Akıl ve sinir Doktorları Evelki gün kongre- lerini aktettiler Tıp tababeti akliye ve asabiye İ cemiyetinin 932 kongresi evvelki | gün saat 10da Bakırköy emrazı| akliye ve asabiye | hastanesinde | toplandı. Hilâliahmer roisi doktor Ali Paşa güzel bir nutukla kon İ greyi küşat etti ve raporların kı- | raetine geçildi. Mazhar Osman Bey bizim mem leketimizdeki Emrazı Akl iye şubesinin geçirdiği tel i senelik bu sahi vücude geti- rilen yenililerden i emrazı akli Üçüncü Balkan konforansının mesaisini tatil ederek, murah | Snrzi İkiların avdet ettikleri malümdur. Yukarıdaki resim geç te gol- | led in Bükreşteki kongrenin heyeti umumiyesini gösterdiği | ni bu meyanda (Bern) de şeyi in dercediyoruz. nan ilk beynelmilel neroloji kon- gresinde cemiyetin Mazhar Os- İ man, Fahrettin Kerim, İhsan Şük- İrüB fından temsil ve bu meyanda İhsan Şükrü Beyin ora- | da müzakerata iştirak ettiğini, yine bu sene (Bern) da toplanan Alman Emrazı akliye kongresin- de Doktor İhsan Şükrü Beyin bir raporunun kıraat (edildi i ve cemiyetin rüznamesinin de Alman | omraar akliye mecmuasında mun- | tazaman intişar etmekte olduğu- | mu söyledi. Son söz olarak beynel- | milel omrazı asabiye o âlimlerin- den ölenlerin namına © hürmetle yad ederek kürsiden indi. Şükrü Bey sitma ağısı ya- pılarak tedavi edilen felci umu- milerin dimağlarıdan aşıdan mü tevellit pek sayanı memnuniyet | İsmetleri gördüğünü ve bunu sitma aşısı tatbikatında çok | Xİ | mit bahş bir netice © olduğunu Mİ | söyledi ve resimler göste, Dj (Könos) Bey hât ansafalit Ordu memleket hastanesini İİ | ven mebzül envaını 7 ne istinat ederek Kongre öğle tekrar toplandı içtimada | Cevat Zekâi Bey çocuk £ sar'ası İ hakkındaki pek geniş | tetkikini Hastanenin hasta nakliye otomobili vilâyeti memleket has | dersek hiç te mübalâga etme- kasabaya otomobille beş | miş oluruz. İ Ekleri mesafede, Keçiköyü de. | Geçen gün bu güzel ve şirin |, İsmail Ziya Bey mücrim çocuk erde, şose üzerinde müesseseyi gezmeğe (| gittim. | lardan babsile bunların muhak- | rmda çok güzel bir has | Hastanenin rontkeni © yoktur. | Kak ayrı müesseselerde ve Emra. | m zı akliye mütehassısmın nezaret » Bu sene yapılmış 38 | Bu, mahalli bir ihtiyaçtır, Bu- | zinde hunesi terbiy ı, tebbi ve asri bütün kon | Bun bir an evvel teminini ve di- | tulmaları icap ettiğini haiz güzel bir binadır. An | ger mütehassısların da itmamır | Hüseyin Kenan Bey Psikopı İİ imal edilmesi meşrut bazı | nı Ordunun kıymetli valisinden | cuklardan bahsederek bur i ihti © | ne kadar büyük bir içtim ları da mevcuttur, | bekleriz. Eczanesi ihtiyacı ta- | XX geşkil ettiğine ehemmiyetle i- Hastane sertabibi ve opera. | Hamile kâfil değildir. Mütefer- | sarot ederek böyle yarı akıllıla. ME Bey ba kamnlila cek | diğer hususatı mükemmeldir. | rm ayrı müesseselere muhataç ol- | ny Bey bi bavatde çok | Sartabip Sıtkı Beyi başhem | duğunu bildirdi N mış ve sevilmiş bir zattır, dre Sabiiye il e İN, Bu mevzular etrafında ei ni ü mük Bİ ri Mei lazım Şakir Bey, Cevat âi ml lr | e ee ar or | Baek A Be Me İvwetli doktora © medyundur | p & Bey, Ali Paşa tarafların. 1ymetli münakaşalar cere- yan atti Kâi umumi İhsan rü Bey cemiyetin teşebbüsileinikadı ta- savvur edilen Balkanlar arasında | emrazı akliye ve asabiye kongre si hakkımdaki ihsari temasların. dan bahs ve bu kongrenin bir an gvval coplanması memnuniyet ve hararetle karşılandı. Reis Ali Pa. nm kıymettar bir hitabesi ile ongreye nihayet verildi. RADYO Bugünkü proğram İSTANBUL 1200 m.— 18-18,45 Makbule H. 18.45.20,Alsfranga or kestra, 10-20,45 İnci HM. 20,45.21,30 Fikriye H. 21,30 Alafranga, VARŞOVA 1411 m.— 18,05 gra- melon, 1905, Kafe kanser, | Hafif musiki, 21,50 Salon Lally, Rozycki, ve Bach'ın eserlerin 2 & den, 23,20, Dans musikisi, 24,05 bir tavsiye İ Caz Etıbba odası mümkün mertebe | BUDAPEŞTE 550— 19,50 or. yerli ın reçetelere yazılma. | kestra 21,35 Keman takimi (4 alet), loktorlara şu tamimi | 23,05 Arpad Karolyi Sizan takımı, | 24,05 Fransızca konferans, VİYANA 517 me- “18,05 Şimal memleketleri tatann o ve konseri, 20,20 Jak Hylton ve 22 Boys, 22,35 Joset Ludvig orkestrası. PRAĞ 488 m — 19,35 Çocuk prog rami ve saire, 20,25 Aşk şarkıları, 10, Filharmonik takım'ın konse- 23,25, Fantazi yeni parçala LANGENBERG 472 m.— opera parçalar, 22, Ves "| şarkıları, 2335 Gece mu ME za menin ameliyat dairesi Belçikalı bir tay- | Yerli ilâçlar ve yareci geldi © İkiisika tayyarecilrinden kuman- 18 İç Marechal dün bir yolu tayyare İŞ Brüksel'den şehrimize gelmiş Tayyareci, buradan Suriyeye gi- Ayni tayyare ile Belçika a ”' İş tlarından M. Clavier de gelmiş | apmıştır. “Memleketin iktizadiyatını ko- ruma zayesile yapılan kontenjana ait 13213 numaralı o kararname mucibince memlekete üç ay zar- fında ancak mahdut miktarda ec zayi tabbi malzeme ve tıbbi | nın hesapları östak ithaline © münaade| Jimi dirk Demiryollarının. 991 senesi | edilmistir. Memleketin menfaati | 2 İ mevzuubahis olduğu zaman her vakit candan çalışanların başında | gelen Türk hekimi, diştabibi, çi ve eczacılarının bu hayati de büyük bir dikkat ve hassa; BERN-ZÜRİH 459 m— 20,50 yetle hizmet edeceklerine şüphe | Erkek heyeti tarafından şarkılar, D. l 21,50 Eski İtalyan musikisi, 22,45 y Dajos Bala caz takımı. stanbul Etibiba Odası muhte- | aa al aids rem meslektaşlarından mümkün a yi olduğu kadar memleketimiz mah | musiki, Mürahahe, m : , mah abad. sullerini terviç etmelerini, ayni te- siri haiz olduğu takdirde daima |; BÜKREŞ 394 m— 13,05, gramo- ucuz ilâçları kullanmalarını, bim- | emi İRK me ve > “a setrası, 19, gramo- bir veklâmla memleket içinde sö: | şan, 21,08, Klarinet ve çoban fanta. rümüne çalışılan ocnebi spesyali- | zileri ile koro havaları, 21,38 Piya telerini kullanmakta çekingen ol-! yo (Sehümann) 22,20 K, söğüt Tarı. BRESLAU, 325 m.— 21,35 Hans Pfitzner kendi eserlerini idare edi- yor (Taganni refakatile), 23.55 Vi- Yare Memiizyelleri ise Ankara; için ig geyahat programını değiş. gün limanımıza gelecel İN Erzurum vapurile şehrimize av | ve buradan Ankaraya gi- KAMSUN, & A.A: — İnhisarlar | Müdürü, dün şehrimize gel / lurada inhisarları birleş- uğraşacaktır. telerin formüle edilmesini, hülâ. sa reçete yazarken hastanım mu- kaddes menfaati ile birlikte mem ' 5 i zaruretinin de göz »lrinde gördüğümüz Maurice Chevalier Berlin muhabi- rimize İstanbuldan bahsediyor Ekrandaki Maurice Chevalier ile hayattaki Maurice Chevalier arasında ne farklar var? Sahnede çılgıncasına seyrettiğimiz Sinema artistlerile beraber bir kaç saat Maurice Chevaller kendi havuzunde suya darmazdan evvel BERLİN muhabirimizden: ? meşhur Amerikalı şef dörkestir | me çıktım: Sahnelerde, sinema perdele | Şakilton imiş, yanmdaki Ha- | — Mösyö Chevalier, bir ge artistleri | nem da bunun karısı,. Şef dor- kendi aramızda da “gördüğü- | kestr, Şakilton'u ve konserleri- | müz vakit me garip. hisler al- | ni kim tanımaz? Daha geçen | tında kalıyoruz! Güzel bir te- | sene bu yüksek san'atkâr, Lom | sadüf, dün al beni Mau- | dranm Savva otelinden bütün | rice Chevalier ile, Fransız ve | dünyaya konserlerini dinletmiş Alman bazı artistlerle görüş. ti, türdü. Eden »telinin bar kıs- O Yanımızdaki bir masada da mında oturuyordum. Buraya | Fransız Jean Murat ile bir İ en kibar aileler, cr yüksek | talyan kadın ai oturuyor. artistler gelir, apertiflerini a-| Bu san'atkârlardan o Milliyet lılar. Amerikan barının önün- | için bir mektup mevzuu çıkar. de, yüksek bir taburenin üstün | mak lâzımdı. Maurice Cho de biri oturmuş, sağındaki ka- | valier'den başlıyarak, bu san'ni dına yüksek sesle ingilizce bir | kârlarla görüşmeğe karar ver seyler anlatıyor. Bu ses, bana | dim yabancı gelmiyordu. Bu aralık metrdotel, o efendinin yanına geldi. Fransızca olarak: Mös- | arasında bir fark var mıdır? Ba | yö sizi telefondan çağırıyor. | Maurice Chevalier'ye meftun lar, dedi. Bunun üzerine ayağa | olan hanımların, bir defa ken- kalkan bu zatın Maurice Che- | disini görmelerini ne kadar is- valier olduğunu gördüm. Ek. | terdim. Hayal ile hakikat ara: ran üzerinde her vakit gördü. | smdaki mesafe kadar mühim ğümüz yürüyüşile telefona koş | bir fark olduğunu görecekler- tu, di, Fakat neş'esi, şakrak ği Acaba Maurice Chevalier | daima üstünde duruyor. burada, Berlinde ne arayor? | © Maurice Chevalier, on «| Dediler ki yanında” oturan zat | kika sonra tekrar geldi. Öl Ekran üzerinde Mauric» Chevalier ile hakiki Chevalr Maurice Ghevalier zetecinin bazı suallerine cevap verir misiniz? Dedim. Gazete- ci sözü, galiba hoşuna gitmedi. | Burada İn mı gazeteciler? De- İ di. Kaçmanın yolunu (aradı. | “Evet, bir Türk gazetecisi için Chevalier'nin vaziyeti birden: bire değişti. Söylemeğe başla- dı. Sözlerini hulâsa ediyorum: — “Türk gazetecisi mi? Ah, Türkiyeyi ne kadar severim, Istanbula ne kadar gitmek terim. Viyaneda idim. Yirmi dört saat için Berline geldim. Burada dostlarım var, Charles Boeyr buradadır. “kendilerile görüşürüm. Yarm akşam Pari- se döneceğim. Bana Berlini ni- çin soruyorsunuz? Paris ile bir kaç söz...” dedim. Maurice | | Harpte ölen | Fransızlar | Feriköyünde bazı | merasim yapılacak İ | Urmumü harpte ölen Fransız sike İlerinin hatırasını yad için cuma gü İ mü sant 10 da Feriköydeki Fransız | mezarlığında, Frans iri de Chambrun'ün merasim yapılacaktır. Ayni gün sas 11,30 sefaretane klisesinde bir ru hani ayın yapılacaktır. İtalyan sefiri Pa- panın ve- kilini ziyaret etti İ Yeni ttalyan sefiri İM. Lajocom evvelki gün refakatinde sefaret ata iliteri Miralay Mennerini bu | mermer Papalığın Ankara se firi Monsenyör Margotti'yi ziyaret etmiştir. Sefir, büyük merasimle ka: Memnun oldu: —“Aman. şurada Arjantin- Hi bir gazeteci var. Beni görme sin, Herifin suratı kadar ingi- Hzcesi de sinirime dokunu ye“ Berlindeki gecesini nasıl ge gireceğini sordum: —“Bu gece Volksbühne ti- yştonuma gideceğim. Gerhard suptamann'ın piyesini göre. ceğim.” dedi. Maurice Chevalier, Eden © telimde oturuyor. Hole çıktığı zaman bütün nazarlar üzerinde birikiyor Muhitindeki bir Fransız,Mau rice Chevalier hakkında şu söz leri söyledi: —“Chevaler gibi neş'eli bir adam, Berlindeki bir gecenin neş'esini dramatik bir piyeste niçin arayor? Siz, bu san'atkâr | ların ne zahiri vaziyetlerine. r. de ekran üzerindeki hayalleri- De bakarak hüküm vermeyiniz. Sahne ile, sahne arkası bir de gildir. Vazife halinde bir ar tist ile, kendi içinde, kendi mu hitinde yaşayan artist ârasında | çok fark var, Neş'eli ve zengin Maurice Chevalier'nin, ıstırap ları da var.” Bir Türk hanım dedi ki: | “Maurice Chevalier, be. nim nazarımda çok düşmüştür. Talâk meselesinden © sonra Chevalier, karısım boşamakla karaktersizliğini göstermiştir!” Hanımefendini bu hükmü, pek zalimane fakat itiraz götürmez. > sw” Maurice Chevalier anlattı. İğma gi Pariste, empire'de #ki haftalık bir angajmanı var mış. Onu bitirmiş. Bir müd- İdet sonra Hollyvood'a gide- cek. Orada beş ay kalacak. Pa İ risteki ikametgâhı Saint Cloud dır. “Canne” da bir villası var. Kendisi Cöte d'Azure'ü çok se ver. İstanbul, bizim Cöte d'A- İ zure'e. benzer diyorlar, öyle mi, dedi? Ke İ Berlinde “Ciro” adlı bir ka bara var. Burası küçi fakat çok temiz bir yerdir, Buraya zengin aileler, en büyük artist ler gelirler, gece yarısından sonra bir kaç saat vakit geçi- rirler, Barın sahibi Mısırlı Mus tafa isiminde bir gençtir. Bu esmer, sevimli genç Mısırlıya zengin bir kadın âşık (olmuş. Ona para vermiş. . Ciro'yu aç. ? tırmıştır. Şimdi de bu yüzden İ çok para kazanıyormuş.. Mus tafa, Türklere çok hürmet eder, Chevalier, | Bu gece Maurice i Charles Boye. Brigitte Helm, Lilian Harvey ve daha bir kaç Alman artist Ciro'ya eğlenme- ğe gelmişl maruf ar. İ tistlerin masası; bir nevi neş'e | kaynağı oldu. Bütün masalara sirayet etti. Zaten bütün ma- salardaki nazarlar, bunların ü Berlin arasında bana bir muka | zerinde toplanmıştı. Dansetti- yese yaptırmayınız. Berlinde | ler. Hele Brigitte Helm o k hayatın ne kadar değiştiğini, | dar san'atkârane dansetti kadınlarının ne kadar inceldiği ni işte siz de görüoyrsunuz. Ba İ kınız, şu karşıda oturan hanı İ mın ağırlığını 50 kilodan faz- la tahmin eder misiniz? Bakı- İnız, bizim Jean Murat'nın ya- nında oturan İtalyan artist ne güzel; ne ince bir sarışın kız? Siz ekran üzerinde bu kızı hiç görmediniz mi?” Maurice Chevalier'ye bir Bir çok filmlerini beraber çevirdiği Janette Mac Donald ile beraber Bu güzel kadını yalnız ekran | üzerinde görenler, (hakikatte daha güzel olduğunu itiraf et | tiler. Lilian Harvey, Brigitte | Helim. içtikleri şarabın tesirile sarhoş olmuslardı. Fakat bu sarhoşluğun © etrafa dağıttığı neş'e o kadar lâtif ve o kadar terbiyeli idi ki.. Jean Murat ile görüştüklerimi sonra yazarım,