gülünç mü olurlardı? Kusurlarımızı söylemek, salâhi- yetimizin hudutları dahilindedir. Fakat meziyetlerimizi söylemek as- la. Zira cemiyet o hakkı başkaları- na vermiştir. Ne yapalım belki çok zalimane bir hüküm fakat cemiye- fin, medeniyetin hükmü, Benim sa- na büyük münekkit demeğe hak- kım var. Fakat senin kendin için böyle bir tefahüre hakkın yok. İs- tersen tecrübe et. Gülünç olursun. Dava nedir? Hâmit Necdet'in re- simlerini beğenmemişim. O da kız- mış hocasının o resimler için “bun- lar görülmemiş eserlerdir şaheser- dirler.,, Dediğini ciddiye almış ta karşıma göçerek,, gördünüz mü? Ben işte böyle büyük sanatkârım,, diye öğünmüş. Bu kabil öğünmeler hakkında ef- kârmmumiye derhal kararını verir. Hamit Necdetin yalnız Peyami Safa'dan aldığı ders kâfidi. Bunun için hattâ cevap vermek bile lüzum suz ve fazla idi. Fakat beni de es- ki bir arkadaş sıfatile Hâmit'in iş. tifadesine yarayacak bazı noktalar kaydedivermem lâzım Efendimizi hi payesi vermekle matbuatta bir haft mizah mavzuu olan Hâmit Bugünkü proğram İSTANBUL ; 18 Gramofon 18,30 Frsnersen ders, Müptedilere mahsus, 19 Hikmet Riza Hamam 14İE m ille. 20,25; Karışık. Zir orası, 23,45, Plâk ile dan EŞTE, 550 m. 21,20: Plâk. 22,55: Mandite salon takım “vale ve fantaziler... Sigan musikisi. 1 Öğe Tilbe taam. 2238 e tra “Senfonik e Mü sahabe. 2320: Radyo orkestrası. MİLANO - TORİNO - FLORANSA 21,30: Giordane'nun eserlerinden “Andrea Che mier,, operası. PRAG 488 m. BÜKREŞ, 394 m. 13: Plâk. 1345: Haberler. ie Orkestra koni sari, “plâk ile. 18: Radyo orkestrası, 10:20: devamı. 20.25; Halk musikisi 21; Plâk ile o- zile BRESLAU, 325 m. Zi; Hafif musiki “tagannili.,, 23: Son haberler Necdet'i şımartacak kadar da ileri gidiyorsun. Evvelki günkü açık mektubu sa- na yazdıran yazımda ben bu mese- le hakkındaki kanaatlerimi açıkça söylemiştim. Yazımı acele okumuş olacaksın. Tekrarlıyorum. Münekkit — nederse desin — sa- natkârm ağzımı açmaması onun bi tün türehatına eyvallah demesi lâ- zım gelmez. Yani “sen fena resim yapıyorsun, eserlerin falanm tesiri altındadır.,, Gibi kıymet hükümle- rinde sanatkârın münekkide Marşı: “Hayır! Ben güzel resim yaparım. Eserlerim tesir, altında değildir.,, Demeğe hakki yoktur, Bunu sana- tin esaleti meneder. Fakat münek- kit “sen bu eseri filân yerden kop- ya ettin.,, Derse bu şeniyete ait bir hükümdür. Sanatkâr bunu tekzip €- debil Sanatkârm tenkide değil iftira- ya cevap vermeğe mezun olduğunu ve tenkidi hükümlere hürmet etme- si lâzımgeldiğini söyliyorum. Hay« di o güzel hatırın için kendini mü- dafaa ederkeri mezhebinin mesle- ginin izahını da yapsın Fakat bun- ları gayet mütevaziane ve nazikâne yapması İâzımgelirken bu fırsatı eline geçmiş bir ganimet (e bilerek kendisini Dev aynasında görmeğe ve hele başkalarını techile ne hakkı vardır? Eğer münekkit beğenme- mişse ve beğenmemekte haksız ise bıraksın elbette beğenenler çıkar beğendiklerini söylerler. e Hâmit Necdet'in Andre Lehote resimleri- Ahmet Hasim yazılarını iş biri oPariste, O öteki ölmüştür. Gerçi kimseden şüphe et- mek hakkımız değildir ama Peya- | mi Safa'nın dediği gibi tahkiki mümkün ve ispatı bize ait olmıyan bu gibi vesikalarla böbörlenmek. Samimi söyle — senin hoşu- na gider mi? Yani mesele bir öğünmek mese- lesidir, Gelelim “her fikrin şayanı hür- met olması bahsine: “her fikir şayanı hürmettir.,, Demek senin fikrine hürmet ederim fakat ben bu fikirde değilim “demeğe mani değildir. Nasıl mani olabilir ki, ben bu fikirde değilim diyen ada- mın fikride şayanı hürmettir. Bir fikre itiraz etmek o fikre hür metsizlik değildir ki bu sözün mü- nekkitten tenkit hakkını nez'eden bir tevil tarafı olsun. o Fakat “sen anlamıyorsun, anlayamazsın. Ben çok akıllı adamım.,, Demek kaba- İıktır. Ben resimleri için Hâmit Necdet” e Andre Lehote”un tesiri altında kaldığını söyledim. O da verdiği ce yapta hem Lohte”un tesiri altında. yım, hem de bana “anlayamaz- sın dedi. Kendi itirafile hak kazanan id- diama karşı onu hürmete davet et- mek te hakkımdır. Sana gelince: Fikirlerine itiraz edildiği zaman kızarmışsın. Öfkel- lenirmişsin, uykusuz kalırmışsın. Müsterih ol ki Nurullah'cığım ne seni uykusuz bırakmak, ne kızdır. mak, ne öfkelendirmek niyetinde- yim. Sadece konuşuyoruz. Benim ise böyle şeylere kızmak değil sevinmek âdetimdir. Bilâkis fikirlerime biraz daha ışık vermek için bana fırsat kazandırdığından dolayı sana teşekkür ederim ... Elif NACİ Yeni neşriyat Mülkiye Mecmuasının Lozan nüshası Geçen ay Sanat ve Edebiyat hayatı- mıza çok kıymetli bir «Ahmet Hâşim? nüshası hediye eden Mülkiye Mecmuası Temmuz nüshasmı da Lozan ül da Mülkiye ve Harp akademisi diplo- masi tarihi profesörü Ahmet Şükrü Be- yin başmakalesi, profesör Ibrahim Fas tetkik eden yazısı dikkate şayandır. Mecmuada ayrıca altı Papiyekuşe ü- Lozan sulhüne ait tarihi resim- tüm lee bu mecmuayı okumalarını bilhassa tav- siye ederiz. Davetler Topçu zabit namzeti Muhittin Efendiye Üsküdar Askerlik şubesinden: Üsküdar yıldızlı tekke yanında İsmet Beyin (3) numa- ini ikametgâh bildirmiş oğlu 306 doğumlu Mehittin E€-nin İ şubeye müraczati, 5x a7 MB ÖĞÜTLER Çocukların bademcikleri Bademciklerin aldırılması husunda bir müddettenberi görülen mülâhaza- sız hareketlere karşı doktorlar. tara- fmdan pok doğru ve yerinde bir isyan ve mühalefet hareketi vardır. İşte nun üzerine İngiltere Hükümeti Talim ve Terbiye Cemiyeti tarafından yapılan $ yanat meseleyi büsbütün . tafsilâtile meydana koymuştur. Şöyle ki: Geçen sene İngilterede 110,000 den ziyade çocukların badomciklerile a- denüitlerinin aldırma ameliyesi yapıl- mıştır. 9 senede bu veçhile 100 de 130 bir tezayüt görülmektedir. Bir gazetecinin bunun hakkında Londranm belli başlr boğaz hastalık- ları mütehassısları arasnda — yaptığı tetkikattan bundan böyle bu mütehas- ! sıslarm sağlam bademcikler üzerinde ameliyat yapmamağa karar verdikleri ve ahali arasında bu ameliyenin bir çok hususi hastalıkların önüne geç- mek için yaptırıldığı hususundaki yer- leşen kanaat ve çin mücadeleye mıştır. Bu hususta Londranın en yük Tıbbıye mektebinde profesör bu- İunan bir mütehassısın dediği gibi bir evvel apandisit hakkında ya- pıldığı gibi şimdi de bademcikler hak- 'dnda yapılan bu ameliyatlar delilik derecesinde tavsif olunabilir. Bu hareketler Harbumumiden evvel başlamış ve nihayet gitgide moda şek- lini almıştır. Bademcikler her türlü hastalıkların, meselâ romatizma, sinir, kemik bunun gibi bir çok daha bün- yevi rahatsızlıkların sebebi gibi adde- dilerek ortadan kaldırılmak isteniyor. Memlekette bir çok aileler bahu- sus yüksek kısım familyalar badem- ciklerin hiç bir suretle lüzum ve fay- dasma kail değildirler. Hemen doktor O da umumi olan k çok defa çocuk ların bademciklerini alıyorlar, Ekseri çocuğun bademciği alındıktan sonra çocuğun sıhhatinde bir terâkki hali görülüyor. İşte bütün fenalık buradan geliyor. Ve en çok gerek ebeveyn ve gerek doktor dahi çok defa bu sebep- le neticeyi karıştırmak hatasına düşü- yorlar, Çocukların sıhhatide görülen terâk- ki bir çok sebeplere | hamloluninak mümkün iken onlar bunu yalnız ve yalnız bademciklerin alınmasına atfe- diyorlar. İşte son seneler zarfında bu ameli- yatın pek çok yapılması hikmeti bun- dan ileri geliyor. Fakat aksülümçl iş- te şimdi başladı. Ve bir takım müte- hassıslar bademciklerin tamamile ve hakikaten hasta olmadıkça onların al- dırılmasına müsaade etmiyorlar. Ben de ne romatizmanın hasta ba- demciklerden ileri geldiğine ve #e de bademcikler alınmakla romatizmianın şifası mümkün olacağına mam. Tababet bademcikleri suzluğuna kat'iyen kail olamaz. Fakat hasta bademciklerin bir çok rahatsızlıklara sebebiyet verebilmesi mümkündür. Marazi bir halde bulu- nan bademcikler bazı şerait de aldırılmalıdır. İşte bunun iç hassıslar bu ameliyeyi tamamile has- talığı tebeyyün etmiş olan bademcik- ler üzerinde icra etmektedirler. Büyükada Dr. ŞUKRU Anketimize Gelen cevaplar Gelen karşılıkları pey- derpey neşrediyoruz.. : bağlanma, Ma- hiyet: (neyin nesi) mürekkep ke- lime, Hüviyet: (kimin nesi) mü- rekkep kelime, Zat: kendi, özü, Şahsiyet: özvarlığı, Mütekait mirâlay Faruk .... 1 - Şart: Lâzrm olan.şey: “bağlı- lık, kayıt, yemin etmek. 2- Kayıt: Birleştirmek, geçiriş numara sırasile deftere geçirmek, 3 - Mahiyet: Bir şeyin hakikatı, geçirilmiş olan hal, (geçiş bal). 4 - Şahsiyet: kimselik, bir kimse- nin şahsi itibarile varlığı, (yarlı- lık) 5 -Zat: (benlik) asıl, büyük kim- se. 6 - Hüviyet: bir adamın mahiye- ti (Şahsilik), (benlik). Nişantaş Cevat Sait Muhasebeci aranıyor Muhasebe işlerinde çok tecrübe. gör- müş ve mühim bir şirketin Anadokuda- ki şubesinde muhasebe #nuamelâtını toj- vire liyakatlı, mutlaka fransızca bilen bir Türk mühasebeci aranıyor. Fransız” cadan böşka almanca dahi bilenler ter- cih olunur. Alâkadarların (8.S-) rümu- zile İstanbul 176 No. posta kutusu ares sin & yazmâları, (6553) Dr. A. KUTİEL Karaköy, Topçular caddesi No, 33 5926 z 49017, 1933 İ Kaza merkezi | İstanbuldaki yeni mallim teşki- | lâtından sonra herkesin adresi de- Hişti. Meselâ hiç farkında değilsi- | niz değil Oturduğunuz semt- | te muhakkak bir kaymakamlık ve ya nahiye müdürlüğü vardır. Ba- zan bu kaymakam, bu nahiye mü- dürü yanıbaşınızda bir binada otu rur da farkında olmazsınız... Zarif Racinin oturduğu semt bir nahiyedir. Daha doğrusu nahi- Nahiyeye yakın bir Siz buraya artık köy di- yebilirsiniz. Köyle nahiye arasm- da, nahiye ile kaza arasında çok | fark var. Meselâ kazaların çarşıla ,8... Nahiyelerde bunların biraz bati şekilleri.. Köy olan mahalle. lerde bütün ihtiyaçlarınızı ancak biricik mahalle bakkalından te- min etmeğe mecbur olursunuz. İşte Zarif Raci yeni mükemmel teşkilâta göre bu köyde, yani eski vaziyete nazaran da muhtarlık ida resinde bir mahallede oturuyor. Geçen akşam, geçen aşam de- gil, daha doğrusu geçen gece üç, dört arkadaş toplanıp Zarif Raciye gittik. Çocukçağız bizi sıkı izaz ve ikram etti. Hoşbeşten sonra biraz içki içmek ihtiyacını duyduk. Ar- kadaşlardan Muzaffer ağabey ber- mutat ihtiyatlı gelmişti. Cebiüden bir şişe çıkardı: — Çocuklar dedi, bende bir kü çük şişe var... Aman yarabbi gecenin saat on- birinde bu şişe ne kadar makbule geçmişti. Hemen masanın başına çevrildik... Kadehlerimiz doldu. Fakat şişe de dibine inmişti. İkin- ci bir tur için bir damla bile kal. mamıştı. Zarif Raci üzüldü: — Gideyim, dedi, bakkal kapa mamışsa, bir şişe alayım.. Monşer, işte burada oturmanın da bu fenalıkları var. Saat daha en bir. Bakkal kapanır mı?. İnsa- nım alacağı bir şey olur, alamaz. Sedat Veysi atıldı: — Efendim, dedi, benim otur- duğum yer tam teşkilâtlı bir kaza merkezidir. Şimdi şu dakika orada bulunsak istediğimizi alabiliriz. Hattâ geniş selâtin meyhaneleri de açıktır. Müskirat depoları açık- tır, manavlar açıktır. Zarif Raci biraz içerlemişti. Ye rinden fırladı: — Ben şimdi bakkala gider, kapalı ise açtırır, bir şişe alır geli rim, dedi.. Zarif Raci beş dakika sonra o- daya dönmüştü. Hep birden sor- duk: — Ne oldu?. Bakkal kapamış ma? Zarif Raci müteessir bir tavır. la: — Vurdum, vurdum, uyandıra- madım, dedi. — Zarar yok, canım, dedik, za ten geç oldu, şimdi gideceğiz. Sen rahatsız olma, ü Meclis neşesizdi. Biraz sonra veda ederek kalktık. Sedat Veysi arkadaşlarımı kendi evine davet-e- diyordu. Bir kaza merkezinde o- turmaktan mütevellit gururu var- dı. Yolda: imdi göreceğiz, diyordu, bütün istediklerimizi bulacağız. Hakikaten öyle oldu. Bir de ne görsek beğenirsiniz?.. Bütün çarşı açık, kebir meyhaneler, manavlar, dükkânlar, her şey, her şey mükem mel.. Eve kadar sabredemedik. Hemen bir büyük meyhaneye gir- dik.. -Tezgâhbaşı bir iki kadeh iç- mek niyetinde idik. Meyhaneci memleketin tam ehil, çok nazik ve kibar bir insandı. İçeride bir de bahçe varmış. Bize: — Bahçede biraz oturunuz bey- ler, dedi.. Görünüz ne güzel yer- oum ÇİFTLİK PARKINDA ge Yarın akşam: Bestekâr tanburi Salâhattin Bey Gecesi Parkın mevcut saz heyetine memisketimizin en maruf müsiki- şinas ve bestekârları lütfen iştirak buyuracaklardır. (6570) <€ İzmir Amerikan (İnternasyonal) Kolec'i Maarif Vekâletince tam devreli lis Fen ve Edebiyat, Ticaret v Kolec ingilizce ve fransı; Üniversite bakaloryasına hazır! Kayıt muamelesi 16 eylülde başlıyacak ve 30 e; e olarak tasdik edilmiştir. Ziraat Şubeleri vardır. öğreten bir milessesedir. lar. e kadar devam edecektir. İkmal ve hususi imtihanlar 26 Eylülde başlıyacaktır. Ücretleri için nebar Leyit 3D, nısıf leyit 140, nehari OO vesbuşlangıç İngilizce sınıfı et 70 liradır. Daha fazla malümat almak istiyenlerin Kolec Müdürlüğüne müracaatları rica olunur. Adres: İzmir posta kutusu No. 258 —Telgraf: Kolec, İzmir " 6533) wi Barut ve mevaddı infilâkiye fişek ve av malzemesi ve av saçması İnhisarları İşletme Muvakkat İdaresinden: Avcılara ilân İlk av mevsimine mahsus dolu fişeklerinden bu kere kara barutlu olarak imal ve ihzar edi len fişekler satışa çıkarılmıştır. Bu fişekler, onar adetlik ku tular derununa konulmuş olup bir kutunun fiatı 50 kuruştur. Topanedeki satış mağazam ızdan ve sair belli başlı bayileri- mizden arayınız. Bu fişekleri ku Ilanmca memnun caksınız ve kovan barut ve saire alıp fişe k ihzarı için beyhude uğraşmıya rak bundan sonra şüphesiz hep bu yeni dolu fişeklerimizi ala- caksınız. Bu fişeklerin evsafı aşağıda gösterilmiştir. Bıldırcın ve emsali avlar a mahsus dolu av fişeği 12 Kalibre siyah av kovanı Birinci nevi siyah kara a v barutu Av saçması 4,700 gram 31,00 ,, Av saçması numarası ve kutu 11 numara “1,50 m/m” Fişek içindeki saçmanın tane adedi vasati 1350 12 Kalibre “namlu tulü 70 8/m” tam şok tüfekile 75 s/m kutrunda bir hedefe 30 metre mesafeden İsabet adedi İsabet nisbeti dikkat ediniz. (4253) kadar devam edecekti: dir. Bahçe enfes bir yerdi. Havuz, fiskiyeler, envai çiçekler, temiz ve açık bir hava... Çıkarken meyhaneciye özür di- lemek istedik: — Kusura bakma, geç geldik, belki sen dükkânı kapatacaktık.. — Yok beyim, ne münasebet, burası neresi? Köy mü burası, çok şükür Allaha semtimiz kaza mer- kezi.. Meyhaneden çıkarken şu mül- Ki teşkilâtta derece farklarını ne kadar iyi anlamıştık. Ne lâzımse ge cenin o geç vaktinde tedarik et- * mek mümkün olmuştu. Yattığımız zaman saat bilmem kaç olmuştu. O gece şunu anladık ki, mülki teşkilâtm hakikaten e hemmiyeti fazla.. Aman siz de dikkat ediniz, ma- hallede, nahiyede oturmayınız... Yaşasın kaza merkezleri!.. şarttır. ADRES: İstanbul - Sultanahmet Sarayda pehlivan güreşleri Sarayda her sene 31 Ağustosta açı” lp bir hafta müddetle devam eden | meşhur balçık panayırı ve 30 ağustos tayyare ve zafer bayramı münasebe- tile Türk Tayyare Cemiyeti şubesi ta rafından büyük bir pehlivan güreşi müsabakası tertip edilmiştir. Bu müsa bakadan başa 75, büyük ortaya 40 li- ra mükâfat verilecektir. Boğaziçinde satılık ev Büyükderenin en güzel bir yerinde, iki sofa, mutfak, taşlık, tu- ikli, diğeri üç oda, mut- | ve her i- / mektebi müdürlüğü 1 — Kayıt ve kabul muame lesine 20 Ağustostan 1 Eylüle 810 15 metre saçmaların haiz olduğu Gerek kara ve gerek duman sız barutlu ve muhtelif saçma i- le veya canavar kurşunile doldurulmuş muhtelif cins ve fiatta fişeklerimizde yakında satışa çıkarılacak ve ayrıca ilân edilecek 500 addetten aşağı olmama k üzere doğruca sipariş dahi ka- bul olunur. Kutuların garanti etiketlerini ihtiva etmiş olmasına Maarif Vekâleti Terzilik .... den: 2 — İkmalimtihanları 1 E ylülden 11 Eylüle kadardır. 3 -— Mektep 11 Eylülde aç ılacaktır. 4 — Mektep nihari, mecan ni, muhtelit ve resmidir. 5 — Mektep sipariş atelye leri; erkek ve kadm kostümleri gibi siparişleri 16 eylülden itiba ren kabul edecektir. 6 — Mektebe girebilmek iç inilk mektep mezunu ve 17 ya- şından büyük olmamak, şahade tname, nüfuz tezkeresi, sıhhat raporu ve çiçek aşısı raporları v e dört vesika fotografı ibrazı » Dizdariye mahallesi, Tel:22480 (4264) gililliyet "Asrın umdesi “MİLLİYET” tir. ABONE ÜCRETLERİ : $ 2 Gelen evrak geri verilmez.— Müddeti geçen nüshalar 10 kuruştur — Gazete ve matbaaya sit işler için müdiriyete mü- racaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'ü- İiyetini kabul etmez, BUGÜNKÜ HAVA Yeniköy Askeri Rasat rilen malümata göre, sakin olarak devem edecektir. 20-8-803 tarihinde hava taz Himetre, sizaklık en çok 26, ve sx 10 ce olarak kaydedilmiştir. ©