Kalpazanlar Peşinde! (Başı 1 inci sahifede) meselelerden dolayı haklarında tab- ie cereyan etmiş bulunanlar var Bir kaç sene evvel Hatırlarda olsa gerektir ki, birkaç sene evvel de Yunanistandan sahts €vrakı nakdiye getirildiği şayi olmuş, Galatada bir gayri Türk sarraf ve di ğer bazı oşhas derdest edilmişler ve Zun boylu süren tahkikat neticesinde terbest bırakılmışlardı. Bu sefer de Zan altına almanlar içinde bu gahis- lardan bazılarınm bulunduğu anlaşıl- maktadır. Nerde Sabte yüz lir basıldı? lıkların ecnebi bir memleskite ssa Bulgaristanda İhzar edildiği rivayetlerinden bahse- dilmişti. İlk tahkikat ta bunların ec- hebi bir memlekette © basıldığı zannı veriyordu. Bununla beraber, İstanl da da ihzarı mümkün görülen bu kalp paraların şehrimizde basılıp ba- wlmadığı noktasını da tesbit etmeyi Zabıta tahkikatı, bilhassa | istihdaf et- mektedir, Yenileri bulundu Sahte 100 firalıklardan 2 - 3 tane- «i daha ele geç miştir. Bütün banka- lar ve mali müesseseler, kasalarında mevcut yüzer liralıklar meyanında #ahteleri olup olmadığını birer birer tetkik etmektedirler. Bu suretle şim- diye kadar ele geçen sahte 100 Tiralılk ları nadedi 14 e baliğ olmuştur. Bum lar, sahteliği Cümhuriyet Merkez ban katmcn tesbit edildikten sonra zabı- taya gönderilmiş ve evrakı tahkikiye Ye ilâve edilmişlerdir. Anadoluda sürüldü mü? Sahte 100 liralık Anadoluya da sürülüp sürülmediği hakkında bü- tün Anadolu banka ve piyasalarmdan malümat istenmiş ve kalp paraların h rinden farlı tamim edilmiştir. Bir refikimiz, sahtelerin Anadoluda la ole geçti ta resmi malümat olmadığı temin e- dilmektedir. Sahte yüzlüklerden he- Büz 14 adedi ele geçmiş olması, bu işe yeni teşebbüs edilmiş ve bunların Anadoluya sürülmesine vakit buluna» Mmamış olduğu zahabını kuvvetlendir- ektedir. Şimdiye kadar yapılan tah kikatın verdiği meticelere göre, ilk sahte para s#lrme teşebbüsünün, Ada Pazarı Ticaret Bankasmda değil, Fe- ık Bankasında farkma varılmış- tr., Felemenk Bankası Veznedarı Pa “ayot Ef. bozdurulmak üzere ismi be k gizli tutulan bir Türk tarafından “*ndisine verilen yüz liralıktan şüp- be etmiştir. Bunun üzerine para mü- tehasszslara gösterilmiş ve sahteliği anlaşılınca zabıtaya haber v tir. Panayot Ef. cereyanı hali böyle- ©<e anlatmaktadır. Mahmutpaşada bir bağazaya sürülen saran Felemsok nkasından — verildiği > Şimdi bar sahte ni tarla dan bankaya olduğu araş- trılmaktadır. Bu iki hâdise üzerine” dir ki zabıta keyfiyeti Borsa kominer- liğine bildirmiş ve Borsa komiserliği de piyasada sahte 100 liralık evrakı makdiyeye tesadüf edildiğini bankala Ta ve Türk para piyasasına tamimen bildirmiştir. Diğer taraftan zabıta tah kikatına devam etmiştir. Bu sırada Adapazarı Ticaret Bankasında 3 adet 100 liralık sahte evrakı nakdiye bu- lunmuz, bunların Felemenk Bankas dan alınan 20 bin lira arasmda bulun duğu anlaşılmıştır. Bu suretle tahkika bin bütün merkezi sikleti, bu parala- tm kimin tarafından sürülmüş oldu» İunu meydana çıkarmak noktasında Voplanmıştır. Bunun için lâzım gelen- *rin malümat ve ifadatma müracaat *dilmiştir. Zabıtanm bazı mahaller. İs'arama yaptığı da haber verilmek- 'edir. abıta şimdiye kadar sahte pa- falarm geçtiği elleri tamamen tesbit Miniş ve işin membamın bulunmasını inin edecek noktaya gelmiştir. Bu tller meyanmda maruf kimseler ve Yuteber müesseseler de vardır. Tahki *at, bunlara sahte paraların asıl kim- geldiğini gösterecektir. zler üzerinde Die ili inde kalpazanları mey. İsna çıkaracağı kuvvetle ümit edil- Mektedir, Yukarıda şimdiye kadar ele etiğini a a yün 3 ü Adapazar, 1 Fel ri Osmanlı, 1 i Emlâk, 1 i Cümhuriyet İerkkez, 1 i Kommerçirale, biri Doy- Dün ak kendisile görüştüğü Eemniyet Müdürü Fehmi B. tahkikatın a, etmekte — olduğunu, lo 4, da sahte yüzlüklere tesadüf edilip Mediği malüm bulunmağını beyan ir, E Ali Sami B. ne diyor? ma “Takı nakdiyemizin Londrad: Mezaret eden heyette bulunan Ali Rİ Bey bize şunları söylemiştir: Yuz Jitanbulda, Bulgaristan veya liye yapılabilecek evrakı ili pe ya çinkograf veya taşla ola da pizim evrakı makdiyemizin tab fa #8 türlü zorluklar vardır. Bir lik alarımız taydüs usulünde çe- hendeyi »der. Sonra fili bazı Balik, #ekilleri vardır. Bu itibarla deği nlarda baslabilecek taklitleri, Müneyverleri, ancak köylüleri Yeni deniz Zabitlerimiz (Başı 1 inci sahifede) kılmıştır. Mektebi en çok numara ala- rak bitiren Bülent Muhtar Efendiye bir mürekkepli kalem, edebiyat ve re sim müsabakalarında kazanan dört talebeye Türk korsanları isimli kitap verilmiştir. Merasimi mütcakıp talebe ye harp filosu kumandanı huzurunda bir geçit resmi yaptırılmış ve genç m zunlar, mektep gemisine teslim edil- miştir, Yeni sene mezunlarının isimle yoruz: Güverte smıfma ayrılan deniz za- bitlerimiz: Hüseyin Hilmi, Hüsnü Hüs nü, Şemsettin Rifat, Recep Saffet, Fer da Ferit, Nahit Zekâi, Nihat Nuri, Ce Iâl Halit, Bahri Ali, Cemal Ahmet, Feyzi Mustafa, Kemal Ali, Münir Mustafa, İsfendiyar Hakkı, Şerafettin Hayri, Fazıl Rıdvan, Emin Nuri, Ta- rik Ali, Cahit Mustafa, Remzi Hâmit. Makine kısmma ayrılan zabitleri- miz: Ferit İbrahim, Murat Salih, Fet bi Hüseyin, Muhlis Tevfik, Vedat Şa- kir, Necati Süleyman, Bahri Ahmet, Bülent Muhtar (sınıf birincisi) Rüs- tem Eşref, Cahit Ethem, Hayati Sab- ri, Ahmet Süleyman, Necmi Hulki, Kemal İsmail, Fehmi Zekeriya, Musta fa Emin, Hasan Hamza, Selim Faik, Necmi İsmail, Ali Fahrettin beyler. Şal öy, İktisat Konferansı (Başı 1 inci sahifede) li ve 1436 numaralı kanunla ihra- cına mezuniyet verilen bonoların 314,16 liraya iblâğı hakkındaki kanun lâyihalarmın geri verilme- sine dair Başvekâlet tezkereleri o- kunmuştur. Anadolu - Bağdat Demiryolları ve Haydarpaşa Liman ve Rıhtım idaresinin 1927 Evkaf U. Müdür- lüğünün 1928 hesabı katilerine dair kanun Jâyihalariyle divanı muhasebat encümeni mazbatları müzakere ve kabul edildi. Hükümetçe verilmiş olan imti- yazlara müteallik mukavelelerde yazılı vergi ve resim maafiyetleri- nin meriyeti hakkındaki kanun lâyihasımın, bu hususta yeniden ılmasına ihtiyaç görül- cihetle hükümete geri ve- e dair bütçe encümeni mazbatası okunmuş ve kabul edil r Boçkay geliyor (Başı 1 inci sahifede) tettikten sonra ortada bir halka şek- linde toplanacak ve halk: selâmlaya- caktır. Bundan sonra her şube çıkış sırasile yerlerine avdet eyleyecekler- dir.Bunu müteakıp küçükler şampiyo — nu olan ayni kulübün en mini: zuvları gene kendi kategorilerinin i- kincisi olan ile bir maç yapacaktır. Hiç şüphe yok ki istikbalin futbolcü- leri olacak olan bu gençlerin yapaca- ğı maç çok güzel ve zevkli olacaktır. Bundan sonra asıl Fenerbahçe birinci takımı Macar profesyonel Boçkay ta- kım ile bir maç yapacaktır. Boçkay bu mevsimde şehrimizde maç yapan ilk ecnebi takımı olacaktır. Bu kulüp bu ayın yirmi altısında memleketinde son İik maçını oynamış ve şehrimize hareket etmiştir. Macaristanın en kuv vetli bir takımı olduğuna da delil bu lik maçlarında Türk futbolcuları- nım İyi bir surette tanmış oldukları Hungarya takımını yanmiş olmasıdır. kay Hungarya ile oynadığı oyun- da ipek faik oynamış, fakat şanssız- hik yüzünden 2-1 galip gelmiştir. Bundan başka aralarda beş tane Ma car Milli takımı oyuncusu vardır. Bil- hassa sağ açıkları çok seri ve çok nik bir oyuncudur. Bu takıma sarı civertlilerin nasil bir kadro ile çıka- cakları malüm olmamakla beraber şöyle çıkmaları çok kuvvetle muhte- meldir: Hüsamettin Yaşar o Hadi - Füruzan Cevat Fikret Esat Niyazi Muzaffer Zeki M. Reşat Şaban Bu kadro sarı İâcvertlilerin lik maçlarını oynadığı son kadrosudur. Hep bir arada oynayan ayni takım ar tık faal şeklindedir. Onun için kuv- vetle tahmin ediyoruz ki Macarlara karşı iyi bir oyun çıkarabileceklerdir. Boçkay oyuncuları çarşamba sabahı ekspresle gelecekler ve doğruca otel lerine giderek istirahat ettikten sonra Fenerle karşılaşacaklardır. Bayramın üçüncü günü ayni takım Fnerbahçe İ- le bir revanş yapacaktır. Bayramın beşinci günü de Boçkay son maçını birinci küme muhteliti ile oynayacak ve memleketine avdect ©- decektir. la aldatabilir. Sahte paralarm yüzer li- rolik olması o ve bu kiymette © parala. rin ekseriyetle banka ve büyük mali müesseseler arasında tedavül etmesi, kimsenin aldanmamasnı ve kalpazan lığın çarçabuk meydana çıkmasını iu cip olmuştur.” Dil anketi (Başı 1 inci sahifede) şimdiki Patrimoin medeni kanumumuz daki mamelik tabirinin karşılığı rak kullanılmakta devam edilmiş ise biz de (mal) : Patrimoin karşılığı larak kullanmakta devam edebi - Esasen mal kelimesinin bizde de böy- ği zaman mal tabiri hem alacaklara, hem borçlara şamil bir mana ifade et mektedir. Sonra meselâ borcu düşü- Ten sebepler arasında zikri geçen a- ine, kelimenin huku- şünerek ödeşme tabi- Tini pekâlâ kullanabiliriz. (Akıd) im lügat mânasına göre türkçe karşılığı bağlanmak olabilir. Fakat hukuşi medlülünü tel ederek bunda iki veya daha ziyade kimselerin rızaları biribirine uyması münasmı buluruz ve bu mânaya göre de akıt veya kon- turat yerine uyuşma tabiri daha uy- gun düşer.” € Derleme faaliyeti DENİZLİ (Milliyet) — Şimdiye ka dar 1330 kelime toplandı ve merkeze gönderildi. Gelen karşılıklar ; Liste: (21) | Artık, gerekmez. Zaman: Çağ. Zat: Öz, kendi, (Özlük, zatiyyet, özgü, Lizatihi), Zebun: Arık, düşkün. Zebun- keş: Oğur, düşkünü, Zdkâ: (Onot Sa- ih) Zeyrekdik, tez anlayiş. Zerre: Toz. Zevâl: Geçen, oyleyin, Zndanı Tünerik. Ziyan: Zarar, (Türkçeleşmiştir). Ziya- ret: Yoklamak, görme, görüşme. Züm- re: Takım, uymak, (Uymaklanmak Ken- dine uyanlarla birleşerek, bir hizip te$- kil etmek). Zait: Eminönü Sebzehane S. No. 8. Ruhizade İbrahim İzzet Liste: (21) Artık, gereksiz, gerekmez (lü- lu sözü söylemek gerekmei , ula (Kefalet) (Divanü rk'ten) D.L T. Zat: Kendi, iç yüz. Zebanı Arık. Zekâ: An, us, ök, Yanıklık, açıkgözlük, çabuk — anlayış ök (Büyük Türk Lügatı). Zeval: Geçme, a- şağılama, inme, düşme, öğle, Zindan: Hapishane, tomruk (tomruğa (atmak, vurmak , hapsetmek), (Tomruk (ağası | “eskiden” hapishane müdürü) (Kamusu Türkiden). Ziyan: Yaşık, kaybetme. Zi- | yaretı Görmeğe gitmek. Zümre: Takım, bölük. Eski listelerden: Vasıta: Aracı, yıcı o (yarayan me. Fajde: İs: Son piş- gitmezimiş, Garez: İşkil Yahya (Büyük Türk L) Muallin: Ragıp Tevfik ... Liste (20) Vahşet: İşsizlik, yırtıcılık, yabanilik, örkeklik, kaçıngalınk, korku. Vahamet: Ağırlık, güçlük, uygunsuzluk, dokunale- lik. Vaki: Geçen, akan, alan. Vasıta: A- K dalgınlık. Veda: Ayr y son gürüşme. Vesik: Sözün kısası, kes tirme söz. Vesika; inanış kâğıdı. e Vie dan: , duygu kaynağı, doğru se- yiş , duygulu ölçek. Yadiyür: Ar- mağan, arulış vergisi, gönül verimi. Ya- kın; Yakından bilmek, kavrayış, yanaşık ik, Yani: İstek, sudu ki, demek istenilir ki bu demektir ki, Yegüme: Tek, biricik. Yeis: Kaygu'içsikıntısı, umuşsuzluk. Filorinalı Nâzem ... Liste (18) Tabut: Tabut. Tâli: Or. ib: Tarih. Tecil Geri br. rakmak. Tedip: Azarlamak. Tecmmül: Düşünüp, taşmmak. Teenni: Yavaş ya- vaş, düşünceli. o Teessüf: o gücenmek. Teessür: Acınmak. Teessüs: Kurulmak, Temelleşmek. Tehir: Geciktirmek. Te- kit: Üstelemek. Telif: Uzlaştırmak, ya- laştırmak, yazı toplamak. Temin; Sağ- lamlaştırmak, kazanmak, korku gider- mek. Tesir: İçine işlemek, fayda ver mek. Beyoğlu 16 mcı mektep muallimleri ... Liste (18) Tâbi: Uuyan. Tabut: Ölükutusu,dört kollu, Tali: İkinci, orta. Tarih: - Tecil: Alıkoymak. Tedip: Türelemek, uslan- dırmak. Teemmül: Olurunu di Teenni: Derin di Teessüf: A- cınmak. Tetssür: Acıklamak. Teessüs: Kurulma, temellenme, Tehir: Geriletme, me Telif, Temin 6 Liste: (16) Sabah: Günbaşı. Sabık: Geçen, eski. Sabır: o Katlanma, Sade: o Süsslüz Sahil: Kıyı, Sahife; o Yaprak. o Sah- Sahil: Kıyı. Sahip: Sahife: Yaprak. Sah ne: Açıklık. Beyoğlu 11 inci mektep muallimleri *»*. Liste: (16) Sabah: Tan. Sabıkı geçmiş, Yalnız, yavan, Sadet: Söz çevresi. Safz Katıksız, Safi: Katıksız, darasız. Sahil; Kıyı, yalı, Sahip: İs, Ismi ağırlıyan iti. ne kemik atar “atalar sözün”, Sahife: Sayfa: yaprak yüzü, yüz. Sahne: Orta, yer, oyum yeri, Beyoğlu 3 üncü mektep muallimleri Mecliste hararetli münakaşalar (Başı 1 inci sahifede) anladık. Müellifler ve kitapçılar Ahmet İhsan Bey (devamla) — Bir kere mektep kitapları memleket irfa nun istikbalidir. Mektep kitapları çocuk babalarının bu dar zamanımda aylıklarından ayırdıkları paraların ir yerdir. Mühim bir iktisadi meseledir. İnsan makinesinin kömürü kitaplarımızdır. Bu işi vekâletin eli- ne alması kadar doğru bir hareket ta- savvur olunamaz. Şemsettin Saminin lügatleri yüzünden Türk olmayan ki- tapçılar servet sahibi olmuşlardır. Şemsettin Sami ise zaruret içinde öl- ü fler ve muharrirler şim ibi 3, 5 kitapçı e- Akagündüz Beyin sözleri Akagündüz Bey (Ankara) — Da- vayı kaybetmiş ix. Küzm Paşa (Diyarıbekir) — Han- si davayı? Akagündüz B. — Kitap davası, mahkeme davasını de; Ali Bey (Afyon) çılar sesleri) Akagündüz B. (devamla) — Maa- rif vekâleti mektep kitaplarının mun- tazam, g ve faydalı şekilde yetişmesi için Devlet Matbaasmda teş kilât yapıyor, tahsisat i bu davanın Baricinde Kim? (Kitap- hedefi göremedim. Üç, beş kişinin 10 vatandaşımızın, 15 kitapçının methi- yesini dinledim. Buraya bunun için iz. Burada sermaye- e şahsi menfaatler bu şekille şahsi menfaatler | ir tarzında (o mütaleasını tecviz etmeyiz . Burada bir inkılâp maarifi vardır . O maarifi, o hedefe daha ça- | buk, csaslı , zararsız, dalaverosiz gö- türmek için ne yapmak lâzım gelirse gütmeğe memuruz. Vekâlet davanın — bir cüz'ü olarak Devlet Matbaasına tahsisat istemiştir. Dava büdur.. Ali Beyin, Hüseyin B yin, Veli Beyin zarar edeceği dava ir, Bir ordu hedefine muzaffe- olabilmek için içinden bir şok canları feda eder. 18 milyonluk bir memleketin hâlâ kitapsız kalan ço cuklarma kitap vermek için ne Hilmi Bey, ne de Ahmet Beyi düşünüyorum. Ne de onları burada fuzuli müdafaa edenleri, Hayır, batsm efendim, üç ta nesi, sekiz tanesi, 19 tanesi batsm.. Ahmet İhsan Bey — Batmaz, bat- maz onlar.. Çabuk kitap ma, ları kitap sahibi olsunlar. Devlet va- zifesine istediğini verirsek, yapar, e- serlerile göstermiştir. Yapacağız ve bunu vereceğiz ve mukabilinde şunu isteyeceğiz: Çabuk kitap, temiz, fay- dah ve ucuz kitap.. Kitap okunuyor Davayı karıştıran ikinci bir mesele var; ar ki kitap okunmuyormut, arkadaşımı bu iddasında tenzih ede- rim, Yalnız kendileri ve yalnız müda- fan ettikleri vatandaşlı leketete Kitapçılık etmiş dei Birkaç ay ben de yaptım ba işi, liyorum ki halk okuyor ve okumak is tiyor. Fakat ne okutabiliyoruz. Ne ©- kuyacak $0y veriyoruz. Halk okuma» saydı onlar batardı. Babıâli kitapçıları Babsâli kitapçıları ben bildin bile- li dalma zarardan şikâyet eder Her vakit devletin sırtma yüklenirler. Arık bunun önüne geçmeliyiz. Babı- fili Ankarada bu inkılâip yuvasında bir sokak olmalıdır. Bu işte birkaç ki zarar edecek diye o düşünmemeli Halk okuyor, okumak istiyor. Fakat teşkilât yoktur, tevzi teşkilâtı yoktur. Bir de bu kürsüde fedakârlıktan, fe- ragatten bahsedenler oldu. Ne feraga ti?, Ben 31 senedir muharrirlik edi- Kitapçılar benim iliğimi er” de Şem Beyin iliğini emdiler. Tabutunu kemir diler. Biz göz nuru dökerek kitap ya zarız. Formasını 450 kuruşa satarız. Kitapçılar m yüksek tutarlar, kitaplar satılmaz. Bizim de paramız sürünüp gider. Yeni kitabı, yeni Türkiye inkılâ- bında yeni bir kitapçılık © ve yenibir tevzi teşkilâtmın Ankarada tesisini Maarif Vekâletinden rica ederiz ve bekleriz. (alkışlar). Maarif Vekilinin izahatı Bundan sonra söz alan Maarif veki- Bey demiştir ki: Maarifimizin en büyük dertlerinden biri de mektep kitaplarının vaktinde disine aittir, ki pek müstacel mahiyet tedir. Önümüzdeki sene mektep ki- taplarının vaktinde basılması ve yer- ine yeti için bunları şimdiden tab'ına başlanılması lâzım- dır. Bunun için de bu işi yapacak o lan Devlet Matbaasının geniş bir kud. - rete erişmesi icap eder. Vekil Bey, Devloet Matbaasının mil Ni bankalar nezdinde 350 bin liraya kadar üç sene müddetle açacağı he- sabı carilere Maliye vekâletince kefa lette bulunulması hakkındaki kanunu müstaceliyeetle ve tercihan müzake- resini istemiştir. İtirazlara cevap Reşit Galip Bey, itirazlara cevap vererek mektetp kitaplarımın hazırla- nişi, basılışı, tevzi ve satılışı işleri üze- rinde bu hususta Vekâletçe almmış tedbirlerin Meclisi âliye arazı esnasın da geniş bir surettet görü gün olacağını işaret el miştir kiz “Çok ehemmiyetli ve memleketet şamil bir mevzu üzerinde yüründüğü içindir ki, bu hususta hazırlanmış o- lan kanunu Vekiller heyetine arzet- meden evvel matbunta verdim. Alö- kadar herkes, bütün vatandaşlar üze- rinde uzun uzadıya uğraşmaya vakit bularak koyduğumuz esaslar da ten- kide mütehammil noktalar varsa tas- hih edilmek üzere mülâhazalarını ze bildirsinler diye. Bu itibarla bu ci- hetlere temas eden mütalealar için ö- nümüzde geniş fırsatlar vardır. kitap tabilerini yakıp kül etmekle tiham ettiler, Böyle bir suikast siyase- ti maariftet yoktur. Bunu tetkzip ede rim, Bilâkis tabilerin korunması Ma- arifin esaslı vazifelerinden biridir. Bu sahayı bir harp meydanına çevirirsek kendi irfan hayatımızı sarsmış oluruz. Böyle bir şey bizden sadır olmıyacak- br. nun veye konularak kabul edil- miştir, Bunu müteakip Afyon Karahisar - Antalya Demiryolumm en çok dört senede ikmal edilmek üzere normal genişliktet inşam için 25 milyon li Bın sarfına ve gelecek senelere ser teahhütlerde bulunulmasına mezuni- yet veren kanun müzakere ve kabul edilmiştir. Kanunun müzakeresine baş z alan hatipler kanunun de olduğunu ve Meclise bu tekliflerde bulunduğundan dolayı hü- klmeti takdir ve tebrik etmişler Fevzipaşa « Ergani hattinin Elâzi- lanması hakkındaki kanunun ü müteakip nisanm onuncu gü nü toplanmak üzere içtiman nihayet verilmiştir. e ei Sinan türbesi Mimar Sinan türbesinin güzel- leştirilmesine devam edilmekte- dir. Türbenin genişlettirilen ye- rinde ufak bir bahçe de yapılmış- tır. Mülga Seyhülislâm dairesinin büyük duvarlarının da yıkılarak bu eski dairenin bahçesi de park haline konacaktır. Türbe civarın- daki barakalarla, camiin karşısın- daki dükkânlar istimlâk edilecek- tir. Dükkân ve baraka sahiplerine teblizat yapılmıştır. Bu civarda çirkin manzara gösteren viran yer lerde taşla örülmüştür. Bu suretle türbe civarı da güzelleştirilmiş o- lacaktır. Henkel Yeni neşriyat Türk çocuğu (Öz dilimize doğru) mecmuası çı- karmakta olan muslim Hüseyin Kâzam Bey yeni bir mecmun daha çıkarmıya başlamıştır. (Türk çocuğu) ini gıyan bu mecmua türk çocuklarını dil iş çiliğine alâkalandırmak ve bilmedikleri öğretmek gayesini gütmektedir. Şen çocuk On beş günde bir İntişar eden bu m00 muanın 16 ıncı sayısı çıkmıştır. Azerbaycan yurt bilgisi Darülfünün müderrislerinin muaveneti tabririyelerini temin eden bu mecmuanın 15 inci sayası çılamıştır. Kooperatif lerinden korumak için her aile efradın anneler bilmesi ve yapması lâzımgeldiğine dair çok faydak bir izah ile bir Alman gencinin £ koca Zırhlıları uçuran ve cephanelikler ateşliyen mühim bir keşfini, Tayyare piyangosunun yeni tertibine sit tafsilit vardır. Frederic March 1929 da ilk defa sinemaya başlamazdan © evvel, (Frederic March sahnede mühim muvaffa- kıyetler kazanıyordu. Sahnedeki bu muvaffakıyeti de o kadar ko- lay olmamıştı. Bir çok artistler gibi, o da yılmadı, ısrar ve sebat etti ve nihayet kıymetini tanıttı. Frederic March Wisconsin darül. fünundan çıktıktan sonra, ayni şehirdeki bankalardan birine me- mur girmişti. Burasını bıraktıktan sonra, bir tiyatroda üçüncü reji- sörlük gibi müte' bir iş bul du. Nihayet kendisine bir rol ver- diler, muvaffakıyeti görününce, daha mühim roller aldı ve yavaş m Frederic March yolunu bul- lu, Los Angeles'te turneye çıkmış» tı. Paramount kendisine “Polis hafiyeliğine talip” ismindeki film. de rol verdi. İlk filmi budur. Ondan sorira mukaveleye bağlan- dı, Clara Bow ile altı, Bancroft'la bir, Nancy Caroll ile bir film çe- virdi. Meşhur “Doktor Jekyi ve M. Hyde” filmi şöhretini takviye etti, Şimdi “Haç işareti” isminde mutat rollerinden farklı bir rol a- larak, yeni bir film çeviriyor. NE Bu son filmden bahsedelim. Holiyvood'da bu film çevrilirken artistler ve figüranlar o kadar çok igara içmişler ki, akşama yerde- izmaritleri toplamak için dört adam çalışmış. un üzerine rejisör, oda sahnede olmamak ile, artist. lerinden maada bütün figüranla- rım sigara içmesini menetmiş. Bu filmde Frederic March'tan maada Elissa Landi, Claudette Colbert ve Charles Laughton var- dar. Sefiller Fansız sinema atistlerinden Marguarite Moreno filme alma- cak olan Victor Hugo'nun “Sefil. ler” inde Thenardier rolünü ala- caktır. Soviyet Joan Crawford “Bu; yoruz” ismindeki harp mm Gary Cooper'e eş olmuştu. Yakmda Clark Gable ve Wal- lace Beery ile “Soviyet” isminde yeni bir film çevirecektir. Dokümanter filmler Almanyada dokümanter film imalâtı gittikçe azalıyor. 1927 de 409.619 metre pelikül tutan 870 filme bedel, 1932 de ancak 238 bin 832 metre tutan 416 film var. dır. Sacha Guitry Maruf Fransız aktörü Sacha Guitry de sahneye giriyor. Kendi. yazdığı bir piyesi filme alması çol: muhtemeldir. — —— Kurban derileri kında görüşülmek üzre dün İstanbul Tayyare şubesinde müdür Hasan Feh- mi Beyin riyasetinde kaza ve nahiye şu” beleri reislerinin iştirakle bir içtima ak- tedilmiştir. Bu içtimada ittihaz edilen mularrerata göre, deri ve barsaklar ma- halle şubeleri vasıtasile evlerden topla- nacak, nahiye şubelerinin — depolarına makledilecektir. Deriler için teberru eshuluna o matbu mapuzlar verilecektir,