r Celâl Beyin anlattıkları. Bilecik mülâkatı . Sevr muahedesi| tadil edilecek mi?. Müzakerenin âalttarafı Ankarada! ANKARA - Mart - 1921 Bilecik mülâkatmda (o Mahmut Celâl Bey de bulunmuştu. İstanbul Paşaları ile olup biten şeyleri ba- na anlattı. Umumi olarak bildiği- miz bu hâdisenin, bu mülâkatm bazı hususiyetleri var. Celâl Bey- den dinlediklerimin bülâsasmı; aklımda kalan kısmını defterimin şu yaprağına geçireceğim: eyeti Bileciğe geli- yor. Orada görüşülecek. Fakat va- ziyet o kadar nazik ki, onlarla gö- rüşmek meselesi ikinci derecede kalıyor. Günün en mühim işi, E tem ve arkadaşların vaziyetidir. Bileciğe gitmeden evvel, Eskişe birde durulacak, konuşulacak, bir karara varılacak. .. Nitekim öyle oldu. Eskişehir görüşmesi çok çe- | tin geçti, Çerkes kardeşlerin teca- vüzü haddini aşıyor. Eskişehir içti- raamda bulunanlar, Mustafa Ke- | mal Paşanın tahammül kudretini yeniden denemek imkânmı buldu- Jar. İzzet Paşaya kavuşmak için Bileciğe gidiyor. Fakat Mustafa Kemal ve İsmet Paşalarm kafala- rında Etem ve arkadaşlarının va- ziyetinden başka bir şey yaşamı- yor ... Bileciğe gidildi. İstnabul heyeti de geldi. Bir asker heyeti selâmladı. o Hep birarada konuşulacak. . İsmet Paşa, Celâl Bey, Kılıç Ali Bey, Hakkı Behiç Bey, Muhiddin Baha Bey mülâkat esmasmda bulunacaklar.. Fakat daha evvel Mustafa Kamal bu zat- larla yalnız görüşmek istedi. Ya- | rım saat kadar görüştü. Arkadaş- | larının yanma geldiği zaman: “Nar | | file.. Bu adamlarda da vâzıh bir karar, müspet (o bir fikir yoktur!,, dedi. Biraz sonra hep bir arada topla- nılıyor. Mustafa o Kemal Paşa ile İzzet Paşa yan yana oturuyorlar. İsmet Paşa Salih Paşanın yannda. dır. Mustafa Kemal Paşa; arka- daşlarını takdim ediyor: (e Garp cephesi o kumandanı İsmet Paşa; İktısat Vekili Mahmut Celâl Bey, İstiklâl mahkemesi azasından Kı- hıç Ali ve Muhiddin Baha Beyler, Türk Komünist Fırkası Reisi Hak kı Behiç Bey... Paşalar sordular; İktısat Vekili ne demek?.. “Ziraat ve Ticaret Nazırı ,, nın mukabili denildi. Ko- nuşulmağa başlanmıştı. Hüseyin Kâzım Bey söze başladı: — İstanbulda iaşe darlığı var. Evvelce Karadenizden İstanbula çok şeyler gelirdi. Halbuki şimdi gelmiyor. Darlığın sebebi bu. . Celâl B. cevap veriyor: — “Biz madığından bahsetti. oBuna da; paraya ihtiyaçları varsa Ankarada tedarikine imkân olduğu cevabı verildi. . Mustafa Kemal Paşa, a- na meseleye dokunmuyan bu türlü görüşmeleri; gizliyemediği bir asa- biyet içinde dinliyor, Sözü asıl a- na meseleye getirmek İstiyor. Ni- bayet Celâl Bey söz alıyor: — İstanbulun vaziyeti icabı... Yazan:Orhan Seyf kıtası garda | © Onlar garp ile, biz de şark ile te- mastayız, Her iki taraf | vaziyeti ayrı ayrı izah etsin. Sonra da han- gi yolun doğru olduğu tespit edil- sin. Meselâ biz, O şarkta emniyet moktasından mükemmel bir halde- yiz. Ruslarla tamamen anlaşmış bulunuyoruz. Mukaveleyi bile im- zaladık. Daha evvel Faşalar Haze- ratından bir şey anlamak istiyo- rum: Seyahatlerinden maksatları nedir? Sevr muahedesinin tadili hakkında devletlerden söz almış- lar da bunun tatbikat şekillerini birlikte görüşmeğe Omi gelmiş der?,, İzzet Paşa; devletlerden böyle bir söz almadığını söyledi. Celâl Bey, bu imkânı temin edip edemi- yeceklerini sordu. Bundan da ü- #mitli olmadıklarını söylediler. Bu- nun üzerine Celâl Bey dedi ki: -— O halde padişah lehine pro- paganda yapmıya mı geldiniz? İzzet Paşa — Ben, padişahtan hakaret görmüş bir adamım. On- | dan şikâyet etmeğe hakkı olan bir adamım. Fakat mesele şahıs me- selesi değildir. Saltanat ve hilâfet makamına hepimiz bağlıyız. Öyle değil mi?.. Celâl Bey, cevap olarak, padi- vE i er Mili cidelde İktısat Vekili Celâl B. şahın son zamanlardaki hareket ve teşebbüslerinin sebebini, ma- hiyetini anlattı. Sonra da: Böyle bir adama karşı nasıl hürmet hissi taşırız? dedi. Bir aralık söz, Sevr munhedesi- ne, bu muahedenin tadili imkân larına intikal etti. İstanbul Paşa- larınm fikrine göre yapılacak ta- dil, olsa olsa Türkiyenin hâkimi. yeti altında İzmire mubtariyet te- mini şeklinde olabilir. Trakyayı kurtarmak için ise (biç bir ümit beslemiyorlar. Celâl Bey sinirleni- yor: “İzmirin, Trakyanın, İstan. bulun matemlerini — Giritte, Şar- ki Rumeli Vilâyetinde, Bosna - Hersekte olduğu gibi — iki defa çekmek istemiyoruz. Ne olacaksa, şimdiden belli olsun!,, diyor. Celâl Bey, kapitülâsyonlar hak- kında İstanbul Paşalarmın ne dü- şünmek istediklerini öğrenmek is- tedi. İzzet Paşa cevap veriyor! — Kapitülâsyonları si kapitülâsyonlar kat adli kapitülâsyonların kaldı. rılması güçtür. ; Celâl Bey — Çeşit çeşit kapitü. | EE 0D Tan GELİŞİ GÜZEL Gezgin satıcılar Belediye bu meseleyi | de halletti | Bir gezginci satıcı ANKARA, (Milliyet) — Belediye gezgin satıcılar hakkında esaslı ka- rarlar vermiştir. Gezgin satıcıların bulunamıyacakları saha şebrin gidiş ve gelişinin düzgünlüğü bakımından çevrelenmiştir. Bundan sonra postaha nenin önünden Hâkimiyeti Milliye | matbaasının bulunduğu sokağın Keçi ören tarafındaki köşesine kadar, go- ne poslananin yanından Hâl'e giden Kızılbey caddesinde we Anafartalar caddesinden Koyunpazarına (Koyun- pazarı dahil) kadar olan kısımda gez gin satıcılık yasak edilmiştir. Gözgin satıcılar kooperatif arkasındaki saha» İ da, Çıkrıkçılar yokuşunda, o Hacıdo- meydanının arkasında ve At pazarının yan ve arkasında duracak. lardır. Bu sahanm dışına çıkanlar şid- | detle takip edilecekler ve cezaya çar pılacaklardır.. Gezgin satıcılardan be lediyo; yarım metreden az bir saha iş- | gal ediyorlar diye hasap ederek ayda | bir lira alacaktır. Gezgin satıcılar srhhat cüzdanı almağa mecbur edile- gekler ve daimi bir kontrol altında bulunacaklardır. Kundura boyacıları da bu muameleyi göreceklerdir. Bu suretle şehrin İşlek yerlerinde geli ve gidiş güçleşmiyecek ve gezgin sm tıcılar ayrılan sahalarda serbestçe sa tıp yaparak ekmek paraları çıkara» caklardır. a a lâsyon olur mu? Adli kapitülâs- yonlar niçin kaldırılmasın? İzzet Paşa — Beyefendi, hâlâ hapishanelerimiz yok.. Ecnebile- hangi Celâl Bey — Türk vatandaşla” rını koyduğumuz yerlere. . Bir aralık Salih Paşa söze ka- rışı: — Görülüyor ki, biz garpte hiç bir şey yapamamışız. Halbuki siz şarkta çok şeyler yaptınız. Rusya ile anlaştınız. O halde biz de ken- dimize tavariş diyelim, olsun, bit- sin... Mustafa Kemal Paşa; söze çok- ça karışmıyor. İstanbul Paşalarile meydancığında, Bahriye caddesi | İğ i tarafında, Hamamönünde ev. | İğ kendi arkadaşlarının konuşmaları- na meydan bırakıyor. o Çünkü o, kararını vermiştir. Şimdilik muha- taplarında yaşıyan hâleti ruhiyele- ri tespit ve tefsire çalışıyor. Ko- nuşmalar, artık onun istediği de- receye gelmişti. e Birdenbire mü- dahale etti: — Şimdilik müzakereyi talik e- delim. Alt tarafma Ankarada de- vam ederiz! YAĞLIKÇININ KIZI azan:Yusuf Ziya; Yazan: Topluiğne ; Hikâye: Mahmut Yesari ;Yazan:OsmanCemal; Yazanı Sadri Etem Karikatürler: Teftiş sevahati, İstanbulda bir sinema artisti, Odun ve kitap, Çin vazosu.. Birinci nevi Ekmek: 6 kuruş! ANKARA, 17 (Milliyet) — Beledi yenin ekmek fiyatlarında narh usulü- nü bırakarak serbest satışa revaç verdiği ni dün yazmıştık.Ankarada francalanın kilosuna on kuruş otuz para, birinci eke meğe sekiz kuruş on para narh veri miş, ikincinin de altı otuz tılmasına müsaade edilmi; ya ve Kerim Beylerle Hacı Çaput un fabrikalarının fırınları birer dükkân açarak - satıcıya komisyon vermeden ekmek sattıklarından - bu marhtan şok aşağı ekmek satmağa başlamış- lar ve bu rekabet piyas a ederek bazı yerlerde birinci nevi ek» meğin altı buçuk kuruşa kadar satıl- masma sebep olmuştur. Hergün kırk iki bin kilo ekmek (sarfeden Ankara- mızda belediye bu vaziyet karşısında ekmek narhmiı kaldırmıştır. Ve birin- ci ekmeğe yedi buçuk, ikinci nev'e de altı kuruş azami fiyat vermiştir. Bu karar ekmekçilere tebliğ edilmek üze redir. Bu karara göre bundan sonra farınlar, ekmekçiler ve bakkallar tes- bit edilen fiyatlardan fazlasına ek- mek satamıyacaklardır. Bu azami fi- yattan dun ekmek satışma ise pek ta- bii olarak müsaade edilecek ve gene rekabet yüzünden birinci nevi ekmeği belki altı kuruşa kadar yiyebilece- Ankarada ucuz ekmek satan bir fırın fiz. Şu hale nazaran Ankarada bir vakitler kilosunu yirmi dört kuruşa kadar yediğimiz birinci nevi ekmek dikkate şayan derecede ucuzlamış, bu gün altı kuruşa kadar inmiştir. Bele- diye artık yoni azami fiyat usulünü saki narhlar gibi on beş günde bir ilân #tmiyecek, yalnız un piyasasma tâbi olarak piyasa icap ettirdiği vakit, de- Hiştirince ilân edecektir. Japon sefiri tifoya tutuldu hiplerile işçiler arasmda BER Mene hillkmek ve mii Bu en güzel, en canlı mizah gazetesinin yarınki OKKA İLE li Bi DÜŞMAN TUTKALCI Ankarada eğlence yerleri eğ Klüp sinemasının ANKARA, 17 “Milliyet” — Baha- rm kapusundayız. Denebilirki bu se- ne burada, fazin kış olmadı ve 80 İ ğukler da şiddetli değildi. Fakat o- dun ve kömür gene eski kışlarda öl- duğu gibi, maden kömürü yirmi beş ile elli arasında, odun üç kuruşa, yüz paraya, kömür de perakende olarak | on kuruşa satıldı. Fazla kar ve yağmur görmediğimiz | den caddelerimiz tertemiz, buna rağ- men geceleri sokaklar tenhadır. Eskiden geceleri adam almıyan Amka- Ta sokaklarının şimdilci sşarzlığını daha | sine çekilmesine atfetmek lâzımdır. | İ İşte bu çekilişlerdir ki birazıcık ta buhranın tosirile Ankaranın eğlence yerlerini bomboş bıraktı ve hattâ ço- Hunun kapısına kilit astırdı. Piyasaya beş bin lira kadar taktık. | tan sonra kaçan bir Macarın işlettiği Gülbaba, sonra mütemadiyen © kılık değiştiren Taflan, daha başkaları bu elçekmenin cezalarını görüyorlar. . | Bunların yerine açılanlar da var. Meselâ Taşbanın altnda açılan “$ö- | len,, hiç te föne bir gazino değil; gü- zel çalısı da var, içkisi de... Kapa- nan yerlerin müşterisi şimdilik orada... | Halk her yerde, her zaman yeni şe - yi sever. .. Ankarada dahi daima ye- ni eğlence yerleri, mevcut sayılı müş- terileri başka yenisi açılıncıya kadar | çeker, durur. Şimdilik orta tabakanın akşamdan eğlendiği ve içtiği yer, Şölen, Şen An- kara, Beyoğlu gazinolarile bir kaç şa- raphanedir. Biraz daha kalantorlarm eğlendiği ve yemek yediği yerler; Ankarapalas ile Şehir lokantasıdır. Maahaza her i- lar. Tabakana tiyatrosundadır. Her gün ziyade herkesin yuvasını yaptırıp köşe- | | meşhur sanatkârların resimlerini köşe Barlara gelince; topu topu iki tane Tenzilâtlı talebe seanslarında sine. | * malarda 50 yaşında mektepliler var £ Ebi A m ye yi CEPHESİ Eğlence yerlerinden: Yeni Beyoğlu birahanesi. kalan bunlar her gece sinek avlamak- tadrlar. Nerde o bol şampanyalı kon- somasyonlar, nerde © şaşaalı bar ha- yatı ve nerde o artistler? o Bekârlar her gün teessürle o günleri anıyorlar. Ankarânın ilk açılan barlarma kız giren artistler dönüp dolaşıp (o bugün gene buraya gelmişler, yanlarında ko- cakızlarile beraber geziyorlar. Han- dise torunlarile beraber ayni masada konsomasyon yapacaklar... Söyliyorlar; Ankaraya bir gelen, on defa daha gelirmiş... Ankara bar- ları iyi artist için fazla yevmiyeyi böy- le kıskanırlarsa bunların defa daha gelmelerinden şüphe edilmez. . . Hoş 16 hazii sonra ecnebi artist . Ankarada müşterisini pek kaybet- miyen yegâne eğlence yerleri sinema- lardır. Talebe için tahsis edilen tenzi- Je bir gün kan gesi ederseniz; elli yaşında yüzlerce tale- be görürsünüz! !... Eb, tahalli ulüm bu, hangi yaşta yapılmaz?i.. Ankarada sinemalar baştan başa tetkike değer bir mevzudur. Tekrar bahsedeceğiz. Soğuk damga ANKARA, 17. (Milliyet) — Ekmek- lere etilket yapıştırılması uznlli mahzurlu görüldüğünden Belediyece ekmeklerin ait ve üst taraflarına soğuk damğa vu- ralması . Bu usalön bu hafta zarfında tatbikatma başlanacaktır. Yeni En operet- cazip ve en erladın biri İ ORLOF ÇARIN ELMASI Emsalsiz musiki, baş döndürücü danslar, güzel şarkılar İlâveten: Dünya haberleri Bu gece nüshasında OKAİN TÜCC, mi Bugece Kulüp Yüzü damgalı adam ALKAPON Macera, aşk ve heyecan filmi, İlâveten: Dünya haberleri neler var: KÖREBE Manzm hikâye: Çimdik 2138 GSFESTEFEĞESERE$ ES TEPEŞEŞLESE E di SBESERE EŞİ SENİŞLEESESES