Talebe Vagon - Lit Önünde Wagon Lit'nin Beyoğlu merk ezi önünde toplanan gençler... (Başı 1 inci sahifede) tepler talebesi arasında sür'atle şayi olmuştur. Beyoğlunda.. Akşam üstü, saat 17 ye doğru, Ga- mağazalardan, kı- | raathanelerden çıkan gençler de ya- yaş yavaş iltihaka başlamış, saat 17 buçukta birden bire bu müteferrik grupların büyük bir kitle halinde Ga- İstasaraydan Taksime doğru birleşti- ği ve orada 1500 kadar gencin top- landığı görülmüştür. Vagon - Lit'nin Beyoğlu merkezi, vaziyetten daha ev vel haberdar olmuş olacak, ki sant 15 buçuktan itibaren kapanmış ve kepenk indirilmiş bulunuyordu. | İçeride kimseler yoktu. Gençler, Türk lüğün tahkir edildiğini heyecan için- de haykırarak birden bire tezahüra- tn geçmişler ve Vagon - Litnin inik kepenklerine ilk darbeyi dir. Bu sernd şasm gençlik” avazeleri yükseliyor, kepenklere inen darbeler şiddetleni- yor, artıyordu. Bu esmada o civarda bulunan Emniyet Müdürü Fehmi Bey, yetişmiş ve “dağılmız efendiler” diye vesayada bulunmuştur. Fehmi Beyi tanrmayanlar, bu vesayaya rağmen, tezahürata devam etmişlerdir. Gene bu sırada haberdar edilen Beyoğlu it- #aiyesinden bir grup tecemmü mahal line yetişmiş ve halkı dağıtmak icin su sıkmağa mecbur kalmıştır. Halk. tan bir kısmı, ıslana, dağılmış ise de, gençler hortumlara atılarak bu- mun önüne geçmek istemişler ve bu emada Vagon - Lit'nin kepenklerini indirmişlerdir. Ondan sonra vit saire resimleri parçalanmış, içeri gi- ven bazı kimseler tarafmdan telefon- lar da kırılmış ve bir takım tahribat vukua getirilmiştir. Bu ayrılmış, elleri çizilmiş, vücutleri be- relenmiştir. Galata'da... Bundan sonra nümayişçi talebe ka- filesi, ayni tezahürat ile Tünel - Y. sekkaldırım yolile Karaköye inmiştir. Beyoğlunda bu tezahüratı devamı müddetince, ne olduğunu lâyikile an- layamayan bazı gayri Türk mağaza ların kepenklerini indirdikleri görül- müş ise de, vaziyet anlaşıldıktan son Fa tekrar açılmışlardır. Ayni saatte ışmda da, üçer beşer gençten mürekkep talebe grupları biribirleri- ne iltihak ve büyük bir kalabalık teş- kil ediyordu. Bunlara, Yüksekkaldı rım yolile Beyoğlundan inenler de tihak edince çok büyük bir kitle hâ- wi olmustur. Bu sırada, Yataklı Va. | gonlar Şirketinin tam köprübaşnda, Japon sergisi altındaki Galata merke- zi de kapatılmış ve kepenkleri indi- rilmiş bulunuyordu. Gençler, buraya da ler, kepenkleri ve camları kırmışlardır. Kepenkler kırı. men, karşılarına gelen kapınm üs- #inde Reisicümhur Hazretlerinin bü- yük kıada bir resimlerini görmüşler ve bu çerçev: i alarak İstanbul cihetine getirmişler ve Halkevine bi- rakmışlardır. İstanbul tarafında... Gençler, ayni heyecan ve tezahü #at ile köprüyü geçerek Eminönüne velmişlerdir. Oradan (Yaşasın Gazi Yaşasn gençlik) avazelerile dördün- cü Vakıf hanının önünden geçerek Ankara caddesine da sıra ile bütün gazete idarehanele- rinin önünde bir müddet tevakkufla te- zahürata devam etmişlerdir. Bundan Büyük Gazinin resmi, oraya bırakıl mıştır. En ön olarak Son Posta refi- /kimizin matbaası önüne gidilmiş ve tekrar Halkevi ö gençler alkışlar içinde dağılmışlardır. Hâdiseye müddelumumilik © vaziyet etmiştir. Beyoğlu kaymakamı Sedat, müddeiumumi Kenan ve Emniyet mü dürü Fehmi Beyler, dün gece geç vak te kadar Beyoğlu merkezinde tahki- katla meşgul olmuşlardır. Vagon » Lit ezi şefinin de ifade si alınmıştır . Diğer taraftan sirketin iki merk yapılan tahribat tes. bit edilmektedir. Terahürat osnasın- da taşkımlıklar yapan, polislere ser- keşlik eden ve memlek nizamlarına mugayir nan on beş kadar efendi ma alınmış ne müracaat edilmiştir i Şirket müdürü ne diyor? gelmişler ve bura» | ve kendilerinin ifadeleri. | sık buldam, Zaten bunun - zifesine nihayet verildiğini biliyor. dum. İşleri düzeltmek, yolsuzlukların önüne geçmek için elimden geldiği kadar memurlarının hareketlerini kontrol etmek & mecburiyetindeydim. Şimdi ben türkçe öğrenmek üzere bu lunuyorum. Fakat öğreninceye kadar bittabi vazifemi de yapmağa devam edeceğim. Türkçe bilmemekle bera- ber, bazı memurların müşterilerle ko nuşurken, bu müşterilerin memnu: yetsizlik gösterdiklerini görüyordu! Bittabi memurlardan fransızca ola- rak izahat istiyordum. Geçen gün mevzuu bahis memur Galata acenta- sile konuşuyordu ve gayet basit bir ie konuşuyordu. Meseleyi bana ah etmesini söyledim. Cevap edi ve konuşmasına devam e sonra, memurun gördüm ve kendi sini on lira değil, on kuruşla tecziye edeceğimi söyledim. Bu cezalar şir- ket veznesinde toplanır ve ay niha- yetinde memurlar arasında taksim e- Bu ihtarım üzerine sinirlendi. fransızen izal ii, li yeçmiydosdiiğ cez, söyledi. Dun Üzerine diğer arkadaşlara sui misal olmasın diye, kendi gün mezuniyet verece; fakat iyi zumiyetini yedi güne indirdim. O da şapkasını aldı ve gitti. Benim Türkle- re karşı harekette bulunduğumu ve onların dilini sevmediğimi söyliyen | kimseler varmış. İtalyan ordusunun bir zabiti sfatile namusu askerim ü- ederim ki, bu adamlar yalan o söleyorlar, benim u karşı büyük bir hürmetim ve dilleri- me karşı muhabbetim vardır. Net kim şimdi türkçe öğreniyorum. kın zamanlarda sizinle türkçe konuş maktan büyük bir hâz duyacağım. Ben eminim ki, bu dedikodular inti- zama sokmak üzere olduğum bürom- daki memurlardan çıkmış değildir. İlki aydan beri Türkiyede bulumuyo- rum. Şunu lâive edeyim ki, içti- mai vaziyetimizin ve mevleiimin de i- caplarının tanınmasını istemek hak- kımdır zannederim. Hukuk mezunu. yam, Hiç bir kimseye söylendiği ve yazıldığı gibi h: it değildir. Sonra ortada bir tarafgirlik olduğu da aşikârdır. Çünkü şimdiye kadar hiç kimse, bu hâdise hakkında gelip te bir kere de benim fikrimi olsun sormadılar. Hâ- İ diseye müteeasifim, fakat şu sözlerim le mevcut bir hal ifade etmiş sem bahtiyar. Ben Türkleri sevme. sem, mensup olduğum kumpanya, kendi menafii aleyhine, Türkiyedeki İ işlerimin idaresini bana tevdi eder | miydi?. Hüsnü Sadık B. Ankaraya gitti Yataklı Vagonlar kumpanyası Tür kiye mümessili Hüsnü Sadık Bey An- karaya gitmiştir. Aldığımız malâma- ta ran, Hüsnü Sadık Bey hâdise hakkmda alâkadar makamlara iste- nen İzahatı verecektir. Beyoğlu kaymakamı ne diyor? Dün gece Beyoğlu merkezinde tahkikat ile meşgul bulunan Beyoğlu kaymakamı Sedat Bey, vaki olan is- tifsarımıza cevaben demisti ğildir. Yalnız ifadelerine edilmek üzere nezaret altına hulunan ve polislere serkeşlik eden $ - 6 genç vardır. Tahkikat ve istic- vaba devam edilmektedir.” Ajansın tebliği ISTANBUL, 25 (A.A.) — Bu: gün Darülfünun ve diğer yüksek mektepler talebesinden beş altı yüz kişilik bir kafile Beyoğlunda ! Yataklı Vagon şirketi binası önün de nümayişte bulunmustur. Bu nü mayişe sebep şirket müdürünün bir memurunu türkçe konuşmadan menetmesi ve Türklük için teca- vüz sayılacak sözlerle bu memuru işten çıkarmasıdır. Gençlerin tezahüratı arasında Vagon hit'nin camekânları kırı). miş ve içeri giren bazı nümayişç let tarafından bâzı tahribat yapıl mıştır. Heyecanlı gençler “Türk topraklarında Türkçe konuşmayı menedenlerin mevcudiyetine ta- hammül edemeyi e bağırmış lar nümayişçiler ve hâdiseyi seyir için toplanmış olan kalabalık tara fından alkışlanmışlardır. Zabıta nümayişçileri (o dağıtmakta çok külât çekmiş cadde üzerinde MİLLİYET PAZAR o 26 Necip Ali Beyin Halkevinde nutuk Dünkü nushamızdan mabad Bu prensiplerdir ki bizi ebedileş miş muayyen bir çerçeve içinden kurtararak, siyasi, içtimai (ve iktisadi vaziyetleri (nazarı — itibare | alan, ber zaman yeni kanunlar veren bir ha- vası içinde yürütecektir. Bütün bu esas larla vasil olmak istediğimiz nokta ne- dir? Geçen sene muhterem kâtibi umu. mimiz Recep Beyfendinin, muhterem selefim Maarif Vekili Reşit Galip Bey- efendinin bu kürsüden tebarüz ettirmek istedikleri nokta Türk milletini medeni- yet saflarında en ileri millet yapmak da vasıdır, Bu davanın büyüklüğünü ve kar şisma çıkacak binlerce zorlukların cudunu ve işin verimlil ii i hiç bir zaman unutmiyor, küçük görmi yoruz. Fakat dünyada irade kuvvetinin, İman kudretinin yenemediği hiçbir şey yoktur. Bu irnde menbai, bu iman kav. veti Türk milletinin dünya kadar eski olan tarihi varlığında mevcuttur, En karanlık devirler, bur De kadar seyreden Türk tarihinin içinde bir millet kuvvet menbaj olarak binler. <e esaslar vardır. Biz dünyanın ilk me deniyetlerini kuran vestarihe iki defa bü yük istikamet veren ve muazzam İmpe ratorluklar yapan ecdadımızın hattı ba- reketlerini yalnız büyük bir gururla a- nacağız. Biz, bize lâzım olan ruh kuvve- tini, inan kaynağını daha dün geçirdi. İ imiz istiklâl imtihanmdan alacağız. “ Aziz arkadaşların, « Ergenekon: Türk milletinin karan- lik tarihlerde yaptığı kahramanlığın bayalleştirilmiş, ebedileştirilmiş bir ef- sanesi idi, İstiklâl cidali yırminci asrın ortasında efsanevi bir hakikattır. Ba bü yük hakikat her noktaj nazardan itlen- meeğ ve üzerinde uzun müddet durma. ön değer bir varliktir. Türk milleti bu heybetli levhayi yaratalı on seneyi geç- (i. Fekat bu emsalsiz eser lem kat halde bugün (gerçekleştir. tediğimiz davanm halli Gdden gok çetin bir iştir. Önümüzde Yürüyen | #illetlerin ba nevi teşkilâtlarının tarihi dan aşağı değildir. Her mem- ve yeni rejimlerin kurduğu bu nevi teşkilâtın yüzbinlerce azası var dur. Bu teşkilâtlar başka memleektlerde çok verimli olmuş ve bugün kemale gel | miş müesseselerdir. Biz bütün bunları bilerek ve takdir ederek takip ediyoruz. Enkat şuna da kaniyiz ki, eğer istiklği mücadelesinde olduğu gibi, kütlelererek kalplerimizde ayni ruh hakim olacak 0- lursa, davamızı muvaffakiyetle hallede. ceşiz ve şunu da kavi surette emniyeti- miz vardır ki İstiklâi | barbinin ruhu bizde daima hak olacaktır. o Bu ; tüh nedir? Vatanın her tarafı bizden bir çok defalar kuvvetli ve harbi kazanmış mu. zaffer orduları tarafmdan ihata edildiği zaman bütün bu kuvvetleri küçük göre- rek, milletin arasına mütevazi | biz'vas tandaş olarak iltihak eden ve düşmüm memleketin harimi ismetinde — imheya karar veren Müstafa Kemal de, ve düş- manın techizat itibariyle mukayese edil miyecek derecede kudretli olan ordu- larına karşı Sakaryada 22 gün maddi- yet âleminin binlerce zorluklarına gö" jüs gererek mukavemet eden Türk or- dusunda ve nihayet hayatın hatırlanma sı bile müşkül olan o mahrumiyetleri çinde, kollarında çocuğu, sırtında cep- hanesi olduğu halde (o cepheye koşan Türk kadınında hakim olan iman ve ruh kuvveti ne idiyse, bu yürüyüşte de hakim olacak kuvvet yine o olacaktır. Yalnız yukarıda dedi gibi bu ruh ve küdret ezelden Türk milletinin var lığında mevcuttur. Bunu güzel tanzim ve idare etmek icap eder. Bunun için O zaman bütün bir âleme karşı nasıl & bir kütle şeklinde birleşmişsek, şimdi de bu nziz ülkü karşısında ayni kuvvetle kütleleşmek lâzımdır. Kütleleşmek bu asrin en bariz vasıf- Isrından biridir. Kütleleşmemiş insanı c© mantlerine millet bile denilemiyor. Bu- gün millet diye kütleleşmiş, manen v€ maddeten birbirlerine tesanüt başlariyle bağlanmış inan kümelerine diyorlar, Yer yüzünde bu şartları haiz olmayan kümeler millet değildir. Sadece ferdi ira deler hakim olan yalnız tabintin sevk ve idaresine bırakılan cemiyetlerin yer yü- zünde müstakil bir cemiyet ve millet ©- larak yaşamasına imkân yoktur. Bu ne- i cemiyetlerde hürriyet bile yoktur.Bu in cemiyetler artık serimizin dam gasını haiz değildirler. Fertçilik dünya $ı artik tarihe malolmuştur. Geride bi- rakılan âlemin bir daha avdet | etmesi mümkün değildir. Çünkü o şartlar ve İ- saplar bir deha geriye | gelmiyecektir. Mamafih, fertçilik dünyasında hile ce- mahiyeti ve hatta mütarakki hayvanların bir çoğunda bile bu meyil, tabii ve hür bir bissin mahsulüdür.Man- tik ve muhakememiz “de bizi bu yola keder, Binaenaleyh © buna mukabil mensup olduğu cemiyete ve ce- şı mütekabil bir çok vardır. İşte ber fert vı ae mai bir iş bölümi iradelerin mu- hassallâsı olan, fakat başka bir mahiyet arzeden yüksek iradenin yani devlet i- radesinin sevk ve idaresi altında inkişaf ederler, biz bir nizama © tabi elmiyan ferdi veyahut ta sadece © bir sırıf hâki- miyetine istinat eden kuvvetilerden zi “Yade milletimizin tabii inkiişafın: bu yol | da görmetkeyiz Bu şekil içinde ferdi bir çak mükelle- fiyetlerle bağlanmakla beraber insanla. üzerine Kalabalık dağıtılabil; tir. Nümayişçilerden beş on kişi rı 30 oka kemik, 6 kilo kan, 2 kilo de riden ibaret bir makina da farzetmiyo- ruz. İşte bizim kütleleşmekten anladığı- mız budur. Halkevleri in mevcudi- yetleriyle bunun ten çalışacaktır. Halkevlerinin o 9 şubesinin dayandığı Bu teşekküllerimiz- z gaye, Türk mille in içtimai, bedii, terbiyevi kütleleşmesi yani birlik arzetmesidir.İm peratorluk devrinin saltanat tacini her ne pahasına olursa olsun korumak (ve kurtarmak için milli meselelerde tattu- politikanın milli imizde açtığı büyük yaralar tha- minimizde nhakikaten çok fazladır. Hiç mubalağa etmeden diyebiliriz ki, impe- ratorluk taci altında yaşayan milletlerin hepsinden daha çok fazla Türk milleti zarar görmüştür. Başka milletler impe- ratorluk devrinde yalnız siyasi varlıkla Yını kayb ettikleri halde, Türk milleti nin mili benliği kaybolmak tehlikesine düşmüştü. Törk diki osmanlı dil şek line sokuluyordu. O zamanm sarfını ya- zanlar: “ Lisani arzülbeyanı osmani üç lisandan mürekkep bir lisani lâtif olup”. diye dilimizi tarif ediyorlardı. Türk di- Ki siyasi sahadaki osmanlı imperatorlu- #unun kültür sahasmda bir nümunesi idi. Mekteplerde okutulan Türk tarihi sadece Osman oğulları hanedanmın ta- rihinden ibaret idi. Yüksek tahsile ka- yuşmuş bir Türk gençi, Anadoluda hü- kümran olan eski ve büyük Türke millet- ya halim olmuş selçul malümatlarmın mecmmu, — nihayet bir kaç satırdan ibaret idi. Anadoluda ta- mamiyle mill bir politika takip oden,ka- raman oğulları adi bir şakavet zümresi gibi telâkki edilmişti. Büyük bir hamakatle tarihini altı a- sırdan fazla görmeyen imperatorluğun zararı yine kendisine oldu ve pek pa- baliya mal oldu. Çünkü bu tezle impera- torluğun harici manzarası, müstevli bir İ millet manzarasından başka bir şey de- ğildi, Bunun için Anadolu ve Balkanlar da tarihi hak iddi eden milletlerin kar- şısımda Âciz ve zebun kalmıştı. Halbuki bakikata bambaşka idi. Türklerin bu ül kelerdeki mevcudiyeti tarihten daha es- ki idi, Türk edebiyatı, Türk zevkini türk karakterinin bir ifadesi dağ kip giden bu cereyan içinde milletin & sesleri de duyulmadı değil, Fakat buna itibar edilmedi ve kaba sayıldı. İmpera torluğun bu yıkıcı kasıtları milletin öz varlığı üzerinde büyük iş & yapamadı. Türk dili, türk tarihi o bagünkü nesle kiymetli bir emanet olarak, milletin bün yesinde bugüne kadar yaşadı. İşte biz bir taraftan bu hakikatı milletimize am- latmak, diğer taraftan bu kıymetli ha. #ineleri toplamak maksadiyle dil, tarih ve edebiyat şubesini teşkil etmiş ve Caa- liyete girmiş. bulunuyoruz Bu vadi ü- zerinde balkevlerinde bir çok konforana lar tertip ediyoruz. Çünkü dalma bu ha kikatın tekrar edilmesine üze ve ih- Hiyaç vardır. Zira imperatorluğun ve o- nun bir aleti olan tekke ruhunun millet Üzerindeki tesirlerinin el'an mevcut ol duğunu maalesef görmetkeyiz. İnsan ile tanri arasındak ittisalin ifadesi insanın öz dili olmasından (daha tabii bir şey yok iken ve bu hakikat bütün milletler. de böyle teceli etmiş iken yukarıda işa- ret ettiiğm menhus tesirlerin altmda kal mış bazı zavallıların el'an mevcut oldu- unu maalesef görüyoruz. Fakat irtica- in bu hortlamış sesi her zaman ve behe- mebal , susturulacaktır. Edebiyntimiz dil ve tarih işlerinin şimdiye kadar bu sakat yürüyüşünden dolayi arzu edilen şekilde inkişaf etmemiş ve milletin be- dü terbiyesine şimdiye kadar büyük fel deler vermemiştir. Beynelmilel şöhret temin (etmiş bü- yük ediplerimiz yoktur, Söylemek kizmn ingiliz edebiyatınnı, fransiz, rus edebiyatlarının milletleri üzerinde oyna dığı terbiyevi ve bedii rolü bizim edebi- yatımız oynamamıştır. Mamafih Arap ve Acem ve Frenk tesirleri altında kurtu. lan edebiyatımız milli ruha doğru git- mektedir. Biz bu cereyana daha büyük bir hiz vereceğiz. Milli edebiyatımızın fevkalâde inkişafı ve beynelmilel şöhre- Üni hazırlama etrafında toplayacak isti. datlar şahsiyetlerin yetişmesi imkân ve fırsatını hazırlamağa beşeri imkânlar ni betinde çalışacağız. Memleketin her şesinde mevcut 34 Halkevinin ekserisin de bu sene henüz başlanıç devrinde ol masına rağmen bu metotla başlanmıştır. Bazı Halkevleri bu çalış masını daha ziyade ilerleterek ok | türkçe kelimeler toplatmıştır. Ez İ yerlerde mubitlerinin tarihleri yazılma- ğa başlanmıştır. Bu hususta eski şehi Kütahya, Konva, Denizli, Bursa, Kay. | seri, Zonguldak, İzmir, Aydin, İstan bul Halkevlerinde dahn mahsus faali- yetler vardır. Aziz arkadaşlarım, Geçen sene Türk tarihinde il ii Yarak Türk tarihi ve Börk dire e ii çının himaye ve rehberliği altında toplanan bu kongrelerden elde edilen ne teeler hiç bir mübalağaya sapmadan id- in edebilirim © ki tahminimizden daha üyük ve şumullüdür. Temamiyle ilmi vesika ve senetlere dayanan tarih tezlerimiz, dünyanm ilmi kanaatlerine herhalde çak müessir — olacaktır. Tarih kongrosinden milli kültürümüz Hibariy- neticeler elde ettik, > i görülen Türk milleti. deniyet kültüründe z medeniyet reh beri olduğu ilmin yüksek ve itiraz kabul miyen vasıflar: ile tespit edik #tön keşfe. tükenmez kaynağıdır. Bun- dan sonra Türk gençliği artık bu niha yetsiz kaynaktan maneviyatının gideni px alacaktır. Bu itibarla. harsnmızın ve İsiilkamati sekiler sahalarda | | demi geçen ve ona rehberli çalışmağa | Bur sporlarında dan daha az değildir. Gerek kongrenin toplanmasiyle ve gerek kongreden son- ra dil meselesi üzerinde memleket mü- nevverleri çok dar olmuşlar veil içinde çalışarak, dil bakı- e beynelmilel kıymeti haiz büyük keşiflere doğru yürümekle be- raber, bir müddetten beri memleketimiz de başlıyan sadeliğe doğru olan hareket daha teşkilâtiz ve daha nizamlı ve daha bir yürüyüşü — takip et- Binnenaleyh © halkevlerinin kültür çalışmasına fevkalâde büyük yar eden tarih ve dil cemiyetlerini büyük saygılarımla selâmlarım. Ayai maksat uğrunda çalı- şan mücsseselerimizin çalışma usullerin de de bir birlik temini halkevleri- nin dil şubeleri direktif almak hasusun- da dil cemiyetine bağlanmıştır. Tarih şubesinin çalışmasını da bu şekle sok- | male istiyoruz. Güzel sanatlar Tezyin sanatları müstesna olmak şartiy le güzel sanatların diğer kısımlarının i leriemesine mani olan en kuvvetli beplerin mahiyetini maalesef dünkü di ni telâkkilerde aramalıdır. Resmin tan himize yeni manada (girişinin tarihi henüz asır bile yoktur. Buna (rağmen milletin ruhunda yaşayan istidatlar çok kuvvetlidir. İşte bizim bu meselede en birinci vazifemiz bu istidatların ink fına yer hazırlamaktır. o Resim ve mi i zevklerin millete | telk yaşadığımız zamanın milli ve bedii te- lâkkilerinden mülhem olmamız icap et- tiğini de ilâveten arzederim. Musiki ihtiyacı Yakın zamana kadar ihmal edilen gü- zel sanatlardan biri de musiki şubesi” dir. Fakat musiki ihtiyacı cemyetlerde resim ihtiyacından daha kuvvetli oldu- ğu için muhitin tazyiklerine © rağmen mevlevilik ve bektaşilik gibi bazı dini cemnatlerle saraylarda ve halk arasın- da musiki ihtiyacını tatmin etmek için açılan bu şubelerimiz bir çoklarında ta Timatnamemizin gösterdiği rağmen yanlış bir tarz iht tir. Binaenaleyh © musiki meselesinde noktai nazarımızı daha vazih olarak tes pit etmek zaruret ve mecburiyeti hasıl olmuştur. Resim ve mimari işlerinde ol- milli beni meelrimizi beynelmilel masiki tekni; çinde ifade etmek istiyoruz. Bugün m: siki diye aramızda yaşayan Bizans, |- van ve Arap namelerinin karışmasından basıl olan saz ve fasıl mu inc miha- yet vermek istiyoruz. En İe omuz omuza yürümek dahe ileri adımlar atmak iddiasında bu- Tanduğumuz bir zamanda, eski hayatın ruhanu terennüm eden inin © yeni hayatımızla bir alâka ve nisbeti yoktur. Bu ifademizle milli musiki hayatını bi- tirmek istemiyoruz. Musiki de edebiyat ve sanat gibi şahsiyetin kuvvetli izleri ve renklerini taşıyan bir müessesedi Şu hale göre temamiyle garp musikisi- ni alarak eailli vrusilkimizi ihmal etmek bem milli kültürümüz ve hem de bey- nelmilel sanat alemi için O bir hatadır. Vaktiyle Ruslar bir hataya düşmüşler ve onu sonra büyük zahrmetlerle tamir edebilmişlerdir. Biz böyle | bir hataya düşmeemk için tekrar oedelimki, biz milli hayatımızın terennümlerini ve mil. Ki benliğimizin nağmelerini beynelmilel musiki tekniği içinde ifadeye hazmlanı- yoruz. Bunun için şimdiden beynelmilel tek niğe alışmak ve onu hazmetmek ve ile- ride yetişecek genç istidatlara şimdiden bir mevki hazırlamak lâzımdır. İleride elbette bu milletin de Vağnerleri, Bet- hofenleri, Verdileri, Çaykovakileri yeti- ktir. İşte bu büyük rp tekniği içinde mili nağmeleri de koy <ak ve tıpkı bugünkü Rus misikisi gibi, beynelmilel bir şöhreti o haiz ve milli imiz içinde bir musikimiz doğacak- tır. Bu büyük iş esas itibariyle Halkev- lerinin vazifesinden ziyade, ait oldukla- rı ihtisas şubeelrinin işi olduğu malâm- dur, Halkevinin bu işteki o rolü güzel sanatlara mensup olanları kucaklamak İ ve kıymetli istidatları himaye etmek ve muhitte bedii duyuş ve anlayiş seviye- sini yükseltmektir. Halkevlerimizin bu şubesi muhtelif yerlerde hayli inkişaf etmiştir. Bütün Halkevlerimizde musiki şubesine kaydolunan oza miktarı 1852 dir. (Devamı vat) TRADYO Bugünkü program 18 den 18,45 kadar Saz (Nihal Tevfik Hanım) 18,45 den 20 kadar Orkestra. 20 den 21,30 kadar Bedayii musikiye heyeti, İ Kadrinin başına İ leştiren yerlere | münakasaya konulmuştur. |Odun keserken cimayal i ve Bayat köyleri arasında İ 21,30 den 22 kadar Madam Riçi tara- | fından taganmi, 22 den 7: kadar Gramofon, Ajans Borsa haberi, saat ayarı. ANKARA, 1538 m. 12.30 Ankara Palas orkestrası, 18 Ni. havent faslı 19 ajans haberleri, & 19,15 lak, & BUDAPEŞTE 550 m. 18,18 Strause'un eserlerinden orkestra konseri, (Muganmiye Mel Helene İ.adan yi iştirekile),20,35 (Die Dollar Prin Tessin), isimli 3 perdeli Leo FalPin ope veti, 23,05 haberler, Mütenkiben Sigan musilcisi, 24,45 Mandis cazı . VİYANA 517 m. 17,50 Andre Humer orkestrası (Tagan nili), Müsahabeler, 19,45 mann (Kendi eserlerinden), 20,25 Muh karışık neşriyat, 23,15 | Ze kaberler, pa , inya şampiyonluğunu ae Hans Sass- | emlekette 60 kuruş için. AYDIN (Milliyet) — Kays li Yapıcı Mehmet usta ile $€ Kadri Belediye karşısındaki vede hesap görürlerken, aral: da 60 kuruş yüzünden ihtilâf mış ve bu yüzden kavgaya mışlardır. Dil kavğası büyü Mehmet Çavuş Bir odun k vurmuş, de kamasını çekerek Mehmet vuşu sol böğründen tehlikeli sü” te yaralamıştır. Yaralılarm de hastahaneye kaldırılmış, 28l ta tahkikata başlamıştır. İzmir - Denizli şosas! NAZİLEİ (Milliyet) —İzmi Denizli muvasalasını temin © cek ana şosanım Kuyucaktan Kaf casu şosasınm bu yola birleştiği noktaya kadar olan kısmını kellef amelelerle yapılmasına lanmış ve 8000 metre mikâbı 1 viye yapılmıştır. Nazilliden Kuyucağa kadar lan kısmında da gidiş gelişi gü kaldırım inş Yeni Bursa maarif müdürü BURSA, 25 — Yeni Maari mişler ve eğlenmişlerdir. Bafrada tifo azaldı BAFRA, 24 — Buradaki tifd vukuatı, şiddetli mücadele ei sinde azalmıştır. Hastalık tevaki kuf devresine girmiştir. 'Tosyadan bildiriliyor: Birkat gün evvel şehrimize birkaç saa! mesafede bulunan Sevinçrev: od kesme yüzünden bir kavğa çık mış, neticede Sevinçrevanlı Ki | Ali oğlu İsmail, Bayatlı Hacı Hü seyin oğlu İsmaili tabanca ile öK dürmüştür. Katil İsmailin kardeşi Sedat ta Sevinçrevanlı Kara Meli met oğlu Mustafayı taşla öldür! müşlerdir. İki katil de yakalar mıştır. Bir adam dondu MALATYA, Burada çok İ siddetli bir kış hüküm sürmekte ir. Karm fazlalığından yerek mülhakat, gerek şehir yolları ka' panmıştır. İş ve İsçi | Milliyet bu sütanda iş ve işçi isti lere tavassut ediyor. İş ve işgi ei kik mekani İk irürel muza müracaat etmelidirler. İşçi aranıyor Taşrada bir yünlü kumaş fabrikasi İçin muktedir bir Fen o müdiri ve bir tecrübeli dokumacı ustası ve beş kadar birinci sınıf dokumaci aranılıyor. Müt tacelen Milliyet idaresine müracaat o| Tunması, | İş isteyenler Çorum Ziraat mektebinin 1928 senesi merunlarındanım her nerede olursa ol- sun her işte çalışırım. Adresim; Kara- köy Yeni Cami kardeşim sok 3 No, Tev- fil. e 930 senesi Yüksek ticaret mektebin- den mezunum askerliğimi bitirdim Tiza rethanelerde ve fabrikalarda muhasip- lik ederim fransızça (o ve pratik olarak rumea ve musevi Jisanlarına daktilo ile yazarın taşraya da giderim. Adresim: Kadırga doğramacı çıkmazı! No. 1 İsmail. a.» * ram. Haydarpaşa, Yeldeğirmen, sokak 55 Fethi. » 8 muasnekâta | aşmayim, oldukçada İngilizce | bilirim. | Öğleden sonra çalışabilirim. Bon refe- rans, İdaremizde M. B. rumuzuna bil dirilmesi. i s.. | Teparta orta mektebinden mezunum | Mektebe girmek için (gelmiştim, bir parça geç kalmam münasebetile mekte” lim fak ö ve yeni yazi” kaç para verilirse verilsin kanin? kendilerine lâzım olacak | beyefendiler” den bir an evvel çağırmalarını rica ed" rim. Adres: Gedik Paşada Çeşme sok#" ğında 8 No. lu hanede lspartalı Arif 18,45 , plâk 19 Tagannili Almanca nef” riyat, 20 Bründen, Halk © musikisi, 29 Karnaval neşriyatı, 22,30 caz besteleri