dığımız “malğ Da'ümata naza. » memleketimizle Bulgaris e iktisadi bir muka- pi ti hususunda rautabıle Komi iş mukaveleye ait 8 buğünl, ai e erde Sofya- ö safhasındadır. münasebetle Atinada bulu- €yetinin vazifesi bit ir. “suk haber alan mehafil. v verildiğine göre, A- anan mural ları. cat Ofisi ri Ce ret Odası umumi ii Beyler Yunanis- müzakeratın hitamı » Bulgaristan geçe — EORSA ! handan m) | * Künunusani 1933 | Akşam Fi, | ekazier £r Ihr, Hi Tahvilât e Miçe Plektrik i Tramvay E Tünel vu” im40 döndü > 4130 Mümessil 48,50 ESHAM Bu | bi £ Pomonti 23.60 ti 83 Terkaş 5100 $ Çimente Ar Dayan dey M.?5 $aik'dey. 178 Haya 0 Şark m ceza zuş elen ygs ÇEK FİATLARI 1 Mecidiye Bankeot m— Çek N m Tİ 29— ln m 1 Dinde abo almal N Kamu kari lr zihi Bey bu husg, Lie h İAtinada bulunan heyetimiz radan Bulgaristana geçecek rek Sofyada müzakerata başlı. yacaklardır. Bu seneki incir Verilen malâmata (o görebu sene incir ihracatımız mahsu- lün fazla olmasına rağmen, ga yet iyi cereyan etmiştir. Bütün mıntakalarda elde mevcut is- tokların bütün mahsulün yüz- de 8 - 10 unu geçmediği muhak kak görülmektedir. Incirlerimiz hariç piyasalar. da iyi fiatler almaktadır. Akhisar tütünü Gelen malümata nazaran Ak- hisarın bu seneki tütün istihsa- lâtı 1,5 milyon okkadır. Geçen seneki mahsul-3 milyon okka idi. Bu seneki tütün mahsulü- müm mühim bir kısmı satılmış- tır, Manisa, Kırkağaç, Salihli tütünlerinin mühim bir kısmı da satılmıştır. Dünya ticareti nekadar azaldı? Amerika harici ticaret mecli- si 932 senesi dünya ticareti hak kında dikkate şayan bir rapor neşretmiştir. Bu rapora nazaran, 932 sene. si zarfında dünya ticareti 931 e nisbetle yüzde 21 tenezzül et- miştir. Bu suretle cihan ihracat kıymeti 21 küsur milyar Dolar dan 16 küsur milyar (Dolara düşmüşütr. Raporda her memlekette ih- racatı arttırmak ve satm aldı- ğından ziyade satış yapmak ça releri arandığı, halbuki ticaret yalnız ihracattan ibaret olma. yıp ithalâtı da ettiği kay dolunmaktadır. Rapora naza- ran eşya fiatlerinin sukutu itha Jât takyidatı ve gümrük tetbir- lerinin bir aksülamelidir. Bu münasebetle #memleketi- mizin 932 ve 931 seneleri ihra. cat kıymetleri arasmdaki farkı tetkik ettik, Gümrük imatistik- lerine nazaran memleketimizin 932 senesi ihracat kıymeti 931 € nazaran yüzde 20 noksandır. Amerikada yeni bir kanun lâyihası melis NGTON, A(A.A.) —Mü meclisine, dövizleri Ame lerile muadelet esası- yüzde 5 nisbeti isa dunund em Ol tri Kabile acaba? Pr. Mesaroşun keş. finden 5 burada haber yok! Macar âlimlerinden Pr, Me- saroşun Anadoluda (nesilleri münkarız olmak üzere bulunan Hitit devrinden kalma bir ka- bile keşfettiğine dair gazeteler de bir haber vardı. Müzeler umum müdürü Aziz B. böyle bir kabile hakkında kendisinin malümatı olmadığı. nı, söyledikten sonra demiştir kiz “— Bu Profesörün kim oldu ğunu bilmiyorum, Etnografya müzesi için mütehassıs olarak celbedilen Pr. Mesaroş olduğu- ariç. | nu tahmin ederim, (Profesör, bir sene evvel vazifesi nihayet bularak memleketine dönmüş- tü, Ihtimal ki keşfettiği Hite kabilesi hakkında Maarif Vekâ İni >. MILLIYET PERŞEMBE 5 KANUNUSANI “ Mübadelede Tahsisat Verildi Heyeti murahhasa- mız reisi de Ankaradan geldi Bir müddettenberi Ankara'- da bulunmakta olan Muhtelit Mübadele komisyonu Türk mu rahhas heyeti reisi o Şevki B. dün şehrimize gelmiştir. Şevki B, Ankara'da komisyona verile cek tahsisat meselesile meşgul olmuştur, Komisyona evvelce verilen 775 bin liralık tahsisat bittiği i- çin, memurlar maaş alamıyor. lardı. Şevki B, Ankara'da ko- misyon işlerini izah etmiş yeni- den komisyon masrafına karşı. ik olmak üzere teşrinisaniden itibaren hazirana kadar 85 bin lira tahsisat verilmesi tekarrür etmiştir, Eşref Şefiğin Tardı Galatasaray idare heyetinin kararı hayret uyandırdı kararı almıştık Bu mesele etrafı: da düşündükleri mizi yazmada evvel tebliği tek rar karilerimizir gözü önüne koy mağı faideden ha li bulmuyoruz. Tebliğ şudur: Üşref Şefik B. Bir terkini hayıt Galatasaray Spor Klübü #inden; Azam sız ve müstekreh mütemadi neşri- yatı ile tahkir etmiş olmasını ret ve teessüfle karşılayan idare heyetimiz mumaileyhin kulüpten kaydının terkinine karar vermiş. tir. Keyfiyet tebliğ olunur. Okuyucularımız bu tebliği gör. dükten sonra ne düşünüyorlar bil miyoruz?. Ancak biz hakikaten hayret duyduk ve çok müteessir olduk.. Diyebiliriz. Teessürümü- zün yegâne sebebi Galatasaray kulübü gibi bir teşekkülün başın- da bulunan idare heyetinin bu ka dar yanlış hattı hareket takip et- mesi Eşref Şefik B. Galatasa- ray kulübüne mensup olmakla be raber bir spor muharriridir. Kulüp ten çıkarılmasma da gazetesinde bu sene lik maçlarının kritiklerini yaparken Galatasaraym mağlöp olacağım kaydetmesi sebep olmuş Fakat, idare tinin kulüp kritiği biribirine karıştırma; baki katen dikkate şayandır. Muhak- kak ki, spor muharrirleri birer ku Jübün azası bile olsalar muharrir lik vazifesini ifa ederlerken hiç bir kulüp veya teşekkülü neşri» yat vasıtası değildirler. Vazifı ni müdrik bir spor muharriri gör. düğü maçları kritik eder ve ora- da bulduğu hataları hiç hatıra gün onu kovarlar, yarın bir başka sını, Fakat, bütün bunlar Galata. sarayı, bu yüksek mazili ve şerefli kulübü tekrar spor meydanmda apt yak ila beya Hi inre ir b kararı sarıkırmızı formayı tam yeânasile sevenleri sadece te- ensüre ve ikiliğe sevketmiş olmal tan başka bir netice vermiyecek- tir. Belki yakmda toplanabilecek bir kongre hem bu karar ve zihni yeti: tashih edecek, hem de Ga- İatasarayı tekrar eski şerefli ve yüksek mevkiine yükseltecek bir tetbir silsilesi ittihnz edebilecek- Kılavuzların grevi 24 saat Mahkemelerde .. yo. bile Arnavut düğününde kim tabanca attı? Ortada bir ölü vardı, şimdi Ağırcezada katil aranıyor Geçen ağüstosun 25-26 ıricı ge gesi Davutpaşa kırlarındaki bos tanların birinde bir düğün yapıb- yor, bahçıvan Abdurrahman ağa oğlu Fahriyi evlendiriyordu. Bos- tanda düz bir arazi üzerine üç bü yük sofra kurulmuş, her sofraya da on beşer kişilik davetliler © turmuşlardı. Davetlilerin bepsi Arnavuttular, Yalnız bu sofralar- dan birisinde gene davetli olarak iki Türk genci bulunuyordu. Her sofrada en yaşlı adamlardan bir de sofra başı bulunuyordu. Arna- vutlarda bir âdet vardı, yaşlılar gençlerin sofraları gezerler, © sofralarda bir müddet otuvürlar, birer kadeh rakı içerler.'Bu bir i- tibardır. Fakat aksi de, yani otur- mamak ta oturulmıyan sofra başi nı mühimsememek, onun itibarsız bir adam olduğunu ifade etmek demektir. Bu düğünde de üç sof- radan birinin en ihtiyarları olen iki adam, Emin ağa ile Karanfil Ağa bir aralık sofralarından kalk mışlar ve usulen diğer sofralara gitmişlerdir. Sıra davetlileri me- yanında iki de Türk genci bulu: | nan ve başı Ramazan ağa olan sofraya geldiği zaman, yalnız E- min ağa oturmuş, Karanfil ağa © turmamıştır. Bu vaziyet Ramazan -Tanın garibine gitmiş: — Buyursana Karanfil ağa, De ye gelmedin? demiştir. Ramazan bu davete çok fena bir şekilde mukabele etmiş, ağır bir küfürle iki Türk gencini gös- tererek: yöre lar oradayken ben oraya gelmem, demiştir. Bu ağır hakaret Ramazan | sofrasındakileri kızdırmış, o sofra halkı ayağa kalkınca Karanfilin | #ofrası halkı da ayağa kalkmış, | şiddetli bir münaka; Başlamış, | ü irine gireceği # AbdutFahman b sahibi ağa yetişip: — Ayıptır, bu beni döyiamak, demektir, oturun yerlerinize! di. yip kavgacıları teskin etmiş, yerle rine oturmuş, kendisi de yeniden meze ve rakı göndermek üzere ©- ve gitmiştir. Fakat bu gaybubet es nasında tekrar davetliler arasın- da kavga başlamış, bu sefer Ka- ranfilin sofrasında oturan, Hüdai | tabancasını çekip Ramazanm üze rine boşaltmış, Ramazan ölmüş, düğün sofraları da bir anda boşal aıştar, Ağırceza mahkemesi salonu tık | Im tuklım doluydu. Belliydi ki ka labalık bir kitleyi alâkadar edo- cek bir cinayet davası görülecelk. Halk muhakeme saatinin yaklaş- masmı bekliyordu. Zabıt kâtibi Veli Beyin koltuğundaki şişki dosya ile mahkeme salonuna şi bu saatin gelmiş olduğ ediyor demekti. Zabit kâtibi yeri- ne oturup dosyasını açtıktan son- ra mahkeme heyeti göründü. En önde reis vekili Nusrat Bey, arka | sında da aza Asım ve Tahir bey- | ler müddeiumumi muavini Kâşif | Bey salona girdiler, makamlarına | oturdular, Maznunlara mahsun | kapıdan da 15 kişilik bir kafile | önü girdi. Saclulara mahsus ne geldikleri zaman reis: vat, Bayram, Abdurrahman, | Galip , Haydar, Bundan sonra bu suçluların usu len hüviyetleri tesbit edildi ve is- tintak hâkiminin lüzumu muhake- me kararı okundur Kararname- den anlaşıldığına göre, Davutpaşa düğününde vuku bulan cinayetin lulardan ları isticvaba başladı, evvelâ Hü- dai isticvap edildi: — Benim, dedi, bir şeyden ha- na sevkedilmişlerdi. Reis mazmun | aker yok, ben kimseyi öldürme- Reis sordu: - Peki, kim öldürdü Ramaza- 5 ; — Kardeşi öldürdü.. Rifat, Sonra Karanfil isticvap edildi? — Ben kimseyi teşvik etmedim, ! dedi, Ramazanı kimin öldürdüğü nü de görmedim. Mi ezme — Sofradaydım amma, ne va- kitkim ayaklandı çocuklar, kaçtı ben. dise esnasında aj ları için Rama mu” görmediklerini sö — Yalnız kardeş, kardeşi öl dürdü, diye işittik, Ramazanı kar deşi Rifat vurmuş dediler. Reis sordur — Peki niye müstantikte ve ka rakolda böyle söylemediniz? — Korktuk. — Kimden? Bu sasl cevapsız kaldı. Aptes- tane meselesi de reisin nazafı dik | katini celbetmişti, Sordu: — Kaç aptesane vardı dü. yerinde... — Bir tane — Altmız da ayni zamanda bir aptesaneye mi girdiniz?. Bu sual de cevapsız kaldı. Di- kardesi Rifatın vurduğunu söyledi ler. Rei Bunların da mahkemedeki ifa- deleri Müslantiktekine, polisteki ifadelerine uymuyordu. Davanın 15 şahidi vardı, fakat maznunla- rın çokluğu nazarı dikkata alına rak hiç biri çağıılmamıştı. Mahkeme heyeti bir gün münha sıran bu dava ile mesgul olarak şa hitlerin hep: inlemek için ma meyi 10 kânunusani salı gü- nüne bıraktı. O gün davanm bü- tün şahitleri dinlenecek ve baska davaya bakılmyacaktır. Bakalım şahitler ne eöyliyecekler? Ramazanı Hüdai mi, kardeşi Rifat mı öldü-müş? yoksa Fişekhane davası mi efendilerin uhdelerine gayrika nuni olarak tescil münmelesi yap tırdıkları iddiasile Büyükadada Karanfil mahallesinde Fişekhane namile maruf arazinin hazinei ma liye namına kaydının tashihi hak kında İstanbul vilâyeti defterdar- lığı tarafında kadastro mahkeme sinde ikame edilen dava neticelen miştir. Mahkeme gayri oz zayiat 38000 küsur arşınlık mahallin ha zinei maliye lehine kaydının tas- hihine karar vermiştir. Evrak tem yiz birinci hukuk dairesine gönde rilmiştir. Mağazaya tesahüp mü etmişler? İlya ve Yuvan isminde iki Etab- i i mahallesinin Pa- şa sokağında kâin bir mağazanın. tamamınm kendilerine ait olduğu na dair ilmühaber tedarik ederek mağazanın kendi namlarıma tesci line muvaffak olmuşlardır. Fakat Defterdarlık hâdiseye mutalli o- Tunca kadastro mahkemesinde bir dava açmış, mahkemede yapılan tetkikat neticesinde de o mağaza hissedarlarmın kısmen mübadil o larak Yunanistana sevkedildikleri kaydı tashihi hakkında ayrıca dava ikame olunmuştur. Muhake me müddelumumi vekilinin dava nusaninin 14 üncü cumartesi günü ne bırakılmıştır. Heyeti ihtiyariye nin hilâfı hakikat ilmühaber ve- rip vermediği de tahkik edilmek- tedir. İki şahit daba dinlenecek 330 - 331 senelerini ayıran yal baki ela Görün kunduracı Salt Efei di Salih isminde bir boyacıyı öl- dürmüştü. Ağırcezada cereyan €- den bu cinayet davasınm geçen celsesinde müddeiumumi muavini Küşif Bey iddiasını serdetmiş, naz nunun 15 sene hapse konulması i ü apılacak yakasında zikredilen iki dinlenilmemiş olduğunu söyledi va bunların — dinlenmesini istedi. | Muhakeme bu iki şahidin celbi i- sahi sürmedi Belediyede Av Mıntakaları Belediye tahdit et- meğe karar verdi Av mevsimi geldiği cihetle av- cılar şebir civarma dağılmışlar. dır, Avlanmak dolayısile bazı ka- zalar vukua gelmektedir. Beledi- ye, Vilâyet, Jandarma kumandan İığı ile teşriki mesai ederek İs- tanbul av mıntakalarını tahdit ve tesbit edecektir. Nereler avlanıl | ması müsait ise bu mintakalı lâvbalar dikilecektir. Tayin edi- len mıntakalardan hariç yerlerde avlanılmıyacaktır. Konservatuvar için bina Konservatuvarı ıslah için celbe- dilen Viyanalı profesör M. Marka Şehzadebaşındaki binanın tedri- sata müsait olmadığımı verdiği ra- porda söylemişti. Şehir konserva- tuvari inşa edilinceye kadar mü- essesehin daha müsait bir yerde tedrisatıma devam #tmesi karar. laştırılmıştır. Belediye konse: tuvar için Beyoğlu cihetinde bina aramaktadır. Asım Süreyya Bey Belediye iktisat işleri müdürü Asım Süreyya B. dün Ankaradan şehrimize avdet etmiştir. Benzin tulumbaları Şehrin muhtelif yerlerinde gaz ve benzin şirketlerinin tesis ettik- leri benzin bombaları ve tulumba makinelerinin kaldırımların üst lerinde bulundukları Belediyenin nazarı dikkatini celbetmiştir. Tu- lumbalarm bu şekilde olması bem tehlikeli bir vaziyet a bem de gelip geçmeği zorlaştır. maktadır. Bu tulumba ve bomba» lar sokak üstünde değil, depo binalarının iç tarafında tesisi için Belediye alâkadarlara bir tamim göndermiştir. bir Kadıköyüne gece saat bir vapuru Kadıköylülerin Belediyeye mü- racnati üzerine her gece köprü - Kadıköy seferlerinin saat birde de yapılması için Seyrisefain ida resi nezdinde teşebbüsatta balü- nulmuştur. Seyrisefain verdiği de- yapta” haftada üç geceden fazla bir seferi yapamıyacağını bildir. miştir. Yeni ekmek narhi İstanbul Belediyesinden: Kânu Dusaninin dördüncü çarşamba gü- ünden itibaren ekmek sekiz ku- Tuş on para ve İrancala on üç bu- çuk kuruştur. nin devlet memuru olduklarını Latırlatmış ve vazifelerine de- vamı tavsiye etmiştir, Bu vazi- yet üzerine bazı kılavuz kaptan lar vazifelerine devam etmiş- ler, bazıları da işlerini terket- mişlerdir. Seyrisefain idaresi işlerine devam etmiyen kılavuz kaptan larını o Müddei umumiliğe ve Deniz Ticaret müdürlüğüne ha ber vermiştir, Müddei umumi. Kılavuzların grevi İşlerini terkedenlerin ekserisi tekrar vazifelerine başladılar Kafamızın idmanı Eski gerefli günlerinin iç g- cıklayıcı zaferlerile sermest o- lan Galatasaray futbol takımı 5 bu seneki resmi maçlarda hezi- O metten hezimete düşerken kü- lüp erkân ve azası da biribirle- rine düşmeğe başladılar. Galatasaray. o memleketin spor tarihine kıymetli hâtıra” lar kaydetmiş ve kendini mü- mevver bir zümreye sevdirmiş emektar bir kulüptür, Bu kulü bün futbol takımını ezeli bir rakip olarak tanıyan ve ağları” Dı gol demetlerile donatan Fe- nerbahçeliler bile bu âkıbetten müteessirdirler, Şerefli bir rakip değersiz bir düşmandan çok kıymetlidir. Fakat zamanla telâfi edilecek spor mağlübiyetleri arasına bir varlığın eczasını parçalayacak sinir buhranları girmesi tehlike Nidir. Galatasarayın mağlübiyetle- rini hiç şüphesiz samimi bir sporculuk gayretile ve gene şüphesiz salâhiyettar bir ka. lemle tenkit eden Eşref Şefik Bey hakkında kulüp idaresinin verdiği karar işte bu tehlikenin isaretidir. Galatasaray şimdiye kadar çok şerefli zaferler ka zanmıştır. Bir iki mağlübiyet ancak bir idman zaafı ve bir devre ric'atidir. Muntazam bir antreneman bu sukutu tevkif e- debilir, Fakat en mütehassıs azası- nın içten gelen bir teessürle ortaya attığı kusurları benimse yecek yerde acı söyliyen bu dost ağzını trkamağa kalkmak bir kulübün maneviyatında te- lâfisi güç rahneler açar. Anlaşılıyor ki tenkide karşi kalplerimizde teşekkür ve tesa müb yerine hâlâ kin ve isyan hissediyoruz. j Herşeyden evvel tenkit vE münakaşaiçin kafamızm idman. etmesi lâzımdır. Çünkü bu id- mansızlık spor mağlübiyeti gi“ bi geçici bir âkıbet değil, bi gülünç ve biraz da müstebit ya pan bir âfettir. Burhan CAHİT