22 Temmuz 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

22 Temmuz 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İİ Acın umdesi “MİLLİYET” 72 TEMMUZ 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 Na Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 Idare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için o Hariç için LK giz u— 8 — Müddeti geçen nüshalar 10 ku- ruştur. Gazete ve matbaaya sit isler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'u- yetini kabul etmez. BUĞUNKU HAVA Yeşilköy askeri rasat merkezin Papas ve güzel Tabii işitmişsinizdir. 1980 se nesi Avrupa güzeli olan Yunan güzeli Matmazel Diplarako is- mindeki dilberin aklıma esmiş, meşhur Aynoroz manastırları- na girmek istmeiş... Dişi hay- van namına tavuk bile yaşama sına müsaade edilmeyen bu ke şiş memleketine kadınların gir | mesi kolay mı ya! Uğraşmış, uğraşmış muvaffak olamayın- ca genç bir keşişi kandırmış, içeri girmiş... Bir iki gün sonra yakalanmış.. Tabii hem kendisi hem de içeri girmesine yardım | '&den âşık > keşiş * manastırdan uğratılmış... Bu vak'ayı öğre- nince kendi kendime düşün- im? Evvelden papasların insanı « aldattığı hakkmda bir rivayet vardı... Demek ki; asrm kadın. ları papasları da aldatıyor. Ar- tık Allah adamlarma itimat kalmadı... Pendik ve kartal ayaklarını — alsınlar! “denk alın! Yoksa ir İs “tanbul belediyesi hududunun i- | çine... Birkaç gündür gazetelerde © Pendik ve Kartalda buz gibi e- tin okkası kırk kuruşa olduğu > yazılı... Zannederim, köy halkı “na ucuzluk ve rahat batıyor.. © Nenize lâzim efendim! Mecidi- © ye köyü meydanda. Onlar da » böyle buz gibi et 40 kuruşa di- ye bağırdılar... Aradan az geç- ti, İstanbul hududu büyüdü ve Mecidiye köyünü yuttu. Şimdi bu hudut 'bir de Pendik târafr- (na doğru şişerse görürsünüz!,j, | İSerkestmeslek nedir| Ankaradan gelen bir telgraf, serbest meslek erbabından bub ran vergisi alınması hakkındaki kanun lâyihasınm geri almdığı nı haber veriyor. Ne mutlu! A- caba bu hareket doktor ve avu- | katların teşebbüsatı neticesi dir?. Ben bu münasebetle bir mesele ortaya © atacağım. Ser- best meslek nedir?.. Yalnız dok | tor, dişçi ve avukat mı?,. Mu- İ harrirlik serbest meslek değil | mi7. Ben muharrir olmak iddi- | asında olmadığım halde bu fik ri ortaya atıyorum... Evvelâ | bu lâfin manası ne?. Serbest İ demek açık açık iş gören mi? | Hiç bir kayda tâbi olmayan mı? ! Müdürden, mümeyyizden emir almayan mı?, Ne demek? Zan- | nederim ki; doktorlar, avukat- İlardan © ziyade © muharrirler İ serbest meslek © erbabın - dandır. o Dünyanm © herye İrinde © (serbest O meslek) İdi l babı ismi altında ayrı bir ka: İ na tâbi olarak buhran vergisi veriyorlar da biz muharrirler, bakkal çıraklar nisbet ve şek linde vergi veriyoruz?. Anlaya | madım. M. Sami Beye Mektubunuzu aldım. “Poli hafiyesi nasıl oldum?” |ki hikâyem hakkında! z | mıza teşekkür ederim. Hürmet- ler, FELEK ——————— İEDEBİ İRŞAT HATIRALARI! (Edebi yeniliğimiz) de apaçık bir vukufsuzlukla — kark senelik bir sü küttur. — denilen büyük üstadımız İ min, Giclâl) bediasından başka, mem i Jeketimizde — mes'ut bir hürriyeti, | istihdafen, meşrutiyetimizden evvel Pariste — Şurayı ümmet — e yedi sene mütemadiyen yazdıkları; — E. debi ve tarihi letymetleri: Gayet yük sek ve parlak ve coşkun aslan sesli ve inkılâpçi — yazılarile, çok sonra İstanbulda (Serveti Fünun) da ve #ete) lerde çıkan güzide | (ınakale) ve (küçük hikâye) Teri, — kitap şek lindeki eserlerinin — belki — iki mislidir. metleri kavrıyamayışta — göze ba- tan ehemmiyetli gafletlerinden biri de; Türk edebiyatında en büyük takdirkârun ve dâhi üstadım (Ab- dülbakamid)e yakın, — güzel şiir- ler — yazan (Hamit) in muhte rem hemşireleri (Mihrüi nımefendiye — edebi de hiç yer vermiy Halbuki en yüksek görüşlü ma- kaddirimiz ve pek Muazzez dos tum — Tevfik Fileret — hayatta iken, bu mümtaz ve anılmış şaire mizin şürlerine : — şehdanei Be- daat — derdi.. Usküdar Filorinalı Nâzım Milliyet'in Edebi Romanı :39 Ölüler yaşıyorlar mı? x (Felsefi fantastigue roman) Yazan: HÜSEYİN RAHMİ “apaçık namussuz dan daha namussuzdurl. Flammarion ilmi teti neticesinde açıktan “lerin Allahını inkâr İsanın omuzunu sıvayarak: i “— Aptal adam artık sen! rtadan çekil rolünde bundan | öteye gidersen daha gülünç o©- pi baryum. demiş. © Ve Hazreti Meryem hakkın da; İsviçreden, anketine ceva- hg ben aldığı 4710 uncu mektup- 0 tan naklen şu tavsifte bulunu- ikatı — Mari ve daha doğrusu Madam “Joseph demelidir. nun biraderleri, hemşireleri var Binaenâleyh Flammarion isenin aforozuna ş izm çtunları yaşayanlar | ika din: | etmiş ve | Çünkü İsa- | uğramış | miştir. Çünkü cahil kütle ken di dar itikat çerçevesinin hari cinde tetkikata uzananla netler yağdırır.. Doğruyu İemenin halk arasındaki müküâ i fatı budur. Tahkir, recim, -— Siz Flammarion'un bu dinsizliğini nasıl affediyorsu- Duz. — Flammarion dinsiz değil İ dir. O, hakiki büyük dinle mü yindir. Dünyada yüzlerce jb İdin arip itikatlar vardır. En'iptidai kabilelerden en me İ deni milletlere kadar imsanlas rım her biri kendi uydurmala- dini dünyaya | cile cilt kitaplar indirmiş fakat hâlâ zatını tarif — edememiştir. Yer yüzünde ve nifak © artıyor. Günahr ve efterinin başımda muharrirler | | gelir.. O halde neden avukatlar | ve doktorlar serbest meslek er | | sun? her türlü tedbiri almış bulunu Sami Si zade (Sezayi) Beyefendi | diğer muhtelif (mecmua) ve (ga | Ismail Habip Beyin — edebi key perler. Bu mefruz Allah ken. | di a Tüccardan İrfan Bey yazıha mesinde oturmuş, çalışıyordu. Hizmetçi içeriye girdi: | mek istiyor, dedi. yaşlarında, gayet iyi giyinmiş, bütün taraveti üzerinde bir a- dam gi — Vay Nermi, seni hangi İrfan Bey, çoktandır görme liği eski mektep arkadaşının bu ziyaretinin her halde bir se- bebi olacağına hükmeti Oturup kahvelerini içerken sordu: — Eh, ne var, ne yok? — İrfan, senden bir şey ri- ca etmeğe geldim; Beni İzmir- deki şubenizin hesaplarını tet- | kik etmeğe gönder, Irfan Bey şaşırdı: — Ne münasebet? dedi — Bak anl | sat hesapları filin (tetkik et- mek değil. Yalnız İzmire git- mek için ortada makul bir se- İ bep bulundurmak.. Sen © eski İ nim. Ben bir kadınla münası bette bulunuyorum. — Neriman İzzet Hanımla değil mi? — Vay, nereden biliyor- ki belli etmemek için yorduk. — Ah, azizim, bu nevi mü nasebetleri herkes bilir de, en sonra siz öğrenirsiniz. Eh, an lat bakalım .. — Bu kadın beni çıldırasıya seviyor. Eski kocasını bir tür- lü sevememiş. Benimle tanış- tıktan sonra, itiraf ederim üzerimde dehşetli bir tesir bı- rakmıştı. İki sene aşkın bütün zevkini çıkardık. Kadın gil çe beni daha ziyade başladı: Halbuki benizn mubab betim azalmağa başlamıştı. Be ni son derece seven bu kadin- dan niçin soğudum, « bilmiyo- rum, Gün-geçtikçe #deta “iğ- renmeğe başladım. Randevula ra gitmek mecburiyeti benim için tahammül edilmez bir an- garya haline gelmişti. Fakat sin ki, ben hassas bir i insa nim, Zoraki onu sever gi rünüyorum. Artık bu hidemi ta şakkaya tahammülüm kalma dı. Münasebetimizi kesip ati cağım.. Yalnız kadın beni öyle seviyor ki, “Öf, artık seni miyorum,, desem, ağlayacak, sızlayacak; ya irtihar edecek; ya beni vuracak. Ne bileyim, her halde biçimsiz bir şey ya: pacağıma kaniim. Belki de öyle yapmayacak, yalvaracak, ağlayacak, eteğime sarılacak. Hü için büyük bir üzi için İzmire gidişimi makul bir | sebebe istinat ettirmek istiyo. rum. Bir'defa İstanbuldan u- zaklaşırsam, Zamanla ber. unutulur gider. Ben kendi mektuplarımla münasebeti: rümü ocürümden menedemi- yen insani (adalet bir takım ceza kanunları vazetmek naçar lığında kalmıştır. Lâkin müc- rime cehennem hazırlayan cür mün hâlikinde nasıl adalet ta- Camille uğraştığı insanları günden güne kendine karşı artan isyanlarından mene demiyen beceriksiz Allaha de- ile, tabintm büyük kuvvetine âşıktır... hi olmakta buluyorsunuz.. Bu tları bize anlatır misiniz? — Pek ziyade durmayaca- ğım.. Meclisimiz uzun sürdü. — Rica ederiz. — Siz arzisiniz.. Ben sema- İ viyim. Her hakikati size açık- tan açığa söylemeye - gel > Hazmedemiyeceğiniz bazi nok talarda sonra faka basarsınız. Cezaya ahrette evvel dünya: da uğtarsınız. Çekti rapların sebeplerini İdaha rahat © yaşarsınız. İsize olduğunuz gibi anlı dimağlarınız yanar... Bügün şi | kâyet ettiğiniz günahların to- fendim bir bey görüş- | Az sonra içeriye otuz dört | yım, asıl mak | dostumsun.. Söyliyeceğim şey- | leri sır gibi saklayacağına emi | sevmeğe | Ayılmak için... | kesmeğe alıştırırım.. Olur, bi- ter. İrfan Bey dedi ki; — Şimdi anladım. Asıl bu İ işte tabanca filin (oynamasın diye korkuyorsun galiba. — Sonra fedakârlığımı dü- Bir defa deniz beni deh- li tutar.. Bir de şu güzelim istanbulu © bırak ta, İzmirde, tanımadığım bir şehirde kavrul mağa git... Eşi, dostu o bırak, eğlenceyi bırak, davetleri, ge- zintileri bırak... Kalırsam, bili- İ yorum ki bu eğlenceler bana zehir olacak, Neriman peşimi birakmıyacak.. Onun için İzmi | re gitmeğe muhakkak - karar | verdim. İ drfan Bey teklifi kabul; et İ mekte mehzür görmedi. — Ner- | İ mi Bey de ertesi gün Nerimana İ İzmire gideçeğini söyledi. Bu haberi alınca genç kadının yıl | dırımla vurulmüşa. ; döneceği- ni, ağlayıp sızlaya, x tah İ min ediyordu. Öyle bir şey ol madı, Neriman'derin derin bak tı — Peki, git! dedi. Nermi Bey şöyle düşün- — Itırabımı içine akıtıyor, İ belli etmemeğe çalışıyor. Nermi Bey ayni 5 zamanda iki hissin altında idi, Birincisi bu kadın yüzünden İstanbulu bırakıp ta İzmire gitmek mec- buriyeti, ikincisi de hürriyete ve yeni kadınlara © kavuşmak serbeslisinin verdiği zevkti. Neriman; Nermi Beyi vapu ra kadar teşyi stti. Tam vapu- run hareket zamanı genç kadın çantasından kapalı bir mektup (çıkardı ve Nermi Beye verdi: — Bunu vapur hareket ettik ten sonra açccâğina yemin et, dedi, Nermi Bey de - vadederek zarfı cebine #oktw. Hareket zamanında Nerisitanın gözünde yaşlar peyda oldu., Vapur rıh- | tımdan ayrılınca da #nendiller sallandı ve bu S#üretle ayrıldı. lar. leştikten sonra, mektup aklına geldi. Her halde bu mektupta sıhhatine dikkat © etmesi gibi tavsiyeler, aşk prolestoları, te- ellüm ve saire gibi şeyler ola- caktı. Zarfı açtı ve okudu: siz. Nermi, bu mektu- ,bumla artık sapa ebediyyen ve da ediyorum.. Gayet açık konuş mak icap ettiği için, o söyliye- yim ki, seni artık sevmiyorum, Evvelce çok sevmiştim. Fakat aylardan beri aşkım ölmüştür. Bunu şimdiye kadar söyleme. dim, Çünkü. senin: yecse ka- pılmanı ve çıginca bir şey yap manı istemiyordüm. Biliyorum / ki beni çok seviyordun. Fakat son randevularımızda seni seyi yor görünmek İyası artık | benim için tahammül edilmez bir angarya haline — girmişti, Bu, böyle devam edemezdi, de ı Nermi Bey? İzmirde de vardır." İnkişal beklerler... İnsanlar cibilliyeten biribiri ne benzerler. Namuslu veya (namussuz olmak içine düşülen (iştimai vaziyetlerin icabı. bir haldir. Bugünkü bir yankesi saik ve sebeplerin değişmeleri. le büyük bir adam olabilirdi — En bahti: ar adam kim- di — İçtimai icbarların ken. (dine kabul ettirdiği kanunlarla dir. İ Tıkırtı hafifledi.. Az son- ira: ii — Ben ruhum bana inan- İ mıyorsunuz.. “«Flammarion'un 3 üncü cildinden 313 üncü sahifeyi okuyunuz. Belki imi na gelirsiniz. Vak'a o mües- sir fecaatile noktası noktasına vakidi, Tıkırtı — kesildi. İ sunllere cevap | verilmiyordu. Ruh gitmi Doktor — Mesele mühim, | imuğlâk, çok derin tetkiklere ! muhtaç. Biz şimdi > kiminle konuştuk. Her halde gür gelince, | Normi Bey İacbamime yer! Müteakip | Tapu kayıtlarından — hukuki kıymetlerini kaybetmiş olanların tasfiyesine dair kanunun tapu ida | nin tadiline dair nizamname Vi- lâyete gelmiş | Nizamnamenin 2 aşağıdaki şekilde ta- salinde 15 ve diğer ar: ne tasarruf) şartı b mez veya mübrez İ vesaik ile hilâfı veya hükümsüz- lüğü sabit olursa başkaca bir mua | İ meleye hacet kalmaksızın talebi | vaki reddolumur. İşbu ret keyfiye- ti alâkadarlar tarafından © yuku bulacak müracaat üzerine $ ncı maiidede yazılı komisyonlar tara- fından tetkik olunur.) Madde 2 — Nizamnamenin 5 maddesi aşağıdaki şekilde ta- İdil edilmişti | dde 5 — Tapu memuru ilk dı ifa ve-icabı halinde ma- dilen tühlka izra, eyledin İ sönra keyfiyet karara raptölün- | mak üzere evrakı mütenilikasını gayri menkul kazada ise kaza ve İ vilâyet merkezinde ise vilâyet ta- pu komisyonuna tevdi eder.) Madde 3 — Nizamnamenin 6 | ner maddesi aşağıdaki şekilde ta- | dil edilmiştir: (Madde 6 — Tapu komisyonla ve başkâtibinden > vil heyetinin tayin edece İ ve merkez tapu memurundan & şekkül eder. Komisyonun içtima» ıda defterdar bulunmadığı — za- manlarda tapu müdürü riyaset e- der ve defterdarm — göndereceği maliye memurlarından bir zat ta komisyonda aza sıfatile bulunur. i ekseriyetle | müdürü ile tapu memurundan te- | şekkül eder.) Nizamnamenin 11 daki şekilde ta- İdil edilmiştir Madde 11 yonunun verdiği Tihinden itibaren bi tapu Komis misyonu keyfiyeti tetkik ve kı İ ra rapteder. Vilâyet komisyonunun gerek | itirazen verdiği ka tesçil muameleleri müd: İ zasından ve itirezen verilen ka- varlı tesçil munmeleleri de tebii | Bu takdirde muterizlerin veya ka- | rara kanaat etmemiş olanların 1515 numaralı kanunun maddesinin ikinci fılrası mucibin | beni unutmağa al Ne bile- yim. Bir başka kadın bul, onun İa avun,. Senin bu seyahatin ba na bir halâs günü oldu. Alin. | a ısmarladık.,, tan sonra: sevmiyormuş ta, ben onu çıldı rasiya seviyormuşum.. Ayrılır- sa çılgınca bir şey yaparmışım diye korkuyormuş. Hey alla hım, sen şu işe bak.. Şimdi na s#rl vapuru çevirip te rahat ra- hat istanbula çıkmalı? Gel de kadınlara karşı hassas ol.. cevaplar alıyorduk. (Gözlere görünmeyen muhatabımız, bi- zim anladığımız dimaği | bir zekâ ile konuşmadığını iddia ediyordu.. Eğer o masaya do- | kunan ellerden biri bu muha- vereyi kurnazca idare etmedise | bu garabetin gayri tabii gugu- | ğunu'meydana çıkarmak müş- kül olacak. Hanımefendi — o Doktor Beyefendi affedersiniz bu . ka- dar samimiyetle cereyan eden — Demek siz namuskürlr. | değil kendi serbest, muhik, â&- | ruhi bir konuşmadaki bedaha- ğın birinci şartını vatana fayda | dil tasavvuru ile yaşayabilen. | te guguk tabirini Dasıl yaraş- İ brabiliyotsunuz?.. Doktor — Yane diyeyim Hanımefendi?. Bu hal ira | bildiğimiz müsbet tabiat ka- | bunlarile taban tabana zıttır. Ne olduğunu anlamıyoruz. Kendilerinden soruyoruz onlar da ne olduklarını vuzuhla an- i latamiyorlar. Orhan — Masaya dokunan ellerden biri bu Oo muhavereyi kurnazca idare etmedise diyor sunuz. Hiç birimiz böyle bir hileye tenezzül etmeyiz.. Da- İ vetinsiğe; ie iyelmikâz'm7 1 İ dir... Doktor — s. m.1, kim? ri | hafif para cezasile | lerde vukul | “Tapu kayıtları | Kıymetlerini kaybetmiş olan. | lar nasıl tasfiye edilecek? ce mahkemeye müracaat hakları edi (Müzeyyel madde — sahipleri olduğu halde tapu siciline geçme miş olan gayri menkul tescilinde de bu inci ve 11 inci maddeleri ahkâmı tatbik olunur.) Talebe kasketi giyenler Talebe olmıyanlarm mektep- lere mahsus kasket taşmalarının men'ine dair kanur vilâyete gel- miştir. Madde 1 — Mektep talebesi- hin giyecekleri kasketlerin nürmu. neleri Maarif vekâletinde tesbit &- Tunur. Madde:2 — Mektep kasketleri i talebe olmıyanlar taşımaktan mempudur. Madde 3 — Memnaiyet hilâfı- na mekteplilere mahsus > kasketi giyenler yirmi beş . liraya kadar cezalandırı: her. Bunu hususi bir dikları anlaşılanlar kasıtla dayı hafif para cezasma lirler, Mekteplilere mahsus kasketi İ taşıyan ceza ehliyetini haiz olmı- yan küçüklerin veli veya vasileri hakkında Türk Ceza kanununun 53 üncü maddesinin son fıkrası bükmü tatbik olunur İşgale uğrayan mahaller Hıgal yan bazı mahal- muş olan tasarraf muameleleri hakkında olunacak muameleye dair kanun vilâyete | gelmiştir. Madde 1 — Yun Jine uüğ- rayan Edirne, Kırklareli ve Tekir- dağ vilâyetlerile Gelibolu, Bozca- ada ve İmroz kazalarında ve Ça- talca kazasının işgal altında ka- lan kısmında kâin gayri menkul malların tasarruf muamelelerine mütedair işgal müddetince Yunan memurları veya müftüler tarafın- dan tanzim ve tasdik kılman beyi İen icra klimacı beyyün eylediği tak. İenmaksızm malikleri namma tes- | <il edilir. Madde 2 — Bu kanun hükmü Bozcaada ve İmroz kazalarında | tarihi istirdatlarına ve birinci mad | dede mezkür diğer mahallerde 1 eylâl 1339 tarihine kadar cereyan eden tasarruf muamelerine mün- hasırdır. ! Askerlik ! Mükellefiyeti Askerlik mükellefiyeti kanunu Bun bazı maddelerini tadil eden kanun vilâyete gelmiştir. Madde1 — 1111 numaralı ka nunun 86 ner maddesi aşağıda ya- zılı surette tadil edilmiştir. lk yoklamasını yaptırmış ol- sun olmasin her hangi bir mükel. lef son yoklamada bulunduğu as Nermi Bey mektubu okuduk | kerlik meclisine yahut elçilik ve İ konsolusluklara gelmemiş olmak- "Mükemmel dedi, o beni | İs beraber 26 ncı maddede yazılı makbul mazeretini bildirmer ve irlikte askerlik muamelesine ta- bi olduğu doğumluların celp ve ele geçmemiş bulunursa ele geçti» ğinde mahallinde yahut yol . rifi kendisi tarafından (verilmek suretile en yakım yerde bulunan İki hekime (birisinin askeri hekim olması şarttır) muayene etti . ve hayırhahımız bir ruhtur. Doktor — Biz (o meseleyi sadeleştirelim derken © bütün, bütün muğlağa gidiyoruz, Talât Bey — Ben çok tec- rübeler ve kontrollar yaptım.. ayet masanın, etrafındaki- İ lerden hiç birinin sun'u olmak- sızın, kendi kendine kımıldadı | ğma kanaat o getirdim.. in bundan ötesine henüz akıl er- diremedim.. Dilâver birden bire söze a- tılarak : — Efendim — affedersiniz. Komşu köşke taşınan yeni ki- racılar hakkında ruhtan hiç bir şey sormadmız.... Onun bu ihtarını haklı bu- larak ötekiler hep (bi bakıştılar.. Turhan — Sahi. Ruhu bep | İfelsefi meselelerle yorduk. A- | sıl merak edileceği sormaya w- muttuk.. Doktor — O ailede çok gü zel bir kız varmış. © Perilere mi karışmış ne olmuş başından müthiş bir macera geçmiş di- yorlar,. Hanımefendi — Başka bir ruh çağırıp soralım... ten-kat'i ihracına karar “Yı ler'4l inci madde hükmüne müa&meleye tabi tutulurlar. Sıhhati muvakkaten da rapor verilenlerin serkleti ri bırakılır. Bu suretle sevkle sonradan mai) El ri bırakılanların hvali askerlikte ettirirse yine 41 ihraçlarmı cakları anlaşılanlı iddiaları nazara para cezası vermedikçe muvaz” hik hizmetlerine mukabil nakti vermek hakları şartile askerlik | meclisi içtima halinde değilse idare he yetlerince numarasız asker edilir” ler; ve sınıfları askerlik meclisle” ri çalışmadığı zamanlarda mmlat kasında bulundukları kolordular” ca tesbit ve sevk © zamanlarında sınıfları mürettebutma | sevkolur nurlar, (otuz beş yaşımı iksmal et wiş olanlarla daha yukarı yaşta? bulunanlar inşaat ve sair geri hi metlerinde istihdam olunurlar)* Gerek askorliğe elverişli olanı | lardan ve gerek askerlikten ib“? raç edilenlerden yaşıtlarının vey&i. i doğumlularla muamele ta“ filesinin se dahil) den den geldikleri yahut ele geçtikle" ri güne kadar geçen her gün içim! 50 kuruş para cezası alınır, Şu kA dar ki bu ceza ilk yoklamasın! yaptırmış olanlar için 15 ve yap” ırmamış olanlar için 30 lirada sşağı olmaz, Geç kalman müddet ne kadar olursa olsun para ceza* sı mikdarı 200 lirayı geçemez. ibi cezalı ofra veremiyenler İİ gün çalışmak üzere mensup oldukları köylerle. kaba her 2 liraya mukabil bir gün gar | lışmak üzere merbut olduklari vilâyetlerin bu işlerinde çalıştırı" lrlar, Madde 2 — Mezkür kanunun 80 uncu maddesi aşağıda yazılı surette tadil edilmiştir. Numara çekmi sız asker edil likte sevkedileceği sevki zamanında yapılan üzerine gelmez, ve bu da 4 maddedeki mazeret sebepleri müstenit olmadığı tasdik edil bulunursa veya sevi sırasında as kerliğini yapacağı kıt'aya gitmek- l yerdi yol- mensup olduğu edildiğinde sıhhi likte sevkedileceği sevki gününden itibaren geçen günlere göre 86 ncı maddede ya” zılı mükümler dairesinde para ce zasma ve veremediği halde çalıştı rılmağa tabi tutulur. Madde 3 — Bu kanunun meş rinden evvel cezalı olarak müte- baki cezaları hakkında da 86 net madde hükümleri dairesinde mu- amele olunur. kası ve Dr. Hakkı Şinasi Pa şanın yengesi hanım vefat et- miştir. Cenazesi bugün Kadıkö yünde Ağabey sokağında 18 numaralı hanesinden kaldırıla" rak cenaze sokağında 18 numa ralı hanesinden kaldırılarak ce- naze namazı iskele camisinde birine | badeleda Karacaahmette aile kabristanına (o defnedilecektir. Cenabı hak gariki rahmet eyle ye, sile davet vaziyeti alındı... Ma- sa davetçileri biraz fazla bek- lettikten sonra nihayet kımıl- dadı; Orhan — Kimsiniz? Cevap — Ruhum... Orhan — Hüviyetinizi söy ler misiniz? Ruh — Cavalı bir malar... Orhan -— Adınız? © © ir ruh çağırdığı mızı nasıl anladınız? Ruh — Buradan yyaleniz. beni müslü geçiyor” cezbet Çabuk söyleyiniz o burada çokudura mam... Orhan — Neden duramaz snız?.. Ruh — Komşunuzdaki azı Iılardan çekinirim... Orhan — Hangi komşu? İ bitişik. kında malümat — ' sormak içi sizi çağırdık... Aman sormayınız ri Orhan — Biz de onlar bak | | Ruh — Bahçe duvarlarınız |

Bu sayıdan diğer sayfalar: