Mu Asrın wendesi «MİLLİYET» tir. 27 T.EVVEL1932 İdarohane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: İİ Başımıharrir ve Müdür: 24318 Yazi işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matba 24310 keme ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için o Hariç için LR. Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüsbalar 10 ku ruştur. Gezete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların me #'uliyetini kabul etmez BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri rasat merltezin- den verilen mallmata göre, hava bugün bulutlu ve şimal istikamet lerinden rüzgârlı olarak devam € decektir. 28-10-932 tarihinde hava tazı 786 milimetre, en Gazla si- <alelıke 20, en az 12 derece idi. Kurtulamadım Me Gitti! Ben vaktile avukattım. Hem adamakıllı avukat... Sulh mah- kemelerinden tutun da cinayet mahkemesine kadar girer çıkar dım... Bir türlü mahkemelere ısınamadım ve avukatlığı birak tım, gazeteci oldum. Senelerce gazete mes'ul müdürlüğü etti ğim sırada aleyhime açılan da- valardan dolayı gene mahkeme lerden yakamı kurtaramadım. Nihayet mes'ul müdürlükten de elimi çektim... Zannediyor- dum ki; atrik mahkemelerde isim kalmadı.. Ne münasebet! İli gün evvel bircelp geldi, dün mahkemeye gittik bu sefer de şahit. olarak!... Davacı ol dum. vekil oldum, mazmun ol- dum. şahit oldum. Bir hâkim olmak kaldı. Hemen Allah on- dan korusun.. Çünkü onun ve- bali hiç birine benzemez!.. Yo-yo lakırdısı! (Yo - yo) denilen ip topa- cmdan zannederim ilk önce bahseden benim... Fransadan (Milliyet) e yazdığım mektup- lardan birinde bu oyuncak hak kında tafsilât vermiştim. Ben (yo - yo) nun halkın İs o- yuncak olacağına emindim am- ma, gâzetecilerin ağzında s: kız olacağını tahmin etmezdim. Bugünlerde bu iner çıkan to- paçtan o kadar çok bahsedildi ki; artık “gık!” dedik... Hani Nasrettin Hocanın: — Kar helvasını ben icat et tim amma. ben de beğenme- dim. dediği gibi. bu (yo - yo) dan ilk önce ben bahsettim am ma ben de bıktım. Allah yardımcın olsun!, Ciddi ciddi görüşülürken bi- risi sordu: E... daha daha ne yapıyor- sun bakalım? Öteki is ikle: — Hiç! dedi. Ve su cevabı aldı: — Allah yardımcın olsun!. — Neden?. Kolay mı yahu! Hiç yap- mek! Bir adliye koridoru felsefesi Dedim ya! Dün mahkemede idik... Ne oldu, ne bitti yazama yız.. Matbuat kanunu ince ince kayıtlar koymuş.. Belki yazaca ğım şeyler kanıma münafi ol. maz amıma ne lüzumu var, kor- kulu rüya görmektense uyanık yatmak hayırlıdır. Onun için yalnız koridorlardaki mesmua- tr buraya geçirmekle iktifa ede ceğim: Galiba borçlu avukatı olmalı... Karaman şivesile ağız dolusu ve tükürüldü lâ ediyor. du... Karşısndakinin sakin ve deruni sözlerine karşı köpürdü ve dedi ki: — Meşhur lâfter. Ayol... Kırk hırsız bir çıplağı soyama- mışlar... Nesini alacaksın? He- if çıplak! Gel de bu söze bayılma! Çıp lak olacağım geldi... Karilerimden Mev- hibe Hanıma Mektubunuzu aldım, Sizin sütçüden ettiğiniz şikâyeti, bir diğeri gazete müvezziinden, bir başkası komşunun horozundan tekrar etmektedir. Aziz okuyu- cum! Bilmeli ve kani olmalssı- nız ki; belediye kanunumuzda halkın istirahatini selbeden gü rültöler menedilmis olmasma rağmen belediyemiz bunları gü rültüden addetmez. Onu en 2i- yade müteessir eden gürliltü şehir meclisindeki | gürültüler. dir. Binaenaleyh tiz sesli sütcü- den eğer kurtulmak iatiyorsa- nız, bir sabah herifi çağırır. eli ne birkaç kuruş verir, bir daha sizin kapını önünde feryat et memesini temin edersiniz. Hür metler. FELEK MEVLİDİ NEBEVİ rınki Cuma günü namazdan sonra merhum pederimiz Kalkande- lenli Vehbi efendinin ruhuna ithaf olunmak üzere Sültan Ahmet Camii şerifinde Beşiktaşlı Hafız Riza bey tarafından Mevlidi nebevi kıraat 0- lunacağından ahıbba yevmi mezkürde — bulunmaları ilân | olunur . Kalkandelenli Numan Vehbi ve biraderleri. ve akrabanın | BLÖF Nağleden: M. Feridun melidirleri Şu Cemil, hakiaten tahaf ve a: | Enison yapmıştır. Ama bu Enison MN arayanlar cayip bir 'et, daima © | casas ve kaçak değil Böyle Milli bü: N İnyan bir Ârail ol. | sahte isimle dolaşması sebebi ani iş bürosuna servetini hiç sonra cüret- | « Zaten bül ağurunda yedikten ten başka sermayesi de kalmamış t yaz Gerçi bankada parası yok değil. Dün Afife Hanımlara git- mezden evvel bankaya uğradığı zaman orada yetimi; be; kurüş- luk bir serveti haldığmı öğrendi. Fakat Afife Hanımın yetim ço- cuklar menfastiine verdiği müsa | mevede bulunmak için paraya ol- duğu kadar cürete de ihtiyaç var- dır. Diyeceksiniz ki servetini kay- betmiş bir adamın müsamerede isi ne?, Cemil evvelceden öğrendi ki Afife Hanımlara o gece Mister Enison isminde hir Amerikalı g*- lecektir. Bu Amerikalı bir tütün fabrikasınm sermayedarı. Zengin bir adam. Sivri sakallı bir Ameri- kalı olduğunu zannettiği bu adam la lanışmak ve onu kafese koy- mak için Comil müsamereyi kaçır | maz. Ne Afife Hanım, ne de misa- firleri Cemilin âşinaları değildir. Fakat Cemilin Güreti kâfidir. Mü- samerede san'atkâr Şahika Hane mefendi güzel sesile yetim çocuk lar menfaatine şarkı söylüyor, bu ketler, bebekler, bir cok eşya, pi yankoya konuyor. Satılıyor. bar ve zengin misafirlerin gayre- tile bir hayli para toplanıyor. O sırada bir teklif ortalığı altüst e diyor. San'atkâr Şahika Hanımefendi nin bir busesini yedeye koy- 'mak. Bu parlak teklif kabul edil- mez mi ya?. Sahika Hanımın bü- tün mümanaatine rağmen müza- yede derhal başlıyor. B: başlayan müzayede iki yüz irayı bulduğu zaman Mister Enison ile Cemili karşılıklı iki rakip zayedeyi artırdıklarını görüyo- ruz. Heyecanlı bir arttırmadan sonra bin lirada Cemilin üzerinde kalıyor ve derhal cebinden artık bankada karşılığı kalmamış çek- lerden bir tane çıkarıp bin bira lik bir çek vazıyor ve Şahika Ha- rma veriyor. Şimdi Cemil hazırun önünde Hanımefendi; Ne heyecanlı sahne değil mi Dedim ya Cemil tuhaf ve aca- yip bir insandır. Cemil, busesini bin liraya satın aldığı Şahika Ha- armefendiye doğru yürüyor, yak- laşıyor ve sadece elinin parmakla rına bir el kondurmakla il | cak mi? alkışlanıyor. Cemil kadan itibaren ba ri, suyu çekmiz, yalnız yetmiş beş kuruşluk bir servete sahip bir ser- seri değildir. Kalkan zade Cem Beyefendidir. Mister Enisonla iş yapmak te- şebbüsünde bulunuyor. Bu iş ga- yet mühim ve büyük bir iştir. Av- ilânat tröstü yapmak. Ser dır. Amerikalı yor. Lâf aramızda Mister hakiki bu teklifi yutmu- Enison gayet basit. muz cahil, amma Şimdi acayip şivesil, kavait hatalarile söylerse kimse on. cek. Serveti Amerikada kazanmış olduğu için İngilizce de bildi çin kendisini a pöntaniyor sa bittahi güze ve-dali fuz hatâları da mazur görülüyor. ya bir Amerikalıda bir Türk kadar güzel ve fasih konu- şamaz ya. Şimdi Enison yaş tahlaya basa- ir adam değildir. bu parlak teklitini açıkça redde- Amerikalıyı gar kandıramıyor amma, üzerind. ve zeki bir tesir hâli kalmıyor. Öyle diyor. Cemil disile şerikliği oynayabilir?” reddüt etmeden Vasfi Bu tahmin Vasfi olduğuna değil, $en ve şuh san. | ın iyi bir komedi herkesin ittifak | atkârın bizde .. Mister bir Amerik; ( Tiyatro | kara cahildir. telâffuz ve olduğunu > etmeye- Cemilin yapmaktan da | Cemilin asıl mu- vaffakıyeti bu sahte çekle Şahika Hanımın kalbini fethetmek oldu. Taksimde | Sıraservilerde Ay lokantasmdaki ettikten başka Beyaz daveti kabul Cemil geceyi de Şahika Hanımın evinde geçirdi. Sabah olunca Cemilin hayli ca- Bı sikalıyordu. Zira Şahika Hanım Tevsli Sanayi bankasına gidecek ve karşılığı bulunmayan çekle pa ra İsteyecekti. Sant on bire kadar Enisonun telefonunu bekledi. Ar- tik Şahika Hanıma hakikati söy: | İ lemekten başka çare yoktu. tün bir gece zengin rolü oynamak tan usanan Cemil Şahikaya ban- kada yetmiş beş kuruştan başka | parası kalmadığını itiraf etti. Şa- hika ağladı sızladı amma kaç pa En eder, Şahika Hanımın şöhreti | bu hâdise ile berbat edilmiş olu- | yordu. Şahika Hanıma bu bin lira- yı ve yapıp Yapıp Al yetimlerine vermeli idi. Zira bu- sesini bir dolandırıcının bir blöfçü nün satın alması ona pek ağır ge- liyordu. Cemil sahte çeki geri İste di. Zira hapishanenin yolunu tut mak hiç işine gelmiyordu. Şahika Hanrm şöhretinin haysiyetini kur tarmak için bu bin lirayı kendisi tediyeye razı oldü ve sahte çeki Cemile inde etti. Mister! Enisona ne dersiniz? Cemilin teklifini kabul etmişti am ma, Biraz sonra Cemile, tütün i- zinde hem istihbarat ve ilânat şu- besinin müdürlüünü hem de ken teklif etmez mi? Ve bu işe mahsuben cebinden bir de beş bin liralık bir çek vermez! Bü- ife Hanımın Cemilin vaziyetini bir düşünü | nüz. Keyfine payan yok. Amma Cemil ne yapıyor: İlk Şahika Ha- | mımın bin lirasını sem evvel met si gün öğle yamı gin oluyor. Cüret taliin ilk şartı. » Bir ak” iz Cemil, Erte- de tekrar zen Şu vak'a bir piyes olsa da size | 'Darillbedayi san'atkür. | ya Cemil Zannederim ki te: | rolünü kim dersiniz. | Rızanın blöfçü | Müsahip Mere genele çıkmıştar. BU AKŞA | İş ve İşçi | yat bu sütunda iş ve İş iyenlere tavassat ediyor. İş ve işçi istiyenler bir mektup la İş büromuza müracaat et. üzuna müracaatları. İstanbul er- 19 yaşındadır. herhangi bir iş olür- 4a yapar. 35 Tira maaş istiyor. Ke fnlette verebilir İ 25 — Beşiktaş Kılmç Ali cadde- sinde No 12 Mehmet ef. orta tah sili görmüş, 19 yaşında bir genç her gi İş oluran yapar, 35 bira maaş yor. 526 — Galata Balkanik (otelinde Arif Saim, İnşaat boyacrsıdır, iş arr | yor, taşraya gi İ 27 — Üsküdar Mirahor İ sokak No 1, doktor Müştak Bey | mahlumu o Müştak | Ecrncı kal falığı, hususi dairelerde kâtiplik ya- pabilir. 40 lira maaş istiyor, 578 — Milliyet güzetesi iş büro- sunda rumuzuna müracaat. Fransız- ca mükemmelen tekellim eden bir matmazel manruslu bir aile nezdinde | çocuk mürebbiyvelik,yazıhane temiz | liği veyahut doktor yanında çalış mak üzere iş arıyor. İ zadenin Kavuklu, cübbeli izle rinde, gerekse asri ve modern İco- medilerde, vodvillerde bü muvaffakıyet gösteren V za işte dün çece Cemili Darül. bedayi sahnesinde böyle e Birinci perdeden sonra gara içmek için salona çi Herkesin ağamda' dolaşın fona bir tenkit vardı. “Hârım, Ameri- kalı şivesini iyi yapamıyor. Ade- ta bir Kayserili gibi konuşuyor.” Mister Enisomun (ikinci perdede olduğunu öğrenince herhalde Hâzımm aleyhine olan | habersiz. fonkitlerin derhal | Hâzmın muvaffakıyeti lehine na- sıl geçiverdiğini herkes pek iyi gördü ve anladı. Taklitte bir üslat olan Hâzmm, piyesteki vasfını hiç şaşırmadan ve mükâlemelerde hi saşalamadan oynayan bir san'at kârımızdır. Diyebiliriz ki arka daşları arasmda belki Hâzrm ka. dar rolünü benimseyen ve şahsi- | yetini temsil ettiren bir başkası | yoktur. hika Hanım hiç fena değil lahmut âdeta iyi Ber lâzrm olduğu kadar 1. Si ler. Ve BIB£ mevsimin en çok kışlanan piyesi oldu. Eserin adaplesine gelince: M. | Feridunun Georges Delance'den İ türkçeye naklettiği bu piyesie dar yapılan. nümünelerinden da: ve kadar muvaffakıyetle yapı İkbüceeğini öğrendik. şimdiye kadar oynadığı adapte piyeslerin hemen fevkine çıkıyor. " M. Feridunun selis ve sade üslübi. illeri sevine sevine oyn: ktörlerin lezzetle oy | nal İsyor. Biz, gerek Bİ M. Feridunu, gerekse BIöPü yaşa | tan Vasfi Rrzayı ve arkadazlarını tebrik ederir. KORSAN KRUAZÖR &&ü OLACAKSIN İstanbul Belediyesi Bugünkü ri Şehir Tiyatrosu ISTANBUL (1200 m.) — 18 or-| Derilbodayı Temsilleri Ba akşam saat 21,30 da b biz bir adaptasyonun şimdiye ka | Kestra, 19,5 alaturka saz, ZI gramo- ç fon İle opora parçaları, BLÖF BÜKREŞ (394 m.) — 2030 Do-| Türkçeyi | İ mizetti'nin meşhur Lucin öpereti, Yazını veren | BELGRAT (430 m.) — 2130 ke, Georges bir muvaffakıyetle nakledilmiş ol | an konseri, 22,10 neşe veren hava. | Delance. ast Nakleden: | ması diyebiliriz ki Darülbedayiin İ lar, 23,10 orkestra İnmeli operet PRAĞ (488 m.) — zaten sarahaten anlaşı- | sundan nakil, 22,20 Paganini hak- | mo isminde bir dram. ö'ü nakleden | kında bir konferans, 22,30 orkestra, | kestra, 23,15 akşam konseri, İlâveten: bavadisleri. Te: 40690 M BAŞLIYOR Peyenee VE TN GLORYAA Yarın li de tenzilâtlı fiatlarla matinec. Duhuliye 35, lüks balkon 45 kurağimr. rd e ii İd özü BİR MUVATFAKİYETİ.. BİR MUZAFFERİYET!, EMSALSİZ BİR FİLM...» ŞANGHAJ SİNEMASI Bugün Dul Nişanlı EKSPRES Sevimli artist tir, Gorge Alexandre ve MARLENE di MARTHA EĞGERT İİ cuive ooo mermer tarafından temsil edilen, şen ve temsil ettiği en mükemmel zengin temaşak büyük operet Fransızca sözlü film. ELHAMRA « kemali muvaffakiyatle devam & diyor.Ilâveten: Paramount Jar mal ve Rus-Türk futbol maçı, Bu hafta Gülüyorlar ve | güleceklerdir. Dün akşamdanberi MELEK - İraesine başlanan KARIM KUMBARA SAHİPLERİ: kumbaranızı doldurma günüdür 20 teşrinievvel fevkalâde şen ve neşeli vodvil oneret temaşakirnna hog iki saat geçirtiyor. aş rollerde » LUCIEN BAROUX ALİCE FİELD ve ROGER TREVİLLE İlâveten * Paramount Jurnal Rus - Türk futbol maçı KUMBARASI OLMIYANLAR: Bu hafta içince İş Fankasın dan alacağrüiz “kimbaraya, ill arttıracağınız parayı 29 teşrini- evvelde alınız. Türkiye İş Bankası — ve ROMA Ci m) 2 grameten | di NN 15 e eyir'de bir İkilyen kam | ve A l Kanli 3 Perde 'dan nakil, 2020 Atelye tiyatro- | VARŞOVA (1411 m.) — 20 kof ser 22,30 stüdyoda komedi. BERLİN (1635 m.) — PEŞTE (580 m.) — 20,30 Lala. | ferans, 21,10 konser VİYANA (517 m.) — 21,40 or- “Milliyet, in edebi romanı: 27 ROMAN yavaş yavaş çiddiliklerini. resmiliklerini attı. işte lardan, nereye ne lâzımsa onlar- dan! “Düşünüyordum: e Şimdi han- Yazan: Falih Rıfkı niş bir salonda derin bir koltuğa gömünüz. kendisine bir karış ta surat veriniz, işte Osmanı impa- ratorluğu kendisine dar gelen, dünyayı nasıl kurtaracağını dü. şünen büyük vezir! Dirisine se- kiz atlı fayton, ölüsüne üç top ara- bası az gelir... “Ve diyorum, dışardakilerin de hepsini sırmasıncan. yaldızından, yıldızından soyup şu odaya tıksa- lar, beş gün bıraksalar. hep böyle boşalıp gideceklerdir. Kimlere uy- muşuz, kimlere sarılmışız. düşünü- yordum. O günden beri puta tap- mam, “Bir ramazan günü bu elitten biri ile Harbiye nezaretindeki mahkemeye gitmiştik. Geç vakte kadar kaldık. Dönüşte hapisane müdürü “— İsterseniz. dedi, bir araba | tutabilirsiniz. | “Ben hemen: — Evet, dedim. “Elit hazretleri: İ bzianlzyacak halkı, eliti halkı se- « Biden ağası zabitin arka- sında. yanımızda iki süngülü, iftara yakın, tıkabasa dolu cadde- der gidiyoruz. Halk ride et- vk ürse sinek Di yapışacak- muşta, bakarım bucak. giki saplama cakmışız gibi, öyle korkarak, çeki. nerek. iğrenerek yan yan gidişi “Yanımdaki umin boylu ehit baktım. Banbarağı, beli Seli, b zat- mia zem li fesi yerinde bir Kendimi düşündüm. onlar işrecelendiğimi! onlar için sürük- lendiğimi üi “Halk... Elit.. Elit. Halk! Hiç birini müslümansanız allahlaştır- msymız, gâvursan.z putlaştırmayı nız. Lâyikseniz valanlaştırmayınız. İlisini de insanlıştıralım. Halki vecel: elit, güzide, seçkin. her ne iseo; en olkumamışı dört sene mektep görmüş şuurlu bir halk en kurusu en basiti bir kaç yüz ki- tap üstünde durup düşünmüş, bir kaç kitaplık düşünce verir, sahte: siz: takıma'sız bir fikir adamları sr- maf. Ev sahibi dedi ki: — Bir gün Üsküdar vapurunda bir yan kamarası kavgası gör. eliz ei ( yi 1, idi. Bi neresinde: “— Ya Dumlupınar. o kimin e- seri? diye bağırdı. “— Kimin mi. halin! “Daha fazla bağırdı: “— Efendi, sizi halka etmekten menederim. a Nasıl, halka hakaret! “— Evet, halka hakaret ediyor- sunuz. Çünkü Balkan muharebe. sinde papuçsuz kaçarak Rümeliyi kaybedenin halk olduğunu söyle- yorsunuz! (Bana dönerek) Bizim genç arkadaş, sizden daha nöbetli çıktı. Bir iküi saat için: yatağınızı ona verir misiniz? ni beri susan üçüncü mi- * — Kalkmazdan evvel, size dün bir İngiliz gazetesinde okuduğum fıkrayı anlatayım. gü- kim bilir münakaşanın hakaret lersiniz. Bir İngiliz seyyahı Nev. yorkta Ambasadör otelinin antre- sinde kapıcı ile konuşuyormuş. İçi sıkıldığı için: “— Hikâye bilirseniz bana bir tanesini anlatınız. demiş. “Kapı Hikâye bilmem ama, size bir bilmece söyleyeyim. babamın bir çocuğu var. Benim ne erkek kardeşim. nede kız karde- Bu ii insan kimdi ramış, taramış. ne söyledi ise doğ- ru düşmemiş nihayet kapıcı: “. Yorulmaymız. demiş; o in- san ben'im! “İngiliz kahkaha ile gülmüş. Memleketine döndükten sonra bir salonda misafirlere: — Size bir bilmece söyleyece- ğim. demiş. “Ve ami bilmecesi tek- rarlıyarak sormuş: Söyleyiniz, bakalım. o in- İli olalim kajmer “Affedersiniz,. amma, İngili- gin nükte anlamamazlıktam sap. landığı bu çıkmaza; biz kendiliği- mizden, bilerek, giriyoruz. “Demokrasi bilmecesi halk ke- limesi ile çözerken. etrafımızı İn- gilizin Londra salonunu şaşırttığı gibi afallatıyoruz. “İhtilâlin sopasr derebeylerini kovar, Terbiyesi halkı yapar.. Ve., demokrasiyi. yapılmış olan halk ya par! Biz (O karşımızda (güç olan yapılacak bir halk yerine, avunup uymak için yapma bir halk gö- çıkarınız için —İğ Erenköy klübünde son gec Hasır döşemenin ortalarında eski Kuran rahlelerine kürsüye kadar ge damlar, yalnız arka kulüp havasında derin bir ii 2 var, Birden sol kapıda bir e ir Ş bi vaa g Yarı karanlıktan biri: E m gücümüzü bıraktık a —31 Mart süz! diye haykarda” tan ve kaşını çattıktan sonra, — Hiç biriniz kımıldayamaZ”” nız. dedi; ya beni dinleyeceksini” ya boğuşacağız.. Ne kalıyorsun” dayı Hasan? Beni gördüğün vi kafamı ezeceğini söylemi iki sıra arkadaş, bacı, hoca sürüsü” ne yeteriz. Seniniçinde kayi” Ahmedi yedek getirdik. i Kayıkçı Ahmet, yoklamada La vap verir gibi, kuru kuru öksürdü