Asrın umdesi “MİLLİYE T”tr. mma 1 MAYIS 1933 İdarebane : Ankara caddesi, 100 No. Telgrat adresi ; let. Milliyet Telefon Numaraları: Büşmekarele > Müdür 0 ve i Müdürlüğü : 24319 Gelen evrak geri verilmes.— Müddeti 10 kuruştur — Gazete BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy Askeri rasat markesinden al- dığımız malümata nazaran bugün hava vi lecek ye niz mma geek Haneli AM VE Ve kanl Parlak bir sünnet düğünü Şimdi yalnız başıma giydiğim mavi takke ve üstüme örttükleri al yorganın rengi gözümün önüne ge liyor. Acısını pek hatırlamıyorum. Ben de bundan bir hayli seneler evvel sünnet olmuştum. Sünnet ol muştum dedikten sonra fazla iza- ha hacet yoktur. Adanada böyle bir sünnet düğünü yapılmış. Hapis hanede mahkümlardan en genci 19 ve en yaşlısı 45 yaşında olmak üzere 14 kişi sünnet edilmiş. Ya- zık değil mi yavrulara! Bu kadar küçük sünnet edilir mi?. Hiç te mi merhamet yok yahu!. Ben mah- kümların yerinde olsam - aman Allah saklasın - razı olmazdım doğrusu. 45 yaşına kadar böyle gittikten sonra ilerisi için de de- vam ederdim. (Sünnet) in kendine mahsus bir çeşnisi, merasimi vardır. Umarım ki; Adana hapishane müdürlüğü bu merasimi ihmal etmemiş ve 14 yavruyu al yorganlı yatacıklarına yatırarak de hokkabaz oynat- tırmıştır. Böyle yapmadıysa onun a dına sünnet denemez, ameliyat denir, Hayatın her safhasında erkek- lerle müsavi olmaya yeltenen ka- dınların bizimle müsavi olmadıkla rını itiraf edecekleri ve bir yiyi; bin şükredecekleri yegâne vazi- yet budur. Filhakika, biz erkekler hayatta bir kere sünnet oluruz, öyle zan- nederiz. Hatâdır. Karşımızdaki hokkabazın şaklabanlığından his- setmediğimiz ne sünnetler vardır ki, acısı sonradan çıl Sudan bahisler görüş işülürken İstanbula bir su mütehassısı gel di. Şehrin su ihtiyaçlarını tetkik ediyor. Umalım ki; bu mütehassıs zatın fikirleri kabul ve tatbik olu- nur. Bizde daima mütehassısa mü racaat edilmiştir amma onun tav - eleri pek ender olarak kabul e- dilmiştir. Bu sefer de eğer meşhur belediye fen heyeti su mütehassısı nın yanlışmı çıkarmaz ve onu hor görmezse belki fikirleri tatbik olu- nur. İstanbul suları görüşülürken, şeh rin yalnız Rumeli yakası, bir de Adaların suyu düşünülüyor. Aca - ba Üsküdar , Kadıköy tarafı şehir hududundan, hariçte mi kaldı?. Keşke öyle olsa amma, öyle de. ğil.. Acaba Anadolu yakasında külliyen edebi romanı: 90 İ (Başı 1 inci sahifede) fından okunarak tasvip edilmiştir. Ra porun başlıca kısımlarını aşağıda hü- lâsa ediyoruz: Klübün 932 varidatı 12,947 lira, masrafı 9,654 liradır. Varidat, 931 s€- nesindekinden pek ir. Bu ra- kam, geçensene hükümetçe verilen tah sisatm kesilmesinden ileri gelmiştir. > vaziyet karşımda klüp, masrafını dine indirmek suretile mevcu- diyetini idame edebilmiştir. Raporda, klübün en mühim neşriyatının masraf ları belediyece tes edildiği için vali Muhittin, gösterdiği muavenetten wn C. H. F. reisi Cevdet Kerim B. lere teşekkür edildikten sonra, reis Reşit Saffet Beyin Heyeti vekile kara- rile Iktısat vekâletinden almıya mu- vaffak olduğu 2 bin liranm cemiyete yeni hayat verdiği kaydolunmaktadır. Raporda, geçen senenin ie ha- rekâtr şöyle tesbit edilmi “Kruvazierlerle Avrupa ve Am kadan toplu olarak gelenlerin li 7.810 olup geçen seneye nisbetle 310 fazladır. Yataklı vagonlarla ve Suri- ye ve Rumeli şimendiferlerile gelen- lerin adedi 8576 olup geçen seneye nisbetle 2560 noksandır. Türkiyeye deniz tarikile ve postalarla gelen yol- cuların adedi 23.633 olup geçen sene- ye nisbetle 390 fazladır. Gelenlerin a- dedi ceman 40.000 e kariptir ki evvel ki seneye nisbeten 2000 kadar noksan dır. Klübümüz her tarafta yeniden ku rulan klüplerle münasebet tesis ede- rek Türkiyeye seyahat kolaylıklarını tamim eylemektedir.” Bundan sonra cemiyetin son bir s6- Be zarfında yaptığı neşriyattan bahse dilmekte, Edirne - İstanbul yolunun yapılacağı haberinin hariç matbuatta pek müsait akisler hâsrl ettiğini bil- dirilmektedir. Ayasofya o camii O karşımda ki meydanm park haline getirilmiye başlanmasından, Uludağda dağ spor- ları yapılması için vaki olan teşebbüs lerden memnuniyetle bahseden rapor, klüp azasından otomobillerini kendile ri idare edenlerle turistlere mahsus ol king mahalleri intihap edildiğini ha- ber veriyordu.. Seyyahlardan zabıtaca 24 saat sonra iade edilmek üzere al nan pasaportların klübün teşebbüsiy- le alınmaması emredildiği, yolcuların yanında gümrük resmi 80 lirayı geçme mek şartile, kontenjana tabi de olsa eş ya ithaline mü olunduğu, tu- rizm malzemesinin gümrük muafi, hakkmda B. M. Meclisine bir verilmiş bulunduğu raporda kaydedil dikten sonra, klübün B. M. Meclisince kabul edilen beynelmilel turizm nok- tai nazarmdan büyük bir ebemmiye- ti olan 926 Paris kongresi mukarrera tmm sureti tatbikma dair Dahiliye ve kâletine teklifatını bildirdiği de ilâve olunuyordu. Memleketmizde yaşamış ve onu sevmiş olan meşhur ecnebiler için bir açık galeri vücude getirilmek üzere Heykeltraş Kenan Beye Lady Montağunun ve Nejat Beye Prensesse Belâloloro'nun bronzdan 50 santimet- re kutrunda birer madalyonu sipariş edilmiş ve bunlardan biri bitmiş oldu- ğu, diğeri de bitince, Gülhane parkın- da mermer birer plâk üstüne konul- su bol ve heryere akar mı sanıyor lar... Elmalı suyunun Üsküdar tarafı- na su veren deposu İcadiye deni- len yerdedir. Üsküdarda bu depo- dan yüksek mahaller vardır. Me- selâ Bağlarbaşı, Tophanelioğlu, Kısıklı gibi bir çok büyük mahalle- ler ve yazlık yerler vardır ki; kum panya suyu alamazlar. Depo o ma hallelerden aşağıd. rafı mucip olacağı Kadıköy su şirketi oralara su ver- meyi aklına getirmez. Lâkin şehir belediyesi bu şirkete elindeki mu- kavele mucibince bir tazyik yapa- maz mı?., Çamlıca ve civarı dünyanm en güzel yazlık yerlerindendir. Lâkin yazın en çok lüzumlu olan bir ni- metten mahrumdur. Kumpanya su yu yoktur. Bu noksanı acaba şehir | meclisinin Üsküdarlı azası düşün- MAKEDONYA Aşk, memleketin kurtuluş kavgası olacak- ur. Bu memleketin bugünkü izim sesimizin bizim konuştuğu- muz di ği tesirden kolaylıkla kurtulmak için üzerimize ümüdimizin fevkinre bir ca- navarlıkla saldı irler. O zaman bir tereddüt, en küçük bir tü kiyametlerden daha fe- na tesirler verebilir. Bunun içindir ki size tekrar soruyorum. Ne olursa olsun, düşman ne kadar kuvvetli bu- hmursa bulunsun yeminlerinize sonu- na kadar sadık kalacak mısınız? Oturanlar asabiyetle ayağa kalktr. lar, silâhlarını havaya kaldırarak hep birden bağırdılar: nlıyanlar üzerinde yapaca- Kin, Politika ve Kan. Müellifi; lifi: Nizamettin. Nazif eassemereayene — Ölmek var. . dönmek yok! Müfrezedeki zabitlerin gözleri dol- muştu. Manzara hakikaten görülecek şeydi. tarafta kos koca bir mem- halet biribirindesi alim sefaletlere namzet, hissiz ve hareketsiz duruyor, bir tarafta bir saray ve yaldızlı ünifor- a bürünmüş vezirler, hafiyeler, ll e ei alm içinde yüzerek en görülmemiş sefahetler çinde yaşarken burada, Makedonya: nın her harita üzerinde adına rastgs- linemiyen mini mini bir kasabasından saatlerce uzakta, adsız bir o yaylada bütün bu camsı; can aşılamak ve bir yılan sürüsünü baltalamak azmile yanıp tutuşuyordu. Müfrezeler epey | dinlenmişlerdi. Geze adamakıllı basmadan » daha u- zaklara gitmek lâzımdı. Niyazi yola Seyyah getirmek için ne yapmalı? Yarınki genç maları için müsaade istihsal edilece- ği de raporda kaydediliyordu.. Derer) zamanlarında gelmiyen turist- ler ve toplu gelen seyyahlar için husu si treni di tertibi esas itibarile temin en rapor, klübün hari- bülüsa etmekte, beynel- ! kongrelere iştirak edildiğini kay dederek hülâüzatan şöyle diyordu: 1932 senesinde mensup olduğumuz A. İ.T. nin Copenhague Kongresine gerek tahsisatımızın noksanından, rek reisimizin rahatsızlığından iştir. edemeyişimiz, memleketimiz için za- rarlı olmuştur. Trptik hususunda aley himize kararlar verilmiştir.. Romada toplanan Turizm | propaganda teşek külleri kongresinde ayni esbaptan do layı iştirakimiz zaruridi Balkan konferanslarından bilistifa- de reisimiz Bükreşte toplanan üçüncü Balkan Turizm federasyonu kongresi. ne riyaset ederek memleketimiz için fit kararlar alınmasına delâlet ettiği gibi, gerek Bükreş'te, gerek Sofyada ve gerek Atinada birer Türk- Romen, Türk-Bulgar, ve Türk-Yunan Turizm komiteleri teşkiline muvaffak olmuştur. 18 haziranda Balkan Tu. rizm federasyonunun komitesi Sofya da toplanacaktır. Kahirede içtima eden Beynelmilel Turizm Mecli Misi doku zuncu kongresinde reisimiz, bilhassa sbetlrek rehberler, otomobil ve la rekabeti ve bilhassa döviz rinde fikirlerini kongreye ka bul ettirmiştir. Mısır seyahati münasebetile reiti- miz Suriye , Filistin ve Mısır Turizm teşkilâtile müdavelei efkârda buluna rak, Balkan federasyonuna müşabih bir de Şark Turizm federasyonunun , esaslarını İcurmuştur. Geçen sene Turistik malzememizle Leipzig, St. Raphael, Peşte, Milano ve Paris sergilerine iştirak ettiğimiz gibi, bu sene de Peştede malzememiz tep, hir edilecektir. deleştirmek müzde bir Türk - Yunan komi tesi teş kil ettik. Yunanistandan gelecek soy- yah kafileleri için Emniyet umum mü düzlğü teshilât göstermeğe amade- ir. Yeni hükümet merkezimizi millete ve ccnebilere tanıtmak için ucuz ve Combine biletli seyahatler tertibi için Devlet demiryollarmca on beşer kişi- lik gruplara yüzde elli tenzilât ifası için temenniyatta bulunduk. On sene dir azami faaliyet gösteren Türkiye Turing ve Otomobil klübü bir mesai programı da çizmiş ve temenniyatını hükümete bildirmiştir. Bu programın büyük hatları şunlardır:- —- 1 — Türkiye Turing e Otomobil klübünün Ankara merkez komitesini teşkil eden 20 - 30 mebus beylerden, bütün Avrupa memleketlerinde oldu. riyaseti altında “Conssil Supdricur de Tourisme” teş- kil edilmesi ve bu meclisin, İktisat meclisi âlisi misillâ, Başvekâlete rap- ti; 2 — Maarif vekâleti Talim ve Ter- biye dairesinin Turizm ile vazifeten meşgul olması; 3 — Nafin vekâletinde ayrıca bir sube ihdasile gerek yolların inşa ve tamir bakımının, gerek demiryolları işletmesinin ve ilânlarıni Turizm nok- tai nazarından tayin ve-slabı; 4 — Turing ve Otomobil klübüne muayyen bir memba: varidat olmak üzere bir pul ihdasile taşra yolcuları biletlerile, birinci ve ikinci smıf otel 5 — Memleketimizi bir baştan bir başa ve biç olmazsa şimdilik Avrupa hududundan İstanbul ve Ankaraya bağlayacak bir tek araba ana yolunun her şeye tercihan ve süratle ikmal, tamir ve daimi surette bakımı ve bey- nelmilel işaretlerle işaretlenmesi; 7 — Tercümanlarm, rehberlerin, şoförlerin ve seyyahlarla temasa gele- cek diğer meslek sahiplerinin evsafı milliyelerine itina olunması; 8 retlerin kat” 9 — Gümrük muamelesinin kolay- laştırılması ve seyyahlara o müstesna muamele yapılması için âmirlere sa- verilmesi. Wii hiren İktisat vekâletinde oan bir komisyonda, ticaret mü- messillerinin vazaifi meyanma Turizm hakkında da bir madde ilâye edildiğ de kaydedliyordu. Büyük Gazi Hazretlerile İsmet Pa kiz on kişilik küçük bir kafilenin ken- üklüm yaklaştıklarını İçlerinden biri kolağasıya cevap ve- recek kuvveti kendinde buldu: — Efendim bize müsaade — Ne müsaadesi? — Efendim, biz geri döneceğiz. . — Niçin?. — Efendim biz bilmiyorduk. Yan- lışlıkla geldik, Biz padişaha karşı ko- yamayız. Biz zannettik ki siz de bin- başı beyin arkasından © gideceksiniz. Hem biz yeminli değiliz. Bu açık ifadenin içinde bir kabada- yılik kokusu vardı. Neferler hakli diler. Ne olduğunu bilmiyorlardı. Bi meden gelmişlerdi ve anlaşılan söyle- nilen sözleri de pek hayıra yormamış- lardı. Niyazi çok düşünmeğe lüzum görmedi — Peki arkadaşlar! Öyleyse si; nünüz. . Yalnız silâhlarınızı burada bırakacaksınız. Çünkü bu silâhlar millet parasile alınmıştır. Ve madem ki millet bugün silâh kullanmıya ka- düzülmeğe karar verirken, birden se- | rar vermiştir, veriniz silâhları. . Zabitler (Başı 1 inci sahifede) kimya tahsil etmek üzere Almanyaya gönderileceklerdir. Müsabakalar, her sene tekrar edi- lecek ve deniz lisesi mezunları da iş- tirak edeceklerdir. Arslanlar Yuvası Askeri Kseler mezunlarına Özle sırmalansın taktıkları ler Genç yaşta yıldızlansın zabit olsun yeğitler.. Akın akin koşarlar Harbiye mekte- bine ermeğe rehbe- rine. Yılmadan uğraşırlar Ders alır arslanlaşır arslanlar yava- sında; Göğüs gerer, can verir askerlik da- vasında!. Muzaffer Naim Gölgeli Istanbul Üçüncü İcra Dairesinden: Mahcuz olup duruhtu mukarrer bulu- nan Sulanahmetde Akbıyık mahalle sinde Küçük hamam sokağında 25 No. lu henede koltuk kanape ve karyolanın birinci arttırma suretile 3-3-933 tarihi- ne müsadif çarşamba günü saat 12 den 13 e kadar satılacağından | taliplerin mahallinde memuruna müracaat eyleme leri ilân olunur. (2734) Darüşşafaka lisesi müdürlüğün- den: Darüşşafakanın bir senelik ek- mek ve eti kapalı zarf usulü mü- nakasa ile almacak ve zarflar 18- 5.933 perşembe günü saat 11,5 te Nuruosmaniyede Cemiyeti Tedri- siye merkezinde açılacaktır. Ta- lip olanların kanuna muvafık tek- liflerini yapmak üzere o gün ve şartnameleri görmek için her gün mezkür merkeze müracaatları. (1942) İrtihal Tüccardan Bedrettin Apanay Bey Fücceten vefat etmiştir. Cenazesi Ni- şantaşında Ayten apartımanından sa- at on birde kaldırılarak öğle nama- zı Fatih camiişerifinde badeleda Edir- mekapumdaki o makberi mühsusuna defnedilecektir. İRTİHAL Amavutluk Hanedanından ve Bal kan Konferansı Arnavutluk heyeti mü cahhasası reisi Mehmet B. efendi Koni çe'am refikaları Hanımefendinin Mar- silya'da vefat ettiği büyük teessünle ha ber alınmıştır. Mehmet Beyefendi Ko- niça ve kederli ailesine beyanı taziyet ederiz , (2130) OPERATÖR Dr. Şinasi Hakkı Hastalarını Pazar ve Perşembe güm- leri saat 14 en 18e kadar Kadr köy'ünde Moda caddesinde 208 nu- merolu mid kabul eder. (2541) saman 2266 şa Hazretlerine , İktisat vekili Celâl Beyefendiye, klübe himayekâr davra- nan mebuslara, şehir umumi meclisi- ne, vali Muhittin ve Cevdet Kerim B. | rapor aynen kabul edilmiş! sonra eski idare heyeti ipka edilmiş | ve yeni sene faaliyetinin daha feyizli olması temennisile içtimaa nihayet ve rilmiştir. Kongreye İzmir şubesi namı pa Nuri ve Bursa namına Esat Beyler iştirak etmiştir. İçtimadan sonra âza- ya bir çay ziyafeti keşide edili | <epi raber silâhları teslim ettiler. Müfreze- nin içindeki güçlü kuvvetli ( fedailer birer silâh daha aldılar. İşte bu sıra- da bir ağacın aşağıya sarkık bir dalı üzerinde tuhaf bir tarzda, âdeta bir şezlonkta yatıyormuş gibi yan oturan bir adamın avazı çıktığı kadar bağır- dığı duyuldu: — Döneklere ölüm! Arkadaşlar bu herifleri derhal kurşuna dizmek lâzım- dır. Biz düğün eğlencesine değil, ihti- lâl yapmıya gidiyoruz. İhtilâllerin kendilerine mahsus ahlâkları ve kai- deleri vardır. Her vatandaştan şuur- Vu hareket bekliyemeyiz. Bunlar -. re gidince, belki yarın taburunu üze- rimize saldıracak olan satılmış binba- sılardan birinin emri altında bize kur- şun sıkacaklardır. İhtilal bitaraf kuv- vet tanımaz. Bir vatandaş ya bizimle beraberdir, yahut değildir. Bizimle beraber olmıyanları düşman addetme- mek için hiç bir sebep yoktur. Kola- ğası Bey, yanlış düşünüyorsun. Sesinden imanlı bir adam olduğu pek belliydi. Niyazi gözlerini ondan ayırmıyarak yürüdü, sarkık dala yak- Taştı — Çok yüzel söylüyorsun arkadaş... ettiği apartımanın salonu. Ekrem Bey, her haftanın çarşamba gününü ken- disine hasreden Lâhika Hanımı sabır- sızlıkla bekliyor. Loş ve sıcak oda çek içindedir. Lâhika Hanım bermu- tat gecikmiştir. Fakat bu sefer Ek- rem Bey telâşa düşmüştür: Çünkü her zaman yirmi beş dakikadan fazla ge- cikmiyen Lâhika Hanım bu sefer beş dakika gecikmiştir. Nihayet ka- pı hafifçe çalınır. Ekrem Bey koşup kapıyı açar.) Ekrem — Nerede kaldın, Lahika? ne oldu? Lahika — Merak ettin değil mi Ek - remciğim? Ekrem — Merek etmezmiyim! seninkinin bir soğukluğudur! Lühika — Aman dur nefes alayım- da anlatırım. Merdivenleri dörder dör der çıktım, Yarım saat vaktim var. Ekrem — Ne oldu, canım söyle! zi — Ne olacak, öğleden sonra idare içtimama gidecek diye ben sevinirken ne dese beğenirsin? “Lâhika- gene bugün duğum ünmünde bana bana alacağı hediye birlikte intihap etmekliğimizi arzu edi- liyemezdim ya! Eyevallah de- eke çare ye m düldâna girip ne bu- ziye gilmek söyledim. “Sana bir saat müsaade, dedi; bir saat sonra seni klübün kapısında bek lerim, akşam yemeğini dışarıda yeriz.” Ekrem — Âli, enfes! Bu işte ben ne olurum? Lühika — Ne yapayım Ekremciğim. Doğduğum gün olduğunu bile unutmuş- tum. Ekrem — Ben unutmamıştım amma, Bak ruhum senin için hazırladığım çiçek- lere! Lâhika — Aman ne güzel, ne güzel çiçekleri Ekrem — Bir de hediyecik © hazırla- muştem, Lâhika, Lâhika — Hediye mi? Ekrem, “Cebinden bir mahfaza çıka- — Pek kıymetsiz, pek naçiz bir . Fakat kabul edersin değil mi ca- bn! Bu ne güzel şey. Nasıl teşekkür e- deyim bilmem ki Ekrem — Teşekküre hacet yok Lâhi- ka, Hoşuna gittise bahtiyarım. Lâhika — Hoşuma gitmez olur mu? bu güzel gerdanlık boğenilmez mi? aman ne seviniyorum bilsen! Demek beni sahiden seviyorsun Ek- rem? ime er Öyle olacak . — Peki amma ben bunu eve vi e gr yi kd ei Bir çaresini düşünmeli, Lâhika — Ne çaresi? cep harçlığım- dan biliktirdiğim para ile alden diyelim ya. Bana verdiği nedir bilir misin? ayda on lira. Ekrem — Fenamı, yüzde Lâhika — Sokakta buldum da diye mem. Ekrem — Evet. Polis merkezine tes- lim etmen icap ederdi. Hah, O buldum! Buldum! Lâhilea — Ne buldun? Ekrem — Bak dediğinle, şöyle bir ma- sal uyduracağız. İsminin ra edilmesini | istemiyen ihtiyar bir hanımefendi müza- yikadan kurtulmak için mücevherlerini satıyor. Fakat bu satışı dostları arasında bir piyango tertip suretile yapıyor. Ko- cana da bir kaç bilet aldıracAğız ve bit. tabi iyramiye ona isabet edecek. N. Lâhika — Yahu sen dahi imişsin kimsenin haberi yokmuş, Vallahi mü- Mirai Yiğier mpi? Lâhika — Enfes, âlâ ne vakit yapaca- ğe? yirmi faiz l *“Ve dalda oturan adam © çevik bir hareketle yere atladı. Niyazi elini zattı. Bu eli hararetle sıkan el, kalbi- nin açıklığı bakışlarından belli olan Bir genein eli ii, Bu genç, o kaçakçı Aliden başkası değildi. © Abdülkamidin elinden © düşen bir telgraf kâğıdı, odanın wcak havası içi atarak düşmü ayı postunun bol tüyleri üstüne al kapanmıştı. Bu tel- grafta aynen şu satırlar vardı: “Mabeyin istemektedir. ürkütmemiştir. Belki bu zy ileti teşvik etmiş, gözlerimiz açılmıştır. Derhal söyliyelim ki vatandaşlar bu- güne kadar olup biten kötülüklerin hesabını zatı şahaneden sormak tenez- zülünde bulunmıyacaklardır. Hedefi. miz bu memlekette, medeni bir dov- let kurmaktır. senedeni uğ Otuz radığımız her felâket bugünkü kötü Ekrem — Cumh günü gelirim, Bile leri de getiririm. Üç dört tane aldırır” İçi yanar amma zarar yok. Piyangoyu hafta çekeriz oldu bittit Lâhika — Ben on çün nasıl & ceğim? artık gideyim Ekremciğim. Ekrem — Güle güle ruhum, haftaya faizi de isterim. Lâhika — Elbette. Cuma günü, Lâhika Hanımın kocs Hidayet Beyle Ekrem Bey karşı kar” ya oturmuş, hararetli bir mü dalmışlardı: Hidayet Bey — Öyle ya! Sizin gibi zenginlerin zaten kimseye hayrı yoktu” Kendi aziz canımızdan © başka kimsefi 'düşünmezsiniz! E Diyorum ya, kimseye bir iyliğiniz ö” mmaz; az Ay değil ya, elinizden gelm” nki siz varmızı yok zu ire olanlartı verirsiniz de . Hidayet Bey — İşte bunda yanılıyo”” sunuz, Bana müracaat edip te eli boş dö men yoktur. Lâhikaya sorunuz. Ekrem — Öyle ise beni nl Valdemin eski ahbaplarından bir var, Bu ihtiyar kadıncağız bugün, çin, rm mbar mecburdur. Bunları dostları 'bir piyango tertip ederek elden mak istiyor. Benim de bir kaç bilet tef” zi etmemi rica etti. Hidayet Bey — Ya . Ekrem — Elbette siz de bir kağ alırsınız. Hidayet Bey — Azizim, benim bu bi işlerde prensiplerim vardır. , . Eren — Onu sonra görüşürüz. lm Aman Bey, redi yap olur, “Hidayet Bey — Hele şa kadı herkesin işine karışması yolmut Ekrem — Biletlerin adedi iki lira? Beş bilet alsanız on lira eder. Sizin iğ On lira nedir? hem belki de kazanırsın! Hidayet Bey — Bizde o tali nerede #| zizim! 1 Ekrom — Haydi, Hidayet Bey, hay, Gün görmüş ihtiyar bir kada mun: Hidayet Bey — Adam sende, Han; olursa olsun! Bir hafta ira Ekrem Bey Hü Beye atideki mektubu gönderir: “Azizim Hidayet Bey, piyango çekildi. İkramiye size çıktı desem Bar mmasımız? mma Fakat çıkmış, olmasma mani olmazsınız, gile” İerinizin birine iki yüz “lira kıymebi nefis bir gordanlık isabet etti, Bunu xe derhâl uşakla gönderiyarum . . ." W İki saat sonra da Hidayet Beyle rem Bey arasmda telefonda su muha" etti: Hidayet Bey — Vallah azizim, kemmel! parlak! Şu on liraya pek çalmadı, çıkmıyacağı da belli idi” filân dersin Ekrem — Sebep? Hidayet Bey — Çünkü nuz ya, sizden niçin saklıya; sevdiğim küçük bir dostum var . ... lâhat Hanım . . . Gerdanlığı ona ettim de ondan! N N. GLORYA? « 3 Mayıs Çarşamba akşamı sinema ve MÜNİR NURETTİN Verilecek olan mevsimin SON KONSERİ iatlar: 75-100-150 200 kuruşt idare şeklinden doğmaktadır. Vi nın taksimi, devletin inkırazı bahisken bile Istanbulun bütün gaj hafiyelerle zabit kumandasında iki müfreze yelerle dolu olan şehirlerden na vatandaşların barmabilecekleri yı ne yer olan dağlara açılmışlardır. Selânikteki casus paşalar de İstanbula çağrılmazlarsa m. her tarafındaki namuslu vatanda! bize iltihak edeceklerdir. Kanunu sasinin en kısa zamanda tatbikini yoruz. İstediklerimiz verilmezse ren almak ER. Zatı ların bütün mes'uliyeti padişaha olacaktır.,, ; Bu telgrafı Abdülhamit bir sa?" çinde tam üç defa okumuştu. kaçakçı Alinin müdahalesinden da neferleri Rermeye iade etm (Devamı