© Dikmen'den mektuplar KEHKEŞAN NEVRES BEYE: - Mü İlk önce şunu söyliyeyim: Ba- na bir daha eski harflerle mektup yazarsanız - ne olursanız olunuz - yırtıp çöplüğe atacağım. Re diyeceksiniz ki: — Sen de bu cevabını onlarla yazdın. Doğrudur dediğiniz. Onu bir yana bırakınız. O benim kendi mü pasebetsizliğimdir. Bunca yıllık a ışkanlığımdır demeyorum. Düpe- düz münasebetsizliğimdir işte. Bizim dileğimiz, bizden sonra- kilerin bize benzememeleridir. Bi- ze benzedikten sonra ne değeriniz kalır? İş; daha yeniye, daha iyi- ye. ve daha güzele gitmektedir. Taponlaşan bizim nesli örnek alır- sanız yanarsınız davullara! Bunları söylemekle sini tenkit .mek istemiyorum. Ben tenkitten de münekkitten de tiksinen bir a- Mektubunuzdan şunları anla- dım: 1 —Sizin adınız o Kehkeşan Nevres değildir. Sizin adınız Ah- yor ki i dınız ne olursa olsun ben karşılık vereceğim, hem seve sevine... 3 — Sinirli, çekinğen ve utan- gaçsınız. Hem hora (makbule) ge çenden daha artık; 4 — Desteksiz, deyneksiz tutu- nacağımızı usunuz kesmiyor. 5 — Beni bir şey sanıyorsunuz. Şimdi size dipten yukarıya doğ- ru bildiklerimi söyleyeyim Kehke- şan Nevruz Bey: 5 — Ben bir şey değilim. Benim neslim de bir şey değildir. Siz, siz- ler, ve sizlerden sonra gelecek ne- siler her şeydir ve her şey olacak- tır. Ben ve biz-son çizgilerine ulaş mış adamlarız: Çizgimizi aşıp (ya rın) m yolunu keşmeyiz ve hakkı- nı almak küstahlığından çekiniriz. Amma biz iyi kötü çalışmışız, uğ- raşmışız. Palalarımızı karanlığa mışız, aydınlığa mı? O yarenlik... Biz, sizin kadarken bizden ver, yürdan esirğerlerdi. Amma biz in- | kılâpçı idik. Yüzümüzü pekedip İ gördükten sonra bizden sonra ge. lecek genç nesillerin yollarına pa- langa, kazamat geremeyiz. Yeni nesillerin yolları açık olsun. Eğer içimizde yeni nesillere yol vermek istemiyenler varsa hoşgörün onla- rı. Açık yollarda nal sürüyene ne denir ki? 4 — Desteksizlikten korkmayı- nız. değneksizlikten korkunuz. Yazgıda (edebiyatta) tek, tek des tek hiç bir şeye yaramaz. Ben ni- ce nice ermiş , ermiş yaz- gımlar tanıdım ki ya ( idareli örfi- ye emri yevmisi ile) dır, veya gazete şantaji ile. Amma bugün yerlerinde kara yeller esi- yor. Destek mi istiyorsunuz? Cemi yete dayanımız, halkın özüne, duy gusuna dayanmız, Bu dönek dün- yada hiç kimse kulağından kolun- dan tutulup şöhret tahtına çıkarı- lamamıştır. Çıkarılmışlar varsa bi le Borno'lu zenci gibi pudra ile beyazlatılmıştır. Ömrü kaç gün o. Vur beöylesinin? Ve biliniz ki şöhret verilmez, alınır. Bunun öteki adma (Cemi: yetin sevgisi) denilir. gelince.. Hâââ! İşte bu mühimdir. Daima elinizde ha- rı sayılır bir değnek bulunmalı- dır. Hayatınızda çok köy geçeceği niz için. inirli, çekinğen ve utan- gaç olduğunuzu da gene mektubu | nuzdan anladım. Ben de aşa yu- karı sizin gibiyimdir. Çabuk alı- nırım. Alınmca da kafa gönül ta- nimem kırasiya davranırım, Sorar sanız öğrenirsiniz. Ben de çekinğe nimdir. Bana canını ini veren lere bile yılda ikicik; dördücük ol. sun gidemem. ml SİZ süÇ sanı © yorsunuz. Değildir halbuki. Bu, | olsa olsa hafif tertip enayiliktir. Siz bundan uzaklaşmız. Utanğaçlık bir cemiyet terbiye si, türesi iss cok iyi. Değil de, ce: İtizar Bugün “ Yıldız'dan Ordu höşküne ” adlı tefrihamızı ko- »amadık, Arzı itizar ederiz. ünalmışlar- | bulunacaklardır. Ve nekkitle tenkidin tarifi - kinğenliğin kuyruğu ise çok fena. Şimdi size öğütlerim: A - Sinirlenince veya sinirlene- ceğinizi anlaymca hemen soğuk su ile elinizi yüzünüzü yıkayınız. Bunu ben yoktan bulmadım. Rah- metli dim. O, hep böyle yapardı. Ben de öyle yaparım. Amma bazı defa su bulamıyorum da yapamıyorum, çam deviriyorum. B - Çekinğenliklerin en sağlam ilâcı şudur: Karşınızdakinin yüre- gini iyice tartınız ve iradenize hâ- kim olmağa çalışmız. Gitmek, bu- luşmak, konuşmak, sevişmek... Bunlar çok iyi şeylerdir. İnsnlar bununla anlaşırlar ve sevişirler Amma ben neye yapamıyorum? Dedim ya ben ve biz arada kalmış bir nesildeniz. Bizim gençliğimiz de topluluk bir suçtu. Adamı Ye- men'e, Fizan'a gönderirlerdi.Hem üstüne üstlük n yerde etek, taban öpmek vardı. € - Utanğaçlık ancak suçtan, bil- gisizlikten ilerin gelir. Onun için suç- suz ve bilgili olmak gerektir. 3 ile 2 ye yukarda cevap vermiş” tüm. z Şimdi gel gelelim mektupların ö- Siz bir takım iyi şeyler yazıyor tü yorrmuşsunuz. İsteği rılıyormuş. kalemini kırıp atacağımız dakikalar çok olmuş. İşte bu olmadı O Zerefşan O Nerkiş Bey! İşte bu olmadı! Bilmelisiniz ki münekiit bir ahlat. tar, tenkit te teri onun kavutluk meyve. Dünya münekkitle tenkide kalmış olsaydı bugün ne bir fikir yaprağı ©- lurdu me bir incir yaprağı. Dumdızlak kalerdek. Münekkit hastadır, tenkit t6 hağ- talik. Münekkit yapamayan demektir; Tenkit te yaptıramayan. Müsademsi efkârdan barikai ha- kikat değil; hava fişeği, kestane fişe- İ gi, şamalı kirbit, kaçmaklık kav bile çıkamaz. Siz çalışmız, okuyunuz, öğre miniz, yazımız. Ötesi için derler, der- ler ya, kulak asma. Münekkitlere dikkat ediniz. Çoğu nu şöyle göreceksiniz: .Sıska, kansız, yılgar, ecuş bucuş, aksırıklı, tıksırık- İı, sağ ayağını kaldırıncaya kadar 80- lunu ip kapacak derece bitikin.. Bum- lar hayatta bir şey - isterse kötü ol sun bir şey - beceremedikleri için di- erler ki bütün dünya kendilerine ben zesin. Hadi deyelim ki kendilerine benzedi, bu sefer de bin bir kulp bulup yin beyenmezler. Sözlerimi biraz daha yenikleteyim de şöyle tarif edeyim: Münekkit Nep tündür, tenkit te üç çatallı zıpk: Bilirsiniz ki Neptün için bana denizlerin tanrısı derler. Ha deyelim (ki denizlerin gerçekten tanrr- sıdır müsübte. Elinde de - güdük bir zapkımı vardır. — Madem ki denizlerin tanrısısın, şü koca Balena balığını bize tutuver! Desenir hemen cevap verir: — Zıpkınımın sapı ince, çatalları güdüktür, Balenaya &z geli — Öyleyse şu İzmariti avla! — Ona da zıpkınım çok gelir! — O halde sen ne balt edersin? — Hiç. — Sen var mısın? — Yok diyorlar. — Yoksun demek? — Var da diyorlar. Zıpkını, ne toriğe, ne hamsiye gel- mez, varla yok arasında, daha çoğu yek olan bir şeyden neye çekiniyor. sunuz? Neye güdük zıpkınlı, bir hal. in yaramaz bir (yok) tan ürküyorsu- nuz? Yürüyünüz? Yolunuz açık ve aydın olsun. Aka GÜNDÜZ İİ gi Yeni Maarif AR Teşkilâtı (Başı 1 inci sahifede) Darülfünun merkez binasını işgal *de- sektir. Hukuk Edebiyat, ilâhiyat "akül teleri Zeynep H. konağma taşmacaktır. bei yeli gülsek muallim mektebi tale: içi i bir bü - in yatmak üzere ayrı bir ” Lermi erek yeni talimatname vücude gelmiştir. Bu mekteplere ait bir talimatname yap- mak kolay bir iş değildi. Epeyce zaman tecrübeleri göz önünde bulundurarak beklemek lâzemdı. Çünkü memlekette birçok hususi mektepler vardır. Türk a- Basırmın idare ettiği mektepler, muhte-| Wi ecnebi ve ekalliyet mektepleri var. | Bunların hepsinin ihtiyaçlarına tekabul tname vücude getirmek kolay değildir. Sonra bu ya, alimlerinin vaziyetleri de mühimdir. Bu mekteplere kimlerin hocü' olabilece- | ği meselesi bilhassa nazarı dikkntz alın maştar. Manrit Vekili Beyefendi yakında Li tanbulu teşrif edeceklerdir. Fakat vekti- ni kat'i olarak bilmiyorum. Vekil B. bu- rada RM a aşa ekil B. Ömer Seyfettinden öğren- | 15 haziran taksiti Amerika bazı devletlere şiddetli notalar gönderdi | | VASHİNGTON, 22. A.A.— Yugoslavya ve Estonya hükümetle İ rine 15 haziran taksitini tediye et- mediklerini ihtar eden şiddetli no | talar gönderilmiştir. Çekoslovak- İ ya, Romanya ve Letonya hükümet İ|HARİCİ HABERLER İerine de Amerikanın borçlar me- | selesinin yeniden tetkiki mesele. sinde kendilerini dinlemeğe hazır olduğu bildirilmi LONDRA, 22. A.A. — mehafilde Amerika ile İngiltere a | rasında borçlar meselesi görüşme lerinin eylülden evvel başlamıya. cağı söyleniyor ve Sir John Si. mon'un yakında Vashingfon'a gi- derek müzakerelere başlıyacağı haberi tekzip ediliyor. VASHİNGTON, 22. A.A. — Hükümet, Estonya ve Yoügoslay. ya hükümetlerine, Fransaya oldu ğu gibi sonradan yapılacak müza. kereler hakkında hiç bir şeyden bahsetmiyen birer nota gönder. miştir . Diğer taraftan, alelhesap tediye yapmış olan Romanya ve Çekoslovakyaya, yeniden borçları nı ödemeleri hakkında fikirleri s0 rulmuştur. Avusturya ile Macaristan birleşiyor mu? LONDRA, 22 A.A. — Baf yüneteler ve bu meyanda Daily Herald Avusturya ile Maciülitanın birleşmesi ihtimallerim. den bahsetmekte ve bu projeyi M. Mus. soliniye isnat eylemektedirler. Zelzele MURCİE, 22. A. A, — İki daki ka süren şiddetli bir zelzele duyul muştur. Halk korku içinde evle rinden firlamışlardır. Hiç bir kaza olmamıştır. Everest'e çıkmak isteyenler KALKUTA, 22. A. A. — Hava nın fenalığından o dolayi Everst in tepesine çıkmak teşebbüsü son bahara birtkılmıştır. (Başı tinci sahifddef; “ çe bir kaç şarkı ( söyliyecektir. Evelyn Holt, masum bir genç kız tavri ile İstanbul'a ilk defa olarak gelen her ecnebi gibi şehrin ve Bo- ğazın güzelliklerinden hahsedi- yor : —O ne güzellik... o ne man- zara... Boğazın öyle muhteşem bir manzarası var ki, seyrine do- yulmaz!... Dün sabah, vapur Bo- İ ğaza girerken o manzarayı gör- İ mek içinsaat 6da kalktım... Ben ki uykumu hiç bir şeye feda edemem! ... Sonra sözü değiştirerek dedi di: tım, bunda birinci hedefim İstan- İ bul'u görmekti. Bundan istifade €- derek bir iki konser de vereceğim.. Sonra Türk sineması sahibi Aziz B. e dönerek sordu : — Benim için bir türkçe şarkı intihap ettiniz mi? türkçe şarkı mi söyli- miş bir de türkçe şarkı söylemek isterim. . . Mel Evelyn Holt biraz! da ha- yatından bahsetti : — Ben bir şantöz olmak isti- yordum. Önce müzik höllerde ça- İıştım: sonra sinemaya in 20 sessiz, 7 de sesli film çevirdim, altı senedir ki filmde çalışıyo; | dakiler mani olmak istemişler. rum. Viyana'da (Beyaz At) opere- tinde rol aldım... . Artistliğim 7-8 sene evvelinden Bir gün bir salona davet edil miştim, bana şarkı söylememi tek lif ettiler. Meğer davetliler ara- sında bir de rejisör varmış; sesi- imi çok beğenmiş... bana artist ol- mamı teklif etti, bu suretle çalış- mağa başladım. Ondan evvel, ba- bamın kızı idim... sade, basit, kendi halinde yaşayan bir ev kı. Duz mm e m gol alikadar olmaktadırlar. Muallim kursları Bu yaz tatilinde memleketin. birçok yerlerinde muallimlere mahsus kurslar açılacaktır. İstanbulda ingilizce muallim. leri için Ankarada diğer öcnebi Tisan mwallimleri için kurslar açılacaktır. An- karada ayrıca fizik muallimleri icin de bir kurs acılacaktır. Bundan başka mem Resmi | — Ben şarkta bir turneye çık” | | anlaşılmıştır. Bu kıtanta girmeğe muvaf l l Bir tek fırka mı Almanyadan dikkate şayan haberler geliyor BERLİN, 22 A.A, — Volt Ajansı bil diriyor: Nasyonal Almanların mücadele krta- larına karşı girişilmiş olan icraat müna- sebetiyle elde edilen haberlere göre is- tcvap edilmek üzere devlet zabitasına veiğmiş olan eski Prusya dahiliye rmüste- sarı Ven Bismark, bu kıtaatm hakiki vaziyetinin ne olduğunu bilemediğini söy unlar kendilerini bu kıtaata kaydettirmeğe muvaffak ol- muşlardır. Genç Huzenberg tahliye edil- miştir. 49 mevkuftan gayri diğer bütün tevkif edilmiz eşhas serbes bırakılmış- tır. Hücum kıtaatı nzasma nit Tisteler tet kik zamanda Markrist teşkilât erkânm- dan bir çoklarının devlete karşı düşman- casına faaliyette bulunmak üzere bu kı- iaata dahil olmus oldukları görülmüş ve fak olan Marksist aza meyanında hirsrz Irktan, adabı umumiyeye muhalif hare- ketlerden ve hattâ bir cok defalar milli teşkilât erkânma karsı taarruzda bulun muş va bunlardan bazılarını: yaralamış olduklarından dolayı mablüm edilmis olan hir takım sabıkalılar da vardır. Hü- cum kinatnın Berlindeki mensupları miktarı üc bin kadardı. Bunlar iki bi- ni şubat ayma kadar Marksistlerin karar sâhında faaliyette bulunmakta idiler. Bunlar, Nasyonal Alman kampına dev. et aleyhindeki projelerini tatbik etmek maksadiyle girmiş olduklarını itiraf et. mişlerdir. Komünist unsurlar, hattâ bu kıtaatta İcendilerini yüksek mevkilere ta- yin ettirmeğe de muvaffak olmuşlardır. Bunların arasında kumandanlık mevkik. Be selenler de vardr. Meselâ eskiden kızıl halk donanması kumandanı olan Sehuster isminde hirisi erkân: harbiye nin mücadele kıtantı kumandanlığına ka dar yükselmitçir. Gandhi'nin oğlunun evlen- mesi mesele oldu BOMBAY, 22. A.A. — Pow- ma'lı 2.000 Brahman © rahibesi, Gandhi'nin oğlunun evlenmesinin din ahkâmma uygun olmadığını protesto eden bir tezahürde bulun muşlardır. Rahibelere göre, Gan- dhi'nin gelini, kocasının mensup olduğu sınıftan yüksek bir sınıfta dır ve evlenmeleri caiz değildir. Sarışın Evelyn Holt geldi —eEn çok beğendiğiniz film hangisidir ? — İlk çevirdiğim sessiz filmler den “ Volga Kızları ” filmini çok | beğenirim. | — En çok tercih ettiğiniz jeune premier ve partenaire hangisidir? Evelyn Holt güldü, bir lâhza düşündükten sonra dedi ki : — Bu süalinize cevap vermek oldukça müşkül... ne diyeyim: hepsi iyi, hepsi güzel... — Burada film çevirecek mi- sınız? — Bu yaz sonunda Şarka ait bir propaganda filmi çevirmek istiyo- rum,.. Bu film Bulgariktan ve İstanbul'da çevrilecek ve Şarka ai bir aşk Oo macerası olacaktır... Bahsin dedikodulu,yani tatlı ta- rafına gelmiştik: Bu kış İstanbul. da bir film çeviren Gustave Frö- lich, karısı opera artisti Gitta AL pardan niçin ayrılmış? Bu mesele Berlinde dedikodu mevzuu olmuş, mesele uzun müddet dillerde çal kanmış.... Şimdi Mel Evelyn Holt anlatıyor : —Bunların boşandıklarına dair bir çok rivayetler çıktı, fakat doğ- ru olmadığı anlaşıldı. Bir çay zi- yafetinde bulunuyorlarmış; Mm Gitta Alpar Prusyada yüksek siya- si bir şahsiyet-olan bir zat ile bir- likte çıkıp gitmek - istemiş... ora- Mesele bilâhara örtbas edilmiş- tir. .. Mm Gitta Alpar yahudidir, Almanyadaki yahudi aleyhtarlığı. Bin da belki bu işte bir rolü olmuş- Bahis evlenmek bahsine intikal etti; Mel Evelyn Holt'a sorduk: Evlenmek niyetinde mi sınız ? — Bu meslede karar vermek ol- dukça rhüşküldür. . İnsan severek evlenir de, bir gün gelip te ayrıl- mağa mecbur olursa çok üzülür. .. Bununla beraber istikbalde her halde evleneceğim, ..” Yeni teşkilât Barem kanunu mucibince her vekâlet bir teşkilât kanunu yapmağa o mecbur- dur. Maarif Vekâleti bu kanunu bu 8e. »e vücude getirmi Bunda cok geni Maksat işlerin daha iyi yü mindir, Yeni teşkilâtta benim bir başka varifeye tayin edileceğimden haberim yoktur.” Salih Zeki B. dün Maarif müdürlüğü- ne gelerek şehrimizde bulunan Vekâlet | umumi müfettişlerile iki saat kadar ko- | yuşmuştur. Ni Ml Iktısat konferansı İktısat komitesinde Türk tezi müdafaa edildi Tevfik Rüştü Beyin dünkü beyanatı derin bir alaka uyandırmıştır LONDRA, 22. (Sureti mahsu sada giden © arkadaşımızdan). — İktisat komitesinin bugünkü toplan tısında Tevfik Rüştü B. Türk tezini müdafaa etmiştir. Tevfik Rüştü B. tediye muvazenesinin o milletlerin iktisadi siyasetlerinde hâkim pren sip olarak kabulünü, hesap muvaze- nesindeki açıklarını kapatacak mu htelif kazanç menbalarına sahip ol- miyan milletlerin ihracatlarının se viyesini tutabilmek maksadile müş terilerile itilâflara ulaşmağa mecbur olduklarını, en ziyade mazharı müsaade millet kaidesinin mutaas ıp bir tefsir yüzünden dejenere ol- duğunu ve umumi, otomatik bir talep endişesi yüzünden kullanılmaz bir usul haline geldiğini anlattı. Türk heyeti birinci murahhas: bugün gümrük tarifelerinin klasik mekanizması ile iktifa edilemiyece ğini, gümrük tarifelerini yükseli- mekle bir milletin iktisadi ve mali muvazenesini temin etmeğe maddi imkân olmadığını kuvvetli delilleri e ispat etti. Bugünkü gayri tabü şartlar | içinde çıkar yolun mütedil ve insaf- lı bir resiprosite esası olduğunu, bununla Türk heyetinin hiç bir 2 riyazi, mutlak bir mübadel e musavatı istemediğini tebarüz et- tirdi, Muhtelif milletlerin yaşamak hakkını gözetmiyen nazari bir ka- vara varılırsa bu milletlerin yine kendilerini müdafaa yolunu bulacak- larını anlatarak bu suretle ticareti hariciye inhisasına bir çığır açılaca- ğını, konferansın ise böyle bir neticeye sebebiyet vermek için toplan madığını zanneltiğini büyük bir al âka içinde ifade etti. Bu beyanat üzerine 1927 kon feransı esasını güden Norveç tekli- fi bırakıldı. Neticede, yarın, komisyon reis liğinin vereceği yeni teklif üzerine çalışılması karar altına alındı. AHMET ŞUKRU Ankarada elektrik tarifesi ANKARA, 22. (Telefonla) — Oktruvanın kalkması üzerine An- kara elektrik şirketi, elektrik tarif esini tenzil edecektir. Yeni tarife bir temmuzdan itibaren tatbik edi lecektir. Yapılan tenzilât kilovat ba şına 60 paradır. Sinopta sokakları su bastı SİNOP, 22. A. A. — Çarşamb a akşamı boyabada çok sürekli ya gan yağmurlardan kasaba içinden geçen karaçay e şehrin dere boyundaki mahalleleri kısmen su altında kalmıştır. İki fabrika bir ha mam hasara uğramış 20 ev çökmüş tür. Sebze bahçeleriyle dört köyde mezruat harap olmuştur. Hayvan za yiatı henüz tespit edilmemiştir. Belediyeler muhtarlık işlerini ne suretle yapacaklar ANKARA, 22. (Telefonla) — Burada bulunan Samsun valisi Mus tafa Arif B, in iştirakile dahiliye vekâletinde teşekkül eden bir ko- misyon belediyelere intikal eden muhtarlık işlerinin tedbir edileceğine dair olan esasları hazırlamaktadır. Komisyon meselenin esasına girişebilmek için evvelemirde muh- farların mevcut kamınlara nazaren mükellef oldukları vazifeler ve haiz oldukları selâhiyetler hakkın da tetkikat yapmaktadır. Otomobil devrildi, bir ölü var İZMİR, 22. (Milliyet) — Bulgurca - Seydiköy yolunundaki virajda toprağın çökmesi yüzünden devril en bir otomobilde bulunan yolcular dan Şevket Ef. nin kemikleri kırıl mış ve ölmüştür. Diğer dört yolcu ile şoförün yaraları ağırdır. Kaza hakkında tahkikata başlanmıştır. Yatılı köy mektepleri Bu ders senesinde yatılı köy mektep- leri ve millet dersaneleri açılacaktır ANKARÂ, 22 AA. — Vilâyet köy | tarda ilhak olunan Koçhisar kazası ha mekt i tedrisatı 18 mayıs ve diğer riç olmak üzere İ9R mektep vardır. İlk mektepler tedrisatı da 15 haziranda bit- miştir. Bize söylendiğine göre Ankara Vilâ- yotinde 634 ö kız, 10317 si erkek olmak üzere ceman 16660 ; bulan ilk mektep talebesinden bu ders senesi icinde 493 kız, 861 erkek beşinci amıfa devam et- miş ve 1354 talebeden 1254 ü şehadet- mame almağa muvaffak olmuştur. Yine bu ders senesi icinde yatı mekteplerinin kadroları ihtiyaca göre artırılmış, yarım krlan köy mekteplerinin inşası bitiril- miş, mektebi olmıyan 22 köyde yeniden seyyar millet dersaneleri açılmıştır. Ankara merkezinde umumi hapisane- de, etfniye müdürlüğünde, mümune has- tanesinde kuralar açılmış, yeniden 50 muallim mektebi mezunu kadroya alın- mıştır. Halen Vilâyet içinde son saman mektep muallimlerine ait maaşlar tema- men tesviye edilmiş, kıdem gören mual. limlerin fark maaşları da temamen ve. rilmiştir. ğ 933 - 984 ders senesinde de, Ankara- da kabaküllük de ve Erzurum çeşmesi civarında iki büyük ilk mektep gazi or. man çifliğinde bir yatı mektebi yapıla caktır. Bu insaat Vilâyet umumi mecli since kabul edilen beş senelik inşat pis rr İyem rrerdir. Diğer ta: an İ ağustostan kadar Ankara Ziraat manllimleri icin ziraat kursları açılacak. tar. Vilâyet muallimlerine teblişet yapıl. muştur, 10 eylük rinde kör Ankara - İstanbul (Başı 1 inci sahifede) ! ya'da gördüklerim hana bu fili telkin eti, M. Agache, İstanbul'un plânını yap- mak irin, yaptığı tetkikalin neticesini sorduk, bize dedi ki- — Size bundan evvel — İstanbul'un hasta bir şehir olduğumu söylemiştim. Ben hastayı muayene ederek hastalığı teşhise çalıştım, (nkat neticeyi size söy- iyemem, cünkü bu bir meslek sırrıdır. Fikirlerimi raporum için sakliyorum, onu raporumda yalnız şehre söyliyece- ğim. İstanbul, plânınm yapılması en güç olan bir #ehirdir. Yalnız, şehrin şimdi payitaht olmaması işi biraz kolaylaştırı. yor, Burası merkez olsaydı, hütün neza- ret binalarını bir araya toplamak meçbu- riyeti vardı. 5 İstanbul beni çok alâkadar etti, bir çok fikirler edindim. Pazartesi günü Pa: ise giderek raporunun yazmağa Haşlıya mk ederek bur cağim, Raporu üç ayda ikmal ya göndereceğim. Müsabakada rano- rum kabul edildiği takdirde buraya ge- lerek plânr hazırlamak için bir büre te. sis e üz cevabı verdi: — Köprüler meselesi ile de meşgul oldum. Köprüler iki değil, üe, dört te o- labilir, fakat bu husustaki fikirlerimi de gene raporuma saklıyacağım. M. Alfred Agsehe dün Güzel Sanat- lar Akademisinde “bir şehirin plânı na- bir içtimaiyatçi ve idareci olması lâzım geldiğ dikten sonra hu vasıfların her birini tahlil etmistir. M. Agache konferansın sonunda plânını yapmış ol- duğu Rio da Janciro sehrine ait bazı manzaralar göstermiş.