17 Temmuz 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

17 Temmuz 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Avkara cadde: | 100 No. İdarehane. Akif Efendi, karısı ve çocu- | ğu karar verdiler, bir cuma gü nü Floryaya gidecekler. Bir kü çük çantanın içine yiyecek ve rdiler. Deni- xe girmeğe de niyetleri vardı. Banyo takımlarını da beraber aldılar. Hep birden evden çıktı lar. Yürüyerek Sirkeciye geldi» | ler. Tam o sırada da çocuk, bi Telgraf adresi: lat. Milliyet Telefon Numaraları | Baş 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ: Türk harrir ve Müdür sairelerini yer 4 750 . 3 aylığı . iz basının ceketine sarıld Bey baba, dedi, ben topu mu evde unuttum. Denizde top In oynayacağım. Akif Efendi Daha trene Oğluna çıkıştı | Aklın neredeydi miskin! Haydi çabuk git ev: al gel. Seni burada rur. Çocuk deniz eğlencesinin verdiği şevkle koşa koşa g Yedi dakika sonra elinde top | İl yine koşa koşa geldi. Eh, zara ri yok, trene on dakika var. Ço | cuk ta topunu aldı, geldi Tam o sırada Akif Efendi nin karısı Makbule Hanım: Eyvahlar olsun (demez Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 ku saatine baktı. rüştur. Gazete ve matbaaya sit ca vakit var şler için müd dilir. Gazetemiz ilânları epe yele müracaat 1 Topunu bekleyo- liyetini kabul etmez BUGUNKU HAVA Yeşilköy askeri rasat mer- kesinden verilen malümata & re bugün hava açık ve sakin olarak devam edecektir. 16-7.832 tarihinde bava tar- yiki 786 milimetre on fazla s- caklık 27 en az wcaklı tiğrat kaydedilmiştir 17 san Ne var, ne oldu? Ben şemsiyemi evde unut İ muşum, Vallahi oruda güneş Tekrar o bahisi kavrulurum. Şemsiyesiz na sıl yaparım? l Ben Üsküdarlıyım, doğ-| o Akif Efendi bir lâhavle çek ma büyüme ve bu kasabayı çok severim... Yazn da Üsküdarda otururum. Üsküdarda buzün- lerde beni en ziyade işgal eden şey yine tramvay işi... Biliyo- | rum İd; bu yazılarım kimseyi memnun © etmiyecek.. Amma doğru söz olmek itibarile kıy- metsiz de değil... Bizim tramvayın idari kıs. | mi belki pek muntazamdır, bel | ki değil. Eminim ki; hesapları | falan pek © yolundadır. Lâkin | Üsküdarda bu tramvay bir va- sıtai nakliye olmektan ziyade nakliyatı güçleştiren £ bir un- sur oldu. Çünkü tramvay üc- retleri arttırıldığından beri va- ridatr azaldı. Bunu otobüsle re atfettiler. Otobüsler orti dan kaldırıldı. Şimdi elde bir tramvay var ki: İ 1 Kısıklıdan — iskele ye çeyrek santte | bir, Bağ- i açman hayvanlara vermiş yirmi İisür (dakikada bir! © Avrupada mı, o Amerikada hareket © ediyor. Bu O şe | mı divane bir kadın paralarını kilde vasıtai nakliye olmez... | hayvanlara vermiş. Hayvan- Herkes vapurunu, şimendiferi- | ların istirahatine.. Gitgide ga- ni kaçırma bahasına tramvay | beklemiyor... Otobüz te ( ya- | la himayeye mazhar sak... Ya otomobile (biniyor, | Vaktile Pariste bir i yahut yayan gidiyor. İkisi de | müştüm. Bilmem hangi mü- halk için ziyan, essese bu ilânlarla Paris | hal Tramvay işi ziyan edecek | kı namına otobüs o tekerlekle- dedimdi, geçen sene ziyan et- | rinin içidolu Jâstik olduğu tiğini söylediler. Bu ziyan, | halde domuzları © mezbahaya bu şekilde servis yapıldıkça ar- | nakleden kamyonların £ teker tacaktır. Az seferle çok para | leklerinin şişirme lâstik oldu kazanılmaz.. Pahalı © biletle! ğunu yazıyordu... Kadın hay- çok yolcu © taşınmaz. Bütün | vanlara servet | bıraktığını gö. bunlar maalesef bir dairei fa- | rünce o ilân aklıma (| geldi.. side teşkil ediyor. İ Hayvanların bu derece Kima- Z — Üsküdar tramvayı iş- | yeye mazhar oluşu çok şayanı esin istiyorsak dikka A — Ücretleri yüzde otuz | — Ah, siz kadınlar yok mu- sunuz? Bari kuş kadar beyniniz olsa, Makbule Hanım şemsiyesiz dünyada gidemiyeceğini söyle- | dedim, | Sorma birader, dedi. Bu | dişler yok mu? Beni öldürecek | Param da yok ki, şöyle iyi bir dişçiye gideyim de, güzelce bir tamir yaptırayım ve bu detten kurtulayım. Yahu dur, dedim. Benim | tanıdığım bir dişçi var. Galata- da dişçi İzzet Bey.. Ona bir İ mektup yazayım. o Hem sana İ taksitle ucuz diş yapar, hem de İiyi yapr. İ Ve bir kahveye girdik. Şöy | le bir tavsiye mektubu yazarak Mukbilin eline verdi “Kardeşim İzzet, | “Hömili varaka Mukbil Bey İ benim © çocukluğumdan beri mektap arkadaşımdır. Dişlerin- den fena halde muztarip.. Ken. | disine dostça ve ucuzca bir iş yap.. Ücreti taksitle tediye ede cek. Fakat taksitlerde kendisi- ni pek sıkştırma.. Yapacağın | yilik unutulmaz.. Hürmetlerim le.” | ucuzlatmalı; B — Servisleri beş dakika | dn bir yapmalı; C — Vapurlarla iltisak çin tertibat almalı; Bunlar yapılırsa bu iş birin- ci sene ziyan eder © amma ge- lecek seneler ziyanı © kapatır. Eğer şimdiki halile devam © derse yine ziyan eder, şu fark- la ki; ziyan her sene artar... Bu sözleri © can ve gönülden lüyorum... Çünkü © ciğerim sızlıyor. e Bir kadın servetini olacak gör- Milliyet'in Edebi Romanı :35 İ gene) li temiz kısmını b Ölüler yaşıyorlar mı? “Yazan: HÜSEYİN RAHMİ Dilâver rolünün kesbettiği | ODilâverde n>zaketi anladı. Oynadığı ko- | ve yo. ek ileri varmayarak | ruşturmalarile ağır ağır gözle- işi tabilye benzer bir £ surette | rini açtı. Hafif hafif bitirmek İüzumile elinin kâğıt | rek davranmaya uğraşır üzerindeki hareketini kesti. | afiler kesiyordu. Fakat koca tabaka kargacık-| © Şimdi etrafını alan üç kar- lar, burgacıklarla © dolmuştu. | deşin sualleri başladı Dilâver bunların hiç birine hu | Nerede idin? susi bir şekil vermemek için | Bilmem. uğraşmamıştı. Beyler İbrani harflerine benzetiyorlardı . Ne si dalgın bakışlar zunluk ima eder yüz bu- gerine- gibi | Ne yazdın? İİ — Hiç farkında değilim. | o — Kendini o kaybedinceye kadar ne haller £ geçirdin an- | lat. Cahil bir adamın vücudüne âlim bir ruh hulül edince o kimsenin ömründe bir kelime. sini tanımadığı lisanlardan ko- Bişmaya başladığı bazan hay- retle görülmüştür. Fakat u- yandıktan sonra ne söylediğini bilmez. Ruhlarla insanlar ara- sında vasıtalık ettiği muhave- renin bir tek kelimesinden ha- ri yoktur. — Mlk'önce uykusunu da: vete uğraşıp ta bir türlü uyu- yamıyan adam gibi bir sıkıntı çektim.. Sonra bütün zihnimi İ onun üzerinde — toplamak için | manasız bir kelime © aradım... | Meselâ üfürük. Üfürük bir ne- | festir.. Nefes nedir? o Hava... er iba hayvanlar insanlardan faz- | eee» AZAR MİLLİYET Âile gezintisi yince, küçük kafile | bu sefer hep birlikte evin yolunu tuttu- lar, Fakat treni kaçırmamak i- | çin acele gidip acele gelmek lâ- zımdı. Akif Efendi elinde ağır | çanta, terini silerek karısının arkasıdan söylene söylene yü- rüyordu: | Akılsız başın cezasını m- | yak çekermiş. Fakat akılsız ka dın başının cezasını başkaları- nin da avskları çekiyor. Makbule Hanımın kocasına karşı öfkesi, (Akif Efendinin de: — Saçınız kısaldı amma, ak Lu uzamadı, tarzındaki serze İ nisleri ile eve vardılar. Makbule Hanım şemsiyesi- ni aldı. Yine ayni cebri yürü- | yüşle Sirkeci garına geldiler. Akif Efendi derin bir nefes al dı Oh, dedi, hiç olmazsa tre ni kaçırmadık. Daha iki dakika | var. | Bilet slmak için hemen gişe | İ ye koştu. Cüzdanını çıkarmak için elini cebine attı. Eyhav! Bu sefer de Akif Efendi cüzda nın evde unutmuştu. İyilik etmek bizden Altı ay kadar evvel” Sirkecide | bizim Mukbile rast geldim. Çe nesini beyaz bir sargı ile sar- mış, yüzü sapsarı, halp ve pe İ rişan yürüyor Ne o Mukbil, bu ne hal? | Aradan üç hafta geçti bili tekrar Muk gördüm. Büsbütün | değişmişti, İnci gibi dişleri var | dı —Oh, şimdi o kadar raha- tım ki, diyordu, sana nasarl te. şekkür edeceğimi bilmeyorum. Allah bana acıdı da seni karşı- | İ ma çıkardı. | Doğrusu bir arkadaşımı bu suretle ıztıraptan ve müşkülât- | tan kurtardığım için içimde de- | İ rin bir hz duymuştum. İ © Fakat bu sabah İzzet Bey- İ den şöyle bir mektup aldım: “Aziz kardeşim, İ “Bana gönder orada bir tahlile uğrar. ır zehirli kısmını dışarı defede | Bu göğsümüzdeki körük meca- | nigvemnet nasıl işler... İç | | kalan temiz hava ne vazife y İ par? Dışarı atılan © acide car. bonigue'lisi hariçte ne işler gö- rür.. İşte görüyorsunuz ki me- | alsiz sandığım üfürükten bin | İmana çıkıyor... Bir çıkmaz 80- | kak gibi hiçliğe & dayanacak İ bos bir kelime aradım bulama- İ dım... Tabiatte her şey biribi- İ rine girift sonra nasıl oldu bile İ miyorum... Galiba beyhude İ raya araya İ san uyurken kendini nasıl kı İ bettiğini bilemez * “değil mi İ İşte öyle bir bihuşiye düşerken | İ kalem tutan elimden bir elek- | İtrik cereyanı geçer gibi bir sar | sıntı duydum... Hah dedim ruh | lar beni teslim aldılar, dâmarlarıma © giriyorlar dan ötesini bilmiyorum. Bu ya zıları zihnim değil onların ida resindeki kalemim yazdı., Yazıyı ortaya Kablettarihten bu zamana ka dar olan alfabelerden hiç biri- ne aadıran tarafı bulunmayan Mae bak vniyecean a Lütfen İ kendinden geçmiş bir halde. İfa da iyilik etmiş bir ini İ tn senden teşekkür beklerdim. iğiniz - Muk: ! (oxy- | ahtapot şekillerine çevirmeye mecbur kalıyordu. yorulmuşüm., İn- On. | İdu: koydular.. | MY.) TEMMUZ Vlaminck 7 Resim ainsi parla monsieur ambiroise..” Mösyö Ambroise, Mösyö Am- | lecek dana butları besine Vollard (La Tourilöre) | & Viaminck karşımızda kafasını de mukim Maurice de Vlaminek'i | tabağına #ömmüş, köylüler gibi | ziyaret © #deceğini, ve benim de | ilkönce yemeği kendisine ikram | beraber © gelmekliğimi rica edi-| «diyor. Bu hareketi terbiyesinin | yor. Boru değil! İ katlığından “olmayıp belki (Ben | Malümu veçhile Mösyö - | buranın efendisiyim) diye düşün lnrd yalnız Cözanne Degas, düğünden... Belki de hiç kimse , Dersin, £ Roumenu ve Vla- | kendisine şimdiye kadar (bu ya-| minek gibi büyük üstatların tab- | pılır) (bu yapılmaz) diye ihtara | lolarını satın almakla kalmayıp, | cesaret bulamadığından ileri ge- mumaileyh” ayni zamanda müs- | tait bir muharrir, ve eski Fran- #x Courtoisie'sine © bağlı elfazı Maamafih herkes istediği tarz | da yemek yemekte hürdür. İ— Viaminek temiz bir kalple bü: | hissiyat ve harekâtı culti cultive edil fena bir | yerinde kullanıldığın» | « biliyor | fena bir dötaül'larma yapacağı tmekliğimi » ediyor, buna © nasıl ! denir. Mösyö Vollard; za la Cözanne ve Renoir'e kar şi oldukça hasis davrandıysn — | bunda haklı idi, çünkü o zaman hareketin da iyi bir tesir yapac. ve yerinde kullanılan kadar karşı tesire evveld “Berta bize diyor ve önündeki ekmek kırın tılarını avacunun tersi ile yere dö | küyor, bunu öyle tabii bir hare- ketle yapıyor ki, har halde silsi- | lesi böyle yapmış ahfadı da böyle | yapıp gidecekti Berta üstadım sevgilisi. Hed- vige de kırı, daha altı yaşında. | Ve babasının cebinden © paketi çekip sigara Vollard'la | Viaminek Derain'in zamanmdan İı verişte uyuşamazsa.. Evdeki | bahsediyorlar Chagali | pazarı çarşıya uyduramazan, da- | dan filâm.. ha doğrusu üstat tongaya basmaz Vollard: — “Bakınız sa ben aralarını bulacağım. minck.. Vaktile bir kadin Fakat her şey yolunda; Ver | ve bu kadınm tam manasile ap-| menil istasyonundayız; üstat to- | tal bir oğlu vardı. Kadma: “ E-| mabilinin içerisinde bir haşmetme | ğer oğlum âşık olacak olursa aklı | ap gibi gömülmüş bizi | bekliyor | başına gelir demişlerdi... O'da ve herke: olamıyacağı | mahallenin genç kızlarını çaya | bir makineye yukarıdan aşağıya ! davete başladıyın da çocuk elle | bir bakışla . “Benim bisikletim!, | rile yemek yemekten . diyor. Dudağnm — kenarmdaki | tükürmekten © vazgeçmedi. izmariti sağa sola atarak, kaske | gün bana danıştı. Ben de : “Oğ #inl burnuna kadar indirerek ib: | unuz peinture yapsın oyalanır.. razı neş'e eyliyor; bu halile tıpkı | Belki ileride satılır. dedim. Bu-| seki zamandaki Hollandalı kor- | gün o mükemmel tablolar . Ve aperitif | yor ve imzasını da atıyor. (Bah İ sedilen vessam Utrille'dur. Ve bu | lometreyi öyle gidiy: İ gün Franannın en meşhur ressam | Saatte (120) kilometre... Bu| İarındandır.) Hedvige ikinci siga | sırada Vollard maşuku £ tarafın- | rasını yakıyor. dan yıdıklanan bir koca kar: gibi dakilere n vakıftır losuna metelik tahta | vermiyordu. mumaileyh fırçası gibi kaşlarına son derece (nazik bir adamdır. (Kendisinden ödünç para dünç tablo istememek şartile.) Karilerin anlayacağı veçhile Vollard vaktile ucuz finta büyük | üstatların eserlerini toplamış bu | sayede şimdi milyoner olmuş bir tablo tüccarıdır. Refnkat etmekliğimi | benden | rica ediyor. Viaminck'le ve getir!,, | | Sıra ile Vin- vardı | Bir yapı Biyetine (bisiklet) Vellard: — Ben çocukları se | verim, harikalar yaratırlar. Vlaminck: — Niçin evlenme- diniz? İ Vollard Düşünmedim de-| ğil hele rus Lafitte'deki dükkâ- num varken. Fakat sonra vazgeç mmm sl msammmemmmnmmmamınma | tm. Eğer evlenmiş olsaydım, ve İ günün “dögas'nın | bil Beyin dilhahr Mlileri veçh! | tabloları onfen, diyecek Kahvealtı oluyor. . Muazzam eler içinde on kilo patat birkaç düzine haşlanmış — en; Alu tavuk. Ve mağarada yaşayan vahefler için bile çok ge | üzere dişlerini mükemmelen te | kıska davi ettik. Başkalarna yüz lira | metçim vardı sonra ya yaptığıml işi, kendisine sor. müddet sonra beni ziyarete mayesine yim. Bana ote | Sİ" Asman Mösyü, hayat ne kal ra borçludur. Fakat şimdiye ka | dar pabal.... diyordu. “Ayol ya” dar mülkerre müracaatlarımıza | nunda iken bunun farkında değil rağmen bu parayı vermedi. Son | mi idin?, dedim. Öyle amma zamanlarda da tagayyüp etti, | Mösyö, o saman &zii Pi Tahkikatıma nazaran, bu zat | seyiepiyordum, #imdiise ken diğer bir çok yerlere de gırtla- | ”“Yinmineki Kına kadar borçlu imiş ve bor- | Vollard hani cunu vermek te âdeti değil. | tablo tüccarı sizi ziyarete gelmiş miş..” ve salre. bir ili & Cözanne almak isti Ne yapayım? Ben de şöyle | yordu. siz de uykuda : > zünüzü açtınız ve herifi bir cevap verdim: (e “Azizim İsdet, “Görüyorum ki ban iki tara - Aklınızda mı Fraakfurd'dan bir koğmuş- | Vollerd: — Tabi ya. O za sin kolleksiyonum istymetli ol- n vazi | maya başlamıştı... Hem ; kadın- yetindeyim. Hem ona, hem sa- na,, Bana gönderdiğin mektup | için bir tablosu olduğunu di, söyle sordum, tablonuz nerededir. zda mıdır. O Dedim. “Ha dedi fakat birkaç ta ağaç mutlaka Cour rr ediyordu. Hedvige üçüncü © sig Halbuki sen sadece şikâyet e- orsun. Eğer bu Mukbil Bey ze kendi gelseydi de, dişleri- ni cari tarifenize göre yaptır- saydı, ne olacaktı? Size yüz li- | yakıp kayboldu. Bir © müdde sonra İâzımlığn üstünde odaya ra borçlu olacaktı. Demek ki a ben sizi yötmiş liradan kurtar. | #irdi, fakat Bertha geldi kolun- ini; aliyi lal ve tuttuğu gibi W. C. ye götür otuz lirayı kurtarmak çaresi Vollard eserlerinizi çok Geriye r Azizim Vlaminek de siz düşünün. Hürmetler..” severim. İhtiyar hâlâ itmemiş gibi gerine gerine gülerek: Yazınm tetkikine © girişti — Hah şimdi başıma bir de r. Orhan bütün dikkatile bu | yahudilik çıkarınız. Kimbilir acibelere birer mana tatbiki i- | ecdadımdan birisi belki vakti- çin göz gezdirerek: le Selâniğe uğramıştır., Belki Bu yazı bugünkü muse. | Balatta, Hasköyde, Kuzguncuk vilerin kullandıkları harflerden | ta bir günah işlemişti müterekkip değil. | Şifreyi halle başladılar. İb- Turhan — Ben © iddinmda | ani alfabesini ( (Alef) (bet) sabitim bu yazı İbranicedir.. — | (ğimel) (kaf) (lamed) (mem) Orhan — Hakkın var kar. | (nün) (sin) diye başından, or- deşim amma bu yazı İbranice | tasından, sonundan Dilâverin hârflerin aslı değil © onlardan | çizdiği şekillere tatbik ile, ke- çevrilme (o Tevrata ait birçok (C16) lerden < birinin şifresi- | karmaya uğraşıyorlardı dir. Simdi müşkülü — hallede- İlkin Leman kendi ölüşü- riz.. Paul - c - Gagot'nun magie İ nü görmekten doğacak hâdise kitabını aç.. 149 uncu sahifo- | hakkımda cevap aldılar; de bu şifrenin anahtarını görür Ruhlar Dilâverin parmakla- sün, rı vasıtasile şöyle ifşaatta bu- Kitabı açtılar. o Filhakika | lunmuşlardı : baber verilen sahifede Dilâve- | © “Hayat her rin kargacık © burgacıklarına benzer şekiller buldu! Şifrenin haline . . girişmez: den evvel Orhan gülerek baktıkça | manyatizmanın ağırlığı Dilâver gülmemek için başını | üzerinden nefeste ölüm tehlikesine maruzdur.. Zaman haricinde ölüm yoktur.. Zaman dahilinde ise ölümün © vukuile sor- | yüz senelik bir ömür sıfıra in- | kılâp eder.. Altı yaşında ile alt Ruhlar ifadelerini niçin | mış yaşında ölmenin beyninde İbranice tesbit ediyorlar. Dilâ- | hiç bir fark kalmaz... Siz şim- verin soyunda yahudi mi var? | di değil hayata gelirken ölmü a | iğım | imiz, gö- | tablomda çayır | limeler teşkil ederek mana çı- | ç büyük bir olacak vaktini ç de re koya Tıpkı b Vollard tes Fra bar — Societe'des artis, nin ressamları çok ki insanlardır e rast geldim o kadar eğer kuş ya bir prensese ihtiyacım var desey. dim, bana derha akdim edeceğini İ Ne demek beş on — tane vadedecekti. istiyorum., Artistes français'nin ressamlarını severim fakat Academ dan hoşlanmam. — Öyle ise ne için onları ziya ret ediyorsunuz? — Çünkü Gervex'den «ümhur Felix Fa yet € anleo zamanında ketlerini - Rus t falan falan yemin ederim İk olan yalnız ro: Vollard Hakiki tist biç te Vulgaire olmaz. Meselâ Rencir den ki “Tablolarının tamamlanmış veya tamamlanmamış olduğunu ben den başka kimse bilmez, eğer çıp Jak bir modelin sırt tarafını yap zaman. Birden bire içim- den bir arzu gelip elimi kalı rıp omodelimin o tarafa ekersem, tablo bitmiştir!,, bi Hedvige yine gelip sigara pa- ketine * elini uzatırken babası * Kâfi artık” diyip Vollard da “Kızım bu yaşta sigara içmek fe nadir! dedikte Hedvige de bana dönüp: “Bu herife de ne oluyor 1,, dedi Vollar eskiden beri o çocuklar için çok payanı istifade olacak bir kitabın kaleme almamadığma ne kadar £ edilse azdır. adabı muaşeret Büyüklerimiz için oldu ğu gibi şimdiki yetişenlere de el zemdi. (Çocuklara İ kitabı) Bazan ii manı oluyor ki, ne türlü hareket Bir gün bü- sinemalarda de yandaki bakayım Oki, “ne gö reyim... Bir Kadın. Eski bir sevgili... Farkında misnız? Ka- dınlar sinemada aydınlık olur ol maz sağa sola bakarlar, bu & rafı görmekten ziyade kendisi ni göstermek içindir... Belki bir şapka bir kostüm yahut bir broş. Veya belki bir maşuk. Kadınlar severler... Erkekler ise edeceğini bilemiyor. yük bülvarlardaki birindeydim. — Bir locaya Antikalarını, ve eski metreslerini. Velhasıl locadaki eski sevgilim beni görmemezliğe geldi. Bir a- ralık locadan çıktı.. Oyun baş- larken kafamı onların İocasna w | sattım. Maşukuna: “Perdedeki yazıları okuyamıyorum, bana | kur musunuz!,, dedim. Genç İ dam nezaketle her yarıyı o yük. sek sesle okumaya başi Biraz dan bizimki Ma yerine geldi. Harik (oOHayat Sirgortalarmızı Bir gün Lervex | Azizim Vlaminck | m öyle zayıf za- | Kaza Eskihisar Müt su, KIRİ r. Aİ | GİMENTO w FABRİKALA| İ DARICA'DA ve £ | Kâlin fabrikalarının TORK çimi A.Ş. ZEY Köln fabrik |AsLa ve SÜPER-ASEİ Markala maktadı Müste nlar übür ile ister etiket ile bet çet edil sü sama J VE NBURNUNÜ faturalarda As altı olak tır. Talip o zetemizde Ramiz Beye racıa! etsinle Yeni neşriyat Foto Süreyya Memleketimizin yeğne sale san'at mecmması olan Foto SÜRÜ sın 15 temmuz muskası GEZİ hel resimlerini “Gİ leri havi olarak imtişM şukunun ne iç yüksek İSördeleki ” yazdanams iii öğrenince “Anlıyor muzu, Sİ ls alay ediyor, diye tepindi ği du. Oyunun hitamında ne | hareket düşür öl genç ındam ayağım kalker si | ken hürmetle önümde bir sil İ verdi ki, bayıldım. edeceğimi Siz Blaise Cendrar'ın son tabını okudunuz mu? (L'or) Hem hali hazırdaki tabiolf nasl speküle edildiği — malöfi 3 bir amatör ile tablo tüccarı P. R. den İ fintla müteveffanm bir tabi mu almak de P.R. Renoir'ım öldüğünü kolleksiyoner için müracaat € üstadın vefatında vel haberdarmış!.. P. R. bu yi şair Jean © Coctenu'yf veçhile anlatmış, dinleyin “Anlıyormunuz. ya... Kelğğ İ yoner aklınca Rerisir'i canlı ta alacağını (ucuz << dereli fakat ölü fiatma (pahalı mek) başka yere satacağım netmiş, fakat ben ona ölü fiatı yaptım, © canlı alar ni zannederken ölü fiatına İdi, fakat canlı fintma . alıy zenne! Hazurunu— derin bir kapladı. Vollard: — Yeni tual'ları “örmek istet Vlaminek... hani ya te donuk kırmızı tablolar at Onlar hâlâ duruyo, Fikret MUALLÂ yapti ve Otomobil Galatada Ünyon hanmda kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayi muamele etmekte olan kumpanyasma bir kere uğramadan sigorta yaptır. | mayınız. Telefon: Beyoğlu 48$6. | mezarın © methalidir.. Leman İ Velittin Hanımın on yedi yaşi İle beş adedinin arasındaki mü nasebeti arayınız. (Saturne) seyyaresinin arz | ile iktiranında teveccüh | nasip | olursa çok şenmetler saadete döner... Korku ölümün kılavu- zudur.. Arslanın © pençesinde parçalanmazdan evvel korku- dan ölen ceylânm göz yaşları- nı görmediniz mi?...,, | Salla pata çızıktırdığı karga cıklardan çıkarılan bu om İ lar karşısında hayretten verin ağzı açık | kaldı.. Âcaba kendi haberi olmaksızın bu aca yip şeyleri hakikaten ruhların diktesi altında mı zmıştı? Yoksa beyler zoraki bir uydu- ruşla çeke çekiştire o manasız lâfları bu kalıplara mı dökmüş lerdi? Şüphesiz ki © hakikat 6- lan bu ikinci hükümdü. Her ne farzedilse © sorulan suale şifrede doğru bir cevap İ görülüyordu. Ruhların söz- lerinde âdi bakıcılar gibi teal. lüle kaçan bir muamma çeşnisi vardı, Leman id “5 di | uğrayacaktı? On yedi yaşi | beş adedile münasebetini # İ maktan ne çıkarılabilirdi? İ turne seyyaresinin arz ile ikt İ mında teveccüihe | demekti? Hayırlı hayırsız, mana nasız Leman hakkımdaki şi nin bu ikinci hallini başka zamana bırakarak, öteki su bına geçtiler Uzakta işlenmiş meçhul İ cinayetin aile hakkında * vi | gelecek meş'um tesiri mes ni tetkike giriştiler.. Keyfi böyle benzetip benzetip t€ na çıkarmak şekline dökül olduktan sonra Dilâver kar! İmasını çok müşkülleri bi kifayetten artacak bir meb İ yetle yazmıştı... Tevratın esfarı hamse si ikinci suale şu cevap veriyordu: “Fozada şansla şesmet * İma cidal © halinde — biribi İ kovalarlar., Şanslarına menfi olanların tepelerinde şans! dolaşır.. Şans düldülü dört la koşarken birden bire k İ lanır, varmak

Bu sayıdan diğer sayfalar: