21 Temmuz 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

21 Temmuz 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| | i | | İ | | | 6 Londra mektüpları Konferansın ne şekilde tatiline karar verilecek? Maliye ve iktisat cephelerine ilk dar- beyi hangi devletler indirdiler? Fransa hiç bir şey yapmayan konferansın niçin toplattırıldığını söylüyor.. (Başı 1 inci sahifede) teşkil edilmiş olarak devam edecek ve içtimalarına tekrar ne zaman baş- lanacağını tayin edecektir. Mac Do- mald bir defa bu teşkilâtı yaptıktan sonra kolay kolay ipin ucunu bıra- istikrarına yanaşma- ansa mali sahada en bü- Amerika indirdiği gibi, nt. yük darbeyi iktısadi sahadaki mesaisine de en bü- yük darbeyi İngiltere indirmiştir. İk- mühim; tısadi meselelerin en lerind. biri de işsizlere iş bulmak çarelerini aramaktı. Bu çarelerin başımda da büyük mikyasta milli ve beynelmilel inşaat ve nafia işleri yapılmasını te- min etmekti. Bu iş için de bir tâli ko- misyon teşkil edilmişti. Bu tâli komis- yonun müzakeresinde İngiliz ticaret nazırı Runciman İngilterenin katiyen bu yoldaki mesaiye iştirak edemiyece #ini söyledi.Ticaret nazırı,İngilterenin bir aralık nafia işlerine başlamak su- retile işsizliğe çare aradığım , fakat bulamadığını bildirdi. Runciman İn- gilterenin bu tecrübede büyük zarar- lara uğradığını, bu uğurda sarfedilen her bir milyon Ingiliz lirasma muka- ancak dört bin işsize, iş buluna- im ilâve etti, Bu derece masraflı ir iktisadi teşebbüse İngiltereni miyeceğini veİngilterenin tecrübelerin den diğer devletlerin de istifade ede- rek bundan vazgeçmelerini ilâve et- ü, Ticaret nazırının bu beyanatile İn- giltere de Amerika gibi ricat et- miş oluyor. Gerek konferansın ruz- namesi hazırlanırken, gerek Mac Do- nald Vaşingtonu ziyaret ettiği zaman hattâ konferans açıldıktan iki gün son ra Chamberlain söylediği bir mutukta bağlı kalan sermayenin tahriki ve bü yük mikyasta nafia işlerine başlamak suretile işsi çare bulunacağı ile- ri sürülmüştü. Bu mesele ile en ya- kından Fransa alâkadardır. Çönkü Fransada muattal bir halde kalmış çok büyük sermaye vardır. İtibar ol- madığı için Fransızlar bu paraları ik- raz edemiyorlar. Eğer Londrada bu nokta hakkında bir karar verileydi, Fransa bu paralarmı ikraz edebilir. di. İstikraz eden memleketler de na- işlerine başlıyarak bu suretle iş- sizlerin mikdarı azalırdı. Runciman İngiliz hükümetinin bunun İngiltere- de tekrar tecrübe etmeğe niyeti ol- madığımı, beynelmilel sahada tecrü- be edilmesini de tavsiye edemiyeceği- ni söyliyerek işin içinden çıktığına gö- re bu mesele de suya düşmüş demek- tir. Fakat bu vaziyette Mac Donaldın Londra konferansını neden “in Fransızlar tarafından sorulmakta. Mali meseleler Amerikanım aldığı va- ziyet dolayısile müzakere edilemiyor. İktısadi meselelerin en mühimmi de İgilterenin aldığı vaziyet karşısında suya düşüyor. Bu altında tün konferans mesai: tihlâk arasında bir müvazene temini gayesine matuf kalıyor ki bunun da filiyatta nasıl tecelli ettirilmek iste- nildiğini birkaç vesile ile tebarüz et- | tirmeğe çalışmıştım: Bazı sanayi mem leketleri, şimdiye kadar sanayii inki- saf etmiyen ziraat bu yolda yürümelerine mâni olmak is tiyorlar. Diğer taraftan sanayi memleketle- rinin ziraat işlerini inkişaf ettirmele- ri teşebbüsüne karşı bir hareket şö- rülmüyor. Filhakika gerek Almanya ve gerek İngilterede bu yolda çok me sai sarfedilmektedir. İngiliz murah- hası, peynir, yağ, yumurta gibi gıda- ların istihsal ve istihlâkini tetkik e- den tâli komisyonda çok dikkate $a- yan sözler söyledi. am peyni racatının yüzde ellisini, tereyağı entının da yüzde seksenini İngiltere istihlâk ettiğini söyledikten sonra bu vaziyetin devamına razı olamayız dedi. İngiltere kenii peynir, kendi reyağı ve yumurtasını isti ğe calışmaktadır. İngilterenin süt ve tereyağı istihsal “etmesi belki küçük bir mesele gibi görünüyor. Fakat bu beynelmilel mübadelenin yarınki şek lini göstermesi itibarile dikkate şayan dır. Dünkü beynelmilel mübadelenin şekli şu idi? Bazı memleketler yumur ta ve peynir istihsal eder. Bazı mem- leketler pamuk ve yün. İngilizler pa- wuk ve & yünü satm alırlar, imal ve ihraç ederlerdi. Mukabilind> de yu- murtanm, peynirin, şarabın bülâsa dünyanm yetiştirdiği mahsullerin en âlâsını satın alırlardı. Şimdi Hollan- da ve İrlanda, yumurta ve peyni tamıyacak, Pamuk yetiştiren memle- ketler messacat'yapacak. Yani İ.on- dradaki mesaiye rağmen, beynelmi- lel mübadele darlaşacak. Btihsal ve istihlik arasında müva- zene temini herhangi bir istihsal şu- besinde ilerilemiş olan memleketle- rin diğer memleketlere karşı faikiyetleri- ni temin etmeğe matuf mesai aldı. Fakat bu mesainin de bir netice vermiyeceği - söylenebilir. o Ayrı'ayrı maddelör teşkil edilen tâli ko- misyonların her biri kendi işini bu işlerle meşgul Milletler cemiyeti şu- belerine veya diğer beynelmilel teş- kilâtlara bırakmaktadır. Meselâ şeker meselesi beynelmilel seker cemiyetine intikal etti. Kahve meselesine beynelmilel kahve müs tahsilleri vaz'ıyet etti. Buğday me selesi ilk adımdan “büyük dört” de- nilen Avusturalya, Kanada, Amerika ve Arjantinin elinde bulunuyordu. Bunlar bir taraftan Rusya, diğer ta- > da Tuna memleketlerile mü- zakereye giriştiler. Peynir, tereyağı işi bile İtalyanların teklifile beynelmi İel tereyağı ve peynir day geçti. 'konferi hafifletme yollarından biri de kalir. Omuzundaki i birer birer ata- rak nihayet kendisi işsiz kalacak. Ve Londrada yapılmakta olan da budur. Ahmet ŞUKRÜ Karaciğer, mide, barsak, taş, iğ hastalıklarının kat'i tedavisi içe TUZLA İÇMELERİ En son konforlu yeni otel — Pansiyon — Lokanta — Plâj Hergün Köprüden saat 6,30 - 7,35 - 8,20 - 10-11 —13,15 - 15.10'da Hile pasaya giden vanurunun treni İk Evk Yenibahçede Hastahane ittisalindeki 18 dönüm 4 üç sene müddetle icarı arttırmaya çıkarılmıştır. Se- vapurlarım trenleri #Menbalarına kadar müdiriyeti ve Cumalar ilâveten sabah 7 aları neliği 125 lirada talibi uhdesi ndedir. İhalesi (12-8-933 cu- martesi günü saat onbeşte yapılacaktır. Talip olanların İs- tanbul Evkaf müdüriyetinde varidat idaresine müracaat ey- lemeleri. (3480) Milliyet'in romanı: 25 aerini göstermeğe başlamış. Evvelâ Charlie'ye şu telgrafı çek- miş: : “Amerikaya dönmeyiniz. Lester'le Bilhassa sakın telgraf çek- meyin; işler büsbütün karışabilir.” DOROTHY Bu müddet zarfında da zavallı Do rothy: Acaba Charlie niçin hayat e- seri göstermiyor? Diye beynini kazı- Tercüme: Kâmran Şerif karar verdi... Diyerek kızcağızı tes- kine muvaffak olur. Hattâ Dorothy'ye, Charlie'den gel miş ve yazılışı itibarile az lan şu telgrafı gösterir: - “Misis Shaw'a sandetler ederim. Annemle Meriel'i bekliyeceğim. Selâmlar.” zami Charlie BREENE Bunun üzerine Derothy'yi bir hü- zündür alır, ne de olsa, dünyada Char- hieden başka kimsesi yokmuş. Mister Abels Dorothy'ye demiş kir — Kocanız Nev-York kavaninine muhalif bir harekette bulunmak sure ti bir fırsat vermedikçe hiç baritçe 0- temenni burada UMA 21 TEMMUZ 1933 © Katil Arif asılmaktan korkuyor!.. Mehlika H. başına gelecek feci akı- betten hiç şüphelenmemiştir 4Başr 1 inci sahifede) sında 173 numaralı evin bir katında an- nesi ile beraber oturuyordu. Oğlunun cinayetinden çok müteessir olan annesi Rukiye Hanım mütemadi- yen göz yaşı dökmektedir. Dün bir mu- harri €ve giderek annesi ile görüş- mek istemistir. Kapıyı açan ve ev sahi bi olduğu anlaşılan bir madam demiş tir kiz — Rukiye Hanım evde yoktur. Dün sabah çıktı, Adliyeye gidecekti; tekrar gelmedi. Arif'ın sütnenesinin yanına git- miş olduğunu zannediyoruz. Esasen oğlu bu cinayeti yaptıktan sonra çok kederli olan hanım artık sütnencsinin yanma çı- kacağını söyledi: Yarn (burün) taşıma caktır.” dir. Oğlunu: çok severdi. ve bül isleri ona teslim etmişti. O da satmış, savmiş, dimdi bore içindedirler,” Mudam bu suretle kendilerine de borç Is olduklarını ima etmiştir. Muharririmiz demiştir kit imayetten bir iki gün evvel Arifin e Mehlika Hanımın yanın- hanım olduğu halde buraya geldiğini söyliyorlar? Medam düzünerek$ — Buraya seldilderi doğru değildir. Bizim bildiğimiz. gününü Ada- dn geçirmişler, cuma günü de Brüleere ye gitmişler ve cinayet olmu: Biz de şaştık, Arif yaaşak: tekli ieessüründen boyalı re rötmisi “de © kaldırmış ve Arifin odasını. sıkafıler kilitleri: Arife annesi ve bazı arkadasları der- beder hayattan vazgeçmesi için bir çok ama etmislerse de dinletememişler Arif'ı tanıyanlar diyorlar kit — O böyle bir iş yapacak adam de- öildi, korkaktı. Ona bu cinayeti yaptı- ran ber halde içki olsa gerek... Cama otelde. Söyendiğine göre, Arif ile Mehlika H. bucuk senedir. tanışıyorlarmış. lerini sevdikleri için, arada bir böyle gezintilere de çıkıyorlarmış. Cu- ma günü de Bristol oteline gitmişler, fakat hava serin olduğu için, Arif bahçe- de oturmaktansa, otelde pençeresi deni- ze bakan odalardan birinde oturup içme” ği muvafık görmüş. Garsona rakı ısmar- lamışlar, sen ve asude bir halde içmeğe koyulmüşlar. İkinci ve ücüncü şiye gel miş, bu'surada aşağıya inen ve gençlerin halinden hiç te feci akibeti batırma bile | iyen garson, aşağıya. inerek, me- zeleri tazelemekte iken, yukarda üç el tabancâ patlamış. sesi otelin du- varları arasmdan aşı sonlardan biri hemen yâr merdivene dar fırlamış, fakat orada kendi nefsinin de bir tehlikeyle karşılaşması ihtimalini hesaba katarak aşağıya izin ve derhal Büyükdere karakoluna haber göndermiş tir. Arif merdivenden iniyor yuEplinlr gelincüye kadar Arif merdiven lerden aşağı inmiştir. İnerken Arif'in elinde tabanca ayd Bilâkis garsonun boynuna ra er yal me e rakolun bulunmasını söylemiştir. Tele- fonda karakol bulummuş ve Arif otelde bir kızı öldürdüğünü ve gelip kendisini almalarını söylemiştir, Polisler gelince- ye kadar da Arif yukarıya çalana şılamamış ve Aşağıda bir sandalyada oturarak miştir. Nihayet polisler gelerek yukarıya çık- mışlar ve odalardan birinde feci sahneye şahit olmuşlardır. ifadesi orada alınan Arif kızı ken- bekle. desinin alınmasına lüzum görülmüş ve Arif geceyi otelde geçirmiştir. Sabahleyin kalktığı zaman güzelce yı- kanmış, tuvaletini yapmış, saçlarını ta- ramış, bing kelepçe geçirmek istiyen polis- lere: — Hiç zahmet etmeyin. Ben kaçacak bir şey yapmanıza ihtimal yoktur. New-York kanunlarına göre de bir kocanm yapabileceği muhalif kanun yegüne hareket başka bir kadma kur yapmaktır. Onun için bekliyeceğiz. Fakat Lester bir müddettenberi evinden çıkmıyormuş. Onun için Mis ter Abels: — Onu haline bırakalım, bu bir zaman meselesi. > demiş. Bu cartada Lestar. otellerin birinde bir oda tutmuş. ıy'nin bütün arkadaşları da adamın hareketini ta- rassuda başlamışlar. Fakat maalesef bütün ümitleri boşa çıkmış. .Çünkü Lester yatağına uzanıp oturuyormuş. Hattâ artık çalışmağa bile lüzum gör miyormuş. Dorbthy'nin bilmediği “bir cihet varmış ki, o da Mister Abels'in karı- için aradan bir çok ler geçtiği hal de Lester talâk için vesile olabilecek en ufak bir harekette bile bulunma- mış. Bütün işi gücü yatağa yatıp Saturday Evening Post mecmuasmı okumaktan ibaretmiş. Fakat bu hal böyle devam etme- miş, Mister Abels'in canını sıkacak” adam değilim. Zaten ben artık hayatı bitmiş bir insan sayılırım. İster hapsedi- niz, isler asınız, me yaparsanız yapınız, demiştir. Akşamki ifadesi ile sabahki ifadesi a- rasında bir mübayenet görmiyen polis memurları kelepçeye lüzum görmemiş- e ve kendisini karakola götürmüşler. ir. Bu sırada Mehlika H. ın babası ile an- Desi otele gelmişlerdir. Babası Ben kızımın böyle ö mek istemezdim, demişi Mehterem baba kızına hiç te yakıştır. madığı Arıfı bu çıkmaz yoldan çevir- meğe çalışmış, fakat sırnaşık âşık bildi- ğinden şaşmamıştır. En nihayet kızını nişanlayıp bu faslı kapatmağa çalışmış, fakat U sevgili ağzından Yakı sofrasında tekrar edilen bu karar, Arifi birden çileden çıkarmış ve tabancasını çektiği vibi: #rmem, bizi an- iye kurşunları kı. za boşaltmıştır. Arif kimdir, nasıl sevdi? Arifin çok yakm dostlarından yap- tığımız (ahkikatta, katil na dair bir çok yeni tafsilât öğrendik. Arif tam yirmi altı yaşındadır. İli tahsilini Darüşşafaka İisesinde yap- mıştır. Sonra Ticaret mektebinin ilk kısma da bir iki sene devam etmiş, terki tahsil etmiştir. Mehlika ile ilk tanışması ilki #ene kadar evvel Maksimde Himayeietfal İosunda olmuştur. Mehlika da yirmi üç yaşın- dadır. Ve tahsili biç yoktur. Son İsene bir buçuk sene içinde Arif Meblika- nın ailesi ile dostluk ve samimiyet peyda etmiştir. Arifi Mehlikanın an- nesi Hidayet Hanım, ve kız kardeşi Fatma Hanım ve Mehlika ile cuma ve pazar günleri Ambasadorda çay içer. lerken gören çoktur. Arif bir zaman. lar Mehlikayı daha çok kıskanıyor. Geçen sene yazım bir cuma akşamı | Arif, yanında arkadaşları olduğu halde Sundiyeye gidiyorlar. Mehlika orada bir köşkte misafirdir. Köşkün bahçesine giriyorlar ve Mehlikayı is- orlar. Köşkte oturanlarla müteca- vizler arasında evvelâ münakaşa, son ra mudarebe vuku buluyor. Kızı al mağa imkân bulamıyorlar ve kaçı- yorlar. Bu köşk şehrimizin tanınmış ailesinin ikametgâhıdır. Arif yeis içindedir. Mehlikayr unutmak için Maksim Barda Avusturyalı bir dan- söze tutuluyor. Her gece sira le Maksime gelerek, günde yüz, iki yüz lira para sarfediyor. Arif, baba» wdan 37 bin lira kıymetinde para, emlâk, mücevher tevarüs etmiştir. En son Beyazıtta bir konağı bundan birkaç ay evvel on bin liraya satarak Mehlika ile beraber yemiştir... Arif bütün parasını Mehlika uğrunda sar- fetmiştir. Arif Maksimde âşık oldu- ğu Avastaryalı dansözü birgün elin- den kaçırıyor. Dansöz memleketi o- lan Avusturyanın Kıratz şehrine gidi- yor. Arif lisan bilmediği için her ak- sam bara giderken arkadaşlarından bir doktoru ve daha bazı arkadaşları nı beraber götürüyor ve onlara tercü- manlık yaptırıyordu. Dansöz Avus- turyaya gittikten iki ay sonra Arif te arkadaşmı alarak peşinden | gidiyor. Ve uza aşkını isbat ediyor. On gün kızla be- raber Kıratz şehrinde yaşıyorlar. Ber lin, Montekarlo, Paris, Marsilya tari- kile İstanbula avdet ediyorlar. Arif Avrupadan geldikten sonra Mehlikaya olan aşkımın sönmediğini görüyor. Mehlikaya genc dört elle sarılıyor. Avrupadan döndükten üç ay sonradır ki Arif Mehlikayı arkadaş- larından birisinin Ayaspaşada evvel. den ihzar ettiği pansiyonuna kaçırı- yor. Kızın kaçırılması babası Burhan Beyi son derece müteessir ediyor. Ve Burhan Bey Kırklareline. kadar bir seyahat yapıyor. Arif Mehlikayı ka- çırdıktan sonra da kizi almak için birkaç kere ailesine müracat ediyor. Bu müracaatlar bir netice vermiyor. Arif en son kızı istemek için arkadaş- | larını tavsit ediyor. Arif, şimdiye kadar yazıldığı gibi bazı işlere girip çıkmış değildir. Şim- diye kadar hiç bir iş yapmamıştır. Sa- dece miras yemiştir. Son zamanlarda bütün paralar bitince Arifi bir endi- bir şekil almağa başlamış. Lester bak mış ki, bir cani gibi daima larassut alimda bulunduruluyor, yanında bir polis hafiyesi bulunmadan dışarıdan bir ahbabını kabul edemiyor. -- “Böyle olduktan sonra ben pa“ rayı ne yapayım ?... Demiş. Bilhassa polis hafiyesi meselesi fena halde sinirine dokunuyormuş. Bunun üzerine Mister Abels ile ara- larında dırılılar başlamış. — Bana baklayı ağzımdan çıkart- bıracaksın! - diyerek onu tehdide ka- dar bile nankörlüğü ileri vardırdığı Fakat Mister Abels bunun. man körlük olmayıp asabi bir yorğunluk olduğunu bilirmiş. O zaman aklma parlak bir fikir gelmiş. Dostlarından asabi hastalıklarda mütehassıs bir tan sonra Lester'e kokain kullanma- sm tavsiye Bu tedavi usulü Lester'i teskin eder, İsmet Pş. Hz. nin Sofyayı ziyareti (Başı 1 inci sahilede) — Başvekil İsmet Pş. Hz. nin Sofyayı ziyareti Türk.Bulgar mü- nasebatındaki son derece samimi yetin bir tezahürü olacak ve Tür- kiye ile Bulgaristan arasında mev cut o kadar mesut ve feyizli dost- luğun inkişafına yeni bir hamle verecektir. Bu ziyaretle bir Balkan Locar nosunun tahakkuku © teşebbüsü fikri kendisine atfedilen Ruman- ya Hariciye nazırı M. Titulesco'- nun Sofyayı mütesavver ziyareti arasında bir alâka yoktur. M. Titulesco hakikaten * bu şe- kilde bir teklifte bulunacak mı? Matbuata geçen şayiaları teyit e- decek hiç bir malümatım olmadı. ğı için bu hususta bir şey söyleye- mem. Eğer Romanyadan veyahut her hangi bir Balkan memleketin den böyle bir teklif sadır olursa, bunun diğer memleketler tarafım dan kabulü Türk-Bulgar dostluğu nu hiç bir suretle kayde bağlıya- maz. Türk.Bulgar dostluğunun te melleri Türklerin o Bulgarlara ve Bulgarların o Türklere karşı olan ve bürmet hislerine, tilâfları o kat'i surette tasfiye etmiş ve istikbalde de sa- mimi surette teşi mesaiyi iste- yen iki millet arasmdaki tabii sağlamlığa istinat etmektedir. Filvaki bir Balkan Locarnosu, bu formüle bir mana (verenler i- çin Balkan yarım adasında tahak- kuku müşkül mg! bir anlaşma için Hizme olan en esaslı şartlar henüz mevcut de ildir. Böyle bir anlaşma mevcut bütün ihtilâfların hallini, fili dost- luk temayüllerinin oinkişafını, a- çık ve samimi teşriki mesaiyi is- tihdaf eder ki, maalesef OBalkan devletleri arasında henüz bunlar müşahede edilemeyor. Bu yüksek gayeye teveccüh etmek pek tabii- dir, fakat hedefe varmak en emin çare mukarenetleri | ve komşular arasında tasfiyedesi ihzara muvaf- fak olmaktır. Nasıl ki Türk ve Bul garlar, Türk ve Yunanlılar kendi aralarında - böyle . yapmışlardır. Balkan Locarnosu erişilmesi lâzım gelen bir ülküdür, fakat bütün ül küler gibi, egoist seçniyetin e ted- ricen salah bulmasmı istilzam e- der. Bu şekilde mesaiye intizaren Tür kiye ile Bulgaristan ein tica- ri müzakerelere İki murahhas heyetin teklifleri da ha iyi tetkik etmek ve yapılacak itilâf hakkında hükümetlerinin fi- kirlerini almak üzre bir müddet muvakkat bir tevakkuf geçiren bu müzakereler şimdi normal bir şe- kilde terakki etmektedir. DOKTOR Hafız CEMAL Dahiliye hastalıkları mütehassısı Cumadan maada hergün öğleden sonra saat (2,30 dan 5 &) kadar İstan- balda Divanyolunda 118 rumaralı ho- susi dairesinde dahili hastalıkları mus- yene ve tedavi eder, Telefon: İstanbul: 22.398, 4025 m m şe almıştır. Hattâ bundan bir iki haf ta evvel Beyoğlunda bir bar tutmağa teşebbüs etmiş, Monparnas barı sahi- bi Vehap Beyle rlığa girişmiştir. Yaptığımız tahkikata göre, hadiseler şunu göstermektedir: Arif Mehlikayı kıskançlık neticesi vurmuş ve Arife bazı ihbarat yapılmıştır. Bundan baş- ka Arifin parası da bitmiştir. Mehli- kaya eskisi gibi tesahüp edemiyeceğin den korkmaktadır. Bunun için Mehli- kayı öldürmeğe karar vermiştir. sonra Goria ile beraber tiyatrodan çıkar ken Claude isminde birine tesadüf eder- ler. Clawde de evvelce ayni kumpanya- 'da oynarmış. Fakat sonra koknine olan iptilâsı çocuğu mahva sürüklemişmiş. Claude her zaman Revüde artistle- rin çıkacağı kapınm önünde durur, tanı dığı kırlardan bir olduğu gibi, çantasını açmış. Fa- kat hayret! Cimnde kendisine İp Türk dili tetki tedir, tar. ler de başa mak ü | Rad astral ıhlarını mösterir aliş G yenil leketi dır. “fa ev dern we misyonca geri alınmasından mi merkez heyeti (101) İ itibaren tetkikata başlamış dar kelimenin karşılıklarını *ğ. Bütün yaz bu çalışmaya çek ve 4 tende teklif mahiyetinde sonra hepsi “ türkçeye karşılıklar kalirsfiğ. Dre iş, gramer an Şimdi İran hududundan kadar 600 kilometrelik bir Yülesek ehemmiyette bir çok yolun inşasını âmir bulunuyf' (Bübrali) Ankara caddesi Merkezi A (Bar. 1 bei sahife ve bunların kullanılışlarna yar görünen karşılıklarını & 400 kelimenih izci tesbit olunmuştur. Bun misalleri tamamlan indi Bu yaz çalışıl karşı toplanarak 0” Kılâvuza yalnız ankete kö” ler girmiyecek, bunların Teşme çekillerile türkçe kar” kesçe bilindiği için ankete Kİİ İc kılâvuzda yer bulacak Böylece kılâvuzun 4 - $ ihtiva etmesi umulur. Gramer anketi; er şeyden evvel türkei Vi yollarını tetkike başlar) alınmasının sebebi çük bir risale bastırmış ve fi üzere mütehassıs ve göndermiştir. Türkçe söz larma dair ikinci bir risale maktadır. İstılah taramast | Son iş, kitaplardan istılah! dir. Orhon âbideleri, divan of lüçati, Lehçe Osm | lerden taranan asirerlik, & tr. Bütün bu sahalarda etmektedir. Bültenin çıkan birinci makta olan ikinci ve özüni 4 scmerelerini herkes€ ni Üstüne almıştır. utanılmayacak bir mesai i kacağımız ümüdindeyiz” “o Küçük Iktıbaslar Karadenizden İran hi Miroir du mende mecmsffj Cumhuriyeti | Genç hayatiyetini canlı delil Bu suretle memleket dev leşmektedir. Her tarafta makalât yolları ile garp in iç taraflarına da velce mevcut yol cok bö 4 nakil vasıtaları bu yo yordu. Halbuki İran tics transiti bu yoldan rapıl ihmal etmek İran m Almanya ve Belçikadan get” DOKTOR | Rusçuklu Hz Galatasarayda Kanzük karşısında Sahne sokağına” ralı apartmanda 1 mf HE di Göz Hekif Dr. 5. Şüki Birinci sınıf m il

Bu sayıdan diğer sayfalar: