10 Aralık 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

10 Aralık 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

E diği zaman evine gider müzden geçecek ilk vapur , yelkenli ile adalardan birine veya Asrın umdesi «MİLLİYET» tir 10 K. EVVEL 19327 Idarehane: o Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: edilir. Gazetemiz ilânların me- s'uliyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA deceğimi sanmayın! O büyük iş bize düşmez.. Onun 17 ya şında münelkitleri vardır. Va- © kıa ben de ondan bahsedece- ğim amma tenkit şeklinde de- il. ei Arkadaşım sordu: » Bir arkadaşım var. Darül | , — Beyaz pantalonunu leke-| Oo Bu işim arla hayâ ile ne bedayideki bütün artistleri ta- | ciye vermiş... Yetiştirememiş.. | münasebeti var?, nır, rejisörle can ciğerdir.. Kunduralarını da Emin Beliğ e. O senin naladığın arde Müdürün de skrabasıdır.. İste- | giymiş! O da koyu renk kos- gibi Darülbedayie girer. Boş loca bulursa resmen oturur. Sahibi © gelirse hemen çıkar. Bir akşam ona gitmiştik... Bana Darülbedayie gitmeyi teklif etti, Ertesi akşam gittik.. Üç saat orada kaldık. Efen- - dim bu (revü - operet) denen şey eğlenceli bir şey... Lâkin bazı yerleri gözüme ilişti. On- ları size mahremane söyleye- Kantocu kızlar var.. Sekiz on tane!, Bir tarafları çıplak bir tarafları giyimli.. Madem. ki; bütçede karşılık yoktu.. O kızlardan sekiz tane çıkaracak yere dört tane p tam giydirmek hiç akıllarına gel o medi mi?... Hiç bir tarafı gi- © yimli bir tarafı çıplak adam o- © lur mu? Sonra gemicilerin ka- rmları da çıplak.. Çocuklar da © galiba aç karnına oynayorlar.. © Çünkü biçarelerin karınları bel — lerine yapışmış. Ben onları a- — lsca karanlıkta — bellerine renk kuşak sarmış zanı meğer çıplak inişler... Sinema yıldızı, sinema yıl- Milliyet, İn romanı: 2 veya « Tayyareci kuşa doğru yaklaştı. Biraz evvel kızın dizlerini — örten ürkü aldı ve denizin o kenarında ız bir yere yaydı. — Burada istirahat ediniz efen n... Ben motörüme bakacağım. Karanlık çöktü., tatlı, ince bir Gene İz mantosuna iyice sarın yi Omuzlarından arkasına doğru ürperme duyuyordu. Ve dızı'diye söylenen sözlerden İ ben doğrusu bir şey anlamaz- İ'drn, Allah razı olsun Darük| sey beş ayaklı | olan mukavva bir yıldızın için- İ de domuz topu olmuş bir kızi. * — İşin tuhafı tiyatroda fazla- ca kaçırmış dört kişi sahneye en yakın localardan birine otur muşlar, bıyıklarını burup du- — Efendim! Bu akşam bu lut çok, Beri — Ne? Biz çi diye buraya geldik!.. Vasfi cevap verdi: EN velamdim Yili muhakkak sözünü dinlemezler, Allah böyle kaptanların yürüt- tüğü gemiye binen yolculerin yardımcısı olsun. Bir aralık bu zat bir plâja rak eitim. Perde arasında s0- i | tistler Galiba yıldız çıkamı- geldik | sasını münü bu piyeste gördüm. Biri. si soluk domates melon ve başına iyice yeti lâstik kırmızı külâhla sah- Seklilerin ahalinin içime rışmaları.. Vakıa bir le v4 nede kuru kalabalık olduğu i- | İçin. halka karışmalarında “bir. mahzur yok amma, asıl ar.| hele tek gözlüklü ve Dile Galip m - 10 Sahnede: 'n görür rar? iin ve Meşeler de İre © B raki Di5 ABONE ÜCRETLERİ: İİ! kacak diye haber verdikleri | mez misiniz?.. Der ve yanında Türkiye için o Hariç içisiii halde geçiktiğini görünce iç- | kine de: LK LK. İl lerinden birisi bağırdı: — Bey oyuncudur. diye tak yy e. — Anladık amma ağabey! | dim eder... Mr 14 — Şi $u yıldız ne zaman çıkacak?. | © Şimdiye kadar Galip Beyin 2, 4— > gi, yari Riza buna cevap ver | ön muvaffak olduğu iki kostü rengindeki şapka ile giydiği dama- sordum. Kimse izah c- — Rejisör biliyor amma kim di. Meşhur bir trajedi oyuncu" böyle deniz mayosu geçmiyen eğ- melidir. (Art) buna derler.. MİLLİYET. CUMARTESİ TüKAÂNÜNUE) N Mısır üreselesi Onunla beraber Berlinde inti- | şar eden bir mecmuada Türk- | lük ve Müslüman milletlerinin | salâh ve rehası için yazı arka- daşlığım vardır, Zannedersem ozaman kendisi de bir Türk va- tandaşı olarak yaşıyor ve Tür- kiyeden gelecek bir reform ile bütün geri kalmış milletlerin son sahada ilerliye- | ceklerini yazıyordu, Dinin tah: | rif edilen esasları, hurafelerle karıştırılmış olan düsturlarını Müslüman gibi onun da makul bulacağına şüphe yoktu. Bana öyle geliyor ki din per desi altında memleket: let ve taassup kuvvetini idame etmek istiyenlere karşı en ma- hir darbe fes inkılâbıdır ve bu- nu samimi kalpten en ziyade al kışlıyacak olar da Mısır Sefi- ridir, Bu noktada çok hi Türk inkılâpçı ve vatandaşları» | -| sa diplomasi âleminde yeni bir Artistler kendilerini biraz ağır Ki eşek veye satmalıdır. Sonra i Bütün dünyanın Harbı umu İ mi felâketinden sonra çekmiş olduğu ıstırapların nihayet bu- lacağı zannolunuyor ve bilhas- de iktısadi sıkmtılardan kur- tuluş çarelerinin' * bulunacağı ümit olunuyordu. İ Milletlerin silâhı bıraktığı ve faaliyeti diplomasi âlemine tevdi ettiği zamandanberi bü- tün bu ümitlerin boşuna oldu- ğu görülmeğe başladı. On iki senedenberi bütün milletlerin tesanüt ve iştirak (siyasetine teşne olmalarına rağmen beşe- rin çektiği ıstırapların nihayeti gelmedi. kilâkis her an müteza- yit bir tazyik milletlerin elem ve ıstıraplarını / artırmı bep oldu, Konferanslar, kong- reler, müzakereler, yeşil masa- lar etrafında toplanışlar hâdi- vekayii daha karışık ve a içinden çıkılamıyacak bir zakeresi esnasında en mühim bir hâdihe olarak murahhasla- rın rugan ayakkabılarınm par- Jayıp ığmın uzun u- zadıya izah edildiğini gördüm ve görmekteyim. o Onun için | olmıyan kardeş bir memleket matbuatında yerbulmasına mü | teessir oluoyrum.Mısırn nazik sefiri benim on altı sene evvel Berlmde gençlik dostumdur. her rum, görüşlü bir Hayatında külfetinder azade bırakılmış ol ması demokrasi ruhunu eden bir hâdise telâkki oluna- bilir, Ben çok temenni ederim ki bugün milletlerin açlık ve sefaletten kurtulmak için ara- Müslüman iymiş olan bir za ini ve milli bir hâ- dise olarak telâkki etmiyeceği- İ ne eminim, Kerdisinin Babrâli siy: tümile kumsal rolüne çıktı.. De dir üren yek Sasi li | Sa yade kapama giden | medi mein ver lı ber gei Y| mltalerden mapa ersin ves yak sahne, Vasfi Rıza ile Bedin Ha * | den kurtulsun de reha yolları- Haaa. Unutacaktım. Or. | nemin yatak sahnesi. Bir kere | | Hâğima, soyma SE büzük Gi dike Geneli Bedia Hanım, Rum kızı rolü. | —, Birader! eder.. Halkın arasına girer. İt- faiye merdivenine tırmanır. Yo-Yo oynar., Halk ta alkış- lar... Bunu görünce içim “cız?” etti. Demek, ben de küçük iken artist oOimişim de (haberim yok!, Çünkü ben bu çocuğun yaptığının daha antikasını ya- pardım... Bütün piyeste en ziyade a- cıdığım Şaziye Hanım oldu. Biçare kadın o kadar çıplak er- kek ve kadın içinde sırtin- daki kertenkele rengi tayyörile arsız çocuğunu aramaktan bir türlü baş alıp ta bir rol yapa- mi Yil Zaten. biraz da 1 Eh alışmamış... Ben İ varmış.. Ben anlamadım... İde (Emin Beliğ) ak Arap takli ğ# san'at manasına olan ar'dır. Mi obililaiyi plarmcilk cilve! O ne çıtıprtıliki. Vasfi izm ds puçası bağk-ozkucla dön ie ona o kadar parlak bi tezat teşkil ediyor ki; buna rağ men doz ona bitkimi. Arkadaşa zeren Vâofi Rıza frenlerin teöün öppesi):* düdikleri ilet Piyesin daha ilk gecelerin- di yapmaya korkmuş. Belki ci- vardaki büyük otellerden bi: rinde bir arap vardır da kizar, beni dövüverir diye kuruntu- ya düşmüş. Sonra rejigörün ta mıdığı bir ak Arap teminat ver- miş.. . — Korkmaym! Emin Beyin nım,, Kendisinde öyle bir iti- âlâ! Lâkin gö tın! Ni gözlüklü Acem gör- Tü dün mü — Hakka var dedi.. Lâkin in parlaklığı gözümü alı- KE ei — Aman! dedim.. Sana bir Bu piyes eğ- #ey soracağım.. lenceli bir şey amma bazı yerle rimi ben kavrayamadım. Du- rup. dururken o tenis şai tenis oyunu ne — Ha! Onu ben de merak tim. Sonradan öğrendim Kiri üellif ve bestekârın —bun kardeş malüm ya— ü- pe kardeşleri tenise merak- İı imiş.. Ağabeylerinden. yeni mutlaka bir tenis sah- nesi ilâve etmesini istemiş, on | oluyor?. bile odamda çamaşır değişir- ken kapının ardıma çekilir ik | İnsan perisinden , | kadar çıplak içinde mı? rim. utanır. Bu sıkılmaz SEN ve BEN Muazzez Tahsin diye üzüldüler mi? Acaba (Nejat beni burada, bu genç tayyareci ile ie ne düşünürdü? Kıskanır miy' Zannetmem.... Onun dümdüz ruhunda kıskançlığa yer yok... Me rak e te tayyareciyi o görmeğe bile heveslenmedi.. Elimi sıktı ve arkadaşlarımla kaldı. Teyzeciğim bu deliliğime ne pe acaba? Tayyare ile uçacağımı ona söylemediğim pek iyi oldu. Bu ak- şam Nejat onu avutur, Güzine git- ti der belki. Bu geceyi nasıl geçireceğim? A cıkmağa başladım. Bir şey yeme" den sabahı bulacağız. İşte kuşlar gibi uçmağa heveslenmemin ceza- sıl. Tayyareci Bey ne yapıyor aca- ba? Motörünü düzeltebilecek mi?, Başkalarile alay etmenin, karşısın dakini küçük görmenin ne demek olduğunu öğrensin; Bu vak'a ona iyi bir ders oldu: — Havalandıktan sonra sinirle nir, ağlar. bayılırsanız!.. — Beni bir çocuk. sinirli bir kız taklidinde ak Araba bir şey yok!.. O kendi kendine bir ırk icat etmiş, onun taklidi- ni yapıoyr.. Dimiş.. Oda ra- hat etmiş. Devam ediyor. Ben Bu piyesin bir tuhaflığı de : bu Emin Beliğ Beye hayra- benzer hiç Eğer böyle leydi ve yü- züme bakmasaydı, o tehlike ânın- da mutlaka sinirlenecek, ağlıyacak ve belki de bayılacaktım ama., ö- lüm korkusü geçirirken bile onun erim sözleri irademi kamçıla- ir, ” Kurtulduk! Yaşamak ne tatlı i-. | miş?... Beklenmedik zamanda ölüm hoş olmuyor doğrusu .nrmef — “Termos” umda her zaman için sıcak çay bulundururum.. Bis küviler tesadüfen bulundu. Nasıl ki motör tesadüfen bozuldu.. Fa- . kat bu seferki yurunuz efendim! — Teşekkür ederim. Ve saatler geçiyor.. © geçiyor.. başları üstünde yıldızlar pırıl pırıl yanıyor, Ateş gözlü genç kız, elleri dizlerinde, başı göklerde. bakıyor, enn Nereye bakıyor? Neyi ği ir tesadüf.. Bu- yareci ayakta., laşıyor.. Duruyor.. susuyor. “Düşünüyor mu? Bakıyor mu?. Baktığı şeyi görüyor mu? lar da koymuşlar.. Dedi. rakımı izale etti. İşte efendim! Benim bu ye- ni revü hakkındaki intibala- 1 İ çalışabilsin. nasebet çin birçok gayretler Me- FELEK dıkları çareleri bulmağa çalışan enin Mısırla olan mü rttırmak ve geçinmek arzusu fili hadiseler- le sabittir, Bugünkü tesanüt ve dostluğun en büyük esası iktr sadiyat olduğundan Mısırla o- lan ticaretimizin çoğalma; miş ve edilmekte bulunmuştur. Türk vapurlarınm-Mısıra işle- tilmesi, Türkiye iktisadiyatın. da en faal ve mühim bir rol ifa eden milli bir bankanın hariç ile iktisadi münasebetleri tez- - yit esbâbını ararken ilk defa Mı sırda şube açması bu arzuların en bariz birer misalidir. Bu iki memleketin iktısadi” sahalarda yapılacak daha birçok varken şimdi böyle ehemmiyet siz bir hâdisenin izamı; adeta (İl bir babbenin kubbe yapılması || beşerin çekmekte olduğu bütün elem ve ıstıraplara râğmen el'i 1 “RADYO | Bugünkü program 10 Könunvevvel 932 cumartesi günü İstanbul radyosu programı: 18 den 1845 kadar Darüttalim he ders (Müptedilere mahsus) 19,45 den 20 orkestra. Borsa haberi, Saat ayarı, VARŞOVA 1411 m. 13.1 17.05: Gramofon. ceha- | jara mahsus neşriyat. 194 lerinden klâsik piyano 24.05: Dans musikisi, BUDAPEŞTE 550 mi. 19,05: Ernest Dohnanyi'ni resinde kendi s olan nevi neşriyat festen ROMA 441 m. 21.35: Müsahabe. 21.50: Karr. geliyor. Amma lâcivert bir kos | nede görünüşü ne parlak olu. | şimdi bir fes hikâyesinin böyle | tinder uzaklaşmış açık v sık neşriyat, 23.05: Devamı, tüm ve rugen ayakkaplarla... | yor. İşte san'at diye buna der | çok uzamış olmasına hiç te hay | mimi bir Cümhuriyet Hi BÜKREŞ 394 m, Kaptan olur da böyle yere | ler. insan (Aktör Kin) den (0- | ret etmiyorum. Yalnız bunun | metinin fazla merasimpercat de beyaz pantalon ve beyaz kun. | peret . revü) ye kadar her sah- | Mısır gibi daha memleketimiz» | olmıyan bir toplantısında bu) ee 16057 Kizi dura ile gelmez olur mu?. Me- | nede kendine ekmek ( bulebil- | den ayrılması henüz bir tarih 19.15: Konferans. rin devamı, — Müsal ifade nun eserlerinden parçalar. BRESLAU 325 m. 17.35: musikisi. si İSE ca ada işlerle meşgul göstermektedir. Çok sarfedil- işleri 20 den 21,30 kadar Darüttaliri. 21,30 den 2230 orkestra, Ajans, 3 Gramofon. 14.20: Lem: | berg'den ; Talebe matine konseri. 18.055 Hasta fe-konser. 23.10: Chopin'in eser- konseri, in ida eserlerle Mozart'in eserlerinden konser. 20.45: Müte | (org kanseri; ta- || ganni ve snir parçalar). Müteaki- | Yeşilköy Askeri Rasat Mer- İl Burası Tepebaşı!.. seye söylemiyor. Dediler.. © | hale koydu. nn. arzularına ve. gayelerine . : > N es laik verilen malümata gö- Bü mrüla sebe handakirda) Mayo giymesini ben önce Bütün beşeriyet artık, bu ça | | hürmet etmek yalnız — lâzimei ben göpder, Bara, Sie mem, iğ KY nin Türkiyeden re, bugün hava kismen bulutlu Öİİ maya GELİNE o lara Si, | lüzumsuz bulmuştum. Muma- | lışmalardan bir şey çıkmıyaca. | nezaket değil ayni zamanda er | . VİYANA SI7m. Iİ) hareketi ve Kopenhag'- ve şimal istikametlerinden rüz- İİ pek acıyorum... Sahnenin dibi- ettiği | ğına kani olduğu halde gene ça | 20ç diğer geri kalmış İslâm'â-| . 17.50: Darülfünunluların ta:| taki konferansı. gürlr olarak devam edecektir. De tıkılmışlar. Üst katta çıplak kalan iman © tahtasının | resizlik saikasile her defasında leminin taali arzu eden bir | ganni heyeti tarafnıdan taganni- 9-12 832 tarihinde hava ta7- Öİ iup bitiğini gördükleri yok. | etündeki siyah tüylerden am | yeni bir ümide düşüyor ve ma. | fert için bir de vazifedir. Onun | fi piyano konseri. 18.05: Gangi- yikd 767 wilmetre, scakkık em İğ) “ein Kümil Bep de Lir | eee abii kürkü başka bir.| ruz kaldığı inkisarı ümit hase- için resimgecit gibi merasimde| girsanelr 2120. Mese e FAHİŞENİN fazla 15. on az 8 derece idi. seed il iye bir | şey giymesine mahal bırakmı- | bile işi biraz da mizah cihetin. fesini taşıyan bir sefirin ziyafet | temsil, 23,35: Robert Hügel lak BELÂLİSİ genç var.. Herdem taze. (re yacak kadar vücudünü (kapa- | den mütalea ediyor. Ben Avru- | bittikten sonra da fesini çıkar- | mınm akşam konseri, vü) de kaptan rolü yapıyor. | makta idi. Arkadaşım bumü- | pa matbuatınm en ciddilerinin mamasını çok nâzik ve mera- a | Aşk, heyecan, ibretia- v eme laç İâhazama iştirak etmedi: bile mühim bir konferans mü-; simperver olmasına hamlediyo | N miz ahlaki film çarşam- 18.55: Gramofon. — Müsaha- be. 19.35: Almanca tagannili meş Gia konser. * Konse be. 20.48: öramefon. 21.05: Radyo orkes tras. 21.35: Taganni. 22.10: De- bussy, Massene Lehar ve Diniko- Berlinden hafif musiki. 20.20: Gramofon. 21.05: Neş'eli neşriyat, 23.35 Bernard Ettö dans —— ————— ân bunu daha tezyide çalışan fertlerin olduğunu ve diploma- âlersinin de bunlara alda: basit ve zahiri bulunduğumu temenni ederim ki hâdisat ve messilin ber safhasında arzu olunan in- kılâp ve teceddüt biraz da dip- Tomasi' âlemine sirayet etsin. İİ sözmdeki » Muayenchanesinde Hasan EDİP İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir. Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. Tel: Beyoğlu : 4887 Ankarada Himayei etfal balosu İ ANKARA, 9, — | Cemiyeti dün zece © Ankarapalasta İ kostümlü bir bala vermiştir. Bale İ çak eğlenceli olmuştur. Baloda Baş- vekil, Meclis Reisi, meb'uslar bulunu yordu. Hanımlar arasında Kafkas, yeti İâz, Çerkez kıyafetlerile gelenler 1845 den 19,20 kadar Orkestra. amire gm 19,20 den 1946 kadar © Fransızca | Bugün ve yarın son ŞIK SİNEMADA Bu sönenin yeni ve en çek beğenilen filmi KE Ga 12 Jean Murat ve Kate de Nagy tarafından Fransızca sözlü büyük film. Görmeyenlerin istical etmeleri. GLORYA”'da Bugünden itibaren: ilâ- veten gösterilen FOX JURNAL'de: TROTZ- ba gününden itibaren ALKAZAR'da Etem İzzet Beyin kitap halinde çıkan son romanı: Göz yaşları!. Bütün kitapçılarda vardır Doktor Rusçuklu Hakkı Galatasarayda Kanzük ec- zahanesi karşısında Sahne s0- Kadıköy'de Diş Tabibi ZEKİ HALİT Her gün Hastalarmı. Altı yol kabul ve tedavi eder, tünde yıldızlar binli pırıl yanıyor. — Hanımefendi, hava serinle- abaha kadar burada kalırsanız. » hsta olursunuz. Saat iki... İsterseniz tayyareye giriniz. Cam larr indirir ve biraz istirahat eder- — - Teşekkür ederim.. Siz ne ya * pacakamız?. — Ben açık havaya, uykusuzlu- ğa ve meşakkate alışkınım.. Gece- lerce uykusuz kaldığım oluyor. Bu run ne EL Par ki Genç kız sell açtığı zaman korku ile etrafına bakındı... ve.. ha tırladı. Gözleri saatini aradı: Se - Kiz... Nekadar çok uyumuştu! Küçük çantasını açtı. Tarak... pudra.. kolonya.. alelâcele tuvaleti ni bit ve pencereyi açtı — Bonjur hanımefendi. Biraz dinlendiniz mi?. — Çok uyumuşum.. Beni uyan- dırmalıydımız. Geç mi kaldık?. — Hayır efendim... Bir balıkçı kayığı sizi bekliyor, Pendiğe ge- çeceği Fakat evvelâ biraz çay ve bisküvi! — Rica ederim bunları siz yiyi- niz.. Dün kaşam da çay içmediniz. Birşey yemediniz.: pe gözler derin bir inatla dur Ateş gözler parladı fakat itat etti, Pendik iskelesi. .... — Allaha ısmarladık hanmme- fendi.. Sizi istemiyerek öldürebilir dim., Affımızı rica-ederim, — Sie ime Beni ö- lümden kurtardığınız için teşekkür ederim. o Yeşil gözlerle, ateş gözler son defa biribirinin içinde kıvılcımlan- dı ve ayrıldılar, İKİ İli SONRA — Feridun Bey, bugün acemi- liğiniz üstünüzde.. maçı biz kaza- Hanım acele etmeyi » bitmesine daha va- kit var, Leman Hanım. gayret, mağlüp olmamalıyız. Pley!.. — Redil.. — Bravo Oğuz Bey, sizinle bir leştiğim iyi oldu, e Muvaffakıyet mutlaka bizde kalacak.. — Evet Leylâ Hanım. Sizinle oynarken galibiyetin bizim tarafta kalmamasına imkân var mı? Siz yalnız kendinizi değil, yanmızdaki parteneri de kamcılıyorsunuz, amın — — Red Toplar, bir ok: gibi fırlıyor. ra- ketler havada kavisler yapıyor ve genç vücutlar bir yılan gibi kıvrıla kıvrıla koşuyorlardı. İeylânın bir raket vuruşu ma” çı neticelendirdi ve bu vuruşu bir alkış tufanı karşıladı. — Geçmiş olsun Feridun Bey nun,, İntikam maçına Ben her zaman için hazırım. Siz sinirlenmeden oynamağa çalf sınız. — Karşınızda sinirlenmemek kabil mi Leyl Hanım?. İnsanı kü çülle di aigz parçalıyan gözleriniz Topa vururken şaşırıyorum. izi nişanlmıza şikâyet edeceğim. — Nejada mı? oGörüyorsunuz ya uzaktan bize bakıyor. Yanımıza yaklaşacak cesareti bile bulamıyor. 'Durunuz, çağırayım da şikâyet- lerinizi dinlesin. — Nejat!, Nejat!. — Leylâcığım.. muhakkak bir muziplik için beni yerimden kaldır mak istiyorsun, Burada serin serin öyle rahat oturuyorum ki... — Tembel Nejat.. Cuma gün leri yerinden kıpırdamak istemez- — Gelecek defaya Leylâ Ha- © bazırlanıız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: