| Geçen hafta P ia Amerikada, enfla > NN elm emar lapda büyük tabakasmın çok müşkül bir duzzette bulunmasmın büyük tesiri ok yazmıştık. Aşağıdaki cetv. arm Tatekidezinde uzun vadeli borç va bir fiği, Emin oktuyucularımı- 53 1932 12 2 mma alman cetveldir) # | -10 MAYıs 1933 Rp De m Fiatlsri ' “ SAN çe iliş i 0680 $ Elektrik Mİ Della 570 — mekke Tramvay © Bakiye ŞTİ Raki zan z kğ 175 ı e ka, 7S MM — ; ESHAM | Yi Ne 10 “.i — Jam hupem- ii Akis 102 İ Çimento Ar. 12.— Teziele Mine, 2526 | İtihet dey. 24 Rg 5075 Dün z e *, 30 e beer e Fo, SEK FİATLARI eri Kind A2M6 $ Prj 1533 Veri 7 $ Viyana Yme 5876 $ Madrit 552 cağ 901 $ Berlin 2.— Şener Sm e sake Dia 24530 İgrat 3 “sağı 7 İ Bükreş 745 m 18 $ Meskova © 1025 NUKWP (Sat) k » : aray, ai m Za py Main a b AL e m Bra Şeke ik 'lamği 280 Ş 20 bey B— Me 820, $ 20 Diner Müze erin 2.8 1 Çerneve;, —— Çek a) Alm s1 $ 1 Mecidiye 3— 1 — Sanat eseri, sahibinin, çıktığı zaman değil, tesirini |, “© Yani kitapsa okuyucusunu, resim. gösterin. 10 söyredicisini... bulunca tamam o. Jr. Kendisine yeni bir gözle bakan, endisinden yeni manalar çıkartan a- damlar buldukça bir kere daha tax mamlaşır. Ölmüş eser, artık kendisi. »€ yeni bir mana verilmiyen eser de- mektir, Şanat tarihleri ekseriya güzel eser- Satatmağa değil, öldürmeğe çalı ne gibi şerait içinde vü- liğini, hangi temayüllere Yerdiğini anlatarak bizden me onları bizden uzaklaştırır. > i bir eserde mahalli havaya Ke ea de bunun için e m vesika lame ei Hak pr günden | ya şaha hiz etmek, sanat hattâ istemeden | Arlerikada enflasyon Altınla tediyeye mecbur olan “ borçluların vaziyeti nedir? ibtiva etse dahi, doların sukutu nisbetin de istifade edeceklerdir. | Amerikanın altın esasını terketmesi, İsterlinin sukutunda olduğu gibi, başka memleketleri de paralarını düşürmeğe mecbur edebilir mi? ç 1931 Eylülündenberi İsterlin takri- ben yüzde 33 düşmüştür buna mukabil, İngiltere gehilinde fintler hemen takri- ben hiç yükselmemiştir. İngiltere, bu neticeyi, ancak teda- vüldeki banenot hacmini ihtiyacın du- nunda tutmak ve amele yevmiyeerinin yükselmesine karşı kuvvetli bir tazyik yapmak suretile elde etmiştir. Ucuzl yan İmeiliz mallarına rekabet için diğer bir çek memleketler ayni taktiği kullan- mak mecburiyetinde kalmışlardır. Hal buki Amerika Müttehidesinde, İngiltere Bin #ksine olarak bil borçluların vaziyetinin düzelmesi beraber emtia fiatlerinin de yük selmesile mühim tedbirler ittihaz olun- muştur. Enflasyon projesi bunlardan biridir. Aynen M. Roosvelt, amele yevmiyeleri- bin emtia fistlerinin tereffüğ ile mütena siben yükselmesi için yeni bir proje ih- zar etmektedir. Demek oluyor ki, Amerika malları- nın fazla ucuzlaması ve Amerikaya re- bazı memleketlerin de terketmeleri o beklene- mez.(1).” Yalnız, İngiliz hükümetinin kambi- yo tendül akçesi hesabına, altın esasına merbut memleketlerin, “övizlerini müba yan ederek altına tahvil etmesi bu mem leketler için oldukça ciddi bir tehlike teşkil edebilir. Bundan diğer bir yazı- mızda bahsedeceğiz. Almanyada bir inhisar Berlin Türk ticaret odası, alâkadar dairelere gönderdiği bir tezkerede Al manyada cenup meyveleri inhisarı teşkil edileceğinden bahsetmektedir. Bundan maksat, Bem Alman meyvecilerini hima ye etmek, hem de hükümete varidat te- min eylemelitir. Bu işle uğraşan bir ko- misyon cenup meyvelerinden almacak inhisar resmi 28 milyon mark olarak he sap etmektedir. İnhisara tabi olacak meyveler sında portakal, üzüm, incir gibi Türk ih racat mallarını alâkadar «den; maddeler vardır, Kudüse ihracatımız Kudüs konsolosumuz ihracat ofisine yazdığı bir raporda Türk İhracat emti- asının Kudüs | ve civarında iyi satışlar yaptığım yazdıktan sonra Yafa ve Telâ vivde bir Türk ticaret evi teşkil edilecek olursa bu memleketle olan ticari müna- sebetlerimizin daha ziyade inkişaf edece fini bildirmektedir. Sarap müsabakası Marsilyadan bildiriliyor: | Beynelmi- lel şarapefisi dünya şariçliğımı dala mütekâmil bir hale getirmek için yeni tedir ölünçtır."” OF yarap ve şıraya dair eser yazanlara , ve yeni usuller bu- lanlara fazla miktarda mükâfat verme- ği kararlaştırmıştır. Verilecek mükâfatlar şöyle tesbit © dikmişti 1 — Şarapcilurk fen ve sanatı hale Kinda en iyi eser telif eden müellife mü- hâfat olmak üzere 15,000 frank. ? — Şaraplarla sıralara karıştırılan golü meydana çikarmak üzere en yi hir vsül bulana 15.000 frank. 3 — Ofise saraba dair verilen eserler arasında taksim olunmak üzere teşvik mükâfatı nammmda 10,000 frank. Üzüm, incir hn mahsullerimizin nisan iyeti hakkında İzmir anemiye (85 Baza İm ei Glen haliladin yölsemeki çikşmel. ancak böyle görünmek ist ğer de ba ilani yerine gl vesaik | peşredememektedir halde Amerikadan altın. esasını ptığı bir iştir. Fakat, akra imkân yok, sanat gün den güne bu sevmediğim yola gidiyor; *trafın, gündelik hayatın bir kopyası oluyor. ü irciler.. e kaybediyorlar, il Bö men hazer: Karilerin çoğu, hemen kayarak ra azal Veşiyor; sınıflaşıyor. a sadece tutacakları mesle- #€ yarar Yeyler öğretmek hevesi de- vam eltikçe sanat ta asıl gayesinden, yani insanım zaman ve mekâna esir olmıyan, onların değişmesine rağmen bir kalıp zenginleşen taraflarını, “ha- kikatini” tasvir etmek eayeninden u- zaklaşacaktır. MİLLİYET Belediyede Mezarlık doldu — e. — Maçka mezarlığına ar- tık,ö'ü gömülmeyecek artık Maçka mezarlığı tamamile dolduğu için belediye bir kaç ay evvel ölü gömülmesini menetmiş, ancak ai- le mezarlığı olanların defnine müsa- ade etmişti, tırılmıştır. Bundan sonra Maçka me- zarlığına defnedilmek için heyeti ve- kile kararı alınması lâzımdır. Bu civardaki cenazeler, Şişli haricin rında yeni bi zarlığına defnedileceklerdir. Taşdelen suyu Kimyagerler Taşdelen suyunu tet- kik ve tahlil etmektedir! Taşdelen suyu sahile in: sonra Üsküdarda büyük bir depo ya- pılacaktır. Deponun billür taklidi ka- İm camdan . yapılması düşünülüyor. Taşdelen suyu bu hazineye borula: gelecek ve burada musluklardan aka- caktır. Hazinenin kalım camdan yapıl ması hem suyun toplandığı yeri daha süslü göstermek, ,hem de temizliği te min etmek içindir. o» Esnaf listeleri Halkın sıhhatile alâkadar esnaf ve müesseselerin fiyat listeleri bir ücret mukabi dik edilmektedir. > Şimdiye kadar bu esnaf ve müesse- selerin tasnifini belediye şubeleri yap makta idi. Fakat bu tasniflerin lâyaki Ie yapılmadığ # şehir meclisi dan yapılması muvafık o görülmekte- dn, Kok kömürü Tetkikata göre havagazı şirketleri- nin müşterilerinden aldığı abone bede Wi, kömür fiyatı, amele ve sair mas raflar nazarı dikkate almarak tesbit edilmektedir. Havagazı şirketleri bu suretle bütün masraflarmı havagazı sarfiyatmdan tamamile çı sonra ellerinde bedava kalan koku satmaktadır. , Belediyenin kanaatine göre kok fi- yatı irdirilmek lâzım gelir. Bu husus- ta belediyenin yaptığı teşebbüse he- Düz hükümetçe cevap verilmemiştir. Belediye gelecek kışa ait mahrukat işlerile şimdiden uğraşmağa karar ver diğinden bu kok bahsine yeniden cu etmeği muvafık görmüştür. susta hükümet nezdinde tekrar teşeb büsatta bulunulacaktır. Bu rapor İktmat Vekâletine ve diğer alakadar makam ve müesseselere gönde rilmiştir . Ri öre nisan ayında İzmir bor- sasında 42,015,650 kilo üzüm satılmış- tr. Nisan ayında Borsada incir üzerine muamâle olmamış, zaten stok mal da kal mamıştır. Yalnız nisanda ecnebi memle- ketler limanlarına 57,000 kile incir ihraç edilmiştir. Zirai sigorta Bu sene Eğe mmtakasında irsi si- gorta usulü tatbik edilecektir. Ziraat Vekâleti bunun için bir kanun lüyihası bazarlamıştar. Lâyihaya göre Eğe mıntakasındaki mahsullerimiz sel, dolu ve yansın tahri batına karşı sigorta edilecektir. Zirai sigorta usulü yavaş yavaş bü- tün memlekete teşmil olunacaktır . İnönü vapurunun yolu iyidir İnönü vapuru ile İspanyaya gönde- rilen yumurtaların, vapurun yolu ağır olduğundan bahisle Barselona geç va- racağından ve yumurtaların yolda kok ması ihtimalinden bahsedilmişti. Tica- ret odası bu mesele hakkında bize gönderdiği bir mektupin diyor ki: “İspanyaya yumurta nakledecek ©- lan ve haiz olduğu sürat ve verdiği iyet itibarile mümasil işi yapan e€ çoğundan daha Bir cemiyetin fertlerine tür birleşmedikçe ve bu kültür “uni- verse” olmağı gözetmedikçe sanatın kurtulması kabil değildir. Sanatı yal- nız kendi mesleklerini, kendi hayat- larını, kendilerini düşünmekle kalma- yıp benliklerini kaybetmesini bilen tecessüs ea insanlar yaşatır... di manımız böyle insanlar yetiştirm Tüzumunu duymuyor. Fakat yine de sanat istiyor; çünkü sanatı yorgun a- damı avutacak bir öğlence sayıyor. Her mal müşterinin arzusuna göre- dir; edebiyat ta kariin arzusuna gö- re olur. Edebiyatı kurtarmak istiyen- ler kariin terbiyesine çalışmalıdırlar, 2 — Sanatte nahvetin öldürücü bir inanıyorum; bir sanat okuyucunun mahvetini bir tülü affe. demiyorum. nd Sanatkâr kendini düşünmesin, nef- sine bağlanmasın, bütün elemleri ve neşeleri ile şahsını feda etsin. Çok iyi. bu fedakârlıkları kai de niçin beklemiyelim. O da kitabını, bir romanı eline alınca kendisini düşünmekten, nefsine bağ- CUMA 13 MAYIS 1933 | Yüksek mekteplerin Darülfünuna bağlanması düşünülüyor Istanbulda gezinitler Mecidiyeköyünde İ saat! Dut mevsimi yaklaşıyor, buraya asıl o zaman gelmeli... “Milliyet, ân otomobil — sayıfasını yapan Necip Dürrü Bey, geçen akşam, matbaadan çıkarken: — Gel, dedi, sana biraz kır havası aldırayım!. Hemen haber vereyim ki, bizim ©- tomobil sayıfası muharririnin şık bizi otomobili vardır. Necip Bey, direk yona geçer geçmez sanki birer kuş gibi olduk. Sirkecide y: ğım cigarayı, elimden Mecidiye köyün de attım. Fakat ben size bir şey söyliyeyim mi? Artık, Mecidiye köyü diye bir şey yok. Buraya Şişlinin kenar mahallesi demek daha yaraşık alacak. o Şehir — Sen Mecidiye köyünü Hıdırellez de görmeliydin! Acaba otomobille bu yoldan geçmek mümkün mü idi? otomobil, sam ç arka ye kaya dizilmişti. Çayırların üstüm: sayılsa, papatyadan çok insan vardı.,, Otomobili biraz yavaşlattı. Sağı- mızdan, solumuzdan kulağımıza neşe- li kahkahalar geliyor. Mecidiye kö- yünün şehre akin! Kollarında mini mini sepetlerile önümüzden geçen ha- nımlara b: Köy kızları, vahşi olur derler ama, bu söz, Mecidiye köyünün kızlarına göre değil, Bu kadar sıcakkanlı şey- ler az bulunur. Hele bir grup var, bize ikide bir se- lâm alıyorlar. i Necip Bey elile gösterdi: — Bak, bizi selâmlıyorlar! Güldüm: — Onlar bizi selâmlamıyor! — Ya, kimi selâmlıyorlar? — Otomobili otomobili. . Sanırım ki küçük bir teklif yapacak olsak, hepsi birden otomobile dola- caklardı. Mecidiye köyünün benim en hoşu- ma giden hali, burasının ne tamamile köye, ne de tamamile şehre benzeme» sl Möin tanalıcı, fevkalâde bir güzel- liği yok. Fakat çok sevimli ve hele Necip Bey, yolda anlatıyor: Sen üstün bir mevkide bulunan (İnönü) vapurunun bu ilk seferini iktısadiya- ımızda yeni ve feyizli bir yolun baş- langıcı olarak sevinçlerle karşılamak icap eder.” Aydında İtalya buğday AYDIN, (Milliyet) — Bu sene vilâ- yetimizde kışlık ekinler geçen seneye göre iki kat fazladır. İlk baharın fe- yizli yağmurları mahsulâtı çok iyileş- #irmiştir. Yaz mahsulü de geçen sene- den bir zla ekilmiştir. Geçen 56- ne Sökede tecrübe edilen İtalya buğ- 'daylarından iyi netice elde edilmiş ve bu sene Söke ovasında bu cins buğ- daydan çok ekilmiştir. Bu cins buğ- day hem erken gelişmekte ve hem de fazla mahsul vermektedir. Yalnız bu buğdayın fabrikalarca tutulup tutul- mıyacağı henüz belli değildir. İzmir fabrikacıları tecrübe için en az elli çu- val mal gönderilmesini istemişlerdir. Bu sene iyi mahsul elde edileceğinden yapılacak tecrübeden iyi netice elde edilirse, bütün rençberler bu buğday- dan ekeceklerdir. Ziraat vekâleti, ziraat müdiriyetine nümunelik cins Amerikan pamuk çe- kirdeklerinden göndermiştir. Bu nü- mum Ziraat fen memurlarının nezare- ti altında Ekrem Beyin çiftliğinde e- kilmiştir. Eğer aranan neticeyi verirse, gelecek sene umum pamuk müstah- sillerine bu çekirdeklerden dağıtıla- caktır. lanmaklan vazgeçsin, elimdeki kitap- ta ihtiraslarına hak verecek, gururu- mu okşayacak şeyler aramasın. Sanat, muharrirle kari arasında, ya ni iki müsavi adam arasında bir ko- maşma, görüş ve duyuş alıp verişidir. Bu iki kişiden biri kendini ötekinden üstün sayar, ona kendi görüş ve du- Bunun için iki türlü sanatkâr var: ese- rini satmak için kariin her dediğini kabul eden, ona esir olan sanatkâr ile karii hiçe sayan, ancak kendisi gibi düşünenlerle €n gülünç tüccarıdır; gülünçtür, çün- kü daha kârlı, daha şerefli bir ticaret Mr çün eni mal hakam Şal lr, çünkü sattığı yas lan söylüyor. Gayesi sadece madde olduğu halde kendisine manevi şeyler le uğraşanların süsülü veriyor. Onün kendini sanatkâr addetmesi, tiyatro- da gâzoz satanların Liyatroya men- sup olduklarıRı idin etmeleri kadar tuhaftır. Fekât karii hiçe sayan da onün ka- Fakat zarif ve kibar köşklerden ku- caklarında demet demet çiçeklerle çı- hanımların da köylü olduklarına malar. Necip Bey vadediyor: — Dut zamanı bir gün geliriz! Mecidiye köyünün bir hususiyeti de “dutları... Parmak kalınlığında, bal gibi tatlı şeyler... “ il yatmalı, sözü her halde bu dutlar için söylenmiş olacak. Çünkü dutunu yemesinden, dutlu- ğunda yatması daha tatlı. Her dut fidanı altında fidan boylu bir gözel serilip yatarsa, dut yemek insanın ak- İma mı gelir? Mecidiye köyünün ta ilerisine kadar gittik. Necip Beye kalsa, belki beni Maslağa kadar götürecekti. Şaatime bakarak, istemiye istemiye: — Dönelinr! dedim. Necip Bey, avdette bana bol bol ©- tomobilinden şikâyet etti. Daha doğ. rusu asıl şikâyeti, otomobilinden de- gil, otomobil sahibi oluşundan. . . İstanbulda insanın bir otomobili olması ne demektir? Bunu siz bilemez- siniz, diyor. p sık sık “sat şu otomobili, . Kurtul şu belâdan! Tövbe et bir daha otomobil kullanmıya!,, diye nasihat e- İ zacı mektebinin Fen fakültesine, Diş- Yüksek Mektepler - Darülfünuna raptedil- mesi düşünülüyor İstanbul Darülfünunun * ıslahı için hazırlanan kanun lâyihasının hafta i- çinde Millet Meclisine verilmesi müstaceliyet kararı alınarak mü: kere edilmesi çok muhtemeldir.. Mülk kiye metkebi ile Ticaret mektebinin yeni teşkil edilecek olan Üniversitenin Hukuk fakültesine raptedilmesi, Ec- şi mektebinin Tıp fakültesine bağlan ması muhtemeldir. Ayrıca Fen fakül tesi kimya şubesinin sınai kimy: hendisi ve kimyağer eczacı yetişi cek şekilde kuvvetlendirilmesi, Mü- hendis metkebinin müstakil olarak ka! ması, İlâhiyat fakültesinin de bir ens- itü halinde Edebiyat fakültesine il- edilmesi düşünülmektedir. Darül- fünunun ıslahı hakkında mütaleaları müşlerdir. sula Talebeden nısıf ücret Türk ve ecnebi lise, ortamektep ve a okuyup yirmi beş yaşını darülfünunda doldurmamiş ve tahsilden başka bir iş ve güçle meşgul olmıyan talebele- re Devlet demiryollarında yüzde elli nisbetinde tenzilâtlı. bir tarife tatbik edilecektir. Bundan istifade edebil mek için kız talebelerin evli olmama” ları şarttır. Talebeler, mensup olduk- ları mekteplerden birer vesika ala- Necip Beye göre, dam, istediği yere gidip gezemezmiş. Ben hayret ettim: — Amma, yaptın ha! — Dur, dedi, sebebini anlatayım: Ben, yukarı Boğazı çok severim. Fa- kat, mecburiyet olmadıkça, — İstinye- den, nihayet Yeniköyden £ ilerisine geçmeyi göze aldıramıyorum. Çünkü yol bozuk... Bir tecrübe, arabanın yarı randımanma maloluyor. Dolaşa- yerler arasında kala kala lıyor. Bu da otomobili | olanlar için geniş bir saha sayılmaz, değil mi? — Gülmiye : “ — Çek şükür ki bir £ otemebilim yok. Ya, maazallah, benim de bir oto- mobilim olsaydı, halim neye varırdı? Şişli ilerisinde, küçük bir mola ve- rip-yolumuza devam ettik. - "0 Beyoğlunun biricik hava ve güneş alan Taksim Abide meydanı, karınca #ibi kaynıyordu: Alışam piyasasma dökülen bir sürü «insan, o iki sıralı kaldırımları doldur. muştur. Ve nihayet, ışıklar altında sahte bir mücevher gibi parlıyan çapkm ve küs tah Beyoğlu... M. SALÂHADDIN Poliste Eroin satarken Tavukpazarmda oturan sabıkalı Ke- mal eroin satarken görülmüş ve yakalan meşur. Fücceten ölüm Kadıköyünde Aynalıfırında oturan Bayram Efendi dün Balatta benzinci Muiz Efendinin dükkânmda otururken füççeten ölmüştür. Ekmek vermediği için Çarşıkapıda fırıncı Şevki Beyin dük- kânından zorla ekmek almak istiyen Şeh reminli Ahmet ve Rasim fırın pişiricile rinden Aliyi kendilerine ekmek vermedi Otomobil yanıyordu Şoför Şevket Efendinin idaresindeki 1395 numaralı otomobil dün Bahçekapı dan geçerken benzin. deposu parlamış ve otomobil yanmıya başlamıştır. Otomobili itfaiye müfrezesi gelerek tur. Doğrusu bu nevi sanatkâr öbüründen de küçük- tür, çünkü ona ehemmiyet verir. Ka- rie küskünlüğü, karin © tüccar - sa- natkâra itibar göstermesindendir.. Kari nahvetini bırakmadıkça ken- disine esir olanlara itibar edecek, bu yüzden belki değerli sanatkârların rip doğru yoldan çıkmasına sebep ©- lacaktır. > — el ile sanatkârm münase- belleri, emrin ie rahibin münasebet: İleri gibi olmazsa bozulmuş demektir. günden güne İlerliyor. Hele bazı şair- ler eserlerini ancak kırk, elli tane bas taklar ve seyahat edesökleri vaki bunu şimendifer idarelerine göstere ceklerdir. Hukuk talebesinin Yalova tenezzühü Hukuk fakültesi sen sınıf talebesi Seyrisefsinin Kalamış vapurile dün Yalovaya bir tenezzüh tertip etmişler dir. Yalovada talebe hocaları şerefi. ne bir veda ziyafeti tertip etmişti Ziyafet çk samimi , geç val kadar Yalovada eğlenildikten sonra İstanbula dönülmüştür. Veda ziyafeti Vefa mektebinin son sınıf talebesi Ziyafette adi et veda ziyafeti vermişlerdir. mektebin müdür muavini H. Bey tarafından bir nutuk tek talebeye hayatta muvafi menni edilmiştir. Evkaf kadrosu tetkik ediliyor Kı beyler şehrimize gelmişlerdir. İstanbul Evkaf müdürlüğünün kadrosunu tet- kik etmekte olan Hacı Hakkı ve Ke- Ban beyler bu hafta Ankaraya döne- ceklerdir. BaronRotchild şerefine Fransız (sefiri Conte de misafir olan Chambrune Baron Maurice de Rotschild şehrimiz- de gezintiler yapmaktadır. Conte de 'hambrun bugün misafiri şerefine bir ip etmiş ve İktisat vekili Kuyular kimin? | Eyüpte Bahariye sırtlarında bir ka #ım arazi ile beş altı kar kuyusu uzun zaman evvel hazinci hassadan maliye ye devredilmişti. iç oi Fakat diğer taraftan ikişer kişiden mürekkep ayrı ayrı iki grup bu defa ikinci hukuk mahkemesine müracaat- la bu arazinin ve kuyuların kendileri ne ait olduğunu iddia etmişlerdir. Mah keme evrakı tetkik etmiş ve arazi ü- zerinde mahallinde bir keşif yapmıt- çar Handan Daya Mi Ke kemesi evkaf kayıtlarmı da | oöecektir. Bu etkile möteeiki dar ların inin maliyeye > yuların ve arazinin sağ kar, Karie, hem arim kafasma de Hil, kesesine esir olmanın en çirkin şekli budur. zengin fakir herkes okusun yazılır. Hattâ muharririn iyisi, kendini anlamıyacak olanlara bile © | kendini anlatmağa çalışır. Maamafih bu “sayılı baskı" taraf- halı satıp geçinmek diyor olan- inler mi? Hattâ “haki- zenginler m mm Fakat kendisi de yalnız liyemiyor.. d zenginlerin alabileceği kitaplar çı