gl Tüilliyet Asrm umdesi “MİLLİYET” ör. 5 MAYIS 1933 İdarehana : Ankara eaddesi, 100 No > . yer a ar Başmuharrir ve Müdür : Yanı işleri Idare ve Matbaa £ “ABONE ÜCRETLERİ : 3 aylin $ ız racaat edilir. İiyetimi kabul etmez. me MEN BUGÜNKÜ HAVA meta göre buzün hava ek izel belen lecek ve rüzete mel istikametinde seeceki " 4.5033 irili Kara bayi 789 m ze e çök ararat 34 emen VE der Profesör Malche Gelirken!. Ne kadar gizlenirse gizlensin Darülfünün hocaları muhitinde bu günlerde hafif bir katın ağrısı ol. duğu muhakkaktır. Darülfünunu lâğvedip yerine bir Universitöe teşkiline memur edilen profesör (Malche) in memleketimize gelişi bu karın ağrısınm belli başlı sebep lerindendir. Tabii bu hengâmede kimin gidip kimin kalacağı da bel Ni değildir. Amma kendini tehlike de hissedenler de yok değildir Darülfünun meseleleri görü lürken münasebet alacak bir fikri şimdi burada izah etmek istiyo- rum. Türkiye komşu ve yakın memleketlerin siyasi ihtilâllerinde kaçan mültecilere dalma misafir- perverlik göstermiş bir memleket- tir. Bunların içerisinde Türkleş- miş olanları bile vardır. Meselâ Macar linden kaçan bir çok Macar asılzadesi, Macar zabitle- ri ordumuza girmişler ve burada yerleşmişlerdir. Biz bunların hiz- metinden çok istifadeler ettik idi. Şimdi bu günlerde Almanyadaki siyasi bir cereyan, dünyanın en yüksek ilim adamlarından bir kıs- mı Yahudi diye işinden çıkardı ve itibardan düşürdü. Ekserisi di. dinmek yaşından artık” çok üzak- laşmış olan bu âlimlerden böş on - tanesini memleketimize çağırsak ne büyük istifadeler ederiz... Mil letler birbirinin yalnız ticaretin. | den, parasından değil, ilminden de istifadeye mecburdurlar, Bu fikri iddiasız ve ısrarsız bir mülâhaza olarak ortaya atıyorum. Fransa gibi ağzına kadar âlim ve mütehassıs dolü bir memleket bile bu hâdiseden istifade ederek Pro- fesör (Aynşlayn - Eindein) e Sorbonda bir kürsü ver. Ummam ki; bu ciddifikrie Tinz alıp: — Vay! Felek Yahudi muhipli ği ediyor. Memleketimizi Yahudi- lere peşkeş çekiyor. Diyecek hafif meşrepler bulunsun. Merak etmesinler ürkecek © birşey yok Belediye Reis Muavini Nuri Beyefendi bizim gazeteye bir mü- — lâkat vermiş. Bu mülâkat, şu gün- lerde halktan tahsile başlanan 80- kak ve lâğrm inşaat paraları hak- kndadır Bu mülâkattn deniyor — Halkı telâşa vermiye mahal Milliyetin edebi romanı: 94 | Beni İ caba nedir : Çocuk Haftasın. j Çocukların Çocuğun terbiyesi, fikri, ahlâki” ve bedeni tekâmülü, alelhusus demok tik bir idarede, heyeti içtimsiyeyi « pe hemmiyetle alâkadar eden bir mesel dir, Son seküler maşrolunan bazı kanunlarda çocukların himayesine da ir isabetli bazı hükümler ve çocuklar | hakkında ittihaz olunan ve ittihazı tasavvur edilen bazı tedbirler, hükü- metin meseleyi lâyık olduğu ehemmi- yetle nazarı itibare almakta olduğumu müesteseleri ilga ve yerlerine yenile İ rini ikame eylediği gibi çocukların hi- mayesi hakkında da çok mühim ve İ yeni bazı esasları ihtiva etmektedir. Bu kanunun “velâyet” faslmda ve- lâyeti haiz ana ve babaların çocukla- rına karşı olan hakları ve vazifeleri vazıh bir sürette tayin ve irae edildik ten sonra haklarını suiistimal eden ve vazifelerini yapmıyan veya gir yan ana babalar hakkında müdahale ile hal ve vaziyetin icap. et tiği tedbirleri ittihaz etmesi esası ka- bul olunmuştur. Anababalarm çocuk- ları üzerindeki haklarını istimal ve çocuklarına karşı mükellef oldukları vazifeleri ifa ederken resmi bir tef- fiş ve murakabeye tabi tutulmaları velidelhace resmi makamların — velâye- te müdahelesi asrı hazır o hukukunun kabul ettiği yeniliklerdendir. Yeni kanunlar, (o velâyeti çocuğun himayesini istidaf eden bir müessese olarak kabul eylemekte olması ve çocuğun maddi, fikri ahlâki tekâmü- lünde alelhusus — dürüst, namuslu ve münevevr bir vatandaş olarak yetiş” —— —————-— yok! Ortada korkacak bir şey de yok!.. Alelhesap bir kaç yüz | bin liralık sokak inşaat masrafını oralardaki mülklerin cephelerine taksim edeceğiz ve beş senede ala cağız... Korkacak ne var?. Evet! Para tahsiline memur o- lanların korkacak bir şeyi yoktur. | vaktile sünnet ederken de böyle temin etmişlerdi. Lâtife ber- taraf, İstanbullulardan alınacak sokak parasının hakiki miktarı a- Bir kaç yüz bin lira ne demekti onra yekünu 4 bu çak milyona varan. kanalizasiyon | masrafının nısfı olan 2 milyon 250 | bin lira acaba halktan tahsil edil. miyecek mi?.. Anlayamadığım nokta Kâh Bulgar Başvekili M. Muşa nof, kâh Türk - Bulgar cemiyeti Razgrat hâdisesinin kapanmış ol- duğunu ve kapanması lüzumundan bahsederken “İstanbulda da bu- na benzer bir hâdise” olduğunu | bu hâdiselerin ecnebi unsurların tahriki eseri bulunduğunu s: yorlar. Bulgaristandaki - hâdisele | rin ecnebi tahriki olup olmadığını | bilmeyiz ve Bulgarların kendi memleketleri hakkında söyledikle ri sözü doğru olarak kabul ederiz amma? 1 — İstanbulda Razgrat hâdi- sesine az çok benzer bir vaka ol. duğunu. 2 — Bu vakanın bir ecnebi tah | riki eseri olduğunu; Kabul etmeyiz. İstanbulda Raz | grat hâdisesi takbih edilmiş ol. maktan başka hiç bir hareket ol- mamıştır, Böyle bir hareket olma- sını yüzde bir ihtimal dahilinde gören hükümet en kat'i şekilde ha reket etmiştir. Hele bir ecnebi â- leti olmak iftirası hemen iade ederiz. Umarım ki; Anadolu ajan sı bütün bu sözleri bize nakleder. ken Türkiyeye ait yanlış sözleri tekzip etmese bile bir ajans notu ile tavzih edebilirdi... Ayıp değil yal, Razgrat vakasına benzer bir harekette bulunmuş olmak iftirası na tahammül edemiyorum. ? FELEK MAKEDONYA Aşk, kalmıştı. Büyük İskenderin adımı, e- ğer mazilerine hürmetleri günkü Yunanlılar nihayet minnetle 'anabilirler. Makedonyalı büyük le kender, tam yirmi üç asır evvel Ko- rent'te Dârâyı mağlüp eden âlicenap balâskârdir. Horozlar ötüyor, civcivlerini arka çetecisinin elinden sizi kurtardığı” © ma müteessif değilim. Güzel kız, zabitin tabakasından bir siyara aldı ve ancak o zaman, ilk defa > olarak gülümse, © — Ümit ederim ki böyle bir fırsat, « bir gün de benim elime düşer. — Bu ifsaatmızdan istifadeye kal. | Kin, Politika ve Kan. Müellifi: Nizamettin Nazif Mamaneesezemamesaaeraerii kışmıyacağımı size vadederim. — Bununla neyi ifade etmek isti. yorsunuz? Benim bir Makedonya ko- mitesine mensup olabileceğimi mi tah min ediyorsunuz? — Zannederim. datmıya ne lüzum var? Siz bana ne ile uğraştığınızı anlatmaktan çekinme- diniz. Ben de korkak olmadığımı ta mecburum. Ve asıl bunun için: ki Zagurişe yalnız gitmşk istiyorum. — Kararım kat'idir. Sizi oraya ben götüreceğim. Bulgarların Makedon- yada bir Rum çetesi dolaştığını iyice bilmelerini istiyorum. Bann vadettiği- niz müstakbel yardıma gelince, sözü- nüzü senet ittihaz etmiyeceğim. Melâs ailesinden doğan erkekler © ölümden korkmadıklarını her zaman ispat et- Himayesi mesinde cemiyetin de alâka ve men- faati bulunması itiberile şocukları ü- zerindeki — velâyetlerini istimal eder- Kon SELDA Rİ Şir mik, beye tabi tutmuşlar ve resmi makam- lara icabında velâyete o müdahale ile lâzım gelen tedbirleri ittihaz otmek vazife ve salâhiyetini tahmil etmişler- dir. Kanunu Medenimiz bu vazife ve salâhiyeti hâkime tevdi etmiş ve çocu- un menfaati icap eden ber bir halde hâkimin müdahale ile iktiza eden ted- birleri ittihaz etmesini emretmiştir. Kanunumuzun sistemine göre ba çocuğa karşı olan vazifelerini yap madıkları surette ve umumiyet itiba. rile çocuğun menfaati icap ettiği tak- dirde hâkim müdahale vazife ve salâ hiyetini haiz olmakla beraber, müda- haleyi icap eden mühim bazı haller ve bu hallerde (o hâkimin ittihaz ede. bileceği mühim tedbirler kanunda bil bassa tayin ve tasrih olunmuştur. Bu hallerden biri çocuğun bedeni veya fikri tekâmülünün tehlikede bulun- ması veya çocuğun manen metrük kal masıdır, Bu halde hâkimin, ittihaz edeceği tedbir, çocuğu anababadan alarak ya ni anababanın © velâyet ile haiz oldukları bir salâhiyeti (çocuklarını nezdlerinde bulundurmak salâhiyeti) nezederek bir aile nezdine veya bir müesseseye yerleştirmesidir. Hâkimin müdahalesini icap eden kanunda tas rih olunan diğer mühim haller, ana- babanm © velâyetlerini ifadan. âciz ol- maları mecburiyetleri, çocuğa karşı fahiş ihmalde bulunmaları ve nüfuzla rm sulistimal etmeleridir ki bu haller de de hâkim velâyetin tamâmile mezzi- me karar vermek salâhiyetini haizdir. Bugünkü iktisadi ve içtimai şerait nazarı itibare alınırsa bu mühim ted. ilhakika bugün fakir ve hat. tâ mutavasın ailelerin çoğunda ge. rek baba ve gerek ana maişetlerini ile ancak zaruri ihtiyaçlarını temin edebilmekte olduklarından ve hattâ bazen buna da muvaffak olama- dıklarından çocuklarım iaşe ve terbiye sine itina edebilememekte, çocuklar manen metrük kalmaktadırlar; bu hal ve vaziyette bulunan çocukların babadan alınarak şayan itimat bir müesseseye yerleştirilmesi, çocuk- ların himayesi noktai nazarından had di zatında çok müfit bir tedbir olmak la beraber muhakemelerimizce bu pek nadir olarak ittihaz, &dilmekte filiyta * ve tetkikatta tadır. Bedeni veya fikri tekâmükü teh likede bulunan veya manen mettük kalan çocukların bu ,himaye- den tamamile Tatile DMM ER mahrum-kaldıkları aile hayatının ve fikri ve ahlâki terbiyenin temin olu- namamdiı başlıca iki sebepten neşet eder. Bu sebeplerden biri hâkimin, çocuğun himayesi ve menfaati için, müdahaleyi | icap eden hallere ıttılamı temin edecek: bir teşkilâtm bulunma- masıdır. Hâkimin müdahalesini icap hâkime ihbar vazifesile sebebile, hâkimin müdahaleyi icap © den bir hale vakıf olarak ittihazı te- 'dabir etmesi ya ana babadan birinin veya çocuğun hısrmlarından birinin müracaat veya çocuğun maruz bulun duğu tehlikeyi görerek alâka göste- ren üçüncü bir şahan ihbarı ile müm- kün olabilecektir. Halbuki ana baba yeya hısımlar, hâkimin müdahelesi icap eden bir hali, çok kere, hâkime irmekten çekinmekte ve çocuğa yabancı kimseler de alâka göstermemek tedirler. Binaenaleyh çocukların hi- mayesine müteallik insani ve hükümlerin lâyikiyle tatbikini temin için her nahiye merkezinde velileri mürakabe ile müdahaleyi eder mek vazifesile mükellef resmi bir tef” kilâta ihtiyaç vardır. Netekim Alman yada böyle bir teşkilât mevcuttur. Al- man kanunu © medenisinin (1675 İn- ci maddesi hükmünce her nahiyede bu- İunması lâzım gelen Yetimler Meci (Conseil communal des orphelins) ileri o mürakabe ve teftiş ve hâkimin müdahalesini icap eden halleri mah- kemeye ihbar ile mükelleftir. Kanu- pu mezkürun © (1674) üncü maddesi hükmüne göre de müdahaleyi icap ©- den bir hale muttali olan hâlim lâzım Bir doru ve bir kır atlının geldiği- hi haber verdikleri zaman o Zaguri? muhtarı evinde gergef dokuyordu. “Belki bir memur ee Kar- şlamazsak başımız beli diye düşündü. Acele acele e çık tı. Gözüne Lübinska ilişince bir şeyler söylemek istedi ama, yanımdaki yaban cıdan çekinmeğe lüzum gördü, sustu. Güzel kız; — Canım bana yardım etsene. . Ne- ye aptal aptal bakıyorsun ?.. — diye bağırdı — Beni tanımadın mı yoksa? Ve.. Melâs'a çaktırmadan gözünü kırpi — Ooo.. sen misin yavrum ? İhti; lik bu... kusura bakma! Gözlerimiz yolda kaldı. Birdenbire kayboldun.. Bir daha görünmedin. — Bu efendiye ikramlar borçluyuz. Beni ölümden kurtardı. — Ölümden mi? — Evet Vehimanlı Mitrenin elin. den. . — Demek seni de kaçırmıştı... Kıriste kaptanın kızkardeşinin 7 Ya oğlu Piyango Jennns, Marie ve Margur- | ritte, dört adet dul kadın... Parisin ko nar roahallelerinden birinde otururlar Madam Suzanne ile Madam Je: evleri yanyanadır. “Karşılarımdaki tişik evden birinde Margveritte, ötekin- de de Marie oturur. Bu dört kadın her pazar günü bir yerde toplanıp birlikte | pazara giderler. Orada her şeyin tazesi- ni, iyisini, ucuzunu bulmak için ayakla. rma, dillerine üşenmezler, dolağırlar, bıktırasıya pazarlık ederler. Evlerinin bir haftalık nevalesini düzdükten sonra, gene hep birlikte dönerler. Pazarlardan gene bir pazar günü. Dört kadın ötekini berikini il kiştire pazara vardılar. O bir kösesine süslü püslü büyücek bir ça- dir kurulmuştu. ö bam bir çığırtkan törlü törlü bokkubaz- lıklar yapıyor, halkı etrafıma toplayor ve bağırıyordu: — Haydi piyango çekiliyor, Elli san- #me bir bilet. Neler de var, neler de var, altın saztlar, gümüş hokkalar, plâ- tin köstekler, dolma kalemler mi ister. ne istersiniz. Güvercin bile var. çekiliyor, frrsat bu fırsat. Bir daha ele geçmez. Kaçırmayın, fırsatı ka- ei Kumpanyanın adamları da ellerinde hediyeler, halkın arasında dolaşarak çı- Hırtgana yardım ediyorlardı — Vallahi madam enfes piyanso bu. Bak, bana hir altın saat cıktı. — Efendi, ben şu gümüş vazoyu ka- zandım. Bir bilet daha âlacağım. Bugün e Dört kadm kalabalığa osokuldular, e dinlediler. Madam Marie dedi — Bakın adama altın saat çıkmış. Öteki de dedi ki: — Bu adam da gümüş vazo kazan alalım, i, i bir şey Ö İli ilkesi deride “güyer cinlerle dört beş kişi çıktılar. Madam Suzanne: — Amanın ve eatim şeyler, dedi, ba- kın bunlar da süvercin alar. Dört kadm karar vermişlerdi. Bi- let alacaldardı. Kalabalığı yararak içe | riye girdiler, Az sonra da çadırdan elle | rinde güvercin, yüzlerinde meşe, güle rek, sevinerek der bi il yardım etmiş, onlar Ha ötekiler gibi Mir | cin kazanmızlardı. Ondan sonra pazar. daki işlerini bitirdiler, mahalleye dön- düler. Ertesi yön Madam Suzanne pek hid- detli idi. Güvercini kaçmıştı. Bunu kar. şiki komşusuna anlatmak, derdini yan- inak, teselli bulmak isteyordu. “Tam o, sırada komşusunun sesini duydu: — Suzanne, Madam Suzanne! Dz pençereyi actı, Öteki de karşı evindeki diz — Madam Suzanne, hani dün piya; güvercin yok mu? Mae Süzme; etme, dedi, senin güvercin dem mazi Beniki de yok. —ı a“ Sizin anlaşıldı ki, komşu diğer iki madamın da kazandıkları güvercinler kaçunışlar, Dört kadın bunu kaderin gerip bir tesdüfüne hamlettiler. Hattâ her biri diğerlerinin de güvercinlerinin kaçmış olmasına için için sevindiler. Anlıyamadılar ki, pazar yerindeki Banyanın piyangoya koyduğu gü- vercinler leğlei güvercinlerdi. Kum panyanm da Beleikada bir merkezi var- lardı. M—ğ—ğ ———ş——— e gelen tedbiri ittihaza mecbur ve aksi halde çocuğun duçar olacağı zarar- dan mesuldür. Bedeni veya fikri tekâmülü tehli- kede bulunan veya manen metrük ka lan çocukların, babasından alına rak bir aile nezdine veya bir müesse- #eye yerleştirilmesine müteallik t: birinin bihakkın tatbik edilebilmesine mani diğer bir sebep te çocuklarm ye- tiştirilmesi, iaşe ve terbiyesi maknadı- nı takip eden müesseselerin azlığıdır. Çocuğun bedeni ve fikri tekâmülü- nün tehlikeye maruz kalması, ekseri- ya ana babasının kusurlarından de- il, fakru sefnletlerinden, mali aciz- eder. Kanun, çocuğun a bir mücsseseye yerleştirilmesine tedbirin is- tilkkam ettiği yaasrafları ana baba ile çocuk tediyeden aciz iseler — Nafa- ka hakkındaki hükümler mahfuz ol. mak üzere — devletçe tesviye edile ceğini tasrih eylemiştir. (Madde 273) binaenaleyh bu tedbir ittihaz © edilince — ER kucağımda yerde. Kargaşalıkta öldü mü, kaldı mı bil- miyorum. — Kinik oldu demek. ye manlıyı basanlar çokluk mu — Eh, epeyce ve. . senin il. ğın kos koca bir çete... Demek Bizimkiler değil. . Bu efendinin adamları. Muhtar, Melâsın yüzüne tuhaf tu- haf baktı. Sonra elini uzattı: — Lübinska; çok severiz. Kı- zumızı o herifin elinden kurtardığınız için size bir teşekkür borçluyuz. Bu- yurun bir kahve içelim. Bulgar kızı bu davete en tatlı gü- Tüşünü de bol bol katmıştı. Fakat Yı nanlı zabit atından bile inmemişti — Başka sefere dostlarım. . — de- di — başka sefere... Ve Lübinika'yı getiren atı almıya lüzum görmeksizin, hayvanmın başı. wi yerirdiç döbu dizgin uzaklajii — Bu bir Rum.. — diye mırıldan- dı muhtar — Kızım, ben bu gelişten bir şey anlıyamadım. — Şimdi her şeyi öğrenirsin. Bugün TÜRK SİNEM “ Cennet Perisi ,, filminin unutulmaz DOLORES K U Filminde | İspanyolca M R dans ve şarkılarile ASIND A (Sabık Mi yıldırı DEL RİO sizi hayretle bırakacak ve sevimliliği ile gaşyedecektir. Bugün il de tenzilâtlı fiyatlarla matine. Bugün MELEK Sinemasında JOAN GRAWFORD ve CLARK GABLE tarafından temsil edilen Satılk aşk filmi İlâveten: Japon sefirinin cenzze merasimi p amount Jurnal EL HA MRA sinemasında: 2 film birden AŞK MODASI RENATE MÜLLER - GEORG ALEXANDER tarafından ve ayrıca CANDAN SEVİYORUM FERNAND GRAVEY tarafın- dan Tevzilâtlı fiyatlar: Hususi 50, Döhuliye 30 kuruştur. ntibaatı ve MARS (2323), (2929) Dil anketi Si nciliste ve gelen karşılıklar 47 inci liste | ; Serhoş: Beleri.. Sa Saldırma. Safabet Selimet: Kurtuluş, üzgün söz, Senit : İl (EN) Senet: Borç kâğıdı. Sefahet: Eğlenceye düşgün. Serbest: Başı - Baş. Beyoğlu 11 inci ilk mektep Hocaları ... 48 inci liste Şakavet: Haydutluk, çapul. Şehadet: İnanış (dini) görüş, — yurt için ölme Şehir: Ay. Şek: İşkil © Şeki: Biçim, Şenaat: Kötülük. o Şevk: İstek, ışık. Şevket: Ululuk. “Şikâyet: Sızlanmak. Parça, Şuh: Kıvrak: Şükran: İyi- lik bilme, Şümul: Yayım (yaymaktan). Sarıyer 14 üncü mektep ... 46 mcı liste Mahdut: Çevrilmiş Mahfi: Toplantı yeri. Mahrem: Gizli. Mahsul: Eis ge- İen, döl, Mahzur: Engel. Mecal: Güç. Meccshen: Bedava, Beleş. Meclis: Top lantı, kurultay. Mecmua: Yazı toplan- ; Mihver: önek 0- # Beyoğlu 37 inci mektep okutma bey'eti ..» 47 inci liste Saadet: Kutluluk, dirilik, Serhoş: Rakı vurgunu. Satır; yazı sırası. Saf vet: Ünlülük. Sefahe(: Düşkünlük. Se $alet: Yoksulluk. Selim: Saygı. Belâ- met: Kurtulma. Se, Açık söyleme Semt: Taraf, yer. Senet: Serbest: İli- gilesiz, bağsız. Beyoğlu 45 inci metkep okutma hey'eti — dı, Güvercinler Belçikadaki güvercinlik lerine alışmış oldukları için hepsi de bi: rer birer oraya savuşmuşlardır. Kum- | panya şehir şehir dolaşıyor, her şehir. de elinde bulundurduğu mebzel güver- | sinleri piyankoya koyuyor, güvercin bi- | tince de Belçikadan yenilerini getirtiyor icap eden masraflar ekseriya devlet- çe tahammül edilmek lâzım gelecek- tir. Coc İnşe ve terbiyesi mak» #adiyle devlet tarafından açılmış ihti yaca kâfi resmi müesseseler bugün ol pi bu hükmün tatbiki belki müm- kün olabilirdi, Halbuki © bu kabil ves. mi müesseseler benüz ihtiyaca Lele uzaktır. Ve esasen bedeni veya fikri tekâmülü tehlikede bulu- haz olunan tedbirlerin istilzam et masrafları inünhasıran devlete tah- mil etmek, bugünkü iktisadi ve içti mai rejim dahilinde, bir idealden baş ka bir şey değildir. Halkım da © çocuk meselesinin çocukları himayenin de- recei ehemmiyetini takdir ederek ç0- cukları yetiştirmek, çocuklara lâzım gelen takayyüdatı ifa etmek için ço- cuk müesseselerini (Terbiyehaneler, 18- lahaneler, bakım yurtları.. İlh) tesis ve teksire çalışması lâzımdır. Memle- Eve girdiler. Muhtar, ellerini kalç larına dayamış, kapının eşiğinde da- yanmış kalmıştı. Bir sedire oturan Lü- Hinekea dört kelime ile vaziyeti hülâsa etti: — Aliyi kandıramadım gitti. Dağa çıkan Niyaziye katıştı.. Ben size gel. meğe karar verdim. Fakat yola dü- zülürken olmuş armut gibi o Metre nin kurduğu pusuya düştüm, Kim bi- lir başıma ne felâketler gelecekti. Be- reket bu delikanlının çetesine, . — İki defadır bu kelimeyi tekrar ediyorsun. . Bu delikanlı da kim olu- yor? — Kim olduğunu bilmiyorum amma, anlıyorum ki bir Rum çetesi huduttan geçmiş. . Sırplarla boğuşmak istiyor. Metre'nin peşini adım adım takip edi- yerlar... — Öyleyse bu haberi bizimkilere ulaştıralım. Sırp çetesi gibi boş avlan- masınlar. — Lüzumu yok.. Beyhude zahmet edeceksiniz. . Lübinska ile muhtar © pencereye baktılar. Üç beş sakallı surat arasın. ne Nikolef'in kaşları çatık yü- zünü gördüler. Bir dakika sonra De- mirhisarlı komiteci güzel kızın yanı» | 51 inci liste ANKARA, 4. A.A. — T.D. “Karşılikları “aranacak arap- İ ça ve farsça kelimelerin 51 nu- maralı listesi şudur : 1 HAK 7—HEDEF 2—HAKARET © &—HEDER 3— HASET 9 — HİTABET 4 — HASRET 10— HİKAYE S—HAZ M— HİLAL 6 — HAZIM « Hazm. İZ — HİSSEDAR Listelerde çıkan kelimeler. den manaları birden fazla o- lanların her manasr için ayrı karşılıklar ileri sürülebilir. Karşılık gönderen zatların gönderdikleri & karşılıklardan Be ve işitilmiş olmayan- | ları hangi kaynaklardan aldık- Lik maçları İstanbul Futbol Heyetinden: Milli takımımızın Sofya seyahatından sarfınazar etmesi üzerine evvelce tan- zım edilmiş olan fiküstere devam edi- lecektir. Bu haftaki lik maçları aşağıda gösterilmiştir. Taksim Stadına: Böğiktaş (B) Süleymaniye (B), 13,30 bükem Sedat Bey. Altınordu - Eyüp 15,15 bh. Emin B. Beşiktaş - Süleymaniye 17. 10 M. Reşat B. (B) Beykoz (B) 11,30, lzzet B. ö Topkapı - Kasımpaşa 13, 18 İzzet B. İstanbul Spor - Beykoz 1: — — ketimizde efrat tara iağamii iye satla vücuda, pla ğin epeleri yet ağrım de azami o müzaheretine mazhar retle li etmiştir. Hifayeiet'al cemiyetinden başka diğer bazı teşekküller de mevcut olmakla bera ber her hâlde bütün bunlar ihtiyaçları temin edecek mıkdar ve ehemmiyette değildir. Kanunu medeninin lecek ahkâminm ve hususile (273)üncü maddesi hükmünün ileride müessir ve geneli bir mahiyeti haiz olabilmesi için her nahiye merkezinde mukim münevver merkezlerindeki © ç0- valilik Mv canl Seziyetikein meşgul olacak cemiyet ve müesseseler teşkili hususunda o alâka ve faaliyet göstermeleri şayanı Mm A. SAMİM başında sedire uzanmış bulunuyordu. Muhtarın yeti tabakadan bir si- gara sararken — Gönül gönüle karşıdır derler — dedi — Ben senin nerede, e — Şimdi söyliyeceğim. . Muhtar sen dışarı çık, Güzel kızın yüzü sararmıştı. Karşı- sındaki adamdan korkuyormuş gibi bir bali vardı. Yalnız kalınca Tane; — Bana bak arkadaş... — diye sö- ze başladı — Sana Serer merkezinin emrini tebliğe. memurum. Paniça ile Sandanski seni mühim bir tayin ettiler. “Arnavudof,. bu kadına verilemiyeceğini söyle man bazı arkadaşlar seni müdafaa et- tiler. Şimdi Paniça der ki “Rica ede- rim Lübinska beni utandırmasın.,, — Ne yapmamı istiyorlar? — İstanbula gideceksin. Osmanlı Bankasmı havaya uçurtmak lâzım. — Peki ama, bu eski bir hikâye... Osmanlı Bankasını uçurmak için se kiz sene evvel bir teşebbüs yapılmış” iyorsun ki o zaman bu - (Devamı var)